AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Amor et Pacem

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Clary Bernstein

Clary Bernstein

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 1650
Gerçek Adı : Derya
Yaş : 28

Amor et Pacem  Empty
MesajKonu: Amor et Pacem    Amor et Pacem  EmptyPtsi Mayıs 07, 2012 9:38 pm

Amor et Pacem  5h4d4
Adrian Mikael Black - Clary Bernstein
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Amor et Pacem  Empty
MesajKonu: Geri: Amor et Pacem    Amor et Pacem  EmptyPtsi Mayıs 07, 2012 9:57 pm

Bavulumun içine gömülmüş kıyafetlerimi arıyordum. Annem tüm eşyalarımı katlı olarak koymuştu. Ancak aradığımı bulamadığım için, bavulun içinde bomba patlamış gibi, herşey iç içeydi. Dağınıklıktan pek hoşlanmazdım. İstediklerimi bulduktan sonra bunları toplamak o kadar kolay olmayacaktı. Tık tık tık. Sesin geldiği yöne bakmak için başımı bavuldan çıkardım. Kafamı çevirirken yanımda duran, sehpaya çarptım. Ahh.. Kahretsin!.. Hışımla ayağa kalktım ve elimle çarptığım yeri ovalayarak, pencereye baktım. Neil. Baykuşum gelmiş. Cam kapalı olduğu için içeri girememiş ve geldiğini belli etmek amacı ile cama vuruyordu. Benim ona baktığımı görünce sevinçle öttü. Her yere saçılmış eşyalarımın arasından kendime bir yol bularak, pencereye gittim. Mandalı çevirerek açtım ve Neil'i içeri aldım. Bacağına bağlanmış mektubu aldım ve okumaya başladım. Mektup Clarissa'dandı. Bir haftadır onu görmüyordum ve çok özlemiştim. Yazın onu görmek için Londra'da onun yanında kalmış olmam, aramızı iyice düzeltmişti. Bir çok sorunu konuşarak atlatmıştık. En azından artık gereksiz yere tartışmalarımız bitmişti. Şimdi ise, Yaz Kampı'nda onunla birlikte geçirebileceğimiz güzel bir kaç günün hesabını yapıyordum. Ancak Yaz Kampı'na gelme fikri ortaya çıktığı zaman, yanından ayrılıp ailemin yanına dönmüştüm. O yüzden bana mektup göndermiş. Henüz buraya geldiğimi bilmiyordu. Ancak yakın zamanda öğrenecekti. Mektubu okuduktan sonra katlayıp, cebime koydum. Neil'i kafesinin yanına bıraktım ve koyafetlerimi arama işine odaklandım. Zahmetli geçen bir kaç dakikanın ardından, istediklerimi bulmuştum... En sonunda düzgün bir şekilde giyinmiş, aynanın karşısında saçlarımı yapıyordum. Fazla oyalanmadan işimi bitirdim ve asamı elime aldım. Odanın kapısından çıkarken asamı sallayarak 'Toparlan' dedim. Sonra da kapıyı kapatıp çıktım. Hızlı adımlarla yürüyordum. Clarissa, mektupta hangi odada kaldığını yazmıştı. Eğer odasındaysa onu alıp biraz dolaşmaya çıkarabilirdim.. Yürürken bir kaç kız döndü ve bana baktı. Yüzüme bir gülümseme hakim oldu. Kızlar. İlgileri beni her zaman memnun etmiştir. Ama aldırış etmeden yoluma devam ettim... Sonunda!.. Arayış içinde geçen bir kaç dakikanın ardından aradığımı bulmuştum..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clary Bernstein

Clary Bernstein

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 1650
Gerçek Adı : Derya
Yaş : 28

Amor et Pacem  Empty
MesajKonu: Geri: Amor et Pacem    Amor et Pacem  EmptySalı Mayıs 08, 2012 8:30 pm

Yazdığım mektubu katlayıp, baykuşa doğru uzattım. Gagasıyla mektubu bir hamlede kapan baykuş hızla uzaklaştı. Shelby ise küskün sesler çıkarmakla meşguldü. Mektubu onunla yollamadığım için bana kırılmıştı. Kendi kendime gülümsedim ve hala yatağımın üzerinde duran birkaç parça eşyayı gömme dolaba yerleştirdim. Buraya geleli birkaç gün olmuştu ve bu birkaç gün çok da eğlenceli sayılmazdı. Tamam, birkaç arkadaş ile sohbet etmiştim ama yakın arkadaşlarım henüz burada değildi. Cecelia'nın ne zaman geleceğini bilmiyordum, ama çok yakında geleceğinden emindim. Onu çok özlemiştim ve anlatacak, soracak çok şeyim vardı. Özellikle Alex ile arasında neler geçtiğini merak ediyordum. Sadece ayrıldıklarını biliyordum ama detayları konuşmamıştık. Cecelia yeterince üzgün görünüyordu ve ben de onu sorularımla bunaltmak istememiştim. Çıktığı seyahat umarım ona iyi gelmiştir.

Yatağımın üzerine oturup, yeni aldığım Muggle kitabını açıp okumaya çalıştım ancak odaklanma sorunu yaşıyordum. Çünkü aklımda Adrian vardı ve o aklımdayken odaklanmam mümkün olmuyordu. Yolladığım mektubun en kısa sürede eline geçmesini umuyordum. Böylelikle buraya gelirdi ve bende ona sıkıca sarılabilirdim. Bunun düşüncesi bile kızarmama neden oluyordu. Ama elimde değildi. Onu özlemiştim. Kapının tıklatılmasıyla yerimden sıçradım. Kim olabilirdi ki? Yavaşça yerimden kalktım ve kapıyı açtım. Karşımda duran kişiyi görünce şaşırmadan edemedim. Daha birkaç saniye önce aklımdan onu geçiriyordum ve şaşırmam normaldi. "Mektubu yollarken bu kadar çabuk geleceğini düşünmemiştim," dedim gülerek ve ona sarıldım. Sıcacık kollarında kendimi dünyanın hiçbir yerinde olmayacak kadar güvende hissediyordum. Ona sarılmaya devam ederken yanımızdan geçen kızlar kıskanç gözlerle bize bakıyordu ve bu bana garip bir haz veriyordu.

Geri çekildim ve "Seni özlemişim!" dedim. Aramızdaki sorunları çözdüğümüz için içim rahattı. Artık saçma sapan şeyler yüzünden onunla kavga etmek istemiyordum. Bu beni yoruyor ve üzüyordu. Sonuç olarak ikimiz de üzülüyorduk. Buna ne gerek vardı ki. Kapıyı arkamdan kapadım ve elini tuttum. Üzerimi değiştirme ihtiyacı duymamıştım. Kısa şortum ve yüzücü kol badim bir yürüyüş için oldukça iyiydi. İçimde bikinim de vardı. Eğer yüzecek olursak hazırlıklıydım. Binadan çıkıp yürümeye başladık. "Görüşmeyeli neler yaptın?" Londra'dan ayrıldıktan sonra ailesinin yanına gitmişti. Bende şu zamana kadar onu özlemekle meşguldüm. Neyse ki şimdi yanımdaydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Amor et Pacem  Empty
MesajKonu: Geri: Amor et Pacem    Amor et Pacem  EmptyCuma Mayıs 18, 2012 12:47 am

Kapının önüne geldiğimde, tedirginlik dolu bir an yaşamıştım. Sonra önümde ki bir kaç basamağı çıkıp kapıyı tıklattım. Beklenti dolu geçen bir kaç saniyenin ardından kapı açıldı ve Clary tüm güzelliği ile karşımda duruyordu. Şaşkınlık dolu bir anın ardından;
"Mektubu yollarken bu kadar çabuk geleceğini düşünmemiştim," dedi ve bana sarıldı. Başını göğsüme yasladı ve bende yüzümü saçlarına bastırdım. Derin bir nefes aldım ve kokusunu içime çektim. Çilek kokuyordu... Saçlarının üzerinden başına bir öpücük kondurdum. Özlem dolu bir şekilde sarıldım ona. Bir dakika sonra geri çekildi ve;
"Seni özlemişim!" dedi. Aynı şey benim içinde geçerliydi. Sonra geri çekilip kapıyı kapattı, elimi tuttu ve yürümeye başladık. Yürürken etraftan bir çok kız bize bakıyordu. Hatta bir kaç fısıldaşma bile duydum.
"-Neredeyse bir yıldır beraberler."
"-Yazın kavga etmemişmiydi bunlar?"
"-Kız oğlana büyü mü yapıyor? Birisi ile bu kadar uzun çıktığı hiç görülmedi de" Elimde olmadan gülümsedim. Clary'e dönüp baktığımda sırıtıyordum. O da gülümseyerek bana baktı ve bir soru yöneltti.
"Görüşmeyeli neler yaptın?"
diye sordu. Sesinde çok belli olan bir muzurluk vardı. Sırıtarak başımı öne eğdim ve kelimeyi iyice uzatarak, "Hmm.." dedim. İlk bir kaç saniye cevap vermedim. Sonra başımı tekrar ona çevirdim.
"Annem, beni gördüğüne çok sevindi. Çünkü yaz tatilinin geri kalanında geri döneceğimi düşünmüyordu anlaşılan. Sensiz geçen iki ay, beni gün be gün yıpratırken, benim durumama çok üzülüyordu. Sonrasında senin yanında kaldığım iki haftada, durumumun ne kadar düzeldiğini gördüğünde hem çok şaşırdı hemde çok sevindi. Annem seni çok merak ediyor. Yakında tanışabilirsiniz.
Bir kaç saniye sustum. Hem yürüyor hemde konuşuyorduk. Boğazım kurumuştu ve etrafa bakınmaya başladım. İçecek alabileceğimiz bir yer var mı diye etrafa bakındım. Uzun boylu olmanın verdiği avantaj sayesinde zar zor seçebildiğim bir yer gördüm, elime işaret ettim ve oraya yöneldik. Sonra ben konuşmaya devam ettim.
"Ailemle geçirdiğim bir hafta hızlandırılmış bir film gibiydi. Babamla balığa gittik. Hemen ardından ertesi gün annemle alışveriş yaptık. Annem bana bir şeyler almayı çok sever. O yüzden onunla alışverişlerimiz çok uzun sürer. Daha sonra hep beraber büyük annemi ziyarete gittik. Büyük annem beni gördüğüne çok sevindi. Bana bir hediye verdi. Bunun ne olduğunu şimdi söylemeyeceğim. Ancak ileride öğreneceksin. Daha sonra babamla muggle sporu olan bir futbol maçı izledik. Aslında çok hoşuma gitti. Oldukça ilgi çekici ve keyifliydi. Senin anlyacağın, normal zamanda ailemle bütün bir yaz boyunca yapacaklarımı bir haftaya sığdırdım. " Başımı çevirdim ve tekrar ona baktım.
"Ee, sen neler yaptın? Babanla aran düzeldi mi?" diye sordum. Onunla ilgili her şeyi öğrenmiştim. Bütün ailevi durumunu, Neden İtalya'ya gittiklerini, daha sonra neden buraya geri döndüklerini ve neden büyükannesinde kaldığını ve daha fazlasını. Ama yinede benimle yazdan beri konuşmadığı bir konu vardı. Bu konuyu bu gün açmayı düşünüyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clary Bernstein

Clary Bernstein

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 1650
Gerçek Adı : Derya
Yaş : 28

Amor et Pacem  Empty
MesajKonu: Geri: Amor et Pacem    Amor et Pacem  EmptyCuma Haz. 01, 2012 2:08 pm

Soruma hemen cevap vermemişti. Belli ki görüşmeyeli bayağı şey yapmıştı. Elim onun sıcacık eliyle birken ve ben onun varlığını tüm hücrelerimde hissediyorken yürümeye devam ediyorduk. Konuşmaya başladığında sesinden mutluluk okunuyordu ve bu beni de mutlu ediyordu. Onu mutlu görmek her şeye bedeldi. "Annem, beni gördüğüne çok sevindi. Çünkü yaz tatilinin geri kalanında geri döneceğimi düşünmüyordu anlaşılan. Sensiz geçen iki ay, beni gün be gün yıpratırken, benim durumama çok üzülüyordu. Sonrasında senin yanında kaldığım iki haftada, durumumun ne kadar düzeldiğini gördüğünde hem çok şaşırdı hemde çok sevindi. Annem seni çok merak ediyor. Yakında tanışabilirsiniz." Onun sessizliği sırasında ben de hafif bir şok yaşıyordum ve biraz da telaş. Annesiyle tanışma fikri oradan koşarak uzaklaşmak istememe neden oluyordu. Çok saçmaydı belki ama bunun için hazır değildim sanırım. Merlin'in Sakalı, henüz 16 yaşındaydık! Bu düşünceleri zihnimden uzaklaştırıp Adrian'ın işaret ettiği, içecek satan tezgaha doğru ilerlemeye başladım.

İçeceklerimizi aldıktan sonra Adrian anlatmaya devam etti. "Ailemle geçirdiğim bir hafta hızlandırılmış bir film gibiydi. Babamla balığa gittik. Hemen ardından ertesi gün annemle alışveriş yaptık. Annem bana bir şeyler almayı çok sever. O yüzden onunla alışverişlerimiz çok uzun sürer. Daha sonra hep beraber büyük annemi ziyarete gittik. Büyük annem beni gördüğüne çok sevindi. Bana bir hediye verdi. Bunun ne olduğunu şimdi söylemeyeceğim. Ancak ileride öğreneceksin. Daha sonra babamla muggle sporu olan bir futbol maçı izledik. Aslında çok hoşuma gitti. Oldukça ilgi çekici ve keyifliydi. Senin anlyacağın, normal zamanda ailemle bütün bir yaz boyunca yapacaklarımı bir haftaya sığdırdım." Gerçekten eğlenceli bir hafta geçirmişti. Hediye konusunu da merak etmiştim açıkçası. Adrian sürprizlerle dolu biriydi ve bu çoğu zaman şok geçirmeme neden oluyordu. Söyleyecekleri bu kadar olmalıydı ki bana dönüp "Ee, sen neler yaptın? Babanla aran düzeldi mi?" dedi. 'Baba' kelimesi benim için bir tabuydu. Harika! Bu konu hakkında konuşmaya pek hevesli değildim.

Adrian, benden bir cevap bekliyordu ve ben hala sessizdim. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Biraz zaman kazanmak için elimdeki bardağı ileride duran kutunun içine attım. O da aynı şeyi yapmıştı. "Aslında bu konu canımı sıkıyor." Gözlerimdeki üzüntüyü gördüğüne emindim. Çünkü o da benim için üzülmüş görünüyordu. Şu an tek istediğim biraz kafamı dağıtmaktı ve Adrian'ın yanında kafam büyük ölçüde dağılıyordu. "Bunu daha sonra konuşsak," dedim ve göle doğru yaklaştım. Burası gölün daha çok ormanın iç kısımlarında kalan bir kısmıydı. Etrafta kayalıklar ve ağaçlar vardı. Ötüşen kuşların seslerini duyabiliyordum. Yüzümde yaramaz bir gülümseme ile Adrian'a döndüm. Elimi, şortumun düğmesine götürdüm ve "Şimdi biraz yüzsek nasıl olur," dedim. İçimde bikinim vardı ama onun gözlerine bakarak soyunmak gerçekten utanç vericiydi. Bu yüzden ona sırtımı döndüm ve şortumla, tişörtümü hızla çıkardım. İleride duran bir kayanın üstüne çıktım ve suya daldım. O sırada aklıma muzip bir fikir geldi.

Biraz eğlence istiyordum ve şu an da bu fikir gayet eğlenceliydi. Aldığım nefes suyun içinde bir süre durmak için yeterliydi. Adrian'ın ne yapacağını gerçekten merak ediyordum. Umarım fazla kızmazdı. Suyun dibinde durdukça nefesim giderek azalıyordu. Aklıma o sırda üzerimde sadece bikinim olduğu geldi. Bu, suyun altında bile olsam yüzümün kızarmasına neden oldu. Gerçekten ben bu kadar utangaç birisi değildim. Adrian, beni çok değiştiriyordu. Her zaman cesur, ne dediğini bilen ve arkadaşlarına fazlasıyla değer biri olmuştum. Gerçi hala öyleydim ama utangaçlık bana göre değildi. Bu sözlerimden utanmazın teki olduğumu çıkarmayın. Ben de utanırdım ama her şeye değil. Adrian soluk almamı bile imkansız hale getiriyordu. En sonunda belime dolanan bir çift kol ile yukarıya çıkarıldım. Havayı içime çekmek büyük bir rahatlıktı. Adrian'ın yüzüne baktığımda gözlerinde büyük bir korku vardı. Gerçekten de boğulduğumu mu sanmıştı? Şirin bir şekilde gülümsedim ve "Ups, başım belada mı?" Bunu söylerken ne kadar yakın olduğumuzun da farkındaydım. Merlin'in Sakalı! Bu cidden garip bir durumdu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Amor et Pacem  Empty
MesajKonu: Geri: Amor et Pacem    Amor et Pacem  EmptyCuma Haz. 01, 2012 5:10 pm

Kafeteryaya gelmiştik. İçeceklerimizi sipariş ettim.
"Ben bir hindistan cevizi suyu istiyorum. Onada bir..."
İçeceklerin hazırlanması bir dakika kadar sürdü. İçecekleri aldık ve göle doğru yürümeye başladık. Aslında gölün yanı sıra yürüyorduk. Ancak ormanın iç kesimlerine doğru devam ettik. Yürürken Clarissa'nın yüzünün asıldığını fark ettim. Babası ile ilgili sorum canını sıkmış olmalıydı. Sorduğuma pişman oldum. Sanki yeriydi. Gözlerinde hüzün görünce içim burkuldu. Elimde ki içecek kutusunu çöpe attım. Durdum ve bir elimi çenesine koyup başını kaldırmaya bana bakmaya zorladım. Üzülmesine dayanamıyordum. Gözlerine baktım.
"Aslında bu konu canımı sıkıyor." dedi ve gözlerini kaçırdı. "Bunu daha sonra konuşsak," Sessizce başımla onayladım sadece."Şimdi biraz yüzsek nasıl olur," gülümseyerek ona baktım. Elini şortuna götürdü ve gözlerime baktı. Kızarmaya başladı. Elimde olmadan güldüm. Benden utanması hem hoşuma gidiyor, hemde sinirlerimi bozuyordu. Bana arkasını döndü ve üstünü çıkarmaya başladı. Bikinisi ile çok.. Çok.. Güzel ve seksi görünüyordu. Ellerimin ikisine saçlarımın arasına daldırdım ve ensemde kavuşturdum. Ona bakıyordum ve şu anki hali beni çıldırtıyordu. Bir kayanın üstüne çıktı ve suya balıklama daldı. Bende peşi sıra suya girmek için yavaş yavaş üstüme çıkarmaya başladım. Kıyafetlerimi bir taşın yanına koydum ve üstüne ceplerimi boşalttım. Sonra geri döndüm ve Clary'e baktım. Suyun yüzüne çıkmamıştı. Birden panik sardı her tarafımı. Hızla göle girdim. Atladığı tarafa doğru bir kaç adım attım ve hareketsiz bir şekilde suyun altında durduğunu gördüm. Korkudan nereye bastığıma bakmadan hızla ileri atıldım. Ayağım bir taşa takıldı ve oldukça can yaktı. Bir kaç saniye sonra Clary'nin yanına vardım ve ellerimi beline dolayıp kuvvetle yukarı çektim. Korku dolu iki saniyenin ardından, Clarissa başını geriye doğru savurdu ve derin bir nefes aldı. Saçları sırtına yapışmıştı. Suya temas eden kısımları hariç. Ama bir gülme sesi, kulaklarımda çınlıyordu.
"Ups, başım belada mı?" Derin derin soluyordum. Kızgındım. Aslında baya sinirlerim bozulmuştu. Ama bana masum masum bakınca ona kızamıyordum. Bir dakika kadar cevap vermedim ve ona bakmadım. Sakinleşmeye çalışıyordum. Çünkü kızgınlıkla bir şey söylersem kırabilirdim onu. Bunun olmasını istemiyordum.

Tüm sokulma çabalarına cevap vermiyordum ki, bu benim için oldukça zordu. Karşımda, bütün güzelliği ile, dişiliğinin tüm silahlarını kullanıyordu bana karşı. En sonunda dayanamadım ve gözlerimi gözlerine diktim.
"-Evet, küçük hanım. Cezalısınız." dedim sakince sonrada sesimi sertleştirerek konuşmaya devam ettim.
"Beni ne kadar korkuttuğunun farkında mısın?" Bir yandanellerimi beline doladım. Onu yeniden kollarımın arasında hissetmek istiyordum. Yine çok yakındık ve nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Ama kendimi tuttum. "Aklından ne geçiyordu? Beni korkudan öldürmek mi?" Sesim birazdaha yumuşamıştı. "Kendini affettirmen zor olacak." dedim ve yavaşça geri çekildim. Suyun içinde ayağıma baktım. Hafifçe kanadığını zoraki bir şekilde seçiyordum. Elimle yarayı yoklamak için eğildim. Çok büyük bir yara gibi görünmüyordu. Zaten suyun içinde o kadar hissetmezdim. Tekrar gözlerimi Clary'e çevirdim. Suyun içinde batan güneşin ışığıyla birlikte, teni parlıyordu. Yutkundum ve bu güzelliğin kalbinin, bana ait olduğunu düşündüm. Üstümde ki bütün gerginlik yavaşça kayboldu. Rahat ve derin bir nefes aldım. Sağ elimle saçlarımı karıştırdım.. Saçlarının bir kısmı yüzüne yapışmıştı. Dalgın bir eda ile saçlarımı karıştırdım. Ona bakıyordum. Kendini affetirmek için ne yapacağını merak ediyordum doğrusu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clary Bernstein

Clary Bernstein

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 1650
Gerçek Adı : Derya
Yaş : 28

Amor et Pacem  Empty
MesajKonu: Geri: Amor et Pacem    Amor et Pacem  EmptyCuma Haz. 01, 2012 6:02 pm

Gözlerinden birçok şey okunuyordu ve bunlardan birisi de korkuydu. Bana bir şey olmasından korkuyordu. Aynı zamanda bana kızmıştı da. Haklıydı. Ben olsam kesinlikle onu parçalardım. Ona bir şey olabileceğini düşünmek bile kalbimin telaşla atmasına neden oluyordu. Gözlerini içine bakarken onun da bu şekilde hissettiğinden emindim. Benden uzaklaşmıştı ve bu canımı sıkıyordu. En sonunda konuşmaya başladığında derin bir nefes alabilmiştim. "Evet, küçük hanım. Cezalısınız." Bunları söylerken sesi sakindi ancak daha sonra kızgınlığını belli edercesine ses tonunu da sertleştirdi. "Beni ne kadar korkuttuğunun farkında mısın?" Bir şeyler söylemek istemiştim ancak elleriyle bedenimi sarınca ne söyleyeceğimi unuttum. Aklım tamamen işlemez hale gelmişti. O kadar yakınımda duruyordu ki nefes almak güçleşmişti. Islak bedenimin her bir yerinde onu hissedebiliyordum ve tüm bu düşünceler kızarmama neden oluyordu.

"Aklından ne geçiyordu? Beni korkudan öldürmek mi?" Sesi öncekine nazaran biraz daha yumuşamıştı. "Kendini affettirmen zor olacak," dedi ve biraz geri çekildi. Parmaklarım ona dokunmak istercesine seğiriyordu ancak kendime engel oldum. Suyun altına bakmaya başladığı zaman bende gözlerimi baktığı yere çevirdim. Ayağında ufak bir yara vardı. Fazla ciddi bir şey yoktu ancak ben yine de kendimi kötü hissetmiştim. Sadece birazcık eğlenmek istemiştim. Onu üzmek aklımdan bile geçmemişti. Tekrardan gözlerimiz buluştuğunda aklımdan onu öpmek geçiyordu. İlk hamleyi genelde o yapardı ve ben utanmaya fırsat bulamadan beni kendimden geçirircesine öperdi. Lanet olsun! Bu gerçekten de utanç vericiydi. Hem utanıp hem de onu gerçekten öpmek istiyor oluşum ironikti.

Ona doğru süzüldüm ve kulağına hafifçe fısıldadım. "Özür dilerim, sevgilim." Yanağına küçük öpücükler kondurmaya başladım. Sıra dudaklarına geldiğinde durdum. Eminim bu onu çıldırtıyordu. Muzip bir sırıtışla gözlerinin içine baktım. Tepki vermemeye çalıştığını biliyordum. Ama en sonunda bir tepki verecekti buna da emindim. Ellerimi çıplak göğsünde tutuyordum ve hızlı kalp atışlarını avucumun içinde hissedebiliyordum. Nefesimi dudaklarına vererek konuşmaya devam ettim. "Beni affedebilecek misin, Mikael?" Elimin birini ensesindeki ıslak saçlara götürdüm. Saçlarına gerçekten bayılıyordum. Gözlerim hala gözlerindeydi ve ona bu kadar yakın bir şekilde durup ellerimi vücudunda gezdirmekten başka bir şey yapmıyordum. Eminim çıldırmıştı ve bende bu cesareti nereden bulduğumu merak ediyordum. Yanaklarım eminim ki kızarıktı ama bu tatlı işkenceye hala devam ediyordum. Bacağımın birisi ona dolanmıştı ve ben onun konuşmasını bekliyordum. "Ne o sevgilim, dilini mi yuttun yoksa?" Hafifçe kıkırdadım ve bir şeyler söylemesini ya da yapmasını bekledim. Onu o kadar çok seviyordum ki nefesim kesilmişti. Lanet olsun!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Amor et Pacem  Empty
MesajKonu: Geri: Amor et Pacem    Amor et Pacem  EmptyCuma Haz. 01, 2012 7:05 pm

Aramızda bir metrelik bir mesafe vardı ve ben ona bakıyordum. Bakışlarında kısa bir an pişmanlık gördüm. Ama sonra bu ifade yerini, muzurluğa bıraktı. Yanıma yaklaştı. Suyun içinde adım atarken, suyun dalgalanışı ve tenine hafif dokunuşlarını gördüm. Batmakta olan güneş, saki onun güzelliğini vurgulamaya çalışıyordu. Bu beni, oldukça etkiliyordu. Yanıma geldi ve ellerini bana doladı. Kulağıma işveli bir şekilde;
"Özür dilerim, sevgilim." diye fısıldadı. Yanağıma bir öpücük kondurdu. Boyu biraz daha uzadığı için, bunda bir sıkıntı çekmedi. Sonra bir öpücük daha. Ve bir kez daha. Sırtıma doladığı ellerini tenimde dolaştırarak göğsümde kavuşturdu. Ellerinin dokunduğu yerlerim hafif hafif ürperiyordu. Gözlerimin içine, gözlerinde o kadar belli olan bir yaramazlıkla baktı ki, renk vermez tutumumu biraz sarstı. Tepki vermek istemiyordum. Ama nereye kadar?
"Beni affedebilecek misin, Mikael?" O kadar kızla çıkmış olmanın verdiği bir avantaj vardı. Kendimi kızların yanında çok rahat kontrol edebiliyordum. Ama sanki bu kontrol kabiliyetim Clarissa, azıcık zedelenmişti. Küçük küçük soluklar alıyordum. Dalgın bir eda ile, sağ elimle saçlarımı karıştırdım. Sanki gerek varmış gibi. Ellerini tenimde dolaştırması. Beni çıldırtıyordu. Hareketleri çok acemiceydi. Ama beni yoldan çıkartmaya yeterli oluyordu. Başımı öne doğru eğdim. Kendimi ona biraz daha yaklaştırdım. Yutkundum ve ciğerlerimde ki havayı tamamen boşalttım. Güneş ufukta kaybolmaya başlamıştı. "Ne o sevgilim, dilini mi yuttun yoksa?" Belki de öyle olmuştu. Çünkü konuşmak aklımın ucundan bile geçmiyordu şu anda. Konuşmaya çalışsam, bir kaç küçük homurtudan fazla ses çıkarabileceğimden şüpheliydim. Ellerini saçlarımda birleştirdi ve sağ bacağını belime doladı.. Bu biraz fazla geldi. Kendimi daha fazla tutamadım. Renk vermez tutumum daha fazla dayanamazdı. Sonuçta ben bir erkeğim...

Büyük bir istekle, daha doğrusu açlıkla dudaklarına yumuldum. Aslında kendimi ona çarptım desem daha doğru olurdu. Özlem dolu, istemsiz bir inilti koyverdim. Sol elimi, belime doladığı sağ bacağının üzerinden geçirip, kalçasına yakın bir yerine koydum ve hafifçe sıktım. Dilimle dudaklarının tadına baktığım sırada, sağ elimi beline koydum ve onu kendi üstüme çektim. Nefes bile almadan onu öpüyor, hazzı yaşıyordum. Clarissa, hamle yaptı ve ağırlığını sol bacağına verdi ve bende onu kendi kucağıma aldım. Başı benden yukarıdaydı. Saçları yüzüme dökülüyordu.Sağ elimi kalçasına indirdim ve hafifçe sıktım. Dudaklarımı ısırdı. Acı vermesi gerekse bile, o anki tatdan acıyı pek hissettmedim. Ellerime hakim olamıyordum. Sürekli teninde dolaşıyorlardı... Suyun içinde bacaklarımı hareket ettirdim ve sola doğru biraz döndüm. Onun daha rahat durabilmesi için, bacaklarımı hafifçe kırdım ve yanlara doğru açtım. İki elimi birden beline doladım. Bacaklarını belime sıkıca doladı. Suyun içinde kayıyordu ve onu tutmak zordu. O yüzden biraz sıkıyordum. Canı acıyorsa bile belli etmiyordu. Nefes almak için dudaklarım bir kaç saniyeliğine ondan ayrılınca gözlerimi açtım ve ona baktım. Kıpkırmızı kesilmişti. Elimde olmadan gülümsedim. Tekrar onu öpmeye yeltendiğimde, alnını alnıma dayadı ve dudaklarını geri çekti. Derin bir soluk aldım. Ciğerlerimde ki havayı boşalttım ve tekrar taze hava ile doldurdum. Çenemi ileri uzattım ve dudaklarına temas ettim. Sonra her şey başa döndü. Sağ elimi belinden yukarı doğru, tenini okşayarak kaydırdım. Sırtında bikinisini tutan ipliği, elime doladım bir an. Sonra vaz geçtim. Vücudumun bazı bölgelerinde ileri derecede hareketlenmeler olmuştu ve buna engel olamıyordum. Ellerimi yine belinde kavuşturdum ve onu kendime daha sıkı bastırdım. Elimi tekrar kalçasına kaydırdım ve hafifçe sıktım.

Dudaklarımız ikinci kez ayrıldığında, onun adını koyu bir ingiliz aksanı ile söyledim. " Clarissa.." Yutkundum ve nefes aldım. Ciğerlerimin hava ile tanışması oldukça rahatlatıcı bir şeydi. Derin derin soluklar alarak durduk ve birbirimize baktık. Benim yüzüme, onun sevdiği cinsten çarpık bir gülüş hakim oldu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clary Bernstein

Clary Bernstein

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 1650
Gerçek Adı : Derya
Yaş : 28

Amor et Pacem  Empty
MesajKonu: Geri: Amor et Pacem    Amor et Pacem  EmptyCuma Haz. 01, 2012 7:53 pm

Büyük bir açlıkla dudaklarıma saldırdığında boğazından gelen inilti kulaklarımı doldurmuştu. Öyle büyük bir iştahla öpüyordu ki aynı şekilde karşılık vermemem imkansızdı. Beline doladığım bacağımda elini hissedebiliyordum. Boğazımdan kaçan iniltiye engel olamamıştım. İçimdeki arzular dışarıya akın ediyordu sanki. Ona sıkıca tutunuyordum ve o da beni kucağına çekiyordu. Beni daha da sıkı sarmasını istiyordum. Canım acımıyordu sadece daha fazlasını istiyordum ve bu da beni korkutuyordu. İçimde daha önce hissetmediğim bu duyguların varlığı beni hazırlıksız yakalamıştı. İçgüdülerim doğrultusunda hareket ediyordum ve eminim aklım başıma geldiğinde utançtan yerin dibine girecektim. Fakat şu an bunu düşünemiyordum bile. Kendimi öyle kaybetmiştim ki dudaklarını ısırdım ve kendimi ona daha çok bastırdım. O da aynı ölçüde beni sıkıyordu. Umarım bizi gören birisi olmazdı. Yoksa hayatımın sonuna kadar utanç duyardım. Nasıl bu kadar akılsız olabiliyordum, bilmiyorum. Adrian'ın varlığı aklımı karıştırıyordu. Hiçbir şey düşünemez hala gelmeme neden oluyordu.

Birkaç saniyeliğine dudaklarımız ayrıldığında nefes alma olanağını bulmuştum. Gözlerimin içine baktığında yüzümün kıpkırmızı olduğunun farkındaydım. Bir kez daha dudaklarıma uzandığında geri çekilip alnımı alnına dayadım. Daha fazla devam edersek duramamaktan korkuyordum ve şu an da buna hazır değildim. Cecelia olsa eminim 'Koyver gitsin!' derdi. Bunu yapamazdım. Kendimi bırakamazdım. Kontrolü elime almalıydım ancak başaramıyordum. Adrian tekrardan dudaklarıma uzanınca bu sefer direncim kırıldı ve tekrardan öpüşmeye başladık. Her şey başa dönmüştü sanki. Engel olamıyordum. Mantıklı yanım durmamı söylüyorken, diğer yanım bu anın tadını çıkarmamı söylüyordu. Kalbim delicesine çarpıyordu ve Adrian'ın belindeki bacaklarımı ona sürtmekten kendimi alamıyordum. Merlin'in Sakalı! Buna bir son vermeliydim. Şimdi durmazsak her şey için çok geç olacaktı.

Adrian'ın elini bikinimi bir arada tutan ipliğin üzerinde hissedebiliyordum. Beklenti ile titremeye başladığımda gerçekten aklımın başımdan gitmiş olduğunu anladım. Bunu yapmasına izin veremezdim. Neyse ki elini oradan uzaklaştırdı ve tekrardan kalçama doğru ilerledi. Dilim onun ağzının içindeyken nasıl mantıklı olabilirdim? Tanrı aşkına! Tekrardan ayrıldığımızda derinden gelen bir sesle ismimi fısıldadı. "Clarissa.." Gözlerinin içine bakıyordum. Yüzünde içimi titreten çarpık gülüşü vardı. Şu an durmak için en uygun zamandı. Yoksa geri dönüşü olmayacaktı. Bacaklarımı çözmeye çalıştım. Açıkçası biraz gönülsüzdüm ve Adrian'ın gözlerinden de okunduğu üzere o da benim gibi hissediyordu. Ancak mantıklı tarafımı dinlemenin vakti gelmişti. Bacaklarımı suyun içinde serbest bıraktım ama kollarım hala Adrian'ın boynundaydı. Gözlerinin içine bakarak "Artık durmalıyız," dedim. Şu an da domates benim yanımda beyaz kalırdı. Ellerimi boynundan çektim ve ondan uzaklaştım. Yüzüne bakabileceğimi sanmıyordum. Duyduğum tutku ile hareket etmiştim ve şimdi ondan uzaklaşınca da kendimden utanmaya başlamıştım. "Tanrım! Resmen üstüne atladım. Yüzüne bakabileceğimi sanmıyorum." Suyun dalgalanmasından yanıma yaklaştığının farkındaydım ama ona dönmemekte ısrarcıydım. Ne kadar utanırsam utanayım yaptıklarımdan pişman değildim. Bu daha da çok utanmama neden oluyordu. Tamam onu seviyordum ama bu şekilde davranmasaydım daha iyi olurdu sanki.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Amor et Pacem  Empty
MesajKonu: Geri: Amor et Pacem    Amor et Pacem  EmptyC.tesi Haz. 02, 2012 2:00 am

Bir kaç saniye gülümseyerek ona baktım. Soluklarını düzene sokmasını bekledim. Sonra Yüzünde bir şeyler değişti. Bu renk değişimi gibi değildi. Zaten kıpkırmızıydı. Ancak bir çekingenlik vardı. Kendini yavaşça geri çekti. Sonra bacaklarını gevşetti ve kendini serbest bıraktı.
"Artık durmalıyız," dedi. Oldukça şaşırmıştım. Nedenini ilk başta anlayamadım. O sırada arkasını döndü ve uzaklaştı. Bir yandan gülmek istiyor, bir yandan da kızmak istiyordum. Isı saçmaya başlayan kızarıklığını yüzünden benden utandığını düşünmek en kolay seçenekti. Bu da oldukça sinir bozucuydu. Başımı çevirip sahile doğru baktım. En yakın yer, içecekleri aldığımız, bir çeşit kulube olan kafeteryaydı. Orayı da zorla seçebiliyordum. Etrafa iyice göz gezdirdim. Kimse yok gibiydi. Sadece ormanın içinden gelen börtü böcek ve kuş sesleri vardı. Sonra Clary'e döndüm. Hareket edemeden önce o konuştu.
"Tanrım! Resmen üstüne atladım. Yüzüne bakabileceğimi sanmıyorum." dedi ve ben güldüm. Bir kez daha, başımı olumsuzca salladım. Elimle saçlarımı karıştırdım ve Clary'e doğru yürümeye başladım. Benden bir iki metre uzaklaşmıştı. Aramızda ki mesafeyi yavaşça kapattım. Hafifçe kambur duruyordu. Yanına geldiğimde benden hafifçe uzaklaşır gibi oldu. Hemen ellerimi uzatıp kollarını tuttum. yüzüne bakmak istediğimde, döndü ve beni arkasında bıraktı. Başımı kaldırıp baktığımda, güneşin tam karşımızda olduğunu fark ettim. Gün batımıydı ve güneşin yarısı ufukta kaybolmuştu. Sağ elimi, Clary'nin karnına koydum. Dudaklarımla, saçlarının üzerinden başına bir öpücük kondurdum. Sol elimi omzuna koydum ve onu dik durmaya zorladım. Fazla direnmedi. Kulağına doğru;
"Bunda utanılacak bir şey yok. Şu anda bizim yaşadıklarımızı, yaşamış olan, yaşamakta olan ve yaşayacak olan, bir kaç milyar insan var. Kendini boş yere geriyorsun..." diye mırıldandım. Sol elimi geri çektim ve saçlarının hepsini toplayıp, boynunun sol tarafına attım. Başımı hafifçe eğip, boynunun sağ tarafına yaklaştırdım. Nefesimi boynuna verdim ve bütün bedeninin ürpermesini hissettim. Her iki elimle birden ona sarıldım ve onu kendine çektim. Dudaklarımı boynuna bastırdım ve bir öpücük kondurdum. Yavaşça ve milim milim, yukarı doğru öperek çıktım. En son çenesinin hizasına geldiğimde hala bana bakmaktan kaçındığını fark ettim. Bu sefer muzurluk sırası bendeydi. Elimi teninden hiç ayırmadan yavaşça sırtına doğru çektim. Bikinisinin ipliğini tuttum ve çektim. Hızlı bir şekilde ellerini düşen bikinisinin üzerine kapattı. Bende ellerimi kollarının üzerinden, sıkıca sardım. Kulağına doğru; "Artık bana alışman lazım, aşkım. Şu an ki durumumuzda utanacak hiç bir şey yok. Bunu okulda ki diğer kızların neredeyse tamamı yaşadı. En iyi örnek Cecelia. Ama şimdi daha ileriye gitmeyeceğim. Emin olabilirsin... O yüzden sakinleş ve güneşin batmadan önce bize yaptığı son cilvelerini izleyelim." dedim. Batan güneş, gölüm ve ormanın üzerinde harika bir görüntü yaratmıştı. Bizde suyun içinde etrafı izliyorduk. Şu an için mutluydum. Daha ileri gitmemem gerektiği kanaatine, tecrübelerime dayanarak varmıştım..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clary Bernstein

Clary Bernstein

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 1650
Gerçek Adı : Derya
Yaş : 28

Amor et Pacem  Empty
MesajKonu: Geri: Amor et Pacem    Amor et Pacem  EmptyCuma Haz. 08, 2012 4:05 pm

Ondan uzaklaşabildiğim kadar uzaklaşmıştım ancak Adrian tekrardan bana yakınlaşmaya başlamıştı. Kollarımı tuttuğunda arkamı döndüm ama beni bırakmamak için elinden geleni yapıyordu. Bu durum daha çok utanmama neden oluyordu. Bana dokundukça kalbim daha hızlı atıyor, kan akışım hızlanıyordu sanki. Yüzüm tekrardan kızarırken o da elini karnıma koydu. Sıçramamak için elimden geleni yaptım. Tenim ürpermişti ve dokunuşlarına olan ihtiyacım artıyordu. Beni bu şekilde etkilemesine izin vermemeliydim ancak elimde değildi. Her şeyiyle beni etkiliyordu. Bir dokunuşuyla, bir sözüyle hatta bir bakışı ile kendimden geçiyordum. Bunu ona belli edip kendimi küçük duruma düşürmek de istemiyordum. Sanki tüm bunlar beni zayıf gösterecekmiş gibi hissediyordum. Başıma kondurduğu öpücük bu konuda çok da yardımcı olmuyordu. Nefesimin kesildiğini hissedebiliyordum. Bir yanım ondan uzaklaşmak isterken diğer yanım onu vücudumun her köşesinde hissetmek istiyordu. Bu gerçekten ironikti.

Güneş ufukta kaybolmaya başlamıştı ve manzara gerçekten muhteşemdi. Manzaranın muhteşemliğine Adrian'ın fısıldayışı eklenince daha da güzel olmuştu. Kulağımda ılık nefesini hissedebiliyordum. "Bunda utanılacak bir şey yok. Şu anda bizim yaşadıklarımızı, yaşamış olan, yaşamakta olan ve yaşayacak olan, bir kaç milyar insan var. Kendini boş yere geriyorsun." Sözlerinin ardından saçlarımı sol omzuma doğru attı ve başını boynuma doğru eğdi. Gerçekten bu çok fazlaydı. Dayanacak gücüm kalmamıştı. Bedenim cayır cayır yanıyordu. Hem utançtan hem de başka şeylerden. Nefesini boynuma verince bütün bedenim titredi. Bu zorlu bekleyişin ardından öpücükleri ile beni tekrardan baştan çıkarmaya başladı. Yinede hala yüzüne bakmamakta ısrar ediyordum. Gözlerinin içine bakarsam kontrolümü kaybedebilirdim ve ben bunun için hazır değildim. Fakat Adrian yaramazlık peşindeydi. Elini sırtıma doğru götürdü ve ben daha bir tepki veremeden bikinimin ipini çözdü. Ani bir refleksle ellerimi düşmek üzere olan bikinimin üzerine götürdüm. Merlin'in Sakalı! Utançtan ölmek üzere olan birisine yapılacak en son şey buydu herhalde.

Kollarıyla beni sardı ve tekrardan kulağıma doğru fısıldadı. "Artık bana alışman lazım, aşkım. Şu an ki durumumuzda utanacak hiç bir şey yok. Bunu okulda ki diğer kızların neredeyse tamamı yaşadı. En iyi örnek Cecelia. Ama şimdi daha ileriye gitmeyeceğim. Emin olabilirsin... O yüzden sakinleş ve güneşin batmadan önce bize yaptığı son cilvelerini izleyelim." Bu sözleri üzerinde fazla durmadım. Belki haklıydı, belki de değil. Yine de bu utanmama engel olmuyordu. Manzara gerçekten müthişti ancak daha fazla bu şekilde durmak istemiyordum. Tanrı aşkına kim bikinisi düştü düşecek şekilde beklemeyi isterdi ki? Yavaşça Adrian'ın kollarından sıyrıldım ve beni tutmasına fırsat vermeden bikinimi hızla bağladım. Yavaşça ona doğru döndüm ve "Artık gidelim mi?" diye sordum. Ne derse desin biraz zamana ihtiyacım vardı. Daha önce kimse ile böyle bir şey yaşamamışken nasıl normal davranmamı bekleyebilirdi ki? Yine de en azından yüzüne bakmamı hak ediyordu. Yavaşça başımı kaldırdığım da gözlerimiz birbirine kitlendi. Gözlerinden biraz kırgınlık okunuyordu ve bu beni fazlasıyla üzmüştü. Yavaşça yanına doğru gittim ve ellini tuttum. "Böyle davranmak istemiyorum ama sen de beni anla. Elimde değil utanıyorum." Tekrardan gözlerine baktığımda yumuşamış görünüyordu. Bir an içimden gelen bir dürtüyle konuşmaya başladım ve bu gerçekten şaşırtıcı olmuştu. "Seni seviyorum, Mikael." Gözlerinin parıldadığının farkındaydım. Cecelia olsa kesinlikle düşüp bayılırdı. Benim birisine 'seni seviyorum,' dediğimi görmek onda şok etkisi yaratırdı herhalde.

Uzun süre birbirimize baktık. Kendimi tekrardan kaybetmemek adına ondan uzaklaştım ve sudan çıktım. Eşyalarımı yerden aldım ve hemen üzerime geçirdim. Islak olup olmamam umurumda değildi. Adrian'ı bekleyecektim ancak son anda karar değiştirip tek başıma gitmeye karar verdim. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı ve onun da bunu anlayışla karşılamasını bekliyordum. Belli bir mesafeye gelince elimi dudaklarıma götürdüm. Sanki hala nefesini ve öpücüklerini tenimde hissedebiliyordum. Daha önce kalbimin böylesine hızlı çarptığını hiç hatırlamıyorum. Adrian'ı gerçekten seviyordum ancak kendime karşı da saygım vardı. Bu yüzden daha fazla benden beklenmeyecek hareketler yaparsam kendime olan saygım yerle bir olacaktı. Bunları düşünerek odama doğru ilerledim. Bugün gerçekten unutulmaz bir gün olmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Amor et Pacem  Empty
MesajKonu: Geri: Amor et Pacem    Amor et Pacem  EmptyCuma Haz. 08, 2012 9:17 pm

"Artık gidelim mi?" Bu sorusu beni üzmüştü. Aslında benden uzaklaşıp bikinisini hızla tekrar giydiğinde böyle bir şeyi bekliyordum. Kızgındım aslında. Daha ileriye gitmeyeceğimi söylememe rağmen, hala benden kaçıyordu.
"Böyle davranmak istemiyorum ama sen de beni anla. Elimde değil utanıyorum." Bu sözleri üzerine gülümsedim. Anlıyordum. Hatta böylesi daha iyiydi. Daha ileriye gitmemek. Bir kızla bu şekilde bir ilişki yaşamak, kızı kendinden soğutmaya başlıyordu. Ve ben Clarissa ile böyle bir şeyin olmasını istemiyordum. Bana yaklaştı ve gözlerimin içine baktı.
"Seni seviyorum, Mikael" Çarpık bir gülüşle, oldukça uzun bir süre ona baktım. Sonra benden hızla uzaklaştı ve kıyıya gitti. Sudan çıktı ve üstünü değiştirmeye başladı. Ben bir kaç saniye daha güneşin batışının tadını çıkardım. Nefes kesici bir güzellikte, görüntüye sahipti. Geri döndüğümde Clarissa, üstünü değiştirmişti. Ona baktım. Eğer beni bekleseydi onunla beraber, odasına kadar gidecek, veda edip geri dönecektim. Bir kaç saniye kararsız bir şekilde durdu ve gitti. S Ben arkasından o kaybolana kadar baktım. Sonra geri dönüp ufku izlemeye koyuldum. Güneş battı ve hafif bir esinti çıktı. Düşünüyordum.. Onun benden bu şekilde kaçmasını. Kızıyordum. Ancak kızgınlığım ona mı, yoksa her kızla yaşamaya alışkın olduğum şeyleri yaşayamamış olmamamı dayanıyordu emin değildim. Rüzgar biraz daha sertleşti. Gündüzleri sıcak olsada geceleri serindi. Ben biraz daha orada kaldım ve düşüncelerimi yola sokmaya çalıştım. Kendi gelmişti üzerime. Herhangi bir kışkırtmada bulunmamıştım. Yada onu zorlamamıştım. Onu çok seviyordum ve onun sevgisine açtım. Bir kaç dakika daha olduğum yerde durdum. Onunla diğer kızlarla bir şey yaşamamış olmamın daha doğru olduğunu bildiğim halde, genede hayal kırıklığına uğramıştım. Ancak bu hayal kırıklığımı bastırıp, doğru olanı yapmak için karar verdim. Her şeyi, benimle yaşayacağı her anı, hatırlamaya değer birer anısı olarak ona hediye edecektim. Yavaşça geri döndüm ve sudan çıktım. Odama doğru giderken, aklımda Clarissa vardı. O ve onunla ilgili geleceğe dair düşünceler.

SON!.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Amor et Pacem

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon :: Yaz Kampı :: Göl-