- Katniss'in kıyafeti:
Katniss, tek omuz, beyaz ve önünce büyük bir yırtmacı olan beyaz elbisesini giymiş aynanın karşısında kendisine bakıyordu. Dalgalı saçları onu daha havalı ve ateşli gösteriyordu. Siyah küçük çantasını eline alıp ortak salondan ayrıldı. Baloya yalnız gitmesi biraz canını sıkıyordu. Aslında bu kendisinin hatasıydı. Son zamanlar da kimseye yüz vermiyordu ve yalnız takılıyordu. Neden böyle yaptığı hakkında pek bir fikri yoktu; ama buna bir anlam yüklemekle de uğraşmıyordu. Büyük Salon'a girince bütün gözler ona döndü. Her zaman ilgi çeken bir tip olmuştu. Fazla şımarık olması onu biraz itici kılsa da bu onun pek umurunda değildi. Sanki insanların onu sevip sevmemesini kafaya takıyormuş gibi.
Katniss, kendisine itiraf etmese de yalnızlık son zamanlar da katlanılmaz hale gelmişti. Her zaman ilgi odağı olmayı sevmişti ve şimdi böyle tek başına takılmak ona garip geliyordu. İçkilerin olduğu masaya yönelip kendisine bir bardak aldı ve kafasına dikti. Çabuk sarhoş olan birisi değildi; ama şu an da içinden sarhoş olmayı diliyordu. Biraz kafasının bulanmasını istiyordu. Biraz rahatlamak ve içindeki bu sıkıntıyı geçirmek istiyordu. Lucretia bir şeyler söylerken Katniss'in ilgisi onun üzerinde değildi. Etrafta tanıdık birilerini arıyordu. Kuzeni Cecelia'nın yanına gidebilirdi; ama o da fazlasıyla meşgul görünüyordu.
Sonra gözleri dans eden Clary ve Adrian çiftine kaydı. Adrian'ın eski sevgilisi olması onu kıskandığı anlamına gelmezdi. Sonuçta ona karşı derin duygular beslememişti ve asla da beslemezdi. Çünkü Katniss, aşka inanan bir insan değildi. Yine de kendisi Clary'den bin kat daha havalıydı; ama Adrian, Katniss'e bir kere bile Clary'e baktığı gibi bakmamıştı ya da her hangi bir kıza. Bu da Katniss'i kendi güzelliği konusunda şüpheye düşürüyordu. Katniss, farkında değildi; ama kendisini kandırıp duruyordu. Birilerinin gerçekten ona değer vermemesi sinirlerini bozuyordu. Ne kadar aşka inanmadığını söylese de aşka inanmak istiyordu. Birisinin ona aşkı inandırmasını istiyordu. Silkindi ve kötü düşüncelerini zihninden attı. Clary, güzel ve iyi bir kızdı. Adrian'ın onu sevmesi gayet normaldi. Ne kadar şımarık olsa da kuzenin en yakın arkadaşı hakkında kötü şeyler düşünecek değildi.
Katniss, ilk bardağını bitirmiş ve diğer bir bardağa geçmişti. Bir yandan da belki dans edebileceği birilerini bulur ümidi ile etrafı gözetliyordu. Yürürken arkasına bakıyordu. O sırada bir şeye çarptı. Daha doğrusu birine. Çarpmanın etkisi ile elindeki içki yüzünü göremediği kişinin üzerine dökülmüştü. Hata büyük ihtimalle kendisindeydi; ama tabii ki de bunu kabullenmeyecekti. Kendisini haklı çıkarmak için elinden geleni çapacaktı.
"Önüne baksana, sersem." Bir yandan da eline de dökülmüş olan içkiyi temizliyordu. Kafasını yavaşça yukarıya doğru kaldırdığında nefesini kesecek kadar yakışıklı birisiyle karşılaşmayı beklemiyordu.