" Beni sevdiğini ikimizde biliyoruz, bana hayır bitmedi demek bu kadar zor olmasa gerek. Ancak karşında bir erkeği öpsem hoş olmaz değil mi? Her neyse, ama madem bittiğini söylüyorsun artık başkalarıyla olan ilişkime dikkat etmeyeceğim." Gözlerinin içine bakıyordu Holly. Gözleri hiç olmadığı kadar sert bakıyordu. Onun canının yandığını biliyordu. Aynı kendi canının yandığı gibi. Haklıydı onu başkasıyla görmek... Acı demekti. Ve bunu bilerek yapması ise onu içten içe kahır edecekti. Aşkı bulduğu halde uzaktı ona. Kendisinin de neden yaptığını bilmediği tek şey buydu. Ya hiç aşkı tatmadığından korkuyordu ya da birine bağlanmak onun için lanet gibi bir şeydi. İşte yine içinden çıkamadığı bir konu vardı karşısında. Holly, daha da yaklaştığında kalp atışlarının hızlandığını hissediyordu. Vücudu sanki yorgun düşmüştü. Artık kendini taşıyamadığını fark etti. Holly'in gözlerinin içine bakıyordu. Dudakları yaklaştığında Fran, şaşkındı. Dudağına konan küçük bir busenin ardından gözlerini kapatıp açtı. Evet, hala bir heyecan duyuyordu ona karşı. " Görüşürüz Fran. " deyip arkasını dönüp giden kıza bakıyordu. "Görüşürüz aşkım" Son söylediği aşkım kelimesini bile kendi zar zor duymuştu. Onun duymasına imkan yoktu zaten. Francisco kendini yorgun hissediyordu ama hayır, gidip uyumayacaktı. Spor yapacaktı. Hıncı anca kendine karşı kullanırsa üstesinden gelebilirdi. Hızla koşmaya başladığında spor salonuna yönelmişti.
Kalbi hızlıydı ve düşünceleri oyun oynuyordu. Neden? diye düşündü. Anıları bir film şeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden. Seni seviyorum... Bunu kendine itiraf edememişken Evelyn'a nasıl söyleyebilirdi ki? Aniden durdu ve ellerini ağaca yasladı. Kafasını hafifçe eğdi. Nefessiz kalıyordu. Lanet olsun. Gözlerinin dolduğunu hissediyordu. Bağırdı, bağırdı. Sonra da ağacın dibine oturdu. Düşünmeye ihtiyacı vardı. Düşünecekti.