Zindan'ın parmaklıklarından denizi izliyordu Cedric. Dalgalar hiç olmadıkları kadar hırçınlardı bugün. Azkabanda geçirdiği zaman boyunca onları izlemişti. Denizin hırçın dalgaları rahatlatıyordu onu. Ama ruh emicilerin çektirdiği acıları hiçbirşey unutturamazdı ona.
Geçmişini unutmuştu Cedric. Arkadaşlarını anılarını ailesini bile. Sadece o iki ismi unutmamıştı. Onu bu hapishaneye tıkan John ve Stevenı. Onlara olan öfkesi azkabanda geçen her saniye biraz daha artıyordu. Bu cehennemden çıkar çıkmaz o ikisine hak ettikleri cezayı vermenin hayallerini kuruyordu. Az kalmıştı cezasının bitmesine bugün buradan çıkacaktı. Aniden bir ses duydu ''Expecto Patronum'' bu bir büyüydü ve sahibide seherbaz olmalıydı. Azkabanın sessizlik kapladı bir anda. Ve bu sessizliği bozan yine seherbazların ayak sesleriydi. Vampirin bulunduğu zindanın kapası açıldı. Kordidorda iki adet seherbaz duruyordu. Ellerindeki asaları Cedric'e tutarak.
- Gitme vaktin geldi Cedric Clen.
Ayağa kalktı Cedric suratında sinsi bir sırıtmayla. Koridora doğru ilerledi yavaşca. Yürürken çok zorlanıyordu burada yeterince beslenmemişti gücünü toplaması için zamana ihtiyacı olacaktı. Seherbazlar eşliğinde koridorda yürümeye başladılar. Zindanlarındaki tüm mahkumlar parmaklıkların ardından yalvarıyorlardı. Ama seherbazlar hiç birine aldırış etmiyorlardı. Azkabanın avlusuna ulaşmışlardı. Avluda iki seherbaz daha bekliyordu. Rüzgar çok şiddetli esiyordu dengesini kaybedip yere düştü cedric. Seherbazların yardımıyla kalkabildi ayağa. Acınası gözlerle bakıyorlardı Cedric'e. Seherbazlardan en genç olanı vampiri süpergesine bindirerek yola çıktılar. Cedric dalgaları izlerken.
- İntikamımı almak için geri dönüyorum.