Kolları hala belimdeydi, ne istiyordu? Kendisinin bile bildiğinden emin değildim. "Nereye gidiyorsun? İstediğin şey bu sanıyordum." Ah, demek öyle. Gerçektende çok mu belli etmiştim onu istediğimi? Yapmış olabilirdim evet ama sırf ben istedim diye beni öptüğünü yüzüme vurmasına gerek yoktu. Kızardığımı hissettim. Kızarmam yaşadıklarımızdan dolayı değildi, sadece utanç verici şekilde kendimi kötü hissettirmişti bana. Sanki onu zorlamışım gibi hissediyordum şimdi. Ben bunları düşünürken yine o sıcaklığı hissettim dudaklarımda, yalnız sıcaklığı tek hisseden dudaklarım değildi. Bütün vücudum yine onun sıcaklığıyla dolmuştu. Başım dönmeye başlamıştı bu defa. Bunu bana neden yapamıyordu? Neden vazgeçip dönüp sırtımı gidemiyordum, onu bir daha görmemek adına? Öpüşlerine karşılık vermedim, kayıtsızca duruyordum. Ellerim bile kıpırdamıyordu. Oysa onun elleri sırtımdan belime doğru hareket etmeye başlamıştı. Zevk mi alıyordu? İçimden alay ettim. Gülücektim ama dudaklarım onun öpücükleriyle o kadar doluydu ki. Zevk almadığını adım gibi biliyordum. Oda artık benim gibi düşünüyordu. Bir an meselesiydi bu, şuan ikimizde anı yaşıyorduk. Bu anın,gecenin bize getirdikleri buydu. Aşk getirsin isterdim, onu bir daha görmek isterdim, farklı şeylerde hissetmek isterdim. Ama bu gece bana aşk getirmemişti. Farklı şeyler hissediyordum, ve onu bir daha görmek istiyordum evet ama bu yaşadıklarımızın adı yoktu. Aşk değildi o kadar! Uzun sürmüştü bu defa öpüşleri, ama bir an olsun karşılık vermemiştim. Başımı döndüren sıcaklıkla savaşmak zor olsada galip gelmiştim. Yavaşladığını hissettim, sonra ellerinin belimden ayrıldığını ve o sıcaklığın kaybolduğunu. Evet şimdi dudaklarımda dudakları yoktu, yeniden üşüdüğümü hissettim, içimi yine buz kaplamıştı adeta. Yavaşca beni kendinden itti, az önce tekrar öpüşebilicek durumdayken şimdi onu yaşamamız için ikimizinde birer adım atması gerekiyordu. Ama buna gerek yoktu. O bunu istemiyordu, ve benimde adım atıcak halim bile yoktu. "Ben özür dilerim. O insan olan halim geriye geldi. Hem bunu yapamam çünkü bir kız arkadaşım var." Kulaklarım uğuldamaya başladı, gözlerim mi yaşarmıştı? Yo hayır bu olmamalıydı. Gözlerimi yıldızlara diktim, bu ağlamamı engellerdi umarım. Ona bakmıyordum ama eğilip ceketi yerden aldığını anladım. Bana doğru uzatıyordu şimdi ceketini. Yıldızlara bakıyordum sadece. Aslında bu gece böyle olsun istememiştim, ama olmuştu ve artık gecenin sonuydu. Gözlerim yanmaya başlamıştı hemen burdan gitmeliydim. Kendimi rahatlatmalıydım, düşünüyordum düşünüyordum... O benden oldukça küçüktü değil mi? Evet on sekizinde olduğunu biliyordum ama ne kadar süredir vampirdi bunu bilmiyordum. Benden büyükte olabilirdi, yada aynı yaşta olabilirdik. Bilemiyordum, ama küçük olduğunu varsaydım. Yanan gözlerim iyice batmaya başlamıştı. Şimdi gözlerimi yere indirmiştim. '' Ah, şimdi tam bir pisliksin. '' Hızlı adımlarla yürümeye başladım. Mezarlıklar yanımda bir bir kayboluyordu. Yanından ayrılırken omzum omzuna değmişti vurarcasına. Gelir miydi? Yada dur der miydi? Ne oluyordu bana hala onu düşünüyordum. Oysa bir sevgilisi varken o burada beni öpmüştü. Ağlamaya başladığımı anladım. Az önce öpücüklerle ısınan yüzümü şimdi gözyaşlarım ıslatıyordu. Başım dönüyordu, ama yürümeye devam ediyordum. Ailemin mezarının yanında birkaç saniye kadar duraksadım. Ama yürümem gerekiyordu, yoksa heran geri dönebilirdim. Arkama bakmak istiyordum ama buna engel olmalıydım. Neyle karşılaşacağımıda bilmiyordum, belki peşimden gelen bir adamla, belkide çoktan ortadan kayboşmuş bir vampirle.