Oda pek aydınlık değildi. Bir sürü dolap, bir sürü raf vardı. Bir duvar baştan ayağa kitaplarla dolu iken bir diğeri tamamıyla iksir şişeleriyle kaplıydı. Çalışma masasının üzeri kağıtlarla ve tamamlanmaya çalışılan iksir sırlarıyla doluydu. Duvarların boş olan kısımlarında Slytherin ile ilgili resimler vardı. Bayrak, vb. her şey... Aslında odaya ilk girildiğinde dikkati çekenler bunlar değildi. Göze çarpan şey büyük bir piyano idi. Siyah ve büyük. Çevrenin karanlığıyla birlikte odanın bir bütünüymüş gibiydi. Her şey, bir ressamın tablosundan fırlamıştı sanki. Bir şeyin yeri değişse o mükemmel bütünlük kaybolacaktı. Aslında bu odayı bu kadar ruha işler kılan şey ise, tabi ki odanın sahibi, iksir profesörü ve Slytherin bina sorumlusu olan Eleanore Rheanna idi. Onun varlığıyla oda şenlenir ve dile gelirdi. Bu da kişilerin eşyaları ile arasındaki bağı niteler ve gözler önüne sererdi.
Bu odada olanları kim görürse görsün, hep ruha veya akıllarına işlenirdi.

İnsanlara ilham verecek bir güzellik…