AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Biz, birbirimiz için yaratılmışız.

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Annabel Poulin

Annabel Poulin

RP Yaşı : Sayamayacağı kadar çok.
Mesaj Sayısı : 150
Gerçek Adı : Sanem

Biz, birbirimiz için yaratılmışız. Empty
MesajKonu: Biz, birbirimiz için yaratılmışız.   Biz, birbirimiz için yaratılmışız. EmptyCuma Ağus. 03, 2012 11:36 pm

1 Sene Önce

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Şimdi

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Annabel Poulin

Annabel Poulin

RP Yaşı : Sayamayacağı kadar çok.
Mesaj Sayısı : 150
Gerçek Adı : Sanem

Biz, birbirimiz için yaratılmışız. Empty
MesajKonu: Geri: Biz, birbirimiz için yaratılmışız.   Biz, birbirimiz için yaratılmışız. EmptyC.tesi Ağus. 04, 2012 12:43 am

    Hogsmeade'de gördüğümden beri aklımda daha büyük bir yer edinmişti. Onunla konuşmak için yanıp tutuştuğumu fark ettim. En son ne zaman konuşmuştuk adam gibi, Hogwarts'ın açıldığı gün. Özlemiştim. Ancak onun gibi şeker bir kız, "Seni artık sevmiyorum Dave!" diye bağırıp arkasına bakmadan gittiğinde, canım gerçekten çok yanmıştı. Gitme diyememiştim, bu daha çok yakıyor canımı. 1 sene önce beni deliler gibi seven kızı neden bu kadar soğuttum kendimden? 3 yaş farkı, ha? Aferin Dave. Geçen sene Ravenclaw binasından üçüncülükle mezun olmuştum, en azından her gün görebiliyordum onu. Artık o şansım da yok. Onu zamanında ne kadar kırmıştım. Lütfen benim ol, lütfen diye yalvardığım zamanları da hatırlarım. Artık çok geç, Dave deyip giderdi o da hep. Benim istediğim son bir şanstı alt tarafı. Çok mu zordu? Evet, çok kırdım onu; aşağıladım, ağlattım, utandırdım. Ancak bir şans istiyordum yahu, değiştiğimi kanıtlamak için. Tüm gururumu, erkekliğimi ayaklar altına alıp işte onu en son gördüğüm gün, tüm Hogwarts'ın karşısında Sadece bir şans istiyorum, lütfen! diye bağırdığımda, önünde diz çöktüğümde "Seni artık sevmiyorum Dave!" diye bağırdı ve kısık bir sesle "Sevmiyorum," diye tekrarladı duygusuzca. Sonra da beni o halde bırakıp gitti. Ah, Anastacia. Bir gün anlayacaksın, geç olsa da anlayacaksın. Biz, birbirimiz için yaratılmışız.

    Yasak Orman'a geldiğimde hiçbir amacım yoktu aslında. Fantastik bir yaratık veya maceraya meraklı bir öğrenci değildim. Sadece, gelmek istedim ve geldim. Düşünceli bir tavırla boş boş yürürken bir grup öğrenci gözüme çarptı. Sanırım Slytherinlerdi. Hava kararmamıştı henüz, 6 civarıydı. "Hey!" diye bağırdığımda hepsi dönüp bana baktı. Aralarında James'i görünce sırıttım ve "Selam ahbap." James, beni tanıdığında güldü ve omzuma bir tane geçirdi. "Selam adamım," dedi ve yanındaki çocukları tanıttı. Açıkçası pek umrumda değildi. James, şuan VI. sınıftı. Benden iki yaş küçüktü. Biraz öylesine muhabbet ettik ve Hogwarts'a her gelişimde gözümün önünde beliren yüz, tekrar canlandı. Cia.. "Hey James, bir şey soracağım. Anastacia Bouveir'i hatırlıyor musun? Gryffindor, V. Sınıf," diye sorduğumda bir kahkaha attı. "O hatun hala peşinde mi? Bir kurtulamadın gitti Dave. Hatırlamaz olur muyum?" dedi. Keşke hala peşimde olsaydı diye geçirdim içimden ve "Bana Anastacia'yı getirin, hemen." Ses tonum oldukça sertti. James, "Ahbap sakin ol. Hadi çocuklar, ufak Gryffindor'u getirmeye gidelim," dedi ve tüm grup hızlıca uzaklaştılar. Ah, nasıl özlemiştim Cia'mı.. Bir sarılabilseydim keşke. İzin vermiyordu ki, kalbini kırmıştım; o da benim kalbimi kırıyordu şimdi.

    Yarım Saat Sonra

    Bana çok uzun gelen bir bekleyişin ardından, uzaktan 4 kişi göründü. James, kendini beğenmiş bir tavırla sırıtıyordu. Arkasında iki Slytherinli Cia'mı kollarından tutmuş çekiştire çekiştire getiriyordu. Cia'mın yüzündeki ifadeden kızgın olduğunu görebiliyordum. "James, o arkandaki iki ufaklığa söyle ellerini Anastacia'dan çeksinler. Ve onu yanıma getirip, tek kelime etmeden uzaklaşın." Bir anda James'in yüzündeki gülümsemenin solduğunu gördüm. Cia için herkesi, her şeyi silebilirdim. Umrumda değildi kimse. Cia'yı önüme bırakıp tekrar hızlıca uzaklaştı 3 ahmak. Cia, benden nefret eden gözlerle bakıyordu. "Yine ne istiyorsun Dave?" diye sordu oldukça öfkeli bir sesle. Sesini duyunca bile huzurla doldu içim. "Bonjour mon amour,*" dedim ve gülümsedim. Cia, bir Fransızdı ve sadece onun için Fransızca öğrenmiştim, akıcı bir aksana ve oldukça geniş bir kelime haznesine sahiptim. Cia'nın gözlerindeki öfke arttığında "Sakin ol, sevgili Cia. Sadece seni çok özledim. En son beni reddettiğini hatırlarsak, mon ange**, gerçekten kırıldığımı tahmin etmiş olmalısın. Ancak her zaman yaptığım gibi, geçmiş zamanlar için özür dilemek istiyorum," dedim nazik bir sesle. Cia'nın beni affetmesi için her şeyimi verirdim. Lütfen Cia, beni tekrar sev.




* - Merhaba aşkım
** - Meleğim


Spoiler:


En son Dave Fredric Sh'eils tarafından Perş. Ağus. 23, 2012 6:49 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anastacia Bouviér
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Anastacia Bouviér

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 2885
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.
Yaş : 26

Biz, birbirimiz için yaratılmışız. Empty
MesajKonu: Geri: Biz, birbirimiz için yaratılmışız.   Biz, birbirimiz için yaratılmışız. EmptyC.tesi Ağus. 04, 2012 8:59 pm

”Hadi ama Bouvan! Bunu dinlemek zorundasın!”
Parmaklarımla kulaklarımı tıkadım ve ağzımdan saçma saçma sesler çıkardım. Hepsi Phomel’in yeni ve ilk single’ını duymamak içindi. Neyse ki yollarımız ayrılıyordu. Aptal ruh öküzüm, yine bir ceza almıştı ve ben onu uğurlamakla görevlendirilmiştim. ”Hayır hiçbir şeyi dinlemek zorunda değilim fakat sen şu anda cezana gitmek zorundasın. Seni seviyorum bebeğim, bunun üstesinden gelebilirsin!”
Onu profesörün kapısına doğru itledim ve bana gülüp bir öpücük atarken gözlerimi devirdim. Sonunda kapı arkasından kapanmıştı. Gerçekten, bu kız benim ölümüm olacaktı.
Yüzümde bir gülümsemeyle derin bir nefes aldım ve elimdeki muggle romanını açıp avluya doğru yürürken bunumu içine gömdüm. Gerçekten can alıcı bir noktadaydı bütün olaylar.
Tam avluya giren kemerin içinden geçmiştim ki abluka altına alındım. İlk önce bunun Aleks’in eşek şakalarından biri olduğunu düşünmüştüm ama üzerimde iki çift el olduğunu fark edince çığlık atmaya başladım. Slythor’lardan James görüş alanıma girerken özgürlüğümü kazanmak için çırpınıyordum.
”Boşuna çırpınma ufaklık. Benimle geliyorsun”
Neden 6’da avluya giderdim ve neden etrafta kimse olmazdı ki? Aklımda tehlikeler dört dönüyordu. Tecavüz, cinayet, şiddet… Yardım istemek için çığlık atmak istiyordum ama ağzımın üzerine kocaman bir el varken bu epey zordu. Asam da o pisliklerden birindeydi.
”S*rtük.” diye mırıldandım nefesimin altından. Bir süre sonra yaklaştığımızı duyurdu. Ne için, nereye yaklaşıyorduk? Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. “Sen bir Bouveir’sin, “ diye hatırlattım kendime. “Ve en önemlisi, bir aslan cesaretine sahip Gryffindor’sun.”
Yasak ormanda daha da derinlere sürüklendikten sonra yavaşlamaya başlayınca öne eğilmiş başımı etrafa bakmak için kaldırdım. Tam o anda görüş alanıma Dave girdi. Dave –lanet olası- Frederic Sh’eils. İçime kızgınlıkla dolu sıcak bir dalga vururken sertçe kollarımı tutan iki aptal Slythor’dan kurtulmaya çalıştım.
”James, o arkandaki iki ufaklığa söyle ellerini Anastacia’dan çeksinler. Ve onu yanıma getirip, tek kelime etmeden uzaklaşın.” Dave Frederic Sh’eils’in emrinden sonra bir kukla gibi onun önüne getirildim. Slythor’ların uzaklaştığını duyabiliyordum ama şu anda tek yaptığım nefret dolu gözlerle Dave’e bakmaktı.
”Yine ne istiyorsun, Dave?” dedim monoton bir sesle. Eskiden onunla konuşurken kullandığım gibi değildi ses tonum. Eskiden şekerdim, benim olması için her şeyi yapardım. Çabalarım işe yaradı ve benim oldu. Sadece bir geceliğine, bir limuzinin arkasında bekaretimi alarak benim oldu. Mezun olduğu gece. Fakat değişen hiçbir şey olmamıştı. Hala küçük, ezik Anastacia’ydım onun için. Bir daha o aptal suratına bakmayacağıma, o aptal ses tonunu duymayacağıma Merlin üzerine yemin etmiştim. Aslında çok daha fazlasını yapabilirdim. Ona acı çektirebilirdim. İşte bu sefer beynimde çakan şimşekler, bana bunun son hamle olduğunu söylüyordu. “Yap bunu. Ona acı çektir. Daha fazlasını hakediyor. Daha fazla… Daha fazla…”
”Bonjour mon amour, ” dedi akıcı bir fransızcayla. Her geçen saniye ona olan öfkem daha da artıyordu. Özellikle bu aptal taktikleriyle beni geri kazanabileceğini düşünmesi… ”Sakin ol, sevgili Cia. Sadece seni çok özledim.En son beni reddettiğini hatırlarsak, mon ange, gerçekten kırıldığımı tahmin etmiş olmalısın. Ancak her zaman yaptığım gibi, geçmiş zamanlar için özür dilemek istiyorum.”
İnanmayan gözlerle ona baktım. Bana kırılmaktan mı bahsediyordu? Bana, lanet olası kırılmak eyleminden mi bahsediyordu?
Şekilli dudaklarının arasından çıkan her kelimeyi yakıp yıkmak isteği bürümüştü içimi. Bu sefer ona acı çekmenin ne olduğunu gösterecektim. Zamanla…
”Sürekli özür diliyorsun, Sh’eils. Sürekli özürler ve beni etkilemek için bir sürü şey. Keşke şu kafanı benden uzaklaştırsan ve etrafındaki binlerce hayrandan birini seçsen. Benden daha güzel olanları var, “ dedim nefret dolu bir sesle. Tam ağzını açıyordu ki lafı ağzına tıkadım. Şimdilik söyleyeceklerim bitmemişti. Bu seferkiler her ne kadar yalan olsa da, söyleyecektim. ”Kabul et şunu, benimki bir çocukluk aşkıydı ve geçti. O zamanlar herkes senin peşinden koşuyordu. Moda gibi düşün. Arkandan koştum, istediğimi aldım ve bitti. Bunu biliyorsun ama kabul etmek istemiyorsun.” Kelimelerimle beraber ona doğru yaklaşıyordum.
Çık git hayatımdan. Yeterince acı çektim, git.


Rp Out:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Annabel Poulin

Annabel Poulin

RP Yaşı : Sayamayacağı kadar çok.
Mesaj Sayısı : 150
Gerçek Adı : Sanem

Biz, birbirimiz için yaratılmışız. Empty
MesajKonu: Geri: Biz, birbirimiz için yaratılmışız.   Biz, birbirimiz için yaratılmışız. EmptyPaz Ağus. 19, 2012 10:54 pm

    Benden nefret ettiğini belirten bir sesle "Sürekli özür diliyorsun, Sh’eils. Sürekli özürler ve beni etkilemek için bir sürü şey. Keşke şu kafanı benden uzaklaştırsan ve etrafındaki binlerce hayrandan birini seçsen. Benden daha güzel olanları var," dedi. Ah, Cia.. Güzel Cia.. Hala anlamıyordu onu gerçekten sevdiğimi.. Tam konuşmaya başlayacaktım ki ağzıma tıktı sözümü Anastacia. "Kabul et şunu, benimki bir çocukluk aşkıydı ve geçti. O zamanlar herkes senin peşinden koşuyordu. Moda gibi düşün. Arkandan koştum, istediğimi aldım ve bitti. Bunu biliyorsun ama kabul etmek istemiyorsun." Yalan, değil mi? Lütfen yalan olduğunu söyle Cia. Dayanamam çünkü buna. "İlk olarak, peşimde olan kızlar umrumda mı sanıyorsun, monde?*" Cümlelerime her zamanki kibarlığımla devam ettim. "Senin kadar güzel bir bayan olduğunu pek düşünmüyorum açıkçası Cia'm.. Eğer olsaydı de pek bir şey değişmezdi, sen her zaman benim en değerlim olarak kalacaksın." Derin bir iç çekerek gülümsedim. Ardından diğer cümleleri geldi aklıma. Bir an kalbimde bir acı hissettim. Kimsenin olduğuna inanmadığı Dave Fredric Sh'eils'in duyguları, incinmiş miydi? "Mon princesse** yalan söylediğini ya da en azından gerçekleri gizlediğini umuyorum. Sen bana aşıktın, her şeyim. Ama bu bir çocukluk aşkı değildi. Bana karşı tüm duygularını yitirmiş olsan da, senden vazgeçmeyeceğim. Ve Merlin şahidim olsun ki, son nefesime kadar mücadele edeceğim senin uğruna," dediğimde kırgınlığım sesime yansımıştı. İnan Cia, ne olur inan. Boş boş bakıyordu bana, umrunda değilmiş gibi. "Cia, sence bu dünyada kazanmak isteyip de kazanamayacağım ne var? Paraya, üne, prestijli bir aileye, zekaya ve olağanüstü bir görünüme sahibim. Ve istediğim her kadını ya da herhangi bir şeyi elde edebilirim. Ben buna rağmen senin peşinde koşuyorsam bir anlamı olması gerekmez mi mon beau?***"



* - Dünyam
** - Prensesim
*** - Güzelim


Spoiler:


En son Dave Fredric Sh'eils tarafından Perş. Ağus. 23, 2012 6:48 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anastacia Bouviér
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Anastacia Bouviér

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 2885
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.
Yaş : 26

Biz, birbirimiz için yaratılmışız. Empty
MesajKonu: Geri: Biz, birbirimiz için yaratılmışız.   Biz, birbirimiz için yaratılmışız. EmptyPtsi Ağus. 20, 2012 6:18 pm

"İlk olarak, peşimde olan kızlar umrumda mı sanıyorsun, monde?*" Dedi sesindeki pürüzsüz hafifliği koruyarak. Söylediğim her şeyi kayıtsız kabullenmesi ve tamamen iyi yöne çekmesi beni deli ediyordu. Sinirlenmek denilen şeyi bilmiyor muydu bu adam? "Senin kadar güzel bir bayan olduğunu pek düşünmüyorum açıkçası Cia'm.. Eğer olsaydı de pek bir şey değişmezdi, sen her zaman benim en değerlim olarak kalacaksın." Yüzünü buruk bir gülümseme kapladı. İçimdeki nefret sanki her geçen saniye artıyordu. Aniden patlayıvermekten korkuyordum. Gerçi bu Dave için bir değişiklik olur muydu bilemiyordum. Büyük ihtimalle ben sinirden kaynarken beni kollarının arasına alır ve her şeyin geçeceğini kulağıma fısıldar dururdu. "Mon princesse** yalan söylediğini ya da en azından gerçekleri gizlediğini umuyorum. Sen bana aşıktın, her şeyim. Ama bu bir çocukluk aşkı değildi. Bana karşı tüm duygularını yitirmiş olsan da, senden vazgeçmeyeceğim. Ve Merlin şahidim olsun ki, son nefesime kadar mücadele edeceğim senin uğruna," dedi. Yüzündeki gülümseme gitgide solup yerinde sadece acı dolu bir ifade bırakırken yüzüne öylece baktım. Kalbimin uç tarafında sızlayan yeri görmezden geldim ve başımı hafifçe başka bir yöne çevirdim. O suratını görmek beni deli ediyordu. "Cia, sence bu dünyada kazanmak isteyip de kazanamayacağım ne var? Paraya, üne, prestijli bir aileye, zekaya ve olağanüstü bir görünüme sahibim. Ve istediğim her kadını ya da herhangi bir şeyi elde edebilirim. Ben buna rağmen senin peşinde koşuyorsam bir anlamı olması gerekmez mi mon beau?***" Gözlerimi kıstım ve bakışlarımı tekrar ona yönelttim. Her zamanki gibi mütevaziydi. Elimle yüzümü kapadım ve başımı iki yana salladım. Anlamıyordu işte. Kalbimde bıraktığı o kocaman yara yine sızlamaya başlamıştı ve ben bunu istemiyordum. "Ya sana, beni sevdiğini biliyorum, aptal değilim ama bu umrumda değil desem?" dedim ve yüzüme pis, adeta delirmişim gibi bir gülümseme yayıldı. Son darbemi vurmak üzereydim ve yüzündeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyordum. "Eğer umrumda olsaydın bir başkasıyla yatmazdım, n'est-ce pas, ma victime****?"

**** - öyle değil mi, kurbanım

:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Annabel Poulin

Annabel Poulin

RP Yaşı : Sayamayacağı kadar çok.
Mesaj Sayısı : 150
Gerçek Adı : Sanem

Biz, birbirimiz için yaratılmışız. Empty
MesajKonu: Geri: Biz, birbirimiz için yaratılmışız.   Biz, birbirimiz için yaratılmışız. EmptyPerş. Ağus. 23, 2012 6:56 pm

    "Ya sana, beni sevdiğini biliyorum, aptal değilim ama bu umrumda değil desem?" dediğinde kalbimin bir parçasını söküp almıştı adeta. Evet, her zaman bir şekilde reddediyordu beni ancak bu gerçekten ağırdı. Yüzüne yayılan geniş gülümseme, normalde bana huzur verirken şuan sadece acı vardı. Ancak bundan sonra kurduğı cümle öldürmüştü beni resmen. "Eğer umrumda olsaydın bir başkasıyla yatmazdım, n'est-ce pas, ma victime?" Ne diyeceğimi düşünüyordum. Gerçi düşünüyordum da denilemez, mantık kalmamıştı o an bende. Sonra bir an düşündüm ki, sevmemiş; sevişmiş. Böylece kelimeler döküldü ağzımdan. "Beni sevmemen ya da başkasıyla sevişmen canımı acıtır evet ancak yeterince değil, mon amour." Sözlerime nasıl devam edeceğimi düşünüyordum. Doğaçlama olmasına karar verince devam ettim. "Canımı sadece başkasını sevmen acıtabilir, Cia. Ve sen şuan bana başkasını sevdiğini söylesen doğruluğundan emin olamam. Bu yüzden yeterince canım yanmayacak. Belki bir gün başkasını sevdiğine inanırsam, mon ange." Karşımda durmuş kötü kötü bana bakıyordu Cia. Tanıştığımızdan beri hiçbir şey değişmemişti sanki onda, güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemişti. Bir an kendimi kaybettim ve dudaklarımı onun dudaklarında hissettim. Birkaç saniye içinde geri çekildiğimde kesinlikle yapmamam gereken bir şeyi yaptığımı fark ettim. Gözlerine bakamıyordum bile. "Özür dilerim, gerçekten çok özür dilerim kendimi kayb-" dedim ve durdum. Kesinlikle yapmak istemediğim bir şeyi sırf o mutlu olabilsin diye yapmaya karar verdim. "Senden uzak durmamı istiyorsun, değil mi Cia? Pekala, bende öyle yaparım o zaman. Bundan sonra beni görmeyeceksin," dedim ve arkamı dönüp gitmeden önce kısık bir sesle son iki kelimemi söyledim. "Seni seviyorum."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anastacia Bouviér
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Anastacia Bouviér

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 2885
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.
Yaş : 26

Biz, birbirimiz için yaratılmışız. Empty
MesajKonu: Geri: Biz, birbirimiz için yaratılmışız.   Biz, birbirimiz için yaratılmışız. EmptyCuma Ağus. 24, 2012 12:28 am

"Beni sevmemen ya da başkasıyla sevişmen canımı acıtır evet ancak yeterince değil, mon amour. Canımı sadece başkasını sevmen acıtabilir, Cia. Ve sen şuan bana başkasını sevdiğini söylesen doğruluğundan emin olamam. Bu yüzden yeterince canım yanmayacak. Belki bir gün başkasını sevdiğine inanırsam, mon ange." Kelimeler dudaklarının arasından dökülürken ben her saniye daha da sinirleniyordum. Hayır, ona sinirli değildim şimdi. Yani kısmen. Nasıl bana bu kadar aşık olabilirdi anlayamıyorum. Beni bu kadar parçaladıktan sonra nasıl bana bu kadar değer verirdi. İçindeki o aptal duyguyaydı sinirim. Ona başkasıyla beraber olduğumu söylemiştim ve sessiz, kabullenir halini korumuştu. Oysa ben yüzündeki o acı çeken ifadeyi görmek, kendimi tatmin etmek istiyordum. Dave'in kalbindeki bana karşı olan, ne kadar olduğunu bir türlü anlayamadığım aşk beni deli ediyordu.
Kalbimi boydan boya geçen derin yara yavaşça açılırken gözlerimi gözlerinden çekemiyordum. Sanki bana vaadettiği her şey o gözlerde gizliydi. Bir anda dudaklarının dudaklarımı bulmasıyla sendeledim. Sıcak, yoğun bir histi sanki bu. Tüm bedenimi baştan aşağı kaplar gibi. Ama o kadar kısa sürmüştü ki daha şoku üzerimden atamadan o histen mahrum kalmış gibiydim. Şimdi de kendime kızıyordum nasıl bundan zevk alabilirim diye. Gözlerimi Dave'inkilere dikmeye çalıştım ama yararı yoktu. Bana bakamıyorlardı bile. "Özür dilerim, gerçekten çok özür dilerim kendimi kayb-" dedi ve durakladı birden. Şu anda sinirli değildim, ya da öfkeli. Tek hissettiğim şey meraktı. Merak ediyordum. "Senden uzak durmamı istiyorsun, değil mi Cia? Pekala, bende öyle yaparım o zaman. Bundan sonra beni görmeyeceksin," dedi ben öylece ona bakarken. Bir saniye olsun gözlerime bakmıyordu. Baksaydı dururdu belki. Bir sonraki kelimelerini fısıldayarak söylemişti. Bir zamanlar o kadar isteyip de duyamadığım kelimeleri... "Seni seviyorum."
Ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Ya da ne yapmam gerektiğini. Figürü iyice sisin içine karışmaya başlayana kadar yerimde öylece durdum hiçbir şey düşünemeden, hissedemeden. Öteki saniye ona doğru koşuyordum. Yine neden olduğunu bilmeden.
"Dave!" diye bağırdım çaresizce. O durup yavaşça arkasını dönerken ona doğru koşuyordum. Yanına geldiğim gibi bileğinden tuttum ve zaten gevşek olan bedenini kendime doğru çektim. Bir sonraki saniye dudaklarımız buluşmuştu. Bu hissi özlemiştim. Yumuşak, sıcak dudaklarının benimkilerin üzerinde olduğunu hissetmek bana güven veriyordu. Eski günleri hatırlatıyordu. Kalbimi kırdığı günleri.
Tam elleri belimi kavrıyordu ki geri çekildim. Geçmiş günlerin anısı aniden dudaklarımı yakmıştı sanki kalbimle beraber. Dave'in gözlerine bile bakmadan okula doğru koşturmaya başladım. Uyumak ve bir daha uyanmamak istiyordum. Nasıl yapabilmiştim kendime böyle bir şeyi? Fransız onurum, Bouviér gururum vardı benim! Bu yaptığımı unutmam gerekiyordu. Nasıl olsa bir daha karşıma çıkmayacak, diye avuttum kendimi. Ama ne zaman söylediği şeyleri yapmıştı ki? Yine de bana umut etmekten başka bir şey kalmıyordu.
Derin, acı doğru bir nefes aldım ve kararan gecede ışıldayan Hogwarts'a baktım. Bir şekilde gözlerimin önündeki bu muhteşem görüntü bile dindiremiyordu acımı. Bedenimdeki titreme geçmiyordu. Sanki bir şey eksikmiş gibi. Sanki birine ihtiyacım varmış gibi...



Rp Sonu.

:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Biz, birbirimiz için yaratılmışız.

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-