Misha Collins
Mesaj Sayısı : 7
Gerçek Adı : Fatih Aras
 |  Konu: Misha Collins (Cass) Ptsi Ağus. 19, 2013 8:19 pm | |
|
Ad-Soyad: Misha Collins Diğer karakterleriniz: -
Karakteriniz
1. Seçilmek istediğiniz bina(-lar): Gryffindor veya Slytherin 2. Sınıf: sınıf farketmez rp'me göre siz seçin ama isteğimi sorarsanız da V. derim 3. Kan Durumu: safkan 4. Karakteriniz ve Geçmişi: Esprileri anlamayışı, yemek yemeden, uyumadan yaşaması ilgi çekici yanlarından biridir. Cennet tarafındayken bir süre sonra atılır. Ayrıca Dean ve Sam Winchester kardeşlere yardım etmektedir ve onları korumaktadır(Bu kısmı rp'lara yansıtmamayı planlıyorum ). Meleğin kıyafet değiştirme gereksinimi olmaması nedeniyle aynı kıyafetle gezmektedir, yalnızca kravatını gevşetir. Boyu 1.80 m ancak gerçek hali Chrysler Binası kadar uzundur. Kilise duvarlarına resmedilen merhametli, şefkatli, çocuk yüzlü gardiyanların aksine, Tanrı'nın emirleriyle hareket eden güçlü bir askerdir. Emirlere ne pahasına olursa olsun uyması, insanlığı ya da dünyayı umursamadığı düşüncesine yol açabilir; fakat o babasının sanat eseri olan bu dünyayı aslında önemsemektedir. Yanlızca, bir savaşın ortasında olan bir askerdir. Özünde sadece bi çeşit ruh olmasına rağmen kişilik olarak ruhsuzsur. 5. Güçlü: biçim değiştirme 6. Zayıf: karanlık sanatlara karşı savunma
Örnek Roleplay Yine sıradan sıkıcı bir geceydi. Dışarıdaki yağmurla birlikte çıkan sesler hafiften ürkütücüydü ama araba seslerinin arasından farkedilmesi bile güçtü bu soğuk fısıltının. Hastahanenin personelleri her zaman ki gibi uykusuzlukla gecenin ikisinde monoton işlerinden yakınıyorlardı. Başhemşirenin iyimser ve sıcak tavrı, koridorun sonundaki sekiz numaralı odadaki küçük çocuğun mavi gözlerindeki o masumane umudu açığa çıkarıyordu. Büyük ölçüde gıda zehirlenmesi yaşayan ailedeki iki kardeşten biriydi ve kardeşinin burnundaki serum onu korkutuyordu.
Yaklaşık bir saat geçmişti henüz. Kapıdaki saniyelik göz alıcı bir ışık ardından üzerindeki pardesüye sarılmış, hastahane koridoruna giren solgun tenli orta yaşlı adam yürüdükçe arkasından kan izleri bırakıyordu. Kanı farkeden başhemşire koşarak yanına gitti ve 'yardımcı olabilir miyim efendim' diye seslendi. Mavi gözlü, sarı tenli adam yorgun bir ifadeyle 'bunu görmek isteyeceğinizi sanmıyorum' dedi. Siyahi, kısa boylu ve iri olan güler yüzlü başhemşire kendinden emin bir tavırla 'hadi ama benim işim bu, yıllardır görmediğim şey kalmadı sorun değil. Yaranızı bana gösterebilirsiniz' dedi. Bayılmak üzere olan adamın ağzından zorla çıkan tek kelime şuydu 'korkuyorum'.. Biraz daha yaklaşıp adamın krem rengindeki pardesüsünü aralayan başhemşirenin koyu kahverengi gözleri bir anda fal taşı gibi açıldı ve tüm gücüyle çığlık atmaya başladı. Koridordaki insanlar çığlık sesiyle adama baktıkları anda tüm koridor çığlık sesleri ve koşuşturan insanlarla dolmuştu. Adamın karnındaki büyük kesiğin içinden bağırsakları fışkırıyordu.
Cass bir kaç saniye içinde eski dağ evine geri döndü. Evde kan ve etrafa yayılmış bir kaç küçük ateş parçalarından başka bir şey kalmamıştı. Tüm şeytanlar ve avcılar bir anda kaybolmuştu sanki.. Castiel sadece bir şeytandan yok etebilmişti, ama o şeytanında içine girdiği bedense çoktan ölmüş olabilirdi bağırsakları dışına çıkmıştı bile. Karşı geldiği için cennet enerjisinin tamamını kullanamayan Cass'ın yorgunluktan evine dönecek enerjisi bile yoktu. Birkaç saniye sonra olduğu yerde bayıldı. (ilk rp'ım)
|
|
