İkisi de sarhoş olmaya yetecek kadar içmişlerdi. Konuşmuyorlardı. Saat geç olmuştu. Domuz Kafası'ndaki sarhoşların seslerini ikisi de duymuyor gibiydi. Sadece kadehlerinin sesi konuşuyordu adeta. " Yavaş ol Evy. Kampa sağlam dönmeliyiz. " dedi Francisco. Kampa döneceğimi kim söyledi? Burada sabahlamayı düşünüyordu. Hatta geri kalan ömrünü burada geçirmeyi düşünüyordu. Luis'le Rose'a baktı. Eğleniyorlardı. Keşke Holl de eğlenebilseydi. Ne tuhaf değil mi? Sevdiği çocukla yan yanalar, içiyorlar ama o şuan başkasına ait. İçinden küfretti Holly. Francisco, bir anda kalkıp Holly'e olabildiğince yaklaştı. Saçlarını kulağının arasına sıkıştırıp kokusunu içine çekti ve yüksek sesle: " Sensizken hiç olmama rağmen hala hayattayım. Lanetim sensin Holly! Lanet olsun ki sana deliler gibi aşığım ve bu beni daha da kahrediyor. " dedi. Ve anında geri çekilip kapıya doğru ilerledi.
Holly, yüzünü ona çevirdi. Gözleri dolmuştu. Ben sanki farklı durumdayım aptal. Fran'in peşinden gitti. Biraz başı dönüyordu ama idare edebilirdi. Kapının önünde durmuş, derin derin nefes alıyordu. Yüzüne bile bakmadı. Çantasının içinden bir sigara paketi çıktı. Elinde sigarayla kaldırıma oturmuş bir adamın yanına ilerledi hızlıca, ateş istedi. Adam, çakmağı geri istemedi. Holl de Francisco'nun yanına döndü. Sigarasını yavaş yavaş içiyordu, her nefeste biraz daha öldüğünü hissediyordu. Fiziken değil, ruhen ölüyordu. Kalbinden parçalar kopuyordu Francisco'suz her saniye. Gözleri doldu, yeniden. Annesinin ölümünde bile güçlü kalmayı başarıp ağlamayan bu kız, bir erkek için yapmadığını bırakmamıştı. Francisco, her şeyde onun ilkiydi. Holl, II. sınıftayken tanışmışlar, çok geçmeden çıkmaya başlamışlardı. Geçen sene de, yani Holl IV. sınıftayken ayrılmışlardı. O zamandan beri nerdeyse her gün beraberlerdi. Aptalca şeyler yapıp kahkahalara boğuluyorlardı Hogwarts'ta. Okul kapanınca beraber tatile bile gidiyorlardı Muggle şehirlerine. Gözünden bir damla yaş aktı. İlk çıktığı çocuk oydu, ilk öptüğü çocuk, ilk seviştiği çocuk.. Onlar ayrıldıktan sonra kimseyle çıkmamıştı, ancak neredeyse bulduğu her kişiyle yatmıştı. Francisco'yu unuttuğunu sanarken şu olanlara bakın. Sigarasının bittiğini fark etti. Bir tane daha yaktı. Fran'e baktı. Kısık sesle, " Sana aşığım Francisco Auésten. Ve bunu hiçbir şey değiştirmeyecek. " dedi.