AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Kaza

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Olric Romanov

Olric Romanov

RP Yaşı : 35
Mesaj Sayısı : 349
Gerçek Adı : Ceren
Yaş : 29

Kaza Empty
MesajKonu: Kaza   Kaza EmptyÇarş. Tem. 20, 2011 4:15 pm

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sliwer.deviantart.com
Olric Romanov

Olric Romanov

RP Yaşı : 35
Mesaj Sayısı : 349
Gerçek Adı : Ceren
Yaş : 29

Kaza Empty
MesajKonu: Geri: Kaza   Kaza EmptyÇarş. Tem. 20, 2011 4:36 pm

    Sabah odasına giren güneş ışıklarıyla uyanmıştı. Perdeleri kapatmayı unuttuğu için odanın hakimiyeti güneşin ellerindeydi. Gözlerini açtığı anda ilk düşündüğü şey günlerden hangisi olduğuydu. Zaman kavramını yine yitirmeye başlamıştı. Hayatını bir türlü düzene sokamamıştı. Sokmak istiyor muydu ki? İstediği söylenemezdi. Başına buyruk yaşamayı seviyordu. Felsefesi felsefesizlik olan bir kızdı. Şu sıralar en büyük isteği okulu sağ salim bitirebilmekti. Şu Lord meselesi falan filan. Ne saçma şeylerdi. Ne yani kaçıncı yüzyıla gelmişlerdi ve hala bazı kişiler dünyayı ele geçirme hayalleriyle yaşıyordu. Amma gereksiz!

    Gayet yavaş hareketlerle yerinden kalktı ve takvime baktı. Bugün Quidditch vardı. Lanet olsun! Kaçıramazdı. Henry ile tanışmasının tek yolu onu bu maçların herhangi birinde yakalamaktı. Ve tabii ki bir şekilde çocuğun dikkatini çekmek. Nasıl yapacaktı bunu, işte o konuda hiçbir fikri yoktu. Saçlarını açıkta bıraktı ve Montrose Magpies formasını üzerine geçirip yola koyuldu. Henry kadar mükemmel bir erkeğin ona bakacağını düşünmüyordu bile ama ona sapkınlık derecesinde bağlıydı. Böylesine yakışıklı bir adama zaten bağlı olmak dışında başka ne yapabilir bilmiyordu. Stadyuma doğru yürürken aklında delicesine planlar vardı. Sahanın ortasına kendisini fırtabilirdi. Tabii bu başını büyük ölçüde belaya sokardı. Monique’ten izin almadan Hogwarts’dan kaçmış olması büyük bir suçken bir de Quiddith maçını rezil etmek. Altından kalkamayacağı kadar büyük bir yüktü bu. Koşar adımlarla stadyuma doğru giderken gereksiz birilerine çarptı. Adamın ayağına çok kötü basmıştı. Çatırdayan kemiklerin sesini Lucretia bile duymuştu ama ondan daha önemli işleri vardı.

    “Yolumdan çekilsene be adam. Henry’i göremeyeceğim senin yüzünden. Aa, ne terbiyesizlik!”

    Adamın yüzüne bir kez olsun bakmadan stadyuma girdi ve boş bir yere oturdu. Sahanın her yerini tarıyordu adeta. Henry’i görmek için…


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sliwer.deviantart.com
IV. Henry Bjørksson

IV. Henry Bjørksson

RP Yaşı : 20.
Mesaj Sayısı : 164
Gerçek Adı : Su #6
Yaş : 27

Kaza Empty
MesajKonu: Geri: Kaza   Kaza EmptyÇarş. Tem. 20, 2011 5:25 pm

    Büyük günün, büyük hazırlığını yapmak üzere erkenden kalkmıştı Henry. Bütün gününü simülasyonda geçirmesi bir yana, kendini fazla yormamaya da çalışıyordu. Bütün çalışmaların sonrasında kendini daha da yorgun hissetmesi gerekirken, iyice kuvvetli ve maça hazır hissediyordu. Maça yarım saat kala, evden büyük spor arabası ile çıkıp bir bara girdi ve bir tekila shot içip kimsenin onu göremediği bir yere doğru yol aldı. Kapüşonlu hırkasını kimse onu tanımayacak şekilde bir kamuflaj aleti olarak kullanmıştı. Kalabalığın içerisinde ilerlerken birden; bir kız tarafından hızlıca itildiğini farketti. Kız ufak tefek sayılacak bir ebata sahipti lâkin Henry'nin ayağına uyguladığı korkunç baskı bir an nefesinin kesilmesine sebep verdi. Ayağından gelen korkunç çıtırtının hemen ardından, kızın şirretlik ve haset dolu sesi ile irkildi Henry. “Yolumdan çekilsene be adam. Henry’i göremeyeceğim senin yüzünden. Aa, ne terbiyesizlik!”

    "Lanet olsun!" Mırıltısı, kendi kulaklarından öteye gitmeyen Henry bir an olduğu herde kaldı. Kızın kendinden bahsedişi hoşuna gitmiş olsa dahi, ayağındaki sızı dayanılmaz bir boyuttaydı. Hemen asasına yönelirken bir yandan da içeriye girmeye çalışıyordu. En sonunda oyuncuların beklediği yere ulaştı. Büyüyü mırıldanırken bir yandan da soyunma odalarına ilerliyordu. Birkaç dakika içerisinde süpürgelerle birlikte sahaya çıkmış yerlerini almakla meşgullerdi. Anonsu yapan adam tarafından ismi söylendiğinde orta ve yüzük parmaklarını katlayıp kameralara doğru uzattı gülümseyerek. Büyük yuvarlakların hemen önünde durmuş maçın başlamasını bekliyordu. Ayağındaki sızıyı bir an düşünmekten vazgeçti. Maçın heyecanlı soluğu sırasında kendisine gelen her topu yönlendirirken, bütün performansını sergiliyordu. Bir an, sızıya yenik düştü ve Bludgerlardan biri yuvarlakların en yakınına kadar geldi. Hayalkırıklı içeren nidalar yükselirken Henry çok hızlı bir şekilde en yüksekteki çembere yükseldi. Bludger'ı süpürgesinin ucuyla uzaya gönderirken gelen tezahürat ile kendisinden geçmeye hazırdı.

    Pek kısa sürdüğü söylenemezdi maçın. Montrose Magpies'ın karşısında savaşan takımın pek şansı olmadığı da devasa bir farkındalık içeriyordu. Maçın bitişi ile, anonsu yapan adam bütün gücüyle takımın adını haykırdı. Henry süpürgesiyle taklalar atarak sevincini kutlarken yanına gelen arkadaşları ile yayın yapılan büyük ekrana bakıp formalarını işaret etti. Kutlama partisine giderken, üzerindeki formanın sadece alt ve üst kısımlarını çıkarmamaya karar vermiş, pelerini anında yardımcılardan birine fırlatmıştı. Büyük, Montrose Magpies bayrakları ve tezahüratlar yazan pankartların dolu olduğu bara geldiklerinde etraflarına siper kızlarla konuşmaya başladı Henry. Bir yandan barmenden ardı ardına içkileri isterken bir yandan da muhabbeti iyice götürüyordu. O anda, 5-6 kişilik kız grubunun içerisinden süzülüp gelen ufak kıza bakakaldı Henry. Saçları ve üzerindeki formanın arkasındaki yazıyı anında tanıdı. Kız belli ki onunla konuşmak için gelmişti. Henry kızın elinde tuttuğu içki bardağını aldı. Bunu içmek için yasal yaşa ulaştığını düşünmüyorum. Gülümsemesini güçlendirdi, kızların yüzlerindeki ifade; 'sonradan gelen fahişeyle neden konuşuyor' gibi, korkunç bir mimik içeriyordu. Henry'nin bir anda kesilen ilgisi ile kızlar dağıldığında Henry kızın kendisine söylediği sözü anımsadı. “Yolumdan çekilsene be adam. Henry’i göremeyeceğim senin yüzünden. Aa, ne terbiyesizlik!

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Olric Romanov

Olric Romanov

RP Yaşı : 35
Mesaj Sayısı : 349
Gerçek Adı : Ceren
Yaş : 29

Kaza Empty
MesajKonu: Geri: Kaza   Kaza EmptyÇarş. Tem. 20, 2011 6:30 pm

    Seyircilerin büyük bir çoğunluğu maç için tezahürat yaparken Lucretia Henry’nin ismini haykırıyordu. Küçücük vücudundan çıkan kulaklara zarar sesine kendisi bile hayret ediyordu. O kadar şiddetli haykırıyordu ki bademciklerinin kanayacağını falan düşünmeye başlamıştı. Ama Henry’de bir terslik vardı. Hissedebiliyordu. Hareketlerindeki temkini buradan –tribünden- anlayabiliyordu. Ne olmuş olabilirdi ki? Onun değerli oyuncusuna zarar veren her kimse saçını başını yolabilirdi. Maç boyunca eli yüreğinde kalmıştı. Montrose Magpies’ın kazanacağını adı gibi biliyordu ama zaten o takım için değil, direk Henry için endişeleniyordu. Bir problem vardı çocukta… Maçın son dakikalarına doğru karşı tarafın yaptığı atağı büyük bir ustalıkla geri çeviren Henry sayesinde Montrose kazanmıştı! Lucretia bu sefer delicesine bağırmaya başladı. Bir anlığına Henry ile göz göze geldiğine yemin edebilirdi bile. Tabii bunu birilerine söylese muhtemelen kaçık olduğunu düşüneceklerdi. Stadyumdan çıkarken oyuncuların toplu halde –içlerinde Henry de var- bir yere gittikleri gözünden kaçmadı ve hemen onları takip etmeye başladı.

    Bara girmeye çalışırken kapıdaki görevliye takıldı kaldı. Adam ısrarla kimliğini görmek istiyordu. Ne söylediyse işe yaramadı. Dinlemiyordu ki, tabii kocaman kas yığını dinlese ne olacaktı. Adamın aldığı her nefesle vücuduna giren oksijen kaslarına gidiyordu. Beyni neyle çalışıyordu? Samanla olsa gerek… Bara girmek için sırada bekleyen zavallılardan birisi çığlık çığlık bağırmaya başlayınca adam Lucretia’ya uslu uslu beklemesini söyleyip oraya doğru gitti. Ekmeğine yağ sürülmüştü cadının. Görevlinin bakmadığı bir anı yakalayıp hemen içeriye daldı. Daha önce girdiği barların hepsinden daha lüks, daha klas bir yerdi burası. Bir kere ucuz barlarda olduğu gibi dumandan göz gözü görmeme durumu yoktu. Bu işine yaramıştı işte. Bardan bir adet bira aldı ve gözleriyle dört bir yanı taramaya başladı. Birasından bir yudum aldı ve tam müziğin ritmini kapılmışken bir grup kızın salak kahkahalarını duydu. Gözleri hemen o tarafa çevrildi. Beyinsiz bir kız grubu ve tam ortalarında Henry! Kızların hepsinin giyimi utanmasına neden oldu. O kadar güzel giyinmişlerdi ki. Tanrım, Lucretia onların yanında hizmetçi gibi duruyordu. Yine de güvenini yitirmedi ve çocuğun yanına gitti. Tam gülümseyerek kendisini tanıtacaktı ki çocuk uzanıp elindeki içkiyi aldı. “Bunu içmek için yasal yaşa ulaştığını düşünmüyorum.” Henry normal birisi olsaydı, tanışıyor muyuz? diye soracaktı. Ve gülümsemesi… Aman tanrım! Melekler bile bu kadar güzel gülemez. Kalbinin delicesine attığını hissediyordu. Aptal gibi görünmemek için hafifçe gülümsedi ve yüzüne Affedersin, seni tanıyamadım. gibi bir ifade yerleştirdi. Daha önce Henry’nin etrafını sarmış olan o aptal kız grubu bile susmuştu. Ama iğneleyici bakışlarını hissedebiliyordu Lucretia. ” Yolumdan çekilsene be adam. Henry’i göremeyeceğim senin yüzünden. Aa, ne terbiyesizlik!” İşte şimdi faka basmıştı. Bir anda tüm dünyası başına yıkılmış gibi hissetti. Bir an önce durumu kurtarması gerekiyordu ama nasıl? Bir anda Henry’nin omzuna vurdu ve en neşeli ses tonuyla “O sen miydin? Aman tanrım! Ayağını kırmış olmalıyım. Bunu ödemem lazım sana. Ama nasıl?” Düşüncelerinin yüzüne yansımasını istemiyordu, ama engel olamıyordu işte. Yüzüne sinsi bir gülümseme yerleşmişti. “Barda bir şeyler içmeye ne dersin? Ama sadece ikimiz.” Dedi gülümseyerek. Kızların delici bakışları yüzünden ölüp gitmezse Henry’le bir şeyler içebilirdi… Ama kızlar öylesine kötü bakıyordu ki. Aman tanrım! Gece okula dönerken kesin kuytu bir sokakta onu öldüreceklerdi. Ama o ölmek için daha çok gençti. Aptal kızlar!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sliwer.deviantart.com
IV. Henry Bjørksson

IV. Henry Bjørksson

RP Yaşı : 20.
Mesaj Sayısı : 164
Gerçek Adı : Su #6
Yaş : 27

Kaza Empty
MesajKonu: Geri: Kaza   Kaza EmptyÇarş. Tem. 20, 2011 11:27 pm

    Henry'nin hiç beklemediği ve oldukça hazırlıksız olduğu bir anda kız onun omzuna yumuşak bir yumruk geçirdi. O an, kızın ne kadar sempatik bir mizaca sahip olduğunu farketti Henry. Kızın tatlı gülümsemesi bir an derince nefes almasına yol açtı ve bunu farkeder farketmez kendisini toparladı ve kızın elinden aldığı biradan büyükçe bir yudum aldı. “O sen miydin? Aman tanrım! Ayağını kırmış olmalıyım. Bunu ödemem lazım sana. Ama nasıl?” Kızın davetkâr cümlelerinin bitişiyle Henry gülümsedi. Ondan aldığı elektrik çok farklı ve çok özeldi. Lâkin etrafındaki kızların ona ve konuştuğu kıza bakışları pek sıcakkanlı ve sevecen olmadığından Henry bir şekidle onlardan kurtulmaya çalışıyordu. “Barda bir şeyler içmeye ne dersin? Ama sadece ikimiz.” Kızın riyakârlık uyandıran davetlerine karşı koymayı istemediğini farketti. Yaşının önemi hiçbir değer enterese etmiyordu, sübyancı da değildi tabiki. Lâkin genç kız ona bir şekilde oldukça cazip bir seçenek gibi gelmişti. Gülümsedi ve kızı elinden tutup hızlıca bulundukları bardan çıkardı. Birkaç sokak ilerideki güzel ve çoğu zaman sakin müziklerin çalındığı kafe ve bar karması mekâna cisimlendim.

    İçeriye girerken en sakin köşelerdeki bir masaya oturdum ve garsona iki kahve dercesine dudaklarımı oynattım. "Kendimi tanıtmama lüzum yoktur sanırım. İnsanları itip, ayaklarını kıracak kadar beni tanıyorsun." Gülümseyerek saçlarımı arkaya doğru ittim. Üzerimdeki formayı gören herkes doğrudan bana bakarak konuşuyordu. Ben ise dikkatimi masadaki mumun ışığı ile yüzünün güzelliği ortaya çıkan genç kıza vermiştim. Güldüğünde ya da utandığında oldukça sevimli görünüyordu. Bir şeyler içmek derken, kastının bir bira, votka ya da tekila olduğunu bende farketmiştim ancak onu bu şekilde sarhoş etmek oldukça aşağılık bir fikir gibi görünüyordu. Kahvemden bir yudum aldım ve yerine koydum. "Ama ben seni tanımıyorum ve tanıtman hoş olurdu."

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Olric Romanov

Olric Romanov

RP Yaşı : 35
Mesaj Sayısı : 349
Gerçek Adı : Ceren
Yaş : 29

Kaza Empty
MesajKonu: Geri: Kaza   Kaza EmptyPerş. Tem. 21, 2011 2:34 pm

    Lucretia gelmeden önce Henry’e yavşayan kız sürüsünün bakışları iyice dayanılmaz bir hal almaya başlamıştı ki Henry kızı tuttu ve dışarıya çıkarttı. Geldikleri yer bir bardan çok, café tarzı bir mekândı. Hayal kırıklığını belli etmemek için yüzüne ışıltılı bir gülümseme yerleştirmişti. Kendimi tanıtmama lüzum yoktur sanırım. İnsanları itip, ayaklarını kıracak kadar beni tanıyorsun." Kız nazikçe gülümsedi. Söylediklerindeki haklılık payından dolayı yüzü kızarmıştı. Henry için yapamayacağı hiçbir şey yoktu. Ona sapkınlık derecesinde bağımlıydı… Şuanda bir caféde onunla karşılıklı oturmuş bir şeyler konuştuğuna bile inanamıyordu. Bugün böyle şeyler yaşayacağını bilse kesinlikle daha güzel giyinirdi. Mekandaki herkes –garsonlar dahil- gözlerini onarlın masasına dikmiş bir şeyler mırıldanıyordu. Ne düşündükleri az çok tahmin edebiliyordu Lucretia. Tek yaptığı tüm dikkatini karşısındaki bu güzelliğe vermekti. Henry’nin ışıltısında kaybolmak istiyordu. Onun gölgesi olmaya bile razıydı. . "Ama ben seni tanımıyorum ve tanıtman hoş olurdu." Gülümsemesi bir anlığına söndü. Çünkü; çok da ahım şahım bir hayatı yoktu. Aslında berbat bir hayatı olduğu bile söylenebilirdi. Tek yaptığı sürekli okuldan kaçıp sokaklarda boş boş gezinmek ve durmadan ceza almaktı. Tüm bunları Henry’e söylerse çocuk muhtemelen ondan korkardı. Ama yalan söylemek de yapısı itibariyle ona çok tersti.

    Kahvesinden bir yudum aldı ve kafasında söyleyeceklerini şekillendirmeye çalıştı. “Aslında bakarsan, çok da iyi birisi olduğum söylenemez. Adım Lucretia ve Hogwarts’da son sınıf öğrencisiyim. Profesörlerim tarafından hiç sevilmem. Hepsi benden nefret eder, ben de onlardan. Hatta Müdür Yardımcısıyla yaptığım bir anlaşma dahi var. Ben okulun adını kötüleyecek bir şey yapmayacağıma dair söz verdim, o da beni mezun olana kadar okuldan atmamaya…” Çok fazla konuştuğunu fark edip sustu. Birilerine bunları anlatmaya ihtiyacı varmış. İçinden bir şeylerin yok olduğunu hissediyordu. Önceden Henry ile ilgili ne hayaller kurardı. Çocukla baş başa olmayı içeriyordu nereyse hepsi ama şuan karşısındaki Henry değil gibiydi. En azından kız öyle hissetmiyordu. “Yani anlayacağın aldığım her nefeste birilerinin başını belaya sokuyorum. Tıpkı ayağına verdiğim zarar gibi.” Dedi ve güldü. Bu sırada arkasındaki masadan gülüşmeler duyabiliyordu. Hafifçe kafasını çevirdi ve bir grup kızın Henry’i kesmekte olduğunu fark etti. Gözlerini tekrar erkeğe çevirdiğinde bakmakta ne kadar haklı odluklarını bir kez daha anladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sliwer.deviantart.com
IV. Henry Bjørksson

IV. Henry Bjørksson

RP Yaşı : 20.
Mesaj Sayısı : 164
Gerçek Adı : Su #6
Yaş : 27

Kaza Empty
MesajKonu: Geri: Kaza   Kaza EmptyPerş. Tem. 21, 2011 6:06 pm

    Kızın kendine bakışlarını fark ettiğinde Henry artık kendisi gibi davranması gerektiğini fark etti. Kızın ona garip garip bakışı ve çevresindeki insanları süzüşü belirgin bir tedirginliğin ilk yamaçlarıydı. Kızın aldığı nefesin ardından Henry kahvesinden kısa bir yudum aldı. Kızın bakışlarındaki mahmurluk bir an Henry’nin meraklanmasına yol açtı. “Aslında bakarsan, çok da iyi birisi olduğum söylenemez. Adım Lucretia ve Hogwarts’da son sınıf öğrencisiyim. Profesörlerim tarafından hiç sevilmem. Hepsi benden nefret eder, ben de onlardan. Hatta Müdür Yardımcısıyla yaptığım bir anlaşma dahi var. Ben okulun adını kötüleyecek bir şey yapmayacağıma dair söz verdim, o da beni mezun olana kadar okuldan atmamaya…” Kızın neredeyse bir nefeste söylediği uzun cümleden sonra gülümsedi fakat Henry olarak değil, dördüncü Henry olarak. Kızın gözlerindeki alevin tekrar parlaması akabinde dudaklarını tekrar araladı ve ben pür dikkat ona yöneldi Henry. “Yani anlayacağın aldığım her nefeste birilerinin başını belaya sokuyorum. Tıpkı ayağına verdiğim zarar gibi.” Gülümsedi. Oldukça hoş göründüğünün farkına tekrardan varıyordu, karşılık olarak o da gülümsedi. Ayağındaki sızının tekrar nüksetmesi ile birlikte masanın altında ayağını biraz salladı. Bela kimi zaman oldukça çekicidir, Lucretia. ” Gülümsemesi eşliğinde kahvesinden tekrar bir yudum aldı. Ve bela bazen insanları çok çekici yapar. ”

OUT: Üzgünüm kısa ve kötü oldu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Olric Romanov

Olric Romanov

RP Yaşı : 35
Mesaj Sayısı : 349
Gerçek Adı : Ceren
Yaş : 29

Kaza Empty
MesajKonu: Geri: Kaza   Kaza EmptyPerş. Tem. 21, 2011 6:34 pm

    Çocuğun gülümsemesi için canını bile verebilecek milyonlarca kız bulabilirdi. Ama o kızlar değildi şuan burada Henry'nin yanında olan, Lucretia onun yanındaydı. Her ne kadar ona zarar vermiş olsa da şu dakikalarda iyi anlaştıklarını düşünüyordu. Bela kimi zaman oldukça çekicidir, Lucretia. İsminin daha öcne hiç bu kadar güzel telaffuz edildiğini duymamıştı Lucretia. O kadar etkileyiciydi ki, çocuğun büyüsüne kapılıp kendisini her an kaybedebilirdi. Zaten her zaman öyle olmaz mı? Aptal bir fan her şeyi berbat eder. “ Ve bela bazen insanları çok çekici yapar. ” Çouğun iltifatlarından dolayı kızaran yüzünü saklamak için başını önce eğdi ve bir süre Henry'e bakamadı. Gerçekten çok kiba... Sözünü kesen masalarına gelen aptal bir kızdı. Direk olarak Lucretia'nın önüne geçmiş, görüşünü kapatıyordu. Alaycı ses tonuyla konuşmaya başladığındaysa kız hakkındaki tüm düşüncelerinin doğru olduğunu anladı. "Henry, burada bu minikle oturacağına neden bizim masamıza gelmiyorsun ki? Sıkılmışa benziyorsun tatlım." Monique'e verdiği söz aklına geliyor olsa da içindeki dürtüye karşı koyamıyordu. Kızı bir güzel pataklamak istiyordu. Eli istemsizce arka cebindeki asasına gitti ve direk kızın yüzüne bakmaya başladı. O kadar aptal görünüyordu ki! Normal hayatta dalga geçtiği şu tiplerdendi. Çakma sarışın, aşırı makyaf ve botoksla şişirilmiş gibi duran deva büyüklükteki dudaklar. Kelimenin tam anlamıyla yapmacıktı.

    Gözlerini bir an Henry'e çevirdi. Çocuğun önünde saçma sapan bir şey yapmayı gerçekten istemiyordu. Aniden ayağa kalktı ve sessizce "En iyisi ben gideyim. Sen de yaşıtın olan bu kızlarla takıl. İyi eğlenceler." Yaşıtın kısmına özellikle vurgu yapmıştı. Çocukla aralarında yaş farkı olsa da Lucretia bunu dert etmiyordu. Henry onun prensiydi. Onu tanıdığı günden beri başka birilerini göremez olmuştu. Çocuğun birileriyle sevgili olduğu yönünde çıkan dedikodular ise onu daha da içe kapanık bir kız yapmaktan başka bir işe yaramamıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sliwer.deviantart.com
 

Kaza

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Baskın Ve Kaza
» Kaza mı? Şans mı?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 1. Sezon-