Su,dişi ve kuyruk

Ahh...Paris gecelerine bayılıyorum.Dalga dalga yayılan hoş caz müziği,kızlı erkekli gülüşmeler ve rengarenk ışıklar.Sarısı beyazı mavisiyle hepsi bir ruh halini yansıtıyor adeta...Keşke kafamı kurcalayan şu sorun olmasaydı.Deniz halkı artık kolonimize başka birilerinide katmamı istiyordu.Bunu yapamazsam sürgün edilecektim.Eğer sürgünden canlı çıkarsam gene koloniye dönecektim.O an keskin bir dişi kokusu aldım işte bu altın fırsattı.Bu yüzden şarkı söylemeye başladım.

Denizin altında bir denizci...
Uyuyor yüz yıllardır bekliyor seni...

Dişi yaklaşıyordu.O an farkettim bu bir insan aşıktı.Beni fark etmesi için kuyruğumu su yüzüne çıkardım ve suyun yüzeyinde kendime şöyle bir baktım ve güzel gözüktüğüme kanaat getirdim.Pembe ve sarının bütün yumuşak tonlarını yansıtan kuyruğumu su yüzüne çıkardım.Sık kum rengi kirpiklerimin arasından gözüken bir çift kehribara benziyen gözlerim ışıltı saçıyordu.Çıplak göğüslerimi kapatan gece kadar siyah gür saçlarımı düzeltim...

...dişiyi bekledim...

Paris'in en az sokakları kadar aşk dolu sahilinde akşam yürüyüşümü yapıyordum. Saçlarım esintide gözlerimin önüne geliyor, hafif dalga sesi büyülü bir melodi olarak kulaklarıma doluyordu. Yüzümde oluşan hafif tebessümü ise, uzaklardan gelen bir şarkı sesine bağladım. O yöne doğru adımlarımı hızlandırdığımda alışık olmadığım bir manzarayla karşılaştım. Bir denizkızı, kuyruğunu deniz sularına vurarak şarkı söylüyor ve bana bakıyordu.

Denizin altında bir denizci...
Uyuyor yüz yıllardır bekliyor seni...

Benim için manası olmayan bu şarkı denizkızının sesinde gizli anlamlara evsahipliği yapıyordu anlaşılan. Kafa yormadım. Sadece anın büyüsüne verdim dikkatimi. Gözlerimi kapadım, kumlara uzandım ve şarkıyı dinledim.

Bana doğru yaklaştı ve kumlara uzandı.Kızıl saçları bana mercanları anımsattı.Gözleri kapalıydı.Sadece şarkıyı dinliyordu.Şarkıyı devam ettirerek suya kaydım ve yanına doğru yüzdüm su yüzeyine çıktım kuyruğumun yerini bacaklar aldı.Yavaşça yürüyerek yanına diz çöktüm.Alnına bir öpücük kondurup "Kutsanasın kardeşim."dedim.Gözlerini açtı.Elimi ona doğru uzattım."Gel sana başka bir dünya göstereceğim ister misin?"dedim.Yavaşça suya doğru yöneldim.Arkamı döndüm ve ne diyeceğini bekledim.Umarım kabul ederdi.Bende sürgünde kurtulurdum.

Sudan çıkmaya yeltendiği anda kuyruğunun yerini bir çift insan bacağı aldı. Gülümseyerek yanıma yaklaştı ve alnıma bir öpücük kondurdu. "Kutsanasın kardeşim."Bir garip davranıyordu. Hiç tanımadığım bir denizkızıyla böyle yakınmış gibi davranmak hoşuma gitmemişti. "Gel sana başka bir dünya göstereceğim ister misin?" Böyle bir dünya isteyeceğim fikrine nereden kapıldığını merak ettim. Masum bakan gözlerine bakarak gülümsedim.

- Teşekkür ederim; ama buradan memnunum sanırım. Kumlarda zaman geçirmeye ne dersin?

- Teşekkür ederim; ama buradan memnunum sanırım. Kumlarda zaman geçirmeye ne dersin?dediğimde cidden bozuldum.Ama olsun.Kadının
gözlerine bakıp;"Ben Syrena ."eğer ikna edemezsem arkadaş olurdum bende.Konuşmama devam ettim "Su ananın üçüncü kızı ve kolonimizin prenseslerinden biriyim senin adın ne?" umarım dediğimi saçma bulmaz dedim ve gözlerine baktım.

Sanırım onu kırmıştım. Fakat ben de kendimi düşünmeliydim.

"Ben Syrena ."

Bu iyi. Suya girmemem arkadaş olamayacağımız anlamına da gelmiyor en nihayetinde.

"Su ananın üçüncü kızı ve kolonimizin prenseslerinden biriyim senin adın ne?"

Su canlılarıyla pek ilgilenmediğim için söyledikleri bana oldukça uzak şeylerdi. Yine de gülümseyerek baktım ona.

- Merhaba. Ben Vera. Dırdırcı editörüyüm. Biraz hava almak için gelmiştim sahile, seni gördüm.

Bu denizkızında tuhaf olan bir şeyler vardı ve bu beni rahatsız ediyordu. Kibarlığımı bozmadan öğrenmeye çalışacaktım.

- Bu saatte karada ne yapıyorsun sen?

"- Merhaba. Ben Vera. Dırdırcı editörüyüm. Biraz hava almak için gelmiştim sahile, seni gördüm. "
dedi.Dırdırcı nedir ki?.Kadın sanki bana ucubeymişim gibi bakıyordu."- Bu saatte karada ne yapıyorsun sen?"dedi.Bu kadına kanım kaynamıştı.Normal davranmak için bağdaş kurdum.Kadına dik dik baktığımı fark edince Paris'e baktım.Gözlerimi ayırmayıp ;"Deniz kolonisi iyice canımı sıkmaya başladı.Beni sürgün etmemeleri için koloniye bir kişi daha katmalıyım.Ya da sürgünden sağ çıkmam gerekir.Sorunlarımdan biraz uzaklaşmak için buraya geldim.Az önce sana saçma davrandığım için özür dilerim.Geçen sefer kardeşim Undine bu yöntemi kullandığında iki yeni deniz kızı katılmıştı.Başını şişirdim.Pardon."dedim.Paris'in ışıltısı gözümü almıştı.Gözlerimi yine baktım.Kafamı yana yatırıp cevabını bekledim

;"Deniz kolonisi iyice canımı sıkmaya başladı.Beni
sürgün etmemeleri için koloniye bir kişi daha katmalıyım.Ya da
sürgünden sağ çıkmam gerekir.Sorunlarımdan biraz uzaklaşmak için buraya
geldim.Az önce sana saçma davrandığım için özür dilerim.Geçen sefer
kardeşim Undine bu yöntemi kullandığında iki yeni deniz kızı
katılmıştı.Başını şişirdim.Pardon."

Bir süre büyüleyici Paris manzarasını izledi. Ben de ona eşlik ettim. Bu şehri seviyordum. Sadece şehri değil, ona dair her şeyi seviyordum. İnsanlarını, kültürünü, harikalığını... Denizkızının niyetiyse, şimdi açığa çıkmıştı.

- Yardım etmeyi isterdim. Ama ben bu dünyayı seviyorum..

Bacaklarıma kaydı bir an gözüm. Onları kuyruğa dönüşürken düşünemiyordum. Ürperdim. Rahatsız edici bir düşünceydi.