Sabah yatağından sessizce kalktığında üzerinde bir sabah uyuşukluğu değil, keskin bir gülümseme vardı. Dışarıdaki harika havanın etkisiyle çoğu kişi ya dışarıda dolaşıyor, ya da yatakhanelerde derin bir uyku çekiyordu. Bugün ki boş program Cyntia'nın işine gelmişti. Yeşil nevresimi yavaşça üzerinden atıp buruşmuş çarşaftan ayaklarını sallandırdı. Sarı saçları yatış şekli nedeniyle karışmış bir haldeydi. Hafifçe gerindi ve kimsenin uyanık olup olmadığına yavaşça göz attı. Ayakları sert zemine basınca aklında bugün ki planı belirdi. Bekle beni Hogsmade, diye söylenip giyinmeye başladı.
İkinci kata ulaştığında etraftaki sessizlik alıştığı ve rahat ettiği bir şeydi artık. Etraftaki insanların uğultuları birinci kattan ikinci, kata çıkana kadar büyük bir azalma göstermişti. II. katın kızlar tuvaleti, küçük sınıfları uzak tutuyori büyüklerde dışarıda omayı yeğliyordu anlaşılan. Duvarlar her zamanki gibi yüksek bir biçimde uzanıyor, koridor Mrytle'n da etkisiyle daha seyrek ziyaret ediliyordu. Giderken bir yandan da etrafı kolaçan ediyor, planını gözden geçiriyordu. Dışarıdaki hava pencerelerden içeri süzülüyor, koridoru aydınlatıyordu. Heykelin önüne geldiğinde durdu ve etrafı tekrar kolaçan etti. Geçide girmeden önce koridorda oturdu ve birazcık sakin bir tavırla bekledi. Gelen giden olmamıştı. Kambur Cadı heykeli çirkin görüntüsüne rağmen, burada tutuluyordu. Başka kimseyi mi bulamamışlar, diye düşünmekten kendisini alamadı. Üzerinde Slytherin cübbesi vardı ve sarı saçları düz bir şekilde omuzlarından dökülüyordu. Ayağında rahat, beyaz spor ayakkabıları... Ne ile karşılaşacağından emin olmadığından asasını yakın ulaşabileceği bir yerde, hemen cebinde tutuyordu.
Ayak sesleri duyar gibi olduğunda kendisini direkt geçite attı. Kısa bir süre sessizce dinledi ama ya dışarıdaki de dinliyor, ya da uzaklaşıyordu Emin olamdan ilerlemeye devam etti. " Lumos. " Asadan çıkan ışığa dudağının kenarıyla gülümsemişti. Bu asayı ilk eline aldığında buralarda kullanacağı aklına gelmezdi. Ama zaman, değiştiriyordu işte.
Geçidin açıldığını duyduğuna yemin edebilirdi. Üstelik çok uzaklaşmamıştı. Ve giren kişi, her kimse, birkaç adım attığında asadan yayılan ışığı görebilirdi. Aceleyle " Nox. " diye fısıldadı. Küçük bir cezadan korkmuyordu ama, en azından Hogsmade'den dönüşte yakalanmayı isterdi. Kendisine doğru gelen kişiyi göremiyordu. Karanlıkta çarpışırlar mıydı, yok asasından yayılan ışıkla enselenecak miydi? Belki de bir kontroldür, beni bulamadan gider buradan, diye düşünse de iç güdüleri öyle olmadığını söylüyordu. Hızla atan kalbi dışında çıt çıkarmadan öylece duruyordu.