Her zaman ki gibi sıradan bir Hogsmeade gezisiydi. Tabi özelliği ise son Hogsmeade gezisi olmasıydı. Bundan sonra geziler bitiyordu ve herkes aylarca şatoda tıkılmaya geri dönecekti. Bu yüzden diğer Hogsmeade gezilerinden daha fazla kişi olduğunu düşünüyordum. Fakat bu benim umrumda bile değildi. Okul dışında bir güzel sarhoş olmak istiyordum. Bu sıralar yeterince derdim vardı zaten. S.B.D'lerimi vermek, eski kız arkadaşıma her gördüğüm yerde af dilenmek gibi sıkıcı işlerim vardı. Belki de artık ucunu bırakmalıydım diye düşünüyordum. Evet ilk kez bu denli vurulmuştum bu kıza fakat bir hata yapmıştım. Bir erkek gibi kabullenmeli ve peşini bırakmalıydım. Ama nedense en son bu kararı verdikten sonra tekrar karşısına çıkıp özür dilemiştim. İğrenç bir alışkanlıktı bu!

İçki içmek için en iyi yer olan Üç Süpürgenin barında oturuyordum. Barmen bir ateş viskisi verdiğinde bir iki saniyeliğine içkiyi özlemle inceledim. Alkolün verdiği muhteşem hissi tekrar tatmak acılarımı biraz yatıştırıyordu. Öyle ki ilk bardağımı çok hızlı bitirmiştim. Barmen ikinci bardağı doldururken dertlerimi kafamdan uzaklaştırmaya çalıştım. Zaten en büyük derdim Mony değil miydi? Sınavlar sadece bahaneydi. İstediğim dersleri bir şekilde verecektim fakat Mony.. Mony benim veremeyeceğim derslerden biriydi. O dersten kalmıştım ve seneye görme şansımda yoktu. Saçma benzetmelerimden kurtularak tekrar içkime döndüm. Bardağın dibine geldiğimde yanımda tanıdık bir yüz oturuyordu. Oldukça tanıdık ve son zamanlarda görmeye aşina olmadığım birisi. Sırıtarak "Seni görmekte güzel. Bir içki al." dedim.

Son Hogsmade gezisini yanlız geçirmeyi seçmişti Dean. Aurélien ile şu son zamanlarda beraber olamamalarına ciddi anlamda sinir olmaya başlamıştı. Sevgilisinin yüzünü neredeyse hiç göremiyordu. Yemeklerde anca bir kaç değerli dakikasını ayırabiliyordu. Onun dışında sürekli dersleriyle uğraşıyordu. Sınavlarına ciddi anlamda takmıştı. Dean de belki biraz bunları düşünmeliydi ama pek sallamıyordu o. Hogsmade e geldiğinde ayakları önce domuz kafasına yönelse de birden o kasvetli yere girmek istemediğini fark edip üç süpürgeye yöneldi. Kafasında pek bir düşünce yoktu. Boş bir adamdı şuan. Aklında şuan bir kızı çevirip geceyi güzel geçirmek vardı sadece. Bir kaç da içkiydi işte isteği. Klasik erkekliğini yüceltmek amaçlı çıkmıştı dışarı. Aurélien'e bir nevi ihanetti bu ama alışkın değildi bu denli durgun bir hayata. Sevgilisini deli gibi sevse de bu durgunluk... Gerçekten fena bir şeydi. Üç süpürgeye geldiğinde hızlıca kapıyı açtı. İçeri soğuk havayla birlikte bir adım attı. Aynı hızda kapanan kapıyı kontrol etme gereği duymadan bara doğru ilerlemeye başladı. Bir kaç kızın gözünü üzerinde hissediyordu fakat önce biraz içki içmeliydi. Sonra şu köşedeki sarışın hatuna gidebilirdi belkide. Bara bir kaç adım kala sırtı dönük çocuğa gözü takıldı. Onu çok iyi tanıyordu. En son pek iyi bir karşılaşma yapmasalar da ona zamanında cidden güveniyordu ve seviyordu. Yanına doğru ilerledi ve hemen dibindeki sandalyeye attı kendini. Ondan önce gelen Brian içkinin dibine vurmaya başlamıştı bile. Yan gözle Dean'e baktıktan sonra gülerek "Seni görmekte güzel. Bir içki al," dedi. Dean pek bir yorum yapmadan dediği gibi kendine bir içki aldı ve ilk kadehini kafasına dikti. "Seni görmenin güzel olup olmadığına daha karar veremedim sanırım bir içki daha lazım," dedi ve barmene bir işaret çekti. Önüne gelen ikinci kadehi de aynı hızda bitirdikten sonra "Dostum sen en iyisi bana şişeyi ver," dedi ve Brian'ın da bitmiş kadehini doldurdu. "Ne biliyor musun? Seni severdim ben böyle iyiydik falan da, Auré ya.. Ama son zamanlarda Harmony denen hatunla duydum adını neler oluyor?" dedi. Sanki hiç araları bozulmamış, hiç birbirleri ile kavga etmemişler gibi. Sonuçta bir çok şey affedilebilirdi. Ya da yok sayılabilirdi.

"Ne biliyor musun? Seni severdim ben böyle iyiydik falan da, Auré ya.. Ama son zamanlarda Harmony denen hatunla duydum adını neler oluyor?" Yeniden doldurulmuş kadehimden bir yudum daha alırken bunu düşündüm. Mony.. Yüzüme hiç beklemediğim bir sırıtma eklerken "Sevdim, çıktık, başka bir kızla yakaladı, terketti. Mutlu son," dedim. Gerçekten böyle sırıtabildiğime şaşırıyordum. Biraz kafayı yemiştim sanırım. Ah, zaten kafayı yemeden bir insan nasıl böyle bir şeyden kurtulur bilmiyordum. Bardağımda kalan içkiyide bitirdikten sonra Dean'in elindeki şişeyi kaparak ikimizinde bardaklarını tazeledim. Fakat Dean'in şüpheci bakışlarını üzerimde hissediyordum. "Pekala, Mony'i gerçekten seviyordum. Ama o beni artık sevmiyor. Ne diyebilirim ki? Hayatım boyunca peşinden koşamam ya." Aslında hayatım boyunca peşinde koşamayacağıma bu akşam karar vermiştim. Bir erkekle bu konuyu ciddi ciddi konuşmak bile insana bazı kararlar aldırabiliyordu. Bugün biraz rahatlamak için bir çok sebebim vardı. Bardağımdan büyük bir yudum daha alırken "Peki sen ve Auré arasında neler oluyor? Sizi hiç beraber görmüyorum," dediğimde bile bir sorun olduğunu biliyordum. Eskiden onları her zaman beraber görmem kıskanmama neden oluyordu. Şimdi onları uzun süredir bir kez bile görmediğimi fark etmiştim.

Basık barda içkisini yudumlarken eski dostuyla konuşmanın verdiği rahatlık paha biçilemezdi. Yaptığı hataların farkındaydı. Uçkuruna sahip çıkmalıydı. O gece Melanié ile... Her neyse. Eski dostu bir şeyler söylerken içkisini kafasına dikti. Aslında durumları aynıydı. Fakat Dean her zamanki gibi yerinde duramamıştı. Hep ileri gitmişti ve bu sefer aşılması çok güç bir durumla karşı karşıyaydı. Auré'yi yaklaşık 3-4 aydır görmüyordu. Lanet olsun. "Peki sen ve Auré arasında neler oluyor? Sizi hiç beraber görmüyorum," dediği zaman Dean bir an duraksadı ve bir kız gibi gözlerini yakacak kıvama gelen yaşlarını kısa bir hareketle silerek "Sanırım o işler fazlaca karışık," dedi ve şişeyi kafasına dikti. Çok fena hissediyordu. Bu gece bu şişe tek kalmayacaktı galiba. Sonrasında cümleler otomatikman karşısındaki adama dökülmeye başladı "Dostum bunun sonunda beni linç de edebilirsin kendinle bağdaştırıp derdime ortak da olabilirsin ama olayı anlatacağım. Üzerinden baya geçiyor ama şu Gry olan Melanié ile yattık. Auré ile birlikte olamıyorduk ve o gecenin etkisiyle bilmiyorum, kendime geldiğimde kız kollarımdaydı ve bilirsin işi götürmüştüm. Sonrasında Hogwarts' da hiçbir şeyin gizli kalamayacağını bir kere daha öğrendim. O zamandan beri Auré ile görüşmüyoruz onu görmüyorum. Bom bok bir durum lanet olsun," dedi ve şişeyi bir kez daha kafasına dikti. Keşkeler etrafını yeniden sarmıştı ve o bu durumun baş karakteriydi. Ödediği bedelse hayatı boyunca unutamayacağı bir şeydi. Seks yapmak bu kadar mı önemliydi? Sevdiğini incitecek kadar? Lanet olası bir büyüye kurban gitmek istiyordu. Geberip gitmek. Bu acının altından kalkamazdı. İmkansızdı.

"Sanırım o işler fazlaca karışık," Şişeyi kafasına diken Dean'in dertli olduğu belliydi. "Dostum bunun sonunda beni linç de edebilirsin kendinle bağdaştırıp derdime ortak da olabilirsin ama olayı anlatacağım. Üzerinden baya geçiyor ama şu Gry olan Melanié ile yattık. Auré ile birlikte olamıyorduk ve o gecenin etkisiyle bilmiyorum, kendime geldiğimde kız kollarımdaydı ve bilirsin işi götürmüştüm. Sonrasında Hogwarts' da hiçbir şeyin gizli kalamayacağını bir kere daha öğrendim. O zamandan beri Auré ile görüşmüyoruz onu görmüyorum. Bom bok bir durum lanet olsun." Şişeyi bir kez daha kafasına diken Dean için bir acıma duygusu oluşmuştu içimde. Ona kızacağımı falan sanıyordu ama tamamen tanılıyordu. İçki şişesini Dean'in elinden alıp kafama diktim. Bolca yudum aldıktan sonra şişeyi sertçe bara koydum. "Dostum yaptıklarımız göründüğünden daha fazla birbirine benziyor." Gerçekten de öyleydi. Kendi ilişkimi sanki Dean'in ilişkisinde görmüştüm. İçkiden bir yudum daha aldıktan sonra başladım. "Mony bu aralar çok meşguldü. Yani birlikte bile zor zaman geçiriyorduk. Onunla zaman geçirmek için birlikte ders bile çalışıyordum. Düşünebiliyor musun? Ben! Fakat o bu stres altında çok yoruluyordu. Onu suçlayamazdım fakat sıkılmıştım. Hayat çok monotonlaşmıştı benim gibi biri için. Eskiden haftada kaç kızla birlikte olduğumu sen biliyorsun. Mony'i seviyordum fakat Ann ile dışarı çıkıp biraz eğlenmek iyi olabilir demiştim. Kesinlikle aklım başka kızlar veya Ann'de değildi fakat. İçki, eğlenceli ortam. Beni bitirmişti. Ann ile ön sevişmenin ortalarında Mony'nin beni yakalaması ile ayılmıştım. Yani o gece Mony gelmeseydi kesinlikle Ann ile yatacaktım." Herşeyi anlatırken sanki bunları tekrar yaşamıştım. Bu da tabi ki acı veriyordu. Her şeyden çok sevdiğim kızı uzak kaldığım eğlence dünyasına bir kez daha atılabilmek uğruna kaybetmiştim. İçkimi yudumlarken aklıma takılan son bir şey daha vardı fakat bunu Dean'e nasıl söyleyebilirdim ki. O onun.. Canı cehenneme! "Ve son haberler! Mony son sınıf olan abinden hoşlanıyor. Sanırım bizim için herşey bitti." Dean'e suçlayıcı bakışlar atmamaya çalışıyordum. Aslında atmam saçmalıktı. Mony Adrian'dan hoşlanıyordu. Dean'in abisi Adrian'ın suçu bile yoktu belki ki olsa bile bu Dean'i ilgilendirmezdi. O hala benimle birlikte içki içen derdime ortak olan eski bir dosttu.