AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Eski Dost.

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Charlotte V. Hawkman

Charlotte V. Hawkman

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 921
Gerçek Adı : Esin the first.
Yaş : 27

Eski Dost. Empty
MesajKonu: Eski Dost.   Eski Dost. EmptyPerş. Tem. 12, 2012 6:12 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.].
Ivan Andersan Arshlander x Katherine C. Kingston
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Charlotte V. Hawkman

Charlotte V. Hawkman

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 921
Gerçek Adı : Esin the first.
Yaş : 27

Eski Dost. Empty
MesajKonu: Geri: Eski Dost.   Eski Dost. EmptyPerş. Tem. 12, 2012 6:12 pm

ON BİR YIL ÖNCE
MOSKOVA, RUSYA

    “Lütfen lütfen lütfen Martha, sadece dışarı çıkmak istiyorum.” Beş yaşındaki cadı hayatında ilk kez istediği bir şey için yalvarmıyordu yaşlı kadına. Martha, onun beyaz kıvırcık saçları ve kırışmış yüzü ile asla kaç yaşında olduğunu öğrenemediği bakıcısıydı. “Bana kalırsa evde kalman gerekiyor Lora.” dedi Martha her zamanki elleri belinde duruşuyla. Somurtup bakışlarını yere indirdi küçük cadı. Bir şeyler mırıldanmaya devam ederek ayaklarını yere sürttü. Martha’nın son noktayı koymaya çalışan sesini duyunca aklına bir şey gelerek başını kaldırdı. Kısa bir süre önce öğrendiği üzülmüş ifadesini takınıp Martha’ya baktı, bu numara onda her zaman işe yarardı. Kadın ona birkaç dakika daha baktıktan sonra pes etti. “Pekala, tamam. En fazla bir saat. Annen neredeyse evde olur.” dedi Martha parmağını sallayarak. Lora büyük bir sırıtışla arkasını dönüp koşmaya başladı, geniş hole girip merdivenleri çıktı, ardından sola dönüp odasına ilerledi. Kapıyı açıp odaya daldığında tek yaptığı şey paltosunu almak ve mavi & gümüş döşeli odaya tek bir bakış atmadan çıkmak olmuştu. Bu tür şeylere fazla dikkat edecek bir yaşta değildi, istediği şeyler arkadaşların veya şekerlerin ötesine geçmiyordu. Alması gereken hiçbir sorumluluk yoktu, o da evin tek kızı olarak ortalığı karıştırma işinden oldukça memnundu zaten. Genellikle babası geç saatte geldiğinde onu koltuğun tepesinde veya bahçedeki meşe ağacının altında uyumuş olarak bulur, yatağına götürürdü. Annesi ona duyup duyabileceği en güzel hikayeleri anlatırdı, öyle ki Lora’nın hepsini rüyasında görmediği tek bir gecesi bile yoktu. Ama ikisi de Rusya’ya taşındıklarından beri onunla daha az ilgilenebiliyorlardı, babası bakanlıkta bir iş bulmuştu ve annesi de bir firmada görevliydi. Lora ile ilgilenmek zorunda olan Martha vardı şimdi başında. O da hiperaktif bir çocukla ne yapacağını bilemez bir halde, belindeki örtüsünün cebinde telefonla gezerdi ki gerektiğinde Mrs. Molyneux’u arayabilsin. Lora’yı zapt edemediğinde de bahçede oynamasını ya da aynı sokaktaki Arshlander ailesinin oğlunun yanına gitmesine izin verirdi. Eh, Lora’nın şimdi yaptığı şey de tam olarak buydu zaten.

    Kırmızı paltosunu giyip şapkasını başına taktı. Nisan ayındalardı ve Moskova’da hava neredeyse hiç ısınmadığından üşüyordu. Başını kaldırıp havaya baktı, gri bulutlardan başka bir şey yoktu. Havanın şimdiden kararmasını sağlamışlardı. Martha yağmur yağacağını söyleyip eline bir şemsiye tutuşturmuştu ama fazla uzağa gitmediği için gerekmeyeceğini düşünüyordu. Hızlı adımlarla hala biraz karlı sokakta ilerledi. Geniş ama en fazla iki üç kattan oluşan evlerle doluydu sokağı. Evleri sayarak geçti, on birinci evin kapısına doğru ilerledi. Dışarıdan bütün evler aynı olduğu için karıştırmasın diye babası yirmiye kadar saymasını öğretmişti, on birinci evde de Ivan oturuyordu. Ellerini ısıtmak için ovalayarak merdivenleri çıktı, parmak ucunda kalkarak zile bastı. Zil bütün evde yankılanırken dışarıdan Lora bile duyabiliyordu. Ses kesilmeden zayıf bir kadın kapıyı açtı.

    “Merhaba Mrs. Arshlander. İçeri girebilir miyim?” diye sordu Lora kibar görünmeye çalışarak. Annesinin arkadaşı olan Mrs. Arshlander’i tanıyordu, ezberlediği o görüntüsünden hiçbir şey değişmemişti. Her zaman kırmızı kıyafetlerle dolaşır, boynundaki kolyeyi asla çıkarmazdı. Boyu kısa olduğu için kolyenin sadece zincir kısmını görebiliyordu Lora, ucunda ne olduğunu hiç öğrenememişti. Eliyle içeri gel işareti yaptı Mrs. Arshander gülümseyerek. Ayağındaki ve omzundaki karları silkeledikten sonra içeri girdi cadı. Paltosunu çıkardıktan sonra uzun koridorda ilerleyip arkasında Mrs. Arshlander ile salona geçti. “Sen burada bekle, ben Ivan’ı çağırayım.” dedi Mrs. Arshlander gülümseyerek. Merdivenleri çıkıp uzaklaşırken Lora salonda yalnız kaldı. İkili koltuğa otururken evinde oturup sıkıntıdan çatlamayacağı için sevindi. Ivan’ın gelmesi ile birlikte ayağa kalktı. Kendisinden bir yaş küçük olan Ivan, Rus olmanın bütün özelliklerini almıştı. Bembeyaz bir tene ve sarı saçlara sahipti, ancak son zamanlarda neredeyse hiç gülümsemiyordu. Nedenini bilmiyordu, ona sorduğunda da cevap alamıyordu. Lora ve ailesi Moskova’ya taşındıklarından beri Ivan onun en iyi arkadaşı olmuştu, başka arkadaş edinme çabalarına girmemişti zaten. Son iki yılını Ivan ile takılarak geçirmişti ve aradaki farkı anlayabiliyordu. “Hey, bahçedeki karlardan bir şeyler yapalım mı?” diye sordu Lora hevesli bir gülümseme ile.

    İki saat sonra hava oldukça karardığından içeri girmişlerdi. Kartopu savaşı yaptıkları için her tarafı ıslatmışlardı ve Mrs. Arshlander yerleri ve kıyafetleri görünce az kalsın bayılıyordu. Şömineye yakın bir yere oturarak ısınma çabalarına girmişlerdi, Mr. Arshlander gazetesi ile beraber tekli koltuğunda onlara eşlik ediyordu. Sıcaktan oldukça sakinleşmiş bir şekilde yere uzanmıştı Lora, gözlerini kapatıp yorgunluğunu unutmaya başlamıştı. Sol tarafından gelen gürültülü bir ses ile gözlerini açtı ve hızla doğruldu.

    Koltuğun hemen yanında büyük ve siyah bir şey duruyordu, daha sonra biri sorsa bile tarif edemeyeceği bir canavar. Lora’nın tek odaklanabildiği şey büyük ve sivri dişlerdi, hemen kalkıp mutfağa koştu ve masanın altına saklandı. Salondan hala sesler geliyordu, Mr. ve Mrs. Arshlander’ın ne yaptığı konusunda hiçbir fikri yoktu. Ivan nereye kaybolmuştu? O canavar da neyin nesiydi öyle? İlk kez gördüğüne emindi, böyle bir şeyi daha önce gördüyse unutmasına imkan yoktu. On beş dakika sonra seslerin azalması ile cesaretlenip masanın altından çıktı. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu ama Mr. Arshlander’ın ondan kurtulduğunu düşünerek yavaşça salona girdi.

    Her şey parçalanmıştı: Duvar kağıtları, tablolar, koltuklar, şöminenin üzerindeki resimler. Hepsi ilk halinden eser bırakılmayacak şekilde yerde duruyordu. Birkaç adım daha ilerleyince koltuğun arkasındaki şeyleri görüp çığlık attı. Mr. ve Mrs. Arshlander yerde yatıyordu, kanlar içinde ve ölü olarak. Canavar olarak nitelendirdiği şey şöminenin önüne oturmuş derin derin soluklar alıyordu. Lora’nın kısa çığlığını duyunca başını kaldırdı, ancak o zaman genç cadı onun kartopu savaşı yaptığı çocuk olduğunu fark edebilmişti. “Ivan?” dedi korkmuş bir sesle, soru sorarcasına. Görüntüsünü Ivan’a kesinlikle benzemiyordu, ama gözleri ve bakışından anlayabilmişti. Beş yaşında bir cinayete tanık olan nadir insanların yaptığını yaptı Lora: Durup mantıklı cevabı düşünmek yerine kaçmayı seçti. Arkasını dönüp hızlıca koridora çıktı ve paltosunu falan umursamadan kendini karanlık sokağa attı. Koşabildiği en hızlı şekilde koşuyordu; evleri saymayı unutmuştu, Ivan’ın peşinde olup olmadığını unutmuştu, Martha’nın ona deli gözüyle bakacağını ya da uydurduğunu düşüneceğini kısmı bile unutmuştu. Sadece olabildiğince hızlı koşuyordu. Arkasına bakarken birine çarptı ve bir adam onu kaldırdı. Alexander’dı bu, babasının arkadaşı. Kendini tutamayıp ağlamaya başlayınca soru soran gözlerle kendisine baktı. Ona anlatabilirdi, kendisini dinlerdi. Tek umudu yalan söylemediğini anlamasıydı. Alexander ile birlikte evine doğru ilerlerken, nereden başlayacağını düşündü. Böyle bir şey nasıl anlatılırdı?



    GÜNÜMÜZ
    HOGWARTS

    Gözlerimi açtım ve başımı kaldırdım. Anım hala o kadar canlıydı ki, hatırlamak için çaba sarf etmemiştim. Çoğu gece bütün bunların bir şaka olduğunu düşünmüştüm, bir çeşit kâbus. O evde hiçbir şey olmadığını, sadece şöminenin önünde uyuyakaldığımı ve sonra yatağımda uyandığımda birinin beni taşıdığını hayal etmiştim. Ama her şeyi ayrıntısına kadar hatırlamak olanları daha da korkunç yapıyordu, gerçekliği ispat edercesine üstüme yapışmıştı uzun yıllar. Okula başladıktan sonra beş yaşında tam bir kaçık olduğumu ve belki hepsini kafamda canlandırdığıma ikna etmiştim kendimi, altı yıl boyunca sakin bir hayat sürünce -Alexander ile ne kadar sakin geçebiliyorsa- normal olduğumu düşünmüştüm. Ama hayır, gördüğüm ve bildiğim her şey gerçekti; Ivan’ın bana birkaç hafta önce Lora diye seslenmesi kadar gerçek. Onu okuldayken nasıl fark edememiştim anlamıyordum, altı yıldır Hogwarts’taydım ve Ivan’ın Gryffindor öğrencisi olduğu daha önce hiç dikkatimi çekmemişti. Büyük salonda eski adımı duyunca ürpermiştim, Ivan’ı görünce ise korkundan kafayı yiyecektim. Hayali bir karakteri canlandırmak gibi bir şeydi Ivan, yıllardır sadece kâbuslarımda yaşadığını düşünüyordum. Haftalardır ondan kaçmak için her deliği kullanmışken, o da beni korkutmak için her yolu denemişti. Ivan’ı koridorun başında görmek bile işkence haline gelince, ufak bir cesaret parçasını kullanıp ikinci sınıf Gryffindor öğrencisini yanıma çağırmıştım iksir dersinden sonra. Ivan’ın kabul edeceğini nereden çıkartmıştım bilemiyordum. Neredeyse ezberlercesine okuduğum notu katlayıp öğrenciye verdim ve Ivan’ın yatakhanesine bırakmasını yoksa canına okuyacağımı söyledim. Pekala, bu yaptığım pek doğru sayılmazdı ama bir Slytherin öğrencisi olarak Gryffindor veledini kullanmam gerekiyorsa böyle davranmalıydım. Notu vermeden önce gizli bir şifre ekledim büyüyle, böylece veledin götürürken açıp okumasını engellerdi. Ivan'ın çözerken zorlanmayacağı bir şifreydi bu. Aslında kısacık bir not için bu kadar zahmete girmek bile gereksiz gelmişti birden.

      Eski bir dostla sohbet etmenin zamanı geldi. Gece yarısı beşinci kattaki boş derslikte ol, Ivan.
      Eski bir dostla sohbet etmenin zamanı geldi. Gece yarısı beşinci kattaki boş derslikte ol, Ivan. ..L.

    Gelirse, adımın artık Lora olmadığı gerçeği ile başlamalıydım. Kim olduğumu anlayabilmesi için notun sonuna bir L harfi iliştirmiştim ancak artık Lora yoktu. Büyük salonda paranoyak bir şekilde herkesin bana baktığını düşündükten sonra, bu işe kesinlikle öncelik tanımalıydım. Odadan hızlıca çıkıp uzaklaşmak için her şeyimi verebilirdim, ancak artık bütün bunlara bir açıklama getirilmeliydi. Beni oda da tutan bir başka şey ise Ivan’ı tekrar görecek olmaktı. Belki hala Lora’nın arkadaşı içinde bir yerde yaşıyor olabilirdi, kendine gelmiş ve normal olarak. Büyük saatin on ikiyi vurduğunu duyduğumda kalbimin hızlandığını hissettim. Derin bir nefes alıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım, neredeyse ölmek üzere olan biri gibi görünmemeliydim sonuçta. Bu gece olabildiğince cevap almak zorundaydım.

    Tabi eğer Ivan gelirse.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
David Durden

David Durden

RP Yaşı : 33
Mesaj Sayısı : 138
Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Dean Bloom ve Sophie A. Ellwood'um.

Eski Dost. Empty
MesajKonu: Geri: Eski Dost.   Eski Dost. EmptyPtsi Tem. 16, 2012 12:47 pm

Çocukluğun verdiği saflık ve temizliğe sürülen kan kırmızısı leke. Hiç çıkmayacak, hiç unutulmayacak izler. Bunu taşıyan iki kalp ve iki beden. Nefes alıp vermeleri son bulana kadar gitmeyecek, gidemeyecek tanıklık. Kızıl saçlar büyük salonda dalgalanırken gözlerinin önüne gelen korku ve panik eşliğinde dudaklarından dökülen isimden kendi bile ürkmüştü. "Lora..". Eskinin hiç gitmediğini ve anılardan kaçamayacağı gerçeğini de anlamıştı bu isimle o gün Ivan. Saçtığı ölümlerin en aşağılının gözlerinin önüne yeniden ve yeniden gelmesini sağlayan. Koridorun deriniklerine doğru ilerlerken ellerinde beliren kırmızı kan izlerini yok etmek ister gibi üstüne başına sürmeye başlamıştı ellerini. Dışarıdan görenle onun iyice zıvanadan çıktığını düşünüyor olmalılardı. Gözlerini kapattığında akan kan şelalerini görmezden gelebilecek kadar güçlü değildi o artık. Hiçbir zaman olmamıştı, olamamıştı. Nasıl böyle bir şeye karşı soğuk kanlı olabilirdi ki? Koridorun kenarında durdu ve derin bir nefes eşliğinde gözlerini açtı.Kanlar kaybolmuştu ama içinde bulunduğu durumdan bir türlü sıyrılamamıştı. Gryffindor kulesine doğru adımlarını sıklaştırmıştı. Kendini yatakhaneye atıp oradan çıkmak istemiyordu. Başındaki kara deliklerin dengesini kaybetmesine izin vermemek için duvarlara yarı yaslanarak, yarı sürünerek yürüyordu. Bu gün eğer dışarıda olsaydı dönüşüm geçirmesi gerekliydi ve bu yüzden şu sıralar her zamankinden daha acılı ve zor bir durumdaydı. Kuleye ulaştığında küçük bir çocuğun kendine korku dolu bakışlar attığını gördüğünde bir terslik olduğuna emindi. Görüntüsünde mi bir değişiklik olmuştu? Hızla arkasını dönüp yatakhane merdivenlerine doğru yürürken ürkek sesin onu durdurmasına şaşkın bir şekilde arkasına döndü ve titreyen ellerle ona uzanan notu aldı. Suratında beliren şaşkınlık ve korkuyla notu açmaya çalıştı ama kilit olduğu kesindi. Asasını çıkarıp bir iki büyü denedikten sonra içeriğe ulaşabilmişti. Okumak istediğine emin değildi. Yatağına oturup notu okuyabilmek için kaldırdı ve tanımadığı bir el yazısıyla karşılaştı, oysaki içindekiler ona o kadar tanıdıktı ki..

Eski bir dostla sohbet etmenin zamanı geldi. Gece yarısı beşinci kattaki boş derslikte ol, Ivan.
L.

Elleri belli belirsiz titriyordu. Boynundaki kolyeyi çıkardı. Annesine ait bir tılsımdı bu aslında. Mavi bir gözü temsil ediyordu, annesinin gözlerini. Kötülük yaklaştığı zamanlarda mavilik kan kırmızısı bir hal alıyordu. Onları öldürdüğü gece almıştı bu kolyeyi boynundan her ölümden sonra gelen bilinç anının bir kaç saniyesiydi. Hogwarts' da hiç kırmızıya dönmüyordu ama maviliğin aralarında görülen kırmızı kırçılları göz ardı edemiyordu Ivan. Kendisinden kaynaklandığını da biliyordu ve verdiği utancın altından kalkamıyordu. Bir insanın hayatına bu kadar fazla şey sığamazdı. Yorardı. Gözlerinde biriken bir iki damla yaşın akmasına izin verdi ve notu baştan okudu. Lora, onun şimdiye kadar sahip olduğu tek oyun arkadaşıydı. Onu düşündüğünde aklına gelen Rusya'nın soğuk karları değilde, soğuk karların verdiği eğlence oluyordu her defasında. Yanında eşantiyon olarak gelen diğer düşünceleriyse takmamaya çalışıyordu becerebildiği kadarıyla. Sandığının kenarına gidip dizlerinin üzerine eğildi. Açtığı sandığından gelen temiz kıyafet kokusunu bir iki saniye içine çektikten sonra, sandığın en dibine elini soktu ve küçük bir kız çocuğuna ait olan o paltoyu çıkardı. Minik bir bedenin bir zamanlar içini doldurduğu sıradan bir paltoydu işte. Eliyle sıkı sıkıya tuttu ve ortak salona, oradan da söylenen yere doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladı. İçinde barındırdığı hislerden kurtulmaya çalışıyordu her adımda. Her yere vurduğunda botlarını yayılan sesten bile irkilmeye başlamıştı. Aslında ironik bir durumdu bu, ölüm saçan birinin korkması. Boş dersliğin kapısına geldiğinde içeride bekleyen kızı gördü. Üzerinde taşıdığı kusursuz gerginliği bir tarafa atmaya çalışsa da olmuyordu. Elindeki küçük paltoya baktı ve aralık olan kapıyı iteledi. Lora, kızıl saçlarıyla odanın içinde parlıyordu. Yanında sönük ve pis bir yaratık gibi hissediyordu kendini. Kızın ona dönüşünü izlerken güçlü duruşunu bozmamaya çalışıyor ve suratında hiçbir ifadeye yer vermiyordu. Karşısında gerçekliğin yüzü duruyordu ve bu yüzün nasıl olacağından emin değildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Charlotte V. Hawkman

Charlotte V. Hawkman

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 921
Gerçek Adı : Esin the first.
Yaş : 27

Eski Dost. Empty
MesajKonu: Geri: Eski Dost.   Eski Dost. EmptyC.tesi Tem. 21, 2012 12:39 am

    Karşısındaki bedene bakarken nefesini yavaşça vermeye çalıştı Katherine. Salonda yüzüne bile bakmaktan kaçındığı kişi, şimdi bütün ciddiyeti ve ayrıntısıyla karşısındaydı. Yüz hatları keskinleşmiş ve saçları biraz koyulaşmıştı, kendisinden oldukça uzundu şimdi. Eski halinden geriye kalan tek iz gözleriydi, hala aynı yeşillikteydiler. Katherine hiçbir şey söylemeden ona bakarken, aradaki gerginliğin kaybolmasını diledi sadece. Hiçbir şey yapamıyordu, tanıdığı Ivan'a ulaşamadığı sürece ikisi yabancı olarak kalacaklardı bu odada. Bu düşünce ile bir şey söylemek için ağzını açtığında gözü Ivan'ın elindeki şeye takıldı. Farkında olmadığı adımlarla Ivan'a yaklaşırken yarı karanlıkta sadece onun ufak bir kıyafet olduğunu seçebiliyordu, bir çeşit palto. Odanın ortasında durdu ve paltoya baktı, kendi paltosuydu bu. Hala canlı kırmızı rengindeydi ve Katherine'e o geceyi hatırlatırcasına uğursuz görünüyordu. Ivan'ın neden hala paltoyu taşıdığını anlamıyordu, ama istemeden gülümsedi. Annesi ona bunu aldığında ne kadar sevindiğini hatırlıyordu, sonra üstüne geçip Ivan'ın evine gitmişti ve mutfakta paltonun iç kısmında ufak bir delik yaratmıştı. Azar yiyecek bir yaşta değildi tabi, fazla umursamamıştı bile. Ivan'ın ona paltoyu uzattığını fark ettiğinde gözlerini ellerinden ayırıp yüzüne çevirdi. Temkinli olmaya gerek duymadan birkaç adım yaklaştı ve bakışlarını çevirmeden paltoyu aldı. İki eli ile tutup biraz gerilerken, derin bir nefes alıp gözlerini kapatırken tüm anılarının zihninde dolanmasını engellemeye çalıştı. En sonunda bir şeyler söylemesi gerektiğine karar vermişti, basit bir şeydi bu aslında. "Paltoyu yanına aldığına inanamıyorum." dedi hala ellerine bakıp gülümserken. Onu giyebilecek boyutu çoktan aşmıştı ama annesinden ve eski anılarından kalan son şeyi tekrar eline geçirince, bırakmak istemiyordu bir türlü. Ivan'ın hala kapının yakınında durduğunu fark edince kaşlarını çattı, en ufak bir harekette kaçmayı mı planlıyordu? Odada gerilerken, iz olayını düşündü. Gördüğü ve duyduğu onca şeye rağmen, Ivan'ın katil olabileceğine bir türlü inanmıyordu genç cadı. Onun masum olabileceği gerçeğine o kadar uzun zamandır tutunuyordu ki, aksini Ivan söylese bile inanmayacaktı. Gülümsemesini silip Ivan'a bakarken, bir şey söyleyip söylemeyeceğini merak etti. Birkaç saniye süren sessizlik sonunda, buluşmayı kendisi ayarladığı için konuşmaya karar verdi, Lora ile başlayabilirdi.

    "Artık adım Lora değil, onu öldürmek zorunda kaldım." Bakışlarını kaldırıp devam etti. "Kaçmam gereken bazı sebepler vardı. Farklı sebepler." Son cümlesini vurgulamaya çalışırken. Ivan'dan bahsetmediğini belirtmeye çalıştı, konuşmaya daha yeni başlamışlardı ve şimdiden onu kaybetmeye niyeti yoktu. Katherine'in tek istediği şey gerçeklerdi, korkmak zorunda olmayacağı gerçekler. Büyük ihtimal büyük bir kısmı bu geceden sonra ödünü bile patlatabilirdi aslında. O gece neler olduğu hakkındaki gerçekler, annesini ve babasını neden öldürdüğü hakkındaki gerçekler. Katherine sadece görmüştü, bu bildiği anlamına gelmezdi. Cesaretinin son kırıntısını toplayarak konuştu. "Bana yapman gereken bir açıklama var. Yaklaşık on yıl önce yapılması gereken bir açıklama." dedi Katherine başını kaldırıp cesur görünmeye çalışarak. Saçlarını geriye doğru atıp dik bir duruş yerleştirdi. Bir Slytherin öğrencisi olarak, Gryffindorlu birinin yanında cesur davranmak oldukça garipti aslında. Ivan'ın derin bir nefes alması ile dikkatini toparladı. Hareket etmeye başlaması ile yerinden hiç kıpırdamadı ve onu izledi. Eski bir sıranın yanına gidip yaslandı Ivan, hala Katherine'e bakıyordu. Pekala, sanırım başlıyoruz, dedi kendi kendine. Kendini en kötüsüne hazırladı.


: :
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
David Durden

David Durden

RP Yaşı : 33
Mesaj Sayısı : 138
Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Dean Bloom ve Sophie A. Ellwood'um.

Eski Dost. Empty
MesajKonu: Geri: Eski Dost.   Eski Dost. EmptyC.tesi Tem. 21, 2012 9:03 pm

Bedenini saran merak duygusunu aydınlatmak istercesine kızı süzüyordu. Ağzından tek kelime dahi çıkmıyordu, çıkamıyordu. Kız elindeki paltoyu özlemle elinden aldı ve onunla birlikte görünüşe göre mazinin tatlı sert yüzüne daldı. Ivan ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Konuşmalı mı yoksa susup onu dinlemeli miydi bilmiyordu. Bilmemek canını sıksa da geçmişten gelen bu eski dostun onun için anlamının tam olarak ne olduğunu biliyordu. Pürüzler her zaman vardı fakat onun değerini biliyordu işte. Kızın geçmişten kalma o saf sesinin kulaklarına çarpmasıyla irkilmişti. "Paltoyu yanına aldığına inanamıyorum." O palto gerçeğinin kanıtıydı, tılsımıyla birlikte hayatında sahip olduğu tek şeydi. Komik olan şuydu ki bu paltonun bile bir sahibi vardı. Hiçbir şey tam anlamıyla onun değildi. Tıpkı ucube hayatı gibi. Geçmişte, mutlu olduğu zamanlarda tek arkadaşıydı Lora onun. Beraber geç saatlere kadar kar topu savaşları yaparlardı. Ivan ona rusçayı öğretmeye çalışır kıza komik şeyler söyletip eğlenirdi. Saf ve güzeldi her şey. Şimdi ikisi de aynı saflığı ve güzelliği taşımıyordu. Bunu çok önce kaybetmişlerdi. Ivan kapının yanında bu düşüncelere dalmışken Lora dudaklarını araladı ve konuşmayı ele aldı. Bu çok daha iyi olmuştu. Ivan çok önce kaybetmişti bu yeteneğini de. "Artık adım Lora değil, onu öldürmek zorunda kaldım." Öldürmek. Adı bile bütün tüğlerinin diken diken olmasını sağlıyordu. Kapının yanından çekilip arkasından kapadı. Her ihtimale karşı pencerenin yanına gitti. Bir zamanlar Lora olan kızın güvende olabilmesi için kapıyla arasından çekildi. "Kaçmam gereken bazı sebepler vardı. Farklı sebepler." Son cümlelerini vurguladığında Ivan istemsizce güldü. Acıma içeren kötü bir gülüştü bu. Acıdığı kendisiydi. Asla karşısındaki kıza acımamıştı. Kız kararlılıkla konuşuyordu fakat cümlelerini ince eleyip sık dokuyordu belli ki Ivan'a karşı kırıcı olmak istemiyordu. "Bana yapman gereken bir açıklama var. Yaklaşık on yıl önce yapılması gereken bir açıklama." Kafasını yerden kaldırıp gerçeğin sillesiyle yeniden karşılaşmıştı. Geldiğinden beri ağzını açmamıştı. Konuşma yetisini kaybetmişti sanki. Gözlerini kızın gözlerine sabitledi ve koyu rus aksanıyla tozlu raflardan aldığı cümlelerini kullanmaya başladı. "Bunun nasıl bir açıklaması olacağını bilmiyorum. Sana bildiğim her şeyi anlatacağım fakat. Annem ve babamın işlerini biliyorsundur sanırım. İkisi de bakanlık dışında çalışan seherbazlardı ve kara büyücülerle ölüm yiyenleri avlıyorlardı. Annem bana hamileyken son bir ava çıkmış ve o zaman bir cadı tarafından ona bozulmaz bir kara büyü yapılmış. Fakat bu büyü anneme değil bana işlemiş. Doğduğumdan beri iki yılda bir karanlığın etkisine giriyor ölüm ve vahşet saçıyorum. O gece şahit olduğun izin etkisiydi. Hiçbir şeyi bilinçli yapmadım. Ben öyle bir canavar değilim, inan bana. Hogwarts da bu izin etkisi altına girmiyorum fakat dışarıda yine aynı şeyler gerçekleşiyor."Bir çırpıda hayatını mahfeden şeyi anlatmıştı. Kızın ne tepki vereceğini bilmiyordu fakat ona karşı tamamen dürüst olmuştu. İlk defa birinin kendini anlamasını bu kadar içten diliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Charlotte V. Hawkman

Charlotte V. Hawkman

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 921
Gerçek Adı : Esin the first.
Yaş : 27

Eski Dost. Empty
MesajKonu: Geri: Eski Dost.   Eski Dost. EmptySalı Tem. 31, 2012 5:41 pm

    "Bunun nasıl bir açıklaması olacağını bilmiyorum. Sana bildiğim her şeyi anlatacağım fakat. Annem ve babamın işlerini biliyorsundur sanırım. İkisi de bakanlık dışında çalışan seherbazlardı ve kara büyücülerle ölüm yiyenleri avlıyorlardı. Annem bana hamileyken son bir ava çıkmış ve o zaman bir cadı tarafından ona bozulmaz bir kara büyü yapılmış. Fakat bu büyü anneme değil bana işlemiş. Doğduğumdan beri iki yılda bir karanlığın etkisine giriyor ölüm ve vahşet saçıyorum. O gece şahit olduğun izin etkisiydi. Hiçbir şeyi bilinçli yapmadım. Ben öyle bir canavar değilim, inan bana. Hogwarts da bu izin etkisi altına girmiyorum fakat dışarıda yine aynı şeyler gerçekleşiyor."

    Bir süre duraklayıp söylenilenleri hazmetmeye çalıştı Katherine. Basit ama aynı zamanda karmaşık şeylerdi Ivan'ın söyledikleri. Parça parça her şeyi anlamaya başlamışken, bütün olanların Ivan'ın suçu olmadığını fark edince rahatladığını hissetti. Aslında gerçeği öğrenince, yıllardır bu konuda psikopatça fikirler geliştirdiğini farketmişti Katherine. Yine de bir çeşit lanet olma fikri hiç aklına gelmemişti. Mr. ve Mrs. Arshlander'ın seherbaz olduğunu gizlice dinlerken öğrenmişti, Ivan ile masanın altına saklandıklarında duymuştu hepsini. Yine de Ivan'ın farkında olmadan böyle bir şeye maruz kaldığına inanamıyordu, bu durumda onun hiçbir suçu yoktu. Paltoyu bırakıp bir masanın üstüne oturdu ve gerginliğe sinir olduğunu fark etti. Havada Ivan ve Lora'nın birbirlerini hiç tanımamış yabancılar gibi durduğu bir gerginlik vardı ve bunu hiç sevmemişti. Aslında tuhaf kaçmayacağını düşünse Katherine hemen arkadaşça bir muhabbete bile girebilirdi ama öylece konuşulanları ve olanları düşünürken, planladığı hiçbir şeyi yapamıyordu. Ivan gelmeden önce söyleyeceği ve soracağı her şeyi unutmuştu, büyücü ona her şeyi birden açıklayınca da söyleyecek bir şey bulamamıştı. "Zor olsa gerek." diye mırıldandı Ivan'ın duyup duymadığından emin olamayarak. Uzun zamandır kendi hayatını o kadar garip ve sinir bozucu bulmakla geçirmişti ki, Ivan'ın yerinde olsaydı intihar falan edip etmeyeceğini merak etmişti birden. Yinede Ivan'ın arkadaşlığını hala istiyordu. Belki ikisinin hayatları normal veya birbirine benzer değildi, ama birbirlerini anlayabileceklerdi. Ivan'ın bu seçeneği kabul edip etmeyeceğini bilemiyordu ama şansını deneyebilirdi. Sesini düzeltti ve konuşmaya başladı. "Sanırım canavar olamayacağını uzun zaman önce kavramıştım, ancak kendimle on bir yıl boyunca baş başa kalınca biraz psikopat düşünceler edinmiş olabilirim." Samimi yerine kaçık biri gibi görünmemek için biraz durakladı, öyle mi görünüyordu yoksa? "Hogwarts'ta olmana sevindim, iz dediğin şeyin Hogwarts'ta işlemediğine de sevindim. Bunu itiraf ettiğime inanamıyorum ama, eski bir dostu gerçekten özledim. Kimliğimi kaybedeli uzun zaman oldu ve o zamandan kalan tek kişi lanetli bir büyücü de olsa, sanırım onunla hala anlaşabiliriz. Bu arada adım Katherine." Son cümlesi ile elini otomatik olarak kaldırıp salladı, adını daha önce söylemediğini yeni fark etmişti. Eskiden takındığı bilmiş ifadesi ile Ivan'a bakıp sırıttı. Eh, birkaç şey söyledi diye onun canına okumazdı ya? İstediği gibi konuşabilirdi o halde. Dışarıda ayak sesleri duyunca ikisi de durup dinlediler ve sesler uzaklaşana kadar konuşmadılar. Filch klasik turlarından birini atıyordu herhalde. Oturduğu yerde dikleşerek konuşmaya devam etti Katherine. "Bir tedavisi ya da yardım edebileceğim bir şey var mı, Сибирский тигр*?" Pekala, artık onu öldürebilirdi sanırım, öğrendiği Rusça kelime sayısı iki elinin parmaklarını geçmiyorken, Ivan'a taktığı ismi hala hatırlıyordu. Katherine gerçekleri öğrendikten sonra hem ürkmüş hem de rahatlamıştı ve bu iki duygu Katherine'in özgüvenini yerine getirmişti herhalde. Ivan ters bir cevap veya bakış verirse özür dilemesi gerekiyordu.


*:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
David Durden

David Durden

RP Yaşı : 33
Mesaj Sayısı : 138
Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Dean Bloom ve Sophie A. Ellwood'um.

Eski Dost. Empty
MesajKonu: Geri: Eski Dost.   Eski Dost. EmptySalı Tem. 31, 2012 8:56 pm

Eskinin verdiği rahatlatıcı ve bilindik hissin dışında kalmıştı. Burada eskiden birlikte oynayan çocuklar durmuyordu artık. Hayatları bambaşka yerlere gitmiş, aynı geçmişi paylaşan insanlar duruyordu. Ivan derin bir nefes aldı ve kızın bu söylediklerinden sonra verebileceği tepkilerin analizini kafasında çıkarmaya başladı. Çığlıklar atarak kaçması başı oluşturuyordu fakat Lora hep normalin dışında hareket etmişti. O hep farklı olan olmuştu. Söylediği şeyleri belli ki sindirmeye çalışıyordu çünkü hiçbir tepki vermemişti. Sessizlik dayanılmaz bir biçimde elle tutulur hale gelmişti. "Sanırım canavar olamayacağını uzun zaman önce kavramıştım, ancak kendimle on bir yıl boyunca baş başa kalınca biraz psikopat düşünceler edinmiş olabilirim." Ivan onun bu kendine has konuşma tarzını bile özlemişti. Kendi kendine güldü ve kızın konuşmasına devam etmesi için suratına bakmaya devam etti "Hogwarts'ta olmana sevindim, iz dediğin şeyin Hogwarts'ta işlemediğine de sevindim. Bunu itiraf ettiğime inanamıyorum ama, eski bir dostu gerçekten özledim. Kimliğimi kaybedeli uzun zaman oldu ve o zamandan kalan tek kişi lanetli bir büyücü de olsa, sanırım onunla hala anlaşabiliriz. Bu arada adım Katherine." Katherine.. Lora'yı tercih ederdi ama ne değişirdi ki? İsimler sadece birer paketti. Tam ağzını açmış bir şey söyleyecekken dışarıdan gelen takırtılarla cümlelerini geri yuttu ve çıt çıkarmamak için adeta yerine mıhlandı. Ses kaybolduğu zaman Lora, yani Katherine devam etti "Bir tedavisi ya da yardım edebileceğim bir şey var mı, Сибирский тигр*?" Duyduğu bu rusça kelimeyle ister istemez gülen Ivan, "Araştırıyorum. Büyük ihtimalle cadıyla yüzleşmem gerek. Açıkcası fazlasıyla karışık bir konu алый принцесса . Bir yolunu bulamazsam Hogwarts bittiğinde sanırım benim içinde her şeyin sonu olacak. Ve bu sonun bir başlangıcı olmayacak malesef." dedi. Onun yaptığını yaparak rusça bir kelime katmıştı cümlesine. Kızıl prenses. Uzun zamandır kimseden Rusça bir şeyler duymadığı için biraz garipsemişti. Fakat hayatında hiç normal bir şey yoktu ki. Hogwarts'ın dışında bir hayat vardı. Kendine yasakladığı ve uzun zamandır gitmediği. Olacakların hesabını verememekten korkuyordu. Ellerinin biraz daha kana bulanmasını istemiyordu belkide. "Neden kimlik değiştirdin?" dedi ani bir şekilde. Merak ediyordu onu kendi benliğinden alı koyan şeyi. Hayatını normallikten uzaklaştıranı yada. Aç olduğu şeyler karşısında hassaslık gösteriyordu ve bunun başını normal bir hayat ve huzur çekiyordu. Lora tüm gerçekliğiyle karşısında dururken oluşturduğu umursamaz çocuk havasını takınamıyordu. Kendi benliğine dönüyordu yavaş yavaş. O eski kırılgan çocuk oluyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Charlotte V. Hawkman

Charlotte V. Hawkman

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 921
Gerçek Adı : Esin the first.
Yaş : 27

Eski Dost. Empty
MesajKonu: Geri: Eski Dost.   Eski Dost. EmptyPerş. Ağus. 09, 2012 9:43 pm

    "Araştırıyorum. Büyük ihtimalle cadıyla yüzleşmem gerek. Açıkcası fazlasıyla karışık bir konu алый принцесса." Sırıttı. "Bir yolunu bulamazsam Hogwarts bittiğinde sanırım benim içinde her şeyin sonu olacak. Ve bu sonun bir başlangıcı olmayacak malesef."

    Rusça lakabını Ivan'ın ağzından o kadar çok duymuştu ki biraz olsun kendisini iyi hissetmesini sağlamıştı. Söylenen sözler havada bir saniye kadar asılı kalıyor, ondan sonra Katherine'in algılayabileceği bir boyuta giriyordu. Ölmek? Ivan'ın bahsettiği şey tam olarak buydu. Hogwarts'tan sonra bir hayatı yokmuş gibi konuşuyordu, ki görünüşe göre gelecek ile ilgili planlarına bakanlığa girip kariyer yapmak dahil değildi. Eh, o halde cadıyı arama görevine katılabilirdi genç cadı. Ivan'ın okuldan sonrası hakkında söylediği şeyleri düşününce, Katherine de gelecek ile ilgili bir planı olmadığını fark etmişti. Yani evet, Ölüm Yiyenlerin arasına sızma fikri hala aktifti ama bu bir çeşit meslek veya uzun süreli iş değildi, daha çok ödev gibiydi. Yapılacaklar listesine bir arkadaşa yardım kısmını eklemesi gerekiyordu. Tepki vermek için ağzını açarken, duyduğu söz ile dondu.

    "Neden kimlik değiştirdin?" Ah, Ivan'ın ve onun hayatı ile o kadar ilgilenmişti ki, konunun buraya geleceğini hiç düşünmemişti. Bu konu hakkında bir şey söyleyeceğini ya da en azından bahsedeceğini bile tahmin etmiyordu, bir bakıma kaçıyordu aslında. Bir başkası olsa bir şeyler uydurup geçebilirdi, ne bileyim isminden sıkıldığını söyleyip falan. Ama Ivan ona her şeyi bir çırpıda ve dürüstçe anlatmışken ne yalan söyleyebilirdi ne de sorusundan kaçabilirdi. Düşünmeye çalışırken yüz ifadesinin donduğunu hissedebiliyordu, büyük ihtimal Ivan bile anlamıştı şaşkınlığını. Ellerini saçlarında gezdirip düzeltirken yavaşça nefes alıp verdi. Konuşmaya başladı ancak söylediği tek şey sessizce "Ben.. um.." olunca tekrar durdu ve bu sefer sesinin düzgün çıkması için dikleşti, belki o da her şeyi tek seferde söylemeyi başarırdı.

    "Ailem öldürüldü, ben Rusya'dan ayrıldıktan birkaç gün sonra." Konunun ana fikri ile konuşmaya girişmek biraz ürkünç olmuştu, devamını anlatmadığı sürece acayip fikirler yaratılabilirdi bu cümle ile. Ivan'ın ne tepki verdiğine bakmak istemediğini fark etti. Sakinleşmek için başını kaldırdı ve Ivan'ın biraz solunda duran eski dolaba odaklandı. "Babamın arkadaşı Alexander diye biri ile kaçtım, yaklaşık 11 yaşıma kadar ayda bir şehir ve isim değiştirdim. Hogwarts'a başlayınca adım Katherine olarak kaldı, aslına bakarsan Lora'yı daha çok seviyorum." dedi ufak bir gülümseme ile. Okuldan mezun olunca adını tekrar Lora yapabilirdi aslında, yapsa mıydı? "Ailemi Ölüm Yiyenler öldürdü, neden olduğunu bilmiyorum. Şimdi beni arıyorlar, onunda neden olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Ve bende neden olduğunu öğreneceğim." Sanırım bu kadar bilgi yeterliydi, fazlasını kendisi de bilmiyordu zaten. Mezun olduktan sonra Alexander ile kaçmayacaktı, sonuçta reşit biri olarak kendi işlerini halletmesi gerekiyordu. Katherine için bu oldukça kolaydı, birilerinin arasına karışıp görünmez olmak. Ama Lora kesinlikle bu işten anlamıyordu, onu bir süre daha saklamazsa başına bela açardı. Bir saniye sonra hala odada ve Ivan'ın yanında olduğunu hatırlayıp gözlerini Ivan'a kaydırdı. Odanın bir ucunda lanetlenmiş bir öğrenci, diğer tarafında da sürekli kaçan bir arkadaş duruyordu. Lora'nın konuşmayı ele almasına izin verdi, Katherine kendisini ürkütmekten başka bir şey yapmıyordu. "Pekala, anlaşalım. Ben gidip Ölüm Yiyenlerin arasına karışacağım ve neden arandığımı bulacağım. Ve sen.." Parmağını Ivan'a doğrulttu. "Gidip bir cadı avlayacaksın. Tabi bu sırada benden kurtulabileceğini düşünme, senin ölebileceğin fikri hiç ilgimi çekmiyor. Sonuna kadar yardım edeceğim." Odadaki zayıf ışıktan Ivan'ın yüzünün halini seçemiyordu ama tuhaf bir bakış olabileceğine dair bahse girebilirdi. Ah, dünyanın geri kalanının garip arkadaşlık konusunda hiçbir fikri yoktu.

    "Üzgünüm, eğer şimdi ortak salona dönmezsem bir daha fırsat bulamayabilirim, devriyeler başlamış olmalı." dedi Katherine gözlerini devirerek. Ivan'dan cevap alamamıştı, pek konuşacak gibi durmuyordu zaten. Kapıya doğru ilerlerken arkasından "İyi geceler." diye bir ses duydu. Gülümseyip aynı şekilde cevap verdi ve dışarı çıktı. Eh, çok kötü geçmemişti sanırım.


Son.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Eski Dost.

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» İki Dost.
» Dost Tavsiyesi
» Dost mu düşman mı?
» Dost olmak için;
» yalnızlıkta bulunan dost

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-