AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Edi ile Büdü.

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Melanie Phoenix
VI. Sınıf
VI. Sınıf
Melanie Phoenix

RP Yaşı : on beş.
Mesaj Sayısı : 4455
Gerçek Adı : dilara.
Yaş : 25

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Edi ile Büdü. Empty
MesajKonu: Edi ile Büdü.   Edi ile Büdü. EmptyC.tesi Ara. 15, 2012 10:02 pm

Drake Lindstorm - Melanié Phoénix.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


En son Melanie Phoenix tarafından Paz Mayıs 19, 2013 1:17 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://melaniephoenix.tumblr.com/
Melanie Phoenix
VI. Sınıf
VI. Sınıf
Melanie Phoenix

RP Yaşı : on beş.
Mesaj Sayısı : 4455
Gerçek Adı : dilara.
Yaş : 25

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Edi ile Büdü. Empty
MesajKonu: Geri: Edi ile Büdü.   Edi ile Büdü. EmptyC.tesi Ara. 15, 2012 10:32 pm

    Ortak salondaki koltukta yayıla yayıla açtığım çöreğimi, ortak salonun her zamanki monoton dedikoduları eşliğinde yiyordum. Bu alt sınıflar dedikodudan hiç bıkmazlarmıydı? Ah, ah ben küçükken.. Tamam kabul, dedikoducuydum ama böyle bağıra bağıra yapmazdım ki! Ağzıma bulaşmış olan çörek kırıntılarını serçe parmağımla ağzıma sokarken, kapıdan giren II. sınıf öğrencisine gözlerimi diktim. "Hey, kızlar! Duydunuz mu? Bizim yakışıklı Lindstorm, Slytherin eziği Katheryn ile öpüşürken görülmüş!" Böğürürmüşçesine öksürürken, ortak salondaki herkesin dikkati üzerime yoğunlaştı. Na-, nasıl yani? Bizim yakışıklı, Kath'le mi öpüşüyormuş? On saniyelik suskunluk ardından kız heyecanla devam etti. En az onun kadar heyecanla bekleyen diğerleri, sinirlerimi alt üst etmişti. "Ah, ondan hiç beklemezdim!" Kızların yüzü düşmüş ifadelerine daha fazla dayanamayıp ayağa fırladım. "Sizin daha önemli işleriniz yok mu? Sonra Gryffindor neden ikinci oldu?! Gidin biraz iksir çalışın, bücürler sizi!" Elimdeki çörekleri yere atıp, sinirle ortak salondan çıktım. Kalbimin göğüs kafesimin içinde gümbür gümbür attığını duyabiliyordum. Adımlarımı hızlandırdım ve havayı delip geçiyormuşçasına koşmaya başladım. Kalp atışlarım, koşan ayak seslerime karışmıştı. İşte şimdi, o ayakların bana ait olduğunu unutmuştum. Dışarı çıktığımda soluklarımın düzene girmesi için on saniye kadar çömelmiş bir şekilde beklemeye başladım. Bu sırada gözlerimi dürbün misali Drake'yi aramak için kullanmaya başlamıştım. Bir kız topluluğunun olduğu yere gözlerimi odakladım. 'Ah, ya Ronan ya Drake.. Şansımı denemeye değer.' Alt dudağımı iç kısımdan biraz ısırarak topluluğun içine attım kendimi.
    Pişmiş pişmiş sırıtan Drake'yi görünce rahatlamıştım. Ronan'ın olmaması bana iyi gelmişti. Neden buraya geldiğimi hatırlamak iki saniyemi almıştı. Drake'nin hayran kalkanını kırıp, onu kolundan tuttum. "Benimle kalman gerekiyormuş, Büdü. Konuşacak şeylerimiz varmış, duyduğuma göre." Gözlerimi kıstım ve onun şaşırmış gözlerine odakladım gözlerimi. Daha sonra, etrafta aynı şekilde bana bakan yaklaşık on çift göze döndüm. "Dağılma zamanınız, gelmedi mi?" Kızların itiraz etmeksizin dağılması hoşuma gitmişti. Çok bilmiş bir tavırla, "Ben de öyle düşünmüştüm," dedim ve tekrar Drake'ye döndüm. "O sürtükle öpüştün mü?!"


En son Melanié Phoénix tarafından Çarş. Ocak 02, 2013 7:09 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://melaniephoenix.tumblr.com/
Drake Lindstorm
V. Sınıf
V. Sınıf
Drake Lindstorm

Mesaj Sayısı : 138
Gerçek Adı : İrem

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Edi ile Büdü. Empty
MesajKonu: Geri: Edi ile Büdü.   Edi ile Büdü. EmptySalı Ara. 25, 2012 7:47 pm

    Okul binasından dışarı adımımı atar atmaz, bir anda etrafımı saran hayran kitlesinden memnun olmadığımı söylemek yanlış olurdu. Bugün şanslı günümdeydim anlaşılan, diğer çoğu günde de olduğum gibi. Kızlar benden hoşlanıyordu, ben de ilgiden! Bu konuda yapabileceğim bir şey yoktu. Etrafımdaki kızlardan bazıları birlikte ders çalışmayı teklif ederken ilgimi daha çok çekeceğine inananlarsa yarım yamalak bildikleri Quidditch maçları ve takımları hakkında konuşmaya çalışıyorlardı. İnsanların Quidditch hakkında birkaç kelime de olsa bir şey öğrenmelerine vesile olmak güzel bir duyguydu tabii. Hele de bunu yalnızca sizinle konuşacak konu bulmak için yapıyorlarsa. Ben tam yanımdaki kızlardan birine 'Stooging' kuralının doğru telaffuzunu anlatmaya çalışırken birden kolumda hissettiğim bir el ile irkildim. Böylesine sert bir temas beklemiyordum. Mel’in "Benimle kalman gerekiyormuş, Büdü. Konuşacak şeylerimiz varmış, duyduğuma göre." diyen sesini duyduğumda şaşırmıştım. Bahsettiği konu önemli olmalıydı çünkü genelde çevrem kızlarla sarılıyken yanıma gelmekle uğraşmazdı. Benim şaşkınlıkla bakan gözlerime karşılık onun sinirle kısılmış gözleri konunun önemi hakkındaki tahminimi doğrular nitelikteydi. Mel’in bu bakışını tanıyordum. Bu bakışın ardından gelecek tepkileri de. Bir yandan kuvvetli bir telaş duygusu bedenimi sararken diğer yandan da 'Acaba onu kızdırabilecek ne yapmış olabilirim?' diye düşünmekten alamıyordum kendimi. Yoksa tarağını, saçını taradığında rengini cırtlak bir yeşile dönüştürmesi için büyülediğimi mi öğrenmişti birinden? Yo, bir dakika. O geçen haftaydı. Ben kafam karışmış bir halde, düşüncelerimi toplamaya uğraşırken Mel birkaç sözüyle etraftakilerin dağılmasını sağlamıştı. Ah, bu harbiden de ciddi bir meseleydi. Bir anda bana doğru dönen Mel "O sürtükle öpüştün mü?!" diye sorduğunda hâlâ kafamı toparlayamamıştım ve doğrusu bu soru kafamın daha fazla karışmasına neden olmuştu. Yine de olayı şakaya vurmaya karar vererek her zamanki alaycı tonumla "Hey, yavaş ol bakalım güzellik. Kimden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok, biliyorsun ben birçok kişiyle öpüştüm," dedim. Bu kadarının yeterli olacağını düşünmüştüm ancak Melanié’nin ifadesi daha ciddi bir cevap bekliyor gibiydi. Mel’in ifadesi tam da... 'Hayır. Biliyor olamaz.'

    Onun Kath’den haberi olduğunu anladığım anda küçük çaplı bir şok geçirdim. Kesinlikle bu anın içinde bulunmak istemiyordum. Mel’e hesap vermeyi en sona saklamış, erteleyebildiğim kadar ertelemeyi seçmiştim. Ancak kahpe kader ağını örmüştü işte. Derin bir soluk aldım ve ifademi güçlü bir ciddiyete boğdum. -Evet, nadiren de olsa ciddileşebiliyorum.- Bu, hassas bir meseleydi ve yanlış bir şeyler söylemek istemiyordum. Yine de Katheryn ile ben birlikteydik ve Mel’in de bunu bilip, bu duruma saygı göstermesi gerekiyordu. "Bak, Melanié." Olabildiğince tane tane konuşmaya gayret ediyordum. "Ben ve Kath bir süredir beraberiz ve ne kadar zor olsa da senden bunu anlayışla karşılamanı bekliyorum." Bunları söyledikten sonra durakladım. Fakat eklemem gereken bir şey daha vardı. "Ayrıca onun Slytherin’den olması bir s*rtük olduğu anlamına gelmez," dedim sesimde hissedilir bir alınganlıkla karışmış hafif kızgınlıkla.


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melanie Phoenix
VI. Sınıf
VI. Sınıf
Melanie Phoenix

RP Yaşı : on beş.
Mesaj Sayısı : 4455
Gerçek Adı : dilara.
Yaş : 25

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Edi ile Büdü. Empty
MesajKonu: Geri: Edi ile Büdü.   Edi ile Büdü. EmptyÇarş. Ocak 02, 2013 7:05 pm

    Alaycı tavırla "Hey, yavaş ol bakalım güzellik. Kimden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok, biliyorsun ben birçok kişiyle öpüştüm," diyen Drake'yi gözlerimle yeterince aşağılıyordum. Onunla öpüşmesinden çok, bana söylememiş olması canımı çok yakmıştı. Kırılgan biri olduğumu en iyi bilenlerden biri olmasına rağmen, bana olan bu davranışı da neyin nesiydi? Bunu hakediyor muydum? Kesinlikle hayır.. Ciddileşen yüz ifadesine bakarken, kırılmış kalbimi bir yana alarak tamamen düşüncelerime odaklanmıştım. 'Bizim yakışıklı Lindstorm, Slytherin eziği Katheryn ile öpüşürken görülmüş!' sözcüğü tüylerimi diken diken etmeye yetiyordu. "Bak, Melanié." Benim ona yapacaklarımdan olsa gerek gayet yavaş ve akıcı konuşuyordu. "Ben ve Kath bir süredir beraberiz ve ne kadar zor olsa da senden bunu anlayışla karşılamanı bekliyorum." Ağzından çıkan kelimeleri duyar duymaz başımı öne eğip, soluklarımı düzene sokmak için çaba sarf etmeye başlamıştım. Ben bu durumdayken, "Ayrıca onun Slytherin’den olması bir s*rtük olduğu anlamına gelmez," demişti. Hem de benim ona kızmam gerekirken, gayet kızgın ve ciddiydi. Kafamı ani bir hareketle yukarıya kaldırıp, yüzüne odaklandım. Ne yani, suçlu ben miydim? Bunlar yetmezmiş gibi, bana o iğrenç yaratığı savunuyordu. Ağzımı zoraki açıp "Merlin.." dedim cılız bir sesle. "Şimdi de, suçlu oldum. Öyle mi?" Alaycı duruşumu ona yansıtarak cümleme devam ettim. "Şaka yapıyor olmalısın, Drake Lindstorm." Evet, birine tam ismiyle sesleniyorsam o kişi benden korkmalı. Gerçi, ona çoğu kişiden çok değer veriyordum ve şuan yaptığı... 'Lanet olsun, Merlin!' Mantığımı konuşturmam çok az sürmüştü, duygularım yine ortalığı bok etmek için yanımıza yaklaşmıştı. Alt dudağımı ısırarak "Senin için değerli olduğumu sanıyordum, Drake. Lanet olsun ki, hepiniz aynısınız," dedim iğneleyici bir sesle. Ben ne zamandan beri bu kadar resmi konuşabiliyordum?


En son Melanie Phoenix tarafından Paz Mayıs 19, 2013 1:18 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://melaniephoenix.tumblr.com/
Drake Lindstorm
V. Sınıf
V. Sınıf
Drake Lindstorm

Mesaj Sayısı : 138
Gerçek Adı : İrem

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Edi ile Büdü. Empty
MesajKonu: Geri: Edi ile Büdü.   Edi ile Büdü. EmptyPaz Ocak 20, 2013 5:17 pm

    "Merlin.. Şimdi de, suçlu oldum. Öyle mi? Şaka yapıyor olmalısın, Drake Lindstorm." Melanié bu sözleri sarf ederken en mantıklı hareketin sessizce bekleyip öfkesini dışa vurarak sakinleşmesine izin vermek olduğuna karar verdim. Şu anda ona söyleyebileceğim herhangi bir cümleyi olumsuz şekilde algıyabilir, ya da yanlış yorumlayabilirdi. Bu da olayların daha da kötüye gitmesine neden olurdu ki durum zaten yeterince kötüyken bunu asla istemezdim. Ben başımı hafifçe eğmiş, Mel’den gelecek nefret ve tiksinme içerikli söylemler beklerken onun ağzından çıkanlar beni oldukça şaşırtmıştı. "Senin için değerli olduğumu sanıyordum, Drake. Lanet olsun ki, hepiniz aynısınız,” demişti iğneleyici bir şekilde. Ona değer vermemek mi? Nasıl olur da bu olay sonucunda kendisine değer vermediğim gibi bir izlenime kapılabilirdi? Bu çok saçmaydı. Melanié, hayatımda gerçek anlamda değer verdiğim ve incinmesine dayanamadığım insanlardan biriydi. Böyle bir şeyi aklından geçirmesi bile yeterince anlamsızken bir de bunu sesli bir şekilde mi söylüyordu? Mel’e ağzım bir karış açık halde bakıp, her an bana şaka yapıyor olduğunu söylemesini beklerken yüz ifadesi bunun olmayacağını açık bir şekilde gösteriyordu. Anlaşılan söylediklerinde gayet ciddiydi. Bunu fark eder etmez yüz ifadem yumuşadı, zihnimi sarmış olan o küçük öfke dalgası uçup gitti. Çok değer verdiğim birinin böyle düşünmesini hazmetmek ne kadar zor olsa da onu bunun doğru olmadığına ikna etmek için öncelikle şaşkınlığımı bir kenara bırakmam gerekiyordu. "Ah, Melanié," dedim yumuşacık, sevgi dolu bir sesle. "Nasıl olur da böylesine mantıktan yoksun bir düşünceye kapılabilirsin? Elbette benim için değerlisin. Tahmin edebileceğinden çok daha fazla hem de. Sadece..." Duraksadım. Onu daha fazla kırmadan durumu nasıl açıklayabileceğimi bilmiyordum. Mel benim için değerliydi, tamam. Fakat Katheryn’i de seviyordum. Onu öptüğümde, ilk defa kalbimin o kadar hızlı attığına şahit olmuştum. Birine karşı ilk defa öylesine özel duygular hissetmiştim ve bunlar, kaybetmeyi göze alamayacağım türden şeylerdi. Öbür taraftan Mel için canımı dahi feda etmekten çekinmezdim. Onu kaybetme düşüncesi bile nefes alamamama neden oluyordu. Tanrım, arada kalmaktan nefret ediyordum! Ben ona bunu nasıl açıklayacağımı düşünürken birden zihnimde bir ampül çaktı. Francisco! Mel’in bir zamanlar kör kütük aşık olduğu Slytherinli kendini beğenmiş çocuk. Bu durum aklıma gelir gelmez hiç düşünmeden sıraladım kelimelerimi. "Bir zamanlar ölesiye aşık olduğun Francisco’yu anımsa Mel. Hiçbirimiz seni ondan vazgeçirememiştik, değil mi? Yine de sırf ona aşık olduğun için arkadaşlarına değer vermeyi bırakmış mıydın? O zaman neler hissettiğini birazcık hatırlıyorsan şu an içinde bulunduğum vaziyeti anlarsın." Yapmakta olduğum şeyin çok adice olduğunun farkındaydım ama elimde değildi. Ona geçmişi hatırlatıp acı çekmesine neden olmak, isteyeceğim son şeydi fakat onun bir şekilde onun beni anlaması gerekiyordu. İçimden kendime bin bir türlü lanet okurken gözlerimi o derin, masmavi gözlere diktim ve "Lütfen, Melanié," dedim cılız bir sesle. Tek amacım, içinde bulunduğum çaresiz durumu anlayıp tepkilerine ona göre belirlemesiydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melanie Phoenix
VI. Sınıf
VI. Sınıf
Melanie Phoenix

RP Yaşı : on beş.
Mesaj Sayısı : 4455
Gerçek Adı : dilara.
Yaş : 25

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Edi ile Büdü. Empty
MesajKonu: Geri: Edi ile Büdü.   Edi ile Büdü. EmptyC.tesi Mayıs 18, 2013 11:49 pm

    Biri için değerli olduğumu hissettiğimde onu kıskanmadan edemiyordum. Bu kişisel bir özellikti, kendimi değiştiremezdim ya. Değer verdiğim kişi, özellikle Drake gibiyse.. Drake gibiden kastım; kaslı, yakışıklı, karizmatik ve tatlı olması değildi. –Iıı, tamam. Bunların da etkisi vardı tabii.- Onu; beni dinlediği için, anladığı için ve beni ben gibi sevdiği için seviyordum. Şuan yaptığım şeyin mantık derecesi neydi, pek emin değildim. Fakat emin olduğum bir şey vardı: O benim yerimde olsaydı, bunu yapmazdı. İç sesimi, egomla bastırarak susturmayı başardım. ‘Banane yeaaağ, sonuçta seven kişi kıskanır. Ee, sevmiyor abi demek ki. Zorlamıyorum, peki Drake.’ Kendimi kandırmayı sevdiğim pek söylenemezdi ama bu durumlarda işe yaradığı kesindi. Drake’nin en sevmediğim(!) yönü ise, o şebek mimiklerini çizmeli kedi misali kullanıp sesini inceltmesiydi. Bir kız buna nasıl karşı koyabilirdi ki! –Evet, evet.. Annié bile buna karşı koyamıyordu.- “Ah, Melanie. Nasıl olur da böylesine mantıktan yoksun bir düşünceye kapılabilirsin? Elbette benim için değerlisin. Tahmin edebileceğinden çok daha fazla hem de. Sadece...” Duraksamıştı. Eveeet, şimdi düşündüğü şey büyük ihtimalle şuydu: ‘Elbette benim için değerlisin. Ama o s*rtük benim için daha değerli. Bir gider misin?’ Drake’i bu kadar önemsemeseydim, diğerlerine yaptığım gibi onu burada bırakıp giderdim. Ama konuşmaya ihtiyacımız vardı. Bu konuşmanın bu şekilde olmasına gerek var mıydı, bunu bilmiyordum doğrusu. Şimdi gidip, karşıdaki taşların üstüne beraber yatmak vardı. Ne bileyim, sarılmak vardı. Olmadı, uyumak vardı. Ama konumuz şuan bu değildi. Ben bunları düşünürken, Drake de boş durmamıştı tabii. Önceden de düşünülmüş gibi gözüken kelimeleri sıralarken ağzım beş karış, gözlerim on beş karış açılmış onu izliyordum. “Bir zamanlar ölesiye aşık olduğun Francisco’yu anımsa Mel. Hiçbirimiz seni ondan vazgeçirememiştik, değil mi? Yine de sırf ona aşık olduğun için arkadaşlarına değer vermeyi bırakmış mıydın? O zaman neler hissettiğini birazcık hatırlıyorsan şu an içinde bulunduğum vaziyeti anlarsın.” İçimden ne kadar bağırmak gelse de yine yapamayacaktım. İçimdekileri dışa vurmaktansa, içimdekilerin patlayıp kaburgalarımın kırılmasını tercih ediyordum. En azından konu, Francisco olunca. Herkesin dediği şey, seni anlıyoruz oluyordu. Fakat, bu konuda kimse beni anlamıyordu. Ona beslediğim şey, aşk olsaydı hiç bırakmazdım gibi laf gereksizliğine hiç ihtiyaç duymamıştım. Tercih edilmemiş olduğum için de bırakmamıştım onu. Sadece bir zaman sonra kırılmış olan duygularım, aşkımı söndürmeye yetmişti. O kadar.. Beni kırmamaya çalışarak daha fazla kırdığının farkında değildi. Gerçi bir bakıma haklıydı. Onu suçlamak istemiyordum, kesinlikle. “Lütfen, Melanié.” Gözlerini, benimkilere sabitlemiş benden olumlu bir cevap bekliyordu. Aramızın böyle saçma bir konu için bozulmasını istemiyordum. Ama olay benim kararıma kadar giderse, olacak olan şey belliydi. ‘Drake.. Ağzını yüzünü kırarım. Bil bunu. Ya benimsin, ya benim.’ Bunun yerine ikimizi de kızdırmayacak ama kırgın olduğumu belirtecek bir cevap vermeyi tercih etmiştim. Gerçi ona, onu hiçbir zaman önemsemediğimi hissettirmemiştim. Bu yüzden o da kızıp, ağzımı yüzümü kırabilirdi. “Sen bilirsin, Drake. İstediğini yapmakta özgürsün.” Bana bakan gözlerinden gözlerimi ayırdım ve arkamı dönerek devam ettim. “Gerçekten.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://melaniephoenix.tumblr.com/
Drake Lindstorm
V. Sınıf
V. Sınıf
Drake Lindstorm

Mesaj Sayısı : 138
Gerçek Adı : İrem

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Edi ile Büdü. Empty
MesajKonu: Geri: Edi ile Büdü.   Edi ile Büdü. EmptyPtsi Haz. 10, 2013 12:40 am

    Gözlerimi Mel'e dikmiş, merakla söyleyeceklerini beklerken bir yandan da gergin olduğum zamanlarda yaptığım gibi dişlerimi dudağıma geçirmiştim. Bu hareketi genelde kıran kırana geçmekte olan bir Quidditch maçını izlerken yapardım ama şu an çok daha fazla gergindim. Mel'in olumsuz bir şey söylemesiyle arkadaşlığımızın tehlikeye girmesini istemiyordum. “Sen bilirsin, Drake. İstediğini yapmakta özgürsün.” Mel'in cümlesini duymamla refleks olarak gözlerimi devirmem bir olmuştu. 'Hadi ama, gerçekten mi? Gerçekten bu triplere mi giriyorsun yani Mel?' Sonradan eklediği kelimeyle adeta aklımı okumuş gibiydi. “Gerçekten.” Eğer gözlerimi daha belirgin bir şekilde devirebilme şansım olsaydı, kesinlikle yapardım ancak biraz daha zorlarsam gözlerim yerinden çıkacaktı. Bu yüzden arkasını dönüp gitmeye niyetlenmiş olan Mel'i nazikçe kolundan tutup durdurarak konuşmaya başladım. "Hadi ama Mel. Biz bundan çok daha fazlasıyız. Öylece çekip gidecek misin yani?" Onu tamamen kendime döndürdükten sonra gözlerine iyice odaklanabilmek için başımı hafifçe eğdim ve konuşmak için onun gözlerime bakmasını bekledim. "Bak, Francisco hakkında yaptığım öküzlük için özür dilerim ama kendimi başka nasıl ifade edeceğimi bulamadım. Seni üzmek istememiştim." Mel'e biraz zaman tanımak için durdum. Böyle durumlardan nefret etmemin bir nedeni de asla doğru şeyleri söyleyemiyor oluşumdu. Yine de elimden geleni yapacaktım elbette. Buna mimiklerimi kullanmak da dahildi. Melanié'nin olumsuz bir şey söylemesine fırsat vermeden yüzümü asarak dudağımı hafifçe sarkıttım. Kızlar genelde bu görüntüye dayanamaz, kendilerini bırakırlardı. Fakat kahretsin ki, söz konusu Mel olunca, hiçbir şeyden emin olamıyordum. "Biz Edi ile Büdü'yüz. Evet; belki arada kavga ediyoruz, birbirimizi kırıyoruz ama Edi'nin Büdü'süz program yaptığı nerede görülmüş?" diye sordum ifademi olabildiğince sevimli tutmaya çalışarak. Verdiğim örneğin acınası olduğunu biliyordum ve tek umudum da Mel'in halime acıyıp arkadaşlığımızı çöpe atmamasıydı. Hayır hayır. Melanié böyle bir şey yapmazdı. Birlikte geçirilen onca zaman, paylaşılan hatıralar... Bunları bir kalemde silip atamazdı. Atmazdı. 'Değil mi?' Lanet olası, şüpheci iç ses. 'Bir saniye olsun çeneni kapar mısın? Şurada kendimi rahatlatmaya çalışıyorum.' Harika. Şimdi de iç sesim kendisiyle kavga ediyordu. Bu durum daha ne kadar sürecekti merak ediyordum doğrusu. Çünkü bu tür dramatik durumlarda şizofreniye yatkınlığım göz ardı edilemez derecede artıyor ve dolayısıyla bu da beni endişelendiriyordu. Şu anki tek beklentim ben iç sesimle kafayı yemeden önce Mel'in içimi rahatlatacak bir şeyler söylemesiydi. Aksi halde bazı arkadaşlarımın da önerdiği gibi, bir psikiyatrın kapısını çalmam gerekecekti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Edi ile Büdü.

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-