AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Endişe

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Clary Bernstein

Clary Bernstein

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 1650
Gerçek Adı : Derya
Yaş : 28

Endişe Empty
MesajKonu: Endişe   Endişe EmptyCuma Tem. 29, 2011 9:42 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Adrian Michael Black - Clary Bernstein
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Endişe Empty
MesajKonu: Geri: Endişe   Endişe EmptyC.tesi Tem. 30, 2011 2:39 pm

Giriş kapısında aylak aylak dolaşıyordum. Arkadaşlarla sohbet ediyor, geçen kızlara laf atıyorduk. Evet Clary olmasına rağmen hala çapkınlıklarım sürüyordu. Ama eskisi kadar değil. O sırada arkadaşlarımdan biri, Clary'nin bunları öğrenirse bana ne yapacağını sordu. İstem dışı bir titreme yaşadım. Bu halimi gören arkadaşlarım kahkahayı bastılar.

Büyük Salon'a doğru yürümeye başladık. Daha doğrusu çabaladık. Gülmekten yürüyemiyorduk. Öyle gülüyorduk ki, adım atmak bile çok zor oluyordu. Bir süredir sırf Clary ile zaman geçiriyordum. Arkadaşlarımla ne kadar eğlendiğimi unutmuşum. Onlarla vakit geçirmeyi de özlediğimi fark ettim. O yüzden şimdi espriler birbiri ardına patlıyor, kahkahalarla iki büklüm oluyorduk. Ayrıca o kadar gürültü ediyorduk ki, çevreden geçenler bize onaylamayan bakışlarla bakıyor, ayıplıyordu. Kimin umurundaydı ki?

O sırada Sdney'i gördüm. Yüzümde ki gülümseme silinir gibi oldu. Tam yolumu değiştirecektim ki oda beni gördü ve bana doğru geldi. O gelirken içimi huzursuzluk kapladı. Gene bir şeyler yapacaktı. Yanıma geldiğinde Clary'nin hastane kanadında olduğunu, onu önemsemediğimi, günün birinde onuda bırakacağımı, giriş kapısında resmen bağırarak söylemişti.

Clary'nin hastane kanadından olduğunu duyunca baımdan aşağıya kaynar sular boşaldı. Elimde ki çantayı yere attım ve arkama bakmadan koştum. Arkadaşlarıma hiç bir şey demedim. Beni anlayacaklarını, ayrıca bana da kızacaklarını biliyordum. Sdney'in zaten önemi yoktu. Ancak, şu anda öncelikle Clary'i görmeliydim. Onu görüp, iyi olduğunu bilmeliydim.

Hastane Kanadı'na geldiğimde apar topar içeri girdim. Bir an durdum ve nefesimi toparlamaya çalıştım. Koşmaktan kusacak gibi olmuştum. Neyse ki görevli şu anda başka yerlerde başka şeylerle ilgileniyordu ve beni fırçalayacak kimse yoktu. Zaten şu anda kimseyi dinlemeye meyilli değildim.

İçeri girdiğimde Clary, köşede bir yatakta, koca yatakhanede tek başına yatıyordu. İçeri girdiğimde gözleri bana çevrildi. Biraz korkuyla koşturarak gelmiş olmanın verdiği kusma hissini bastırıp ona doğru yürüdüm. Ona ne olduğunu bilmiyordum. Ancak öğrenmeye niyetliydim. Yanına vardığımda yatağın köşesine iliştim ve ona baktım. Bir kaç kez olduğum yerde yutkundum ve nefesimin düzene girmesini sağladım. Avucumu yüzüne koyup, zayıf bir sesle:
"İyi misin?" diye sordum. Aslında iyi görünüyordu. Belki biraz yorgun. Her ne yaşadıysa sanırım onu biraz yormuştu.
Nefesim düzene girdi ve derin bir soluk alıp, ciddi bir ifadeyle sordum.
"Ne oldu Clary?"


En son Adrian Mikael Black tarafından Salı Ağus. 09, 2011 3:41 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clary Bernstein

Clary Bernstein

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 1650
Gerçek Adı : Derya
Yaş : 28

Endişe Empty
MesajKonu: Geri: Endişe   Endişe EmptyPtsi Ağus. 01, 2011 6:34 pm

Burada yatmaktan gerçekten sıkılmaya başlamıştım. Biraz başımın dönmesi ve biraz da midemin bulanması dışında bir şeyim yoktu. Alt tarafı(!) bir kertenkele olmuştum. Şu an da sıkıntıdan ölmenin dışında hayati bir tehlikem yoktu. Burada yalnız olmak beni üzmüştü. Bir kaç arkadaşın dışında gelen giden yoktu. Özellikle de Adrian'ın gelmemiş olması beni daha da üzüyordu. Arkadaşlarımdan birisi onun keyfinin yerinde olduğunu ve arkadaşları ile gülüşüp kızlara laf attığını söylemişti. Bu da beni deli döndürmüştü. Bu olabilir miydi gerçekten? Tam ona güvenmeye başladım derken bana ihanet ediyor olabilir miydi? Umarım bu sadece uydurmadan ibarettir.

Ben sıkıntılı bir şekilde tavan bakarken kapıda bir hareketlilik gördüm. Kafamı oraya çevirince Adrian'ı gördüm. Kalbim hızla çarptı. Bu hem mutluluktan hem de kızgınlıktandı. Gözlerindeki endişeyi görebiliyordum; ama bir yandan da beni unutmuş olabileceğini düşünüyordum. Ağlamak istiyordum. Nasıl kızlara laf atardı? Muggler'ın bir sözü gerçekten çok doğruymuş; insan yedisinde neyse yetmişinde de odur. Adrian asla beni tam anlamıyla sevemeyecekti ve ben de bu kalp kırıklığını ömür boyu taşıyacaktım.

Yanıma geldi ve elini yüzüme koydu. Bu hareketi içimin titremesine neden oldu. "İyi misin?" Bu sorusuna karşılık sadece başımı salladım. Kendimi bitkin hissediyordum açıkçası. "Ne oldu Clary?" Ses tonu ciddiydi. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Hala arkadaşımın bana söyledikleri aklımdaydı. Gerçekten iki günde beni unutmuş olabilir miydi? Endişeli görünüyor olması gerçeği değiştirmiyordu.

"Bir kertenkeleye dönüştüm hepsi bu. Endişeli gibi görünmene gerek yok. Arkadaşlarının yanına gidip kızlara laf atmaya devam edebilirsin." Bunları hayal kırıklığı ile dolu bir ses tonuyla söylemiştim. Sert davranmak istememiştim; ama bunu hak etmişti. Beni gerçekten sevdiğine inanmıştım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Endişe Empty
MesajKonu: Geri: Endişe   Endişe EmptySalı Ağus. 02, 2011 1:42 pm

"Bir kertenkeleye dönüştüm hepsi bu. Endişeli gibi görünmene gerek yok. Arkadaşlarının yanına gidip kızlara laf atmaya devam edebilirsin." Kertenkele? Şok olmuştum. Ancak asıl mesele, sesinde gizleyemediği, yada gizlemediği bir hayal kırıklığı vardı. Ve ben bundan nefret etmiştim. Anlaşılan arkadaşlarla takılıyor olmam, hoşuna gitmemişti. Tabi, budurumu ve daha fazlasını ona ileten kişi, kızlara attığım lafları, ciddi anlamda sarkıntılık ettiğime işaret olarak görmüştü. Ancak ben, biz sadece arkadaşlarla eğlenmek için gelip geçen kızlara laf atıyorduk o kadar. Ve Clary'nin, ondan bu kadar kolay vazgeçebileceğimi inanıyor olması, beni çıldırtıyordu. Gerçi bu biraz iyi bir şeydi. Ama fazlası

Gözlerimi kaçırmadan elimi yüzünde dolaştırdım. Yüzüne dökülen saçlarını kenara çektim. Biraz yaklaştım ve fısıltıyla konuştum:
"Clary. Kim sana ne dedi bilmiyorum ama, ben senden başka bir kızla olmayı hiç düşünmüyorum. Arkadaşlarla biraz eğleniyorduk o kadar." Yüzümü birazcık daha yaklaştırdım."Seni, kim, nasıl ve neden kertenkeleye çevirdi?" diye sordum. Daha çok tıslamıştım. Ona zarar verilmesi fikrinden hiç hoşlanmamıştım. Bunu yapanları öğrendikten sonra canlarını yakabilirdim. Büyük ihtimallede peşlerine düşecektim. Her ne olursa olsun...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clary Bernstein

Clary Bernstein

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 1650
Gerçek Adı : Derya
Yaş : 28

Endişe Empty
MesajKonu: Geri: Endişe   Endişe EmptySalı Ağus. 02, 2011 3:39 pm

Eli yüzümü keşfedercesine yüzümde dolaşıyordu. Saçlarımı geriye attı ve bana yaklaştı. Böyle yaklaşması hiç iyi olmamıştı. Ona kızmak istiyordum, bağırmak, yumruklamak falan istiyordum; ama böyle yapınca hepsi imkansızlaşıyordu. Fısıltıyla konuşmaya başladı. "Clary. Kim sana ne dedi bilmiyorum ama, ben senden başka bir kızla olmayı hiç düşünmüyorum. Arkadaşlarla biraz eğleniyorduk o kadar." Demek biraz eğleniyorlardı. Kızlara laf atmak onun için eğlenceden sayılabilirdi; ama benim için öyle değildi. Bunu yapmasından nefret ediyordum.

Biraz daha yaklaştı ve konuşmasını sürdürdü. Seni, kim, nasıl ve neden kertenkeleye çevirdi?" Bunları gerçekten ürkütücü bir şekilde söylemişti. Sürekli değişen davranışları kafamı karıştırıyordu. Hem beni seviyorken hem de başka kızlara laf atması çelişkili bir durumdu. Özellikle de bunu bir eğlence olarak görmesi. "Birisi yaptı işte. Ne önemi var ki?" Yatmaktan sıkılmıştım. Bu yüzden hafifçe elimi göğsüne dayayıp onu ittirdim ve oturur pozisyona geldim. "Ayrıca arkadaşlarınla eğlenmene bir şey dediğim yok. Sorun kızlara laf atmayı eğlence olarak görmen. Böyle yaparak sana olan bütün güvenimi sarsıyorsun." Kelimeler boğazımı yırtarcasına çıkıyordu. Adrian'ın başka kızlara baktığının düşüncesi bile delirtiyordu beni. Çok mu kıskancım ne?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Endişe Empty
MesajKonu: Geri: Endişe   Endişe EmptySalı Ağus. 02, 2011 4:55 pm

"Birisi yaptı işte. Ne önemi var ki?" Bu sözlerinden sonra şok içerisinde geriye doğru çekildim. Oda beni ittirip oturur vaziyete geldi.
"Ayrıca arkadaşlarınla eğlenmene bir şey dediğim yok. Sorun kızlara laf atmayı eğlence olarak görmen. Böyle yaparak sana olan bütün güvenimi sarsıyorsun." dedi. Kertenkele olayı tamamen aklımdan çıktı. Kertenkele olmanın değilde, benim başka kızlarla, dalga geçmem onu yaralamıştı. Bunu bi daha yapmamalıydım.
"Clary" dedim şok içerisinde hala ne yapacağımı anlamış değildim.
"Clary. Anlıyorum. Tekrar böyle olmayacak. Ama şunu anlamalısın ki, senden başka bir kızla olmayı düşünmüyorum. Seni seviyorum." Şu anda bulunmuş olduğu zor durumdan çıkması için elimden geleni yapmalıydım.
"Bak," en iyisi ona her şeyi anlatmaktı.

"Dört yıl önce, belki hatırlarsın trene binerken karşılaşmıştık. Bana hiç yüz vermemiştin."dedim gülümseyerek.
"Ben seni o zamandan beri seviyorum. Çünkü ben her istediğini elde etmeye alışık birisiydim. Sana kadar. Yılları içinde o kadar kızla bir çok şey yaşamış olabilirim. Ancak hiç birisi senin gibi değildi. Senin bir seferde yarattığın etkiyi yaratmamıştı. İnan bana, öyle. Üç yıl önce Rox ve bir kaç yalaka Slytherin'li arkadaşı seninle dalga geçitiğinde, onlara meydan okumuş ve bir gece boyunca hastane kanadında yatmıştım. Bunu sen hiç bilmedin. Clary, ben seninle sadece son zamanlarda ilgilenmiyorum.
Seni çok uzun zamandır seviyorum. Sadece bunun farkına varamamıştım. Yada sana söyleyecek cesareti bulamamıştım. Bunu sana ve tabi ki kendime itiraf edememiştim. Bu tür şeyleri kabul etmeyecek kadar kibirli birisiydim ben. Seninle sevgili olana kadar. Seni tahmin ettiğinden daha çok seviyorum. Çünkü senin için bir çok şey değişti. Bunu anlamıyorsun. Eskiden beni tanısan kibirli olduğumu bilirdin. Ama senin yanında bunu bir kenara bırakıyorum." duraladım. Tekrar bir soluk aldım ve devam ettim.

"Başka hiç bir kızın aramıza girmesine ben izin vermem. Yaptıklarım yüzünden kırıldığını anlıyorum. Özür dilerim. Tekrar olmayacak. Daha önce gelmeliydim. Ancak haberim olmadı. Kimse bir şey demedi. Seni derslerde görmeyince anlamalıydım gerçi." Sonra durdum ve nefes aldım. Bütün bunları söylerken bir kez olsun gözlerimi kırpmamış ve kaçırmamıştım. Yatakta ona biraz daha yaklaştım. Başını çevirdi. Gözleri dolmuştu.
"Clary" dedim. Yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Beni ittirdi. Nedenini anlamadım. Ona tüm duygularımı bir çırpıda anlatmıştım. Hala neden kızgındı ki. Ah şu kahrolası huylarım. Vaz geçmeliydim.
"Clary bak... Sadece .. sadece.." kesik kesik nefes aldım. "Üzgünüm. Bir daha asla olmayacak. Her ne kadar yanlış anlasanda." Yine yüzme bakmıyordu. Ancak gözleri dolu dolu değildi.
"Clary" dedim tekrar. Bana bakmamakta ısrar ediyordu. Hala ona bakıyordum. Bir elimle elini tuttum. Bekledim. Benimle konuşması için, kendini toplamalıydı. Beklerdim. Gerekirse, bedenim soğuyana dek beklerdim. Ama biraz yumuşadığının farkındaydım. Yada öyle zannediyordum.

Bir kaç sessiz dakika geçti. Camdan dışarı baktım. Hava kararıyordu. Güzel bir bahar günüydü. Şu sıralar yemek saati olduğu için görevlinin bile gelmesini bekleiyordum. O sırada aklıma bir şey geldi. Clary'i o kadar uzun zamandır öpmüyordum ki. O an ona bir özlem duydum. Bunu açıklamak çok zordu. Sadece yanımda olmasının yetmediği bir an. Tekrar ona baktım. Bana bakıyordu. Kaşlarımı sorarcasına kaldırdım. Daha iyi olduğunu söylemesini bekliyordum. Konuşmuyordu.
"Bayan benimle ilgilenmiyor olmanız, sizin için iyi sonuçlar doğurmayacaktır bence." dedim muzipçe. Bana baktı ve hafifçe tebessüm etti. Gülümsemesini bastırmak istediği belli oluyordu. O daha ağzını açarken ellerimi beline koydum ve onu kendime doğru çektim. Ellerini göğsüme koydu ve beni ittirir gibi oldu. Bakışları değişti.
"Adrian" dedi uyarır bir tonla. Buyrun benim. Peki umursayan kim ki? Başımı çevirip etrafa bakındım. Gelen giden yoktu. Sağ elimle ona sıkıca sarıldım ve artık o andan itibaren düşüncelerimde değil arzularımın etkisiyle davranıyordum. Dudaklarım dudaklarıyla kavuştuğu andan itibaren herşey bulanıklaştı. İlk seferki gibi değildi. Daha ateşliydi. Daha yoğundu. Biraz belinden çekip biraz daha üstüne gittim. Kollarını boynuma doladı ve en sonunda başı yastığa değdi. Elimi sırtından çektim ve sol tarafına koydum. Onu öperken sanki yeniden keşfediyordum. Dilimle dudaklarının tadına varıyordum. Çok güzeldi. Daha önce yaşadığım hiç bir şey, şu an yaşadığım şeyle kıyaslanamazdı. Çok beğendiğiniz, ama ne olduğunu çıkaramadığınız bir tat gibi. İçimde ki coşkuyu tarif etmem imkansızdı. İçerlerde bir yerde birileri parti veriyordu.

Dakikalarca onu öptüm ve geri çekilmedim. Geri çekilmeyede niyetim yoktu... Şu anda yeniden doğmuştum.

Nefesim kontrolden çıkmıştı. Bazen bir dakika kadar nefes almıyor, bazense çok hızlı soluklar alıyordum. Ne kadar sürdü bilmiyorum. En sonunda dudaklarımız ayrıldı. Ama onu bırakamıyordum. Bir kez daha öptüm. Yine bıraktım. Küçük öpücükler konduruyordum dudaklarına. Tekrar tekrar ve tekrar öptüm onu. Defalarca. Kısa bir süre durdum.Hızla soluk alıp veriyordum. Alnım alnına dayanmıştı. Nefesimi düzeltmeye çalışıyordum. Bir kez daha öptüm onu. Bir dakika daha.
"Seni seviyorum." dedim. Dudaklarından ayrılmadan söyledim bu sözleri. O kadar kızla çıkmıştım. Ama bu iki kelimeyi hiç birine söylememiştim. O yüzden bunları söylerken, normalde olması gerektiğinden daha bir güçlü söylüyordum. Gözlerimi açtım ve yüzüne baktım. Gözleri kapalıydı. Onunda nefesini kontrol etmeye çalıştığını fark ettim. Elimi yüzünde gezdiriyordum. Onun yüz hatlarını ezberlemeye çalışıyordum. Saçlarını yüzünden çektim. Elimi yatağa koydum ve kontrolsüzce bir kez daha yumuldum dudaklarına..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clary Bernstein

Clary Bernstein

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 1650
Gerçek Adı : Derya
Yaş : 28

Endişe Empty
MesajKonu: Geri: Endişe   Endişe EmptySalı Ağus. 09, 2011 7:01 pm

Şaşırmış bir şekilde ismimi söylerken bende daha mantıklı bir şeyler söylemesini bekliyordum. Ne bekliyordu ki? Hastahane Kanadı'nda yatarken yaptıklarından haberdar olmayacağımı mı? Öyle düşünüyorsa çok yanılıyordu. Tekrardan konuşmaya başladığında onu anlamamı istiyor gibiydi. "Clary. Anlıyorum. Tekrar böyle olmayacak. Ama şunu anlamalısın ki, senden başka bir kızla olmayı düşünmüyorum. Seni seviyorum." Sözleri karşısında kalbimin deli gibi çarpmasına engel olamamıştım. Bana 'seni seviyorum,' demesini seviyordum. Yine de onu bu kadar kolay affetmeyecektim.

Ona bakmaması söyledi ve bende kırgın bakışlarımı ona çevirdim. "Dört yıl önce, belki hatırlarsın trene binerken karşılaşmıştık. Bana hiç yüz vermemiştin," dedi gülümseyerek. Bense yüzümdeki ifadesizliği korumaya çabalıyordum. Hayal meyal hatırlar gibiydim. O zamanlar oldukça küçüktüm, çok net bir şekilde hatırlamamı bekleyemezdi.

"Ben seni o zamandan beri seviyorum. Çünkü ben her istediğini elde etmeye alışık birisiydim. Sana kadar. Yılları içinde o kadar kızla bir çok şey yaşamış olabilirim. Ancak hiç birisi senin gibi değildi. Senin bir seferde yarattığın etkiyi yaratmamıştı. İnan bana, öyle. Üç yıl önce Rox ve bir kaç yalaka Slytherin'li arkadaşı seninle dalga geçitiğinde, onlara meydan okumuş ve bir gece boyunca hastane kanadında yatmıştım. Bunu sen hiç bilmedin. Clary, ben seninle sadece son zamanlarda ilgilenmiyorum.
Seni çok uzun zamandır seviyorum. Sadece bunun farkına varamamıştım. Yada sana söyleyecek cesareti bulamamıştım. Bunu sana ve tabi ki kendime itiraf edememiştim. Bu tür şeyleri kabul etmeyecek kadar kibirli birisiydim ben. Seninle sevgili olana kadar. Seni tahmin ettiğinden daha çok seviyorum. Çünkü senin için bir çok şey değişti. Bunu anlamıyorsun. Eskiden beni tanısan kibirli olduğumu bilirdin. Ama senin yanında bunu bir kenara bırakıyorum."
Sözleri bende şok etkisi yapmıştı. Bunların hiç birisini bilmiyordum.

Biraz duraksamanın ardından sözlerine devam etti. "Başka hiç bir kızın aramıza girmesine ben izin vermem. Yaptıklarım yüzünden kırıldığını anlıyorum. Özür dilerim. Tekrar olmayacak. Daha önce gelmeliydim. Ancak haberim olmadı. Kimse bir şey demedi. Seni derslerde görmeyince anlamalıydım gerçi." Bana yaklaşmasıyla başımı başka tarafa çevirdim. Gözlerim dolmuştu. Sözlerinden etkilendiğimi belli etmek istemiyordum. İsmimi söylerken biraz daha yaklaştı. Onu ittirdim. Şu an ağlayabilirdim ve onun önünde bir kez daha ağlamak istemiyordum. Belki de şu an kızgın olduğumu düşünüyordu; ama ben sadece söylediklerini hazmetmeye çalışıyordum. Bir an da bu kadar çok şeyi itiraf etmesi beni şaşırtmış ve duygulandırmıştı.

Kesik kesik nefeslerinin arasında bir şeyler söylüyordu. O da benim kadar perişan olmuştu. Ona bakmamakta ısrar ediyordum. Ona bakarsam boynuna atlamaktan korktuğum içindi hepsi. Elimi tuttu ve ona bakmamı bekledi. Bense inatla hala başka yöne bakıyordum. Sessizlik uzuyordu. Yavaşça başımı ona doğru çevirince camdan dışarıya baktığını fark ettim. Ona bakmak bile kalbimin yerinden çıkarcasına atmasına neden oluyordu. Sersem herif, beni nasıl bu kadar kolay etkileyebiliyordu? Bakışlarını bana çevirince ona baktığımı görmüş oldu. Soru sorarcasına kaşlarını kaldırmıştı. Bir şeyler söyleyecek halde değildim. Bayan benimle ilgilenmiyor olmanız, sizin için iyi sonuçlar doğurmayacaktır bence," demesiyle kahkahayı basacaktım az kalsın. Sadece hafifçe gülümsedim.

Tam bir şey söyleyeceğim sırada ellerini belime koyup beni kendisine çekti. Bu ani harekete şaşırmıştım doğrusu. Onu itmeye çalıştım ve uyarırcasına adını söyledim; ama onun bunu pek umursadığı yok gibiydi. Etrafa bakınıp birilerinin olup olmadığını kontrol etti. Bense geri çekilmeye çalışıyordum. Aslında bir yandan da geri çekilmek istemiyordum. Bana sıkıca sarıldı ve bir an da dudaklarımız birleşti. Şaşkınlığımı üzerimden atar atmaz bende ona karşılık vermeye başladım. Şu an da hiç bir şey umurumda değildi. Birinin bizi görmesi, ceza alabilecek olmamız, ona olan kızgınlığım ya da başka her hangi bir şey. Şu an da sadece o ve ben vardık. Kollarımı boynuna dolayıp onu biraz daha kendime çektim. Büyük ihtimalle biraz sonra bu yaptıklarıma pişman olacaktım; ama şu an da mantığım çalışmıyordu maalesef. Kalbimin her çarpıntısına uyumlu olarak dudakları dudaklarımda geziniyordu.

Zaman kavramını yitirmiştim. Onun kollarındayken gerçek dünyadan sıyrılıyordum. Sanki bambaşka diyarlara gidiyor gibiydim. Bir süre sonra geri çekildiğinde deli gibi nefes alıp veriyordum. Başımın yastığa değdiğini de o zaman fark etmiştim. Tekrardan öptü beni ve tekrar, tekrar. Ne onu durdurabiliyordum ne de duracak gücü kendim de bulabiliyordum. Öpücüklerinin arasında söylediği iki kelime kalbimin daha hızlı atmasına sebep oldu. "Seni seviyorum." Ona bir karşılık verecektim; fakat dudaklarıyla susturdu beni. Gözlerim kapalıydı ve nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum ve mantığımı bulmaya. Adrian'ın eli yüzümde geziniyordu ben de ensesinde birleştirdiğim ellerimle saçlarıyla oynuyordum. Dudaklarını tekrardan dudaklarımda hissedince nefesim kesildi. Artık buna bir son vermeliydik. Yoksa burada kalp krizinden gidecektim.

Dudaklarımı ondan ayırdım ve yavaşça doğrulmaya başladım; ama hala ona tutunuyordum. Şuan oturur vaziyete geri dönmüştüm. Alnımı onun alnına dayadım. Gözlerim hala kapalıydı. "Bende seni seviyorum." Derin bir nefes aldım ve konuşmamı sürdürdüm. "Ama artık durmalıyız. Yoksa ölümüme sebep olacaksın," dedim ve gülümseyerek gözlerimi açtım. Onun gözlerine bakınca orada eriyordum adeta. Son bir kez ve uzunca, bu sefer ben onu öptüm içime çekercesine. Geri çekildim ve başımı göğsüne yasladım. "Yine kendini affettirmeyi başardın, sevgilim." Onun göğsüne yaslanmışken kendimi çok huzurlu hissediyordum. Ne söylediğimin farkında olmadan bir şeyler mırıldanmaya başladım."L'amor che move il sole e l'altre stelle."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Endişe Empty
MesajKonu: Geri: Endişe   Endişe EmptyPerş. Ağus. 11, 2011 11:58 pm

Kendimi Clary'nin dudaklarında kaybettikten bir süre sonra, onları benden ayırdı. Beni hafifçe ittirdi ve doğrulmaya çalıştı. Bana tutunarak doğruldu. İkimizde oturur vaziyete gelmiştik. Derin derin soluklar aldım. Göğsümde ki yaratık zaferle kükrerken ben gözlerimi yummuş, deli gibi sırıtıyordum. Konuşmaya başladığında gözlerimi açtım.

"Bende seni seviyorum." dedi. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti.
"Ama artık durmalıyız. Yoksa ölümüme sebep olacaksın," dedi. Gözlerini açtı ve bana baktı. O gözlerde uzun zamandır istediğim şeyi görüyordum. Bana karşı beslediği sevgiyi. Şu anı kelimelere dökmem mümkün değildi. Çok uzun süren kavurucu bir sıcakta, sanki arada hafifçe esen tatlı bir meltem gibi... Kupkuru bir araziye damlayan bir yağmur damlası gibi.

Bu hissi anlatmak mümkün değil. Sadece yaşanabilirdi. Alnım alnına dayalı mest olmuş bir vaziyette dururken, dudaklarının tadına vardım bir kez daha. Bu sefer o öpmüştü beni.. Nefesim kesildi. En sonunda geri çekildiğinde başım dönüyordu. Kendini geri çekip başını göğsüme yasladı. Kalbim öyle atıyordu ki, başının sarsılmamasına çok şaşırdım. Tek derin bir nefes aldım ve kendimi toparlamaya çalıştım.
"Yine kendini affettirmeyi başardın, sevgilim." dedi. Sevgilim. Sevgilim. Bu kelime tekrar tekrar kafamda yankılandı. Yüzümü saçlarına bastırdım ve onu sarsmama çalışarak dern bir nefes aldım.
Bir şeyler söyledi.
"L'amor che move il sole e l'altre stelle." dedi. Daha çok sayıklar gibi söyledi bunları. Hafifçe kaşlarımı çattım. Bilmediğim bir dildi. Bir kaç saniye sessizce öyle durduktan sonra sordum:
"Latince mi o?" Bir kaç saniye sonra:
"Ne söyledin anlamadım." dedim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clary Bernstein

Clary Bernstein

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 1650
Gerçek Adı : Derya
Yaş : 28

Endişe Empty
MesajKonu: Geri: Endişe   Endişe EmptyCuma Ağus. 12, 2011 12:12 am

"Latince mi o?" Ben cevap veremeden tekrardan konuştu. "Ne söyledin anlamadım." Doğruldum ve yüzüne baktım. Bir elim onun elindeydi. Diğer elimle de gözümün önüne düşmüş saçlarımı geriye doğru attım. "Hayır, Latince değil. İtalyanca," dedim ve o sırada Hastahane Kanadı'nda çalışan görevli geldi. Bize bir bakış attı ve ilaç şişeleri ile bir şeyler yapmaya başladı. Hafifçe geri çekildim; ama sağ elim hala Adrian'ın avucunun içerisindeydi. Sadece elimi tutması bile harika bir histi.

Dikkatimi söylediği söze verdim. Bir açıklama yapmamı bekliyordu. "Dünyadaki en güçlü şeyin aşk olduğu, aşkın her şeyi yenebileceği anlamına geliyor," Derin bir nefes aldıktan sonra tekrardan konuştum. "Aslında tam kelime anlamı bu değil. Sadece ben böyle yorumlamayı seviyorum." Kadın bize doğru gelince konuşmam yarım kaldı. Adrian'a onaylamayan bakışlar yolladı. Beş dakika sonra onun buradan ayrılması gerektiğini söylemesi, Adrian'ın pek hoşuna gitmiş gibi durmuyordu. Benim de pek hoşuma gittiği söylenemez. Tekrardan bu sıkıcı yerde tek başıma kalmak istemiyordum.

Kadın uzaklaşırken tekrardan Adrian'a çevirdim bakışlarımı. "Ne diyordum? Evet, tam kelime anlamı ise şu; Aşk, ki o güneşi ve yıldızları hareket ettirir." Bir an kafam karışmış gibi yüzümü buruşturdum. "Yani en azından ben öyle biliyorum," dedim ve ufak bir kahkaha attım. Sıkkın olan canım, Adrian sayesinde düzelmişti. Canımı sıkanın da o, can sıkıntımı giderecek olanın da o olması gerçekten ironikti. Yine de o yanımda olduğu için mutluydum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Endişe Empty
MesajKonu: Geri: Endişe   Endişe EmptyC.tesi Ağus. 13, 2011 7:26 pm

"Hayır, Latince değil. İtalyanca," dedi ve bana gülümsedi. Saçlarını eliyle geriye doğru ittirdi. Yüzü açığa çıktı. Güzelliği bir kez daha gözlerimi doldurdu.
"İtalyanca" diye mırıldandım. Onun başka bir dil bildiğini hiç bilmiyordum. Aslında onunla ilgili hala bir çok şeyi bilmiyordum. O sırada kapı açıldı. Başımı çevirip baktığımda görevlinin geldiğini gördüm. Bize hiç onaylamayan bakışlar attı. Clary kendini biraz geri çekti. Ama hala elini tutuyordum. Onu bırakmak istemiyordum. En azından şu anda.

"Dünyadaki en güçlü şeyin aşk olduğu, aşkın her şeyi yenebileceği anlamına geliyor," derin bir soluk aldı. Buna, benimde ihtiyacım olduğunu inkar edemezdim. Az önce yaşadıklarımızdan sonra. Oyüzden bir kezde ben ciğerlerimi rahatlattım.
"Aslında tam kelime anlamı bu değil. Sadece ben böyle yorumlamayı seviyorum." Devamı gelemedi çünkü görevli olan kadın yanıma gelip gitmem gerektiğini söyledi.
Cevap vermedim ama hiç de hoş olmayan bir şekilde uzun bir süre homurdandım. Kadın gidince yine Clary'e döndüm. Söylediklerini bitirmesini bekliyordum.
"Ne diyordum? Evet, tam kelime anlamı ise şu; Aşk, ki o güneşi ve yıldızları hareket ettirir." dedi. Sonra küçük bir kahkaha attı. Bense ona sanki büyülenmiş gibi bakıyordum. O sırada kapı sesi duydum. Başımı çevirip baktım ve görevlinin diğer odaya geçtiğini gördüm. Tekrar Clary'e döndüğümde elini sıktım ve:
"Artık gitmeliyim." dedim bozuk bir sesle. Uzanıp son bir kez daha öptüm onu.Sonra da geri çekildim. Alnına dayanmış bir halde dururken kadın beni gelip dışarı kovaladı. Bende isteksizce yerimden kalktım ve dışarı çıktım. Şunun farkındaydım ki, Clary olmadan asla olmazdı. O beni tamamlıyordu.


SON..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Endişe

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 1. Sezon-