AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Sophie Anastasia Ellwood

Sophie Anastasia Ellwood

RP Yaşı : 27
Mesaj Sayısı : 217
Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Dean Bloom ve Ivan A. Arshlander'ım.

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir Empty
MesajKonu: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir   Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir EmptyÇarş. Ağus. 29, 2012 12:03 am

Gecenin soğuk ufkuna veda bakışlarımı gönderirken değişimin verdiği acıyla karışık tatmin hissini iliklerimde hissediyordum. Ormanın benliğinden uzaklaşırken, olabilecek her türlü şeye duyularımı açmıştım. İnsan formundayken ve daha yeni dönüşüm geçirmişken gerçekten güçsüz bir hal alıyordum ve şu aralar ölmek gibi bir düşüncem yoktu. Çıplak ayaklarımın altında ezilen toprak ve zindelikle adımımı Hogwarts arazisine atmıştım. Bilindik bir yerde olmak gerçekten rahatlatıcıydı. Ormanın vahşi benliğine sığınırken insan olan tarafım hep buralarda bir yerlerde kalıyordu. Ölüm sessizliğine bürünmüş olan okulu yavaş adımlarla geçerken üzerime sinmiş olan vahşiliğimden de kurtulmak istiyordum. Saçlarımın arasındaki yaprakları birer birer ellerimle temizliyor yürüdüğüm yollara serpiyordum. Güzel bir gecenin sabahıydı belkide yaşadığım. Büyük dersliğe geldiğimde kapıyı yavaşça araladım. Sihir Tarihi sınıfından sonra burası çok daha güzel gelecekti bana. Orada da ilk dersimi işlemiştim fakat asıl alanımda çok daha iyi olacağım düşünülmüştü ki görevim değiştirilmişti. Bana uyardı. Sonuçta bu işe kendi isteğimle girmiştim. Büyük sınıfın kapısını yavaşça arkamdan kapadıktan sonra uzun adımlarla merdivenlere doğru yollandım. Doğanın muhteşem kokusundan arınmaktan her ne kadar rahatsız olsam da şartlar bunu gerektiriyordu. Sınıfın içindeki odama adım attığımda büyük ve göz kamaştırıcı bir manzara beni bekliyordu. Bu iyiydi en azından özel büyülerle uğraşmayacaktım. Banyoya girerek hızlı bir duş aldım ardından saçlarımı dalgalı bir şekilde kurutup dağınık bir topuz yaptım. Üzerime giydiğim siyah deri pantolon ve onun üzerine giydiğim beyaz bol omuzlarımdan düşen bir bulüz ile gayet klasik görünüyordum. Ayaklarımada geçirdiğim topuklu ayakkabılarla görüntüm tamamdı. Gözlerime yaptığım hafif makyaj ise son noktayı koymuştu. Kendime biraz kahve koyarak kişisel odamdan sınıfa adımımı attım. Asamı da kenardaki dolaptan alarak ayakkabılarımın çıkardığı seslerin yankısıyla boş dersliğe girdim. Notların ve kitapların olduğu büyük kitaplığa doğru asamı doğrulttum ve "Accio ders notları!" dedim ve büyük masaya attım kendimi. Önüme yığılan parşömen yığınları arasında işe yarar bir şeyler arıyordum fakat hepsi kesik kesikti. Yarım bilgiler vardı hep. Sinirle notların hepsini çöpe attıktan sonra kendim bir parşömen çıkardım. Bu günkü konumuzu yazmak için elime tüğ kalemi alsamda bunun ne kadar saçma bir olay olduğunu fark ederek elimdekileri masaya bıraktım. Öğrencilerin ihtiyacı olan şeyler teorik bilgiler değildi ki. Onlar her şeyi deneyerek öğrenmelilerdi. Gerçekten bir şeyleri öğrenmenin yolu buydu çünkü. Ateşe elinizi soktuğunuz zaman onun sıcak olduğunu deneyimlersiniz. Bilirsiniz ve kimse size bunun aksini idda edemez. Etse bile bu sizin gözünüzde pek önemli olmaz. Ders işleyiş şeklimi hayatımda büyük bir yere sahip olan Profesör Lupin'in yaptığı şekilde yapacaktım. İlk dersimin biraz uzun olmasının kimseye bir zararı dokunmayacaktı. Asamı yeniden elime alarak minik hareketlerle ağır perdeli büyük camları ortaya çıkardım. Eski sıraları yok ederek diğer sınıfımda olduğu gibi tekli sırlar koydum. Sınıf şimdi daha ferahtı. En azından bir yarısında ders işleyebiliyorken diğer yarısında uygulama yapabilecektik. İkiye bölünmüş sınıfa son bir kez daha baktıktan sonra sınıfın deposuna doğru hızlıca yürüdüm. Karanlık kasvet doluydu. Asamı doğrultup "Lumos.." dedim ve aydınlanan bodrumun dibindeki sandığa doğru ilerledim. Asamı ağzıma aldıktan sonra, ağır sandığın ucundan tutarak dışarı doğru sürüklemeye başladım. Sandığın beraberinde gelen toz yığını sinirlerimi bozsa da elimde iyi durumda böcürtler vardı. İlk öğreneceğimiz şey riddikulus olacaktı. Eğlenceli bir büyüydü. Her neyse Sınıfın uygulama bölümüne sandığı koyduktan sonra iki küçük büyüyle üzerindeki tozları temizledim ve yeni bir görünüme kavuşturdum. O sırada şatoda yankılanan gong sesiyle saatin epey ilerlediğini anca fark edebildim. Birazdan öğrencilerim sınıfa doluşmaya başlayacaktı..

Sınıfın kapısını ilk aralayan öğrenci bıkkın bir ifadeyle etrafı süzdükten sonra kısaca bana gülümsedi. Onlara bu işleri zoraki hale getiren yönetim beni biraz deli ediyordu.. ınıfın nüfusu artmaya başladıkça şaşırma nidalarıda artıyordu. Beni karşılarında görmeyi beklemiyordu hiçbir öğrenci. Sonuçta ben onların en sıkıcı derslerinin profesörüydüm. Fakat şimdi iş birden antastikleşmişti ve bumm! Profesör Anastasia KSKS Profesöü oluvermiş. Sınıf hızla dolarken bende kendime yeni bir kahve daha koyuyordum. Yanına bir parçada çikolata aldıktan sonra masamın kenarına ilişip baştan savma kahvaltımı yapmaya başladım. Öğrenciler merakla bana bakarken önceliğimin çikolatamı bitirmek olduğunu anlamaları zor olmamıştı. Bir kaç dakika içinde bastırdığım midemle enrjik bir şekilde ayağa kalktım ve sınıfa bir göz gezdirdim. Benim sınıflarımın her zaman değişikliğeuğramasına alışmışlardı. Pek tepki göstermiyorlardı artık. "Evet beyler bayanlar, tanışma faslı falan bayan şeyler artık hepimiz birbirimizi tanıyoruz sonuçta. Bir görev değişikliğiyle bu dersi artık benden alacaksınız. Klasik teoride öğrenime karşı birisi olarak dersi ikiye bölme ihtiyacı hissediyorum. Elbetteki sizlere büyüler öğreteceğim fakat bunlar teoride kalmayacak. Yapılan her doğru büyü için artı puan alarak bu dersi geçip geçemeyeceğinize karar vereceğim. Elbetteki bunlar sınavdan daha önemli olmayacak bü yüzden kendinizi sıkıntıya sokmanızı istemiyorum." dedim ve bir parça daha çikolatayı mideme göndermek amaçlı ağzıma attım. "İlk dersimizi böcürtler ile yapacağız. Yani ilk büyünüz Riddikulus. Bunun nasıl yapılacağı hakkında bilgisi olan birileri mutlaka vardır fakat ben yinede açıklama ihtiyacı duyuyorum," dedim ve uygulama bölümüne doğru büyük adımlarla ilerlemeye başladım. Sınıfta çıt çıkmıyordu. Benim adımlarım yankılanırken bu yankıya sesimi de karıştırdım. "Bu büyüyü yaparken aklınızda sizi en mutlu eden an olmalı. Bu ilk süpürgeye binişiniz, ilk öpücüğünüz vs olabilir. Sizlere kalmış. Fakat böcürtlere karşı zayıf noktanızı gösterirseniz üstünüze gelmeye devam edeceklerdir. İnanın bu pek hoş olmaz" dedim ve küçük bir asa hareketiyle sandığı açtım içinden fırlayan böcürt bir türlü şekil alamıyordu. Sürekli değişip duruyordu fakat en sonunda karşıma bir kapı çıktı. O kapıydı bu. Ailemin evindeki o kapı. Sonsuzadeğin mühürlenen kapı.. Kafamdan kötü düşünceleri çıkarıp hogwarts'a ilk geldiğim günü hatıramda canlandırdım. İçimdeki mutluluk ve bir yere ait olma hissiyle beraber benim en güzel anım olmaya hak kazanmıştı. Derin bir iç çekişten sonra "Riddikulus!" dedim ve böcürt büyük bir ışıkla geri yerine döndü. Yeniden sandığı kapadım. Arkamı dönerek beni izleyen öğrencilerime "Soracağınız bir şey olursa kendi sıranız geldiğinde sorarsınız. Şimdi bir sıra oluşturursanız hepinizin ilk denemesini görmek istiyorum," dedim ve kollarımı göğüsümde birleştirdim. Bu daha ilk dersti. İkinci derste onlarıbambaşka şeyler bekliyor olacaktı..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://aether-rpg.turkproforum.com/
Jordoan Lovebad

Jordoan Lovebad

RP Yaşı : 14
Mesaj Sayısı : 1398

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir Empty
MesajKonu: Geri: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir   Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir EmptyÇarş. Ağus. 29, 2012 1:46 pm

. . .. Gece boyunca uyumakta zorluk çeken Jordoan tam dört defa yatağından kalkmış ve ortak salonda birkaç tur atıp biraz kitap okumuştu. Endişeliydi, bir sonraki gün Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi vardı ve Jordoan her ne kadar bunu yapmak istese de kafasını toparlayıp çalışamamıştı. Duygusal bir çöküntü süreci içindeydi ve bu onun derslerinden zamanla uzaklaşmasına neden oluyordu. Sabaha karşı diğerleri de uyanmaya başladı ama Jordoan çoktan büyük salona inmiş kahvaltısını birkaç erkenci öğrenci ile yapmış ve ortak salona çıkıp bir önceki sene Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinde neler işlendiğine dair notları tekrar ediyordu. O seneki V. ve VI. Sınıflar bunları seve seve Jordoan'a vermişti, açıkçası sene boyunca Jordoan'ın işine de çok yaramıştı. Birkaç öğretmen müfredat değişikliği yapsa da çoğunlukla doğruydu. Bu dersin de onlar gibi olmaması umudu ile notları bitirip hazırlanmaya koyuldu. Hala yeni kalkanlar vardı ve ne yazık ki kahvaltı bile yapamadan doğruca derse gitmeli gerekecekti. Jordoan çantasına gerekli gereksin bir sürü kitap koyup yatağına oturdu. bu kadar erken gitse fazla tuhaf görünürdü. Biraz bekledikten sonra birkaç Ravenclaw yatakhaneden çantalarını alıp çıkmaya başlayınca Jordoan da ayağı kalkıp kendini düzeltti. saçları dağınıktı ve gözleri uykusuzdu. Gözlerinin altları şişmiş ve morarmış gözlerinde kıpkırmızı damarlar ortaya çıkmıştı. Bezmiş ve yorgun bir şekilde III. katta, Karanlık Sanatlara Karşı Savunma sınıfına gitti. Kapı açıktı, içeri girdiğinde iki öğrenci gelmişti daha, bu onu şaşırttı daha fazla kişi olur diye bekliyordu. Onu şaşırtan birkaç şey daha olmuştu Profesör Sophie Anastasia Ellwood öğretmen masasında kahvaltısını ediyordu, sınıf ikiye bölünmüştü ve ortada bir sandık duruyordu. Sandık hafifçe sarsılıp titrediğinde Jordoan sandığın içinde bir böcürt ya da cansarar olabileceğini düşündü. IV. Sınıf olduklarını hatırlayınca böcürt daha mantıklı geliyordu. Sırasına geçerken böcürt püskürtücü büyüyü aklına getirdi 'Riddikulus'. Zorlandığı büyülerden biri olsa da ara sıra yapabiliyordu. Zor olan En mutlu anıyı beyninde canlandırabilmekti Jordoan'a göre. Düşünmeyi bırakıp Profesör Sophie'ye baktığında çikolataları bitirmek için elinden geleni yaptığını gördü. Jordoan'ın da canı çekmişti. Birkaç dakika geçtikten sonra Profesör ayağı kalkıp sınıfa baktı. Sonra konuşmaya başladı, "Evet beyler bayanlar, tanışma faslı falan bayan şeyler artık hepimiz birbirimizi tanıyoruz sonuçta. Bir görev değişikliğiyle bu dersi artık benden alacaksınız. Klasik teoride öğrenime karşı birisi olarak dersi ikiye bölme ihtiyacı hissediyorum. Elbetteki sizlere büyüler öğreteceğim fakat bunlar teoride kalmayacak. Yapılan her doğru büyü için artı puan alarak bu dersi geçip geçemeyeceğinize karar vereceğim. Elbetteki bunlar sınavdan daha önemli olmayacak bü yüzden kendinizi sıkıntıya sokmanızı istemiyorum." Jordoan biraz rahatladı çünkü sınavların hep daha iyi olduğunu düşünürdü. Profesör bir parça çikolata daha ağzına attı ve devam etti. "İlk dersimizi böcürtler ile yapacağız. Yani ilk büyünüz Riddikulus. Bunun nasıl yapılacağı hakkında bilgisi olan birileri mutlaka vardır fakat ben yinede açıklama ihtiyacı duyuyorum," Jordoan tahminlerinin doğru çıkmasına pek aldırmazdı ama bunlar onu mutlu ederdi. Çoğu zaman doğru çıktığı da söylenebilirdi. Profesör, sınıfın boş olan ve ucunda böcürtlü sandığın bulunduğu tarafına gitti. Sandığın önünde durup konuşmaya devam etti. "Bu büyüyü yaparken aklınızda sizi en mutlu eden an olmalı. Bu ilk süpürgeye binişiniz, ilk öpücüğünüz vs olabilir. Sizlere kalmış. Fakat böcürtlere karşı zayıf noktanızı gösterirseniz üstünüze gelmeye devam edeceklerdir. İnanın bu pek hoş olmaz" Hemen ardından elindeki asanın ufak bir hareketi ile sandığın içinden tuhaf bir şey çıktı. Ney olduğu henüz belli değildi sürekli değişim içindeydi, sonunda bir kapıya dönüştü. Profesör bakışlarını odakladı ve biraz bekledikten sonra derin bir nefes alarak "Riddikulus!" Dedi. O kadar Profesyonel bir şekilde yapmıştı ki büyüyü Jordoan harekette nefese kadar hepsini aklında tutabiliyordu. Büyünün ardından böcürt ışığa bürünüp sandığın içine girdi. Ardından Profesör arkasını dönerek "Soracağınız bir şey olursa kendi sıranız geldiğinde sorarsınız. Şimdi bir sıra oluşturursanız hepinizin ilk denemesini görmek istiyorum," dedi. Kollarını göğsünde birleştirdi ve ilk öğrencinin kalkmasını bekledi.

. . ..En soldaki sıradan birinci öğrenci kalktı ve ardından ikinci ve de üçüncü. Jordoan'a sıra geldiğinde titremeye başlamıştı. Önündeki çocuk kendi sırasına geçti ve Jordoan artık en öndeydi! "Yapabilirsin, başarabilirsin. En mutlu anın ne senin?" Diye sordu kendine. Kendisi fısıldadığını sanıyordu ama biraz sesli söylemişti, sınıf ona anlamsızca bakıyordu. Profesör asasını kaldırdı ve "Hazır mısın?" dedi. Jordoan biraz konsantre olup "Sanırım," dedi. Profesör asasını hafifçe oynattı ve sandık açıldı. Sandığın içinden çıkan şey biraz bekledikten sonra kocaman bir 'İ' harfine dönüştü Jordoan bunun ifrit anlamına geldiğini hemen anladı. Ardından harf ortadan ikiye ayrılmaya başladı Jordoan ne olduğunu anlamadan bir ağız ortaya çıkmıştı. "Bu ne biçim ödev! Derslerin de senin gibi iğrençler! Ne biçim öğrencisin sen! Hogwarts'ın ve Ravenclaw'ın adını kirletiyorsun, bir lekeden başka bir şey değilsin sen!!!" Jordoan sinirden kıpkırmızı olmuştu arkasında da ona gülen bir kalabalık vardı. Asasını kaldırdı, Hogwarts'ta aldığı ilk olağanüstü notunu aklına getirdi ve "Riddikulus!" Diye bağırdı. Asasının ucundan yazılar çıkmaya başladı, 'İ' harfine nüfuz ettiği anda 'İ' harfi 'O' harfine dönüştü. Bütün sınıfın anladığı üzere bu 'O' da olağanüstü anlamına geliyordu. "Aferin Jordoan. Mükemmel bir ödev hazırlamışsın." Dedi harf. Ardından sandığın içine döndü ve Profesör asasını oynatarak sandığın kilitlenmesini sağladı. Jordoan kıkırdamalar arasında yerine geçerken suratındaki kızarıklığı hangi büyünün geçireceğini de düşünmeye başladı.


En son Jordoan Lovebad tarafından Çarş. Ağus. 29, 2012 6:06 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://twitter.com/#!/baranyetismis
Antonije Hargrove
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Antonije Hargrove

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 2304
Gerçek Adı : Antonije Austen Hargrove
Yaş : 27

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir Empty
MesajKonu: Geri: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir   Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir EmptyÇarş. Ağus. 29, 2012 2:40 pm

Gece çok rahat uyumuştu Albus. Çünkü bir önceki gün derslerden derse geçtiği için bir türlü dinlenecek zaman bulamıyordu. Ama sonunda akşam dinlenebilecekti. Ve akşam olur olmaz yatmıştı. Çok rahat uyku çekmiş gibi bir havayla yatağından kalktı ve hazırlanmak için dolabının yanına yaklaştı. Dolabını açtığında kıyafetleri tertemiz şekilde giyinilmesi için Albus'u bekliyordu. Albus çok enerjik bir şekilde elini kaldırıp kıyafetlerini aldı ve giyinmeye başladı. Ama bir türlü kravatını bağlıyamıyordu. Cübbesinden asasını çıkarıp hafif bir bilek hareketiyle kravatı büyü ile bağladı. Asasını yeniden cübbesine yerleştirip. Kravatı gömleğin yakasına yerleştirdi.

Bugün ilk dersi Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersiydi. Profesör Montgomery I. Dersi çok geç başlatmıştı. Bu derse tüm Ravenclaw binasının katılması gerekiyordu. Yoksa bu sene Ravenclaw çok büyük bir düşüş yaşıyacaktı. Hatta yaşıyordu. Ortak salondan çıkıp hareketli merdivenlere doğru ilerdedi. Ama herkes kullandığı için çok kalabalıktı. Albus tekrar asasını kaldırıp III. Kat'a yani Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersliğinin olduğu kata ışınlandı. Bu okulda yasak olabilirdi. Ama her an acil durumlarda kullanabilirsiniz demişlerdi. Asasını cübbesine yerleştiren Albus dersliğe adımını atar atmaz çok şaşırmıştı. Derslik değişmişti. Sınıf ikiye ayrılmıştı. Çift kişilik olan sıralar tekli hale getirilmişti. Ve en önemlisi Profesör Montgomery'in yerine Profesör Sophie Anastasia Ellwood vardı. Ama o Sihir Tarihi Profesörüydü. Albus geçip yerine oturdu ve sınıfa göz gezdirdi sınıfta Albus'la beraber beş kişi vardı aralarında kankası Jordoan'da vardı. Jordoan'a dönüp gülümsedi.

Artık dersin başlama saatti gelmişti. Sınıfın ortasında bulunan sandık her öğrencinin dikkatini çekmiyor değildi. Ama her seferin de aynı tepkimeyle sandık olduğu yerde sarsılıyordu. "Evet beyler bayanlar, tanışma faslı falan bayan şeyler artık hepimiz birbirimizi tanıyoruz sonuçta. Bir görev değişikliğiyle bu dersi artık benden alacaksınız. Klasik teoride öğrenime karşı birisi olarak dersi ikiye bölme ihtiyacı hissediyorum. Elbetteki sizlere büyüler öğreteceğim fakat bunlar teoride kalmayacak. Yapılan her doğru büyü için artı puan alarak bu dersi geçip geçemeyeceğinize karar vereceğim. Elbetteki bunlar sınavdan daha önemli olmayacak bü yüzden kendinizi sıkıntıya sokmanızı istemiyorum." dedi ve bir parça daha çikolatayı midesine göndermek amaçlı ağzına attı. "İlk dersimizi böcürtler ile yapacağız. Yani ilk büyünüz Riddikulus. Bunun nasıl yapılacağı hakkında bilgisi olan birileri mutlaka vardır fakat ben yinede açıklama ihtiyacı duyuyorum," dedi ve uygulama bölümüne doğru büyük adımlarla ilerlemeye başladı. Sınıftan çıt çıkmıyordu. Profesör'ün adımları yankılanırken bu yankıya sesini de karıştırdı. "Bu büyüyü yaparken aklınızda sizi en
mutlu eden an olmalı. Bu ilk süpürgeye binişiniz, ilk öpücüğünüz vs olabilir. Sizlere kalmış. Fakat böcürtlere karşı zayıf noktanızı gösterirseniz üstünüze gelmeye devam edeceklerdir. İnanın bu pek hoş olmaz" dedi ve küçük bir asa hareketiyle sandığı açtı. İçinden fırlayan böcürt bir türlü şekil alamıyordu. Sürekli değişip duruyordu fakat en sonunda karşısına bir kapı çıktı.
Bu kapıda ne anlama geliyordu. Hiç bir öğrenci anlamamıştı. Derin bir iç çekişten sonra "Riddikulus!" dedi ve böcürt büyük bir ışıkla geri yerine döndü. Yeniden sandığı kapadı. Profesör arkasını dönerek kendisini izleyen öğrencilere "Soracağınız bir şey olursa kendi sıranız geldiğinde sorarsınız. Şimdi bir sıra oluşturursanız hepinizin ilk denemesini görmek istiyorum," dedi ve kollarını göğüsünde birleştirdi. Herkes sıraya girdi en öne Jordoan geçti ve arkasında ben vardım. Jordoan'a sıra geldiğinde titremeye başlamıştı. Önündeki çocuk kendi sırasına geçti ve Jordoan artık en öndeydi! "Yapabilirsin, başarabilirsin. En mutlu anın ne senin?" Diye sordu kendine. Kendisi fısıldadığını sanıyordu ama biraz sesli söylemişti, sınıf ona anlamsızca bakıyordu. Profesör asasını kaldırdı ve "Hazır mısın?" dedi. Jordoan biraz konsantre olup "Sanırım," dedi. Profesör asasını hafifçe oynattı ve sandık açıldı. Sandığın içinden çıkan şey biraz bekledikten sonra kocaman bir 'İ' harfine dönüştü Jordoan bunun ifrit anlamına geldiğini hemen anladı. Ardından harf ortadan ikiye ayrılmaya başladı Jordoan ne olduğunu anlamadan bir ağız ortaya çıkmıştı. "Bu ne biçim ödev! Derslerin de senin gibi iğrençler! Ne biçim öğrencisin sen! Hogwarts'ın ve Ravenclaw'ın adını kirletiyorsun, bir lekeden başka bir şey değilsin sen!!!" Jordoan sinirden kıpkırmızı olmuştu arkasında da ona gülen bir kalabalık vardı. Asasını kaldırdı ve "Riddikulus!" Diye bağırdı. Asasının ucundan yazılar çıkmaya başladı, 'İ' harfine nüfuz ettiği anda 'İ' harfi 'O' harfine dönüştü. Bütün sınıfın anladığı üzere bu 'O' da olağanüstü anlamına geliyordu. "Aferin Jordoan. Mükemmel bir ödev hazırlamışsın." Dedi harf. Ardından sandığın içine döndü ve Profesör asasını oynatarak sandığın kilitlenmesini sağladı. Jordoan kıkırdamalar arasında yerine geçerken bir şeyler düşünmeye başladı.

Şimdi sıra Albus'a gelmişti. Sandığın önüne geçti ve profesör zarif bir bilek hareketiyle sandığın kapağını açdı. İçinden böcürt çıktı ve bir şeylere dönüşüyordu. Albus hiç beklemediği bir anda böcürt vampire dönüştü. Evet bu hiç hoş değildi üzerine doğru gitmeye başladı. Albus titriyordu. Asasını kaldırıp "Riddikulus!" diye bağırdı. O anda Vampire dönüşen böcürt bir tavşan'a dönüşmüştü. Bu olduğu anlamına geliyorsu. Böcürt ışınla yerine gitti ve profesör sandığı kapatı. Arka sıraya geçip yerime oturdum.


En son Albus Jack Q' Wr. tarafından Çarş. Ağus. 29, 2012 4:35 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clara Carlevaro

Clara Carlevaro

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 1791
Gerçek Adı : Selis
Yaş : 26

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir Empty
MesajKonu: Geri: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir   Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir EmptyÇarş. Ağus. 29, 2012 3:46 pm

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi belkide en çok zevk aldığım derslerden biriydi. Dersliğe doğru hızla yürürken aklımdaki tek şey Mars'a rastlamamaktı. Yılancık beni gerçekten çok rahatsız ediyordu. Baloya beraber gitmeye beni nasıl ikna etmiş olduğunuysa hala anlayabilmiş değildim. Derin bir nefes aldım ve dersliğe doğru ilerlerken karşılaştığım arkadaşlarıma gülümseyerek selam verdim. Profesör Montgomery okuldan gittikten sonra onun yerine Sihir Tarihi profesörümüz Bayan Ellwood gelmişti. Doğrusu, bu sene birçok profesörümüz gitmişti, onların yerine de birçok yeni profesör gelmişti. Buna alışmak gerçekten çok zordu, Profesör Montgomery'nin dersleri beni her zaman heyecanlandırmıştı, ancak şimdi nedense içimde bir bıkkınlık, bir sıkıntı vardı. Dersliğin önüne geldiğimde durdum ve derin bir nefes daha aldım. İçeri girdiğimde Ann ve Mel'e rastlamak umuduyla kapıyı ittirdim ve masasında oturmuş, kahve ve çikolata yemekte olan profesörümüze baktım. Şaşkın bakışlarla birkaç saniye onu süzdükten sonra, başımı sıraların olduğu yere çevirdim ve Mel ile Ann'in oldukları yere doğru gülümseyerek yürümeye başladım. Yanlarına oturduğumda ikisinin de yanaklarını sıktım ve sessiz bir şekilde "Selam bayanlar," dedikten sonra çikolatasını yemeyi bırakmış ve ayağa kalkmış olan profesör Ellwood'a baktım. Sonunda çikolatasını bitirmiş olmasına sevinmiştim, o sabah derse yetişebilmek için kahvaltı bile etmeden koşuştura koşuştura dersliğin yolunu tutmuştum ve gözümün önünde çikolata yenmesi gerçekten işkence gibiydi.

Sonunda profesör konuşmaya başladığında gözlerimi ovuşturdum ve genç kadının yüzüne dikkatle baktım. Dün gece iyi uyuyamamış olmak gerçekten çok kötüydü. "Evet beyler bayanlar, tanışma faslı falan bayan şeyler artık hepimiz birbirimizi tanıyoruz sonuçta. Bir görev değişikliğiyle bu dersi artık benden alacaksınız. Klasik teoride öğrenime karşı birisi olarak dersi ikiye bölme ihtiyacı hissediyorum. Elbetteki sizlere büyüler öğreteceğim fakat bunlar teoride kalmayacak. Yapılan her doğru büyü için artı puan alarak bu dersi geçip geçemeyeceğinize karar vereceğim. Elbetteki bunlar sınavdan daha önemli olmayacak bü yüzden kendinizi sıkıntıya sokmanızı istemiyorum." Derin bir nefes aldım ifadesiz ve dalgın bakışlarla profesöre bakmaya devam ettim. Dikkatimi zar zor toparlayabiliyordum, durmadan gözlerim kapanıyordu. Halbuki koridorlarda hızla yürürken bu kadar yorgun hissetmemiştim kendimi, bu gerçekten çok garipti. Belki farklı binadan bir manyak bana büyü yapmıştı. Paranoyaklaşmayı bırak da dersi dinle, Alex. Sırtımı dikleştirdim ve esnememeye çalışarak profesöre baktım. "İlk dersimizi böcürtler ile yapacağız. Yani ilk büyünüz Riddikulus. Bunun nasıl yapılacağı hakkında bilgisi olan birileri mutlaka vardır fakat ben yinede açıklama ihtiyacı duyuyorum," dedikten sonra uygulama bölümüne doğru yürümeye başladı profesör. Sınıftaki tüm başlar onun gittiği yere çevrilmişti, çıt çıkarmadan onu izliyor ve dinliyorduk. "Bu büyüyü yaparken aklınızda sizi en mutlu eden an olmalı. Bu ilk süpürgeye binişiniz, ilk öpücüğünüz vs olabilir. Sizlere kalmış. Fakat böcürtlere karşı zayıf noktanızı gösterirseniz üstünüze gelmeye devam edeceklerdir. İnanın bu pek hoş olmaz," dedikten sonra asasını kullanarak sandığı açtı. İçinden çıkmakta olan şekilsiz ve sevimsiz böcürt, profesörün birkaç saniyeliğine sarsılmasına ve yüzünde panik dolu bir ifadeyle asasını böcürte doğrulmasına neden oldu. "Riddikulus!" diye bağırdı genç kadın. Böcürtü sandığa geri göndermişti. Bu sahneyi izledikten sonra uykum açılmıştı ve zihnim tamamen derse odaklanmıştı. Profesör bize kendinden emin bakışlarını doğrulttu, az önce böcürtü gördüğü andaki halinden eser yoktu. "Soracağınız bir şey olursa kendi sıranız geldiğinde sorarsınız. Şimdi bir sıra oluşturursanız hepinizin ilk denemesini görmek istiyorum," dedi. Bunun üzerine hep beraber ayağa kalktık ve sandığın olduğu yere doğru yürüyüp sıraya girdik.

En öne ben, benim arkamda Ann, onun arkasında da Mel vardı. Dönüp ikisine baktım ve kaşlarımı yukarı aşağı oynattıktan sonra, "Çok eğlenceli olacak," dedim, ardından bir süre böcürtleri ile yüzleşen büyücü ve cadıları izledim. Sıra bana gelmek üzereydi, böcürtümün ne olacağını bilemiyordum ancak beni rahatlatan şeyin ne olduğunu çok iyi biliyordum. Hogwarts'a ilk geldiğim gün, ilk edindiğim arkadaşlar ve ilk kez bir maceraya atılışım, bana böcürtü geldiği yere göndermek için güç verecekti. Profesör yüzünde hafif bir gülümsemeyle bana baktı, hazır olup olmadığımı bilmek ister gibiydi. Başımı hafifçe eğdim ve gülümsedim. Profesör vakit kaybetmeden sandığı açtı ve şekilsiz yaratık bir anda çeşit çeşit iğrenç böceğe dönüştü. Arı, kırkayak, akrep, karafatma, hamamböceği... Her türlü böcek vardı ve bana doğru yürüyorlardı. Dehşetle geriye doğru sıçradım bunu yaparken ağzımdan hoş olmayan birkaç kelime çıkmıştı. "Lan! Yürüyün gidin!" Gören de bir büyücü değil de bir muggle olduğumu sanardı. Böcekler korkumdan beslene beslene bana doğru daha hızlı gelmeye başladıklarında, elimdeki asaya baktım ve sonunda(!) aklıma yapmam gereken büyü geldi. Asamı yaratıklara doğrulttum ve "Riddikulus!" diye bağırdım. Bir anda ortaya çıkan büyük, beyaz bir ışıkla beraber böcekler de sandığa geri döndüler. Profesör vakit kaybetmeden sandığı kapadı, ben de "Böceklere ölüm!" diye bağırdım bir yumruğumu havaya kaldırarak. Ardından bana şaşkınlıkla bakmakta olan profesör Ellwood ve diğer öğrencilere baktım ve "Şey, ben en iyisi yerime geçeyim," diye mırıldandıktan sonra hızla oturmakta olduğum yere doğru yürüdüm. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum, bu dersi seviyordum yahu!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Katheryn S. Boryenka



RP Yaşı : 14
Mesaj Sayısı : 1227
Gerçek Adı : Yuvarlağımsı biçimde kopan, çok küçük miktarda sıvı kütlesi^^
Yaş : 24

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir Empty
MesajKonu: Geri: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir   Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir EmptyÇarş. Ağus. 29, 2012 5:06 pm

Katheryn o günün verdiği yorgunlukla, Jordoan'a iyi geceler dileyip yukarı çıktı. Çoğu Ravenclaw öğrencisi gibi derslerine gerektiğinden fazla ilgi gösterip kendini yormakta üstüne yoktu. Aslında bu durumdan memnun olmadığı söylenemezdi, önündeki iki sınav için iyi hazırlanmalıydı. Genç kız bunları düşünürken tavandaki yıldızlar bulanıklaşmaya başladı ve göz kapakları yavaşça aşağı kaydı.

Sabah, gülümseyerek uyanmasının bir çok nedeni vardı. Elini başına götürüp saçlarını karıştırırken hala gülüyordu; şu sıralar aklını iyi anlamda meşgul eden o kadar çok şey vardı ki... Örtünün altından çıkıp ayaklarını yatağından sallandırmaya başladı. Düz, lacivert halıyı boş boş izlerken birden komidininin üstündeki alarmı ışıklar saçıp çığırmaya başladı. "Karanlık Sanatlara Karşı Savunma için on beş dakikan kaldı!" Kız gözlerini pörtletip aletin susmasını bekledi. Hemen ayağa kalkıp üstünü giyinmeye başladı. Az önce onu ayıltan cihazı geçen senenin Hogsmeade gezisinde almıştı. Çoğunlukla yaramaz öğrenciler buna çığlıklarını kaydedip küçükleri korkutmak için kullanırdı. Fakat amaçlar değişirse her şey iyiye kullanılabilir. Beş dakika uyarısı odanın içinde yankılanmaya başlayınca Katheryn çoktan üçüncü katın merdivenlerini tırmanıyordu. 'Ravenclaw öğrencisi son dakikalarda sınıfa girdi, güzel izlenim (!)' diye düşündü tanıdıklarına başıyla selam verip boş olan sıralardan birine geçti. Aceleden sınıfın ikiye ayrılıp ortasına bir sandık yerleştirildiğinin farkında bile değildi. Şuan tek ilgilendiği şey, cübbesinin ayaklarına dolanmamasını tüm içtenliğiyle dilemekti. Asasını çıkarıp, hazır durumda bekleyemezdi ya!

Yeni öğretmenleri ağzındaki çikolatayı bitirip ayağa kalktı. Kate'in uyandığında tek lokma almayan karnı guruldadı. "Evet beyler bayanlar, tanışma faslı falan bayan şeyler artık hepimiz birbirimizi tanıyoruz sonuçta. Bir görev değişikliğiyle bu dersi artık benden alacaksınız. Klasik teoride öğrenime karşı birisi olarak dersi ikiye bölme ihtiyacı hissediyorum. Elbetteki sizlere büyüler öğreteceğim fakat bunlar teoride kalmayacak. Yapılan her doğru büyü için artı puan alarak bu dersi geçip geçemeyeceğinize karar vereceğim. Elbetteki bunlar sınavdan daha önemli olmayacak bü yüzden kendinizi sıkıntıya sokmanızı istemiyorum." Katheryn zaten yetenekli olduğu için not belirleyen sınavları geçerdi. Ailesininde ona abartılı desteğiyle kendinden oldukça emindi. Öğretmen konuşmasına devam etmeden önce ağzına bir tane dada çikolata parçası attı. "İlk dersimizi böcürtler ile yapacağız. Yani ilk büyünüz Riddikulus. Bunun nasıl yapılacağı hakkında bilgisi olan birileri mutlaka vardır fakat ben yinede açıklama ihtiyacı duyuyorum," Öğretmen devam ederken kendi kendine bildiklerini aklında sıralamaya başladı. 'Gerekli sözcük Riddikulus, bileğini hafifçe oynat ve en mutlu anını düşün.' Kız düşüncelerinden kurtulup etrafı dinlemeye başladığında duydu ilk şey "- hoş olmaz." olmuştu. Kate endişeyle kaşlarını çattı, tüm konuşmayı kaçırmıştı. Düşündüklerini söylemiş olduğunu uman kız arkasına yaslanıp kolları göğsünde birleştirdi. Profesör asayı açıp karşısında beklediğinde böcürt şekilsizce uçuşmaya başladı. Fakat en sonunda kapıya dönüşerek hareketsizce havada bekledi. "Riddikulus!" öğretmenin bağırışı Kate'i yüreklendirmişti. Hemen kalkıp büyüyü denemek için yanıp tutuşuyordu. O sırada böcürt ışıklar eşliğinde sandığın içine girdi ve ritmik tıkırtısına devam etti. "Soracağınız bir şey olursa kendi sıranız geldiğinde sorarsınız. Şimdi bir sıra oluşturursanız hepinizin ilk denemesini görmek istiyorum,"

Katheryn uzun bir sıra bekledikten sonra yutkunup sandığın karşısına geçti. Cesareti, büyüyü ilk seferinde beceremeyen birkaç arkadaşı yüzünden çoktan kırılmıştı. Böcürtün biri Hufflepuff'lı çocuğun üstüne yürümüş, bir başkası yarasaya dönüşüp sınıfta aşağı yukarı uçmaya başlamıştı. "Açıyorum." dedi öğretmen genç kızın yüzüne bakıp; onayladığını gösteren baş sallamasından sonra kapak açıldı ve içinden siyah bir sis yükseldi. Arka sıralar hariç, sınıfın çoğu böcürtün hangi şekli alacağını merak ediyor gibiydi. Kate'in korkularını deşip, normallerinden iki-üç kat daha büyük bir yılana dönüştü. Tıslayıp dilini çıkarıyor, çıngırağını sallayıp duruyordu. Kız kendine yaklaşan yılanın karşısında ilk önce donakaldı, sonra kendini toparlayıp asasını yukarı kaldırdı. Düşündüğü şey, geçen sene İksir profesörünün ona hediye ettiği özel karışımı aldığı gündü. "Riddikulus!" Yılan sürünmeyi bırakıp havalandı ve kendi kendine düğümlendi. Kate gülümsemeden edemedi; böcürtün tekrar sandığa girmesini izledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma 1. Dönem 1. Dersidir

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 1. Sezon-