AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Bir Takım Tesadüfler

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Roxanne Delacroix
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Roxanne Delacroix

RP Yaşı : 17.5
Mesaj Sayısı : 1678
Gerçek Adı : roxy foxy :)

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Bir Takım Tesadüfler Empty
MesajKonu: Bir Takım Tesadüfler   Bir Takım Tesadüfler EmptyPerş. Ara. 26, 2019 3:20 am

Bir Takım Tesadüfler Tumblr_mwcp1goHzE1s7m4k0o7_r1_250 Bir Takım Tesadüfler 61e493089021dd409f74499e5b1f277b361dd6a3
Roxanne Delacroix & Adrian Mikael Black

BİR TAKIM TESADÜFLER
AĞUSTOS, 2007
DİAGON YOLU
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://vioreluna.deviantart.com/
Roxanne Delacroix
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Roxanne Delacroix

RP Yaşı : 17.5
Mesaj Sayısı : 1678
Gerçek Adı : roxy foxy :)

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Bir Takım Tesadüfler Empty
MesajKonu: Geri: Bir Takım Tesadüfler   Bir Takım Tesadüfler EmptyPerş. Ara. 26, 2019 5:17 am



Hava o kadar sıcaktı ki, saçlarını en tepeden toplamış ya da incecik bir elbise giymesi bile hiç fayda etmiyordu. Eliyle yüzünü serinletmeye çalışarak az önce aldığı bir kaç defter ve tüy kalem koyduğu büyülenmiş uçsuz bucaksız çantasını omzuna takıp kalabalıkta yürümeye devam etti. Gözleri Barkins’in Acayip İksirlerini arıyordu. Okul için yaptığı alışveriş bitmişti, zaten geçen sene sınıfta kaldığı için (ailesi inanılmaz bir tepki göstermişti) pek bir şey almasına gerek yoktu. Barkin’s’ten bir kaç saç şekillendiren iksirle beraber arkadaşlarını çileden çıkartacak eşek şakaları için ilginç karışımlar almayı umuyordu. Her yaz olduğu gibi okul açılmadan önce Çatlak Kazan’a yerleşmişti. Gerçi genelde 1 hafta önce gelirdi ama bu sefer dayanamayıp okulun açılmasına 18 gün kala kendini buraya atmıştı zira ailesinin her gün sınıfta kalmasıyla ilgili söylenmesine dayanamıyordu. Genel olarak suçlu ve huzursuz hissediyordu bu günlerde. O geldikten bir kaç gün sonra annesinin sözde motive edici, çoğunlukla imalarla dolu bir mektup göndermesi yardımcı olmamıştı doğrusu. Üstelik bu kadar erkenden Çatlak Kazan’a gelen pek kişi olmadığından ve havanın dayanılmaz sıcaklığı yüzünden zamanının çoğunu odasında ya da hanın alt kattaki barında oyalanarak geçiriyordu. Canı çok sıkılıyordu, neredeyse hiç haz etmediği Hufflepufflı Julius’u görse bile sevinecek raddeye gelmişti.

Kalabalığın arasından sıyrılmaya çalışarak sağdaki dükkanlara yanaştı, iksir dükkanının burada olduğunu anımsıyordu. Kenarda durmuş tabelaları okurken biraz ileride tanıdık bir yüz görür gibi oldu. Adrian. İnsan selinin karmaşasında bir görünüp bir kayboluyordu; sonra tamamen görüş alanından çıktı. İç çekerek tabelalara döndü tekrar. Onu görmüş olsa ne olurdu sanki? Edecek iki kelime lafları bile yoktu. Sonunda solundaki tabelayı farkedip dükkandan içeri girdi. İşine yarayacak gibi görünen bir kaç küçük, garip görünümlü şişeyi alıp ödemeyi yaptıktan sonra tekrar insanların arasına karışmıştı ki, önce çıplak omuzlarına düşen bir kaç soğuk yağmur tanesi saniyeler içinde katlanarak saçlarını ıslatmaya başladı. Sağa sola kaçışan cadıların ve büyücülerin arasından zorlukla sıyrılarak kendini tabelasını bile okumadığı küçük bir çayevinin içine attı. Londra’nın havası gerçekten tahmin edilemezdi. Siniri katlanarak artarken bir masaya yerleşip bir bardak çay sipariş etti. Tatili daha ne kadar kötüye gidebilirdi ki?

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://vioreluna.deviantart.com/
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Bir Takım Tesadüfler Empty
MesajKonu: Geri: Bir Takım Tesadüfler   Bir Takım Tesadüfler EmptyCuma Ara. 27, 2019 5:10 pm

"Hadi ama, bu sadece sıradan bir tüy kalem. Bunun için on üç galeon isteyemezsin."
"-Bunların kalitesi belli. En iyilerinden.." Adamın yüzüne dik dik baktım. Fiyatların arttığı doğruydu ama bu kadar etmezdi. Arkamı dönüp hiç bir şey demeden, gittim. Arkamdan lanet okuduğunu duyar gibiydim. Altı yılın sonunda eskiyen takımın yerine yenisini almalıydım. Aslında son senemde yeni bir takım almak, boşa masraf gibiydi. Ancak ihtiyaç duyuyordum. Bu düşünceleri kafamdan çıkardım ve alışverişe devam ettim. Biraz daha gezdikten sonra, bir dükkanda on bir galleona takım buldum. Çok kaliteli olduğu söylemenezdi. Standart. Ama beni en az bir yıl götüreceğinden şüphem yoktu.

Ah şu Diagon yolu. Dükkanlar büyücülerin ilgisini çekmek için neler neler yapmışlardı. Yoldan geçenlerin başına konfeti atan  küçük periler, size çikolata ikram eden cincüceler, gösteriş yapan Pigme Pofuduklar.. Envayi çeşit şey vardı. Havada yazı yazan tüy kalemler, şakalar, cübbeler. Saymakla bitmezdi. Alışverişe doyamazdınız. Ve ben bir alışveriş delisiydim..

Sırayla dükkanlara giriyordum. Küçük alışverişler yapıp çıkıyordum. Aldıklarım iyice birikmişti. Elimde taşımak artık zorlaşmaya başladı. Ama daha alacaklarım bitmemişti. Bir yeni cübble, kışlık pelerin, eldivenler, ekstra bir tüy kalem, iksir şişeleri, bir kaç küçük hediye.. Liste böyle uzayıp gidiyordu.

Anlık olarak birisi tarafından izlendiğimi düşündüm. Elimle saçlarımı karıştırdım. Etrafıma bakındım çok kısa bir süre. Sonra önüme döndüm ve devam ettim. Kimi görmeyi bekliyordum ki? En nihayetinde alışverişlerim bitmişti. Ellerimde ki poşetleri koyacak bir yer lazımdı. Sürekli onları taşıyamazdım. Hava inanılmaz sıcaktı. Yine de Londra'nın havasına güvenilmezdi. Bir şeyler yesem mi yemesem mi diye düşündüm. Daha o kadar acıkmamıştım. Belki de birkaç kadeh Kaymak birası içebilirdim. Hah! işte tam olarak bundan bahsediyordum. Yağmur çiselemeye başladı. Bir yerlere girmem gerekti. Hızlı adımlarla bir kafeye girmeye seyirttim.  

O anda olmayacak bir şey oldu. Kafam aniden sağa döndü. Yine elimle saçlarımı karıştırdım ve Roxanne'yi gördüm. Olduğum yerde kalakaldım. Saçlarını başının üstünde toplamıştı. İnce askılı, kolsuz, omuzları açık bir yarım tşört giymişti. Aslında Rox'un saçları güzeldi. Toplaması yüzünü açığa çıkarsa da saçlarını serbest bıraktığında daha güzel oluyordu. Rox'u gördüğümde arada bir kafama takılan bir soru geldi aklıma. Rox Slytherin değilde başka bir binada olsa nasıl olurdu? Onu bir Gryffindor olarak düşünmeye çalıştım. Kırmızılar içinde. Pek başarılı olamadım. Belki iyi bir Ravenclaw olabilirdi. Ancak, Slytherin'li oluşu o kadar belirgindi ki, diğer düşüncelerimi bastırıyordu. Ayrıca bu bir tutam vahşi kadın, imajını ona veren.. Slytherin'di. Hırçın kız Roxanne...

Bunu düşünürken gülümsedim. Nedensizce. Onu genel olarak çekici ve hatta seksi bulduğumu söylemeliyim. Yağmur yağmaya devam ediyordu. Saçlarıma düşen yağmur sızıp yüzümden aşağı akıyordu. Üzerimde ki gömleğin omuzları yarı yarıya ıslanmıştı aldırış etmedim. Dikkatle Rox'u izliyordum. Onda bir değişim söz konusuydu. Buram buram yalnızlık kokuyordu. Dikkat etmeye devam ettim. Ve daha fazlasını gördüm... Ruh halini az çok çıkarıyordum. Arada bir aldıklarını kurcalıyor, sonra bir şeyi yudumluyordu. Sarı saçları hafifçe ıslaktı. Bense onu izlemeye devam ediyordum.

Aslında olabilirdik. Her zaman ne istediğini bilen bir kadındı Rox. Bernstein denen, Bayan Kapristen belki de bin kat daha iyiydi. Ama sonuçta ben yanlış kişiye aşık olmuştum. Belki Bayan Kapris olmasaydı zaman içinde Rox ile farklı şeyler yaşayabilirdik. Daha önce de Slytherin'li kız arkadaşım olmuştu. Ama Rox bir başkaydı. Her zaman dikkat çekiciydi.  Bu düşünceleri bastırıp, ne yapmam gerektiğine odaklandım. Neden olmasın? Hogwarts'ın en gözde iki bekarı olarak, birbirimizi denemeliydik belki de. Bir sonuç çıkmasa da denemeliydim..

Kararımı verdim. Ellerimde ki poşetleri tek elimde topladım. Asamı çıkardım ve Rox'a doğru yürüdüm. Çay evine girdim. Beni fark etmemesi için, asamı sallayıp poşetini devirdim. Rox poşetine uzandığında arkasından yaklaştım ona. Hemen karşısında ki sadalyeye oturdum ve asamı tekrar salladım. Saçlarını tutan tokası uçunca saçları omuzlarına düştü. Anlık şaşkınlığın ardından sert bir mizac ile bana bakmaya başladı. Onu gülümseyerek izledim. Elimde ki poşetleri yere bıraktım. Pıt sesiyle yere düştüler. Rox'u izlerken her zaman yaptığım şeyi yaptım. Dalgın bir el hareketi ile saçlarımı karıştırdım.

Islak saçları yüzüne düşmüştü. Bakışlarını hafifçe örtüyordu. Ancak oldukça cazibeliydi.
"Merhaba Roxanne." dedim usulca. O hala durumu anlamaya çalışıyordu. Söze tekrar girdim.

"Saçlarını toplama. Böyle serbest bırak gitsin. Sana daha çok yakışıyor. Hele şu anda. Dağınık saçların, yüzüne düşüp yüzünü hafifçe gölgelediğinde, bakışlarında ki sertlik ortaya çıkıyor. Bu da seni sen yapan özelliklerden biri. " Derin bir nefes aldım. O hala bana bakıyordu. Tekrar konuşmaya başladım. Az çok ne düşündüğünü biliyordum. Ama önemli değildi. Artık açıkça hareket ediyordum.
"Ee. Bana bir kahvve ısmarlamayacak mısın? Masana oturma nezaketini(gülümsemem büsbütün yayıldı yüzüme) gösterdim." Bir inceden kızacağını bilsem de, beni kovalamayacaktı. En azından şimdilik...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Roxanne Delacroix
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Roxanne Delacroix

RP Yaşı : 17.5
Mesaj Sayısı : 1678
Gerçek Adı : roxy foxy :)

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Bir Takım Tesadüfler Empty
MesajKonu: Geri: Bir Takım Tesadüfler   Bir Takım Tesadüfler EmptySalı Ara. 31, 2019 4:50 am



Yağmur diner dinmez odasına sığınmayı düşünerek çayını yudumladığı sırada devrilen çantasını kaldırmak için uzandı. Kafasını çevirdiğinde ise kalabalıkta gördüğü yüzü, tam karşısında buldu. Henüz şaşkınlığından kurtulamamışken nemli saçları omuzlarına dökülünce şaşkınlığının yerini bir miktar öfke almıştı, çünkü Adrian'ın aynı anda asasını sallaması gözünden kaçmamıştı. "Merhaba Roxanne." Adrian ile, Clary yüzünden sürekli çekişmeler yaşamıştı ve okulda genel olarak tanınan bir sima olmasına aldırmadan ondan uzak duruyordu. Zaten güvendiği bir avuç insan hariç gerçekten vakit geçirdiği kimse yoktu Hogwarts'da, birinci sınıftan beri olduğu gibi. Adrian'da onunla özellikle iletişime girmezdi. Kısacası bilinçli olarak birbirlerini görmezden geliyorlar denilebilirdi. Bu yüzden, Adrian'ın ona katılmasına şaşırmıştı işte. "Saçlarını toplama. Böyle serbest bırak gitsin. Sana daha çok yakışıyor. Hele şu anda. Dağınık saçların, yüzüne düşüp yüzünü hafifçe gölgelediğinde, bakışlarında ki sertlik ortaya çıkıyor. Bu da seni sen yapan özelliklerden biri." Az öncekine şaşkınlık denilemezdi. Roxanne ne diyeceğini bilemeyerek öylece büyücünün yüzüne baktı ki bu pek başına gelmezdi. Roxanne Delacroix söyleyecek bir şey bulamayacaktı ha? "Ee. Bana bir kahve ısmarlamayacak mısın? Masana oturma nezaketini gösterdim." Yüzüne yayılan gülümsemesi onu rahatsız etmişti ama, beklenmedik davranışının sebebini öğrenme isteği ağır bastığı için sessiz kalıp düşündü. Derdi neydi? Yoksa o da mı çok sıkılmıştı? Biraz önce, Julius'u görse bile sevineceğinden emindi. Adrian'da aynı görevi görmez miydi? Pek değil. Rahatlayıp zaman kazanmak için önce çayını yudumladı. "Nezaketin için teşekkür ederim, beni ne kadar mutlu ettiğini tahmin edemezsin." dedi sonunda alaycı bir tonla. "Saç konusunda tavsiyen de çok değerli, hiçbir fikrim yoktu." İçten içe yalnızlığının bir şekilde azalmış olmasının, gerçekten biriyle sohbet ediyor olmanın -buna sohbet denilirse- verdiği mutluluğu bastırarak memnuniyetsiz yüz ifadesini takınmıştı. Bu Roxanne'in savunma mekanizmasıydı. "Ne istediğini garsona kendin söyleyebilirsin herhalde? Bu arada, neden bu kadar erkencisin? Çatlak Kazan'da okuldan tek bir kişi bile yok. Yoksa beni takip mi edoyrsun?" Kendini zorlayarak hafifçe gülümsedi ama gülümsemesi açıkça şaşkınlığını yansıtıyordu.

#336666
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://vioreluna.deviantart.com/
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Bir Takım Tesadüfler Empty
MesajKonu: Geri: Bir Takım Tesadüfler   Bir Takım Tesadüfler EmptyÇarş. Ocak 08, 2020 6:51 pm

"Nezaketin için teşekkür ederim, beni ne kadar mutlu ettiğini tahmin edemezsin." Ah.. Ses tonunda ki alaycılık. Gülümsememi bastırmadım. Aslında bu alaycılık beni rahatsız etmedi. Eskiden olsa belki. Ama şimdi hoşuma gidiyor.

"Saç konusunda tavsiyen de çok değerli, hiçbir fikrim yoktu." Yüzünü ekşittikten sonra, "Ne istediğini garsona kendin söyleyebilirsin herhalde? Bu arada, neden bu kadar erkencisin? Çatlak Kazan'da okuldan tek bir kişi bile yok. Yoksa beni takip mi ediyorsun?" Ses tonunda bir şey vardı. Ama anlam veremiyordum. Zaten beni görünce sevinmesini beklemiyordum tabii. Ses tonunu düşünmeyi bir kenara bırakıp, Rox'un sorusunu yanıtladım.
"Aslında evet. Seni takip ediyordum." dedikten sonra, biz konuşurken yanımıza gelmiş olan garsona döndüm. Bir büyük bardak çay sipariş ettikten sonra tekrar Rox'a döndüm. Bir afallama bekliyordum tabi. Eskiden olsa demeyeceğim. Çünkü, eskiden olsa eskiden olsa diye örneklendirmeler yapar, gereksiz düşüncelerle doldururdum kafamı. Şimdi bunları pek önemsemiyorum. Büyümek böyle bir şey miydi? Rox'a bakıyordum. O hala sessizliğini koruyordu. Az önce ki sözlerimin onu rahatsız ettiğini, tahmin ediyordum. Yanılıyor olma ihtimalimde oldukça yüksekti. Ama üstünde çok durmadım.
" Ve rica ederim." bir an durduktan sonra Saç konusunda. diye ekledim. Sonra konuşmaya devam ettim.
Tabi genelde, senin yanında sırf popüler olduğun için, sana neyin yakıştığını söylemek yerine, sadece dalkavukluk eden insanlar olduğu için, bazen farklı fikirlere kapılıyor olabilirsin. Normaldir. Sen güzelll olduğu kadar popüler ve çekici bir kızsın.Tüm bunları ve daha fazlasını göz önünde bulundurduğumuzda insanlar bizim gibilerin hiç hata yapmamasını bekliyor. Ama aslında hiç göründüğü gibi değil. Aksine bizim hayatımız onlarınkine nazaran çok daha zor. Onlar öyle düşünmese de. Hiç bir sorunla gerçekten karşılaşmasak da, insanların kıskançlıkla çıkardığı sorunlar ile mücadele ediyoruz. Bazen sıradan bir hayatı istediğim oluyor. Garson gelince sustum. Çayımı aldıktan sonra bir yudum aldım. Oldukça lezzetliydi. Nefes alıp bekledim. Rox, hala sessizliğini koruyordu. Ki onun cevap vermemesi olacak bir şey değildi. Yani bir Muggle'ın süpürgeye bindiğini görebilirdiniz. Ama Rox'un sessiz kalacağını ise asla. Sanırım bir ilke imza atıyordum. Yeniden gülümsedim ve belki bu yaz on binlerce kez tekrar ettiğim, tik,takıntı, saplantı ve hatta belki hastalık seviyesinde bağımlı olduğum hareketi tekrarladım. Elimle saçlarımı karıştırdım. Rox, beni izliyordu. O hala bariz bir şekilde düşünüyordu. Kararsızlık ve hatta belki şaşkınlık, evet şaşkınlık yüzünden okunuyordu. Onun için bazı şeyler bu dönem normal değildi. Kesinlikle olamazdı. Roxanne Delacroix. Mükemmel Slytherin'li. Belki de hayatının en buhranlı dönemini yaşıyordu. Onu daha önce hiç, hiç ama hiç böyle görmemiştim. Ve ben bu durumu, sanırım.. Kullanıyordum. Ona yaklaşabilmek için. Biraz hoşlanma olabilirdi. Biraz? Hadi ama, ona deli olmuyor olabilirim. Ama bu bazı sebeplerden kaynaklıydı.
Bu sene son ha? Belki de bu sene son kez beraber olacağız. Bunu düşününce, geçmişte ki kavgalarımız gözüme anlamsız görünüyor. Manasız. Gerçi çok kavga etmedik ama, ettiklerimiz şiddetliydi.Tabi" dedim gülerek,  bunlar bence güzel anılar. Yani hangi öğrenci profesör masasını havaya uçurmuştur ki? Yada Büyük Salon'un ortasında düello yapmış olabilir?. Okuldan atılmamamız, gerçtekten bir mucize. İyi bir ceza ile kurtulduğumuzu bile söyleye-ye-yebilir-im. " Gülmekten konuşamaz hale gelince sustum. Hazır hoş sohbet fırsatı varken kaçırmamak lazımdı. Sohbet etmeye devam ettik. O da katıldı. Biraz ondan biraz okuldan bahsettik. Sanki yıllardır çok samimi arkadaşmışız gibi, okuldan ayrılalı yıllar olmuş gibiydi konuşmamız. Flörtöz bir hava hakimdi bize. Ama onunda şikayetçi olmadığını görüyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Bir Takım Tesadüfler

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Tesadüfler.
» Hufflepuff - Quidditch Takım Seçmeleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: dünya :: Diagon Yolu-