AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Tanışıyor muyuz?

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Angela Marlyssa

Angela Marlyssa

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 110
Gerçek Adı : Helin.

Tanışıyor muyuz? Empty
MesajKonu: Tanışıyor muyuz?   Tanışıyor muyuz? EmptyPerş. Ocak 24, 2013 9:16 pm


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] x [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
C. Angela Monforte x Roselinda Sumner
Kasım 2004.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://monforteangela.tumblr.com/
Angela Marlyssa

Angela Marlyssa

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 110
Gerçek Adı : Helin.

Tanışıyor muyuz? Empty
MesajKonu: Geri: Tanışıyor muyuz?   Tanışıyor muyuz? EmptyPtsi Ocak 28, 2013 8:09 pm



    Gözlerini hafifçe kapattı ve yalnızlığın tadını çıkardı. Duyabildiği tek şey rüzgârın uğultusu ve yaprakların hışırtısıydı. Rüzgâr saçlarının arasında önce gezindi ve ardından ona toprağın o eşsiz kokusunu getirdi. Angela derin bir nefes alarak doğanın bu eşsiz kokusunu ciğerlerine çekti. Bulunduğu yeri seviyordu. Burası ona ömründe neredeyse hiçbir zaman hissedemediği huzuru veriyordu. Yalnız olmanın aslında çok daha iyi olduğunu; rahatlığı, huzuru ve sessizliği sadece yalnız kalarak bulabileceğini hissettiriyordu. Peşi sıra aldığı derin nefes alışlarının sonunda gözlerini araladı ve önündeki muazzam manzarayı seyre koyuldu. Altında boylu boyunca uzanan bir uçurum olmasına rağmen kendini güvende hissediyordu. Evet, her an çökme ihtimali olan bir köprünün üzerinde kendi güvende hissediyordu. Okulun ilk gününde de buraya kaçmıştı. Çıkardığı onca huzursuzluktan sonra burada kendini rahatlamış ve güvende hissetmişti. O zamandan beri kendini ne zaman kötü hissetse buraya gelirdi. Önce gözlerini kapatıp aklını boşaltırdı, sonra ise huzurlu ve sessizcene manzarayı seyre koyulurdu. Ama bugün diğerlerinden farklıydı. İçinde derin bir hüzün vardı. Aslında o hissettiği şeyin hüzün olduğunu düşünmeye çalışıyordu. Gerçekte hissettiği ise pişmanlıktı veya değildi. Hislerine tam olarak bir anlam veremiyordu. Onları anlamakta güçlük çekiyordu veya bunlara kafa yormamaya çalışıyordu. Hisler konusunda her zaman zayıf biri olmuştu.

    Bugün, tam dört yıl önce öldürdüğü ancak kimse tarafından bilinmeyen ve ölümü örtbas edilen kızın ölüm yıldönümüydü. Her sene olduğu gibi gün boyunca hiç kimseye sataşmamış veya üzerinde büyü kullanmamıştı. Tüm gün hayalet gibi okulda dolanmıştı. Gün ağarınca ise kız için her yıl bir tane kuruttuğu güllü alarak çok sevdiği köprüye gelmişti. Şimdi yapması gereken tek şey kurumuş gülü köprüden aşağıya atmaktı. Ancak ondan önce kafasını boşaltıp içinin huzurla dolması gerekiyordu. Böyle bir durumda başkası olsa gözyaşlarına boğulup Tanrı’dan af dilerlerdi. Ancak Angela asla ağlamazdı ve Tanrı’ya inandığı da yoktu. Ağlamak hiçbir şeyi değiştirmezdi. Olan olmuştu ve geçmişe dönmesi imkânsızdı. Geçmişe dönse dahi yine aynı şeyi yapardı. Yani yine de hiçbir şey değişmeyecekti. Düşüncelerinden sıyrıldı ve derin bir nefes aldı. Kurumuş gülü uçurumda aşağıya attı. Ölmüş birine canlı bir gül vermek ona saçma hatta ahmakça geldiği için önceden gülleri kurutuyordu. Belki bu yaptığı da başkalarına aptalca geliyordu ama bu umurunda değildi. Hem böyle bir şey yaptığından kimsenin haberi de yoktu. Onun yaptığı işin aptalca olduğunu söyleyen birinin sonunda tıpkı öldürdüğü kız gibi olacağı da kesindi. Düşüncelerini ve öfkelerini bir tarafa attı. Bu günü sorunsuz bitirmek istiyordu. Hem böyle sessiz ve sakin bir ortamda sorun olması imkânsızdı. İşte tamda o sırada tahta gıcırtısı işitti. Öfkeyle ve bir o kadar merakla başını hışımla köprünün düğer ucana çevirdi. Slytherin cübbeli bir kız çıkardığı sese aldırış etmeden yürüyordu. Böylesine huzurlu bir ortam için gereksiz bir parça gibi göründü, Angela’ya. Sert bakışlarını kıza çevirdi. Ancak bugün herhangi bir sorun yaşamaması gerektiği aklına gelince ifadesiz bir yüzle kıza baktı. Kız Angela’nın bakışlarını fark edince duraksadı ve ona baktı. ''Öyle bakıp durma ve hemen buradan toz ol!'' Angela’nın dudaklarından zehir gibi dökülen bu sözler karşısında kızın ne yapacağını az çok tahmin ediyordu. Her Hogwarts öğrencisinin yapması gerekeni yani hemen toz olmak. Ancak karşısındaki bir slytherindi ve böyle bir durumda dik kafalık edebilirdi. Ama eğer Angela’yı kanıyorsa fazla üstelemezdi.

    Kod:



En son C. Angela Monforte tarafından Cuma Şub. 01, 2013 12:59 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://monforteangela.tumblr.com/
Roselinda Sumner



Mesaj Sayısı : 171
Gerçek Adı : M.

Tanışıyor muyuz? Empty
MesajKonu: Geri: Tanışıyor muyuz?   Tanışıyor muyuz? EmptyPtsi Ocak 28, 2013 11:59 pm

Yerden hızla kalktı ve söylenmeye başladı. "Lanet olsun! Tekrar geç kaldım!" Cübbesine yerleşmiş olan tozları itekledi elinin tersi ile. Hogwarts'tan kaçmak her zaman zordur fakat Lana bu işi iyi kıvırıyor gibiydi. Birazcık kafa dağıtıp gelmişti sadece. Hafif bir nahoşluk vardı üzerinde, hafifçe yalpalanarak yürürken, ayakkabılarının çıkardığı ses gecenin boşluğunda yankılanıyordu. Bu haftaki gerginliğini bir kefe de atmıştı. Rüzgarı teninde hissedişi içinde bir kıpırtı nedeni idi. Yüzünde her zamanki ukala gülüşünden farklı olarak bir tebessüm vardı. Dudaklarının arasından çıkan hafif bir melodi hakimdi. Neşeliydi ve bunun nedenini henüz bilmese de, hoşuna gitmişti.

Köprünün oraya yaklaştığında, gözlerine takılan bir şey vardı. Köprü de biri mi vardı? Ah, lanet olsun! Cübbesine sıkıca sarılırken omuzlarını dikleştirip de yürümeye başladı. Lütfen, profesörlerden biri olmasın. Lütfen. Umursamazca arkasından geçip gitmeyi planlıyordu. Köprüdeki kişiye yaklaştıkça onun profesör olmadığını anladı. Bir Slytherin'di. Bu yüzden de sorun edecek değildi. Tam arkasına gelmişti ki durup genç cadıyı incelemeye koyuldu Lana. "Öyle bakıp durma ve hemen buradan toz ol!'' Olduğu yerde bir adım geri ve bir adım ileri yaptı. Yüzünde ise o kendine güvenen, ukala gülümsemesi vardı. Karşısındaki cadının gözlerinin içine baktı ve kaşlarını kaldırarak konuşmaya başlayacakken gülmeye başladı. Uzun bir süre güldü ve kendini toparlamak için derince bir nefes almak zorunda kaldı. "Bana bak, bana emir veremeyecek kadar acizsin. Bu yüzden sen sus ve o ağlamaklı haline geri dön!" Bu sözlerden sonra küçümseyerek baktı karşısındaki kıza. Yavaş adımlar ile genç cadının birkaç adım uzağında köprünün tırabzanlarına dayandı. Yüzünde hala o gülümsemesi vardı. Göz ucu ile cadıya baktı ve ekledi. "Gecenin bu saati köprü pekte tehlikeli gelmedi sanırım . Burada olduğuna göre." Sonra başını hafifçe arkaya bıraktı anın tadını çıkarmak için. Biraz sarhoş olduğu için ne dediğini bilmiyor olabilirdi fakat biraz da olsa aklını kullanabilirdi.


::
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Angela Marlyssa

Angela Marlyssa

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 110
Gerçek Adı : Helin.

Tanışıyor muyuz? Empty
MesajKonu: Geri: Tanışıyor muyuz?   Tanışıyor muyuz? EmptySalı Ocak 29, 2013 12:58 am



    Cadı tam bir cevap vereceği sırada kahkaha attı. Bu onun sinirlendirmişti. Nasıl olurda onunla dalga geçmeye cüret ederdi. Angela sinirlenmesine rağmen sakin kaldı ve ifadesiz yüz ifadesiyle genç cadının kahkahalarına bir son vermesini bekledi. Uzunca süren kahkahanın ardından Angela'ya verdiği cevap cesurcaydı. "Bana bak, bana emir veremeyecek kadar acizsin. Bu yüzden sen sus ve o ağlamaklı haline geri dön!" Kızın ona ağladığını ima ettiğini duyunca yüzünde bir öfke belirtileri belirdi. Angela yıllardır ağlamıyordu. Asla da ağlamazdı. Kim olduğunu zannediyordu da ona böyle ukalaca cevaplar veriyordu. Tüm öfkesine rağmen kendine hakim oldu ve derin bir nefes alarak duygusuz bir yüz ifadesiyle cadıya baktı. Sarhoştu. Bu sözleri sarf ettiğine göre kesinlikle sarhoştu. Ancak Angela böylesine bir saygısızı asla karşılıksız bırakmazdı. Tam asasına sarıldığı anda kızın tekrar konuşmaya başladığını duyunca duraksadı. "Gecenin bu saati köprü pekte tehlikeli gelmedi sanırım . Burada olduğuna göre." Bu sözler onu az da olsa eğlendirmişti. Angela, bu okula geldiğinden beri tehlikenin ana merkezi olarak biliyordu. Kimse onun çekim alanına girmeye cesaret edemezdi. Şimdi ise karşısındaki cadı ona korkak muamelesi yapıyordu. Kızın sözlerinin üzerine bir kahkaha koy verdi. Ama bu öyle sevimli veya neşeli bir kahkaha değildi. Bu tehditkâr bir kahkahaydı. Hemen kahkahasına bir son verdi ve başını sertçe kızın yüzüne çevirdi. Öfkeliydi. Böylesine bir gününde ona nasıl böyle bir saygısızlık yapabilmişti. Hem de ondan küçük sınıf bir cadı. Onu öldürmeli miydi? Hayır, Hogwarts sınırlarında bunu yapması çok tehlikeliydi. Ceza alması söz konusu bile -ki bu Angela için hiç sorun değildi- olsa ona mutlaka dersini vermeliydi. Bir müddet bekledi. Onunla göz göze gelmeliydi. Cadı başını indirip gözlerini onun gözlerine sabitlediği anda Angela harekete geçti. Yavaş ve sakin adımlarla ona doğru ilerledi. Yüzüne zalim bir gülümseme yerleştirdi. ''Sanırım kimse sana benden bahsetmedi. Ben Angela. Angela Monforte. Hani şu acımasız olan Angela.'' Asasını kavramadan önce genç cadıya biraz daha yaklaşmayı seçti. Aralarında bir adım kalıncaya dek yavaşça yürüdü. Eli hızla cadının boynunu sardı. Elinin altından cadının nabzını hissedebiliyordu. Asasını çıkardı ve yüzünü yüzüne yaklaştırarak asasını neredeyse gözüne sokarcasına yaklaştırdı. ''Bugün benim için özel bir gün hayatım. Ama sen bugünü mahvettin. Hem de bana saygısızlık ederek. Sence de bir bedel ödemen gerekmez mi?'' Kızın boynunu biraz daha sıkarak bakışlarını gözlerine sabitledi. Bir an olsun gözlerini ondan ayırmadı. Onu öfkelendirmişti. Bu sorun değildi. Bu zaten her zaman olan bir şeydi. Ama ona hakaret etmesi? İşte bunu asla kabul edemezdi.



En son C. Angela Monforte tarafından Cuma Şub. 01, 2013 12:59 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://monforteangela.tumblr.com/
Roselinda Sumner



Mesaj Sayısı : 171
Gerçek Adı : M.

Tanışıyor muyuz? Empty
MesajKonu: Geri: Tanışıyor muyuz?   Tanışıyor muyuz? EmptySalı Ocak 29, 2013 1:43 am

Genç kızın öfkelendiğini hissedebiliyordu. Fakat aldırış etmedi. En fazla ne yapabilirdi ki? Bağırıp çağırabilir, asasını sallaya bilirdi ve bu Lana'yı korkutmuyordu bile. Zeki bir Slyherin daima planını hazırlardı. Genç cadı ile göz göze geldiklerinde, onun çoktan yapmış olduğunu gördü. Ama hala keyfi yerindeydi. Bu gün keyfini bozamazdı. Genç kızın, kendisinin üzerine yürümesi bile şuan için sorun değildi. Tipik hareketler olacaktı. Boğazından tutup, tehtit savuracaktı. Ve bunu merakla bekliyordu. Belki, kendine özgü yöntemi vardır. O yüzden beklemeye başladı. Gerçekten de merakına yenik düşmeyi sevmiyordu. ''Sanırım kimse sana benden bahsetmedi. Ben Angela. Angela Monforte. Hani şu acımasız olan Angela.'' Kaşlarını kaldırdı şaşırmış gibi görünmeye çalışarak. Üzgünüm, kim kim? Dudaklarını büzerken, bakışlarında "tanımıyorum" ifadesi vardı. Yüzündeki gülümsemeyi silmeden ekledi. "Ah, memnun oldum." dedi. Eh, biraz kibar olmak gerekir. Özellikle de kendinden büyüklere(!) değil mi? O sırada boynunda hissettiği eller ile biraz irkildi. Fakat bunu belli etmeyecek kadar akıllı ve iyi bir oyuncuydu. ''Bugün benim için özel bir gün hayatım. Ama sen bugünü mahvettin. Hem de bana saygısızlık ederek. Sence de bir bedel ödemen gerekmez mi?'' Boynunu sıkan el, yüzüne dayan bir asa. Çok klişe. Kafasını oynatamıyordu. Genç kız öfkeliydi. Sakin ama sertçe konuşmaya başladı. "Bırakman için iki saniyen var." Yüzüne tatlı gülümsemesini koydu. "Saçlarımı bozuyorsun seni büyük bla bla Slytherin öğrencisi." Ardından da ritm tuttu ayağıyla. Saat işliyor tatlım. Derin nefes almaya çalışırken, boynundaki eli sıkıca kavradı ve sıkıca çevirdi. Ardından da genç kızın elini arkasında birleştirdi. Bunu yaptıktan sonra, birkaç adım ondan uzaklaştı. Topukları onun dengesiz yürümesini sağlıyordu. Lana asasını çekmeyecekti bugün. Kararı buydu ve bu karardan dönmeyecekti. Ardından elleri ile geç kıza durmasını işaret etti. "Hey, tamam sakin ol şampiyon. İkimizde Slytherin kızıyız. Kavga bizim için, en azından iki Slytherin arasında, olmamalı." Ardından da derince bir nefes aldı ve ekledi. "Bu yüzden rahatla şimdi. Bu arada iyiydin." Yüzündeki ukala gülümseme gitmiş, tamamen dostça bir gülümseme gelmişti. Ne kadar da dengesizim diye düşündü. Fakat kendini böyle seviyordu. Dengesiz, deli, rahat ve doğal. Ne diyebilirdi ki, böyle biriydi. Elini dostça uzattı. "Roselinda Sumner. Ama sen Lana de Angel." Hadi ama kafayı mı yedin Lana? Sana asa çekti ve sen ona dostça mı yaklaşıyorsun? Ne kadar içtin sen? İç sesini sustururken, kesinlikle zorlanmıştı. Çünkü Slytherin ruhu onu çoğu zaman rahat bırakmazdı. Fakat şuan, rahat bırakması için kendini zorlayacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Angela Marlyssa

Angela Marlyssa

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 110
Gerçek Adı : Helin.

Tanışıyor muyuz? Empty
MesajKonu: Geri: Tanışıyor muyuz?   Tanışıyor muyuz? EmptyCuma Şub. 01, 2013 1:47 am


    Angela tepkisinin cadıyı sinirlendireceğini biliyordu. En azından onu kışkırtacak bir şeyler söylerse veya yaparsa onunla kapışması için bir fırsat olurdu. Hem zaten zamanın gece yarısına doğru ilerlediğinden emindi. Yani yeni bir güne geçmişlerdi ve onunla kavga etmesi veya ona benzer bir şeyler yapması artık sorun olmazdı. Bunun verdiği rahatlamayla kızın boynunu biraz daha sıktı. Genç kız boynunu saran ele rağmen büyük bir gayret göstererek sakin ama sert bir üslup ile konuşmayı başarmıştı. ''Bırakman için iki saniyen var.'' Bu sözler Angela'da hiç bir tepki yaratmamıştı. Ne yani bu yeni yetme onu tehdit mi ediyordu. Bak işte bu komikti. Genç cadı sevimli bir gülümseme takınarak ''Saçlarımı bozuyorsun seni büyük bla bla Slytherin öğrencisi.'' Onunla dalga geçmesi onu pataklaması için yeterli bir sebepti. Tam genç cadının gözlerinin içine bakıp tehditler savuracağı sırada gözlerine takıldı. Koyu kahve gözleri tıpkı öldürdüğü muggle kızın gözlerine benziyordu. Şuan da sanki muggle kızın gözlerinin içine bakıyor gibiydi. Genç cadının boynunu kavrayan eli gevşemişti. Kızın söylediği hiçbir şeyi işitmiyor ve algılayamıyordu. Gözlerinin içinde adeta kaybolmuştu. Cadının gözleri onu tam da geçmişe doğru bir yolculuğa çıkaracağı sırada geriye doğru itilmesiyle kendine geldi. Bir anlık boşluk onu küçük düşürmüştü. Namına yakışmayacak bir durumdu. Ancak şuan da namını düşünemeyecek kadar kafası karışıktı. Daha üzerine bile yürümeden karşısındaki cadı ellerini kaldırdı ve durmasını işaret etti. ''Hey, tamam sakin ol şampiyon. İkimizde Slytherin kızıyız. Kavga bizim için, en azından iki Slytherin arasında, olmamalı.'' Cadının bu sözleri ona mantıklı gelmişti. Her ne kadar düşünme yetisine tam olarak hakim değilse de mantıklı gelmişti. Hem Angela hiç bir zaman binadaşlarından biriyle kavga etmemişi. En azından ufak tefek atışmalar dışında. ''Bu yüzden rahatla şimdi. Bu arada iyiydin.'' Kızın yüzüne samimi bir gülümseme yayıldı. Ne yani şimdi de onu övüyor muydu? Angela'nın kara büyü ve kavga konusunda en iyisi olduğu bilinen bir şeydi. Ancak az önce neredeyse gırtlakladığı birinden duymak şaşırtıcıydı. Angela tek bir kelime dahi etmeden sadece cadıya bakıyordu. Dostça denecek bir samimiyetle elini uzattı Angela'ya. ''Roselinda Sumner. Ama sen Lana de Angel.'' Uzunca bir süre kızın eline baktı. Ne yani şimdide el sıkışıp dost mu olacaktık? Oldu olacak sarılıp ağlasaydık. Angela her ne kadar böyle cıvık şeylerden nefret etse de geçmişte öldürdüğü muggle kız ile olan benzerliği için hafifçe elini sıktı ve hemen elini geri çekti. Kollarını göğsünde birleştirdi ve cadıyı süzdü. Aslında muggle kıza hiç benzemiyordu. Onun aksine saçları siyahtı. Yani gece siyah gibi görünüyordu. Belki gündüz gözüyle koyu kahvedir. Muggle kızın teni bembeyazdı. Lana'nın ise onun teninin yanında oldukça koyuydu. Benzer tek yanları gözleri ve ukala tavırlarıydı. Neyse ki Lana'nın sonu onun ki gibi olmamıştı. Yoksa Angela'nın ilk durağı Azkaban olurdu. Angela düşüncelerinden sıyrıldı ve cadıya çok az da olsa gülümsedi. ''Lana. Hm, telaffuzu hoşuma gitti.'' Cadıya öğüt vermekten kendini alamadı. ''Yalnız Lana sana bir tavsiyem olacak. Aslında bir abla tavsiyesi de diyebiliriz. Eğer ki karşında öfkeden deliye dönmüş bir büyücü veya cadı varsa bence hiçbir şey demeden oradan uzaklaş. Bu seferki kadar şanslı olmayabilirsin.''Doğrusu Lana'nın da sonunun Muggle kızın ki gibi olmasını istemezdi. Dudağının kenarında neredeyse fark edilemeyecek kadar küçük bir gülümseme belirdi ve her ne kadar kabul etmek istemese de sonunda söyledi. ''Her ne kadar boş bir anıma gelse de sende oldukça iyiydin.''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://monforteangela.tumblr.com/
 

Tanışıyor muyuz?

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi-