John ve ben bu gün buluşacaktık. Gelceke miydi ? Kesinlikle hayır. Sonuçta eski sevgiliyiz ve yan yana görülürsek aşkımızın tekrar alvelendiğini sanacaklardı. Aksine ondan nefret ediyordum artık. Yaptıklarından sonra onu sevmeyecektim.

Dar,deriden yapılma bir pantolon ve üstüne de beyaz bir kazak. Uyumlu olsalarda olmasalar da giyecektim bunları. Saçlarımı ise salık bıraktım. Parlatıcı ve bir rimel,göz kalemi sürüp çıktım.

Barda oturmuş Johnnie'yi bekliyordum. Arada da sipariş ettiğim viskiyi yudumluyordum. Sonra kapı açıldı ve içeriye John girdi. Yine üstünde eksitmediği takım elbisleri vardı. Ve o parfümünü sıkmıştı. Yanıma geldiğinde:

- Hoşgeldin Johnnie. Beni baya şaşırtıyorsun. Geleceğini beklemiyordum.

Gerçekten de gelmesine şaşırmıştım ama yüzüme şaşkınlığımı yansıtmamıştım. Sadece laflarıma üsten şaşırdığımı ifade etmiştim o kadar. Barmane öndüm ve:

- Bir viski daha dedim.

John ve viskiyi ayrı düşünemezdim. Sonuçta o bir viski meraklısıydı. John'un viskisi geldikten sonra ayağa kalktım ve:

- Şurdaki masaya geçsek mi ? diye soru yönelttim.

Cevabını da beklemden gittim ve masaya oturdum. John da hemen arkamdan masaya gelmişti.

Elisa yine bana bir davette bulunmuştu. Bu sefer ne isteyecekti ya da nasıl bir duygu sömürgesi planı vardı ? Bunları düşünerek bakanlıktan çıktım ve buluşacağımız yere cisimlendim.

İçeriye girdiğimde Elisa'nın kötü bir görünüşü vardı. Yani kötü bir karakter gibi giyinmiş ve etrafına sinsi sinsi bakıyordu. Yanına gittim. Ben söze başlamadan o söze başladı.

- Hoşgeldin Johnnie. Beni baya şaşırtıyorsun. Geleceğini beklemiyordum.

- Biliyorsun Liz ben süprizlerle dolu biriyim dedim ve güldüm.

Buna cevap vermemişti. Barmane döndü ve:

- Bir viski daha dedi.

Barmen viskiyi bana uzattı. Elime aldım. Tam ilk yudumumu alıyordum ki Liz:

- Şurdaki masaya geçsek mi ? diye sordu.

Cevap vermeden Elisa masaya oturmuştu bile. Ben de onun karşısına geçtim ve:

- Evet , seni dinliyorum. Bu sefer neler demeye geldin ?

Tam birşeyler söyleyecekti ki sözüme devam ettim.

- Kurul toplantısınca senin azkaban gitmene karar verdik dedim.

Yüzündeki ifadeden baya bir şaşırdığı belli oluyordu. İyi bir oyuncu olsada bu şaşkınlığını gizleyememişti.

- Mr. Dillinger, biliyorsunuz ki benim o olayla hiç ilgim yoktur. Boş bir suçlama için müebbet Azkaban cezası alamam.

- Liz,biliyorum suçsuzsun ama deliller seni hedef gösteriyor. Plan kimse aitse gayet iyi planlamış dedim ve viskimden bir yudum aldım.

Yüzünde ciddiyet oluşmuştu ve düşünceli bir hal almıştı. Onu bu halde görmek beni üzüyordu. Oturduğum yerden kalktım ve yanına geçtim. Çekinerek elimi omzuna koydum ve:

- Sen de olan deliller bende de var ve bunları senin aleyhine kullanacağım. Merak etme eski sevgilimi Azkaban'a sürecek değilim dedim ve küçük bir tebessüm ettim.

Bu konuşmanın onu rahatlatacağını umuyordum. Yanından kalktım ve karşısına geçtim.

- Sen ne için gelmiştin ? diye sordum. Hep benden söz edecek değiliz ya!

- Liz,biliyorum suçsuzsun ama deliller seni hedef gösteriyor. Plan kimse aitse gayet iyi planlamış dedi ve devam etti:

- Sen de olan deliller bende de var ve bunları senin aleyhine kullanacağım. Merak etme eski sevgilimi Azkaban'a sürecek dedi.

Eski sevgilimi Azkaban'a sürecek değilim. Bu cümlesi morelimi düzeltmişti. Kahka atmıştım.

- Sen ne için gelmiştin ? diye sordu.

- Biliyor musun artık senin gibilere tahammül edemiyorum. Bilmiş ve yakışıklı tiplere... Ayrıca verdiğin şu görev, beni gerçekten de sıkıyor dedim ve bardaktaki viskiyi bir dikişte bitirdim.

- Biliyor musun artık senin gibilere tahammül edemiyorum. Bilmiş ve yakışıklı tiplere... Ayrıca verdiğin şu görev, beni gerçekten de sıkıyor dedi asabi bir şekilde.

- Bu görev için gönüllü oldun ve ben de kabul ettim dedim sakince.

Bunun amacı neydi ? Beni gerçekten de kalpten götürmeye mi
çalışıyordu ? Şuan çok sinirlendirmişti beni. Hele bu tür konuşmalara tahammül edemediğimi biliyordu.

Derin bir nefes aldım. Sakin bir ses tonuyla:

- Bir problemin var gibi duruyor Elisa. Nedir problem ? Anlatmak istersen dinlerim. Yardımcı olabilirim ben dedim ve gözlerinin içine baktım.

- Demek problemim var öyle mi ? Problem sensin ve o problemi şimdi çözeceğim dedi ve asasını bana doğrulttu.

Elisa çok sinirli duruyordu. Bense onun aksine sakindim. Asayı bana doğrultuktan 5 dakika sonra:

- Lanet olsun! dedi ve masaya geri oturdu.

Gereçkten de problemliydi bu kız ya da gerçekten de onu sinirlendirmiştim. Ne yaptığımı bile bilmiyordum.

- İyi misin ? diye sordum.


Eğer beni terslemezse onunla anlaşma yapıp iyi anlaşabilirdik ama herşey Sayın Elisa'ya bağlıyıdı.

Belli bir müddet konuşmamıştık. Sadece içkilerimizi yudumluyorduk.

- Anlaşmaya var mısın ? dedim öne eğilerek.

- İyi misin ?

- İyiyim dedim umursamaz bir tavırla.

Sinirlermi yine hoplatmıştı. Zaten burya gelmeden çnce bir sürü terslik olmuştu. Bir de bana bunu söylemesi beni çileden çıkarmıştı.

Sessizce oturmuş birbirimize bakarken içkilerimi yudumluyorduk. Birden Johnnie sessizliği bozarak:

- Anlaşmaya var mısın ? dedi öne eğilerek ve fısıldayarak konuşuyordu.

Açıkçası olanlardan sonra bana teklifte bulunacağını düşünmemiştim Gerçekten de cesur biriydi John. Yine aynı kargaşaların yaşanması mümkün olabilirdi ama o bunu göze larak tekrar bir teklifte bulunuyordu. John!a doğru ben de eğildim ve:

- Sizi dinliyorum Sayın Bakan dedim ve gülümsedim.

- Sizi dinliyorum Sayın Bakan dedi bana doğru eğilerek.

Sıktığı parfüm çok hoştu. Beni kendimden alıp uzaklaştırmıştı. Bir an kendimi kaybedip kendimi dudaklarında bulacağım diye endişeliydim.

- Sizi dinliyorum Sayın Bakan diye tekrarladı Elisa.

- Özür dilerim bayan dedim gülerek ve devam ettim konuşmama.

- Görevini tamamla ben de seni Azkan'a girmekten kurtarayım dedim.

Ne demek istediğimi anlamış olmalıydı ki yüzü değişti.

- Ayrıca ortalığı bulandırmaktan vazgeçmelisinz dedim ve içkimdeki son yudumuda aldım.

- Özür dilerim bayan dedi ve devam etti konuşmasına.

- Görevini tamamla ben de seni Azkan'a girmekten kurtarayım dedi.

- Başka bir şey istemiyorsun yani dedim gülerek.

- Pekii,tamam. Görevimi yapacağım. Onu öldüreceğimi düşünme sadece yaralayacağım ve etkisini ilerde göreceği bir büyü yapacağım. Tamam mı ? dedim fısıldarcasına.

Johnnie beni gayet iyi tanıyordu ki kabul edeceğimi bildiğinden bu teklifi etti.
İçkimi bir yudumda bitiirdim ve yenisin getirmesi için barmane işaret ettim.

- Başka bir şey istemiyorsun yani

Evet anlamında kafamı salladım.

- Pekii,tamam. Görevimi yapacağım. Onu öldüreceğimi düşünme sadece yaralayacağım ve etkisini ilerde göreceği bir büyü yapacağım. Tamam mı ?

- Tenezzül ettiğin için sağol Elisa!

Bu sıralar kimseyi azkabana yollayamıyordum. Elisa bunu yapmazsa gereçkten de ilk giden o olacak gibiydi.

Yerimden kalktım ve:

- Çok içmemelisin bence dedim ve kapıya yöneldim. Duraksadın ve Elisa'ya bakarak:

- Artık sana ihtiyacım olmadığına karar verdim Elisa. Azkaban'da yerin hazır. Üzgünüm dedim ve bardan çıktım.