Tutucu Blair Lillian Payne Vurucu Tex Daniels DM* Kovalayıcı Matthew Rhydderch Clary Bernstein David Temple Arayıcı Crystal Morrison

Tutucu Penthesilea Paparizou Vurucu Metehan Bora Tunç Roxanne Delacroix Kovalayıcı Xanthe Valyntine Dorothea Euderyn DM* Arayıcı Hybris F. Phorkys

Hava Durumu: Şiddetli bir kar yağışı var. Kar havayı biraz yumuşatsada ciddiye alınacak bir soğuk var. Quidditch oynamak için hiçte iyi bir hava değil. Sadece bu soğuğa ve kar yağışına dayanmayı başarabilen ve şansı yaver giden takım bu savaştan galip çıkabilir.

Maçın DM'si daha kesinleşmemiştir. Maç en geç 11 Haziran 2011 tarihine son bulacaktır.

Maçta belirli bir yazma sırası bulunmamaktadır. Listedeki herkes yazdıktan sonra zarlar atılacaktır. Birkaç gün içinde listenin tamamı yazmadığı takdirde. DM yazmayan oyuncuları yönlendirebilir.
*: Oyuncu bulunmadığı için DM kendisi yönetecektir.

Şiddetle yağan karın altında sahaya çıkarken Slytherin tribünündeki tezahüratlar biraz olsun moralimi düzeltiyor. Bir elimde sıkıca kavradığım sopam var, diğerinde de süpürgem. Her zaman ki gibi kendimden emin görünerek birkaç adım daha ilerliyorum. Takım arkadaşlarım heyecanla fısıldaşırken ben bir bacağımı süpürgemin üzerine atıyorum. Soğuk titremeye başlamama sebep oluyorsada aldırmamaya çalışıyorum. Hakem başlamamız için işaret verdiği anda ayağımı yere vurup havalanıyorum. Yukarısının daha soğuk olduğu kesin ama söz konusu Gryffindor'ken bütün takım en az benim kadar hırslı.

Kar çok kötü yağıyordu. Çok kötü olabilirdi. Birde bu takıma seçileli ilk maçımdı. O daha da heyecanlandırıyordu. Gryffindor tribunu çok iyi tezahurat yapıyordu. Daha geçen dönem bende oradaydım ama şimdi maçtaydım. Odamdan süpürgemi ve eldiveni giymiştim. Kovalayıcıydım maçta. Süpürgeye daha binmemiştim elimde tutuyordum. Maç başlayana kadar binmek yasaktı sanırım. Sonra karşı karşıya geldik Slytherrin takımıyla. Aslında onlarla daha yakın olmalıydım. Hatta o grupta olmalıydım. Ama seçmen şapka beni dinlemişti. Nedeni ise çatalağız olmamdı. Sonra hakem geldi bende o sırada süpürgeye yavaşça bindim hakemin başlama düdüğüyle hemen ayağımı yere vurdum ve havalanıp Quaffle'ı kapmaya odaklandım.

Şiddetli bir kar yağışı. Her nefes aldığımda, ağzımdan dumanlar çıkarak havaya karışıyor. Süpürgem elimde sahaya doğru çıktım. Fakat, geçen gece gördüğüm rüya aklıma geliyordu ve korkmaya başlıyordum. Rüyamda duyduğum seslerin hepsi, birer birer, aklımdan geçiyor. " Aman Tanrım, ne düşüş ama... " Ardından derin bir nefes aldım ve bütün gücümü topladım. Kafamdaki bütün karamsarlıkları sildim ve sadece maça odaklandım. Bir elime sopamı diğer elime süpürgemi aldım ve beklemeye başladım. Karşı takımın vurucularına baktım ve sopamı elimde döndürmeye başladım. Bu iş için bütün tatil boyunca çalışmıştım. Başarabilirdim, buna inanıyordum. İlk maçım olduğu için fazlasıyla heyecanlıyım. Başlama düdüğü çaldığı anda süpürgeme atladım ve havalanmaya başladım. Sopamı sıkıca kavradım ve Bladger'a doğru uçmaya başladım ardından yetişince vurmak için bir hamle yaptım.

Havanın yoğun kar yağışı, her ne kadar çoğu oyuncunun sinirini bozuyor olsa da, ben bunu bir fırsat olarak görüyordum. Elimdeki süpürgem ile son derece de heyecanlı bir şekilde sahaya çıkıyor, Gryffindor'dan gelen tezahüratlara karşı gülümsüyorum. Takımın tüm üyeleri benim kadar hırslıyken, hepimiz maçın başlamasını heyecanla bekliyoruz. Bir ayağımı süpürgenin üzerine atıyorum ve maç başlıyor. Takımın tüm üyeleri ile birlikte hızlı bir şekilde havalanıyoruz.

Bugünü iple çekiyordum ve nihayet gelmişti. Havanın karlı ve soğuk olması benim için bir engel teşkil etmiyor. Çünkü; soğuğa karşı her zaman dayanıklı olmuşumdur. Elimde Ateşokum, takımla berber sahaya çıkıyoruz. Esrarengiz bir şekilde hediye gelen Ateşokum bu maçta bana avantaj sağlayacak. Takım arkadaşlarıma içten bir şekilde gülümseyip, yerime geçiyorum. Bu maçı kesinlikle almalıyız. Heyecan içinde hakemin başlama düdüğünün sesini bekliyorum ve ses gelincede Quaffle'ı kapmak için karşı takımdan daha hızlı bir şekilde atağa geçiyorum. Ateşokumun olması gerçekten harika bir şey. Kulağımda Gryffindor tribününden gelen tezahüratlarla daha çok havaya giriyorum.

Birinci tekil Şahıs (Kahramanın ağzından)

Maç günü geldi çattı. Evet Aynı Türkiye'de ki takımlar gibi. İki bina arasında ki büyük rekabet. Elimde olmadan sırıttım. Oldukça fazla yük vardı üzerimde. Rheanna'nın vasiim olması yüzünden bir çok kişi kaptan olmamı yadırgamıştı. Bu işi yapamayacağımı ileri süren Gryffindor'luların yanı sıra kendi sınıf arkadaşlarımdan bir kaçı da, bu çeşit kinayelerde bulunmuştu. Kısacası bu maç gereğinden fazla önemliydi benim için. Ayağa kalktım. Maç için giyinmiştim. Elime Türkiye'den getirdiğim Anka süpürgemi aldım. Takımın yanına gelip onların hepsinin yüzüne dikkatle baktım. bir kaç şey söylemem gerekiyordu.
"Millet. Bu kadar antrenmanı kaybetmek için yapmadık. Yapmanız gerekeni biliyorsunuz.( hepsinin yüzüne dikkatle baktım sonra) Hadi sahaya." diye ekledim. Hep birlikte sahaya çıktık. Tribünlerden gelen seslere kulaklarımı kapamıştım.

Sahanın ortasına geldik. Diğer takım kaptanı ile el sıkıştım. Süpürgeme bindim. Düdük çalar çalmaz hemen yükseldim. Diğer herkesten daha yükseğe çıktım. Elimde sopam ile bludgerleri kolluyordum. İki takımın kovalayıcıları, hepsi bir andan Quaffle'a saldırmıştı. Elimde olmadan sırıttım. Süpürgeye binince baskı biraz azalmıştı. Sonra sırıtmam ampul atmış gibi silindi. Bu maçı kazanamazsam her şey çok daha kötü olacaktı.

Katılım Gösterilmediği için Zarları atıyorum ;



GRY --

David Temple'a 20 geldi.

Jeffrey Alex Daniels'a 12 geldi.

Crystal Morrison'a 2 geldi.

Clary Bernstein'a 6 geldi. Ama Ateşoku süpürgesi +3 sağladığı için 9 oluyor.


SLY --

Metehan Bora Tunç'a 1 geldi.

Roxanne Delacroix'a 14 geldi.


DURUMLAR --


-David Temple başarılı hamle, Quaffle'yı kaptı.

-Jeffrey Alex Daniels başarılı hamle ama zaten kendi takımında Quaffle.

-Crystal Morrison, başarısız hamle. Dengesini kaybetti ve yere düştü -2 can puanı.

- Clary, başarısız hamle.

- Roxanne, başarılı hamle. Bludger'ı buldu ve vurdu.

- Metehan Bora Tunç, başarısız hamle dengeni kaybettin ve yere düştün -2 Can puanı


Bludger, David'e doğru yönlendi

Quaffle'ı kapamamıştım; fakat yine de bizim takımdan birisi almıştı. David Quaffle'ı kapıp harakete geçmişti. Crystal ise yere düşmüştü. Merlin'in Sakalı! Bu kötü olmuştu; ama karşı takımdan birinin de yere düştüğünü görünce sinsice gülümsedim. Slytherinliler, özellikle Roxanne, David'ın elinden Quaffle'ı almak için hamle yapar diye David'e yakın bir mesafe de uçuyordum. Böylelikle pas atması da kolay olurdu.

Heyecan ve adrenalinden dolayı kalbim çok hızlı bir şekilde çarpıyordu. Quaffle'ı kaparak ilk hamlenin bizden gelmesi iyi olmuştu. Umarım sayı yapmayı da başarırdık ve kazanırdık.

Quaffle bendeydi. Ve kaleye doğru gidiyordum. Roxanne bir türlü becerememişti benden Quaffle'ı almayı ama Bludger'ı bana doğru fırlatmayı becermişti. Peşimdeydi Bludger etrafıma doğru bakınıp durdum. Şu an tek yardımcı olabilecek arkamda duran Clary'di. Büyük ihtimalle ona pas atacaktım ama şu an bunun için doğru zaman değildi. Bludger'la bir planım vardı. Crystal'in yere düştüğünü gördüğümde üzülmüştüm ama karşı takımdan da biri düşmüştü bu sevindirmişti beni. Artık kalenin yanına geldiğimde tutucu da benim önüme gelmişti. Bende arkamda duran Clary'e pas attım ve birden süpürgenin ucunu kaldırıp daha da havalandım. Şimdi iki tehlikesi birden vardı. Hem Bludger hem Clary, O sıra da bende geriye doğru gittim.

Yere düşer düşmez ayağa fırlayan Metehan, birbiri ardına onlarca küfür etti. Düştüğü esnada canı yanmıştı. Bu yüzden elini göğsüne koyup, kısa bir an nefesini toparlamaya çalıştı. Süpürgesine binip havalandığında hala küfür ediyordu. Şansına küfrediyordu. Şanssızlığına küfür ediyordu.
"Nasıl düşebilirim?" Diye düşünmekten bir an oyuna odaklanamadı. Üzerinde ki baskının daha çok arttığını hissetti ve aklını dağıtmak için, bludger'e doğru fırladı. Rüzgar kulaklarında uğulduyordu. Bludgeri yakaladığında, süpürgesi ile döndü ve oyun alanına bir bakış attı. Quaffle el değiştirdi ve adının Clary olduğunu bilidiği kıza geçti. Metehan var gücü ile bludgere sopa ile asıldı ve kıza göndermeye çalıştı.

Temple Quaffle'yı kaptı ve kaleye doğru gitmeye başladı. Quaffle'yı Clary'ye attı ve süpürgesini yukarı doğru çekti. Yukarı doğru havalanıyordu, nereye gideceğime tam olarka karar verememiştim. Bir saniye düşündüm ve Clary'nin arkasından gitmeye başladım. Temple ne yapıcaktı merak ediyordum. Fakat Quaffle, Clary'deydi ve beni o ilgilendiriyordu. Süpürgemi Clary'nin arkasına kadar getirdim. Metehan'ın Bludger'a var gücüyle vurdu ve Clary'ye doğru göndermeye çalıştı. Bende sopamı hazırladım. Eğer O, Bludger'ı Clary'ye atmaya başarırsa, Bludger'in, Clary'ye gitmesini engelleyecektim...