AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Farklı hayatlar, aynı dönemeçler

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Leonard Allen
V. Sınıf
V. Sınıf
Leonard Allen

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 712
Gerçek Adı : Leon.
Yaş : 30

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Farklı hayatlar, aynı dönemeçler Empty
MesajKonu: Farklı hayatlar, aynı dönemeçler   Farklı hayatlar, aynı dönemeçler EmptyPaz Haz. 16, 2013 3:55 am

leon & rose
şubat ayı sonu
Akşamın ilerleyen saatlerinde


Yılbaşı arasını geçtikten sonra, derslerin nefes bile aldırmayacak bir tempo ile başlaması canını sıkmıştı genç büyücünün. Yine, her zaman yapmakta olduğu gibi ekse de bir çoğunu, katıldıklarının çokluğu bile rahatsız ediyordu onu. O yeni bilgi öğrenmekten hoşlanırdı elbette, kitap okumaktan ve taze bir şeyler denemektende. Bunun odalara tıkılıp zorla öğretilmesiydi onu hoşuna gitmeyen. Her şeyi öğrenmek zorunda olmasıydı belki biraz da. Herkes farklı bedene, farklı şekilde işleyen beyinlere ve farklı yeteneklere sahipti ne de olsa. Bir dersten zorlanması onu kötü bir öğrenci yapmamalıydı. Onun düşüncesine göre ders onun yetilerine uyum sağlayamıyordu. Zire dersleri girmese bile sınavları verebilen biriydi Leon. çalışkandı, sadece diğer öğrencilerden daha farklı bir şekilde. İşte bu yatakhanelere dönüş saatinden hemen önce yaptığı gezi de biraz soluk alabilmesi içindi, belki biraz temiz havayla uyuşturabilmesi için beynini. Dolaşmaktan hoşlandığını sanıyordu, oysa içeri de kalmak idi nefret ettiği. Kapalı alanların kendisini rahatsız ettiğini anlıyor ama bilmezden geliyordu. Üzerinde ince bir ceket alıp çıkmıştı, hava bulundukları mevsime göre epey sıcak sayılırdı. Eh, şimdi yağmıyor olmasına rağmen genellikle yağmurlu ve bulutluydu; ancak yapılabilecek bir şey yoktu, burasının doğal havasıydı böyle olan. Bundan rahatsız değildi, zaten o yağmuru kardan daha çok seven biri olmuştu.

Gökyüzüne bakıp aylaklık ederken bir kez daha gölün oraya doğru ilerliyordu. Kimbilir buradaki en sevdiği yer orasıydı, yahut fazla dolaşacağı alan olmadığı için genelde buraya gelirdi. Son birkaç gündür hayatın nasılda sıradan ilerlediğini düşündü, hiçbir heyecan olmadan, olaysız. Okulun hızlı başlangıcı da etkiliydi tabii. Tatildeyken; ne yapsak, nereye gitsek, hangi heyecanı yaşasak diye düşünen öğrencilerin hepsi her gün gördükleri çokça ders yüzünden yatakhaneye çekiliyordu gün biter bitmez. Bu ona kendisinin de epeyce yorgun olduğunu hatırlattı. Quidditch antremanlarının da arka arkaya gelmesi bedeninin hafifçe sızlamasına neden oluyordu günün sonunda. Yine de göle bu denli yakınkken geri dönmek istemedi gölün gökyüzünü dalgalı bir biçimde yansıtığı resmi görmeden. Renklerin dalgalarda kırılışını düşlerken yorgunluğunu unuttu genç büyücü, sadece oraya doğru ilerledi.

Saat çok geç değildi elbette dolaşan birilerini daha görmek için, yine de uzaktan gördüğü silüete şaşkın bir tepki verdi genç büyücü. Biraz daha yaklaşınca kim olduğunu anladı, altın saçlı kızın. Hep karşılaştığı Hufflepuff'tı, bir türlü konuşma fırsatını bulamadığı. Bir iki kısa konuşmaları olmuştu elbet; emin olamazdı ancak kızın kendisini hatırlayıp hatırlamayacağına. Bankın üzerindeki çılgınca dönüşünü izledi kısa bir süre. Gölete bu denli yüksek bir mesafede, kenara epeyce yakın duran bir bankta yaptığı bu hareketi çocukça bulduğu kadar tehlikeli olduğunu düşünmüştü Leon. Ancak kız epeyce eğleniyor gibiydi. Yanına gitmeye karar verdi. İnsan yalnız değilken zaman daha güzel geçer, düşüncesiyle. Bilmiyordu, bilemezdi ki kızın hangi nedenle bu saatte buraya gelmiş olduğunu. Belki anlamak için çok saftı, kendisi aklına bile getirmezdi benzeri şeyleri. Korkutmamak için henüz uzakta iken seslenmeyi düşündü; yakınlarda kimse gözükmüyordu, herkes yalnız olduğunu düşünebilirdi kolay bir biçimde. "Merhaba." dedi kısaca, adeta çok düşünmeden konuşmuş gibi. Halbuki ne diyeceğini bilemediğinden, düşünme süresi kazanmak için bilhassa daha yavaşlatmıştı adımlarını. Çekingen bir insan değildi, o vakit neden bu denli endişelenmişti kısa bir selamlaşma cümlesi için. Çok yaklaşmadan, sadece kim olduğunu görebileceği, aralarında hatrı sayılır bir mesafe varken durmuştu reddedilme korkusuyla. Kızın dikkatini çekip çekmediğini anlamak için yüzündeki ifadeyi görmeye çalıştı.


out:


En son Leonard Allen tarafından Çarş. Tem. 03, 2013 3:09 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Roselyn Gilmour



Mesaj Sayısı : 260
Gerçek Adı : sanem

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Farklı hayatlar, aynı dönemeçler Empty
MesajKonu: Geri: Farklı hayatlar, aynı dönemeçler   Farklı hayatlar, aynı dönemeçler EmptySalı Haz. 18, 2013 7:53 pm



    Ay, gökyüzünde bir tablo misali asılı duruyordu. Çevresindeki lamba ışıkların etkisiyle parlayan altın sarısı saçları, ara sıra esen meltemlerle uçuşuyordu Roselyn'in. Hava çok güzeldi bugün, insanın içini titretecek kadar soğuk değildi Şubat ayının alışılmışının dışında. Aşağıda duran gölün şapırtıları dışında sessizdi her yer, muhtemelen sınavların yoğunlaşmasıyla kimse dışarı çıkmıyordu. Çıkanlar da ortak salonlarında sıcak çikolatayla ellerini ısıtıp neşe içinde şömine başında sohbet ediyorlardı arkadaşlarıyla. Arkadaş... Ona o kadar uzak bir kelimeydi ki, ancak hüzünlü hissetmiyordu cadı. Her zamanki devasa gülümsemesi yüzünde yerini almıştı yine. Sadece artık daha fazla yapamayacağını düşünüyordu, ona göre yeterince dayanmıştı zaten. Cehennemden farksız bir hayatı vardı, uğruna yaşayacak tek bir şeyi bile yoktu. Nefes almaya devam etmesi en fazla oksijen fazlalığı olurdu. Ne gerek vardı ki? Her şey bugün bitecekti. O da huzura kavuşacaktı, onu ailenin yüz karası olarak gören Gilmour'larda. Okuldan yokluğunu fark edecek birileri olduğunu pek sanmıyordu. Belki nefes almayan, soluk bedenini bulduklarında fark edilebilirdi. Belki.

    İnce fakat hoş bir tınısı olan sesle bir şarkı mırıldanmaya başladı: "Don't let go, never give up, it's such a wonderful life..." O kadar ironik bir durumdu ki şuan söylediği şarkıyla yapmak üzere olduğu şey. Bunun üstüne gülümsemesi soldu biraz. Derin bir nefes alarak banka çıktı. Kollarını açmış, neşeyle kendi çevresinde dönerken tüm sorunları yok olmuş gibiydi. Ailesi, olmayan arkadaşları, anoreksiyası... Her şeyi. Her şey çözülmüş gibiydi. Hayatı rayına oturmuş gibiydi, yüzündeki gülümsemse alışkanlıktan değil mutluluktan gibiydi. Ancak bir erkeğin "Merhaba," cümlesiyle gerçek hayata geri döndü. Yüzü asılmak üzereyken yine alışkanlık üstüne tekrar gülümsedi genç kız. Planlarının alt üst olması hiç de mutluluk verici bir şey değildi aslında. Belki onu bir şekilde gönderebilirdi. Peki istiyor muydu? 5 yıllık Hogwarts hayatı boyunca, ilk senesi dışında -insanlar onu yavaş yavaş tanıyınca- kim ona alaycı olmayan bir cümle kurmuştu ki? Belki birkaç istisna vardı da, bu bir ilk sayılabilirdi. Kim olduğuna bakmak için bankın üstünden gözlerini kıstı, karanlıkta erkeği seçmek zor oluyordu. Tanıdık bir siması vardı aslında. Belki de daha önce konuşmuşlardı, bir derste? "Ah, merhaba! Oturmak ister misin?" Tekrar neşelenmişti cadı, neşesini sesine akıtırken banktan indi ve ayakta karşıya doğru bakmaya başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Leonard Allen
V. Sınıf
V. Sınıf
Leonard Allen

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 712
Gerçek Adı : Leon.
Yaş : 30

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Farklı hayatlar, aynı dönemeçler Empty
MesajKonu: Geri: Farklı hayatlar, aynı dönemeçler   Farklı hayatlar, aynı dönemeçler EmptyÇarş. Tem. 03, 2013 3:08 am


Genç büyüsü bir an olsun mutsuz gördüğünü sandı kızı, oysaki her zamanki gibi gülümsüyordu kendisine. Yanlış görmüş olduğunu düşündü, hüzünü yakıştıramadığı güzel suratı incelerken. Bu görüş yanılması için gecenin karanlığını suçladı, her ne kadar karşısındaki kız, lambaların karanlığı adeta yaran ışığı altında bulunuyor olsa da. Gülümseyen cadının altın sarısı saçların hafif bir meltem ile uçuşmasını seyretti, sanki saç değilde ipekten bir tüldü havada dans eden. Kendisine göre daha aydınlıkta olan kıza bir adım daha yaklaştı zorlu bir biçimde yutkunurken. 'Eğer, sadece ondan bu denli etkileniyor olmasaydım.', diye iç geçirdi. Ne zaman bir kızdan etkilenmişti en son? Genelde genç cadıların onu çekici bulduğu doğruydu. Birçok kişiyle çıkmıştı, kendisi için ilişki ve sosyal ortam önemliydi ve ikili ilişkiler bir insanın sosyal yönünü ve tabii ki de kişiliğini geliştirmesinin en iyi yoluydu, ona göre. Yine de onlarla zaman geçiriyor oluşu, onlardan etkilendiği anlamında değildi. Hatta aralarında o kadar sıkıcı buldukları vardı ki, neredeyse kendini aseküel ilan edecekti. Tabii şimdi durum epey farklıydı.  Genç kızı izlerken, tüm bu duyumsadığı şeylerin nedeni bilmemesinden dolayı kendine kızdı. Sadece aklının ona bir oyun oynadığını düşünmek istedi, belki de saat gerçekten geç olmuştu, kim bilir dersler aklını yormuştu. Bir kalbin bu kadar kolay çalınabileceğini düşünmek istemiyordu, kendisine bunu yakıştıramazdı da. Mantığına uymuyordu birini tanımadan ondan hoşlanmak. Kim bilir her şeyi düşünmek için henüz çok ama çok erkendi. 

"Ah, merhaba! Oturmak ister misin?" Reddedilmemiş olduğunu duymak onu rahatlatmıştı bir nevi. Asosyal değildi, insanlarla iyi anlaşırdı elbet, yalnız olduğu zaman eksik hissetmese de. Yine de her zaman karşı cins tarafından reddedilme tehlikesi vardı değil mi? Ah... Yeniden fazla düşünmeye başlamıştı. Kendi davranışlarını ne zamandan beri bu denli sorguluyordu? Anlamak istemedi belki, o yüzden hala görememişti normalden farklı davrandığını. Anlarsa beyni yeniden reddedebilirdi onu, törpülenmemiş mantığı yüzünden. Uzakta durup daha ne kadar burada dikilerek düşünebilirdi ayrıca? Kıza daha cevap vermemiş olduğunu fark etti. Başkası bu durumda olsa, o kişiye donma büyüsü yapıp yapmadıklarını sorardı alaycı bir ifade ile. Kötü davranmak için değildi; hazır cevaplığa alışmıştı sadece, kendisinden ötürü. Belki sistemin onları bu şekilde yetişmesi yüzündendi, soruya cevap veremeyenin daha az zeki sayılmasından. O nedenle sorulan soruların hepsine cevap vermek gibi bir alışkanlık kazanmıştı, hızlı net ve zekice olan bir cevap. Ancak bilemiyordu zekanın farklı türlerinin de olduğunu. "Elbette." dedi, en şık gülümsemesini takınarak, havanın karardığı bu saatler de görülmeyeceğini bilse bile. Yavaş adımlarla ilerledi. Yüksekten korktuğu için değildi, aksine süpürge ile havada dolaşmayı severdi, ille velakin süpürgesi yokken birkaç adım atsalar düşebilecekleri derin yamaç fazla yanaşmak için o kadar da eğlenceli gözükmüyordu Leon'un gözünde. Aslında tehlikeli olduğu kadar büyüleyiciydi de gölün görüntüsü.  Belki sıklıkla görülen güzellikler bile bir süre sonra değerini yitiriyordu insanın gözündeki. Bunu insanın doymak bilmez duygusal açlıklarından olsa gerekti. Semanın sudaki yansıması, ışıkların dalgaların yüzeylerini yalayışları, gelmekte olan gecenin yarı durgun gölün üzerinde oluşturduğu mükemmel tablo saatler boyunca seyredilebilir bir güzellik içindeydi elbet, ancak genç büyücü aradaki sessizliği bozması gerektiğini biliyordu. Sadece doğru kelimeleri bulamıyordu konuşacak. Belki henüz yabancı oldukları içindi birbirlerine. Havadan sudan konuşmak, kolaya kaçmak olurdu bu durumda. İlk izlenim olarak sıkıcı bir kişiliğinin olduğunu göstermek istemiyordu, ki sıkıcı konumuna düşmek onun kişiliğindeki biri için normal bir durumdu. Yine de sessizlik bir an önce bozulmalıydı. "Bu saatte neden burası gibi ıssız bir mekanda tek başınasın?" dedi ilk aklına gelen kelimeleri toparlayarak. Ah... Aptal beyin! Nasıl oldu da bu kadar sorgulayıcı bir cümleyi seçmişti konuşmaya başlamak için? Onu gözlemlediği kadarıyla diğerlerinden farklıydı, bu durumda ne kadar kötü olsa da terslemez diye düşünüyordu Leon. Yanıt vermeden soruyu geri çekmeyi düşündü; tabii o zaman da konuşacak pek bir şey kalmazdı. Aslında anlatacak çok şeyi vardı sanki bu kıza, ama doğru kelimeler yanyana gelmiyordu. Yanyana gelseler bile cesaret edebilir miydi onları sese çevirmeye? Diğerleri gibi 'boş fikirleri' dinlemekten sıkılıp çekip gitmez miydi bu genç kız?


out:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Roselyn Gilmour



Mesaj Sayısı : 260
Gerçek Adı : sanem

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Farklı hayatlar, aynı dönemeçler Empty
MesajKonu: Geri: Farklı hayatlar, aynı dönemeçler   Farklı hayatlar, aynı dönemeçler EmptyPtsi Ağus. 12, 2013 10:01 pm



    Neden birden yeniden neşelenmeye karar vermişti ki? Bugün ölmek için gelmişti buraya; son nefeslerini vermek için, bu azaptan kurtulmak, gerekirse cehennemde yanmak için. Anın büyüsünün bozulması şart mıydı ki? Bankta birkaç yetenek gösterilerindekinin aksine dans ettikten sonra kendisinin bu uçurum sayılabilecek yükseklikten göle bırakacak, basınça kemikleri kırılacak bir süre canı yanacak sonra da ölümün tatlı huzuru bedenini ve ruhunu esir alacaktı. Alışılanın aksine her saniyesini programlayarak gelmişti buraya. Son dakika aksilikleri her zaman canını sıkmıştı. Fakat karşısında biraz çekingen biri olan bu genç adamın yüzüne gülümsememek mümkün müydü? Dudaklarının yukarı kıvrılmasını sağlamış, neşesini geri getirmişti. Gerçi hep böyleydi Roselyn, yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen başını dik tutup gülümsemeyi öğrenebilmişti. Fakat pes etmişti artık, pes etmesinin zamanı gelmişti. Fakat demek ki Tanrı istemiyordu onu yanında.

    "Elbette." Karanlıkta ne kadar doğru görebilmişti bilinmez fakat tıpkı Roselyn gibi kıvrılmıştı dudakları yukarı erkeğin, neşeyle değil, daha resmi. Ve Rosie'nin yanında yerini aldı. Altın saçlı cadı biraz açılmış gözlerini utanması sıkılması olmadan onun üstüne dikmişti, neden buradasın? der gibi baksa da derinliklerde bir yerde yalnız olmaktan sıkıldım diyordu. Erkek ise hiç oralı olmayarak manzarayı izlemeye devam etti. Alınmadı Roselyn, insanlar tarafından yok sayılması ilk değildi. Vazgeçerek o da göle bakmaya başladı, kusursuz görüntü biraz bile ilgisini çekmiyordu oysaki. "Bu saatte neden burası gibi ıssız bir mekanda tek başınasın?" Sessizliğin bozulacağını düşünmüyordu, şaşırtmıştı. Fakat tam olarak ne sorduğunu fark edince gülümsemesinin soldu, yavaş yavaş yüzü asıldı. Aslında lafı dolandırarak çok farklı cevaplar verebilirdi, ancak madem pes etmişti, artık birilerine yaranmak için uğraşmayacaktı. Hava durumundan bahsedermiş gibi sıradan bir ses tonuyla birlikte neşeli gülümsemesi yine yerleşti yüzüne. "Kendimi öldürmeye gelmiştim."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Farklı hayatlar, aynı dönemeçler

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Farklı bir gece...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-