AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Lilium Jovanovic

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Lilium Jovanovic

Lilium Jovanovic

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 121

Lilium Jovanovic Empty
MesajKonu: Lilium Jovanovic   Lilium Jovanovic EmptySalı Tem. 10, 2012 11:41 pm

Ad-Soyad: Lilium Jovanovic.
Diğer karakterleriniz: Yok.

Karakteriniz

1. Seçilmek istediğiniz bina(-lar): Seçilmek istediğim bir bina yok.
2. Sınıf: IV'ten yukarısı
3. Kan Durumu: Belirsiz, kurguya göre şekillenecek.
4. Karakteriniz ve Geçmişi: Çıkan iç savaş sırasında Slovenya'dan ailesi sınırdışı edilirken Lilium'u çok güvendikleri bir aile dostuna emanet ederler. Bu aile dostu, ajanlıkla suçlanıp idam edildiğinde Lilium sadece 6 yaşındadır ve kendini bir yetimhanede bulur. Lilium sadece ailesini değil, aslında kendini de tanımıyor. Çelişkilerle dolu, hüzünlü ama güçlü bir kız. Sanırım onu tanımlayacak tek kelime "şanssız" olurdu. Şansı bu sefer dönecek mi hep beraber göreceğiz.

Örnek Roleplay


Rp:
Soğuk bir güne gözlerini açtı Elizabeth. Yatağının kenarındaki perdeler, hafif açık pencereden gelen rüzgarla dalgalanıyordu. Bu odayı seviyordu, aynı ortak salonunu ve binasını sevdiği gibi. Burası, ona dünyada güven veren tek yerdi. Kendisi gibi bir çok kişinin de aynısını düşündüğünü biliyordu.

Lizzie(arkadaşları ona hep böyle hitap ederdi), yan tarafında hala uyuyan arkadaşına baktı. "Kate, hadi kalk! Yoksa kahvaltıyı kaçıracağız!" diye seslendi. Kate, sabah uyumayı çok seven, biraz tembel bir yapıya sahipti. Onu uyandırmak yerine ejderhaların altından yumurta almayı tercih eden Lizzie, sıkıntıyla iç geçirdi. Ama iyi bir arkadaştan öte, harika bir sır tutucuydu Kate. Her zaman iyi bir dost olmuştu ve iyi bir kız kardeş gibiydi. Dedikodudan hoşlanmazdı, karakteri oldukça sağlamdı. Kate bir melezdi, aynı Lizzie gibi. Böylelikle rahatlıkla mugglelardan konu açabiliyor ve saatlerce konuşabiliyorlardı. Aksi takdirde, bir büyücü ile mugglelara ait bir şey konuşamazdınız. Lizzie bunu denemişti. Arabanın ne demek olduğunu anlatmaya çalışmış ama beceriksiz olmuştu. Cep telefonunu konusunda ise yetersiz kalmıştı. En sonunda karşısındaki büyücü, arabanın hareket eden bir şato, cep telefonunun ise imperius laneti altındaki bir baykuş olduğuna inanmış, Lizzie de bu noktadan sonra büyücülerle mugglelar konusunda konuşmaya sonsuz bir ara vermişti.

Kate hala yatağında dönerek fısıldadı: "Snape gelse bu yataktan çıkaramaz beni Lizzie." . Lizzie bu sözlere kahkahalarla güldü. Snape ile karşılaştırılmak, hayatının en başarılı kıyaslaması sayılmazdı. "Evet, Snape'i belki takmazsın, ama Kehanet hocasını getirirsem senin geleceğinde bir ecel görerek seni bezdirebilir." demişti(muggle dünyasından bir laf daha, eğer bir büyücüye "Boşver, takma" derseniz elindeki eşyayı bir yere geçirmekten vazgeçmesi gerektiğini düşünür. O nedenle "Yani aldırma." diyerek sözünüzü tamamlamanız olasıdır.).

Sonunda Kate de uyanmıştı ve iki kız ortak salona bir bakış dahi atmadan yola koyuldular. "Var mısın iddiasına, kahvaltıda solungaç suyu ile arpa kurabiyesi yiyeceğiz!" dedi Lizzie heyecanla. Kate ona gülümsedi. "Şu an Patlar-uçlu Keleker bile yiyebilirim, acayip açım." dedi. Şatonun eskimiş duvarlarına ve yaşlı heykellere baktılar. Kate, bu heykellerin gece 12'den sonra hareket ettiğine Lizzie'yi inandırmaya çalışıyordu. Jeremy ile gece yürüyüşüne çıktıklarında önce bir gıcırtı duymuş, sonra da heykeli hemen arkalarında bulmuşlardı. Lizzie ise duvardaki portrelerden 1500lü yılların aristokratı "Bayan (süslü) Mary" ile 1900lü yılların büyük ejderha terbiyecisi "Bay (alıngan) Nicholas"ın aralarında bir ilişki olduğuna yemin ediyordu. İddiasına göre ikisini öpüşürken yakalamıştı.

Büyük salona geldiklerinde Jeremy heyecanla onların yanına geldi, "Yeni haberleri duydunuz mu kızlar?" diyerek ikisinin de omzuna kollarını attı. Kate dedikoduyu sevmediği için oralı bile olmadı ve kahvaltısına odaklandı (Lizzie yanılmıştı, balkabağı suyu ve pirinç kurabiyesi çıkmıştı), Lizzie ise heyecanla sordu: "Kiminle ilgili?". Jeremy merak eden birinin olmasından hoşnut, Lizzie'ye döndü. "Quittlich koçu Ernest vardı ya.." demesine kalmadan Lizzie heyecanla balkabağı suyunu püskürttü: "Deme..! Yıllardan beri platonik aşığım ben ona!". Jeremy de Kate'e kaçamak bir bakış attı, devam etti: "Evet, o. Bitkibilim Profesörü olan genç cadı Sarah Wertman ile evlenecekmiş." dedi. Aralarında uzun bir sessizlik oldu. Kate dönüp hemen Lizzie'ye bakmıştı. Ona bakmıştı çünkü beş yıldan beri Hogwarts'taydı, beş yıldan beri o adama aşıktı ve o da beş yıldır Lizzie'yi görmezden geliyordu. Ayrıca çırpı bacaklı Sarah'ı beğenmesi ve hatta ona evlenme teklif etmesi de durumu daha karmaşık hale getiriyordu.

Kate, Lizzie'ye döndü: "Liz, o adamın kafası zaten boştu anlasana. Sen ona fazla bile gelirdin. Bir kere çok fazla haksızlık yapıyordu. Son iki maçta gereksiz yere penaltı vermişti. İkimiz de ne kadar kızmıştık hatırlasana." dedi sakince. Kate zavallı dostuna teselli verme çabasındaydı. Lizzie gülümsedi. "Kate, elbette benimle çıkmasını beklemiyordum, ama bir anda duyunca, içimden bir şeyler kopuyormuş gibi hissettim. Belki de içimdeki ona duyduğum hislerin son kırıntılarıydı. Neyse bırakalım bunu. Şimdiki ders ne?" dedi Lizzie umursamıyormuşçasına. Jeremy açıkça sırıttı: "Kehanet!".

Kate ile Lizzie birbirlerine acıklı bir bakış attılar ki durumları bundan vahim olamazdı.Şu an Snape'i o kayışlı burnundan bile öpebilirlerdi ama bu kadar moralleri bozukken önlerindeki kürelere bakıp bir şeyler görme zırvalarını hiç çekemeyeceklermiş gibi geliyordu. Lizzie "Off, girmiyorum!" diye patladı. Kate, Lizzie'ye döndü: "Sen kesinlikle derslere devam etmelisin canım. Sabah bana gözümü açar açmaz kehanetten bahsettin ki sendeki görü yeteneği gitgide açılıyor." dedi. Lizzie ona aldırmadan programına baktı. Bina başkanı olan Jeremy'e küçük köpek bakışı attı: "Jem, gitmek zorunda mıyız? Mesela ben gitmesem, Madam Pomfrey'e klostrofobim olduğunu söylerim!" dedi. Safkan olan Jeremy duraksadı: "Klostro..ne? O nedir?". Kate Jeremy'e gülümsedi: "Muggle'larda bir rahatsızlık. Bazı muggle'lar, dar yerlerde kalamazlar. Mesela dolap gibi. Ya da küçük odalar, basık tavanlar gibi. Anladın mı?". Jeremy'nin kafa karışıklığını umursamayarak Lizzie'ye döndü: "Sen de yeni bir şey bulsan iyi edersin Lizzie, Madam Pomfrey'nin klostrofobiden anlayacağını sanmıyorum." dedi. O sırada Jeremy araya girdi:"Peki dolaba girdiler diyelim, neden genişletmiyorlar? Bu oldukça kolay." dedi. İki melez olan Kate ve Lizzy, gözlerini devirdiler.


Kehanet kulesine ulaşmak oldukça zamanlarını aldı. İçeriye girdiklerinde profesör derse geçmek için onları bekliyordu. Bu odadan Lizzie hep nefret ederdi. Oldukça basık bir tavanı vardı ve parlak turuncu ile döşenmişti. Odanın küçücük bir penceresi vardı, evet sadece bir pencereydi ve Lizzie o pencerenin açıldığını hiç görmemişti. Sıkıntıyla kravatını gevşetti ve atkısını kenara koydu.

"Çocuklarım, şimdiki dersimizde kristal küreye bakarak şekiller görmeye çalışacağız." dedi profesör ve onların önündeki küreleri işaret etti. Lizzie küreye baktı. Oldukça sıradan bir küreydi. Cadı olan büyükannesinin ona verdiği "Hatırlatmaca"ya benziyordu. Büyükannesi de Lizzie'de sürekli görülen ve özellikle ödevleri yapmada ortaya çıkan o unutkanlığı yenmesi için vermişti. En sonunda Lizzie hatırlatmacasının da yerini unutarak büyücü kitaplarına geçecek bir ilke imza atmıştı. Kate ise bu işten oldukça sıkılmıştı. Bu kadını palavracı olarak görüyordu ki bu doğruydu, Profesör de Kate'ten hiç hoşlanmıyordu ve onu rezil bir kız olarak tanımlıyordu, bunun ise Lizzie'ye göre dostuyla alakası yoktu. Profesör şaibeli şeylere inanmaya çok meraklıydı, Kate ise muggle bir doktorun kızıydı ve sadece elinde tutabildiği şeylere inanırdı. Bu nedenle de kehanet derslerinde tansiyonlar biraz yükseliyordu.

Profesör masaları dolaşıyor ve çalışmaları izliyordu, Lizzie'ye okuldan mezun olamadan öleceğini, Kate ise hiç evlenmeyeceğini söyleyene kadar her şey iyi sayılırdı. Kate en sonunda patladı: "Ben daha fazla dayanamıyorum! Yüz tane iksir dersine girerim yine de bu dersi almam!" dedi ve çantasına yöneldi. Lizzie ile Jeremy de onu takip edecekti ki, Profesör arkadalarından seslendi: "Bu benim de hoşuma gider, üstelik Profesör Snape de bu fikrin ile ilgilenecektir sanıyorum!" dedi ve devam etti: "Cezaya kalıyorsunuz!"


Lizzie, cezanın platonik aşkı Quittlich koçu Ernest ile çırpı bacaklı Bitkibilim Profesörü Sarah'nın Hogwartsta olacak düğünleri için Büyük Salonu süslemek olduğunu bilseydi, Kehanet dersinden yine öyle pervasızca çıkar mıydı? Büyük ihtimalle hayır.

"Bana şu uzun bayrakları versene." dedi Lizzie sinirle, aşağıda olan Kate'e. "Dersten çıkmasan olmuyordu sanki, ne var bu kadar alınganlık yapacak?" diye de söylendi. Kate ise "En zoru ise Snape'in cezası oldu. Bu kadın benim tutabildiğimin çeyreği kadar sır tutsaydı Snape'in o iğrenç iksir zindanını temizlemek zorunda kalmazdık." dedi. "Bana zindan demeyin." dedi Jeremy de. Zindandaki asitten dolayı elleri tahriş olmuştu ve Madam Pomfrey'e gitmesi de yasaktı. "Bina puanı da bizim yüzümüzden geriledi." dedi Lizzie üzüntüyle. Jeremy onu destekledi: "Üzülme, Biçim Değiştirme'yi iyi bildiğim için her ders en az 10 puan kazanıyorum. Siz de Quittlich'te sayı yapmaya bakarsınız." dedi.

Süslemeler bittikten sonra, kızlar ortak salona, Jeremy ise hastane kanadına gitti. Ortak salon tamamen boştu, herkes düğüne katılmak için aşağıdaydı. Lizzie sıkıntılı bir şekilde puf koltuklara oturdu ve bir süre sonra Jeremy elinde mutfaktan aşırdığı meyvelerle görünmüştü.

"Harikasın sen, tam da aklımdan bu geçiyordu, başka bir şey dilesem olacakmış!" dedi Kate. Jeremy merakla ona baktı: "Nasıl yani başka şey dilesen? Sihirsel bir oyun mu oynadınız?" dedi.

Lizzie ve Kate ellerindeki yastıkları Jeremy'e fırlatıp onun susmasını sağladılar. "Kate." dedi Lizzie. Kate gözlerini açıp ona baktı. "Bir daha muggle lafları edip pervasızca davranırsan sana gıdıklama büyüsü yaparım." dedi.

Üçü de yorgun bir şekilde oldukları yerde uyuyakaldılar.

* * *

Ertesi kehanet dersine, bu sefer çıkmayacaklarına yemin ederek girdiler. Kate, merdivenlere dayanıp "İflahım kesildi." diye fısıldadı. jeremy ise ortalıkta dört dönüp bakındı. "Kesildi mi, kim kesti?"


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Seçmen Şapka
Dungeon Master
Dungeon Master
Seçmen Şapka

RP Yaşı : Aranızda "Hogwarts: Bir Tarih" okuyan kimse yok mu?
Mesaj Sayısı : 152

Lilium Jovanovic Empty
MesajKonu: Geri: Lilium Jovanovic   Lilium Jovanovic EmptySalı Tem. 10, 2012 11:57 pm

V. Sınıf Hufflepuff!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Lilium Jovanovic

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Lilium Jovanovic

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp Dışı :: ...-