AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Waffle

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Amanda Sylise

Amanda Sylise

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 15
Gerçek Adı : Serap.
Yaş : 29

Waffle Empty
MesajKonu: Waffle   Waffle EmptyÇarş. Tem. 18, 2012 12:29 am

Kaçımız sevginin ne demek olduğunu biliyor? Herkes bildiğini sanıyor, gerçekten öyle mi? Eric Fromm Sevme Sanatı adlı eserinde sevmenin bir sanat olduğunu, herkesin gelişi güzel duygularla hissettiklerinin sevgi olmadığını dile getiriyor. Kitabı elinize aldığınızda sevme sanatını öğreteceğinizi düşünürseniz yanılgıya düşersiniz. Kitapta anlatılan konu tamamen sevginin ne olduğu üzerine yoğunlaşıyor. Toplumda sevme sorunu daha çok sevilme sorunu olarak gözlemleniyor. Kendi hissettikleri değil karşı cinsin hissettiklerinde bir sorun olduğu görüşünü benimsiyorlar. Bu sebeple insanlar birileri sevsin diye bir şeyler için çabalıyor. Mesela bir kadını ele alalım. Giyiniyor, süsleniyor, alımlı olmaya çalışıyor. Erkekler ise toplumda yüksek bir mevkide görülmek, para sahibi olmak istiyorlar. Çünkü günümüzde çıkar ilişkilerinde istenen özellikler bunlar. Mal alıyormuşçasına karşıdaki kişinin özellikleri ile bağ kurulmaya çalışıyor. Her iki cinste ilgi çekmeye çalışıyor. İlk önce beğeni ve ardından sevginin geleceği düşüncesiyle hareket ediyorlar. İnsanlar sorunun sevmede değil, sevilecek ya da sevecek olanın güçlükle bulunması olarak algılarken de hataya düşüyorlar. ‘’İnsanın kattığı anlam dışında yaşamın hiçbir anlamı yoktur; insan başkalarına yardım etmediği sürece yapayalnızdır.’’ Diyor Fromm.

Sevgi bir etkinliktir, bir şeyin içinde olmaktır, bir şeye bağlanmak değildir. Günümüzün en sorunlu konusudur sevgi. Sevgi olmayan bir insan yalnız kalmaya mecburken, çektiği üzüntülerin içerisinden çıkmayı başaramaz. Madem günümüzde önemli sorunlardan biri, bunu önlemek için önce sevgiyi incelemek, soruşturmak, daha sonra ise anlamaya çalışmak gerekir. Sevgi belli bir insana bağlılık değil; bir tutumdur. İnsan bir kişiye karşı ilgili davranıp, seviyorsa bu sevgi değil, bağlılıktır. Gerçek anlamda sevginin hissedilebilmesi için tüm insanları ve kendinizi sevmeniz gerekir. Bir insan ancak tüm insanları merhamet ile sevdiği sürece vardır. ‘’Sevgi almaktan çok vermektir.’’ Diyor Fromm. Sevgiyi beklemek ne kadar mantıklı? Biri gelsin ve beni sevsin diye beklemek acizlik değil mi? Fromm’un dediği gibi sevgiyi kendi içinde hissederek karşındaki kişiye vermektir asıl amaç. Birine seni seviyorum diyorsam, seninle birlikte tüm evreni, insanları, kendimi seviyorum diyebilmelidir insan. Her duygu gelip geçicidir. Bugün hoşlandığın birinden yarın nefret edebilirsin. Bu sebeple sevgi yalnızca bir duygu değil aynı zamanda bir karardır da. Evlenecek çiftler birbirlerine söz verirler; ölene kadar seni seveceğim. Eğer sevgi yalnızca duygu yoğunluğu olsaydı böyle bir sözü vermenin ne anlamı kalırdı? Sevgi bu kadar basit olabilir mi?

Bazılarımız da var ki yalnızlıktan kurtulmak için karşı cinsten kişileri can kurtarıcıları gibi görüyor ve sevdiklerini sanıyorlar, oysa bu yanılgıdan başka bir şey değildir. Sadece benim yalnızlığımı paylaştığı için birini sevmek diye bir şey olamaz, bu daha önce de söylemiş olduğum gibi bir bağlılık olabilir. Yalnızlığımdan kurtardığı için bir minnet. Her hissedilen duyguların sevgi sanılmasının asıl nedeniyse sevgiye olan açlıktır. Kimse sevgiye muhtaç değilim veya ben sevilmek isteyemiyorum diyemez. Kim sevilmek istemez ki? Bu yüzden her duyguyu sevgi olarak nitelendirişimiz. ‘’Sevginin varolduğuna bir tek kanıt vardır ancak; bağlılığın derinliği, seven kimselerin canlılığı ve güçlülüğü; Budur sevginin bulunduğunu gösteren meyve.’’

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Waffle

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp Dışı-