AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Steve Chase

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Steve Chase

Steve Chase

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 31

Steve Chase Empty
MesajKonu: Steve Chase   Steve Chase EmptyÇarş. Haz. 13, 2012 7:20 pm

Ad-Soyad: Steve Chase
Diğer karakterleriniz: -

Karakteriniz

1. Seçilmek istediğiniz bina(-lar): Ravenclaw
2. Sınıf: V.sınıf
3. Kan Durumu: Melez
4. Karakteriniz ve Geçmişi: Bir İngiliz olan Steve'in babası muggle, annesi ise bir cadıdır. Annesi büyülerle uğraşırken kendine kazara zarar vermesinden dolayı akıl sağlığını sonradan yitirmiştir. Babası annesinin cadı olduğunu bilerek onunla evlenmiştir, ancak kendine verdiği bu derin ve geri dönülemez zarardan sonra, ne kadar üzgün hissetse de deli gibi aşık olduğu karısını asla bırakmamıştır. Ancak Steve küçük bir çocukken babası hayatını kaybetmiştir ve bu Steve'in hayatı boyunca bunun eksikliğini hissetmesine yol açmıştır. Ancak bu eksiliği hissettiğini asla kimseye belli etmemiştir ve sonralardan hissettiği üzüntü ve acıyı içine gömmüştür. Düşüncelerini olduğu gibi söyleyen, hafif kaba biridir, ancak herkes onun bu davranışlarına alışıktır. Gerçekten değer verdiği tek kişi annesidir. Ancak bunun annesiyle sınırlı kalmaması konusundaki dileği de herkesten sakladığı duyguları arasında.

Örnek Roleplay

Günün ilk ışıklarıyla beraber uyandım ve aşağıdan gelen gürültüye aldırmamaya çalıştım. Annemin her zamanki sabah merasimlerinden biri olmalıydı. Birçok anne, üzerinde yeni kızartılmış ekmek kokusuyla çocuğunun odasına girer, perdesini aralar ve çocuğunun başına bir öpücük kondurarak günaydın derdi. Ancak benim annem farklıydı. O kesinlikle birçok anne gibi değildi. İlk olarak annem bir cadıydı, evimizin içi saçma-bir o kadar da tehlikeli-büyülerle doluydu. Cadı olmasının yanına bir de deli olduğunu eklersek, bence ideal bir anneye sahip olduğum aşikardı. İç çektim ve doğruldum. İyice gerindim ve aşağı inmemek için beni oyalayacak ne varsa yaptım. Hatta odamı bile topladım. Ancak yere atılan ve binlerce parçaya ayrılan tabak sesleri duymaya başladığımda, artık aşağı inmem gerektiğini anladım.

Yavaş adımlarla merdivenlerden indim ve havada uçuşan havlu, yastık, su damlaları ve bir sürü şeye aldırmadan annemin olduğu yere mutfağa ilerledim. Beni görünce deli gözleri parıldadı ve çarpık bir gülümsemeyle elindeki asayı mutfak tezgahına koydu. Asayı koymasıyla beraber de havada süzülen bir sürü tabak yeri boyladı. Üzerime hızlı adımlarla yürüdü ve yanağıma bir öpücük kondurdu. "Benim minik bebeğim...benim tatlı bebeğim..." güçlü kollarıyla beni sardı ve öylece kalakaldık. Ona sarılmayı istemiyordum. Yani, yanlış anlaşılmak istemem, annemi tüm kalbimle seviyordum ancak onun beni sevdiği için böyle yapmadığından emindim. Bu da beni üzüyor, kat kat daha yalnız hissetmeme yol açıyordu. İç çektim ve ben de ona zorla da olsa sarıldım. "Sana da günaydın anne, neler oldu burada?" dedim sorumun cevabını almayacağımdan yüzde yüz emin bir şekilde. Annem bana doladığı kollarını sonunda açtı ve tezgaha asasını almaya geri döndü. Asayı tekrar eline aldı ve ağzını hafifçe oynattı. Bir büyü mırıldanıyordu bundan emindim. Küçük, dikkat bozukluğu olan, yaramaz bir çocuk gibiydi. Sanki onun babası bendim, sanki o benim annem değildi.

İç çektim ve gerisin geriye odama gitmeye karar verdim. Annemin bu hale gelmiş olması haksızlıktı. Evde asılı duran onca eski resme baktığımda, onun eskiden ne kadar hayat dolu, güzel ve tatlı olduğunu anlamıştım. Üçümüzün bir sürü fotoğrafı vardı, annem bir zamanlar o fotoğrafları büyülemişti, bu yüzden fotoğraftaki biz, o mutlu aile hep hareket ediyorduk. Ben de her gece o küçük kağıt parçasını bir hazine sandığıymış da her an birileri çalmaya gelecekmiş gibi göğsüme bastırarak uyuyordum. Tam merdivenlerin ilk basamağına ayağımı atmıştım ki kapının posta girişinden içeriye bir mektup düştü. Hemen aklıma mektubun Hogwarts'dan gelebileceği ihtimali geldi. Birkaç hafta önce başvurmuştum, daha iyi bir eğitim alıp, eve döndüğümde anneme daha iyi bakabileyim diye. Yakın dostumuz olan yan komşumuz da-o da bir muggledı ancak annemin cadı olduğunu bilmesine rağmen bizimle dost kalmıştı-anneme ben gidip gelene kadar göz kulak olacağına söz vermişti.

Eğilip mektubu yerden aldım ve mektubun ön yüzünü çevirmemle gülümsemem bir oldu. Doğru tahmin etmiştim. Hogwarts'dandı. Zarfı açtım ve mektubu okudum. Kabul edilmiştim. Gerçekten kabul edilmiştim. Önce anneme söylemek ya da söylememekte kararsız kaldım, sonra söylememenin en iyisi olacağına karar verdim. Nasıl olsa beni anlamayacaktı. Merdivenleri koşarak çıktım ve hemen valizimi topladım, komşumuza kısa bir not yazdım ve bana verdiği sözü tutması için zamanın geldiğini bildirdim. Annemin odasına koştum ve işime yarayabilecek büyüyle ilgili kitap ve malzemeleri de sırt çantama tıkıştırdım. Annem de bir Hogwarts mezunuydu ve ondaki eşyaların işime yarayacağından emindim. Ama hala Diagon Yolu'na uğramam gerekiyordu. Nerede olduğunu bilmiyordum. En kısa sürede gitmem gerektiğiniyse gayet iyi biliyordum.

En sonunda anneme sormaya karar verdim. Cevap vermesi için binlerce kez dua ederken çoktan mutfağa varmıştım bile. Annem hala tabakları havada tutuyor ve onlara gülümseyerek bakıyordu. Boğazımı temizledim ve konuştum. "Anne...yardımına ihtiyacım var." dedim cılız bir sesle. Onun bu halini görmek beni her zaman zayıf düşürüyordu. Annem hemen başını bana çevirdi ve çevirmesiyle bir tabak grubu daha yeri boyladı. Onları üretiyor muydu acaba? Bir evde bu kadar tabak olması mümkün müydü? Annem hala bana bakıyordu. Dikkatini üstüme çekebilmişken zaman kaybetmeden sorumu sordum. "Acaba biliyor musun, Diagon Yolu tam olarak nerede?" Annem deli birinin atabileceği en deli kahkahayı attı ve asasını tezgaha bırakarak son sürat salona koşturdu.

Umutsuz bir şekilde iç çektim ve somurtup salona doğru yürüdüm. Belli ki asla Diagon Yolu'nun nerede olduğunu öğrenemeyecektim. Ama sonra, salona vardığımda ve karşımda elinde bir kağıt parçası tutan deli annemi gördüğümde, yanıldığımı anladım. Kağıdı bana uzattı ve, "Diagon Yolu..." diye fısıldadı başını sallayarak. Ona gülümsedim ve kağıtta yazan karmaşık adrese baktım. Karmaşık. Bu kesinlikle büyülü bir şeylerle ilgili olan bir yerin adresiydi. Anneme sımsıkı sarıldım ve, "Seni seviyorum anne." diye fısıldadım. Bir şey söylemesine fırsat bırakmadan, ev kapısına yöneldim ve merdivenlerin başına bıraktığım bavulumu alıp evden çıktım.

Diagon Yolu'nu bulmak zor olacaktı, ama başaracaktım. Hogwarts'a gidecek, oradan mezun olacak ve başarılı bir büyücü olacak, annemi eski haline döndürmek için elimden gelen her şeyi yapacaktım. Ve en önemlisi tüm bunları annem ve babam için, ailem için yapacaktım. Tüm bunları ailem için başaracaktım.

Seçtiğiniz durum: Cevabınızı buraya yazın.
Rp: Cevabınızı buraya yazın.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Seçmen Şapka
Dungeon Master
Dungeon Master
Seçmen Şapka

RP Yaşı : Aranızda "Hogwarts: Bir Tarih" okuyan kimse yok mu?
Mesaj Sayısı : 152

Steve Chase Empty
MesajKonu: Geri: Steve Chase   Steve Chase EmptyÇarş. Haz. 13, 2012 11:47 pm

Ravenclaw V. Sınıf!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Steve Chase

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Steve Chase
» Steve Chase
» Steve.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp Dışı :: ...-