AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Denizin Kokusu

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Arthur Ellwood

Arthur Ellwood

RP Yaşı : +1000, yaşı tam olarak bilinmiyor.
Mesaj Sayısı : 289
Gerçek Adı : Ergin
Yaş : 27

Denizin Kokusu Empty
MesajKonu: Denizin Kokusu   Denizin Kokusu EmptyPtsi Ağus. 06, 2012 7:01 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Arthur Ellwood & Aquamarine Sparrow

Ellwood malikanesinden çıkarken adımlarımı hızlandırmıştım. Karanlık tamamen etrafa çökmüştü. O tanıdık ormana dağıldığımda buraya son girişimde yaşadıklarım gelmişti aklıma. Sophie... Şimdi Hogwarts'da olmalıydı güzel kadın. Onu ziyaret etmeliydim belki de. Evet onu özlemiştim. Fakat bu gece aklını dağıtmalıydım. Ağaçlar yavaş yavaş azalırken her zaman ki barımın arka duvarlarını görmüştüm. Ormandan tamamen çıkarak Maclaren's barının kapısından içeri girdim. Her zamankinden de doluydu bu akşam bar. Muhteşem kokular barda yayılıyordu; viski, şarap, bira, bourbon. Beni baştan çıkaran kokuların arasına başka bir koku girmişti ve dikkatimi dağıtmıştı. Deniz... Barla alakası olmayan bir koku fakat gelişmiş burnum beni yanıltıyor olamazdı. Bu kesinlikle denizin kokusuydu. Bara doğru ilerlerken her zaman barın arkasında sevimli bir yüze sahip Tommy'i gördüm. Favorim olan bir iskoç viskisi isterken etrafa bakınıyordum. Ama bu kadar karışık koku içinde deniz kokusuna sahip olanı bulamazdım. Muhtemelen tahmin ettiğim şeydi fakat onu bulamayacaktım. Viskiyi alıp tek bir dikişte bitirirken Tommy'e yenisini doldurmasını istedim. O sırada yanımdan güzel bir kadın geçerek bir bira istedi. Burnum anında hareket geçmişti. "Hey, Tommy. Bayana benden bir iskoç viskisi," Kadının şaşkın bakışları altında sırıtarak "Deniz kokusunu üzerinizden atamamışsınız bayan." dedim. Tepkisini görmek eğlenceli olacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Sparrow

Maria Sparrow

RP Yaşı : 498
Mesaj Sayısı : 424
Yaş : 26

Denizin Kokusu Empty
MesajKonu: Geri: Denizin Kokusu   Denizin Kokusu EmptySalı Ağus. 07, 2012 3:18 pm

Okyanus... Ömrü boyunca evi olarak bildiği, asla ayrılmak istemediği uçsuz bucaksız sonsuzlukta, hızla süzülüyordu Aqua. Bir denizkızı olarak denizin tadına varmayalı günler olmuştu ve sonunda yardımcı kaptana gemiyi idare etmesi gerektiğini söylediğinde, pis sakallı ve sarı dişli dostu Veghar bile ona hayır diyememişti. Adamın sırtına sertçe vurduktan sonra, üzerindekileri çıkarmış ve çırılçıplak bir vaziyette denize atlamıştı genç kadın. Kimi zaman bir erkek kadar sert davranması gerekiyordu, zira şu zamana kadar tüm tayfanın onun önünde saygıyla eğilmesini sağlayan ve hatta, kendisinden korkmalarını sağlayan şey buydu, Aqua'nın sertliği. Ancak okyanusun güvenli kollarına kendisini bıraktığı zaman, asla Kaptan Sparrow gibi olmuyordu, daha çok denizkızı Aqua'ya dönüşüyordu. Yüzmeyi bıraktı ve huzur içinde koyu maviliğin içinde bir süre öylece kaldı. Denizi, kokuyu, tuzu, her şeyi o kadar çok özlemişti ki!

Aqua son hızla ileri atıldı, bir iskelenin ayaklarını görmüştü. Su yüzüne çıkıp biraz kuruyabilir ve tayfasına geri dönmeden önce bir şeyler içebilirdi. İskeleye tutunarak kendini yukarı çektiğinde, onun bu çırılçıplak haline bakakalmış olan genç bir çocukla göz göze geldi. Hafifçe gülümsedi ve, "Üzerindekileri çıkar, lütfen," diye emir verdi çocuğa. Çocuk şaşkınlıkla bakmaya devam etti, ancak birkaç saniye sonra hipnotize olmuş gibi üzerindekileri çıkardı ve serin akşam rüzgarının tenine değmesiyle ürpererek Aqua'ya verdi. Aqua çocuğun yüzünü okşadı ve, "Teşekkür ederim, benim cesur, neşeli denizcim," diye fısıldadı. Ardından çocuğun pantolonu ile gömleğini üzerine geçirdikten sonra, her zaman gitmeye alışık olduğu bara baktı ve yavaş adımlarla yürümeye başladı. Üzerindekiler Aqua'ya tam olmuştu, hatta gömlek göğüs ve bel kısmını hafiften sıkıyordu ve bu da kadınsılığını ortaya çıkarıyordu. Pantolon ise hafif bol olmuştu ve oldukça hoş durmuştu. Aqua mutlu bir şekilde gülümsedi ve bardan içeri girdi.

Kapıyı açtığı anda birçok adamın bakışlarının ona çevrildiğini fark etmişti genç kadın, ancak bunu umursamıyordu. Nereye gitse erkekler ona bakarlardı zaten, insanların ilgisini çekmek doğasında, kimyasında vardı. O bir deniz kızıydı, üstelik şu an kıyafetleri hafif ıslak ve saçları ise beline kadar uzanan bir deniz kızıydı, elbette herkes ona bakacaktı. Barmene yakın olan yüksek sandalyelerden birine oturdu genç denizkızı, Tommy onu görünce gülümsedi, tam bir şey söyleyecekken, yanında oturmakta olan adam, "Hey, Tommy. Bayana benden bir iskoç viskisi," dedi kendinden emin bir sesle. Aquamarine gülümsedi. Adamın konuştuğu yoğun İngiliz aksanı ona eski günlerini anımsatmıştı. Kadınların korse ve uzun çoraplar ve erkeklerin ise daima takım elbise giyip sakal ya da bıyık bıraktığı o eski zamanlar... Aqua kaşlarını kaldırdı ve şaşkın bakışlarla adamı süzdü. Adam gülümsedi, gülümsediğinde iki yanağında da gamzeler oluşuyordu. "Deniz kokusunu üzerinizden atamamışsınız bayan." dedi adam, Aqua'nın bu bakışları karşısında. Aquamarine bir kahkaha attı ve, "Ah tatlım, gerçekten çok ama çok tatlısın. Ama ne yazık ki içki zevkimiz pek fazla uyuşmuyor. Bana daha sert bir şeyler lazım, anlarsın ya," dedi ve göz kırptı. Bakışlarını Tommy'e çevirerek, "Bana rom ver, Tommy," dedi ve gülümsedi. Tommy onaylarcasına başını salladı ve arkasını dönüp depoya doğru yürümeye başladı. En iyi romları her zaman Aquamarine için saklardı.

:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arthur Ellwood

Arthur Ellwood

RP Yaşı : +1000, yaşı tam olarak bilinmiyor.
Mesaj Sayısı : 289
Gerçek Adı : Ergin
Yaş : 27

Denizin Kokusu Empty
MesajKonu: Geri: Denizin Kokusu   Denizin Kokusu EmptySalı Ağus. 07, 2012 3:36 pm

Kahkaha ile karışık "Ah tatlım, gerçekten çok ama çok tatlısın. Ama ne yazık ki içki zevkimiz pek fazla uyuşmuyor. Bana daha sert bir şeyler lazım, anlarsın ya," diyordu genç denizkızı. Gülümsemesi henüz yüzünden düşmeden barmene dönerek "Bana rom ver, Tommy," dedi. Tommy romların bulunduğu depoya gidiyordu. Demek ki genç denizkızı özel bir müşteriydi diye düşündü Arthur. Tommy'nin kendisine verdiği viskiyi elinde sallarken kıza döndü. "İçki zevkinize hayran kaldım fakat hangi içki viskinin verdiği o güzel hazzı sağlayabilir ki." Hiç düşünmeden elinde salladığı viskiyi kafasına dikti. Evet, onun verdiği haz bir başkaydı. Tommy depodan rom getirirken bardağı bara koydu vampir. Gülümseyerek "Bir bardak daha Tommy." dedi. Kadın romu içmeden önce yeni doldurulmuş viskisini kaldırarak gülümsedi. Kadın da aynı gülümseme ile ona karşılık vererek bardağını tokuşturdu. Eğlenceli bir akşam oluyordu. Arthur'un bir barda ilk arkadaş edinişi idi bu.

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Sparrow

Maria Sparrow

RP Yaşı : 498
Mesaj Sayısı : 424
Yaş : 26

Denizin Kokusu Empty
MesajKonu: Geri: Denizin Kokusu   Denizin Kokusu EmptySalı Ağus. 07, 2012 3:50 pm

"Bir bardak daha Tommy." Adam Aqua'ya gülümsedi ve, viskisini kafasına dikti. Aqua da aynı şekilde romla doldurulmuş kocaman bardağını kafasına dikti. Konu içki olduğu zaman bir denizkızına ait olan zarif davranışları bir anda gidiveriyordu. Bunu özelliği de babamdan aldım sanırım. Aqua derin bir nefes aldı ve zihnine babasının anıları girmeye başlarken içkisinden birkaç koca yudum daha aldı. Hem bir korsan, hem de bir denizkızı olmak gerçekten çok zordu. İki zıt kutbun özelliklerini taşıyordu Aqua ve işi zorlaştıran kısım da, iki tarafı da bırakamıyor oluşuydu. Aqua bir korsandı, bir korsan olmayı seviyordu ve bu gerçeği asla değiştiremezdi. Aqua bir denizkızıydı, bir denizkızı olmayı, okyanusun sonsuzluğunda kendini kaybetmeyi seviyordu. Ancak hem bir denizkızı olmak, hem de bir korsan olmak, sonunda aklını kaçırmasına neden olacaktı. Ben zaten yeterince kaçırdım aklımı. Aqua büyük içki bardağının sonuna geldiğini fark ettiğinde yutkundu, derin bir nefes aldı ve Tommy'e, "Bir bardak daha, Tommy!" dedi boğuk, hafif sarhoş bir sesle. O kadar hızlı içmemesi gerektiğini biliyordu, ancak aklına düşünmekten pek de hoşlanmadığı şeyler geldiğinde ne yapıp yapmaması gerektiğini bir anda unutuveriyordu Aqua. Yüzünün ateş gibi yandığının farkındaydı, ancak umurunda bile değildi. Anlaşılan bu gece de deli gibi sarhoş olacaktı. Yanında oturmakta olan adama baktı ve, "Adın nedir?" diye sordu. Bu sırada içkisi de gelmişti. Bardağını elleri arasına alıp kocaman bir yudum aldıktan sonra, adamın vereceği cevabı dinlemeye koyuldu. O sırada, adamın tüm bu aksan, konuşma ve tavırlarına bir açıklama getirmeyi başarmıştı. Adam; bir vampirdi. Hafifçe gülümsedi. Vampir, demek.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arthur Ellwood

Arthur Ellwood

RP Yaşı : +1000, yaşı tam olarak bilinmiyor.
Mesaj Sayısı : 289
Gerçek Adı : Ergin
Yaş : 27

Denizin Kokusu Empty
MesajKonu: Geri: Denizin Kokusu   Denizin Kokusu EmptyC.tesi Ağus. 11, 2012 7:26 pm

[color:09df=#66cdaa.]"Bir bardak daha, Tommy!" Kız hızından hiç kesilmiyordu. Romu sevdiği ve ona karşı dayanıklığı olduğu anlaşılıyordu. Tommy'e kendi boş bardağını veren Arthur ilgi ile kızın içki içişini izliyordu. Bir denizkızına göre gayet iyi içtiğini düşünmekten alıkoyamıyordu kendini. İki boş bardak dolu bir şekilde gelirken kız [color:09df=#66cdaa.]"Adın nedir?" diye sordu. Viskisini fondip yapmaktan kendini alıkoyamayan Arthur bardağı indirdiğinde sırıtıyordu. Elini uzatarak "Arthur Ellwood," dedi. Elini kendisi kadar ilgili görünen denizkızı sıkarken sırıtmasını yüzünden düşüremiyordu. "Senin adın ne?" Kızı sevmişti. Tabi ki sarkmak istemiyordu, fakat kafa birine benziyordu. İçmeyi biliyordu, diğer denizkızları kadar narin değildi. Bardağına biraz daha rom doldurmasını izlerken eğlenen adam Tommy'den direk şişeyi alarak sırıttı. Bardağı bara doğru iterken viski şişesinden hatırı sayılır yudumlar alıyordu. Sarhoş ve dost olmak için ne kadar da güzel bir akşam diye düşünüyordu Arthur. Bu gece düşünceleri biraz fazla konuşuyordu. Çakır keyif bir şekilde "Sarhoş olmak için güzel bir gece," dedi. Belki cümlelerinin devamını sarf etmemişti fakat kızın anladığını düşünüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Sparrow

Maria Sparrow

RP Yaşı : 498
Mesaj Sayısı : 424
Yaş : 26

Denizin Kokusu Empty
MesajKonu: Geri: Denizin Kokusu   Denizin Kokusu EmptyC.tesi Ağus. 11, 2012 7:51 pm

"Sarhoş olmak için güzel bir gece," dedi Arthur. Aquamarine sırıttı ve o da vampirin yaptığı şeyi taklit ederek içkisini içmeye şişeden yudumlar alarak devam etti. Hem zaten rom yalnızca bu şekilde içildiğinde zevk verirdi. Aqua yavaş yavaş sarhoş olmaya başlamıştı ve görüşü de gittikçe bulanıklaşıyordu. Rom'un hissettirdiği tipik şeylerden biriydi işte bu da, bulanık görüş. Ancak Aqua bu bulanık görüşü umursamıyordu. Denize kendini attığı anda sarhoşluğu geçiyor ve görüşü de geri geliyordu zaten. Hem bazen kör olmak ve tüm duyularını dış dünyaya kapatmak genç kadının tek istediği şey olabiliyordu. İçki şişesinden kocaman bir yudum alıp yuttuktan ve içki boğazını yaktığında acıdan yüzünü buruşturmadan durabilmiş olduğunu sevindikten sonra konutşu. "Kim olduğumu gerçekten bilmiyor musun, kara insanı?" diye sordu hafif yayvan bir şekilde konuşarak. Çoğu zaman hiçbir erkek Aqua'nın babasının ünlü Kaptan Jack Sparrow olduğunu tahmin edemezdi, Aqua söylediğinde de ona inanmazlardı. Ancak genç kadın bir gecede dört şişe romu bitirdiğinde babasının kim olduğuna inanırlardı. Sparrow'un kızı olduğumu bu şekilde ispatlayabilmem ne kadar da ahmakça. Aqua derin bir nefes aldı ve ona bakmakta ve en az onun kadar sarhoş olan adama gözlerini çevirdi. Acaba bu kara insanı onun kim olduğunu anlayabilecek miydi? Vampire kara insanı diyordu çünkü onun denizle hiçbir şekilde hiçbir alakası yoktu, genelde Aqua tanımadığı insanlara 'denizci' derdi. Ancak bu vampir o sözcüğe pek de yakışmıyordu doğrusu. Sarhoş zihninde adamın denizci kıyafetleriyle dümen başında ufka endişeli bakışlar atan hali canlandı ve ister istemez kahkahalar atmaya başladı. Bir denizci ya da korsan olmak bu adama kesinlikle yakışmıyordu, zira öyle bir lakaba sahip olmak istiyorsa Aqua onun kıçına hemen şimdi bir tekme indirebilirdi. Belki de indirmezdi. O sırada kör kütük sarhoştu ve pek sağlıklı düşünebildiği de söylenemezdi. Aqua gülmeye devam ettiği sırada elindeki rom şişesini yere düşürmüştü ve koyu kırmızı renkteki içki nemlenmiş parkelerin üzerine yayılmaya başlamıştı. İçki yayıldıkça, Aqua daha çok gülüyordu. Tüm acısını, nefretini, öfkesini ve içinde bunlara benzer birikmiş her şeyi kusuyordu adeta. Genç kadın gülmeye devam ettiği sırada yere düşmüştü ve üstü başı rom olmuştu. Uuu, pek hoş kokmayacağım. İçinden bu düşünceleri geçirirken Aqua gülmeyi bir an bile bırakmamıştı. Gerçi gülüşü çok garipti, gülmekten çok ağlıyor gibiydi. Belki de ağlıyordu. Genç kadın o sırada ne yaptığının farkında değildi ve bu gerçekten çok iyi bir şeydi. Sonunda gülme krizleri, acı dolu hıçkırıklara döndüğünde, Arthur onu omzundan tuttu ve adeta sürüklercesine bardan dışarı çıkarmaya başladı. Bu sırada Aqua yapmakta olduğu gülmekle ağlamak arasında gidip gelen şeye devam ediyordu, hıçkırık ve kahkahaları arasında duyabildiği tek şey, Arthur'un Tommy'e bağıran gergin sesiydi. "Üstü kalsın Tommy!" Aqua Arthur'un omzuna tutunduğu sırada, kahkahayla karışık bir şekilde ve cırtlak bir sesle, "Evet, Tommy! Üstü kalsın!" diye bağırdı.


En son Aquamarine Sparrow tarafından Salı Ağus. 14, 2012 5:14 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arthur Ellwood

Arthur Ellwood

RP Yaşı : +1000, yaşı tam olarak bilinmiyor.
Mesaj Sayısı : 289
Gerçek Adı : Ergin
Yaş : 27

Denizin Kokusu Empty
MesajKonu: Geri: Denizin Kokusu   Denizin Kokusu EmptyC.tesi Ağus. 11, 2012 8:26 pm

"Üstü kalsın Tommy!" Cebinden çıkarabildiği ilk para olan 100 doları barın üstüne atan Arthur kızı omzundan tutarak kaldırmaya çalışıyordu. Kolunu omzuna atarak ayakta zor duran kız kapıdan çıkarlarken neşe ile "Evet, Tommy! Üstü kalsın!" diye bağırmaktaydı. Kahkahaları dur durak bilmezken kız bütün ağırlığını Arthur'a veriyordu. Arthur için pek zor değildi. Sonuçta daha büyük ağırlıklar kaldırmıştı fakat şimdi kız evinin veya gemisinin yerini söyleyebilecek durumda değildi. Bu yüzden sokakta öylesine yürümeye başlamışlardı. Kız Arthur'un kollarından kurtulmaya çalışarak insanlara laf atmayı oldukça eğlenceli buluyordu. Adamın tek yapabildiği limana doğru ilerlemekti. Orada onun gemisinden tanıdık kişiler bulacağından umutluydu.

Liman boyunca bütün gemiler boyunca durmuşlardı ve Arthur insanlara bu kızı tanıyıp tanımadığını sormuştu. Henüz bir tanıdık çıkmamasına rağmen umudunu kaybetmemişti. Eskiden olsa sarhoş ve güzel bir kız onun için çok uygun olurdu ve barın yakınındaki Ellwood malikanesine zevkle götürürdü. Fakat yaşam tarzını değiştirmek için bir savaş veriyordu. Yine de bütün limanı gezip gemisini bulamadıktan sonra başka çaresi kalmamıştı. Onu evine götürecekti fakat bu yaşam tarzını değiştirmediğini kanıtlamazdı. Sonuçta kız ile bir şey yaşamayacaktı. Kapının kilidini açarken malikenin sessizliğinde boğulduğunu hissetti. Kızı dikkatle kanepeye yatırdıktan sonra yerde kalmış bir battaniyeyi üstüne çekti. Mutfaktan bir bardak su getirirken bunun kıza iyi geleceğini düşünmüştü. Sonuçta kız sesli olarak söylemesede denizkızı olduğunu tahmin edebiliyordu. Üzerindeki koku doğal olmayacak kadar denize bağlıydı. Suyu dudaklarının arasından içirmeye çalışırken bile kız biraz daha kendindeydi. Gözlerini açmış şaşkınca etrafına bakıyordu. O anda belki de önceden fark etmesi gereken benzerliği fark etmişti. Şaşkınlık dolu bir nida ile birlikte "Sen, sen Jack'in kızısın!" diyebildi. Bu sözler kızda en az su kadar ayıltıcı bir etki yaratmıştı. Şaşkınlıkla dolan gözleri Arthur'un yıllar önce tanıştığı Jack'in gözlerinin aynısıydı..


En son Arthur Ellwood tarafından Salı Ağus. 14, 2012 5:02 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Sparrow

Maria Sparrow

RP Yaşı : 498
Mesaj Sayısı : 424
Yaş : 26

Denizin Kokusu Empty
MesajKonu: Geri: Denizin Kokusu   Denizin Kokusu EmptySalı Ağus. 14, 2012 4:18 pm

"Sen, sen Jack'in kızısın!" Adamın bu ani şaşkınlığı bile Aqua'nın somurtmasını engelleyememişti. Neden bu aptal eve geldiğini bilmiyordu, o barda kalmak ve biraz daha rom içmek istiyordu. Vampire bakarak kaşlarını çattı ve kollarını göğsünde birleştirdi. "Nereden anladın? Ölesiye rom içmemden mi, yoksa akıl hastası hareketlerimden mi? Kimse babamın Jack Sparrow olduğunu kolay kolay inanmaz da. Herkesin dediğine göre dış görünüşüm Kaptan Jack Sparrow'dan epey farklıymış. Peh, sanki çok da umurumda," dedikten sonra bakışlarını karanlık malikanedeki karanlık odada gezdirmeye başladı. Burası hiç de Aqua'ya uygun bir yer değildi, fazla düzenliydi ve her taraf temizlik deterjanı gibi kokuyordu. Aqua burada değil bir gün, bir saat bile dayanamazdı. O deniz kokusunun sinmiş olduğu nemli, ahşap ve eski gemisinin olduğu yere aitti. Oraya dönmesi gerekiyordu. Dümenin başına geçmesi ve tayfasına hakaretle karışık emirler yağdırması. Aqua ona dikkatla bakmakta olan Arthur'a döndü ve en pis bakışlarını ona fırlattıktan sonra, "Sen ne bakıyorsun öyle?" dedi pek de dost canlısı olmayan bir sesle. Bütün gece sinir ve psikoloji bozukluğuyla uğraşmıştı. Bir de üzerine adamın rahatsız edici bakışlarını çekemeyecekti. Üstelik adamın ona neden baktığı da belliydi, babası ile benzer bir yanını bulmaya çalışıyordu. Aqua oturuş şeklini değiştirmek üzere kaykıldı ve bağdaş kurdu. Ardından somurtkan yüzüyle adama döndü. "Öyle aval aval bana bakıp babamla aramızda bir benzerlik oluşturmaya çalışmayı bırak, çünkü başaramazsın. Ben daha çok anneme benziyorum. Bunu dünya üzerindeki her denizci ve karacı kabul eder," dedi ve içtiği onca romun midesini yakması nedeniyle gürültülü bir şekilde geğirdi. Arthur şimdi ona şaşkınlıkla bakıyordu, Aqua omuz silkti ve, "Bir denizciysen iyi geğirmen, eğer iyi geğiremiyorsan bunu öğrenmen gerekir. Hadi, durma orada öyle de bana içki getir. Rom olsun, eğer rom yoksa en sert olanını getir," dedi ve iç çekti. Adamın endişeli bakışlarla onu süzdüğünü karanlıkta bile fark edebiliyordu. Karanlık demişken... Aqua ayağa kalktı ve dengesiz bir şekilde odanın içinde ışığı aramaya başladı. Sonunda bir düğme bulabildi ve düğmeyi yavaşça sola doğru çevirdikten sonra, büyük odayı aydınlatan kocaman avizeye baktı Aqua. Ardından da odada gezinmeye ve etrafa bakınmaya başladı. Arthur hala gelmemişti. Birkaç fotoğraf çerçevesini eline alıp kaşlarını çatarak inceledikten sonra büyük bir kitaplığın olduğunu gördü ve oraya doğru yürümeye başladı. Bu sırada da Arthur'un oldukça gecikmiş olduğunu düşünüyordu. Belki de içkime zehir katıyordur. Aqua kendi kendine bir kahkaha attı ve kitaplardan birini eline aldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arthur Ellwood

Arthur Ellwood

RP Yaşı : +1000, yaşı tam olarak bilinmiyor.
Mesaj Sayısı : 289
Gerçek Adı : Ergin
Yaş : 27

Denizin Kokusu Empty
MesajKonu: Geri: Denizin Kokusu   Denizin Kokusu EmptySalı Ağus. 14, 2012 4:52 pm

Mutfağa giren Arthur buz dolabının kapağını açtı. İçeride tam bir içki koleksiyonu vardı. En sevdiği romlardan birini çıkarırken iki bardağı eline aldı. Kız ve Jack arasındaki benzerlik onu gerçekten şaşırtmıştı. Kız belki annesine benzediğini düşünebilirdi fakat gözleri, gözlerindeki bakışlar Jack'e o kadar çok benziyordu ki. Sanki yıllar öncesine gitmiş ve Jack'in o etkili bakışlarına tekrar maruz kalmıştı. Bardaklarla ve rom şişesi ile salona döndüğünde kızın kitapları karıştırdığını gördü. Bardaklar ve şişeyi masaya koyarken çıkan ses kızı irkiltmişti. Vampir sessizliğini kullanmadan geldiğinden onu fark ettiğini sanmıştı fakat kız yeterince sarhoş ve dikkatsizdi. Bardakları rom ile doldururken "Kitapları sever misin? Onlar tarihin 1. elden kanıtlarıdır." dedi. Kızın onu dinlediğinden bile emin değildi fakat onunla sohbet etmek istiyordu. Kitaplığın başına giderek kendiside bir kitap aldı eline. Sohbet açma çabası ile "Babana benziyorsun, tam olarak fark edilemez belki fakat gözlerinizdeki bakış aynı." diyordu. Sohbet açmaya çalışmak belki de çaresizce bir hareketti, kızın yarın bunları hatırlayıp hatırlamayacağını bile bilmiyordu. Fakat içinde buna devam etmesine dair bir his vardı. "Adını söylemedin, Jack kızının adını öğrenmediğimi işitse çok kızardı." Kız artık kitapla bile ilgilenmiyordu. İlgisiz bir şekilde kitabı kitaplığa geri koyarken adımlarını atmaya başlamıştı. Tekrar koltuğa çökerek bardağını aldı ve romu tek bir dikişte bitirdi. Bardağını bir kez daha doldurduktan sonra kafasını kaldırarak ilgiyle bakan genç denizkızı olmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Sparrow

Maria Sparrow

RP Yaşı : 498
Mesaj Sayısı : 424
Yaş : 26

Denizin Kokusu Empty
MesajKonu: Geri: Denizin Kokusu   Denizin Kokusu EmptySalı Ağus. 14, 2012 5:12 pm

"Adını söylemedin, Jack kızının adını öğrenmediğimi işitse çok kızardı." Aqua derin bir nefes aldı ve ifadesiz bir suratla kitabı yerine geri koydu. Babası ile ilgili konuşmak ona acı veriyordu, Philip'i hatırladığında hissettiği acılar, babasını hatırladığında da ona geri geliyorlardı. Aqua koltuğa tekrar oturmadan önce içki şişesini ve bardağı aldı. Ardından içkiyi bardağına doldurdu ve tek dikişte bardağın sonuna geldi. Arthur ona babasının bakışlarına sahip olduğunu söylemişti. Babası ile yaşadığı zamanlarda Aqua bunu hiç düşünmemişti, ne zaman ona baksa kendinden çok farklı bir görünüme sahip olan o korsanı görürdü. Ancak Jack Sparrow, babası onunla bu konu hakkında hiç konuşmamıştı. Onun bu yüzden üzülmesini istemiyordu galiba, Aquamarine bilmiyordu. Tek bildiği; babasının ne olursa olsun onu kızı olarak kabul ettiğiydi. O kabul ettikten sonra da hiçbir lanet olası insanın onlara söyleyecek sözü kalmıyordu. Belki de Arthur haklıdır. Belki de gerçekten babama benzeyen bir tarafım vardır. Aqua boğazını temizledi ve içki şişesi ile bardağını önünde duran sehpaya bıraktı. Bir anda içindeki sarhoş olma isteği yok oluvermişti. Derin bir nefes aldı ve bıkkın bakışlarını Arthur'a çevirdi. "Adım Aquamarine," dedi ve gözlerini sıkıca kapattı. Babamın beni bırakıp gitmeden önce bana bıraktığı tek şey, doğduğumda verdiği isim. Aqua aniden gözlerini açtı ve derin bir nefes aldı. Babasını düşünüp kahrolmak ve keşkelerle dolu bir gece geçirmek istemiyordu. Artık gemisine dönmesi gerekiyordu, ancak onu burada tutan bir şey, bir sebep vardı. Belki yorgunluğu bu, belki de merakı. Arthur'a döndü ve, "Babamla nasıl tanıştınız? Onunla bebekliğimden beri Kara İnci'de yaşıyorum. Annem, o ve ben. Tabii artık annem yok, babamın ölümünden sonra okyanusta kayıplara karıştı. Eğer tanışmış olsanız bunu bilirdim, ya da farkederdim. Her neyse, bana nasıl tanıştığınızı anlat," dedi ve Arthur'un cevap vermesini beklemeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arthur Ellwood

Arthur Ellwood

RP Yaşı : +1000, yaşı tam olarak bilinmiyor.
Mesaj Sayısı : 289
Gerçek Adı : Ergin
Yaş : 27

Denizin Kokusu Empty
MesajKonu: Geri: Denizin Kokusu   Denizin Kokusu EmptySalı Ağus. 14, 2012 5:37 pm

"Babamla nasıl tanıştınız? Onunla bebekliğimden beri Kara İnci'de yaşıyorum. Annem, o ve ben. Tabii artık annem yok, babamın ölümünden sonra okyanusta kayıplara karıştı. Eğer tanışmış olsanız bunu bilirdim, ya da farkederdim. Her neyse, bana nasıl tanıştığınızı anlat," Sonunda bunu soracağını bilen Arthur en başından beri beklediği noktaya gelmişti. Jack'le nasıl tanıştığı konusu tam bir muammaydı. Biraz roma ihtiyacı olduğunu düşünen Arthur bardağını fondip yapmıştı. Kafası biraz daha rahatladığında konuşmak için biraz daha hazırdı. "Jack ile çok özel bir günde tanışmıştık. Annenin Jack ile tanıştığı gün." Biraz daha içkiye ihtiyacı olduğuna karar vermişti ki bardağını doldurmaya başlamıştı. Aqua'nın yüzüne bakmamaya çalışıyordu. Onun verdiği tepkiler durmasına sebep olabilirdi. Bir iki yudum daha aldıktan sonra "Annen ile Jack'ten daha önce tanışmıştım. Annenin Jack ile tanıştığı gün annenin yanındaydım. Hatta Jack bizi şey sanmıştı," derken sırıtmadan edememişti. Evet, gerçekten komik bir hikayeydi. İçkisinden hatırı sayılır bir yudum daha aldıktan sonra "Evet, bizi sevgili sanmıştı fakat değildik tabi ki. Annenle aramızda o tür birşey olmamıştı hiç. Fakat annende babandan etkilenmişti ve birlikte olmaları çok da uzun sürmemişti." cümlelerini zor topluyordu, lanet olası vampir duyuları yüzünden kızın yanında yutkunduğunu biliyordu fakat gözyaşı dökmüyordu. Babası gibi sert bir yapıya sahipti ve bunu hala koruyordu. "Onların birliktelikleri çok uzun sürdü fakat ben yanlarında çok kalamadım. Kardeşlerimden biri ile ilgili bir sorun yaşıyordum. Jack'i en son o zaman gördüm. Ama senin doğduğunu söyleyen bir mektup gelmişti." Elini cüzdanına götüren adam içinden ufak karalama bir el yazısı çıkartıp kıza vermişti. İçinde yazılı olanlar ise şöyleydi; Arthur, kızımız doğdu. En yakın zamanda seni de burada görmekten mutluluk duyarız. Eğer kabul edersen vaftiz babası olmanı istiyoruz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Sparrow

Maria Sparrow

RP Yaşı : 498
Mesaj Sayısı : 424
Yaş : 26

Denizin Kokusu Empty
MesajKonu: Geri: Denizin Kokusu   Denizin Kokusu EmptyÇarş. Ağus. 15, 2012 3:04 am

Kağıt parçasını eline aldığında Aqua'nın kalbi deli gibi atıyordu. Titreyen elleri ile kağıtta yazanları okuduktan sonra ise kalbi adeta göğüs kafesinden fırlayacakmışcasına atmaya başlamıştı. Arthur, kızımız doğdu. En yakın zamanda seni de burada görmekten mutluluk duyarız. Eğer kabul edersen vaftiz babası olmanı istiyoruz. Nefes alamıyordu Aqua. Çatık kaşlarla karşısında ona sevecen bir şekilde gülümsemekte olan Arthur'a baktı. Dişlerini sıktı, gözlerini yumdu, ama ne yaparsa yapsın sakinleşemiyordu. Kağıdı avucunun içine kaydırdı ve elini yumruk haline getirip kağıdı buruşturduktan sonra ayağa kalktı. Öfkeden titriyordu ve kendine hakim olmayı zor başarıyordu. Bunca zamandır bir vaftiz babası vardı, aile olarak benimseyebileceği biri vardı ve o kişi kendini Aqua'dan gizlemişti. Bu ne biçim bir talihti böyle? Önce babası ölmüştü, ardından annesi kayıplara karışmıştı, sonra Philip ölmüştü. Hayatı boyunca sevdiklerini kaybetmişti Aqua, kimsenin çekmediği acılar çekmişti ve vaftiz babası onu bir gün bile görmeye gelmemiş, bir gün bile ona kendisini tanıtmamıştı. Aqua kendini çaresiz, yalnız ve çok ama çok öfkeli hissediyordu ve lanet olsun ki böyle hissetmek istemiyordu. Elindeki buruşmuş kağıdı ergenlik çağındaki genç bir kız gibi Arthur'un üzerine fırlattı, ardından bu hareketi üzerine ona şaşkınlıkla bakan adama bağırmaya başladı. "Bunca zamandır," diye bağırdı Aqua ve gözlerine hücum eden gözyaşlarına aldırmadan devam etti. "Bunca zamandır benden neden saklandın? Ne zorluklar yaşadığımı biliyor musun? Neden bu kadar delirmiş olduğumu? Henüz on sekiz yaşındayken bir geminin başına geçtim! On sekiz! Koskoca, iğrenç kokan aptal denizci erkeklerle dolu bir tayfanın başına geçtim ve onların beni dinlemelerini sağlamak hiç de kolay olmadı, bay Ellwood! Kendi kendime yaşamayı başardım ve sen! Sen bu süreç içerisinde barlarda oturup İskoç viskini içtin! Lanet olsun sana! Senden nefret ediyorum!" Aqua gözlerinden akan yaşlara engel olamadan yere çöktü ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Kendini gerçekten çok yorgun hissediyordu, yaşamaktan yorulmuştu, acı çekmekten yorulmuştu. Başını elleri arasına aldı ve ağlamaya devam ettiği sırada, "Senden nefret ediyorum! Babamdan nefret ediyorum, annemden nefret ediyorum, hayattan nefret ediyorum! Kendimden..." Aqua öksürdü ve nefes almaya çalışarak bağırmaya devam etti, gözyaşları hala gözlerinden dışarı hücum ediyorlardı. "...kendimden nefret ediyorum!" Aqua sonunda sustu. Odada duyulan tek ses genç kadının hıçkırık ve ağlama sesleriydi. Yıllardır bu kadar ağlamamıştı. Tüm öfkesini, acısını, üzüntüsünü ve her şeyini kusuyordu sanki.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arthur Ellwood

Arthur Ellwood

RP Yaşı : +1000, yaşı tam olarak bilinmiyor.
Mesaj Sayısı : 289
Gerçek Adı : Ergin
Yaş : 27

Denizin Kokusu Empty
MesajKonu: Geri: Denizin Kokusu   Denizin Kokusu EmptyÇarş. Ağus. 15, 2012 11:04 pm

Kızın tek yaptığı elinde buruşturduğu kağıdı öfke ile adamın suratına atmak olmuştu. "Bunca zamandır," Gözyaşları sınırına gelmişti. Genç kız onları tutmaktan vazgeçip bütün öfkesini sesine verdi. "Bunca zamandır benden neden saklandın? Ne zorluklar yaşadığımı biliyor musun? Neden bu kadar delirmiş olduğumu? Henüz on sekiz yaşındayken bir geminin başına geçtim! On sekiz! Koskoca, iğrenç kokan aptal denizci erkeklerle dolu bir tayfanın başına geçtim ve onların beni dinlemelerini sağlamak hiç de kolay olmadı, bay Ellwood! Kendi kendime yaşamayı başardım ve sen! Sen bu süreç içerisinde barlarda oturup İskoç viskini içtin! Lanet olsun sana! Senden nefret ediyorum!" Bunca yıl genç bir kızın sorumluluğunun onda olduğunu biliyordu, fakat hiçbir zaman onu görmeye çalışmamıştı. Onun bu yaşam tarzı bunu imkansız kılıyordu. Belki şu 1 aydır yaşadığı hayat kız için vaftiz babalık yapmaya onu uygun kılmıştı fakat korkmuştu. Yıllardır erteleyip durduğu ve şimdi yüzleşmek zorunda olduğu sorumluluk yüzünden korkmuştu. Kızın öfkesini kusmasını bırakamazdı ve bırakmamalıydı. Sonuna kadar hissettiği herşeyi dışarı çıkarmalıydı. O yüzden öfke ile bağıran kızın karşısında sadece bekledi. "Senden nefret ediyorum! Babamdan nefret ediyorum, annemden nefret ediyorum, hayattan nefret ediyorum! Kendimden..." Artık gözyaşlarına hakim olamayarak "...kendimden nefret ediyorum!" dediğinde Arthur ayağa kalkmıştı fakat ne yapacağını bilmiyordu. Normal bir baba veya vaftiz baba ona sarılır onu teselli ederdi. O kesinlikle anormal bir vaftiz babaydı. Asırlardır yaşamış ve bir kızın sorumluluğunu almaktan korkmuş bir vaftiz baba olarak hiçbir şey yapamamak daha çok siniri bozuyordu. Boğazındaki garip duyguya hakim olmaya çalışarak "Senin vaftiz baban olmayı hak etmiyorum Aqua. Fakat ne annenden ne babandan ne de kendinden nefret etmemelisin. Bütün nefretinin kaynağı benim. Benden istediğin kadar nefret edebilirsin. Belki vaftiz baba olarak sana verebildiğim tek şey bir hedef olur." dediğinde kızın en yakın sandalyenin bacağını koparıp kalbine saplamasını bekliyordu. Reflekslerine hakim olarak kazığı yemeyi bile düşünüyordu fakat kız karşısında sadece duruyordu. Tepkisi, ifadesi, düşünceleri, hiçbir şeyden haberdar olmak istemeyen Arthur bir an önce şu lanet kazığı kalbine yiyebilirdi. Fakat kız bunun yerine beklemediği bir şey yapmıştı. Koltuğa oturmuş ve içkisine uzanmıştı. İkisininde bardağını doldururken de gözyaşlarını siliyordu. Artık akmayı bırakmışlardı, geride bıraktıkları tek şey kızın yüzündeki kızarıklıklardı. Arthur şaşkın bir şekilde koltukta yanına otururken içki bardağını ona doğru iten Aqua usulca "Bana onlardan bahseder misin? Babamdan, maceralarından ve nasıl tanıştıklarından." dediğinde hiçbir sevgi ifadesi göstermiyordu fakat Arthur kalbinde bir şeylerin değiştiğini hissetti. Vaftiz kızıyla bunca yıllık sorumsuzluğundan sonra bir bağ kurabilmişti.

Rp Sonu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Denizin Kokusu

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-