AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Teselli

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Clara Carlevaro

Clara Carlevaro

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 1791
Gerçek Adı : Selis
Yaş : 26

Teselli Empty
MesajKonu: Teselli   Teselli EmptyPerş. Tem. 12, 2012 10:26 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Melanié Phonéix & Aleksandra Targaryen
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clara Carlevaro

Clara Carlevaro

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 1791
Gerçek Adı : Selis
Yaş : 26

Teselli Empty
MesajKonu: Geri: Teselli   Teselli EmptyPerş. Tem. 12, 2012 10:26 pm

"...There is nothing can console me but my jolly sailor bold..." Gözlerini sıkıca yumdu genç cadı. Baş ağrısını umursamamaya çalışırken, bir yandan da elinde sıkıca tuttuğu içki şişesinden kocaman bir yudum içmişti. Bu kadar fazlasını bir anda içmek boğazını tahriş etmeliydi, ama Alex bunu hissetmiyordu. En azından şimdilik. Ertesi gün uyandığında çok bitkin olacağından adı gibi emindi genç cadı, ancak Steve'i düşünmemesini sağlayan tek yol buydu. Alex hiçbir zaman içki içerek sorunlarını çözen biri olmamıştı, aksine, yaşadıkları her ne kadar acı verse de sonuna kadar dayanmış ve üstesinden gelmişti. Ama Steve ile ayrıldıktan sonra, bu ayrılığın üstesinden gelmek epey zor olmuştu. Aşk böyle bir şeydi herhalde, güzel başlayıp, kısa sürüp, çabuk biten bir şey. Sonunda kalbin bin parçaya ayrılıyordu ve bir daha yaşamak bile istemiyordun. Alex Quidditch sahasındaki Gryffindor tribününde otururken ve serin esinti, akşam vakti tenine değip ürpermesine yol açarken, yüksekten etrafı izliyordu genç cadı. Bir profesöre yakalanma ihtimalinin çok yüksek olduğunu bile bile çıkmıştı buraya Alex, ama umurunda değildi. Zaten son zamanlarda neredeyse hiçbir şeyi umursamayan biri olup çıkmıştı. Ne zaman bitecekti bu? Ne zaman acısı hafifleyecekti? Tanrım, Steve'i deli gibi özlüyordu. Kaç şişe içerse içsin bunun değişmeyeceğini de biliyordu. İçki şişesinden büyük bir yudum daha aldı. Bu sefer yutkunurken yüzünü buruşturmuştu, Alex gülümsedi. Sonunda, diye geçirdi Alex içinden. Sonunda lanet içki etkisini gösteriyor. İçkisini görebileceği kadar yukarı kaldırdı ve gözlerini kısarak şişenin içinde ne kadar içki kaldığını anlamaya çalıştı. İnanın buna, uçmuş bir kafayla bunu anlamak gerçekten çok zordu. Alex sinirle iç çekti ve içkisini yere bırakıp başını elleri arasına aldı. Gözleri dolmuştu ve göz yaşları görüşünü bulanıklaştırmaya başlamıştı. Kaşlarını çattı ve ağlamamak için tüm gücüyle dudağını ısırdı. Duyduğu acı, hıçkırıklara boğulmasını engellemişti. Rahatlayarak oturuşunu düzeltti ve burnunu çekti. Ağlamayacaktı. Asla, ama asla ağlamayacaktı. İç çekti ve tribünden aşağı bakınmaya devam etti, bir an önce toparlanması gerekiyordu, yatakhanelere bu durumda geri dönemezdi. Elleri ile yüzünü kapattı ve zihnini boşaltmaya çalıştı. Babasını öldürdüğü anı hatırlamak bile Steve'i hatırladığında verdiği acıyı vermiyordu. Lanet olsun, bu ruh halinden bir an önce kurtulması gerekiyordu.


En son Aleksandra Targaryen tarafından Perş. Tem. 19, 2012 6:23 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melanie Phoenix
VI. Sınıf
VI. Sınıf
Melanie Phoenix

RP Yaşı : on beş.
Mesaj Sayısı : 4455
Gerçek Adı : dilara.
Yaş : 25

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Teselli Empty
MesajKonu: Geri: Teselli   Teselli EmptyPerş. Tem. 12, 2012 11:15 pm

    'Çoğu zaman hayat, herkese hiç beklemediği bir şekilde oynuyor. Bu hamleyi bekleyen taraf kendini toparlayıp başka bir oyunla devam ediyor hayatına, fakat hamleden kurtulamayan yapayalnız kalıyor ortada. Yalnız kalmak... Bir ilaç mıdır? Yoksa hastalığın ta kendisi mi? Ah, hayat.. Hayat keşke, keşke bu kadar etobur olasaydı. İşte şimdi gölge gibi bedensiz bir hayattaydım. Çoğu zaman kırık camlar üstünde yürüyorum ben. Yalınayak ve çırılçıplak... Keşkeler, keşke hayatımızda olmasaydı. Tabii, henüz bazı insanlara göre bedenen küçük olabilirim ama aslında ruhsal hepsinden çok daha büyüğüm. Duygularımla hareket etmemeyi henüz öğrenemedim. Bu çok saçma, oysa o'nu düşünmeden tek anım geçmiyor benim. İşte şimdi yanımda kimseyi görmek istemiyorum, baykuşlar mesajları getirmesin, yeni hatıra istemiyorum. Bu gerçekten ağır gelir bana, çok ağır. Kalbimin tam ortasında hissettiğim şey aşk sancısı olabilir mi? Böyle gitmemeli, sonunu bilmediğim bir şey böyle gitmemeli... Her günüm gözyaşı, her anım acı olmamalı. İşte bugün Londra kadar yorgundum... Küçükken bir çok masal dinlerdik, en sevdiğim masalların sonunda baş kahramanlara gökten üç elma düşerdi. Büyüyünce anladım ki, üçü de yasak bana... Önümde uzun bir hayat olmasına rağmen, sonumu bekliyorum ben.

    Bir taraftan da hayatın güzel olduğu kanısındayım. Ne kadar zor olsa da, bu yılı hiç sevmesem de bazen beni gülümseten şeyler var. Sadece, çöpleri karıştıran sokak kedileri gibi kurcalamamalıyım geçmişteki günleri... '


    Genç kız günlüğünü tamamlar tamamlamaz, göğsünde sıkışan nefesi hissetti. Nefes almak için camı açmış olsa da bunun işe yaramadığını gördü ve kendini hızla dışarı attı. Kafasındaki sorulara neden olan şeyi henüz bulamamıştı. Aşk mıydı yoksa aile hayatı mıydı? Burnundan aldığı nefesi, ağzından hızlıca veriyordu genç kız. Dolunaya sayılı gün kaldığında böyle oluyordu. Göl kenarına gitmek istemişti fakat orada bulunan kişi sayısı onun oraya gitmesini engellemişti. Yeni bir 'Francisco Vakası' görmek istemiyordu. Ayaklarının götürdüğü yere giderken quidditch sahasında tek başına oturan bir beden gördü. Gryffindor tribününde oturan biri olduğu için şanslıydı. Genç kız, tribüne yaklaştığında yerde boş bir şekilde duran şişeyi gördü. Gözlerini yukarı doğru kaydırırken bunun bir kız olduğunu farketti. Ve yüzünü gördüğünde ise içerken pek görmeye alışık olmadığı kişiyi gördü. Aleksandra içiyor muydu? Gerçekten inanılmaz bir an yaşıyordu. Alex'in yanına koşar adımlarla giden genç kız, Alex'in omzuna elini koydu ve yumuşak bir ses tonuyla söze girdi. "Alex? İyi misin?" Ah bu soru çok saçmaydı. İyi olsa burada işi neydi? "Ah, çok sersemim. Ben de hiç iyi değilim Alex, gerçekten," dedikten sonra Alex'in yanında bulunan şişeyi kaptı ve bir yudum aldı. Böyle durumlarda sarhoş olmak en iyisiydi.



::
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://melaniephoenix.tumblr.com/
Clara Carlevaro

Clara Carlevaro

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 1791
Gerçek Adı : Selis
Yaş : 26

Teselli Empty
MesajKonu: Geri: Teselli   Teselli EmptyPerş. Tem. 12, 2012 11:51 pm

Genç cadı, tribünlere çıkan merdivenlerden gelen ayak seslerini duymadan hemen önce, Steve ve gözlerini düşünüyordu. O kahverengi, insanı içine çeken gözleri... Tatlı gülümsemesi. "Lanet olsun," dedi sesli bir şekilde. Steve'i unutamıyordu. Genç büyücü, bir anda Alex'in her şeyi oluvermişti, nasıl unutabilirdi ki onu? Alex kafasını öne eğdi ve gözlerini kapatıp açtı, yerde durmakta ve bitmek üzere olan içki şişesini gördüğünde midesi bir takla attı ve genç cadı iki eliyle ağzını kapatarak bakışlarını başka yere çevirdi. Kusma derecesine gelecek kadar içmişti ancak bu kadar fazla içki bile, Steve'i unutmasını ve kendini iyi hissetmesini sağlayamıyordu. Aslında Alex'in istediği şey iyi hissetmek değildi, genç cadı daha hiçbir şey hissetmeme derdindeydi. Hiçbir şey hissetmemek... Bir dakika için bile olsa hiçbir şey hissedememek gibi bir seçeneği olmasını isterdi Alex. O zaman hayat daha çekilebilir hale gelebilirdi. Gözleri yine dolmuştu kızın, elinin tersiyle sertçe akmak üzere olan yaşları sildi. Derin bir nefes aldı ve bu sarhoş haliyle yatakhanelere nasıl döneceğini düşünmeye başladı.

Genç kızı düşüncelerinden ayıran, Gryffindor tribününe çıkan merdivenlerden gelen ayak sesleri oldu. Gelenin bir profesör ya da görevli olmadığını umarak dengesizce arkasına döndüğünde, tribünün girişinde şaşkınca kendisine bakmakta olan Melanié'yi gördü. Gözlerini devirdi, endişeden ya da utançtan olsa gerek, midesi yine bir takla atmıştı ve genç cadı kusmamak için kendini zor tutuyordu. Elini karnına götürdü ve derin bir nefes aldı. Bu sırada Melanié de yanına oturmuştu. "Alex, iyi misin?" diye sorduğunu duydu genç cadının Alex. Mide bulantısı ve yaşadığı üzüntülerin etkisiyle yüzünü buruşturdu, bu Mel'e gerekli cevabı vermişti. Alex'in yanına otururken, "Ah, çok sersemim. Ben de hiç iyi değilim Alex, gerçekten," dedi genç kız. Ardından ayağımın yanındaki içki şişesini kaptı ve bir yudum aldı. Alex bunu görünce gülümsedi ve ona doğru içkiyi uzatmakta olan Mel'in elinden içkiyi aldı. Her ne kadar kocaman bir yudum almak istese de, küçük bir yudum almak zorundaydı, artık iki kişiydiler. Belki ilerleyen saatlerde asalarını kullanarak bir şeyler ayarlayabilirlerdi. Alex bitmek üzere olan şişeyi Mel'e uzatırken, "Moralini neyin bozduğunu sorardım Mel, ama kafam herhangi bir şeye odaklanmayacak kadar iyi," dedi ve bunun üzerine ikisi de güldüler.


En son Aleksandra Targaryen tarafından Perş. Tem. 19, 2012 6:24 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melanie Phoenix
VI. Sınıf
VI. Sınıf
Melanie Phoenix

RP Yaşı : on beş.
Mesaj Sayısı : 4455
Gerçek Adı : dilara.
Yaş : 25

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Teselli Empty
MesajKonu: Geri: Teselli   Teselli EmptyCuma Tem. 13, 2012 6:57 pm

    Genç kız, küçük bir yudum aldığı içki şişesini Alex'e uzattı. Alex çoktan sarhoş olmuşa benziyordu. Genç kız, Alex'in bu haline üzülmüş olsa da onun rahatlaması gerektiğine inanıyordu ve sarhoş olmak için can atıyordu. Alex küçük bir yudumdan sonra, bitmek üzere olan içki şişesini genç kıza doğru uzattı. Genç kız, tek dikişte içki şişesini bitirmişti ve rahatlamıştı. Alex sarhoş bir şekilde, ağzından çıkan kelimelerin çoğu anlaşılamıyordu, konuşmaya başladı. "Moralini neyin bozduğunu sorardım Mel, ama kafam herhangi bir şeye odaklanmayacak kadar iyi." Bu konuşmanın üzerine Alex'in kahkahası genç kızı da güldürmüştü. Genç kız biten şişeyi boş sahaya sert bir şekilde fırlattı ve asasını bir deste içki bulunan kasaya uzattı, 'Hover*' büyüsünü uyguladı. Uçarak yanlarına gelen iki şişe içkiden birini Alex'e uzattı ve içki şişesinin kapağını açtı. "Haklısın, Alex. Kafan gayet iyi ve benim kafamın da iyi olması, hepimiz için iyi." Dediği cümleden Alex anlamamıştı. Normaldi çünkü kendi de ne dediğini bilmiyordu. Açtığı içki şişesini kafasına dikti ve büyük bir yudum aldı. "Ondan nefret ediyorum, nefret ediyorum!" Alex'in anlamsız bakışlarıyla birlikte yüzünü buruşturdu ve Bastet'e olan nefretini kusmaya başladı. "Lanet olsun, Francisco benim onu sevdiğimi bile bilmiyor!" Alex anlamsız bakışlarına bir miktar acıma duygusu kattı ve başını 'haklısın,' dermişcesine salladı. Henüz içki etkisini göstermemişti ve etki kendini göstermeden Alex'in sıkıntısını bilmek istiyordu. Acınası bir ses tonu takındı ve Alex'e döndü. "Senin neyin var, Alex? Steve bir şey mi yaptı? Lanet olsun hepsi aynı," dedikten sonra içki şişesini tekrar kafasına dikti.


*Hover; Çeşitli cisimleri havada hareketlendirip uçurur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://melaniephoenix.tumblr.com/
Clara Carlevaro

Clara Carlevaro

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 1791
Gerçek Adı : Selis
Yaş : 26

Teselli Empty
MesajKonu: Geri: Teselli   Teselli EmptyC.tesi Tem. 14, 2012 1:41 am

Alex içki şişesini bitirmiş olduğunu fark ettiğinde öfkeyle kaşlarını çattı ve hırçınlıkla şişeyi tribünlerden aşağı attı. Lanet içki bitmek zorunda mıydı? Kafası bir büyü yapamayacak kadar iyiydi, eğer asasını eline alacak olsaydı büyü geri tepebilir ve kendisine ya da Mel'e zarar verebilirdi. Tıpkı Steve'in annesi gibi kendi büyüsünün kurbanı olan aklını yitirmiş zavallı birine dönüşebilirdi. Belki o zaman Steve bana acır ve tekrar benimle beraber olur, diye geçirdi içinden genç cadı. Başını öne eğdi, ve gözlerini sıkıca kapatıp açtı. Ne kadar da acınası durumdaydı! Steve'e geri dönmesi söz konusu bile değildi, onu artık unutmak ve ona olan sevgisinin sona ermesini sağlamak zorundaydı, aksi takdirde zarar gören tek kişi, her zaman ki gibi Alex olacaktı. Neden kendisi de Steve gibi olamıyordu ki, genç büyücünün okulda rahatlıkla ve mutlulukla gezindiğini, arkadaşlarıyla şakalaştığını görebiliyordu. Tanrım, gerçekten hiç acı çekmemiş miydi, yaşadıkları onca şey kendisine hiçbir şey ifade etmiyor muydu yani? Alex güzel olan her şeyin çabucak sona eriveriyor olduğu gerçeğini bir kez daha kabullenmişti. Iron Mask konseri de, yaz tatili de ve Steve ile olan ilişkisi de hemencecik bitivermişti. Öte yandan, bu kadar kısa sürede Steve'e bu kadar bağlanmış olduğuna gerçekten şaşırıyordu Alex. Aşk onu nasıl olup da bu kadar aptallaştırabilmişti? İç çekti ve Mel'in Hover büyüsünü kullanarak içki şişelerinin bulunduğu kasadan her ikisi için birer içki kapmış olduğunu gördü. Genç kız elindeki içkilerden birini Alex'e verdi ve kendi şişesini de açmaya koyuldu. Alex şaşkınlığını gizleme gereksinimi duymadan içkiyi açtı ve koca bir yudum aldı. Mel ne zamandan beri içmeye başlamıştı, daha da önemlisi onu içip sarhoş olma konusunda bu kadar hevesli yapan şey neydi? Alex merak içindeydi, ama beyni soru sormasına izin vermiyor, yalnızca elindeki şişeden kocaman yudumlar almasını emrediyordu kendisine. Alex de o emirlere uymaktan başka bir şey yapamıyordu.

"Haklısın, Alex. Kafan gayet iyi ve benim kafamın da iyi olması, hepimiz için iyi." Alex anlamayan ve bir o kadar meraklı gözlerle Mel'e bakarken, genç kız da içki şişesinden büyük bir yudum aldı. "Ondan nefret ediyorum, nefret ediyorum!" Alex hala ne söylemeye çalıştığını anlayamıyordu Mel'in. Merlin'in sakalı, bu kadar sarhoşken bir şeyleri anlamaya çalışmak gerçekten çok zordu. "Lanet olsun, Francisco benim onu sevdiğimi bile bilmiyor!" diye devam ettiğinde Alex her şeyi anlamıştı. Her ne kadar anlamış olmak için geç kalmış olsa da, o kafaya göre akıl sağlığının hala iyi durumda olduğunu düşünüyordu genç cadı. Demek sorun Francisco'ydu. Ama, çocuğa onu sevdiğini söylemezse, çocuk bunu nasıl bilebilirdi ki? Aslında bir yerde Mel'e de hak veriyordu. Birine duygularını açmak öyle hop diye yapılacak bir şey değildi. Lanet olsun, Mel'in hiçbir suçu yoktu. O manyak Bastet ile çıkan kişi Francisco'ydu, yani bu durumda tek suçlu ve aynı zamanda aptal da oydu. Alex'i bunları düşünmekten alıkoyan Mel'in sesi oldu. "Senin neyin var, Alex? Steve bir şey mi yaptı? Lanet olsun hepsi aynı," dedikten sonra içkisini kafasına dikmişti genç kız.

Alex Steve'in adını duyduğunda yine kötü hissetmeye başlamıştı. Onu unutmak istiyordu, ancak bu o kadar zordu ki. Adını duymak bile genç cadının heyecanlanmasına, kalbinin deli gibi atmasına neden oluyordu. Lanet olsun, bundan nefret etmeye başlamıştı. Eskisi gibi hissetmek, özgür hissetmek istiyordu. Mutluluğunun ve kalbinin başka birinin davranışlarına, sözlerine hatta varlığına bağlı olması ve üstelik bunun farkında olmak çok berbat bir şeydi. "Steve ve ben... Biz..." Alex konuşamıyordu. Kelimeleri telaffuz etmekte oldukça zorlanıyordu. Bunun sebebinin sarhoş olması mı yoksa kendini gerçekten kötü hissetmesi mi olduğunu bilmiyordu. Konuşmaya devam etmek üzere ağzını açtı, bu sefer doğru dürüst konuşmayı başarabilmişti. "O biraz geç de olsa dikkatini derslerine ve iyi bir büyücü olmaya vermesi gerektiğini fark etti. Annesini..." Alex bir anda susmuştu. Steve hakkında bildiği gizli gerçekleri Mel'e anlatması doğru olmazdı. Yutkundu ve sözlerini nasıl toparlayacağını düşünmeye başladı. "Ondan ayrılmak istemiyordum, hem de hiç. Ama buna mecburdum çünkü birinin zorla sana bağlı kalmasını sağlamaya çalışmak seni ancak bir aptal ya da bir zavallı gibi gösterir. Şenliklerde, ortak derslerde ve Steve'i gördüğüm her yerde, sapasağlam ve hayatımdan mutlu olduğumu göstermek için tüm irademi ve gücümü kullanıyorum. Bazen büyü bile kullandığım oluyor, Mel. Bu gerçekten çok zor. Eğer Steve ile aramda bunlar olmuş olmasaydı, sana Francisco ile konuşman ve ona duygularını açman gerektiğiyle ilgili birkaç tavsiye verebilirdim. Ancak şimdi bunları söylemek içimden gelmiyor, ona kalbini açsan ve o da senin sevgine karşılık verse bile, bir gün aranızdakiler bitecek. Her şeyin bir gün mutlaka sona erdiği gibi. Her lanet şey, her lanet olası güzel şey bir şekilde bitiyor. Öyle ya da böyle ve ben hayatımdaki tüm güzelliklerin elimden kayarak benden uzaklaşmalarını hiçbir şey yapamadan izlemekten bıktım." dedi ve Mel'e baktı genç kız. Bir yandan ağlamamak için kendisini zor tutarken, bir yandan da soluklanarak nefes alıp verişini düzene sokuyordu. Mel'in derin ve düşünceli bakışlarla ona bakmakta olduğunu gördüğünde, söylediği sözlerin onu incitip incitmediğini merak etti Alex. Onu incitmediğini umarken bir yandan da içkisinden birkaç büyük yudum aldı. Mel ile konuşmak ona gerçekten iyi gelmişti.

Diyalog rengim:


En son Aleksandra Targaryen tarafından Perş. Tem. 19, 2012 6:25 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melanie Phoenix
VI. Sınıf
VI. Sınıf
Melanie Phoenix

RP Yaşı : on beş.
Mesaj Sayısı : 4455
Gerçek Adı : dilara.
Yaş : 25

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Teselli Empty
MesajKonu: Geri: Teselli   Teselli EmptySalı Tem. 17, 2012 4:48 pm

    Alex, sesini bir kısıyor bir yükseltiyordu. Sesini kontrol edemeyip kekelemeye başlamıştı. "Steve ve ben... Biz..." Konuşmasını bitirmeden gözlerini yere odakladı ve bir müddet kendini toparlamaya çalıştı. Genç kız, endişeli gözlerle Alex'e bakıyordu ve elinde içki bulunmayan kolunu Alex'in omzuna atmıştı. "O biraz geç de olsa dikkatini derslerine ve iyi bir büyücü olmaya vermesi gerektiğini fark etti. Annesini..." Genç kız, Alex'i dikkatle dinliyordu. Alex tekrar eski haline dönmüştü, dedilerinden çok bir şey anlaşılmıyordu. "Ondan ayrılmak istemiyordum, hem de hiç." Genç kız gözlerini sonuna kadar açtı ve şaşkınlığını gizleyemedi. Ağzı da bir karış açılmıştı, neler olmuştu böyle? "Ama buna mecburdum çünkü birinin zorla sana bağlı kalmasını sağlamaya çalışmak seni ancak bir aptal ya da bir zavallı gibi gösterir. Şenliklerde, ortak derslerde ve Steve'i gördüğüm her yerde, sapasağlam ve hayatımdan mutlu olduğumu göstermek için tüm irademi ve gücümü kullanıyorum. Bazen büyü bile kullandığım oluyor, Mel. Bu gerçekten çok zor. Eğer Steve ile aramda bunlar olmuş olmasaydı, sana Francisco ile konuşman ve ona duygularını açman gerektiğiyle ilgili birkaç tavsiye verebilirdim. Ancak şimdi bunları söylemek içimden gelmiyor, ona kalbini açsan ve o da senin sevgine karşılık verse bile, bir gün aranızdakiler bitecek. Her şeyin bir gün mutlaka sona erdiği gibi. Her lanet şey, her lanet olası güzel şey bir şekilde bitiyor. Öyle ya da böyle ve ben hayatımdaki tüm güzelliklerin elimden kayarak benden uzaklaşmalarını hiçbir şey yapamadan izlemekten bıktım." Genç kız, yüzünü kendisine dönen Alex'i görünce yüzündeki ifadeyi kendisinden uzaklaştırdı. Alex, ağlamamak için kendini zor tutuyor gibiydi. Soluklarını hızlıca alıyor, hızlıca geri veriyordu. Alex önüne dönüp içkisinden bir yudum alırken, genç kız gözlerini yıldızlara dikti ve içkisini yanına koydu. Bu gece sarhoş olamıyordu, nedenini bilmiyordu. Belki de hiçbir şeye odaklanamıyordu; yaşama, yaşadıklarına... Genç kız, Alex'e döndü ve yüzüne zoraki bir gülümseme takarak başını Alex'in omzuna yasladı. "Keşke, hayat daha güzel olabilseydi Alex. Artık öyle bir duruma geldik ki; mutluluk bile acı veriyor. Her şeyin sonunun olduğunu anlıyoruz," dedi ve Alex'in yüzünü hafifçe kendine döndürerek devam etti. "Ama bu bile, hayatı güzel kılıyor." Gülümseyerek içkisinden bir yudum aldı ve kafasındaki uyuşukluğu hissetmeye başladı. "Salıver gitsin, hiçbir şeye üzülmeye değmez hayat. Gelecek, güzel gelecek."



::
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://melaniephoenix.tumblr.com/
Clara Carlevaro

Clara Carlevaro

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 1791
Gerçek Adı : Selis
Yaş : 26

Teselli Empty
MesajKonu: Geri: Teselli   Teselli EmptyÇarş. Tem. 18, 2012 7:29 pm

"Keşke, hayat daha güzel olabilseydi Alex. Artık öyle bir duruma geldik ki; mutluluk bile acı veriyor. Her şeyin sonunun olduğunu anlıyoruz," diye dediğini duydu Alex Melanié'nin. Dakikalar ilerledikçe duyuları da kapanıyordu anlaşılan. Görüşü de bulanıklaşmıştı. Daha fazla içmesine gerek kalmamıştı artık, içki etkisini gösteriyordu. "Ama bu bile, hayatı güzel kılıyor." diye devam ederken Melanié, Alex de içkisini yere bıraktı. Derin bir iç çekti ve parmaklarını zonklayan şakaklarına götürdü. İçki gerçekten etkisini göstermeye başlamıştı. "Salıver gitsin, hiçbir şeye üzülmeye değmez hayat. Gelecek, güzel gelecek." dedi Melanié. Alex yutkundu ve Melanié'nin söylediklerini uçmuş kafasıyla zar zor idrak ettikten sonra, "Düzeleceğim, Melanié. Her zaman yaptığım gibi, düzeleceğim." dedi. Daha çok kendisi ile konuşur gibiydi, ancak bu dakikadan sonra ikisinin de kiminle konuştuğu önemli değildi. Zil zurna sarhoş olmuşlardı ve ertesi gün muhtemelen ikisi de bu konuştuklarını hatırlamayacaklardı. İç çekti ve ayağa kalktı genç cadı. Tribünün trabzanlarına yaslandı ve birkaç dakika boyunca karanlığa gömülmüş olan bomboş Quidditch Saha'sına baktı. Yakında maçlar başlayacaktı ve o zamana kadar kendini toparlaması gerekiyordu. Zira maçlarda da bu kadar morali bozuk bir şekilde oynarsa her şeyi mahvedebilirdi. Düşüncelere dalmış bir şekilde oturmakta ve ara ara içkisinden yudum almakta olan Mel'e baktı Alex. Ardından, "Artık yatakhanelere dönelim, ne dersin? Yarın dersler var ve eğer akşamdan kalma olduğumuzu anlarlarsa başımıza çok feci şeyler gelebilir." dedi. Bunun üzerine ikisi de tam da sarhoşlara yakışacak bir kahkaha attılar, ardından birbirlerinin koluna girerek tribünün aşağısına inen merdivenlere doğru yürümeye başladılar. Tam da o sırada, Hogwarts'ın ürkütücülüğüyle meşhur görevlisi tribünün olduğu yerde, uçan süpürge üzerinde karşılarında belirdi. Alex yutkundu ve şaşkınlıktan faltaşı gibi açılmış gözlerle görevliye gülümsemeye çalışırken, "İşte şimdi ayvayı yedik."

Rp out:


En son Aleksandra Targaryen tarafından Perş. Tem. 19, 2012 6:25 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melanie Phoenix
VI. Sınıf
VI. Sınıf
Melanie Phoenix

RP Yaşı : on beş.
Mesaj Sayısı : 4455
Gerçek Adı : dilara.
Yaş : 25

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Teselli Empty
MesajKonu: Geri: Teselli   Teselli EmptyPerş. Tem. 19, 2012 6:19 pm

    Alex, "Düzeleceğim, Melanié. Her zaman yaptığım gibi, düzeleceğim," dediğinde daha iyi geliyordu sesi. Genç kız, sarhoş olduğunda kafasında hiçbir şey kalmamıştı ve mutluydu. Daha önce ne olduğunu hatırlamıyordu ve kafasındaki karmaşık his beyninin sulandığını söylüyordu ona. İç çeken Alex, ayağa kalktı ve tribünün trabzanlarına yaslandı. Uzun bir sessizlik sürerken ikisi de neler olduğunu anlamaya çalıışyorlardı. Düşüncelere dalmış bir şekilde oturmakta ve ara ara içkisinden yudum almakta olan genç kıza bakan Alex, sessizliği bozmayı başarmıştı. "Artık yatakhanelere dönelim, ne dersin? Yarın dersler var ve eğer akşamdan kalma olduğumuzu anlarlarsa başımıza çok feci şeyler gelebilir." Kısa bir kahkahadan sonra tribünden inme çabalarına girdiler, kendi çaplarında eğleniyorlardı. Kendi aralarında fısıldaşırlarken tam olarak önlerinde bulunan görevliye baktıklarında ikisi de kısa süreli şok haline geçtiler. Alex fısıltıya devam ederek; "İşte şimdi ayvayı yedik," dedi ve sırıtmaya başladı. Genç kız, şapşal göründüklerinin farkındaydı ve hiçbir şeyden korkmuyordu. Birbirlerine kenetlenmiş olan kollarını çektiler ve dik durmaya çabaladılar. Genç kız, sırıtmasına hakim olamıyordu ve ayakta da duramıyordu. Yere çömelerek konuşmaya başladı. "Lanet olsun, senin burda ne işin var? Bak anlaşabiliriz, ne istersen yaparız yani ben yaparım." Sırıtmaya devam ediyordu ve sadece yeni müdireden gerçekten çok korkuyordu. Belki Profesör Celia'yı ikna edip cezayı kaldırabilirdi. Genç kız, daha sonra Alex'i de dürterek destek istemişti. Asasını hazır tutuyordu, bağlayıp Profesör Celia'nın yanıa götürebilirlerdi. Profesör Celia da unutturma büyüsünü uygulayabilirdi fakat bu da bir riskti.



::
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://melaniephoenix.tumblr.com/
Clara Carlevaro

Clara Carlevaro

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 1791
Gerçek Adı : Selis
Yaş : 26

Teselli Empty
MesajKonu: Geri: Teselli   Teselli EmptyPerş. Tem. 19, 2012 6:52 pm

O görevli uçan süpürgeyi nereden bulmuştu? Ayrıca ne zamandan beri Hogwarts görevlileri uçan süpürge kullanıyorlardı? Alex sırıtmaya devam ederek adama baktı. Adam da aynı şekilde gülümsüyordu, muhtemelen iki öğrenciyi gecenin geç saatinde olmadıkları gereken bir yerde, sarhoş bir şekilde yakaladığı için kendisiyle gurur duyuyordu. Ancak Alex başlarının belaya girmeyeceğini biliyordu, ya hafıza silme büyüsü uygularlardı, ya da uçan süpürgeleri izinsiz olarak kullandığı için onu şikayet etmekle tehdit ederlerdi.

İki genç kız birbirlerine tutunmayı bıraktılar ve dengede durmaya çalıştılar. Bu sırada Melanié karşılarında duran adama doğru yürüdü ve, "Lanet olsun, senin burda ne işin var? Bak anlaşabiliriz, ne istersen yaparız yani ben yaparım." dedi. Bu sırada Alex de bakışlarını yere kenetlemişti. Tanrım, sarhoş olmak gerçekten çok dikkat dağıtıcı bir şeydi. Uzun bir süre daha içmemeye karar verdi Alex. Böylesi kendisi için de, başkaları için de daha iyi olacaktı. Melanié'nin bir şeyler söylemesi gerektiğini belli edecek şekilde kolunu dürtmesi ile kendine geldi Alex. Yüzünde şapşal bir ifadeyle görevliye baktı. Görevli şimdi gözlerini kısmış, sanki kendisi dünyadaki en mükemmel insanmış gibi onları küçümseme dolu bakışlarla süzüyordu. Alex derin bir nefes aldı ve asasını çıkarıp sıkıca tuttu. "Amcacığım..." Bunu söyleyince kaşlarını çattı genç kız. Amcacığım mı? Ah, Tanrım, diye geçirdi içinden. Konuşmaya devam etti. "Şey, bayım. Beyefendi. Adam... Her ne haltsa. Uçan süpürge kullanmaları için ne zamandan beri görevlilere izin verildi?" diye sordu asasını tutmadığı eliyle süpürgeyi işaret ederek. Adam kaşlarını çattı, gözleri öfkeyle parlamıştı. "Sizi aptal kızlar, gecenin bu saatinde yatakhanede olmak yerine buradasınız, sarhoşsunuz ve benim suçlu olduğumu mu söylüyorsunuz?" diye sordu sesini hafifçe yükselterek. Alex tam o anda, adamın hafızasını silmeyi düşündü. Ancak bunun yerine adamla biraz eğlenebilirlerdi. "Hey, Mel," diye fısıldadı Mel'e dönerek. "İşte gerçek eğlence şimdi başlıyor. Tek yapmamız gereken," onlara sabırsızca bakmakta ve hemen aşağı inmelerini söylemekte olan adama baktı, ardından tekrar Mel'e döndü. "aşağı inip birer süpürge almak. Sonrası tıpkı Hufflepufflarla Quidditch oynamak gibi olacak," dedi ve kıkırdadı. İki genç kız hızlı adımlarla tribün merdivenlerine yürüdüler. Alex gülümsemeden edemiyordu, gerçekten çok eğleneceklerdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melanie Phoenix
VI. Sınıf
VI. Sınıf
Melanie Phoenix

RP Yaşı : on beş.
Mesaj Sayısı : 4455
Gerçek Adı : dilara.
Yaş : 25

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Teselli Empty
MesajKonu: Geri: Teselli   Teselli EmptySalı Tem. 24, 2012 11:37 pm

    Genç kız, Alex'in nefes almasından, Alex'in söze başlayacağını anlamıştı. "Amcacığım..." Amcacığım mı? Genç kız, kaşlarını çattı ve Alex'e döndü. Aynı şekilde, o da ne dediğini anlamamıştı. "Şey, bayım. Beyefendi. Adam... Her ne haltsa. Uçan süpürge kullanmaları için ne zamandan beri görevlilere izin verildi?" diye sordu asasını tutmadığı eliyle süpürgeyi işaret ederek. Adam, alex'in sözleri üzerine kaşlarını çattı. "Sizi aptal kızlar, gecenin bu saatinde yatakhanede olmak yerine buradasınız, sarhoşsunuz ve benim suçlu olduğumu mu söylüyorsunuz?" diye sordu. Genç kız tam konuşacakken Alex araya girdi ve genç kıza seslendi. "Hey, Mel! İşte gerçek eğlence şimdi başlıyor. Tek yapmamız gereken," Alex, kızmaktan kızarmış olan adama baktı ve genç kıza döndü. "Aşağı inip birer süpürge almak. Sonrası tıpkı Hufflepufflarla Quidditch oynamak gibi olacak," dedi ve kıkırdadı. Genç kız ve Alex, birer süpürge kaptı ve süpürgeleri hareket ettirmeye başladılar. Genç kız, sarhoşluğun etkisi, sakarlığının üzerinde bulunmasıyla süpürgeden düşüyormuş gibi yaptı ve sebepsizce kahkaha attı. Komik olmadığını biliyordu, rezil olmuştu. Daha sonra Alex'e seslendi. "Burdan sonra, hastane kanadı benim için iyi olacak Alex!"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://melaniephoenix.tumblr.com/
Clara Carlevaro

Clara Carlevaro

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 1791
Gerçek Adı : Selis
Yaş : 26

Teselli Empty
MesajKonu: Geri: Teselli   Teselli EmptySalı Tem. 24, 2012 11:55 pm

Süpürgesinin üzerinde uçmak genç cadıya huzur veriyordu, arkasına dönüp baktığında, Mel'in hem sarhoş hem de sakar olmasından ötürü yere düşmek üzereyken son anda toparladığını gördü Alex. Hogwarts görevlisi de süpürgesini son hız sürerek üzerilerine geliyordu. Genç kız sarhoşluğun ve adrenalinin etkisiyle bir kahkaha attı ve havada daireler çizerek uçmaya başladı. Bu sırada Mel'in de, "Burdan sonra, hastane kanadı benim için iyi olacak Alex!" diye bağırdığını duymuştu. Hızla süpürgesini, kendi süpürgesine sıkıca sarılmış olan Mel'in yanına sürdü. "Hadi, ama! İki vurucuyuz biz, sarhoşken bile harika uçarız. Biraz rahatla, bebeğim!" diye bağırdı ve süpürgesiyle havada bir takla atarken, "Vuhuuuu!" diye bağırdı. Gerçekten çok eğleniyordu. Bu sırada Mel'in de biraz daha rahatlamış gözüken bir yüzle ona yetiştiğini gördü Alex. Arkalarından öfkeyle bağıran ve hemen süpürgelerden inmelerini söyleyen Hogwarts görevlisine baktı Alex tekrar. Ardından adama dil çıkardı ve, "Rüyanda görürsün, büyükbaba!" diye bağırdı ve süpürgesiyle tekrar Mel'in yanında yerini aldı. Alex'in ağzı kulaklarındaydı, gerçekten çok eğleniyordu ve ona bunu yapacak cesareti de içtiği bilmem kaç şişe içkiydi. Genç kız belki de ilk defa içkiye ve ona yaptırdıklarına teşekkür ediyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melanie Phoenix
VI. Sınıf
VI. Sınıf
Melanie Phoenix

RP Yaşı : on beş.
Mesaj Sayısı : 4455
Gerçek Adı : dilara.
Yaş : 25

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Teselli Empty
MesajKonu: Geri: Teselli   Teselli EmptyCuma Ağus. 03, 2012 11:26 pm

:

    Genç kız, Alex'in yanına geldiğini farkettiğinde gülümsedi. "Hadi, ama! İki vurucuyuz biz, sarhoşken bile harika uçarız. Biraz rahatla, bebeğim!" diye bağırdı Alex. Ve havada, havalı hareketler yapmaya başladı. İçinden 'havada havalı hareket' tamlamasını tekrar ediyordu ve bu onun gülmesine sebep oluyordu. Alex'in "Vuhuuuu!" diye bağırması genç kızın dikkatini toplamıştı. Gerçekten eğlenmeleri, genç kızın hoşuna gitmişti bu yüzden de hızlanarak Alex'e yaklaştı. Genç kız ve Alex, arkaya baktığında zorlanarak süpürge kullanan görevliyi gördüler. Genç kız gülmekle yetinirken, Alex görevliye dil çıkardı ve, "Rüyanda görürsün, büyükbaba!" diye bağırdı. Bu genç kızın gülümsemesini kahkahaya çevirmişti. "İyi gidiyorsun, Alex! Hem maçlar öncesi bu bir alıştırma olur değil mi?" Genç kız, kolundaki saati farketti ve bu saati görevlinin kafasına fırlattı. Fırlattıktan kısa bir süre sonra, kısa bir süreliğine geçmişe döndü. Aklındaki şarkı da, geçmişin izlerini belirginleştiriyordu. 'You'll never know the way it tears me up inside to see you..'

    '"Bunu al hayatım. Bu saati, baban bana vermişti. Bu artık senin." Küçük kız annesinin elindeki saate öylece bakıyordu. 'Baban,'bu kelime onu gerçekten etkilemişti. Onu hiç görmese de onun sevgisini hep kalbinde hissetmişti. Gerçi ona ne olduğunu hala bilmiyordu, annesi küçük kıza henüz küçüksün diyordu, henüz küçüksün, anlamazsın. Aslında, çoğu şey genç kadının yorgun yüzünden anlaşılıyordu. Küçük kız, annesinin yaşlı gözlerini görünce kucağına atladı ve en masum sesiyle konuşmaya başladı. "Seni bırakmayacağım anne, ben babam olmayacağım." Genç kadın kızını kucağında taşırken kaşlarını çattı ve yumuşak bir ses tonuyla söze girdi. "Seni küçük cadı! O bizi bırakmadı. Onun.." küçük kızın gözlerindeki umudu gören genç kadın duraksamasını yarıda kesti. "Onun sadece işi var," düğümlü boğazından sadece bu kelimeler çıkmıştı. Genç kadın, küçük kızın alnına bir öpücük kondurdu ve gülümseyerek saçlarını düzeltti...'

    'If only I could find the answer to take it all away..' Gözlerini bir müddet kapalı tutan genç kız, karşısındaki tribünü görmemişti. Gözlerini açar açmaz, tribünlerin birinin duvarına çarptı ve yere yığıldı. Kafasındaki dönme hissi anlık bir baygınlığa sebep olmuştu. Zoraki konuşmasıyla birlikte gözlerini yavaş yavaş açmaya çalışıyordu. "Lanet olsun, her şeyi mahvettim."


:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://melaniephoenix.tumblr.com/
Clara Carlevaro

Clara Carlevaro

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 1791
Gerçek Adı : Selis
Yaş : 26

Teselli Empty
MesajKonu: Geri: Teselli   Teselli EmptyPaz Ağus. 05, 2012 8:49 pm

Direklerden birinden şiddetli bir çarpma sesi geldiğinde, Alex gerçekten de iyi gittiklerini düşünüyordu. Görevliyi alt etmişlerdi ve süpürge üzerindelerdi, bundan daha iyisi olabilir miydi? Ah, evet, tabi ki olabilirdi! Hogwarts görevlisinden, bir süpürge üzerinde kaçıyorlardı ve üstelik sarhoşlardı! Alex çarpan kişinin görevli olduğunu umarak uçtuğu yöne ters istikamette uçmaya başladı, ancak umduğu ne yazık ki gerçek olmamıştı. Mel bir tribüne çarpmıştı ve yerde yatıyordu. Genç kız hızla süpürgesinin yönünü aşağı tuttu ve arkadaşına yardım etmek üzere uçmaya başladı. Fazla zamanları yoktu çünkü görevli onların bu durumundan yararlanıp ikisini de yakalayabilirdi. Alex ayakları yere bastığında, uzun süredir havada olduğundan her ne kadar zar zor yürüse de yere düşmeden arkadaşını ayağa kaldırmayı başarmıştı. Mel'e gülümsedi ve, "Bir daha ki sefere önüne bakmayı unutma, Mel," dedi. Bunun üzerine Mel zayıf bir kahkaha attı, düştüğünde canı çok yanmış olmalıydı. Alex'in genç kızı bir an önce revire götürmesi gerekiyordu. Mel'in süpürgeye binmesini sağladıktan sonra, arkadaşının arkasına da kendisi bindi ve sağ ayağını yere sertçe vurduktan sonra hızla okula doğru uçmaya başladı. Arkasına dönüp baktığında görevliyi görmemişti, demek ki adam umudu kesip aramayı bırakmıştı, ya da profesörlerden birine onları ispiyonlamaya gitmişti. Alex bunu umursamadan okula doğru son hız uçmaya devam etti.

Revirin olduğu yere geldiklerinde, şifacılardan biri onlara çatık kaşlar ve soran gözlerle baktı. Alex "Birazdan yapacak olduğum şeyden ötürü gerçekten çok üzgünüm," dedi ve kadın daha bir şey söylemeden asasını çıkarıp Alex'in orada olduğunu unutturacak bir büyü yaptı. Hiç vakit kaybetmeden revirin kapısının arkasına doğru koşturdu ve Mel'in orada öylece durduğunu gören kadının onu tedavi etmek üzere içeri götürüşünü izledi. Alex yarın ilk iş, buraya gelip Mel'i ziyaret edecekti. Kendisi yüzünden arkadaşının canı yanmıştı, ona bir özür borçluydu. Alex gülümsedi, ondan özür dilerken aynı zamanda ne kadar çok eğlendiklerini söylemeyi de unutmayacaktı.

Son.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Teselli

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-