AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 doğum günü partisi!

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir



doğum günü partisi! Empty
MesajKonu: doğum günü partisi!   doğum günü partisi! EmptyC.tesi Haz. 08, 2013 11:39 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Bryce & Rebecca & Charlotte
    Kaç dakika olmuştu? Beş, on, on beş? Bir suflenin harika bir şekilde pişmesi ve şişmesi için sabır gerekirdi, Becca bunu biliyordu ancak yine de heyecandan ölmek üzere olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, o sırada birazcık sabırsız olması son derece normaldi. Diz çöktü ve turuncu ışıklar saçan fırının içindeki, şişmemekte ısrarcı olan sufleye baktı Rebecca. Hadi, hadi, hadi, pişmelisin artık. Geç kalacağım! Son dakikada sufle yapmak pek de akıllıca bir davranış değildi, ancak sevgili ağabeyi Bryce'ın, yine çok sevgili yeğeni Charlotte'un doğum günü için bir pasta almayı unutacağından adı gibi emindi. Bu yüzden, ne olur ne olmaz pasta yerine geçebilecek tek şey olan sufleyi yapmaya karar vermişti genç cadı. Şey, suflenin bir doğum günü pastasının yerini tutabileceği son derece öznel bir yargı sayılırdı elbette ama Hawkman ailesi için bu kesinlikle nesneldi ve Hawkman ailesinde sufleyi en çok seven kişi de elbette, Rebecca Hawkman'dı. Suflenin şişmeye başlamış olduğunu gördüğünde rahat bir nefes aldı ve hızla lavaboya koşturdu. Ayna karşısında hazırlık yapacak birkaç dakikası vardı. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra yanaklarındaki gamzeleri belli edecek şekilde kocaman gülümsedi ve "İyi ki doğdun Charlotte!" dedi. Ardından dudaklarını büzdü ve kollarını birleştirerek aynadaki yansımasına bakmaya devam etti. "Hm. Bu fazla coşkulu oldu. Havalı teyze imajıma pek de uygun sayılmaz." Fırındaki suflenin tamamen kafasından çıkmış olduğunu hatırlayarak mutfağa doğru koşturdu tekrar, iki elini de göğüs hizasında kaldırdı ve işaret ile orta parmağını çapraz şekle getirerek diz çöktü. Lütfen olmuş olsun, lütfen olmuş olsun! Suflenin mükemmel bir şişkinlikle kendisine baktığını gördüğünde zafer dolu bir kahkaha attı Rebecca ve eldivenlerini ellerine geçirdikten sonra, sıcak fırının kapağını açtı. Sufleyi sanki bir bebeği kucağına almış gibi dikkatle fırından çıkardı ve masaya bıraktı, ardından çantasını koluna taktı, Char'a aldığı hediyeyi de koltuk altına sıkıştırdı. Elleri arasına sufleyi aldı ve bu kısa bir çığlık atmasına neden oldu, kap çok sıcaktı ve Rebecca ellerinde bu yüzden yara çıkacağından yüzde yüz emindi. Sufleyi tek elinde tutarak asasını çıkardı ve kendisini Hogwarts'a cisimledi.

    Aslında okul binasının içine gitmeyi planlamamıştı önceden, ancak ne zaman Hogwarts'ı düşünse burası geliyordu aklına, büyük salon. Hayatının yedi senesi bu sıcacık yuvanın en büyük odasında geçmişti ve buraya cisimlenmemek onun için çok zordu. Fazla dikkat çekmemeye çalışarak-ki üzerinde cübbesi olmayan, elleri arasında şişkin bir sufle tutan yetişkin bir kadının dikkat çekmemesi epey zordu-etrafına bakındı birkaç dakika, gülümseyerek gözlerini kapattı ve okul zamanlarını düşündü. Pek de uzak vakitler sayılmazdı aslında, mezun olalı alt tarafı sekiz(!) sene olmuştu. Hızlı adımlarla büyük salonun çıkışına doğru yürüdü ve kehanet kulesine yönlendirdi kendisini. Kutlamayı burada yapacaklarını konuşmuşlardı Bryce ile. Şey, en azından gönderdiği baykuş postasında Rebecca böyle bir şeyin daha uygun olacağını söylemişti ve Bryce, uyuz Bryce her zamanki gibi ona geri posta yollamamıştı. Rebecca burnunu kırıştırdı ve dudaklarını büktü. Çok da umurundaydı sanki! Bir de baykuşun son derece yaşlı olmasından ötürü, artık posta ulaştırmak gibi konularda pek de iyi olmadığı gerçeği vardı tabii, ama Rebecca Bryce'ı suçlamayı seçmişti, her zamanki gibi ve her zaman olacağı gibi. Kulenin merdivenlerini tırmanırken iki kez dinlendi ve sonunda tepeye ulaştığında, hala kimsenin orada olmadığını gördüğünde şaşkınlık dolu bir çığlık attı. Unutmuş olamazlardı değil mi? Ah, hayır. Unutmuş olamazdı, değil mi? Bryce'a postasının ulaşmış olduğunu umarak suflesini bir sıraya koydu ve hafifçe okşadı. Bugün çok önemli bir görevin var, dostum. Aradan geçen birkaç dakikanın ardından kendisini de bir sıraya atan Rebecca, olumsuz düşüncelere kapılmamaya çalıştı. Ancak elinde değildi işte. Eğer Bryce, Charlotte ile buraya gelmeyecekse Becca sufle şans dualarını boşuna harcamış demekti ve bu çok, çok kötüydü. Sufle şans duaları önemliydi, çoğu zaman suflelerinin şişmesini sağlayan şeylerdi onlar.

    Kapının aniden açılmasıyla yerinde sıçradı Rebecca ve yeğenine kocaman gülümsedi. "Charlotte, tatlış! Süper görünüyorsun!" Son gördüğünden yana Char epey değişmişti, Rebecca şaşkınlığını gizlemeyi zor da olsa başarmıştı. Onu her gördüğünde daha da büyüyor olması Rebecca'nın kendisini kötü hissetmesine neden oluyordu, yaşlanıyor olduğunun hatırlatılmasına gerek yoktu, teşekkürler! Charlotte'a doğru yürüdü ve sıkıca sarıldı genç kıza. "Seni çok özledim, başımızı belaya sokmayalı epey oldu ve ben, o süreçte sufle yapmakta epey ustalaştım!" Rebecca yerinde sıçradı ve sıradaki sufleyi gösterdi yeğenine. Ardından gözlerini kıstı ve Charlotte'un peşinden birilerinin gelmediğini ve gelmeyeceğini anladığında tekrar konuştu. "Bela demişken, sevgili babacığın nerede Char? Yoksa yine çok uyuz olmakla meşgul olduğundan bize katılamayacak mı?" Sırıtarak Charlotte'a baktı ve kızı kolundan tutup sıralardan birine oturttu. "Neyse canım, ona ihtiyacımız mı var? Önce ne var ne yok anlatıyorsun, sonra da deli gibi dans ediyoruz doğum günü kızı!" Charlotte'un son derece şaşkın olduğunu susmayı başarabildiğinde fark etmişti. Kaşlarını kaldırdı ve "Neyin var senin, doğum günün olduğunu mu unuttun yoksa?" Kendi esprimsi şeyine birkaç saniye güldü, sonra Char'ın ne söyleyeceğini duymak üzere sustu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Charlotte V. Hawkman

Charlotte V. Hawkman

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 921
Gerçek Adı : Esin the first.
Yaş : 27

doğum günü partisi! Empty
MesajKonu: Geri: doğum günü partisi!   doğum günü partisi! EmptyPtsi Haz. 10, 2013 10:28 pm



    Gryffindor kızlar yatakhanesi akşamları birkaç kişi dışında oldukça sessiz olur, herkesin ortak salonda takılmasıyla birlikte neredeyse kimsenin uğramadığı bir yere dönüşürdü. Pekala, Charlotte dışında. Charlotte, akşam yemeğinden hemen sonra kuleye fırlayıp -kuleye fırlamak o kadar kolay bir şey değil efendim- kendini yatağına fırlatmış ve yarına yetiştirmesi gereken birkaç tomar ödevini de beraberinde yatağa sürüklemişti. Cidden sınavlardan önce bu kadar ödev vermeleri şart mıydı acaba? Üstelik bugün onun doğumgünüydü. Yani, lütfen ama, doğumgünü! İksir ve Astronomi ödevleri arasında boğulmak yerine bir çeşit kutlama yapması gerekirdi sonuçta. Bir dakika içinde kaçıncı kez gözlerini devirdiğini bile saymıyordu artık. Tüy kalemi ile iksir ödevine bir şeyler daha çiziktirip kendisinden uzağa iteledi. "Bitti, yeter. Sıkıntıdan ölmek istemiyorum, bugün değil." Geri kalanları yarın kahvaltıdan önce ve boş derslerinde tamamlayacak kadar zamanı vardı, hiç düşünmeden hepsini yatağından atıp yere yığdı. Uzanıp yazı yazmaktan sızlayan kolunu salladı. Başını çevirip yatağının diğer tarafında yığılı mektuplara baktığında gülümsedi, doğumgünü kartlarını açmak için biraz geç bile kalmış sayılırdı. Eğilip hepsini yerden aldı ve yattığı yerden birer birer açmaya başladı. Büyük bir kısmı akrabaların mesajlarıydı, diğer bir kısmı da muggle arkadaşlarından geliyordu. -Onlara e-mail yerine mektup göndermeleri gerektiğini söylediğinde şok olmuşlardı.- Ama hemen hemen herkesten bir kutlama mesajı almıştı, hemen hemen. Becca'dan hiçbir ses yoktu, üstelik geçen yıl yarattığı o kadar ses ile karşılaştırılınca cidden ilginçti. Büyük ihtimal Florida yakınlarında bir tatil yapıyordur diye düşündü sırıtarak. Sınavlardan kurtulduğunda ilk işi Becca ile bir yerlere kaçmak olacaktı, Bryce'ın ifadesini görmek bile eğlenceli olurdu. Mektupları sandığına koyup kendine düzgün bir elbise çıkartırken aklına babasını bütün gün görmediği gerçeği takıldı. Zaten ondan mektup falan almayı bekleyecek değildi, ama cidden bütün gün hiç karşılaşmamışlardı bile. Üstünü değiştirip normal bir makyaj yaparken ona uğramaya karar verdi. Ya ona uğrayacaktı, ya da Ravenclaw'daki birkaç hoş çocuğun yanına. Dudaklarını büzüp kısa bir an cidden karar veremiyormuş gibi davrandı, sonra ikisini sıraya koyarak yapmaya karar vermiş gibi. Aynada kendisine son bir kez baktıktan sonra kızlar yatakhanesini sessizliğe terkedip dışarı çıktı.

    Ortak salonun her metrekaresini konuşarak ve patlamalı pişti oynayarak işgal etmiş bina arkadaşlarının yanından koridorlara attı kendini. İşin iyi tarafı Bryce'ın yanına gitmek için çok fazla yürümek zorunda olmamasıydı, birkaç koridor dönüp Baykuşhane'yi geçmesi Kehanet Kulesi'ne gitmesi için yeterli oluyordu. Gerçi bir de o merdivenler vardı, Tanrım. Tembel düşüncelerinden sıyrılıp hızlı adımlarla kuleye doğru yürüdü. Bir yandan doğumgününü unuttuğu için -aklına henüz başka bir seçenek gelmemişti- ne söyleyeceğini planlıyorken bir yandan da onun odasına gidip bir sandalyede boş boş oturarak geçireceği zamanı Ravenclawlu çocuklara yeğleyip yeğlemeyeceğini tartıyordu. Pekala, ikinci kısmı ona söylemek yok. Kehanet kulesinin merdivenlerini hızlı adımlarla tırmanıp kendini giriş bölümüne attı. Çikolatalı tanıdık bir şeyin kokusu burnuna dolarken babasının doğru düzgün yemek yapamadığı gerçeğini kendine hatırlattı. Kaşlarını çatıp ikinci kapıyı açtı.

    "Charlotte, tatlış! Süper görünüyorsun!" Ağzı açık bir biçimde karşısındaki kadına baktı genç cadı. Becca! Tanrım, Florida dar mı gelmişti? Hogwarts'ta ne işi vardı?! Becca kendisine sarılırken şaşkınlığını gizleyemeyip sırıttı. "Seni çok özledim, başımızı belaya sokmayalı epey oldu ve ben, o süreçte sufle yapmakta epey ustalaştım!" Ah, tabi. Ünlü sufleler. Çikolata kokusu masanın üzerinde duran sufleden dalga dalga yayılırken Becca'nın yaptığı ilk suflenin tadını hatırladı Charlotte. Eminim çok daha iyidir diye düşündü yan yan sufleye bakarken. Charlotte karşısındaki cadının hiperaktif hareketlerine uyum sağlamaya çalışırken Becca kendisine sarılmayı bırakıp arkasına baktı, ardından tekrar konuşmaya başladı. "Bela demişken, sevgili babacığın nerede Char? Yoksa yine çok uyuz olmakla meşgul olduğundan bize katılamayacak mı?" Parmağını kaldırıp Bryce'ın odasının kapısını gösterirken bir şeyler söylemeye hazırlandı, onu görmek için geldiğini falan. Hızlıca bir sıraya oturtturulurken hala gülmekten kendini alamıyordu. "Neyse canım, ona ihtiyacımız mı var? Önce ne var ne yok anlatıyorsun, sonra da deli gibi dans ediyoruz doğum günü kızı!" Kehanet dersliğinde dans etmek oldukça romantik bir hareketti sonuçta, öhm. En sonunda Becca enerjisini biraz saklamaya karar verip kendisini dinlemeye başlayacakmış gibi durakladı, ardından tekrar konuştu. "Neyin var senin, doğum günün olduğunu mu unuttun yoksa?" Birkaç saniye içinde normale dönüp cevap vermeye hazırlandı. "Elbette hayır. Ama sen geleceğini haber vermeyi unutmuş gibi görünüyorsun Rebecca Hawkman. Buraya canım sıkıldığı için gelmeseydim seni fark etmeyecektim bile." Gözlerini Becca'ya dikip suçluymuş gibi kısarak baktı. Görünüşe göre bu akşam tahmin ettiği kadar sıkıcı geçmeyecekti, özellikle o buradayken. "Bu akşam başka bir Hawkman bulma planlarıyla gelmiştim aslında, bütün gün onu görmedim. Sanırım sen de onun nerede olduğunu bilmiyorsun, ha?" Cevap olarak bir omuz silkmesi alırken tekrar sırıtıp Becca'ya sarıldı. "Tanrım, seni gerçekten özlemiştim. Yılın bu zamanlarında genelde tatilde olmaz mıydın sen? Her neyse, görünüşe göre bu akşam oldukça eğleneceğiz." Birbirlerine sarıldıkları sırada başka bir kapı sesi daha duyuldu. Ailenin üçüncü üyesi de teşrif etmişlerdi sanırsam.


*:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bryce Hawkman

Bryce Hawkman

RP Yaşı : 30
Mesaj Sayısı : 623
Gerçek Adı : Kadri
Yaş : 27

doğum günü partisi! Empty
MesajKonu: Geri: doğum günü partisi!   doğum günü partisi! EmptySalı Haz. 11, 2013 7:23 am




    Derslerin çok uzun sürmesi Bryce'i mahvetmişti. Bugün Charlotte'un doğum günüydü ama o daha hediyesini bile alamamıştı. Her sene olduğu gibi, Charlotte'un bu sene de doğum gününü unuttuğunu sanmasını istemiyordu. Daha beteri kız kardeşinin diline düşmek istemiyordu. Daha iki hafta öncesinden Bryce'a baykuş atmaya başlamıştı bile. Işınlandığı evde etrafa bakınırken deliye dönmüş durumdaydı. Her hangi bir hediye vermek istemiyordu Bryce, bu sene özel olmalıydı, geçmişinden birinden gelmeliydi bu hediye ama asıl sorun hediyenin tam olarak nerede olduğunu bilmemesiydi. Üç gün önce birden görüş gelmişti, her ne kadar bu işte ustalaşmış dahi olsa birden bire kontrolsüzce görüntü gelebiliyordu. Burada olduğunu görmüştü Bryce elinde kolye benzeri bir şey vardı o an anlamıştı kolyenin en iyi hediye olacağını ama görüşte kolyeyi nerede bulduğunu bir türlü görememişti. Daha pasta işini bile halletmemişti. Bugün derslerin yoğun olduğunu biliyordu ama önceki günler de bu işi halledebileceğini kendine hatırlatmaktan da vazgeçmiyordu. En azından kız kardeşinin kendi dilinde sufle dediği ama normalde zehir olan pastadan getireceğinden emindi. Evin içinde deliler gibi eşyaları karıştırmaya başlamışı. On beş yıldan fazla süredir burada kimse oturmuyordu ama eşyalar hala doluydu. Kimse kaldırmayı denememişti bile. Zaten dışarıdan bakıldığında kimsenin umursamayacağı bir döküntüden başka bir şey değildi artık. "Neredesin aptal kolye?" diye sızlanmaya başlamıştı. Evin oturma odasını asasıyla tamamen parçalamış sayılırdı. Onca yıl kimse girmemesine rağmen asadan çıkan ışıklar yüzünden muggleların dikkatini çekeceğinden tedirgin olmuştu. Kolye bir çok tılsımla büyülendiği için Accio büyüsü bile işe yaramıyordu. Zaten kolyenin en iyi hediyelerden biri olmasının nedeni de içerisindeki koruyucu büyülerden di. Oturma odasını son bir kez büyüsüz yolla kontrol edip orada olmadığından emin olduktan sonra eski tahta merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Her adımda daha fazla gıcırtı çıkıyordu ve merdiven parçalanacakmış gibi sallanıyordu. Sonunda yukarı çıktığında yatak odasına girip orayı kontrol etmeye başladı. Burada daha az eşya olduğu için asasını cüppesinin iç çebine koyup öyle kontrol etmeye başladı. İlk önce tozlu metal bir kapağı açıp içindeki eşyaları karıştırmaya başladı. Kolyenin nasıl göründüğünü onca yıla rağmen hatırlıyordu. Tabii bunda görüşünde etkisi vardı. Kolyeyi bulamayınca metal kapağı tekrar yerleştirdi. Yatağın yanındaki sehpanın üzerindeki eski çerçeve ilgisini çekti o anda. Çerçeveyi eline alıp fotoğrafı incelemeye başladı. Bir kadın ve bir bebek fotoğraftan el sallıyordu. Fotoğraftakinin Charlotte olduğuna inanmakta ne kadar güçlük çekse de oradaki 14 yıl önceki haliydi. Fotoğrafı çerçeveden dışarı çıkarıp fotoğrafı cebine kattı. O anda çerçeveden aşağıya metal bir cisim düştü. Zincirinden kavrayıp kaldırdığında bunun kolye olduğunu anladı. Sonunda bulabilmişti kolyeyi. Snitch gibi yuvarlak olan kolyenin süsünü sildikten sonra, kolyeyi de cebine kattıktan sonra gitmeye hazırlanırken bir görüşün daha belirdiğini hissetti. Kontrol edemediği görüşler inanılmaz bir baş ağrısına neden oluyordu. Görüşü odasında gerçekleşiyordu. Becca ve Charlotte oradaydılar. Bu gibi durumları bildiğinden dolayı odasında her zaman muggle saatlerinden bulundururdu ve görüşün şu anda gerçekleştiğini fark etti. Görüşten kurtulup hemen asasını çıkardı ve Hogwarts'a cisimlendi.

    Aslında amacı tam olarak kehanet dersliğine cisimlenmekti ama onun yerine odada bulunan kulübenin içine cisimlenmişti. Tuhaf bir biçimde her cisimlendikten sonra yaptığı gibi saçını karıştırmayı denemişti ama saçının artık kısa bir halde olduğunu o zaman anlayabilmişti. Bu olay sinirini bozmaya başlamıştı. Cisimlenip bunu yapmak onun için bir hastalık gibiydi. Dışarıdan bakıldığında bir telefon kulübesi kadar küçük bir kulübeden başka bir şey değildi ama içeriye girildiğinde kulübe büyüyor ve bir çalışma odası ve yatak odası şeklinde büyüyordu. Çalışma odasına geldiğinde anka kuşunun yanmaya başladığını gördü. Hephaistos için kötü ve güzel bir gündü. Cebinden kolyeyi çıkardı ve masasının üzerinde bulunan paketin üzerine güzel bir biçimde yerleştirdi paketi eline aldı ve kulübeden dışarıya çıktı çıkmadan önce bazı sesler duymuştu onun nerede olduğunu bilmiyorsun gibi. Dışarı çıktığında iki kızın birbirine sarıldığını görmüştü. İkisi de kapı sesinden dolayı biraz irkilmişti. "İki aile üyesini burada görmek çok güzel," dedi ve sarılmalarına eşlik etmeye gitti. Kardeşini bile özlediğine inanamıyordu. "Aynı zamanda derslikte bir kulübe var ve sizin onu açıp bakma merakınız bile yok ama nerede olduğumu bilmediğinizi söylüyorsunuz. Rebecca senin şans eseri Ravenclaw'a alındığını zaten hep biliyordum." diyip kardeşiyle dalga geçmeye başladı. Ardından onlara sarılmaya bırakıp cebinden hediye paketini çıkardı. "Charlotte kızım doğum günün kutlu olsun. " Hediye paketini kızına uzattı. "Ve Becca o zehiri dersliğimden uzak tut," dedi.



En son Bryce Hawkman tarafından Salı Haz. 11, 2013 7:09 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir



doğum günü partisi! Empty
MesajKonu: Geri: doğum günü partisi!   doğum günü partisi! EmptySalı Haz. 11, 2013 4:48 pm

    "İki aile üyesini burada görmek çok güzel," dedi Bryce, Becca'nın onunla alay edercesine dudaklarını büküp, kaşlarını kaldırmasına neden olacak şekilde. Her şeye rağmen uyuz ağabeyini görmek onu mutlu etmişti, ailesinden fazla uzun kalınca özlem de bir o kadar artıyordu ister istemez. Rebecca her zaman ailesinden bağımsız takılan ve kendisini özleten o çatlak tiplerden olmuştu, belki de Hawkman gibi olmayan tek Hawkman'dı. Ah, ikinci biri daha öyle olma yolunda ilerliyordu gerçi... Charlotte'a kaçamak bir bakış atarak sırıtma isteğini bastırdı Becca. Yeğeninin de ona benzemesi kendisini son derece mutlu hissetmesini sağlıyordu, zira etrafta ikinci bir Bryce'ın gezmesi Becca için kesinlikle bir kabus olurdu. "Aynı zamanda derslikte bir kulübe var ve sizin onu açıp bakma merakınız bile yok ama nerede olduğumu bilmediğinizi söylüyorsunuz. Rebecca senin şans eseri Ravenclaw'a alındığını zaten hep biliyordum." Rebecca gözlerini kıstı ve yüzünde 'Ha ha, çok komik Bryce!' gülümsemelerinden biri ile kardeşine sarıldı sıkıca. Ravenclaw'a seçilmesinin son derece şaşırtıcı bir şey olduğunu Becca da biliyordu elbette, son derece zeki, hatta bir dahi olmasına rağmen bunu saklamayı seçmişti genç kadın hep. O kadar zeki olmanın ne gereği vardı ki? Tamam, zekasını kendi işine yarayacak şekilde kullanıyordu ancak bunu başkalarının görmesi olayı onu son derece geriyordu. "Charlotte kızım doğum günün kutlu olsun. Ve Becca o zehiri dersliğimden uzak tut." Becca ağzı bir karış açılmış halde ağabeyinin koluna bir yumruk geçirdi ve kollarını göğsünde birleştirdi. "Bir kere o zehir falan değil!" Evet, bir zamanlar sufle yapmak konusuda pek de harika olmadığı doğruydu. Sufleleri hiçbir zaman mükemmel şekilde kabarmaz ve tatları hep acımtırak olurdu ancak artık işler değişmişti. Rebecca bu değişimin sağlanmasında yıllardır bununla uğraşmasının büyük rol oynadığını düşünüyordu, bir de sufle şans duaları vardı elbette. Onları keşfettiğinden beri sufleleri harika olmaya başlamıştı. Suflelerini iyi yapmaya başlamasının tek kötü yanı da, gıcık olduğu eski erkek arkadaşlarını sufleleri ile zehirleyemeyecek olmasıydı. Ama bunun bir önemi yoktu elbette.

    Rebecca sıraya doğru yürüdü, biraz soğumuş olan suflesini elleri arasına aldı ve biricik aile üyelerinin yanına yürüdü. "Suflelerimin tadı artık harika, göreceksiniz." Asasını çıkardı ve suflenin üzerinde doğum günü mumlarının belirmesini sağladı hafif bir sallama ile. "Pekala, doğum günün kutlu olsun tatlım. Önce dilek dilemeyi unutma!" Rebecca heyecanla yerinde zıpladığında suflenin üzerindeki mumlar sönecekmiş gibi oldu ancak sonra alevleri tekrar canlandı. Gözlerini kapatan ve muhtemelen bir dilek dileyen Charlotte'a baktı Becca yüzünde hafif bir gülümseme ile. On beş yaşında bir kız ne dileyebilirdi ki? Rebecca on beş yaşındayken hep başına harika bir şeyler gelmesini dilerdi, ne olursa olurdu, ancak harika olmalıydı. Bazen suflelerinin güzel olmaya başlamasını dilerdi, bazen de hoşlandığı çocuğun ondan hoşlanmasını... Acaba Charlotte da böyle dileklerde mi bulunuyordu? Becca sanmıyordu. Charlotte ile onun on beş yaşındaki halleri son derece farklıydı. Becca şımartılarak büyütülmüş, mutluluk dolu bir kızdı, Charlotte ise Becca'ya göre daha durgun, daha düşünceli bir çocuktu. Hayattaki tek derdinin de suflesinin şişmiyor oluşu olmadığı kesindi. Bryce'a kaydı gözleri Becca'nın ve o gün ilk defa bir kardeşin, bir kardeşe gülümseyeceği sıcaklıkta gülümsedi Becca ağabeyine. Burada, ailesi ile birlikte olduğu için çok mutluydu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

doğum günü partisi!

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Leonard'ın 30 günü
» Havuz Partisi İçin Başvurular
» Doğum Günün Kutlu Olsun Ceren !
» Uyku Partisi
» Pijama Partisi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-