Elizabeth Nomad Morgan




Jordoan Lovebad

Yaz kampı olağanüstü bir şekilde sakindi. Bu Jordoan'ın hoşuna gidiyordu. Çünkü her zamanki rezilliklerinden bir tanesini yaptığında eskisi gibi bütün bütün yaz kampı değil, yalnızca yatakhane dışında olanlar onunla dalga geçiyordu... Suratı yastığın derinliklerine daldığı için nefessiz kalmıştı ve boğulduğunu düşünerek saat 5'de kalkmıştı. Saat 8'de elini yüzünü yıkamış, kahvaltısını yapmış, yatağını toplamış şekilde odada, çalışma masasında oturuyordu. Okul'un açılmasına az kalmıştı ama onun canı ders çalışmak istemiyordu. En azından bunu odanın içinde yapmak istemiyordu. Kalktı ve elbise dolabına doğru ilerledi, oda arkadaşları henüz kalkmamıştı. Biri Hufflepuff diğeri Slyhterin'di. İkisi de ondan yaşça, boyca, cüssece ve kas olarak üstündü. Bu yüzden onlarla iyi geçinmeye çalışıyordu. Eline geçen ilk şeyleri giydi, aynanın önüne geçti. Beyaz, mavi çizgili ve palmiye desenli kaprisini giymişti. Buna şaşırmadı çünkü bu modelden onda çok fazla vardı. Üstüne ise yeşil-beyaz bir gömlek giymişti. İstemeden de olsa yakışıklı görünüyordu, eline geçen birkaç kağıdı aldı ve cebine tıkıştırdı. Yatakhaneden çıkıp bahçeye doğru yöneltti adımlarını. Etraf çok sessiz, ıssız ve sakindi. Banklar ise boştu, ormanın karşısındaki banklardan bir tanesini gözüne kestirdi ve o tarafa doğru yürümeye başladı. Taşsız bir yer olmasına rağmen 2-3 kez tökezledi, düşecek gibi oldu ama asıl düşüşü banka bir metre kala suratını yerde bulduğunda gerçekleşti. Bu da onun özelliğiydi, her zaman yürümeyi yeni öğrenmiş bir bebek gibi düşe kalka giderdi. Kalktı ve titreyerek banka ilerledi. Görünürde yalnızca dört kişi ona gülmüştü. Bunların hepsi de VII. sınıftı ve işin kötüsü hepsi de kızdı. 'Başkaları görmemiş olsun. N'olur' diye düşünerek banka oturdu. Cebindeki buruşmuş kağıtları çıkardı ve sesli bir şekilde -neredeyse fısıltı kadar- okumaya başladı. "Arayıcı... Genellikle hafif ve en hızlı uçan oyunculardan seçilen Arayıcı'ların hem keskin bir göze hem de tek elle hatta iki elini de bırakarak uçabilme becerisine sahip olması gerekir." 'Ah işte bu bende var!' diye düşündü. Yüzünde istemeden bir gülümseme oluştı, spor denilen şeyi pek sevmezdi. Ama Quiddich- hele de arayıcı pozisyonunda olduğunda tadına doyulmaz bir kase puding kadar güzel olabiliyordu. Ravenclaw takımına da Arayıcı olarak seçilmişti zaten. Okumaya devam etti "Snitch'in yakalanması genellikle aslanın ağzından galibiyet karma anlamına geldiğinden maçın sonucu üzerinde çok önemli bir etkiye sahiptirler, bu yüzden de sık sık rakibin faullerine maruz kalırlar." Dedi ve duraksadı. 'Ah-işte bu çok iyi!' diye iç geçirdi. Yüzü gülüyorken artık sinirliydi. Tam okumaya devam edecekti ki bunu engelleyecek bir şey oldu. 'Bu gördüğüm Elizabeth Nomad Morgan mı' bana mı öyle geliyor?' diye sordu kendi kendine ve hemen ardından da bunun cevabını zaten bildiğini hatırladı. En yakın arkadaşıydı. Pek kız arkadaşı olmamasına karşın bu etkileyici bir durumdu. Bu kız çok içten geliyordu ona. Slyhterin olması hiçbir şeyi değiştirmezdi. Elini kaldırdı ve sallamaya başladı, "Heyy Liss! Hey buradayım." diye bağırdı ve elini indirdi. Onun da yaz kampında olduğunu bilmiyordu. 'O da diğerleri gibi Iron Mask konseri için gelmiş olsa gerek' diye düşündü. Çünkü kendisi de bu yüzden gelmişti. Sonunda Elizabeth sonunda onu görmüş ve yanında doğru gelmişti. Bunu görünce bankın yarısını kaplayacak şekilde oturdu ve gözlerini ona dikti. O da Oturduğunda konuşmaya başladı. "Sen ne zaman geldin? Niye haber vermedin ki?" diye kızar gibi yaptı. Hiç inandırıcı değildi ama. Uzunca sarıldılar ve ikisi de nedensiz yere biraz güldü. Ardından devam etti "Sen de Iron Mask konseri için geldin değil mi? Çok heyecanlı! Sabırsızlanıyorum!" dedi bağırarak. Niye bağırmıştı ki? Gözlerini kıstı ve kızardı. Hala bahçede kimse olmamasına rağmen...

Biraz şaşırmış görünüyordu. "Doğrusu konseri unutmuştum ama sen beni götürürsen unutmuş sayılmam" dedi. "Ah Jordoan, seni çok özledim. Zaman ne kadar yavaş geçti. Sanki senelerdir görüşmüyoruz gibi hissediyorum doğrusu. Neler yapıyorsun" diye devam etti, Jordoan söze başlamak için ağzını açtığı anda yine devam etti. "Vay canına, yeni arayıcı tekniğini geliştirmeye çalışıyor demek," gülüştüler ve birbirlerine baktılar. "Ah evet-sende duydun demek, seçildim... Aslında biraz sıkıntılı bir yaz tatili geçirdim. Bilirsin işte sorunlu bir aile'den kaçmak için bu yaz kampı gayet ideal." Elindeki kitabı havaya kaldırdı ve "bu sene kupa Ravenclaw'ındır!" dedi. Ardından Elizabeth'in Slytherin bakışını gördü ve "tabi Slytherin de çok başarılı." biraz kızarmış ve utanmıştı, Elizabeth ise kızmış gibi görünüyordu. Yanlarındaki öğrenci grubundan uzak durmak istediği için ayağı kalktı ve "Hadi. Biraz yürüyelim," dedi. Elizabeth de kalkınca birlikte ormanın içine doğru ilerlediler. Yürürken ayağı takıldı ama düşmedi. Elizabeth biraz sırıttı ve yürümeye devam ettiler. Sessizliği sevmesine rağmen soracak çok şey vardı o yüzden başlaması gerekiyordu. "Lisbeth sana ne diyeceğim?! Bil bakalım ben ne yaptım?" diye sordu ama o daha tahmin etmeye çalışmadan heyecanlı bir şekilde kendi kendine cevap verdi. "Bir Kulüp kurdum, artık asosyal değilmişim gibi görünüyor, adı 'Blue Phoenix' şimdiden bir sürü üyesi var! Hem de artık her binadan üye alıyoruz. Sen de gelmelisin. Çok eğleniyoruz. Peki ya sen! Sen neler yaptın? Anlat herşeyi, o kadar merak ediyorum ki." dedi. Vay canına ne kadar hızlı konuşmuştu. Nefes nefese kaldı. Elizabeth ona bakıyor ve gülmüyordu. Ama Jordoan bunu yalnızca kibarlığından yaptığını biliyordu. Güldü ve derin bir nefes aldı. Konuşmak istiyordu, soracak çok şeyi vardı ama bekledi. Henüz cevap alamamıştı.

"Vay canına Jordoan, bu müthiş birşey!" diye cevap verdi Elizabeth. Jordoan bu kulübü kurarken pekte desteklendiği söylenemezdi doğrusu. Bu yüzden biraz destek ona iyi gelmişti, gülümsedi. "Katılmayı gerçekten çok isterim" diye devam etti. Jordoan da bunu çok isterdi. Elizabeth III. Sınıfların patronu gibiydi, o girerse hepsi gelirdi muhtemelen. "Ben mi? Ben de gayet sıkıcı bir yaz geçirdim, her zamanki şeyler bilirsin; at bindim, ders çalıştım ve ders çalıştım." dedi. 'Bu kız bana gerçekten çok benziyor' diye düşündü Jordoan. "Bir iki haftamı Romanya'da geçirdim. Oradaki vampir yuvalarını gördüm. Yaratıklara ne kadar meraklıyımdır bilirsin." diye devam etti.
"Bilmez miyim?" diye fısıldadı Jordoan. Elizabeth onu duymamıştı. "Okulun açılması için sabırsızlanıyorum. Yepyeni ve taptaze bir sene. Kim bilir bu sene bize neler getirecek? Ah, bu arada Blue Phoenix tam olarak ne hakkında? Madem katılacağım senden ayrıntılı bir açıklama bekliyorum." Bu sorunun cevabı uzundu, Jordoan yine nefessiz kalacak gibi görünüyordu, biraz kısaltmalıydı. Kısa ve öz... "Iıı-Şey. Eğlenmek, gezmek, kopmak, gülmek, sosyalleşmek, dans etmek, ders çalışmak, oyun oynamak, kitap okumak ve daha bir sürü şey." son söylediklerini şaka olarak söylemişti, biraz güldüler ve Jordoan devam etti. "Bence tam senlik bir kulüp."
Bunun nedeni ise kulüpteki herkesin çalışkan öğrenciler olmasıydı. Ve Elizabeth gayet çalışkan bir öğrenciydi. Yürürken bir köşeyi döndüler ve yanlarından birkaç IV. Sınıf öğrencisi geçti. Hepsi de Hufflepuff'lı idi. Yönlerini tekrar bahçeye doğru çevirdiler. Hafifi bir esinti vardı, Elizabeth'in saçları az az dalgalanıyordu ve bu çok hoş duruyordu. Jordoan'ın ise ikide bir gözüne toz giriyordu, bu Jordoan'ı en kızdıran şeylerdendi. Gözlerini kıstı ve yürümeye devam etti. Gelen geçen onu ya Çinli ya da deli sanacaktı...

-Iıı-Şey. Eğlenmek, gezmek, kopmak, gülmek, sosyalleşmek, dans etmek, ders çalışmak, oyun oynamak, kitap okumak ve daha bir sürü şey.
Beraber güldüler.Elizabeth kulübü beğenmişti. Zaten garkanez bile inceleyebilirlerdi. Sonuçta bu kulüp Jordoan için bir şey ifade ediyordu ve o yanında olacaktı. Okul açılır açılmaz Ravenclaw düşmanı olmayan tüm arkadaşlarını toplayıp kulübe gitmeyi aklının bir köşesine koydu. Bu sene yapılacak çok iş vardı.
-Bence tam senlik bir kulüp dedi Jordoan. Bu açık bir davetti ve Jordoanla vakit geçirmeyi asla kaçırmazdı.
Bu sırada onlar yürürken karşılarına bir kaç öğrenci çıktı ama Elizabeth onlara dikkat etmedi, kulübü düşünüyordu. Jordoan' ın gözüne toz kaçmıştı ve gözlerini kısmak zorunda kalmıştı Elizabeth bundan utandığını biliyordu ama gayet şirin gözüküyordu.
- Evet bu süper bir fikir doğrusu, özellikle farklı binalardan öğrenciler birleşince sınava hazırlıkların mükemmel olacağına eminim dedi sonra her zamanki gibi tek düşündüğü şeyin ders olduğunu fark edip bir süre durakladı.
- Hem normalde selam bile vermediğimiz insanlarla aynı odada dans etmek, sohbet etmek, bu da eğlenceli kısmı tabi ki diye devam etti.
Sonra kafasına takılan soruları sormaya başladı:
- Jordoan bu sene hangi dersleri seçeceksin? Ben çok zorlanacağımı düşünüyorum çünkü çok fazla ders var ve aralarında seçim yapamıyorum zaten elimizdeki dersleri zor veriyoruz geçen sene İksir dersini geçene kadar canım çıkmıştı bu sene aynı şeyin olmasını hiç istemiyorum.

"Evet bu süper bir fikir doğrusu, özellikle farklı binalardan öğrenciler birleşince sınava hazırlıkların mükemmel olacağına eminim." Sonra biraz duraksadı, o sırada Jordoan önüne çıkan taşlara takılıp düşmemek için ayrı bir özen, gözüne toz kaçmaması için ayrı bir özen gösteriyordu. "Hem normalde selam bile vermediğimiz insanlarla aynı odada dans etmek, sohbet etmek, bu da eğlenceli kısmı tabi ki," ah-evet bu konuda kesinlikle haklıydı. Tanımadığın insanlarla dans etmek, sohbet etmek. Bunlar kesinlikle sosyalleşmek anlamına geliyordu... "Jordoan bu sene hangi dersleri seçeceksin? Ben çok zorlanacağımı düşünüyorum çünkü çok fazla ders var ve aralarında seçim yapamıyorum zaten elimizdeki dersleri zor veriyoruz geçen sene İksir dersini geçene kadar canım çıkmıştı bu sene aynı şeyin olmasını hiç istemiyorum." Haklıydı, Jordoan'ın bu konuda bir sorunu olmamasına karşın iksir yaparken yanlışlıkla kazanını havaya uçurması kötü bir durumdu. Ama İksir, alınması zorunlu derslerdendi.
Elizabeth bunları söyleyince Jordoan'ın aklına III. Sınıftaki hali geldi ve kahkahayı patlattı. Elizabeth ne olduğunu anlamamış halde, tek kaşı kalkmış Jordoan'a döndü. "Aa-şey. Önemli bir şey değil, aklıma bir şey geldi de," dedi. Dersleri düşündü bir süre, sonra konuştu. "Ben... Karanlık Sanatlara Karşı Savunma, İksir, Sihir Tarihi, Tılsım-" dedi ve duraksadı, bunları söylemesine gerek yoktu. Bunlar bütün öğrenciler tarafından alınması zorunlu derslerdi. Bozuntuya vermemeye çalışarak devam etti; "Kehanet, Biçim Değiştirme. Iıı-Mitoloji ve Muggle Bilimleri'ni alıyorum." Dedi ve sessizliği dinlemeye başladı. Çok yürümüşlerdi, neredeyse göle gelmişlerdi. Biraz düşündü, Elizabeth Muggle Bilimleri'ni almazdı ki, o bir Slyhterin'di. Ama Jordoan'ı şaşırtarak o dersi alsaydı Jordoan çok mutlu olurdu. Sonra biraz durdu ve 'Buldum!' Diye düşündü içinden. Jordoan Elizabeth'i ders çalıştırırsa Elizabeth'in başarılı olacağına emindi. Sonuçta ondan bir yaş büyük ve bir Ravenclaw'dı. "Bak ne diyeceğim, seni ders çalıştırmama ne dersin? Bence bunun büyük bir etkisi olabilir." Elizabeth şaşırmıştı, normalde kibarlığı hep Elizabeth yapardı. "Hangi dersleri alacağını söylesene." dedi Jordoan ve tam Elizabeth'e döndüğünde bir taşa takıldı yine düşmedi, artık göle çok yaklaşmışlardı...