AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Shake It Out

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Amelia Wanders



Mesaj Sayısı : 98
Yaş : 29

Shake It Out Empty
MesajKonu: Shake It Out   Shake It Out EmptyC.tesi Ocak 05, 2013 12:17 am

    Beyazlara bürünmüş Hogwarts bahçesinde bata çıka yolunu bulmaya çalışıyordu Amelia Wanders. Omuzlarından aşağı dökülen kıvırcık saçları karlarla kaplanmış bir haldeydi, ceplerine sokarak ısıtmaya çalıştığını parmaklarını ise hissedemiyordu artık. Ve tüm bunlara rağmen inatla bere ve eldiven kullanmayı reddediyordu kız. Ama atkılar için aynı şey söylenemezdi. Devasa bir atkı koleksiyonunun sahibiydi genç cadı. Koleksiyonunun nadide parçalarından biri olan kırmızı siyah çizgili atkısının içine biraz daha gömdü kafasını. Kış favori mevsimi sayılmazdı ama Noel’in kokusunu içine çekmekten hoşlandığını inkâr edemezdi. Her nefesinde ciğerlerine dolan soğuk hava iliklerini donduruyor olsa bile. Nihayet kendini Hogwarts’ın bir kaleyi andıran duvarlarının arasına atabildiğinde rahat bir nefes aldı. İçerideki sıcak hava buz tutmuş yüzünü yalarken sıcak bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Merdivenleri çıkmaya başladığında saçlarındaki karlar erimiş, buklelerini ıslak bir halde bırakmışlardı. Bir an önce kendine sıcak bir köşe bulmalıydı. Ortak salona çıkıp şöminenin başındaki kanepeye kıvrılmayı düşündü. Oldukça cazip bir plandı bu ta ki üçüncü koridora geldiğinde bir cam kenarına tünemiş kitap okuyan Jane’i görünceye kadar. Kimse koridorda kitap okuyamaz diye bir kural yoktu elbette ama Amy bu manzarada tuhaf bir şeyler olduğunu düşünüyordu. Merakı su yüzüne çıkarken adımlarını koridora çevirdi kız.

    “Jane?” Aniden yerinde sıçrayan kız Amy’nin de birkaç adım gerilemesine neden olmuştu. İnsanların arkasından böyle sinsice yaklaşmanın doğru bir hareket olmadığını unutmamak adına zihninde bir yerlere yazarken sesli bir kahkaha patlattı. Kahkahası dışında etrafın ne kadar sessiz olduğunu fark ettiğinde durumun komik olduğunu düşünen tek kişi olduğunu anladı. Sessizliğin kahkahasını yutmasına izin verirken başını tekrar pencereye doğru döndürmüş olan kızı dikkatle süzdü. Dikkatini çeken ilk detay kucağında duran defter oldu. Jane’in okuduğu şey düşündüğü gibi bir kitap değildi de bu defterdi demek. Tek hamlede çekip aldı defteri, soru sormadan, patavatsızca. “Ne okuyorsun sen böyle?” “Kes şunu Amy. Onu geri ver!” Bir çocuk gibi azarlanmaya tahmin edebileceğinizden çok daha fazla alışkındı genç cadı ama bu kez yaptığı şeyin ne kadar hassas bir noktaya değindiğinin farkına varamamıştı. Ağır bir suçluluk duygusu midesine otururken kapağını bile açmaya fırsat bulamadığı defteri tekrar Jane’e uzattı. O sırada kızın mavi gözlerinin yaşlarla kaplanmış olduğunu fark etti. Hemen pencerenin diğer ucuna, Jane’in karşısına otururdu. “Sen ağlıyorsun.” Ağlayan insanlara bakmaktan hoşlanmazdı Amy. Aynı derecede ağlamayı seven biri olması ise tam bir ironiydi. Fakat şu anki sorun tüm bunlardan daha büyüktü. Ağlayan kişi her hangi biri değil Janice Marchant’tı. Şimdiye kadar tanıdığı en güçlü karaktere sahip kişi, her yönünü kendine örnek almaya yemin ettiği kişi, Jane. Onu ağlarken görmek o kadar zordu ki. Hüzünlü olduğu dakikalar tamamıyla yalnız kalacağı yerleri seçerdi Jane, böyle her hangi birine çok rahat yakalanabileceği bir yerde ağlıyor olması hiç normal değildi. Bir tür refleks haliyle kızın yaşlı yanağına götürdü parmaklarını Amy. “Sorun ne?”


En son Amelia Wanders tarafından Perş. Ocak 10, 2013 4:52 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Janice Marchant



Mesaj Sayısı : 393
Yaş : 29

Shake It Out Empty
MesajKonu: Geri: Shake It Out   Shake It Out EmptyC.tesi Ocak 05, 2013 12:31 am

18 Ağustos 1927
Perşembe

    Ve biterken her şey sen başlarsın. Gün bittiğinde, şarkılar bittiğinde, ben bittiğimde. Kalbini gördüm. Kalbinin parçaları gözlerime battı ve karanlıkta kaldım, karanlık oldum. Sonra gözlerinden yıldızları aldım ve yıldızlardan bir harita yaptım. Her zaman bir çıkış yolu vardır. Ama sağır edici bir sessizlik vardı ve dipsiz bir karanlık. Yönümü bulamadım. Sonra kalbinin atışını duydum. Sen de karanlıktaydın. Ve ben de seninle birlikte karanlıkta kaldım. Ve karanlık çıkış oldu.

Monica Ballona


    Yanağından süzülen yaş defterde iz bırakırken tüylerinin diken diken olduğunu hissetti genç cadı. Bir hafta kadar önce bulduğu günlüğe yazılmış son sözlerdi bunlar. En azından Monica tarafından yazılmış son sözler. Bir başkası tarafından yazıldığı açık olan bir sonraki sayfada günlüğün sahibinin intihar ederek öldüğünden bahsediliyordu. Monica Ballona; birçoklarının tabiriyle gençliğinin baharında, kara sevda yüzünden solup giden hayatına gözünü kırpmadan son veren kadın. Genç yaşta öldüğü düşünüldüğünde ona kadın diye hitap etmek doğru değildi belki de ama Jane okuduklarından sonra Monica’yı kısacık yaşamına yığınla şey sığdırmış güçlü bir kadın olarak görüyordu. Gözyaşları da bu yüzdendi ya. Ölümün böyle bir gücü nasıl devirdiğine şahit olmak sarsıcıydı ister istemez. Gerçi bu durumda Monica’yı deviren ölüm değil aşktı ama bu iki kelime bazı durumlarda farksız oluyorlardı. Alev alev bir aşkı söndüren ölümün buz gibi soğuk suları olmuştu. İronik. Kendini bildi bileli aşkın iki kişilik olduğunu, karşılıksız sevginin aşk olarak nitelendirilemeyeceğini savunan Janice Marchant, yıllar öncesinden gelen bu sarı sayfalara dökülmüş platonik aşk karşısında şapka çıkarıyordu. Kadının intihara sürüklenmesine şaşmamalıydı, bu kadar çok şeyi nasıl hissedebilirdi bir insan? Peki ya böyle bir aşk nasıl karşılıksız kalabilirdi? O kadar güzeldi ki kadının aşkını tanımlayan cümleleri Jane bu kadar çok sevmeyi mi yoksa bu kadar çok sevilmeyi mi tercih ederdi karar veremiyordu. Biraz daha düşününce ikisini de istemezdi muhtemelen. Aşk sadece bir baş belasıydı ve bu sanki yeryüzüne büyük harflerle yazılmış gibi her yerde karşısına çıkıyordu. Birilerini çok sevip de mutlu olan var mıydı hiç? En azından Jane şahit olmamıştı böyle bir şeye. Aşk bulaşıcı bir hastalık gibiydi ve tedavisi yoktu. Kanınıza girdiğinde sadece acı çekiyordunuz. Yakıyordu, yıkıyordu, hatta can alıyordu. Peki nasıl oluyordu da yeryüzündeki en güzel ve en insancıl şey olmayı başarabiliyordu?

    Arkasından gelen sesle irkildi. Birbirine karışmış olan düşünceleri ve gözyaşlarına daldığından bir koridor kenarında olduğunu unutmuştu. O an zihninde o kadar yalnızdı ki hemen başında dikilen kızı gördüğünde hayalet görmüş gibi hissetmişti. Kızın tanıdık yüzü hafızasında bir isim haline dönüştüğünde tekrar pencereye doğru çevirdi kafasını. Ağladığının belli olmasını istemiyordu ama bir türlü kesilmiyordu gözyaşları. Tüm duygularının odak noktası olan günlük kucağından alındığında ise tüm hüznü ani bir kızgınlığa dönüştü.
    “Kes şunu Amy. Onu geri ver!” Düşündüğünden de kızgın çıkan sesinin kızda bıraktığı tesiri bile görmeyecek kadar umursamazdı o an Jane. En yakın arkadaşlarından birinin kalbini kırmak istemezdi elbette ama elinde değildi. Öfkeliydi. Üstelik belirli bir kişiye ya da bir şeye değil, herkese, her şeye. Yeryüzündeki her şey insanları hüzünlü kılmak için vardı sanki. Her şey çok anlamsızdı, hayat anlamsızdı. İçinde biriktirdiği tüm nefret gözyaşlarına dönüşüp yanaklarından süzülürken Amy’nin buz tutmuş elleriyle sarsıldı. Yaşlı gözlerini kızınkilere çevirdi. Amelia, şefkat dolu bakışlarını tüm cömertliğiyle sunuyordu. Sorun ne? Derin derin soludu Jane. Tuhaftır, havada asılı kalan soruya bir cevap bulamıyordu kız. Sorunun, sorununun ne olduğunu bilmiyordu. Böyle ortalık yerde ağlıyor olmasının nedeni neydi? Günlük? Aşk? Ölüm? Hepsi? “Ben… Bilmiyorum Amy ben… Sadece-” Yutkundu. Boğazında düğüm haline gelmiş tüm kelimeleri bir defada yuttu ve gözyaşları bu kez çok daha şiddetli bir şekilde geri döndü. “Ben iyi değilim.”


En son Janice Marchant tarafından C.tesi Ocak 12, 2013 1:22 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Amelia Wanders



Mesaj Sayısı : 98
Yaş : 29

Shake It Out Empty
MesajKonu: Geri: Shake It Out   Shake It Out EmptyC.tesi Ocak 05, 2013 2:30 am

    Arkadaşının kelimelerle yaşadığı mücadeleyi alnını kırıştırarak izledi. Onu daha önce hiç bu kadar çaresiz gördüğünü anımsamıyordu. Kendisi de bir o kadar çaresiz hissediyordu şimdi. Teselli etmek, mantıklı tavsiyelerde bulunmak Jane’in işiydi. Bu tarz bir görev değişikliğine hazırlıklı değildi Amy. Doğru kelimeleri sıraya dizemeyeceğini anladığında en iyi yaptığı şeyi yaptı ve sarıldı kıza. “Ah, Jane…” Peki sorun neydi? Derslerdeki başarısı ortadaydı ve bu yıl hak ettiği yere gelip Bina Başkanı olmuştu. Hiçbir zaman ailevi sorunları olan biri de olmamıştı Jane. Tam olarak ne yanlış gidiyor olabilirdi ki? Amy’nin gördüğü kadarıyla her şey çok mükemmeldi. Ve birden her şey o kadar netleşti ki neredeyse başının döndüğünü hissetti kız. Asıl noktayı kaçırıyordu. Her şey fazla mükemmeldi. En azından dışarıdan göründüğü kadarıyla öyleydi ve şimdiye kadarki yaşam tecrübelerinden öğrendiği bir şey varsa o da hiçbir şeyin mükemmel olmadığıydı. Kim bilir neler dönüyordu madalyonun öbür yüzünde? Bunca yıldır tanıdığını sandığı arkadaşının hakkında ne kadar az şey bildiğini fark etti o dakikalar. Jane her zaman o güçlü, mantıklı, çalışkan kızdı. Bir sorunu mu var? Hemen ona koşardı Amy ve o da şipşak bir çözüm bulurdu. Şimdi düşündüğünde aslında tüm ilişkilerinin bundan ibaret olduğunu görüyordu. Yani her şey tek taraflıydı. Amy’nin ilişkileri, Amy’nin sorunları, Amy’nin çözümleri. Jane’den yana hiçbir şey yoktu. Hiçbir zaman içini tam anlamıyla dökmüyordu kız. Yaşadığı her şeyi herhangi birine pat pat anlatabilecek biri olduğundan böyle bir yaşamın nasıl olacağını düşünemiyordu Amy. Tek bildiği Jane’in gerçekten kötü durumda olduğuydu ve gerçek bir arkadaş olmanın vakti gelmişti.

    Artık hıçkırıklara boğulmuş olan kızın omzunda ağlamasına bir süre daha izin verdi. O sırada yanlarından geçen bir grup Gryffindor’un şaşkın bakışlarına maruz kalmışlardı. Neyse ki Jane’in yüzü pencereye dönüktü de bunu görmemişti. Yoksa kendini çok rahatsız hissedebilirdi. Amy çatık kaşlarıyla en sert bakışını kullanarak savuşturdu grubu. Tekrar tamamen yalnız kaldıklarında sakince neler yapabileceğini düşündü. Bir şekilde onu konuşturması ve içini dökmesini sağlaması gerekiyordu. O an aklına gelen ilk şeyi belki biraz fazla acele ederek söyleyiverdi.
    “Bu Isaac’le mi ilgili?” İkisinin ayrılığının üzerinden uzun zaman geçtiğini biliyordu ama Isaac ve Holly yakınlaşması epey gündemdeydi bu aralar. Onu bir başkasıyla görmek Jane’i üzmüş olabilirdi. Sorusunun yarattığı etkiyi görmek için hafifçe geri çekildi. “Neler oldu Jane?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Janice Marchant



Mesaj Sayısı : 393
Yaş : 29

Shake It Out Empty
MesajKonu: Geri: Shake It Out   Shake It Out EmptyC.tesi Ocak 12, 2013 4:36 am

    Hızlı yükselişlerin hızlı düşüşleri olur. Bir an, çok kısa bir süre için her şey o kadar iyi gitmişti ki sonunun bu kadar kötü olacağını asla tahmin edemezdi Janice. Seviyordu, seviliyordu ya da sevildiğini sanıyordu. Dersleri harika gidiyordu ve tam anlamıyla sorunsuz bir hayatı vardı. O kadar çabuk parçalanmıştı ki tüm bunlar o sorunsuz hayatın nasıl hissettirdiğini bile hatırlayamıyordu şimdi genç kız. Önce ilişkisinde çatlaklar oluşmaya başlamıştı. Bu durum derslerini etkiledi ve sonra da yaz tatilinde annesinin geçirdiği kaza… Birbirini sıralayan kötü olaylar zinciri onu bu koridora getirmişti işte. “Hayır, öyle değil.” Isaac konusunda sarsıldığını inkâr edemezdi ama şu anki durumu bundan çok daha fazlasıydı. Janice, yalnızdı. Asıl sorun ise bunun yeni bir şey olmadığını fark etmesiydi. Hayatına giren ve çıkan tüm o insanlarla ilişkilerini düşünüyordu da hiçbir zaman tam anlamıyla birileriyle birlikte olmamıştı. Her zaman Jane ve diğerleriydi. İlişkileri tek yönlü bir akış halindeydi ve bu akış her zaman karşıdandı. Farkında olmadan öyle kalın duvarlar örmüştü ki etrafına kimse giremiyordu içeri. Girmeye çalışan da yoktu hani. Son zamanlarda sık sık bunu düşünüyordu, ilişkili olduğu insanların hayatında ne kadar silik bir anı olarak kaldığını. Ölüp gittiğinde yeryüzünde hiçbir iz bırakmamış olacaktı. Monica’dan bile daha yalnız bir şekilde ölecekti belki de. En azından o geriye bir günlük bırakmıştı değil mi?

    Derin derin nefes aldı birkaç kere.
    “Bir şeyler yanlış. Bir şeyler eksik. Çoğu zaman ne yapacağımı bilmez bir halde buluyorum kendimi. Sanki buraya ait değilmişim gibi, hiçbir yere ait değilmişim gibi.” Belki yeterince açık olamamıştı ama tam olarak böyle hissediyordu genç cadı. Herkes bir yerlere aittir. Nerede okuduğunu anımsayamadı cümleler uçuşmaya başlamıştı zihninde. Belki herkes değildir. Belki bazıları öylece kaybolur. O bazılarından biri gibi hissediyordu kendini. Hiç kimseye ve hiçbir yere ait olamayan, kayıp. Ellerini ıslak yanaklarına götürdü. Daha önce hiç bu kadar zayıf düşmemişti duyguları karşısında. Her zaman kontrollü biri olmuştu, gözyaşlarını daha sonraya erteleyebilen biri. Kederini de sevincini de yalnızlığına gömerdi hep. Bugüne dek bu yaptıklarıyla kendine ne kadar çok zarar verdiğini fark etmemişti. Bedeninde açık kalmış yaralar gibiydi hepsi ve aniden kanamaya başlamışlardı. Gerçekler yüzünü tokatlıyorlardı artık, görmezden gelemiyordu. Yardıma ihtiyacı vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Amelia Wanders



Mesaj Sayısı : 98
Yaş : 29

Shake It Out Empty
MesajKonu: Geri: Shake It Out   Shake It Out EmptyPaz Ocak 13, 2013 7:26 pm

    Jane konuştukça ya da konuşamadıkça sorunu daha iyi görmeye başladı Amy. Sözcüklerle anlatamayacağınız iki sorununuz olabilirdi: aşk yahut yalnızlık. Aniden ortaya çıkmış esrarengiz birine âşık değilse ancak yalnız olduğunu düşündüğünden bu hale gelmiş olabilirdi Jane. Suçluluk duygusu bu kez daha ağır bir şekilde çöküverdi omuzlarına Amy’nin. Bunca zaman nasıl olmuştu da görememişti bunu? “Böyle konuşma. Böyle olmadığını biliyorsun. Kendine haksızlık ediyorsun. Yüzüme bak.” Tek elini kızın çenesine götürüp hafifçe yukarı kaldırdı. Tıpkı üzgün olduğu zamanlarda Jane’in ona yaptığı gibi, doğrudan gözlerine bakarak konuştu. “Sen, harikasın. Kendin için üzülme. Her zaman söylersin unuttun mu? Asla kendinden vazgeçme. Çünkü sen vazgeçersen, kimse savaşmaz. Ne kadar etkili olmuştu bilmiyordu ama ağzından dökülenlere kendi bile şaşırmıştı doğrusu. Daha önce hiç bu tarz teselli konuşmaları yapmamıştı. Bir ilk için başarılı sayılırdı muhtemelen. En azından belli belirsiz de olsa gülümsetmeyi başarmıştı karşısındaki cadıyı. Ama daha fazlasını yapması gerektiğini biliyordu. Şu sıralar ona daha fazla vakit harcaması gerektiğini düşündü. Kafasını dağıtacak bir şeyler yapmalıydı belki de. Beceremediği şeyler üzerine yoğunlaşacağına kendi bildiği yöntemlerle çözebilirdi bu işi. Örneğin sevgilisinden ayrıldığında ve kendini yalnız hissettiğinde yeni bir erkek arkadaş bulurdu Amy. Janice öyle kendine sevgili bulacak biri değildi tabi ama zaten Amy de bu noktada devreye girecekti. Ona birilerini ayarlayabilirdi.

    “Hadi benimle ortak salona yürü. Sohbet ederiz ha?” Ayağa kalkıp bakışlarını kıza dikti. Tam olarak cevap vermesini beklediği türden bir soru değildi bu. Janice de onu biraz tanıyorsa başka çaresi olmadığını biliyor olmalıydı. Çünkü ne pahasına olursa olsun Amy bugün onu yalnız bırakmayacaktı. Kafasında planlar kurmaya başlamıştı bile. Tanıdığı erkekler arasından seçimler yapıyordu zihninde. Fazla çapkın, fazla zeki, fazla salak, eski sevgili, yaşı küçük gibi kriterler küçük baloncuklar halinde yanıp sönüyorlardı. Bir dakika kadar kısa bir süre içerisinde uygun adayı belirlemişti genç kız. Yüzüne sinsi bir gülümseme yerleşirken nihayet gözyaşlarını silip ayağa kalkmış olan kızın koluna girdi ve merdivenlere doğru ilerlemeye başladı.

    “Yarın için bir planın var mı?”
    “Hayır. Neden sordun?”
    “Hiç. Beraber yemek yiyelim olur mu? Tanışmanı istediğim biri var.”

- RP SONU -
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Shake It Out

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-