Alkol kullanmak artık tam anlamıyla alışkanlıktı benim için ne zaman canım sıkılsa soluğu alkollü içecek bulabileceğim yerlerde alıyordum.
Bu sefer fazla içmeyecektim. Orda burda sızmak utanç vericiydi. Buraya ilk kez gelmiştim. Nesi güzeldir bilmiyordum.Bu yüzden yanıma oturan ilk kişinin siparişinden almaya karar verdim. Böyle oyunlar oynamak hoşuma gitmişti her zaman.
O sırada yanıma bir adam oturdu. Yüzünü görememiştimi, önemli de değildi zaten. Siparişini sabırsızlıkla bekliyordum.

Ellerim cebimde Hogsmade'de aylak aylak dolaşırken susadığımı fark etmiş ve Üç Süpürge'ye girmeye karar vermiştim. Mekana girdiğimde -müdavim olduğumdan olsa gerek- bir çok tanıdıkla karşılaşmış ve selamlaşmış, sonra da barda kendime güzel bir yer seçmek için barı göz hapsine almıştım.

Bir süre kapıda dikildikten sonra karar veremeyip rastgele bir tabureye oturdum. Barmen beni tanıyordu.

-Ooo hoşgeldin. Bu aralar gözükmüyorsun hayırdır?
-Niye beni mi özledin?

İkimiz de bir kahkaha patlattık. Barmen omzuma vurup söylendi:

-Az deli değilsin ha! Bira değil mi?
-Evet ama bardağı büyük tut, cimrilik yapma!

O sırada üzerimde yabancı gözlerin ağırlığını hissettim. İstemsiz olarak etrafa bakmaya başlamıştım ki sağımda oturan bayanın beni dikkatle süzdüğünü gördüm. Her zaman karşılaştığım bakışlara rastlamadığımdan tedirgin oldum. Tamamen bayana dönüp:

-Bir sorun mu var hanımefendi?

diye sordum.

Yanıma oturan adam barmeni tanıyor olmalıydı arkadaşça konuştular. Ben de adamı inceliyordum. Çapkın ve zengin olduğu tavırlarından belli oluyordu. Gıcık olurdum böyle tiplere. Ben ona ''Ben senin kumaşını bilirim'' der gibi bakarken bana döndü :

''Bir sorun mu var hanımefendi?''

''Evet var lanet olası züpbe , sorun sensin yardımcı olmaya ne dersin?''

demeyi düşündüm. Ama bunları söylemem için aşırı derecede sarhoş olmam gerekirdi. Ve bir yudum bile işçmemiştim henüz.

'' Yo ,hayır ''

dedim nefret dolu bakmamaya çalışarak. Sonra da barmene dönüp:

''Bir bira , lütfen''


dedim.Adam bana bakıyordu, gülümsediğini hissedebiliyordum.

''Yo ,hayır ''

dedi ve bir bira ısmarladı.

Demek bir sorun yok. O zaman neden dik dik bana bakıyordu demin? Kadını baştan ayağa bir süzdüm. Gerçekten nefisti. Nefis dediğim, yanlış anlaşılmasın çık güzel anlamında. Uzun sarı saçları vardı ve lacivert gözleri... Ama maalesef bir alkolikti. Nerden mi anlamıştım? Birası gelene kadar ayaklarını titretiyor ve sabırsız davranıyordu da oradan. İşte yine başlıyorduk. Kadınla tanışma isteği irademin önüne geçebilecek kadar güçlü olduğundan yine başımı belaya sokacaktım. Lanet yeme pahasına dönüp sordum:

-Ne zamandan beri alkoliksiniz?

-Ne zamandan beri alkoliksiniz?

dedi.Şaşırmıştım bu kadar belli miydi ? Ama bozuntuya vermedim.

-Sen ne kadar zamandır kadın düşkünüysen ben de o kadar zamandır alkoliğim.

dedim. Sert konuşmamıştım. Şu an tek derdim biramdı, neden bu kadar gecikmişti bu lanet bira.Oyalanmak için adamı süzüyordum açık omuzlarıma bakıyordu , tam bir kadın hastası diye düşündüm. O an aklıma muzip bir fikir geldi. Belki de bu adamla biraz oynayabilirdim. Ellerimi tezgaha koydum gülümseyerek ellerime bakıyordum , boynumun açık kalması için saçlarımı soluma atmıştım.

-Bu laflarınızı bağımlılığın yarattığı strese yoruyorum. İsterseniz biranız benden olsun ama size tavsiyem, yokluk krizinizi dindirebilecek tek şey olan tekiladır. Kaymak birası kesmez.

dedi. Rahatsız olmuştu amacım da buydu zaten .

-Beni bu kadar çok mu düşünüyorsun? Yokluk krizimin geçmesini neden bu kadar çok istiyorsun?

dedim gülümseyerek ve dudaklarına bakarak .Dudaklarına bakmaya devam ettim ve dudağımı ısırdım. Sonra hafifçe kafamı eğip gülümsedim ve gözlerine baktım. Çıldırmak üzereydi. İstediğimi almaya başlamıştım , sonra önüme döndüm ve biramı içmeye başladım.

Bu kadın ciddi anlamda kaşınıyordu. Suratıma bakıyor, bir yandan da kıpkırmızı dudaklarını ısırıyor, mantıklı düşünmekten alıkoyuyordu beni. Kafamı önüme eğip seçenekleri düşünmeye çalıştım.
1. Bu kadın benden hoşlanmadı. Ama neden şimdi böyle davranıyor?
Cevap: Benden etkilendi

Hah tam acemice bir yorum oldu! Hayır hayır başka bir şey bu. Beni etkileyip egosunu tatmin mi ediyordu? Bunu öğrenecektim. Ama şu an bir sonuca varabilecekmiş gibi görünmüyordum. Belki de kadın iflah olmaz bir feministti ve erkeklerden intikam almak istiyordu? Gittikçe mantıksız varsayımların pençesine düşüyordum. Şimdilik oluruna bırakmaya karar verdim ve ona dönüp:

-Çünkü yanınızda oturuyorum. Dolayısıyla eğer yokluk kriziniz dinmezse ilk patlayacağınız kişi ya barmen, ya da ben olacağım. Gerçi çok içerseniz de sizi evinize kadar taşımak zorunda kalacağım ya, bu tehlikeyi göze almak zorundayım. Aksi takdirde çekilmez olacaksınız.

Bakalım aşağılanmaya ne kadar dayanıklı bu seksi piliç.

Sinirlenmeye başlamıştı. Amacımı anlamaya çalışıyordu. Cevabı gecikmedi.

-Çünkü yanınızda oturuyorum. Dolayısıyla eğer yokluk kriziniz dinmezse ilk patlayacağınız kişi ya barmen, ya da ben olacağım. Gerçi çok içerseniz de sizi evinize kadar taşımak zorunda kalacağım ya, bu tehlikeyi göze almak zorundayım. Aksi takdirde çekilmez olacaksınız.

Haklıydı. Roy'a yaptığım gelmişti aklıma. O da beni taşımak zorunda kalmıştı ve ona karşı hala mahçup hissediyordum. Bir Caroline maduru daha olmamalıydı. Ayrıca sarhoşken gerçek anlamda saçmalayabiliyordum. Ona kur yapmayı bırakıp ciddi bir sesle :

''Haklısın artık kalksam iyi olur, rezalet çıkarmak istemiyorum ''

dedim.Ve çantamı alıp ayaklandım. Sanırım ters bir cevap bekliyordu . Ama ben gayet olgun davranmıştım.

BU kadını anlamak çok güçtü. Kırk yıllık kadın avcısını bile böyle bir çıkmaza soktuysa gerçekten tanışmaya değecek türden bir kadındı. Çantasını eline aldığında gitmesine izin vermemem gerektiğini düşündüm. Bu kadınla tanışmak istiyordum ve her zamanki gibi tanışacaktım da. Ama ilk olarak bana iyi bir analiz raporu gerekliydi ki bu da gitmesine izin veremeyeceğim anlamına geliyordu. Bileğinden nazikçe tutup onu kendime çevirdim:

-Bekleyin lütfen. Daha bir kadeh bile içmediniz. Ayrıca ben sıkı içiciyimdir. Sınırı aştığınızı fark edersem uyarırım merak etmeyin. Hem bana bu kadar hakaret ettiniz, sonrasında dayanılmaz çekiciliğinizi kullanarak kur yaptınız ve bırakın amacınızı, adınızı bile söylemeden çekip gitmeniz büyük kabalık.

Çapkın çapkın gülümsedim karşımdaki bayana ve tabureye oturmasını sağladım. Barmene işaret çakıp iki tekila getirmesini, biraların iptal olduğunu söyledim ve kadına döndüm tekrar.

-Simon McGreedy. Gazeteciyim. Adınızı bahşeder miydiniz?

-Simon McGreedy. Gazeteciyim. Adınızı bahşeder miydiniz?

Oyundan çıkmak istediğim aşikardı. Ama karşımdaki henüz sıkılmamıştı.'' Ben belanın göbek adıyım ama o bunu bilmiyor.'' diye düşündüm .Gerçekten başımı belaya sokmayı tam zamanlı işim haline getirmiştim. Çapkın bakışlarında beklenti vardı .Gazeteci olduğunu söylemişti adımı duyunca tanıyacaktı beni. Ama kabalık etmek istemedim ve adımı söylemeye karar verdim.

''Caroline,Caroline Wardwick. Modelim .

dedim umursamaz bakışlar eşliğinde. Bir yandan da bir bahane bulup gitmeyi planlıyordum. Tekila içince sarhoş olacaktım sarhoş olunca da kendimi bu adamın kollarına atacaktım . Şuursuzun teki olduğum için bunu yapacağıma emindim o da şikaytçi olmayacaktı büyük ihtimalle.

-Caroline,Caroline Wardwick. Modelim .

Hah, tam adamına çatmıştık! Kesin şu şımarık, kaprisli, burnu havada modellerden biriydi. Onları iyi tanırdım çünkü patron ne zaman sayfa doldurmak istese sosyetik bir mankenle ropörtaj yapmaya beni gönderirdi. Ben de onların sonu gelmez kaprislerini çekip dünya gerçekten de onların etrafında dönüyormuş gibi davranıp egolarını...

Dur biraz. Şimdi anlaşıldı bu kadının neden bir anda 180 derece döndüğü! Bu tip insanlar sürekli kendilerini denemeye bayılırlardı. Bakalım filancayı tavlayabilir miyim lafı onların beynini ele geçirmiş, hiç niyeti olmasa da o 'flanca'ya kur yapmaya başlamasını sağlardı.

Karşımdaki küstah kadına öfkeli bir bakış attım farkında bile olmadan. O an gerçekten sinirlenmiştim nedenini bilmesem de. Kadının bileğini bırakıp sipariş ettiğim tekilayı bir hamlede içtkim.

-Demek öyle. Siz sormadan ya da ima etmeden söyleyeyim, dünya sizin etrafınızda dönüyor, çok güzelsiniz, feci çekici ve tahrik edicisiniz, herkes sizinle birlikte olmak ister. Egonuz tatmin olmuştur umarım?

Ah saol egom tavan yaptı tatlım.Küstah zampara. Benimle ne hakla böyle konuşabiliyordu. Kızgındım ama belli etmemeye çalışıyordum. Model deyince insanların aklına güzel bir yüz uzun bacaklar ve boş bir kafa gelir ve ben bu durumdan nefret ederim.Okul hayatım boyunca inek bir tip olmuştum , akşamları kütüphanede uyuyakalırdım. Bu hayat tarzı babamın ölümüne kadar sürdü. Babamı kaybedince dersler ve kitapları boşverdim, sadece hareketli bir şekilde yaşayıp babamın kaybını unutmaya çalıştım. Ama bu yaşamdan yorulmuştum artık. İnsanların bana olan tavrından da bıkmıştım.

''Vızıldamayı kes başımı ağrıtıyorsun ''

dedim kaşlarımı çatarak.