Yeri dövermişçesine attığı adımlarını hızlandırdı. Bana doğru hışımla geliyordu. Onu okul cübbesinin içinde görmek oldukça hoştu. Esen hafif rüzgarda saçları geriye doğru uçuyordu. En sonunda yanıma geldi ve nerdeyse resmi bir tavırla bir şey demeden elini uzatıp kalkmama yardım etti. Kalkma çabam daha çok ağrıya sebep oldu. İstem dışı bir şekilde yüzümü buruşturdum. Böyle bir tepkiyi bekliyordum. Ancak beni gördüğünde sarılmasını isterdim.
"Nerelerdeydin? Seni o kadar merak ettim ki. Bir mektup bile yollamadın. Tüm bunları..." gözleri başımda odaklandı ve sözleri yarım kaldı. Parmaklarının ucunda yükseldi ve eliyle kaşımda ki, oldukça iri banda dokundu. Tepki vermedim.
"Tanrı aşkına, Adrian! Ne oldu sana? Lanet olsun, çok acıyor mu?" dedi. Ses tonunda endişe vardı. Yüzünde korku ve üzgünlük. Bir an için onun haline gülmek istedim.
"Canın çok acıyor mu, sevgilim?"Ona baktım. Konuşmaya çalıştığımda oldukça zorlandım.
"İyiyim. Yani olabildiğim kadar iyiyim." Durdum ve rahatsız edici bir nefes aldım.
"Bende seni özledim Clarissa" dedim. Ayakta durmaya daha fazla dayanamayacğım için mi, yoksa ona duyduğum özlem yüzünden mi olduğunu pek çıkaradığım bir sebepten ötürü ona sarıldım. Başımı omzuna yasladım. Ağırlığımın bir kısmına ona yansıttım. Yüzümü, omzu ile boynunun arasına koydum.
"Seni çok özledim." diye mırıldandım. Bir dakika kadar bu şekilde bekledikten sonra, başımı geri çektim ve ona baktım.
"Amor et pacem" dedim. Ağrıyan kollarımın izin verdiği kadarıyla ona daha sıkı sarılmaya çalıştım. Başına bir öpücük kondurdum.
"Beni bu kadar sıcak karşılamış olman oldukça hoş. Ama yinede beni gördüğünde sarılmanı beklerdim." dedim. Alnımı alnına dayadım. Hala sallanıyordum. Çok ama çok yorgundum. Ağzım yırtılırcasına esnedim.
"Bana ne olduğuna gelince, şaka gibi ama gerçek. Muggle dünyasında bir kaza geçirdim. Bir araba bana çarptı. Sonrasını hatırlamıyorum. On gün kadar baygın yatmışım. Babamın muggle dünyasında güçlü bir konuma sahip olması sayesinde beni buldular. Annemin bir şifacı ile gelip, bana müdahale ettikten sonra, bir şekilde uyanmam doktorların hepsini şok etti." Hafifçe gülümsedim. Hatırladığım kadarıyla gerçekten komik bir manzara idi.
"Ancak belki iksirin yetersizliği belki de gereken müdahalenin geç yapılmasından ötürü, hala her tarafım ağrıyor. Sana haber gönderemeyişimin sebebi budur." Dizlerim büküldü ve beni daha fazla taşıyamayacağını gösterdi. Clary'den hafifçe geriye doğru çekilip;
"Otursak mı?" dedim. Sol kolumu kaldırıp elini belime doladı ve destek olmaya çalıştı. Bunu yapması daha çok ağrıya sebep oldu. Gözlerinin dolduğunu görebiliyordum. Benim için üzüldüğünün farkındaydım. Ağacın köklerine tekrar kurulduğumuzda, başımı onun dizlerine yasladım. Yastık büyüsü sayesinde oldukça rahattım. Üzerime bir uyku çöktü. Tekrar esnedim. Clary saçlarımla oynarken ben konuşabilmek için mücadele veriyordum.
"Aslınd, burradaa biraz kestirebilirim. Eer biy yeve gitmeyeceksen bira.."- Spoiler:
Yarım kalan cümlede uyuya kaldım
Amor Et Pacem. Sevgi ve huzur.