Çok kasvetli bir gündü. Canım o kadar sıkılmıştı ki ne yapacağımı bilmiyordum. Gökyüzü gri bulutlarla kaplıydı. O kadar şiddetli bir rüzgar vardı ki saçlarım uçuşuyordu. Yağmur yağmak üzereydi. Saçlarımın ıslanmasına aldırmadan yasak ormana gitmeye kadar verdim. Yalnız kalmak istiyordum. Herkes güler yüzümü gördüğü için çok mutlu olduğumu düşünürlerdi fakat bazen böyle durgun olurdum işte aynı zamanda o kadar sulugözümdür ki olur olmadık şeylere ağlardım. Şimdi de böyleydim işte. Ağlamak istiyordum. Aslında bir nedeni yoktu.
Yasak ormanda hiç kimsenin olmadığı bir ağacın yanına oturdum. Sırtımı ağaca yasladım ve düşüncelere daldım. Öyle bir dalmışım ki düşüncelere kulağımın dibinde fısıldayan kişiyi farketmemiştim. O kadar çok korktum ki ince ama yüksek bir çığlık attım.