[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]&[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Adrian Mikael Black&Bastet Thomas

Günlerden pazar.Bu günü çok seviyorum,çünkü ders yok.Üstüme yeşil bir şort ve kahverengi tişört giydim.Yanıma asamı ve değneğimi aldım.Slyterin ortak salonundan çıkarken bir kaç ıslık duydum ve sadece sırıttım.Kendime özgü dişiliğimi bile kullanmıyordum.Keyfim yerinde göl kenerına çiçekleri izlemek için gidiyordum.Bir kaç arkadaşıma selam verip bir kayanın üstünde ayakta durdum.Bir kaç dakika ortalığı inceledim ve bir ağacın altına çekildim.

Gözüme bir çocuk takıldı sadece baktı ve geçti.Siması tanıdıktı ama bir selam bile vermemişti.Buna alışık değildim çocuklar ya ıslık çalar ve ya selam verirdi.Ve bu hoşuma giderdi...Bir an donakaldım.Sonra toparlandım ve çocuğun oturduğu ağacın yanına yaklaştım ve gülümsedim.En tatlı ve arkadaş canlısı sesimle;


"Mehaba.Ben Bastet Artemis.Adın ne?"dedim.Bu çocuk kimdi acaba?Böyle çocukla arkadaş olmak isterdim doğrusu.Ama kim çıkabilirdi ki?

Mehaba.Ben Bastet Artemis.Adın ne?" Çok arkadaş canlısı bir sesle konuşmuştu. Başımı çevirip baktım. Az önce gördüğüm ama dikkat etmediğim bir kızdı. Şimdi tek eksiğim ben burada otururken Clary'nin gelip görmesi ve herşeyi yanlış anlaması idi. Ona baktım. Oldukça güzel bir kızdı. Ama nedense Clary varken artık diğer kızlar ilgimi çekmiyordu. Birden kendi kendime gülümsedim. Karşıma çıkan her kızı Clary ile kıyaslıyor, onu sürekli düşünüyordum. Ama kenini tanıtan Bastet'in cevap beklediğini fark ettim.
"Adrian." dedim kısaca. Genelde ilk adımı kullanıyordum.
Oturduğum yerde biraz daha kuruldum ve başımı ağaca yaslayıp gölü izlemeye koyuldum.

Beni sanki tartar gibi baktı.Rahatsız oldum."Adrian"dedi,kısaca.
Adrian...Aklıma sadece cesur(!) Clary'in erkek arkadaşı geldi.Kendi kendime mırıldanarak;

"Sümsük Clary'nin sevgilisiyle aynı isimdesin."dedim.Biraz yüksesek sesle söyledim galiba...Çocukta tepki hızlı oldu yanakları kızardı ve gözleri sinirli sinirli bakmaya başladı.Ah! Hadi ama bu çocuk o mu?Kahretsin!!!

"Sümsük Clary'nin sevgilisiyle aynı isimdesin." demesiyle doğrulmam bir oldu. Ters ters baktım ona. "Sümsük Clary!!.. Bu kelimeleri hazmetmem imkansızdı. Bir çırpıda yerimden sıçradım ona doğru bir adım attım.
"Ne dedin sen?" kan beynimde gök gürültüsü gibi dolaşırken, onun bir kız oluğunu, onunla kavga edemeyeceğimi kendime hatırlatıyordum. Clary'e hakaret edilmesinden hiç hoşlanmamıştım.

"Ne dedin sen?"

Kesinlikle o çocuktu ,Bernstein'in sevgilisi olan.Çünkü hışımla ayağa kalkmıştı ve neredeyse rengi kırmızı olmuştu.Eh!Eğlenmek kötü değildir ya....Dudaklarımı büzdüm ve elimi cebimdeki asanın üstüne koydum.Bir doksi pisliğinden bahsediyormuş gibi;

"Sümsük Bernstein dedim.Bir sakıncası mı var yoksa?"dedim ve en soğuk gülüşümü gönderdim .Kavga etmeyi severdim.

Elini asasının üzerine koydu ve:
"Sümsük Bernstein dedim.Bir sakıncası mı var yoksa?" dedi. Sesinde ki bir şey beni çileden çıkardı. Normalde olsa kızlarla kavga etmezdim. Ama Clary için bu şekilde konuşması..

Asamı çıkardım ve haykırdım
"Protegresus" Asanın ucundan bir güç dalgası fırladı ve kıza doğru gitti. Ben asamı çıkarırken oda hazırlıklıydı kenara zıpladı ve büyü kıl payı kaçtı. Kaçması çok iyi olmuştu. Çünkü bu büyüyü insanların üzerinde kullanmak yasaktı. Eğer kıza çapsaydı sonuçları benim için ağır olurdu. Büyü onu ıskaladı ve bir iki metre arkasında ki bir kayaya çarptı. Kayanın çatladığını çok net bir sesle duydum. İlk büyünün ardından tekrar saldırdım.
"Sersemlet"

Reflekslerimin hızlı olması beni hep kurtarmıştı zaten.Asasını bence yavaş bir şekilde çıkardı ve harekete geçti.
"Protegresus" diye haykırdı.Hemen yana çekildim.Bu insanların üstünde kullanılmayan bir büyüydü.Arkamdaki taşın çatladığını duydum ve asamı anında çıkardım.Zaten veela saç teli olunca zaten yeterince asabi olunca büyülerde güçlü oluyor.
"Sersemlet"diye yeniden saldırdı tam yüzüme doğru geliyordu.Rahatça yana çekildim.Ve çok komikmiş gibi bir sırıtış gönderdim.Bağırarak;
"Bombarda Maxima"dedim ve Adrian'ın üstüne bastığı toprak paramparça oldu ,çocuk yere düştü.Dudaklarımı büzdüm ve bir büyü daha gönderim.
"Partis Temporus!"dedim .Adrian'ın çevresinde ateşten bir çember oluştu.Ona bakarak;
"Şimdi ne yapacaksın.Ah!Unutmadan söyleyeyim benle kumar oynarsan son kuruşuna kadar kaybedersin."dedim ve soğuk bir kahkaha attım...

"Bombarda Maxima" bastığım toprak zelzele olmuşçasına çatırdadı ve ben dengemi yitirip yere düştüm."Partis Temporus!" etrafım alevlerle çevrildi. Atelşin sıcaını yüzümde hissediyordum.
"Şimdi ne yapacaksın.Ah!Unutmadan söyleyeyim benle kumar oynarsan son kuruşuna kadar kaybedersin." bu kız beni öldürmeye niyetliyd, herhalde. Birden içimden delicesine bir kahkaha yükseldi. Dışarıdan bakınca kesin delirdiğimi zannedeceklerdi. Okulda öğrendiklerimizin ne işe yarayacağını hep merak ederdim. Şimdi ise deneme şansı buldum. Ateş çemberi biraz daha daraldı ve bir kıvılcım kıyafetimin üstüne düşüp bir parça yaktı.
"Madem öyle istiyorsun güzelim.." Asamı yukarı kaldırdım garip bir bükme hareketiyle kendime doğru çektim ve
"Carpe portus" diye fısıldadım Söylediklerimi duymasına imkan yoktu. Bir renk anaforu içinde kayboldum. Bir an için yüzüme görünmeyen yastıklar bastırılıyormuş gibi bir hisse kapıldım. Nefes alamadım. Sonra hepsi geldiği hızla gitti. Ciğerlerim bir kez daha hava ile tanıştı ve kızın arkasındaydım. Asamı doğrulttum ve gülerek:
"İmpedimenta" dedim. Daha arkasını dönerken büyü ona ulaşmak üzereydi.
Bir kez daha saldırdım.
"Expelliarmus" dedim.

Çemberi yavaş yavaş daraltıyordum.Bir kıvılcım Adrian'a sıçradı ve elbisesinde bir delik açtı.Ardından delicesine bir kahkaha yükseldi dudaklarından."Madem öyle istiyorsun güzelim.." dedi ve bir anda kayboldu.Kafamı sağa sola çevirdim.Bir kaç saniye sonra ensemde nefesini hissettim.Bağırarak;

"İmpedimenta"dedi.Sırtımdan minik bir patlama ile sarsıldım.Yüzümü ona çevirirken bir büyü tam karnıma isabet etti.

"Expelliarmus".İşte bu beni karnımdan vurdu.Düştüm asam ise onun elindeydi.Bende "Öyle olsun!"dedim.Zaten ona yakındım ve yerdeydim.Ona çok sağlam bir çelme taktım yere düştü.Asam yana fırlayınca hemen asamı kaptım ve geri gittim.Ayağa kalkınca duyabileceği şekilde;

"Sen beni mi yeneceksin?Şaka ediyor olmalısın.Locaste!"dedim.Gölden bir miktar su çıktı Adrian'ı gösterdim.Sular halat gibi onu sarmaya başladı.Yavaş yavaş sıkmaya başladım.Yanına gittim yüzüne baktım gözleri ile gözlerim arasında çok az bir mesafe vardı.Gözleri 'Senden Nefret Ediyorum!'diye bağrıyordu.Ellerini kullanamıyordu. su yüzünden ona en güzel gülümsememi gönderdim ve geri çekildim ve büyüden nasıl kurtulacağını düşündüm.

Spoiler:

Asasız bir şekilde karşımda duruyordu.
"Öyle olsun!" dedi ve bir çelme çaktı. Ah şu kendini beyenmişliğim. İçin için kudurmaya başlıyordum. Bir kızla baş edemiyordum.
"Sen beni mi yeneceksin?Şaka ediyor olmalısın.Locaste!" dedi. Gölden çıkan su kitlesi etrafımı sardı ve hareket edemez hale geldim. Öyle sıkıydı ki kan dolaşımımı engelliyordu. Yanıma geldi ve gözlerime baktı. Yüzümde ki nefreti okuyabilmesini umdum. Beni çok şaşırtan bir şey yaptı. Bana gülümsedi. Oldukça ateşli bir şekilde.
Kafamda bir ampul attıve elimde olmadan sırıtmaya başladım. Bir şey diyecekmiş gibi ona baktım. Sonra fısıldadım. Bunu beklemeyeceğini biliyordum.
"Bombarda Maxima" Bu onun ilk uyguladığı büyüydü. Asam zaten yere doğru dönüktü. O kadar yakınımdaydı ki, asamı çevirmeme gerek yoktu. Yer sarsılırken bir kez daha aynı büyüyü fısıldadım. "Bombarda Maxima" bu sefer yere çarpan büyü kızın üstüne oldukça büyük parçalar fırlattı. Ama bende o kadar şanslı sayılmazdım. Parçalanan topraktan bir parça ağak bileğime çarptı ve oldukça acıttı. Ama suyun tutuşunun gevşediğini fark ettim. Bir kez daha sadece fısıldayarak:
"Carpe portus" dedim. Bir renk anaforu içerisinde kayboldum. Yine aynı boğulacakmış gibi bir his ve ardından gelen nefes almanın verdiği mutluluk. Bir kaç metre gerisindeydim kızın. Suyun sıktığı yerlerde zonklama hissettim ve buna aldırış etmeden yine kızın ilk başta söylediği büyüyü yaptım.
"Partis Temporus!" ateş çemberi. Kızın etrafında ki ateş çemberini asamı sallayarak oldukça yükselttim. O sırada ateşin içinden bir büyü geldi ve ramakla kaçtım. Öyle ki saçlarım büyünün etkisiyle elektriklendi ve delicesine bir kahkaha attım. Kendimi, çok büyük bir muggle film stüdtyolarından birindeymişim gibi hissettim. Sonra ayağımın dibindeki taşı kırbaçlar gibi bir haraket yaptım.
"Tomhenidia Hexia" İçimden garip kayarcasına bir his oluştu. Sanki yanımda birisi ile bağlanmışım gibi . Bir iki saniye sonra başımı sağa çevirdiğimde ( sanki yüzümde onlarca iplikle yanımda ki yansımama bağlanmışım gibi bir hisle, ben değilde yanımda ki yansımam başını çevirdiği için benim yüzümü de çekiyormuş gibi) sahte olan beninde yüzünü çevirdiğini gördüm. Oldukça holografik görünüyorduk. Önüme döndüm ve kıza bir büyü daha yolladım ateşlerin içine.
"Furnunculus" dedim. Kıza çarptığından tam emin değildim. Ama genede gülerek:
"Bakalım bıyıklı halini sevecekmisin güzelim" dedim. Kız kendi büyüsü olduğu için ateş çemberinden kurtulmuştu. Bir büyü daha gönderdim.
"Sersemlet" Ardı ardına saldırmaya başladım. Tüm hünerlerimi konuşturmaya başladım.

Ardı arkası kesilmeden saldırıyordum En sonunda:
“Carpe Retractrum!” dedi. Asamdan çıkan kırbaç kızın bacaklarında dolandı. Şiddetle asıldım. Sonra bağırdım.
"Expelliarmus"

"Bu günlük bu kadar yeter bence. Ne dersin güzelim?" dedim. Aramızda iki üç metre mesafe vardı. Asam ona doğrultulmuştu. Ne yapmaya çalışırsa çalışsın. Bir adım öndeydim bu sefer.
Hafifçe sırıttım.

Bazen cidden çok eğleniyorum canım.Hemde bu kavga bayağı eğlenceli...Kendimi antremanda gibi hissetmeye başladım.Ama çocuk bir hararetle saldırıyordu.Çocuk yavaşça ağzını açtı ben ne olduğununu anlayamadan "Bombarda Maxima" dedi.Bir anlık düşüş duygusundan sonra omurgam 'iyi bir gün geçirmiyorum!' diye bağırdı sanki...Bir kez daha Adrian denen baş belası "Bombarda Maxima" dediğinde büyük bir kaya üstüme uçtu ama yerde olsam da rahatça kaçtım ama içimden okkalı bir lanet savurma isteği geldi.
Dikkatim dağıldığı için büyü gevşemeye başladı.Sudan halatlar yavaşça çözülürken bir anda kayboldu.Neredeyse kedi-fare oyununu oynuyormuş gibiydik...Arkamda bir nefes hissettim ve anında geriye döndüm.Bir anda "Partis Temporus!" diye bağırdı.Ateşler içerisinde kaldım.Yavaş yavaş ateşler yükselmeye başladı.Çocuğu hedefliyerek "Expulso!" diye bağırdım ama büyü isabet etmedi etse kesinlikle yanık et kokusu alırdım ve Azkaban'a giderdim.Ateşler dahada yükselmeye ve mavileşmeye başladı.Kırmızı ve mavi sanki dans ediyorlarmış gibiydi.Bir anda başımın üstünden "Furnunculus" laneti geçti.Sesleri duymak için kıpırtısız kaldım.Ses duymayınca "Extinguish" dedim ve ateşler söndü.Karşısında üstünde çizik bile olmayan beni görünce şaşırdı tabii.Herkes şaşırır...
"Bakalım bıyıklı halini sevecekmisin güzelim"dedi.Gözlerimi devirdim ve çok beklersin gibi baktım.Ama o hala ardada saldırıyordu.İlk önce "Sersemlet" dedi.Saçlarımı savurarak yana kaçtım.En güzel gülüşüm hala yüzümdeydi.Gıcıklık olsun diye arada tırnaklarımı bile kontrol ettim.Ama bacaklarıma bir halat dolanıp beni yere doğru çekti.Yardım için elimdeki gümüş bilekliği ovdum dişi kurdum Sasha Adrian'ın arkasında beliriverdi.Mutluluğumu gizleyerek yüzüme kimsenin yardım etmeden duramayacağı üzüntülü-ve-canı-çok-acıyor ifadesi koydum yüzüme.Bana sırıtıp "Bu günlük bu kadar yeter bence. Ne dersin güzelim?"dedi.Ben gülmeden ağlamaklı bir hıçkırıkla yüzüne baktım.Hıçkırarak "Bileğim, bileğimi hissetmiyorum"dedim.Planım işe yarıyordu.Asasını indirdi ve temkinli adımlarla yanıma çömeldi.O'na bakıp "Özür dilerim." dedim ve o anda Sasha çocuğun üstüne çullanıp onu yere devirdi.Gülümsedim.Sasha en az 150 kilo civarıydı.Çocuk ne kadar çırpınırsa çırpınsın kalkamayacaktı.Omuzlarına Sasha'nın pençeleri geçmişti bu yüzden üstündeki kırmızıya boyanmaya başlamıştı.Asası elimdeydi.Çocuğa yaklaştım neredeyse burunlarımız birbirine değğecekti elimi pençe gibi büktüm ve uzun tırnaklarıma baktım.Çocuk ne yapacağımı anlamış gibi bakıyordu.Yüzünün sağ tarafına çok sağlam bir tokat indirdim.Şimdi yanağında beş tane ince uzun çizikten kan akıyordu."Bunun içindi işte." dedim ve ayağa kalktım.Asasını göle attım.Arkamı döndüm gidecekken bağırdım "Minik sevgiline söyle bu sadece ısınma turuydu!"dedim.Kahkahalar atarak uzaklaşırken Sasha çocuğun üstünden kalktı ve ormana karıştı.Bende okula....