AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Töreni

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2
YazarMesaj
Sophie Anastasia Ellwood

Sophie Anastasia Ellwood

RP Yaşı : 27
Mesaj Sayısı : 217
Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Dean Bloom ve Ivan A. Arshlander'ım.

Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Töreni - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Töreni   Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Töreni - Sayfa 2 EmptyCuma Ağus. 10, 2012 5:02 pm

Anlamsız kesitlerin baş gösterdiği mutluluk oyununun içinde bir yerlerde kaybolmuş kolundaki adamın kendisine gösterdiği aşkın sıcaklığını yaşıyordu. Etraflarına gelip onları tebrik edenlere içten gülümsemeler atıyor, tebriklerini kabul ediyordu. Onlar gibi yırtıcıların bu denli uysal bir ortamda bulunması ironik ve komikti. Fakat her şeyin usulüne uygun yapılması gerekiyordu. Etraflarındaki insanların kokuları birer birer burnuna dolarken hepsini ayrı ayrı ayırt etmeye çalışıyordu. İçeride bir sürü doğa üstü varlık vardı. Mugglelar arasında yapmak düğünü biraz cesaret olayıydı fakat kim takardı ki? Biraz içkiye ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Sevgilisine, ya da kocasına mı demeliydi, dönüp kulağına eğildi ve "Sanırım iyi bir içkiye ihtiyacım var.." dedi Arthur muzip bir sırıtmayla ona döndüğünde aynı şekilde karşılık verdi. Başlayan müzik etrafı sararken fırsattan istifade etmeke amacıyla hem üzerine daha rahat olan o diğer gelinliği giymeye hemde sert bir içki içmek için adımını atmıştı ki içini titreten o koku bütün vücudunu sarmıştı. Gözleri gördükleri şeylere inanmak istemezcesine açılıp kapandı ve adamın mükemmel gözleriyle buluştu. Bu kadar zaman sonra onu yeniden karşısında görmek şaşırtıcıydı. Hele de böyle bir günde.. Her zamanki umursamaz ve kendini beğenmez tavırları buram buram etrafa dağılıyordu. Eliyle bir karşılaştırma işareti yaparak Arthur'u gösteren Eric o muhteşem aksanıyla ''Hadi amaaa,'' dedi ve güldü. Sophie bu hareketine ifrit olsa da sesini çıkaramıyordu. Herkes durmuş onlara bakarken bir adım daha atarak aralarındaki mesafeyi kapadı ve yanağında elini gezdirdikten sonra ''Sen de beni özlemedin mi?'' dedi. Sophie içindeki kırgınlığın daha da büyüdüğünü hissediyordu. Onu ilk ve son kez gördüğü gece aklına geliyordu. Sonrasında içinde bıraktığı amansız duygular.. Özlem hissetmiyor değildi fakat hayatını gerçekten bağlayabileceği birini bulmuştu sonunda. Onu terk edip gitmeyen birini.. O sırada Eric genç gelinin elini tutup bedenlerini birleştirdi ve ''Hadi gidelim buradan, bu sefer içkiler benden,'' dedi ardından gerçekten eğlendiğini belli eden bir kahkaha attı. Sophie Eric'in ne diye böyle bir zahmete girdiğini yavaş yavaş sindirirken olayın şokundan kurtulan Arthur adamın suratına bir yumruk indirmişti. İçinde yükselen öfkeyle değişime sürüklense de içtiği kurt boğan iksirleri etkisini gösteriyordu. Tanrı bilir o kdar iksir içmeseydi şuan burayı dağıtan manyak bir kurda dönüşmesi an meselesi olurdu. O sırada etrafında olup bitenlere anlam veremiyordu Sophie tamamen dünyadan soyutlanmıştı neredeyse. Arkadan gelen vampirler kocasına saldırırken Eric alaycı bir sesle 'Merak etme hayatım, vampirler kolay kolay ölmez,'' dedi. Sophie'yi hayata döndüren belki de bu olmuştu. Ani bir hareketle suratına okkalı bir tokat geçirdi. Arsız adam buna gülerken ''Ah seni vahşi kedi,'' dedi ve Sophie kendini birden onun o kaslı vücudunda buldu. Sırtına yumruklar sallıyordu fakat bir etkisi olmayacağını biliyordu. O kadar kurt boğan iksirine gerek yoktu işte.. Bu haldeyken bu vampire karşı koyması imkansız denecek kadar azdı. Olsa ki öldürmek.. Hayır imkansızdı. Bu adamın katili olmak isteyeceğini sanmıyordu ama hayatında da olmasını istemiyordu. Onu bırakıp gittiği zaman yaşadığı acıyı hala yaşıyordu. Kapıya yönelmiş olan adamın sırtından kocasının üzerine çullanmış vampir topluluğuna bakarken sadece "Arthur!" diye haykırabilmişti. Çaresiz olmak, ikinci defa hayatında çaresiz olmak.. Eric Vampir hızıyla koşmaya başladığında başına geleceklerden habersiz bir şekilde ağaçlıkların arasına gidiyorlardı. Düğün alanı geride kalmıştı artık. Ne Arthur'u görebiliyordu ne de oradaki insanları. Bir kaç dakika boyunca böyle ilerledikten sonra aynı hızla duran Eric'in omzundan atladığında dengesini bulması zor olmuştu. Adamdan destek alarak ayakta durduğunda suratındaki acı ifadeyi silemiyordu. Her şey mahfolmuştu. "Sen.." diyebildi sadece ve gözlerine dolan gerizekalı yaşları tutmaya çalışarak sustu. kısık bir sesle "Lanet olsun," dedi ve yüzünü kaldırıp vampire baktı. Umutsuz aşkıydı onun. Bir zamanlar.. Hayatında yaptığı radikal değişiklerin bilinmez nedeniydi belkide. Bahanelerin arkasına sakladığı. Gözünden inatçı bir yaş akarken titrek bir sesle "Bunu bana yapmaya hakkın yok," diyebildi. Arkasındaki ağaca yaslandı ve adamın ifadesiz yüzüne baktı. Deminki alaycı adam kaybolmuştu. "Lanet olsun ki yoktu!" diye bağırdı Sophie. Ufak çaplı bir krizin etkisine giriyordu. Yumruklarını kaldırıp Vampirin göğsüne indirmeye başladığında bağıra bağıra konuşuyordu "O gece senin için ölümü göze aldım ben! Irkımdan dışlanmayı göze aldım! Senin yaptığınsa sadece kaçmak oldu!" dedi hırsla. Sonra adamın gözlerinin içine bakarak "Sen sadece kaçtın," dedi. "Sana ihtiyacım varken sen yoktun! Şimdi ihtiyacım olan kişi bulduğumda onu benden alamazsın!" diye bağırdı. Asasını jartiyerine sıkıştırmıştı fakat ona ulaşması biraz zordu şuan. Lanet olası gelinlik, diye düşündü. Arkasını dönüp ağaçlara baktı Eric hala konuşmuyordu. Belki de bu iyiydi. Onu duymamak. Gözlerinin hapsinde olduğunu biliyordu fakat seri bir hareketle gelinliğinin uzun eteğini çekip asasını çıkardı ve Eric'e doğrulttu. Yüzünde acı ile karışık büyük bir öfke vardı. Göz yaşlarının açtığı yollar makyajını bozmuştu. Eric bu manzaraya yine alaycı bir gülüşle karşılık verip Sophie daha cümleleri söyleyemeden ağaca mıhladı ve asayı tutan eline büyük bir güç uyguladı. Bedenleri birbirine yapışmıştı resmen. Orantısız güç kendini gösteriyordu. Bir nefes uzağındaki adama şuan saf öfkeyle bakıyordu sadece.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://aether-rpg.turkproforum.com/
Arthur Ellwood

Arthur Ellwood

RP Yaşı : +1000, yaşı tam olarak bilinmiyor.
Mesaj Sayısı : 289
Gerçek Adı : Ergin
Yaş : 27

Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Töreni - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Töreni   Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Töreni - Sayfa 2 EmptyCuma Ağus. 10, 2012 5:36 pm

"Arthur!" Sevgilisinin kulaklarında çınlayan haykırışını duyan Arthur çaresizce vampir sürüsünün arasında kalmıştı. Kurtboğan iksirini kesinlikle fazla ayarlamıştık. Çırpınmasına rağmen güçlü vampirin kollarından kurtulamadığını görebiliyordu. Bu vampirleri alt edebilirdi fakat onlara yetişemezdi güçlü vampir. Ancak ikisinden birini yapabilirdi ama tek seçeneği hayatta kalmaktı. Üzerine atılan genç ve tecrübesiz bir vampirin kalbini sökerken etrafındaki insanların dehşetle kaçıştığını duyabiliyordu. Üzerine gelen vampirler temkinli davranıyordu. Onu araştırmış olmalılardı. Neredeyse hiç umudu kalmamışken vampirlerden ikisi yere düşmüştü. Şimdi ona doğru gelen iki kişi dosttu. Sırtlarını vermiş birlikte savaşıyorlardı. Rebekah tek tek vampirlerin kalplerini sökerken Xander öldüren lanetler üzerine öldüren lanet gönderiyordu. Kardeşi ve en iyi dostu yanındayken kendini daha güvende hissediyordu. Buna ek olarak bir vampiri alt etmeyi başararak aralarına katılan Syrena bile yardım ediyordu. Ama derhal bir açık bularak bu çemberin içinden çıkmalıydı. Tek tek bütün vampirlerin hareketlerini kollayan Arthur onların eğitimli olduğunu anlamıştı ve lanet okuyarak doğaçlama yaptı. Hareketleri en zayıf görünen vampirin üzerine atlarken elini kalbine sokmuştu. Hareket belki kalp ritmini bozar onu öldürmezdi fakat öldürmek ile uğraşmıyordu. Anında kalkarak çemberden çıkmayı başarmıştı. Arkasından koşan vampirlerin hızına yetişmesine izin vermeden Eric'in gittiği yöne doğru gitti. Sophie'nin düğün için sürdüğü parfümün kokusunu uzaktan da olsa alabiliyordu. Etraftaki Muggle'ların şaşkınlıkla bakmalarına aldırmadan vampirliğin verdiği bütün hızı kullanıyordu. Sokakları geçip ormana doğru gidiyordu kokunun izleri. Yaklaştıkça içinde beliren öfkenin gücünü hissediyordu. Kokuya yaklaştıkça vampirlik duyusunun onu daha da fazla ele geçirmesine izin veriyordu. Dişleri limitine ulaşırken artık koku çok belirgindi. Eric'in onu görmesine izin veremezdi. Onları gördüğünde bir anlık tereddüdü belki de Eric'i öldürmesine mani olmuştu. O kadar yakınlardı ki içindeki öfke dağlanan vampir Eric'in kalbine nişan alırken kendini fark ettirmişti. Kalbini sökmeye hazır parmaklar Eric'in refleksi ile belinin biraz üstüne gelmişti. Fazla acı çektiği söylenemezdi fakat şaşırmıştı. Kendini fark ettirdiği için lanet okuyan Arthur sert bir refleks ile onu Sophie'den uzaklaştırmaya çalıştı. Bir iki metre gerilemek zorunda kalan Eric'in yüzünde öfkeden başka bir şey yoktu. Arthur'un ise tek yaptığı Sophie'nin önüne geçerek hiçbir vampirlik duyusunu bastırmamak olmuştu. Tek istediği karşısındaki pisliği öldürmekti. Öfkeli bir kontrol sesine hakim olan Arthur "Sophie, düğüne geri dön. Bu ikimizin arasında." dedi. Kadının gitmek istemeyeceği belliydi. Fakat isteğini gayet açıkca belirtmiş olan vampir bu işin iki erkek arasında halledilmesi gerektiğini biliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dean Bloom



Mesaj Sayısı : 772
Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Ivan A. Arshlander ve Sophie A. Hunter'ım.

Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Töreni - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Töreni   Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Töreni - Sayfa 2 EmptyPaz Ağus. 12, 2012 10:28 am

Gök yüzünü kaplayan kara bulutlar misali etrafı saran sivri dişliler kan ve vahşetten başka bir şey getirmiyordu etrafa. Yanlarına koşan Bastet'in yüzünde ki öfkeyi görememek için aptal olmak gerekliydi. Bu tip şeylerde hep olduğu gibi normal kişiliğinden çıkmış, ciddiye bağlamıştı."Hızlı olun! Yoksa hepimizin pestilini çıkaracaklar!" diye bir hışımla söyleyip Rox ve Dean'i zaten tutulmuş olan çıkış kapısına ittirdi. Orada bekleyen sivri dişler sanki üstlerine atılmak için bekliyorlarmış gibi aynı anda harekete geçtiler. Üzerlerine atlarken çıkardıkları dişlerinden küçük bir sıyrıkla kurtulduktan sonra kırılan bir sandalyenin ayağını yerden alıp vampirin kalbine saplarken Rox'un saniyelik çığlığı ile arkasına döndü. Saniyelerin yıllar olduğu bir çığlıktı sanki. Ellerine bulaşan kanın akışı ve tüm dünya sanki durmuştu. Sadece yerde yatan Roxanne ve onun güzel boynuna yumulmuş bir it. Bastet arkalarını korumakla uğraşırken olanları göremiyordu. Ölen vampirin parçalanmış bedeninden kazığı çıkarıp diğerine saplayacakken arkasından onu tutup fırlatan güce karşı koyamamıştı. Ayakları yerden kesilirken "Rox!" demişti sadece. Fakat kan kaybı yüzünden kendinden geçen kızın olanların ne kadar arkında olduğundan emin değildi. Ağacın sert gövdesine çarparken gözleri sadece o manzarayı görüyordu. Lanet olasıca o görüntüyü. Üstüne atlayan vampir ile biraz dövüşebildikten sonra gücünün tükendiğini hissediyordu. Kafasının arkasında oluşan sıcaklığı ise hiç katmıyordu olaya. Seri bir hareketle kazığı sapladıktan sonra koşarak Roxanne'ye ulaştı. Bastet'i göremiyordu ortalıkta. Açıkcası onun için endişelenmiyordu. Nede olsa başının çaresine bakabilirdi. Arkasından vampire kazığı sapladığı gibi kanlar içinde kalan Rox'u yerden kaldırdı. Bilincini kaybetmişti ve rengi solup gitmişti. İçindeki öfkeyi bastıramıyordu. Boynundaki yaradan hala oluk oluk kan akıyordu. Kravatını çıkarıp seri bir hareketle boynuna basınç yapabilmesi için yaraya bağladı. Sonrasında oluşan karmaşayı pek iplemeyerek Rox'u kaptığı gibi koşmaya başladı. Asasını çıkardığında yaptığı bir kaç ayarlamadan sonra St Mungo'ya cisimlenmişlerdi bile. Kapıdan girerken Dean ilk defa çaresizliği hissediyordu. Etraflarına toplaşan şifacılar Rox'u alırlarken bir iki kişi de Dean'ı çekiştiriyordu. Etrafta olan bu kadar kalabalığın sonucu olarak gözleri kararan Dean'ın son gördüğü Rox'un kendinden geçmiş bedeni olmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://aether-rpg.turkproforum.com/
Sophie Anastasia Ellwood

Sophie Anastasia Ellwood

RP Yaşı : 27
Mesaj Sayısı : 217
Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Dean Bloom ve Ivan A. Arshlander'ım.

Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Töreni - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Töreni   Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Töreni - Sayfa 2 EmptyÇarş. Ağus. 22, 2012 12:11 am

Gözleri önünde yok olan saflığın tüm acısını bedeni yaşarken, içindeki bölünmüşlük hissinin verdiği acımasız boşlukla git gide bu dünyadan uzaklaşıyordu Sophie. Ona bir zamanlar aşkın acı bir gerçek olduğunu gösteren adamla, aşkın güzel yüzünü gösteren adam karşı karşıyaydı. Nedeniyse kabullenememenin verdiği aptalca bir hırstı. Kendinden bir kaç adım uzakta duran adama karşı ne hissetmeli bilmiyordu. Aşkı tamamiyle Arthur'undu. Fakat içinde sızlayan o yaraya da bir çare bulamıyordu. Uzaktan gelen o aşinası olduğu sesle kendine gelebilmişti genç kurt "Sophie, düğüne geri dön. Bu ikimizin arasında," Hangi düğündü gideceği? Saçmalıktı bütün bunlar. İçinde yükselen öfke bulutuna engel olamıyordu. Elleri titrerken vücudu da çığlıklarla sarsılmaya başlamıştı. Dayanamıyordu artık bu yüke. Aşkın bu denli acı verici olduğuna da inancı kalmamıştı. "Lanet olası egon yüzünden en mutlu günümü berbat ettin! Eğer aşka inancın olsaydı beni o geceden sonra bulurdun! Bunu yapabileceğini biliyorum ama sen kıçı kırık hayatının ve kendinin etkisine o kadar kapılmıştın ki ben senin umurunda değildim!" dedi ve kocasının önüne geçti. Vücudu hala sinirin ve içindeki kurdun etkisiyle sarsıntılar yaşıyordu. İki erkekte onu boş gözlerle izliyordu. "Bu geceden sonra seni asla görmek istemiyorum Eric Northman. Emin ol bir daha etrafımızda olursan bu gece yaptığım gibi sana karşı bu kadar iyi olmam ve zaten gebermiş olan o ruhunu cehennemin dibine yollarım!" dedi ve yerden aldığı asasını önce karşısındaki sarışın vampire doğrulttu ardından kocasının elinden tutup tekrar düğün alanına cisimlendi. Vücudu hala sinirin etkisiyle sarsılıyordu. Berbat olmuş düğün alanı ve kanlar içindeki davetlilerine baktığı zaman içinden yükselen göz yaşlarına hakim olamadı ve gerçekten aşkın anlamını bulduğu adama sarılıp sarsılarak ağlamaya başladı. Kim olursa olsun bu olanların yükünü omuzlamak zor bir işti. Yeniden bir aile kurmak için çabalarken karşısına çıkan bu sorun, zamanın bırakacağı izler derken düşünceleri ve duyguları tamamen yıpranmışlardı. Kolları arasında olduğu adam şuan belki de en güvendiği insandı. Her ne kadar zor gelse de bunu başarabiliyordu. Yaşadıklarının ağırlığını bir kenara atıp mutlu olmak istiyordu artık. Haksızlıktı artık bunlar. Mutlu olmak istiyordu sadece. Olacaktı da. Talihsizlikleri bir kenara atıp, mutlu olacaktı. Çünkü karşısındaki adamı delicesine seviyordu. Sevgi bazen bir çok şeyi atlatmasını sağlayabilirdi. Onun taşlaşmış yüreğinde bile bir geçerliliği vardı. Düğünü mükemmel olmak zorunda değildi. Bir bar tezgahında bile evlenebilirlerdi. Birbirleri olması yeterliydi sadece.

Yaşanan bu kanlı düğünün ardından oluşan arbedenin ortasında birbirine sarılan iki yüreğin hikayesiydi işte bu. Sonun başlangıcını yaşıyorlardı. Aykırı aşklarını göğüslerini gere gere insanlara gösteriyorlardı. Gerçek aşkın yankıları etrafı sararken Sophie de hıçkırıkları arasında sevdiği adama yeminler ediyordu yeniden ve yeniden.

Rp Sonu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://aether-rpg.turkproforum.com/
 

Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Töreni

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
2 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2

 Similar topics

-
» Arthur Elwood & Sophie Anastasia Hunter'ın Düğün Çağrısı
» Arthur.
» Seçim Töreni
» Sophie A. Hunter
» Anastasia Galibina

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-