AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Kıskançlık

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Dean Bloom



Mesaj Sayısı : 772
Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Ivan A. Arshlander ve Sophie A. Hunter'ım.

Kıskançlık Empty
MesajKonu: Kıskançlık   Kıskançlık EmptyPerş. Tem. 19, 2012 9:15 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] x [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://aether-rpg.turkproforum.com/
Dean Bloom



Mesaj Sayısı : 772
Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Ivan A. Arshlander ve Sophie A. Hunter'ım.

Kıskançlık Empty
MesajKonu: Geri: Kıskançlık   Kıskançlık EmptyPerş. Tem. 19, 2012 9:46 pm

Delirircesine bir o yana bir öbür yana gidiyordu. İçi içine sığmıyordu. Sinirden her an patlayabilirdi. Bir kere de doğru giden bir şeylerin yanında parazitler oluşmasa olmuyordu. Şatonun burası bile öğrencilerle doluydu. Manyak mıydı bunlar? Ne işleri vardı ki burada? Hoş Dean'ın burada ne işi vardı ki? Hiçbir yerde duramıyordu. Her taraf basıyordu onu. Derin nefesle alıp kendini sakinleştirmek istese de beceremiyordu. Haksız yere yargılanmak katlanamadığı bir şeydi. Etrafındaki tablolar homurdanıp duruyordu dönüp hepsine lanetler okumak istiyordu. Herkese ve her şeye belkide. Bu kadar saçma bir nedenden dolayı bu şekilde bir yargıyı hak etmiyordu. Arkadaşıyla ebelemece oynayan bir, birinci sınıf öğrencisi hızla Dean'a çarptığında sarı saçları fark edebilmişti. Çocuğu yakasından tutup Aurélien'e bakarak "Çocukca davranacak yaşı geçtiğini düşünüyorum." dedi ve bir kenara attı çocuğu. Karşılaştığı tepkiden dolayı şoka uğrayan çocuk hızlı adımlarla arkadaşının cübbesinden çekiştirerek giriş salonundan uzaklaştı. O sırada, Dean yavaş ama kararlı adımlarla Aurélien'in yanına doğru yürüyordu. Kızın suratında hiç mutlu olmadığını okuyabiliyordu. Gözlerinde dolaşan sinir bulutlarını görmemekse imkansızdı. Fakat Dean kendinden emindi. Sonuçta ona ihanet etmemişti. Yapabilirdi fakat yapmamıştı. Çünkü adi bir pislik değildi ve karşısındaki kıza karşı sorumlulukları vardı. Her şeyden öte onu gerçekten seviyordu. Fakat onun böyle bir şey düşünmesi hatta bu yüzden onunla bir süre konuşmayı kesmesi bile zıvanadan çıkmasına yetiyordu. Etraflarında tek tük öğrenciler kalmıştı. Onlarda zaten salonu boşaltıyordu. Yüz yüze gelebilecekleri bir seviyede durdu ve kızın suratına bakmaya başladı. Sinirden ne diyeceğini bilemiyor, ağzından kırıcı bir lafın çıkmasından korkuyordu. Hiddetle ağzını açtı ama sonrasında bir şey söylemeden geri kapadı. Böyle bir durumda ne söylenebilirdi ki? "Bana neden güvenmiyorsun?" dudakları yeniden onun yerine kelimeleri kullanmıştı işte. Fakat doğruydu. Neden?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://aether-rpg.turkproforum.com/
Aurélien Rhodanthe

Aurélien Rhodanthe

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 301
Gerçek Adı : Auré.
Yaş : 30

Kıskançlık Empty
MesajKonu: Geri: Kıskançlık   Kıskançlık EmptyC.tesi Tem. 21, 2012 12:55 pm

Güzel bir şeyler görmeyi zaten beklemiyordu ama rüyalarında da sükunetle uyanmak istediği nadir zamanlardan bir tanesindeydi sadece. Bir şeyin ucunu bıraktığınızda asla yakalayamıyordunuz, ardı arkasına sürekli kötü şeyler geliyordu. Hayatına sokmak istediği sadece bir kişi olmuştu şuana kadar, hala o doldurulamaz büyük boşluğu kaplıyordu. Ruhunun bilinmezliğini ve kalbinin en derin köşesini…

Kimsenin olmadığına emin olduğunda usulca gözlerini açtı. Birkaç siyah pürüz etrafını sararken, hafif bir baş dönmesi de etrafındaki çevreyi süsledi. Kalın perdelerin arasına hapsolmuş karanlık, güneş ışıklarının altında güçsüz duruyordu. Yenilmişti. Belki de teslim olmuştu. Bilemiyordu. Bacaklarındaki tüm kasılmaları yok sayarak ayağa kalktı usulca. Yorgunluğunu ve diğer şeyleri umursamayacak kadar çok sıkılmıştı. Bir şeyleri yoluna koymak değil hiçbir şeyi istemiyordu. Korkmuştu, ailesini kaybettikten sonra ve Brian’ı kaybettikten sonra ilk defa korkmuştu. Dean’e değer vermişti ve… Gözlerindeki kararmanın geçmesini beklemeden yüzünü soğuk suyla yıkarken, tenine değen suyun birçok şeyi de beraberinde götürmesini diledi. Bu aralar bunu ne kadar da çok yapıyordu. Muggle’lar gibi dilek dileyip bir tanrının affediciliğine sığınıyordu, öyle olsa bile buna asla hakkı olmazdı. Üzerini hızlıca değiştirdi ve asasını cübbesinin kenarına koydu. Siyah kumaş teninde özgürce dolaşıyor, beyaz tenini daha da solgun gösteriyordu. Saçları güneşi kıskandırabilecek kadar parlak ve ışıltıyla dans ettiler karanlıkta. Hayalleri gibi… Hayaller sadece saçma bir kurguydu, insanları arkasından sürükleyen ve boş şeylerdi. Adımlarını sessizce koridorda atarken birilerini görmek isteyeceği en son şey olurdu. Burada yalnız kalmak istemekte, bu güneşli havadan bir an önce kurtulmak kadar imkansızdı. Nereye gittiğini bilmiyordu, ya da sadece biraz gözlerden uzak olmaktı isteği. Giriş salonu heybetli bir şekilde açılırken, geçirdiği onca seneyi düşündü. Ne olursa olsun burası hep onun eviydi. Ait olduğu yer. Eğer burada olmasaydı bilemiyordu, saklanamazdı ve karanlığın bir kuklası olurdu. Gülüşmelerin ve konuşmaların geldiği yöne doğru yürürken adımlarını yavaşlattı. Sesler birbirlerini kovalıyor ve gülüşmeler daha da artıyordu. Artık eskisi kadar rahatsızlık vermiyordu bu Auré’ye. Bunu duymak nerede olduğunu hatırlatıyordu ve hala bir şeylerden keyif alan öğrencilerin olduğunu belirtiyordu. Sesler kesilirken bakışları donuklaşmıştı biranda. Onun burada ne işi vardı? "Çocukça davranacak yaşı geçtiğini düşünüyorum." Küçük bir büyücüyü yakasından yakalamış ve hızla savurmuştu sert yüzeye. Bu da neyin nesiydi, ilk defa onu bu şekilde görüyordu. Bakışlarını gözlerinden kaçırdığında, tek isteği arkasına bakmadan kaçmaktı. Kolaydı ve asla yapmayacağı bir şeydi ama düşüncesi bile güzel gelmişti. Çocuklar salonu terk ederken, içerideki öğrencilerin onlara baktığını biliyordu. Bir olay falan mı bekliyorlardı, dedikodu? Derin bir iç çekerek önündeki erkeğin gözlerine baktı. Yüzü yorgun görünüyordu, belki de hastaydı. Bir anda nefes alamayacak kadar daralmıştı. Hayır bir şeyi yoktu, eğer öyle olsaydı onu iyileştirmek için her şeyi yapardı. Güzel gözleri öfke parıltılarını etrafa saçarken, tehlikeli ve kararlı gözüküyorlardı. "Bana neden güvenmiyorsun?" Dudakları ifadesizce hareket ederken yüzü gerildi. Onu tekrardan görmek, içindeki tüm açlığı kapatmıştı ve öfkesini ona unutturacak kadar özlemini hatırlatmıştı. Ne yapmasını bekliyordu, anlayamıyordu. Rox ile aynı yerde kalmaları bile yeterdi. Ona dokunup dokunmaması… Hayır bunu düşünemezdi. Eğer bir kalp diğerine aitse bunu yapamazdı. Aurélien, Dean’e sarılmaya bile kıyamazken bunu anlayamıyordu ve anlayamayacaktı da. ‘’Seni anlayamıyorum Dean. Sorunun bir tek güven olduğunu mu zannediyorsun?’’ Hırçınca adımlarını geriye doğru çekerken, ürkek bir kız çocuğundan farksızdı. Sözleri öfke yüklü gibi görünse de, ait olduğu tek şey sevgiydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.mortemsymphony-rpg.com/
Dean Bloom



Mesaj Sayısı : 772
Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Ivan A. Arshlander ve Sophie A. Hunter'ım.

Kıskançlık Empty
MesajKonu: Geri: Kıskançlık   Kıskançlık EmptyC.tesi Tem. 21, 2012 2:19 pm

Uzaktan gelen bir çırpınış misali kalbinde doruğa ulaşmayı bekleyen duyguları bastırmakla uğraşırken öfkesini bir yerlere koyamıyor, insanlara kusuyordu. Bu o değildi, hiçbir zaman olmamıştı fakat aşk öyle bir duyguydu ki onu kendinden alıp başka birisine dönüştürme kabiliyetine sahipti. İçten içe korkuyordu bu halinden. Karşısındaki aşkın karşılığı ürkütüyordu onu. Güvendiği şeylerin boş çıkması belkide. Yargılar. Sonu gelmeyen yargılar. Yakıştırmalar ve sorgusuz sualsiz yapılan infazlar. Kızın eşsiz gözlerinde gördüğü hayal kırıklıkları anlamsızdı. Onu hayal kırıklığına uğratmadığını biliyordu. Bundan hiç olmadığı kadar emindi fakat insanların yargılarına inanarak onu ve kendisini böyle bir şeyin içine atması anlamsızdı. Sevgisi hiç olmadığı kadar saf ve temizken ona bu yakıştırmayı yapmasına inanamıyordu. Kendini aşılmaz duvarların arkasına saklamasına anlam veremiyordu. Kırık bir kalbin iki parçası olmak onlara yakışmıyordu. Dudaklarından sözcükler dökülürken yüzünün aldığı şekil kalbine dokunuyordu, bunu ne ona ne kendine yakıştırıyordu. Onu öyle seviyor ve önemsiyordu ki daha ona dokunmaya bile kıyamamıştı. ‘’Seni anlayamıyorum Dean. Sorunun bir tek güven olduğunu mu zannediyorsun?’’ Güven aikın ve sevginin ötesinde bir duyguydu. Güven olduğu müddetçe üstesinden gelinemeyecek bir şey olduğuna inanmıyordu Dean. Sözleri öfkeyle beslenmiş hırçın dalgalar gibi suratına çarparken sadece bakmıştı Dean. Hala inanmak istemiyordu onu bu şeye yakıştırdığına. İçinde kopan fırtınaların ardında gerileyen kızı gördüğünde patlamaması işten değildi. Ondan kaçıyordu. Etraflarındaki tek tük kalan insanlar da olayın ciddiyetini anlayarak salonu boşaltırken Dean susmanın esaretine kapılmış halde olduğu yerde duruyordu. Duyguları onu mutluluğa taşıması gerekirken hayal kırıklığının hüsran dolu penceresinden izliyordu yeniden etrafı. Karşısındaki eşsiz yüzün kalbine ve duygularına dokunmasına izin vermişti fakat ondan yediği darbenin yarası durmak bilmeyen bir kan şelalesine dönüşmüştü. Yüzündeki hayal kırıklığını saklama gereği duymadan keskin sözlerini yumuşatmaya çalışarak kızın huzuruna sunarken göğsünün ortasındaki sızıya da engel olamıyordu. "Bana inanmayışından dolayı şuan yaşadığım şeyi bilemezsin. O gece olanları gelip bana sormak yerine insanların berbat yargılarıyla yargıladın beni. Hak ettiğimin bu olduğunu düşünüyorsan bir şey söyleyemem tabiki. Ama yargılarının bu kadar düşebileceğine inanmak istemiyorum. Gitmek istiyorsan sana engel olmayacağım fakat yaptığın yanlışın farkına varmanı istiyorum sadece. İkimizinde geçmişi var. İkimizinde birbirimizden önce yaşadığımız unutulması güç aşklarımız var fakat şuanı bozmaya neden izin veriyorsun?" İçinde yükselen sinir dalgasını bastırmak adına merdivenlerden aşağı inip kapıya doğru yürüdü. İçindeki duygu karmaşasından sağ çıkması imkansız gibiydi. Onu kaybetmek istemese de doğru olanın bu olduğuna karar verirse eğer yapabileceği tek şey gitmekti. İçindeki acının haddi hesabı yoktu fakat kırgındı. Aldığı her nefes batarcasına içine saplanıyordu. Sevdiği bir şarkının sonunu dinler gibi yaşıyordu şuan.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://aether-rpg.turkproforum.com/
Aurélien Rhodanthe

Aurélien Rhodanthe

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 301
Gerçek Adı : Auré.
Yaş : 30

Kıskançlık Empty
MesajKonu: Geri: Kıskançlık   Kıskançlık EmptyPtsi Tem. 23, 2012 2:49 pm

Bir tercih bile o kadar zordur ki bazen, ya da karar vermek. Her bir karar bir kayıp gibi geliyordu, hayatı boyunca en sevdiklerinin yok oluşunu görmüştü, acılarını ve buna kattığı yok oluşları… Aurélien olabilirdi ya da Rhodanthe soyundan biri, ama hayatı boyunca seveceği birini bulduğunda onu nasıl kaybedebilirdi ki? Gidecek olması ya da o güzel gözleri görememe düşüncesi, en ağır lanet kadar can yakıcıydı. Aurélien için bile imkansızken güvenmişti ona. Kötü bir sonun başlangıcı ve ruhunu yineleyen bir ilahtı. Kalbinin ve karanlığının içindeki o küçük kalbi bulmuş ve onu kendine aşık etmişti Dean. "Bana inanmayışından dolayı şuan yaşadığım şeyi bilemezsin. O gece olanları gelip bana sormak yerine insanların berbat yargılarıyla yargıladın beni. Hak ettiğimin bu olduğunu düşünüyorsan bir şey söyleyemem tabiki. Ama yargılarının bu kadar düşebileceğine inanmak istemiyorum. Gitmek istiyorsan sana engel olmayacağım fakat yaptığın yanlışın farkına varmanı istiyorum sadece. İkimizinde geçmişi var. İkimizinde birbirimizden önce yaşadığımız unutulması güç aşklarımız var fakat şuanı bozmaya neden izin veriyorsun?" Sesindeki çaresizlik yüklü öfke, etrafında dolup taşan bir karanlık gibi tenini okşadı. Hissettiği şey karanlık olamazdı Dean için, onu bu eğilime asla sokamazdı. Yüzüne hayranlıkla bir kez daha baktı. Çocuksu tavrı ve gözleri, güzellik kavramını anlatmak için yeterliydi. Gözlerine dolan onlarca parıltı arasında, kendini artık tutmak için bir güç bulamıyordu. Adımlarını erkeğe doğru atarken hiçbir şey umurunda değildi, güçlü bedenine sıkıca sardığı kollarını biran olsun gevşetmedi. Bedeni arasında ritmik atan kalbi, tüm yaşanmışlık ruhları etrafına getirmişti biranda. Parmaklarında hissettiği enerji ve saf sevgi onu etkisizleştirmişti neredeyse. ‘’O kahrolası insanlar umurumda bile değil Dean. Sana güvenmemekten çok, onun sana dokunması, güzel gözlerini ve kokunu hissetmesi… Bunu anlıyor musun Dean?’’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.mortemsymphony-rpg.com/
Dean Bloom



Mesaj Sayısı : 772
Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Ivan A. Arshlander ve Sophie A. Hunter'ım.

Kıskançlık Empty
MesajKonu: Geri: Kıskançlık   Kıskançlık EmptyPtsi Tem. 23, 2012 9:28 pm

Vücuduna yayılan sıcaklığın ondan gelmesi bir yana, yeniden nefesini hissetmek bile şuan bütün sinirini silip süpürebilirdi. Kendini öylesine korunmasız ve bitap hissediyordu ki kelimeler bile kifayetsiz kalırdı. Tenine değen sarı saçların yumuşaklığı ve burnuna dolan onun kokusu damarlarına sanki yeniden hayat pompalıyordu. Hiç kimse yada hiçbir şey onun yerini alamazdı. Verdiği hissi ona veremezdi bunu biliyordu. Sesi yeniden kelimerin anlam bulmasını sağladığı zaman bu sarılışın hiç bitmemesini diliyordu. ‘’O kahrolası insanlar umurumda bile değil Dean. Sana güvenmemekten çok, onun sana dokunması, güzel gözlerini ve kokunu hissetmesi… Bunu anlıyor musun Dean?’’ Kalbine dokunuyordu sözcükler. Böyle bir aşkın karşılığı bu olmalıydı. Kafasını ellerinin içine alarak o derin kahverengi gözlerinin içine dakikalarca baktı ve dudaklarını kırmızı ve sıcak dudaklarına bastırdı. Öpüşü öylesine özlem dolu ve şehvetliydi ki hiç bitmesin istiyordu. Geri çekildiğinde mutluluğun sarhoşluğuyla "Gözlerim ve kokum yada her zerrem sana adanmışken bir başkasının bunları hissetmesi olanaksız. Görecekleri tek şey sana olan aşkım olur o kadar. Bunu hiçbir şeyin bozmasına izin veremeyiz. Başkaları etrafta olacak. Fakat biz birbirimize bu aşkla sahip çıkarsak, biz olmaktan vaz geçmezsek onların yanımızda hiçbir anlamı olmaz." dedi. Kollarının arasında tuttuğu kendi yaşama sebebiydi. Ne kimseye verebilirdi onu ne de elinden alınmasına göz yumabilirdi. Geçmişin yankıları çevrelerinde olacaktı bunu biliyordu. Sadece kendisinin ki değil onunda olacaktı. Bunun düşüncesi bile tüm sinirlerini ayağa kaldırsa da o onundu. Kollarının arasında bir kuş misali savunmasız ama tüm ihtişamıyla duruyordu. Sanki tüm güzel şeylerin harmanı gibiydi. Ona hayat veren yegane şeydi. Yada buralara bağlayan.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://aether-rpg.turkproforum.com/
 

Kıskançlık

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Kıskançlık
» Kıskançlık
» Kıskançlık
» Kıskançlık
» Kıskançlık Gibi Bir Şey

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-