Konuşmaya İngilizce olarak başladı çocuk. ""Küçük hanım," Sözlerine İtalyanca devam ederken Katniss küçük çaplı bir şok geçirdi. "Birden fazla dil bilen..." Konuşmasını Fransızca olarak sonlandırması ise ayrı bir şok sebebiydi. "Siz değilsiniz." Katniss, zorlukla açık kalan ağzını kapadı. O sırada çocukta elini bıraktı ve içki reyonuna döndü. Katniss, ise olduğu yerde kalmıştı. Onun söylediklerine anlayacaksa çok dil bilmesinin bir anlamı yoktu. Onun bilmediği bir dil bulmalıydı. Böylelikle onunla biraz dalga geçebilirdi. Şu an aklına binlerce dil geliyordu; fakat konuşmaya cesaret edemiyordu. Bu düşündüklerine inanamadı. Cesaret edemiyor muydu? Katniss'in, hiç bir zaman bir şeylere cesaret edemediği olmamıştı. Bu çocuğun kim olduğunu öğrenecekti. Gerekirse hangi dilleri bildiğini de. Böylelikle onun bilmediği bir dil bulması daha kolay olabilirdi.
İspanyolca olabilirdi. 'Hayır,' diye düşündü. Bu kolay bir dil. Katniss, bunları düşünürken çocuğun hala orada olduğunu gördü. Yavaşça bir kaç adım attı ve "Kimsin sen?" diye sordu. Çocuk bu soruyu garip karşılayabilirdi; ama gerçekten kimdi? Adı neydi, binası neydi? Katniss, bunları öğrenmek istiyordu. İlk defa birisine karşı bu kadar merak duymuştu ve bu genç kızı biraz tedirgin etmişti. Çocuğa karşı bu kadar ilgili olmak hoşuna gitmemişti. Fazlasıyla ciddi ve cool bir tipi vardı. Katniss, onu nasıl konuşturabileceğini düşünmeye başladı. Normalde olsa arkasını dönüp giderdi; fakat gidemiyordu işte. Bu konu hakkında daha fazla düşünmek istemedi.
Tekrardan konuşmaya başlamadan önce derin bir nefes aldı. "Konuşmaya başlasan iyi edersin, gizemli çocuk. Fazla sabırlı değilimdir." Çocuğun yüzünü incelemeye başladı. Oldukça karizmatikti. 'Hayır, yakışıklılığını düşünme,' diye içinden geçirdi Katniss. Gözlerinin rengini çözememişti. Çünkü dikkatli bakmak istemiyordu. Şöyle bir baktı sadece ve gerçekten etkilenilecek bir tipi olduğunu düşündü. Yine de Katniss, ondan etkilenecek değildi. Hah, bu asla olmayacaktı. Yine de Katniss, neden çocuk ona baktığında içinin bir garip olduğuna anlam veremiyordu.