AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 is it possible?

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rhys Gibson
Seherbaz
Seherbaz
Rhys Gibson

RP Yaşı : 26
Mesaj Sayısı : 13
Gerçek Adı : Cihan
Yaş : 27

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

is it possible? Empty
MesajKonu: is it possible?   is it possible? EmptyPtsi Nis. 06, 2020 8:33 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Maximillian Gutierrez & Rhys Gibson

IS IT POSSİBLE?
HOGWARTS ARAZİSİ | GÖL KENARI



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rhys Gibson
Seherbaz
Seherbaz
Rhys Gibson

RP Yaşı : 26
Mesaj Sayısı : 13
Gerçek Adı : Cihan
Yaş : 27

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

is it possible? Empty
MesajKonu: Geri: is it possible?   is it possible? EmptyPtsi Nis. 06, 2020 9:54 pm


İnsanları duygularına alet edip kullanmayı yeni yeni öğreniyordu. Çoğu zaman bu konuda beceriksiz olsa da çoğu zamanda kusursuz bir iş gerçekleştiriyordu. Cinsel kimliği yüzünden en çok bunu yaparken kadınlarda zorlanıyordu. Onların tam olarak beklentisinin ne olduğunu çözemiyordu. O nedenle kendini bu tür görevlerden genelde uzak tutmak istiyordu. Ama bunu ne zaman istese ona bu görev veriliyordu. Görev yeniden kendini bulmuştu. Sihir Bakanından alınması gereken bir evrak vardı ve bunun için evine girmesi gerekiyordu. Aklında bin bir türlü soru dolanıyordu. Bunu nasıl yapabilirim diye kendi kendine düşündüğü sırada masanın üzerinde görev dosyası çarptı. İçini kurcalamaya başladığında bir torununun olduğu yazılıydı. Hogwarts’da son sınıf öğrencisi olduğu yazılıydı. Gözü ismine ilişmişti. Maximillian Gutierrez. Hangi insan torununa Maximillian adını koymasına izin verirdi ki. Anlaşılan gelenekçi bir yapıya sahiplerdi. Dosyayı biraz daha kurcaladığında oğlunun Azkaban Hapishanesinde olduğunu görmüştü. Durum daha ilginçleşmeye başlamıştı. Dosyayı kapatıp kanepeye geçti başını arkaya yaslayıp gözünü kapattı. Genelde bunu yaptığında aklına yaratıcı fikirler gelirdi. Bir süre düşünmeye başladı. Nefes alışverişi bir süre azaldığını fark etmeye başladığında uykuya dalmıştı.

Karanlığın içinde bazı görüntüler geliyordu. Hogwarts, göl… Görüntü yeniden kayboluyordu. Bitti galiba düşüncesi daldığı sırada beyaz renkte sarmallar üzerine uçmaya başladı. Görüntü sürekli değişiyordu. Hogwarts arazisinde bulunan gölde sarışın bir çocuk arkası dönük duruyordu. Yüzünü görmek için yaklaştığında aniden gözlerini açtı. Nefes nefese uyanmıştı. Böyle olmasını beklemiyordu. Yeniden görücülük yeteneğinin nüksettiğini fark etti. En azından artık ne yapacağını biliyordu. Bir uçuş şebekesi kullanıp Hogwarts ‘a gidip o çocuğu bulmalıydı. Kim olduğu hakkında bir bilgisi yoktu ama gelecek ona bunu göstermişti. Bakanlıktaki uçuş şebekelerinden birini kullanıp Hogwarts’a gidebilirdi. Bunun için yola koyuldu.



Yeşil alevlerin bitmesi ile kendini sonunda Hogwarts’ta bulmuştu. Etrafına şöyle bir bakındı kimsecikler görünmüyordu. Aklına gördüğü görüntüler geldi. Göl kenarına gitmesi gerektiğini düşündü. Araziye çıktığında buraya uzun süredir gelmediğini fark etti. Çok özlemiş olacaktı ki burayı içi huzurla dolmuştu. Göl kenarına yaklaştığında o çocuğu gördü. Aynı görüntüde ki gibi arkası dönük duruyordu. Acaba Maximillian olabilir mi diye düşünmeden edemedi. Dosyanın içinde bir fotoğrafı yoktu ve Hogwarts’a gelmeden önce onu araştırma aklına gelmemişti. Dosyada fiziksel özelliklerinden bahsediliyordu ama arkası dönük bir adamı bu konuda seçmek oldukça zor oluyordu. Şansını denemekten başka bir şeyi yoktu. Genç adama yaklaşıp “Maximillian” diye seslendi. Dönüp dönmeyeceği konusunda aşırı kararsızdı. Genç adamı izlemeye devam etti.

Renk Kodu: #AAAACC[/size]

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maximillian Gutierrez
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Maximillian Gutierrez

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 31
Gerçek Adı : m

is it possible? Empty
MesajKonu: Geri: is it possible?   is it possible? EmptyPtsi Nis. 06, 2020 10:41 pm


Cübbesini çıkartıp yanı başındaki ağacın altına bıraktı. Vücudunu sağa sola eğerek esnettikten sonra kafasını kaldırıp açık gökyüzüne baktı. Rüzgar serin esmesine rağmen güzel bir bahar günü gibi sıcaktı. Max böyle zamanlardan nefret ediyordu. Herkesin mutlu olduğu, kaynaştığı, keyifle gülüştüğü... Alışkanlıkla kulağındaki küpelerde gezindi sağ eli. Bir, iki, üç , dört... Canı ne zaman sıkılsa farkında olmadan eli kulağına gidiyor ve tuhaf bir şekilde küpelerini sayarak kendini bilinçsizce rahatlatmaya çalışıyordu. Babasını düşünmemeye çalıştığı günlerden biriydi bugünde. Göl kenarına gelip taş sektirerek zihnini boşaltmaya çalışacaktı. Eğilip ince parmaklarıyla ufak bir taşı aldı. Avucunda tuttuğunda fırlatmak için güzel bir taş olduğunu farketti. Hafifçe eğilip açısını aldı ve savurdu. Bir, iki, üç... Taş suya gömüldüğünde bunu küpelerini saymaya benzetti. Kafasını iki yana sallayıp tekrar eğildi. Bu oyunu babasıyla oynadığını hayal ederek mutlu olmaya çalışmayacaktı. Bunu yapmaktan on yaşında vazgeçmişti. Belki de annesine baykuş gönderip karşılık vermesini ummalıydı. Boş bir hayal... Bugünlerde neden böyle hissettiğini biliyordu. Yılın en sevmediği zamanı geliyordu. Yılbaşı. Bir kez daha annesi ve üvey babasının resimlerinin üzerine basılmış bir yeni yıl dilek kartı alırsa asasını kafasına dayayıp ölüm laneti yapabilirdi. Tiksintiyle yüzünü buruşturdu. Babasının mezarına sadece onun doğum gününde gidiyordu ki büyükbabası buna hala itiraz ediyordu. 'Maximillian seni üzgün görmeye dayanamıyorum.' diyerek gitmemesi gerektiğini söylüyordu. Lanet bunak! Neden adının Maximillian koyulmasını istemişti ki? Doğuştan kaybedendi. İsmiyle, ailesiyle, hisleriyle ... Elindeki taşı fırlattı. Bir çok kişi onun bakanın torunu olduğunu bilmiyordu. Bunu gizlemek için de elinden geleni yapmıştı Max. İhtiyar bunun gizli kalmasının onun güvenliği için daha iyi olacağını bir çok kez söylemişti. Max aptal değildi. Güvenliği için ne yapması gerektiğinin farkındaydı. Bunun eve hiç arkadaş götüremeyeceği anlamına geldiğini sonradan fark etse de itiraz etmemişti. Sonuçta kötü adamlar her yerdeydi.

Yerden yeni bir taş aldı. Pürüzsüz yüzeyiyle güzel sekebilirdi. Kolunu gerdi ve attı. Beyzbol oynamıştı daha önce ve bir şeyleri fırlatmayı gayet iyi biliyordu. Bir, iki, üç... “Maximillian” Bütün vücudu aniden yükselen öfkeyle kasıldı. Diğer öğrenciler ona tam adıyla hitap etmemeleri gerektiğini biliyorlardı. Max bunu onlara zorla öğretmişti. Şakasına bile gelemediğini... Şimdi ise biri yine ona böyle seslenmişti. Arkasına döndü seslenen kişinin üstüne atlamamak için kendisini tutmaya çalışarak. Biraz uzakta kim olduğunu seçemediği biri duruyordu. "Sakın bir daha bana Maximillian diye hitap etme!" Sesi bahçenin öbür ucundan bile rahatlıkla seçilebilecek kadar yüksekti. "Asla! Her kimsen bilmiyorum ama bir daha ki sefere seni uyarmam!" Yumrukları sıkılmıştı. Kendini rahatlatmak için eğilip yerden taş aldı ve adama arkasını dönüp göle fırlattı. Bir, iki, üç... Kesinlikle bir şeyleri saymak onu sakinleştiriyordu. Tekrar eğildi ve taşı aldı. Doğrulduğunda az önce konuşan adama döndü. Öfkeyle bağırmıştı fakat onun kim olduğunu bilmiyordu ki? Okulda tehlike olmadığına göre etrafta dolaşan seherbazlardan biri olabilirdi. Gerçi onların da Max ile bir işi olmazdı. "Ne istiyorsun?" Memnuniyetsiz olduğu her halinden belli oluyordu.


#53868b
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rhys Gibson
Seherbaz
Seherbaz
Rhys Gibson

RP Yaşı : 26
Mesaj Sayısı : 13
Gerçek Adı : Cihan
Yaş : 27

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

is it possible? Empty
MesajKonu: Geri: is it possible?   is it possible? EmptyPtsi Nis. 06, 2020 11:09 pm


Genç adamın verdiği tepki ile karşı karşıya kalınca şaşırmıştı. İsminden hoşlanmadığını nereden bilirdi ki. Bu yüzden adamın verdiği tepki mantığına yatmamıştı. Öfkeyle yerden aldığı taşı kendisine atacak sandı ama genç adam göle dönüp fırlattı. İçi tam rahatlamışken eline aldığı taş ile beraber tekrar kendisine döndü. “Ne istiyorsun?” sorusu karşısında bir süre sessiz kalmak zorunda kalmıştı. Çünkü elinde ki taş her an üzerine doğru fırlatılabilirdi. Bu da şuan için en son isteyeceği şeydi. “Özür dilerim. Adından bu kadar rahatsız olduğunu bilemezdim.” dedi. Bir yandan da ellerini pantolonun ceplerine yerleştirdi. Hafif bir sırıtma ile “Sanırsam Max desem kızmazsın daha modern duruyor çünkü.” dedi. Artık onun aradığı çocuk olduğuna emindi. Peki şimdi ne yapması gerekiyordu. Ona diğer insanlara davrandığı gibi mi davranacaktı? Aslında fena olmazdı. Çünkü karşısında ki genç büyücünün yüz hatları dikkatini çekiyordu. Zihnini temizlemeye çalıştı. Şuan için bunları düşünmemesi gerekiyordu. Bir açıklama bulamazsa gelip seslenmesinin bir mantığı kalmayacaktı. Kendini öğrenci gibi gösterse acaba çok anlamsız mı kaçardı diye düşündü. Okulda bulmak istese burada olmadığında kendisini bulamayacaktı ve bu yeterince şüphe uyandırıcı olurdu. Aklından bu fikri de çıkarmak zorunda kaldı. “Aslında buraya gelme sebebim yani okulda olma sebebim Sihir Bakanlığı adına çalışıyorum. Adım Rhys Gibson. Seherbazım.” dedi. Cebindeki kartvizitini çıkarıp genç adama gösterdi. Bu anlamsız olmayacaktı. Çünkü bu yıl Hogwars’a birçok seherbaz yollanmıştı zaten. “Seni burada biraz düşünceli görünce gelmek istedim.” dedi omuzlarını kaldırarak. Ona ne yapıp edip yakınlaşmak zorundaydı. Aksi takdir de kurduğu planlar suya düşebilirdi. Aslında uzun soluklu plan yapmayı sevmezdi. Yani olayın gidişatına göre uygulamalar yapardı. Bu nedenle çoğu görevi aylarca sürerken kimi günler sonra biterdi. Bu yöntem sayesinde fazla dikkat de çekmezdi. Genç adamın vereceği cevabı az çok tahmin edebiliyordu ama buradan kovulmak da istemiyordu. Çünkü genç adamın yanında bir anda bitivermişti.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maximillian Gutierrez
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Maximillian Gutierrez

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 31
Gerçek Adı : m

is it possible? Empty
MesajKonu: Geri: is it possible?   is it possible? EmptyPtsi Nis. 06, 2020 11:38 pm


Karşısındaki adam yaklaşınca onun yüz hatlarını seçebilir hale geldi. Kış mevsiminde olmalarına rağmen gökyüzü açıktı bu yüzden Max görmekte zorlanıyordu. Hiç bir zaman keskin gözlü biri olmamıştı zaten. Tabi gözlük kullanacağına ölürdü daha iyi. Ravenclaw olduğu için tipik çalışkan öğrenci tipi olmasına gerek yoktu. “Özür dilerim. Adından bu kadar rahatsız olduğunu bilemezdim. Sanırsam Max desem kızmazsın daha modern duruyor çünkü.” Adam kendisine tanıdık geliyordu ama çıkaramamıştı. Büyük ihtimalle bakanlığa gittiği seferlerin birinde görmüştü. Onun ellerini cebine atmasına baktı. Gözlerini gördüğünü beğenmiş bir şekilde yavaşça yukarı çıktı. “Aslında buraya gelme sebebim yani okulda olma sebebim Sihir Bakanlığı adına çalışıyorum. Adım Rhys Gibson. Seherbazım. Seni burada biraz düşünceli görünce gelmek istedim.” Uzatılan kartvizite bakmak için incelemesini yarıda bırakması gerekti. Gerçek bir bakanlık kartı. İhtiyar kandırılmaması için gerçeğinin nasıl olduğunu net bir şekilde detaylarıyla anlatmıştı. Bazen onun yüzünden paranoyak olduğunu düşünüyordu. On yedi yaşında başka neleri hesaba katmalıydı? İfadesiz bir suratla ona bakıp arkasını döndü ve taşını fırlattı. Bir, iki,... Bu sefer dengeli atamamıştı. Yeterince eğilmemişti belli ki. Çömelip yerdeki taşları karıştırdı. Güzel bir tane bulduğuna kanaat getirince doğruldu. Yeleğini de çıkarttığı için üzerindeki gömlek vücut ısısının düşmesini engelleyememişti. Ellerinin buz kestiğini hissetmesine rağmen eğilip taşı fırlattı. Bir, iki, üç, dört... Bu sefer güzel gitmişti. “Yine soruyorum. Ne istiyorsun?” Seherbaza dönüp az önceki öfkesinden eser kalmamış bir şekilde baktı. "Seherbaz olarak bir öğrencinin taş sektirmesini izlemekten başka yapacak eğlenceli bir şeyin yok mu?" Bakanın torunu olduğunu bildiği belliydi. Yoksa bu kadar öğrenci adından ismini bilip yanına gelmesini gerektirecek bir sebebi olamazdı. Terfi için büyükbabasını ikna eder diye mi düşünüyordu acaba? Kesinlikle çok yanılıyordu. İhtiyar işlerine karışılmasından hoşlanmazdı. Gerçi Max de bakanlığın sıkıcı işlerine hiç ilgi duymamıştı. Hele ki sürekli temkinli yaşaması gerekecekse... Eğildi ve yerden orta büyüklükte bir taş alıp hırsla fırlattı. Sekmek yerine pürüzsüz göl yüzeyinde geçici bir delik oluşturmaya yetecek şekilde düştü. Parmaklarına üfledi. Gerçekten üşüyordu ama kalbini sıkan ve yakan o acıyı anca böyle yatıştırabileceğini düşündüğü için gidip cübbesini almadı. Yeni bir taş alıp gerildi ve beyzbol topu atar gibi fırlattı.



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rhys Gibson
Seherbaz
Seherbaz
Rhys Gibson

RP Yaşı : 26
Mesaj Sayısı : 13
Gerçek Adı : Cihan
Yaş : 27

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

is it possible? Empty
MesajKonu: Geri: is it possible?   is it possible? EmptySalı Nis. 07, 2020 10:09 pm


Cümlelerine cevap alamaması şaşırtmıştı. Dikkat mi çekmişti acaba düşünce sarmıştı. Genç adamın elindeki taşı göle doğru fırlattığında ürkmüştü biraz. O taşlardan birinin kafasına gelme olasılığı çok yüksekti. Çünkü karşısındaki adamın oldukça gergin olduğunun farkındaydı. Ne olduğunu sorması gerekiyor muydu acaba? Çömelip yerdeki taşları kurcalamaya başladığında ikinci bir taş darbesi daha çok ürkütmüştü. Yüzüne gelen her cisimden çekiniyordu. Yüzü onun hassas noktasıydı. Yüzünü neredeyse kusursuz bulurdu. “Yine soruyorum. Ne istiyorsun?” dediğinde yüzünden daha sakin olduğunu fark etti. "Seherbaz olarak bir öğrencinin taş sektirmesini izlemekten başka yapacak eğlenceli bir şeyin yok mu?" dediğinde şaşırmıştı. Ne için geldiğini düşünüyordu ki? Nasıl cevap vermesi gerektiğini iyi biliyordu ama şuan böyle bir atılım ortamın daha çok gerilmesine sebep olabilirdi. Gereksiz gördüğü için bir süre susmayı tercih etti. Genç adamın yerden aldığı taş ile tekrar göle döndüğünü gördü. Rhys eğilip yerden yatsı bir taş aldı ve genç adamın taşı atmasını bekledi. Attığı taş gölün ortasında hiç sekmeden gölün dibine doğru yolculuğa çıktı. İkinci aldığı taşı fırlattığında aynı an da Rhys az önce aldığı taşı fırlattı. Max’in taşından daha çok sektiği manidardı. “Küçükken büyükbabam beni göl kenarına götürüp taş sektirme yarışı yapardık. Ah! Ne günlerdi. Şimdi ise kocaman bir adam oldum. O ise artık bu Dünya’da değil.” dedi. Genç adamın dikkatini çekmeye çalışıyordu. Yerden bir taş aldı ve Max’e doğru yaklaştı. Elindeki taşı Max’e doğru uzattı ve arkasına geçip sarıldı. Arkasından ellerinden tutup “Bak şimdi. Vücudunu bu şekilde gerip taşı daha yatsı bir şekilde atman gerekli.” dedi. Bir yandan tüm vücudunun Max’e temas etmesi içinin bir hoş olmasına neden oluyordu. Genelde bu durumu pek yaşamazdı. İlk geldiğinden beri Max’i beğendiğini biliyordu ama bu durum vücuduna temas edince ayrı bir seviyeye ulaşmıştı. Fazla ileriye gitmemek adına geri çekildi. Karşısındaki genç adamın onu yanlış anlamasını istemiyordu. “Buraya öyle özel bir geliş amacım yok. Arazide turlarken seni gördüm. Taş sektirdiğini görünce de gelmek istedim. Uzun süredir yapmıyordum.” dedi. Daha güzel bir açıklama yapılamazdı herhalde diye düşündü. Bazen böyle anları yaşadığında genelde kendini beğenmiş olurdu. Ki genelde böyle bir havası da vardı zaten. Kendini beğenmiş bir insandı. “Eee, seni buraya bunu yapmaya sürükleyen şey ne?” diye sordu. Genç adama baktığında havanın soğukluğundan dolayı dudağının morardığını fark etti. Asasını sallayıp cübbesinin üzerine yerleştirdi genç adamın. “Ha, bu arada bu da üzerinde dursun. Böyle bir zaman da hasta olmanı istemeyiz.” dedi. Aslında bu durum işine gelebilirdi. Belki eve yollarlardı ve onu görmek için arkasından gidebilirdi ama büyük ihtimalle onu revire kaldırırlardı. Bu da işleri biraz daha zorlaştırırdı.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maximillian Gutierrez
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Maximillian Gutierrez

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 31
Gerçek Adı : m

is it possible? Empty
MesajKonu: Geri: is it possible?   is it possible? EmptySalı Nis. 07, 2020 11:12 pm


Kendi attığı taşlar ya direkt gölün dibindeki arkadaşlarına katılıyordu ya da üç dört kere sekebiliyordu. Geriye çekilip sıkkın bir tavırla fırlattığı taşın arkasından baktı. Aynı anda kendisininkine eşlik eden bir diğerini gördü. Diğer taş altı defa gölün yüzeyine temas ederek zıpladığında bunun nasıl mümkün olduğunu düşündü. “Küçükken büyükbabam beni göl kenarına götürüp taş sektirme yarışı yapardık. Ah! Ne günlerdi. Şimdi ise kocaman bir adam oldum. O ise artık bu Dünya’da değil.” Kafasını hafifçe yana eğip onun büyükbabasıyla olan anılarının ilgisini çekmediğini söyleyecekti ki Rhys yerden aldığı taşı uzattı. Max de elini uzatırken arkasında geçip onu kucaklayan adamla şaşkınca duraksadı. Onun avuçlarında hissettiğinde parmaklarını, neler olduğundan emin değildi. “Bak şimdi. Vücudunu bu şekilde gerip taşı daha yatsı bir şekilde atman gerekli.” Onun vücudunun baskısıyla usulca öne doğru eğildi. Gerektiğinden fazla temas hissediyordu arkasında. Belli ki Rhys isimli bu seherbazın ilgilendiği başka şeyler vardı. Onun geri çekilmesiyle kendisi de doğruldu. “Buraya öyle özel bir geliş amacım yok. Arazide turlarken seni gördüm. Taş sektirdiğini görünce de gelmek istedim. Uzun süredir yapmıyordum.” Ukala. Max ukalaları severdi. Yine de sessizce onu izlemeye devam etti. “Eee, seni buraya bunu yapmaya sürükleyen şey ne? Ha, bu arada bu da üzerinde dursun. Böyle bir zaman da hasta olmanı istemeyiz.” Omuzlarına bırakılan cübbesiyle suratı asıldı. Güneşin çekildiğinin ve akşam soğuğunun tüm gücünü göstermeye başladığını biliyordu. Burnunun ve yanaklarının kızardığının da farkındaydı. Ellerinin vampirleri aratmayacak şekilde soğuk olduğunun da... Ama bunların hiç biri işine karışılması anlamına gelmiyordu. Elini omzuna atıp cübbesini yere fırlattı. Az öncekinden daha da asık bir suratla ona bakıyordu. "Kibarlık mı yapmaya çalışıyorsun? Üşüyüp üşümediğimin bilince olabilecek yaştayım. İşime burnunu sokma. Ayrıca az önce arkamda hissettiğim şeye bakılırsa burada taş fırlatmaktan başka bir sebepten gelmişsin." İma ettiği şeyler az önceki hareketini gören biri için gayet normaldi. İşin aslı Max'in bu hareketten rahatsız olmamasıydı. Bir seherbazla eğlenirse ve bu ihtiyarın kulağına giderse... Okuldayken çok rahattı ve büyük babasının bakan olmanın verdiği yetkileri kullanarak peşine birilerini takmasını istemiyordu. Karıştırdığı bir diğer şeyi öğrenebilirdi. Max'in kaybedecek çok şeyi vardı. Mesela eğlencesi... Yine de risk almazsa hiç eğlenemezdi. Sonuçta bir çok şeyi sadece keyfi için yapıyordu. Bu yüzden Rhys'e yanaştı sakince. "Oradan bakınca üşüyor gibi mi gözüküyorum?" Az önceki cümlesini hiç kurmamış gibi burnunun dibine girdi onun. Nefesi gözle görülür bir buhar oluşturuyor ve bariz bir şekilde içindeki sıcaklığı belli ediyordu. Kendini beğenmiş bir şekilde gülümsedi ve alt dudağını yaladı sakince. Karşısındaki seherbaz düşündüğü gibiyse küçük bir kaçamak yapmanın ona zararı olmazdı.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rhys Gibson
Seherbaz
Seherbaz
Rhys Gibson

RP Yaşı : 26
Mesaj Sayısı : 13
Gerçek Adı : Cihan
Yaş : 27

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

is it possible? Empty
MesajKonu: Geri: is it possible?   is it possible? EmptyÇarş. Nis. 08, 2020 7:22 pm


Cübbesini yere fırlatmasına şaşırmıştı. Onu düşündüğü için böyle bir şey yapmıştı ama anlaşılan bu durum onu sinirlendirmişti. "Kibarlık mı yapmaya çalışıyorsun? Üşüyüp üşümediğimin bilince olabilecek yaştayım. İşime burnunu sokma. Ayrıca az önce arkamda hissettiğim şeye bakılırsa burada taş fırlatmaktan başka bir sebepten gelmişsin." Dediğinde karşısındakinin daha da ergen olduğunu fark edebiliyordu. Hayatı boyunca bu kadar asi davranan bir ergen ile daha karşılaşmamıştı. Durumun kendisi için aşırı derece zor olacağını fark etmeye başlamıştı. Şuan için ne söylese suçlu kendi olacakmış gibi hissetmeye başlamıştı. Şuan görücü yeteneğini kullanmak isterdi ama bunun için gözlerini kapaması gerekiyordu. Ama bunun pek mümkün olmayacağının farkındaydı. Genç adamın üzerine doğru gelip aralarında ki mesafeyi kapattığında bir an nefesini tutma gereği hissetti. Az önceki hal ve hareketlerinden eser kalmamış gibiydi. Genç adamın gözlerinin içine bakıyordu. Belli ki bir şeyler söyleyecekti. "Oradan bakınca üşüyor gibi mi gözüküyorum?" dediğinde ne yaptığını çözemedi. Genç adam dudağını yaladığında az önceki niyetinin çok farklı algılandığının farkına vardı. Aslında yaklaşma amacı o değildi ama temas gerçekleştiğinde canı istememiş değildi. Gözlerini ayıramıyordu Max’in gözlerinden. Gözünün önünde görüntüler akmaya başlamıştı. Daha önce hiç görmediği bir malikânenin bahçesinde yerde yatan birisini görmüştü. Yaklaşmak istemişti ama olmuyordu. Gördüğü görüntü kararmaya başlamıştı. İleri de gelen görüntüde Hogwarts’ın kulelerini görebiliyordu. Bir göl belirdi karşısında. İleride iki kişinin birbirlerine sarıldığını gördü. Görüntü yeniden kesildi ve tekrar Max’in gözleri ile buluştu. Genç adamı ani bir refleks ile itti. Sinirlenmişti. Gelen görüntüyü anlamaya çalıştığı sırada başı ağrımaya başlamıştı. “Amacım kesinlikle öyle bir şey değildi. Ne eğleneceğin bir insanım ne de saçma işlerine alet edeceğin bir insanım.” Öfkesini saklayamıyordu. “Bak. Buraya gelirken tamamen saf duygularla geldim. Seni kullanmak gibi bir amacım yok. Sadece gelip sana katılmak istedim.” dedi. Bir süre genç adamı süzdü. Başının ağrıması çenesine kadar vuruyordu. Biraz daha ağrısı devam ederse küçük bir çocuk gibi ağlayabilirdi. Dizüstü yere çöktü. “Ah, galiba beynim patlayacak.” dedi genç adam cevap vermeden. Birilerinin yardım eline aşırı derece de muhtaç hissediyordu kendini. Daha önce hiç böyle hissetmemişti. İlk kez yeteneğinden sonra kötüleşmişti. Belki de diğerlerinde hep uyurken geldiği için buna alışık değildi. Kafasındaki belirsizliklerle birlikte yıkılmamak için kendini tutuyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maximillian Gutierrez
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Maximillian Gutierrez

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 31
Gerçek Adı : m

is it possible? Empty
MesajKonu: Geri: is it possible?   is it possible? EmptyÇarş. Nis. 08, 2020 9:05 pm


Max karşısındaki adamdan tepki beklerken bir süre birbirlerinin gözlerinin içine bakarak durdular. Sonra Rhys'in gözlerindeki canlılık yerini donuk bakışlara bıraktı. Meraklı bir tavırla başını yana eğdi Max. Ne olduğundan emin değildi. Seherbaz yerinde hafifçe sallanırken gözlerindeki ışık geri geldi. Aniden geri itilince şaşkınlıkla geri çekildi iyice. “Amacım kesinlikle öyle bir şey değildi. Ne eğleneceğin bir insanım ne de saçma işlerine alet edeceğin bir insanım. Bak. Buraya gelirken tamamen saf duygularla geldim. Seni kullanmak gibi bir amacım yok. Sadece gelip sana katılmak istedim.” Sesindeki öfke bariz belliydi. Az önce küçük bir kriz filan mı geçirmişti acaba? Aniden dizlerinin üzerine çöken adamla bir adım daha geriledi. “Ah, galiba beynim patlayacak.” Şu an ne yaşanıyordu böyle? Yanına gelip büyük babasından bahseden bir seherbaz şimdi de yerde acı içinde kıvranıyordu. 'Rüya mı görüyorum?' diye geçirdi içinden. Böyle bir saçmalığın gerçek hayatta yaşanma ihtimali neydi ki? Ayrıca kendisini neden itmişti ki? Arkasından sarıldığında hissettiği şey cebindeki el feneriydi belli ki. Alaycı bir tavırla gülümsedi. Sonrasında iç geçirip ona yaklaşıp yanına çömeldi. Yüzündeki renk çekilmişe benziyordu seherbazın. Sakin bir sesle konuştu. "Umarım iyi değilsindir de acı çekerek ölürsün burada. Ama benden birini çağırmamı bekleme. Beni ittiğin için hastane kanadına kadar sürünmeyi hak ediyorsun." Yerinden doğruldu ve yerdeki ceketini eline alıp okul binasına doğru yürümeye başladı. Onun görüp göremeyeceğinden emin değildi ama yine de geriye doğru el sallamayı ihmal etmedi. İhtiyar onu bu halde görse kalp krizi geçirip ölürdü büyük ihtimalle. Onun yanında saygılı ve efendi olan Max şuan tam tersiydi. 'Adımı Maximillian koyarsan böyle olur ihtiyar.' Böyle hissetse de hiç bir zaman sesli dile getirmemişti ona karşı. Kafasını iki yana salladı. Bunları düşünmenin zamanı değildi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rhys Gibson
Seherbaz
Seherbaz
Rhys Gibson

RP Yaşı : 26
Mesaj Sayısı : 13
Gerçek Adı : Cihan
Yaş : 27

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

is it possible? Empty
MesajKonu: Geri: is it possible?   is it possible? EmptyÇarş. Nis. 08, 2020 10:03 pm


"Umarım iyi değilsindir de acı çekerek ölürsün burada. Ama benden birini çağırmamı bekleme. Beni ittiğin için hastane kanadına kadar sürünmeyi hak ediyorsun." dedi genç adam. Daha sonra doğrulup okula doğru gitmeye başladı. Rhys öfkesine yenik düşeceğini hissediyordu. Az önce görülerini unutmuş gibi hissediyordu kendini. Çünkü öfkesi tüm vücudunu sarmıştı. Kendini beğenmiş bir veletten işittiği laflar ise öfkesinin artmasına neden olmuştu. Tüm var gücüyle ayaklanıp az önce kendisine el sallayan genç adama doğru koşmaya başladı. Üstüne atlayıp düşmesine neden oldu. Max artık sırtüstü uzanmış altında duruyordu. Öfke birikimini boşaltmak için sol yumruğunu Max’in yüzüne geçirdi. “Fazla ukalasın farkında mısın?” dedi ve bu seferde sağ elini sıkıp yüzüne indirdi bir tane. Burnunun kanadığını görebiliyordu. “Asi biri gibi görünmek istiyorsun ama o öyle değil böyle olunur.” dediğinde aralarındaki yüz mesafesini kapatmıştı. Nefesini kendi yüzünde hissedebiliyordu Max’in. Gözlerini bir saniye bile ayırmadan genç adamın gözlerinin içine bakıyordu. "Senin ki ergenlikten başka bir şey değil." dedi. Nasıl bu hale geldiklerini kendine sormadan edemiyordu. Gerçekten ne zaman bu hale gelecek kadar muhabbet etmişlerdi ki? Bakanlıkta Sihir Bakanı ile torununun anlaşamadığı yönünde söylentileri çok duymuştu ama bunun tamamen Sihir Bakanından kaynaklı olduğunu düşünüyordu. Şuan daha iyi anlıyordu ki suç büyük oranda Max’teymiş. Ne yapacağı konusunda en ufak bir fikri bile yoktu artık. Kendisi ile bağ kurması gerektiği çocuğa iki yumruk sallamış ve burnunun kanamasına neden olmuştu. Ne yapıp edip buna bir çare bulması gerekiyordu. Durumu toparlamak için kafasından fikirleri atıp tutuyordu. O an aklına ilk geleni yaptı. Artık ikisinin arasındaki mesafe kapanmıştı. Dudakları birleşmişti. Rhys ne yaptığını pek bilmiyordu ama sinirinin yatışması için iyi gelmişti. Çekildi ve genç adama bakmaya devam etti. Az önce söylediklerinin boşuna olduğunun farkındaydı. Ama pek de umurunda değildi. Çünkü hoşuna gitmişti. Genç adamın dudağının sıcaklığı işlemişti içine. Vereceği tepkiden bile çekinmez olmuştu. Kalkıp vursa kendine yine kendine çekip aynı şekilde öpebilirdi onu. “Ne oldu durdun bir? Çok mu hoşuna gitti. Gittiyse devamı da gelebilir.” dedi pis bir sırıtışla.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maximillian Gutierrez
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Maximillian Gutierrez

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 31
Gerçek Adı : m

is it possible? Empty
MesajKonu: Geri: is it possible?   is it possible? EmptyÇarş. Nis. 08, 2020 10:35 pm


Arkasında ayak sesi suyunca dönüp baktı. Son anda üzerine atılan seherbazı ve suratındaki öfkeyi görebilmişti. Tepki veremeden sırtüstü büyük bir gürültüyle yere düştü. Kafasının arkasını çarptığı için bütün her şey takla atmıştı zihninde bir anda. Neler oluyor diyemeden yediği yumrukla başı yan tarafa savruldu. “Fazla ukalasın farkında mısın? Asi biri gibi görünmek istiyorsun ama o öyle değil böyle olunur.” Anın karmaşasından kaynaklı zihnini toparlayamamıştı. Peşi sıra bir yumruk daha geldi. Az önceki çarpmanın sarsıntısına bir de acı eklenmişti. "Senin ki ergenlikten başka bir şey değil. Ellerini refleks olarak kendisini koruma amaçlı kaldırmıştı onun yumruklarına kalkan olacak şekilde. Burnundan akan kanı gömleğinin koluna sildi. Bakanlık seherbazı, bakanın torununu mu dövüyordu? Yine de Max bunu kullanmadı. Büyük babasının konumunu kullanmak ona göre değildi. Tepesinde oturan adam birden burnunun dibine kadar yaklaşınca irkildi. Isıracak mıydı bir de? Sonra hiç beklemediği bir şey oldu. Rhys eğilip onu öptü. Max'in yeşil gözleri şaşkınlıkla açıldı. Bu gerçekten yaşanıyor muydu? Yine de adamın öpüşmedeki yeteneği dikkatini dağıttı. Dudakları istemeden aralandığında Rhys geri çekildi. Kafası karışık bir şekilde ona bakarken onun gülümsediğini gördü. Hem de gayet alaycı bir tavırla. “Ne oldu durdun bir? Çok mu hoşuna gitti. Gittiyse devamı da gelebilir.” Elini yüzüne götürüp dudağı patlamış mı ya da burnundan hala kan akıyor mu diye kontrol etti. Her şey normal görünüyordu. Başını çevirip etrafa bakındı. Bu seherbaz delirmişti ve duruma tanıklık edecek kimse yok muydu? Akşam üstü olduğundan kimse görünmüyordu etrafta. "Yumruk atmanı gerektirecek bir şey yapmadım. Yapmayacağımı belirttiğim bir şey için mi bana şiddet gösteriyorsun?"Sonrasında onun üzerinden kalkmasını sağlamak için bacaklarını oynattı ama bu bir fili iterek ilerletmekten farksız bir hareketti. "Hogwarts'a gelmiş bir seherbazsın ve okulun bahçesinde bir öğrenciyi dövüyorsun. Ardından da henüz reşit olmamış bu öğrenciyi öpüyorsun. Benim bir şey yapmama gerek yok ki senin başın yeterince belada zaten." Karşılığında ona vurmaya çalışabilirdi tabi lakin bu hem Max'i onun kadar suçlu duruma düşürürdü hem de onun daha sertini vurmaya çalışacağından emindi. Bu yüzden üzerinden kalkması için itelemek dışında bir şey yapmadı. İçinde bulundukları durumdan etkilendiğini göstermeye de hiç niyeti yoktu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

is it possible?

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: hogwarts cadılık ve büyücülük okulu :: Göl Kenarı-