Alex boş dersliklerden birini özellikle seçmişti, dans grubunun çalışmaları için uygun olan tek yer burasıydı. Sınıftan içeri girdiği andan itibaren zihnine bir sürü fikir, düşünce ve hayal hücum etmişti. Genç cadı gülümsedi ve elindeki asayı çıkararak loş ışıkla aydınlanmış olan dört duvara sırasıyla baktı. Dans ederken birbirlerini görmeleri gerekiyordu, hem dört duvar arasında da çalışma ve dans etme ilhamının geleceğini sanmıyordu Alex. Asasını hafifçe salladı ve bir büyü mırıldanarak etrafın duvar yerine aynalarla kaplanmasını sağladı. Şimdi, her yerde kendi yansımasını görüyordu genç cadı. Hafifçe gülümsedi ve bu sefer de içeriyi aydınlatmak üzere bir büyü mırıldandı. Dans topluluğuna katılmış olanlar birkaç dakikaya burada olurlardı ve kendisinin de elini çabuk tutup etrafa güzel bir görüntü vermesi gerekiyordu. Etrafın beyaz bir ışıkla aydınlanmasını sağladıktan sonra, şöyle bir bakındı ve gülümsedi. İçerisi tıpkı bir dans salonu gibi görünüyordu. "Her şey harika olacak," diye mırıldandıktan sonra arkadaşlarını beklemeye başladı. Onlarla burada geçireceği eğlenceli vakitleri dört gözle bekliyordu.

Aradan geçen birkaç dakikanın ardından, Hart ikizleri, beraberlerinde Brian ile gelmişlerdi. Alex üç yakın arkadaşını gördüğünde heyecanla onlara doğru yürüdü ve her birine sıkıca sarıldı. "Sizi gördüğüme çok sevindim çocuklar, gerçekten," dedi ve gülümsedi. Odadaki kişi sayısı arttıkça, Alex'in heyecanı da artıyordu. Aradan geçen birkaç dakikadan sonra, Adrian ve Dean de salona gelmişlerdi. Alex Adrian'ı görünce gülümsedi ve iki arkadaşına da sıkıca sarıldı. Adrian aralarında en büyükleriydi ve genç cadı onun gelmeyi kabul edeceğinden bile şüpheliydi, ancak arkadaşları gelmişti. Adrian ile önceden bir ders çıkışında dans partneri olabileceklerini konuşmuşlardı, bu da Alex'i sevindiriyordu. Adrian her zaman çok sevdiği bir arkadaşı olmuştu, her ne kadar Dean ile daha yakın olsalar da, Adrian da hayatında önemli bir yere sahipti. Sonunda Katheryn, Ivan, Melanié ve Francisco da salona geldiklerinde, Alex boğazını temizledi ve memnuniyet ve şaşkınlık dolu bakışlarla salonun yeni haline göz gezdiren arkadaşlarının yüzlerine teker teker baktı. Asasıyla ortama hareketli bir müziğin hakim olmasını sağladıktan sonra, "Evet arkadaşlar, başlamaya ne dersiniz?" dedi heyecanla.

Şarkı burada çalan şarkı, ayrıca ilk çalışmamız da buradaki kareografi olabilir. Oradakiler gibi harika dans ederiz ve birbirimizle ne kadar uyumlu olduğumuzu anlamış oluruz falan, filan :

Dean yaşadığı mükemmel tatilin ardından büyük bir gürültüyle okula dönmüştü. Julius bu ani kayboluşunu ona ciddi anlamda ağır ödetmişti. Yine bir azar furyasının içindeyken Aleksandra yanlarına büyük bir mutluluk ve heyecan ile gelerek dans kulübü kurduğunu söylemiş ve ikisinden de zorunlu katılım şartı istemişti fakat Julius bir yolunu bulup sıvıştıktan sonra bu da Dean'ın kafasında patlamıştı. Dans etmek aslında ilgi alanlarına girerdi fakat çok uzun zamandır dans etmiyordu. Sanki küsmüştü bu şeye. Heyecan verici o dalgayı vücuduna yasaklamıştı resmen. Aleksandra'nın dayanılmaz ısrarları üzerine yeniden hayatında dansa yer açabileceğini düşünmüştü ve bu gün boş dersliğe doğru ilerliyordu. Üzerinde rahat eşofmanları ve kafasında beresi ile tamamen bu olaya hazırlanmış bulunmaktaydı. Aylardan sonra ilk defa ciddi anlamda kendini müziğin o eşsiz ruhuna ve dalgasına kaptıracaktı. Bir bakıma korkutucuydu onun için. Her mutlu olduğu şeyin elinden alınmasına öyle alışmıştı ki resmen bunu kendi elleriyle teslim etmişti. Kapıya vardığında abisinin de orada olduğunu görüp kısa çaplı bir şokun ardından arkasından koşup üstüne zıpladı ve onu ilk defa böyle hazırlıksız yakaladı. Çocukça hareketlerini ona karşı hiç geride bırakamıyordu. Yaşayamadıkları o eski özlemleri gideriyordu kendince. "Koca adam da dans edecekmiş ha?" dedi ve küçük bir kahkaha attı. Üstünden indiğinde abisinin de gülüyor olduğunu gördü ve kapıyı açtı. İçerisi bambaşka bir dünya olmuştu resmen. Her tarafta aynalar vardı ve ortamda rahatça hareket edebilirdiniz. Aleksandra'nın suratından ne kadar mutlu ve heyecanlı olduğunu görebiliyordu. Buna sevinmişti çünkü bunu gerçekten hak ediyordu. Asasıyla minik bir hareket yaptı ve içeriye hareketli bir müzik hakim olmaya başladı. O sırada Dean ikizlere döndü ve Michael Jackson'un moonwalk hareketini yaptı ve güldü. Bu gün şımarık bir çocuk gibiydi. Fakat buranın amacı da eğlenmek değilmiydi zaten?
"Evet arkadaşlar, başlamaya ne dersiniz?" dediğinde Aleksandra yerine geri döndü ve abisine yaslandı. Elini sanki öğretmenine bir şey söylemek isteyen bir çocuk gibi kaldırarak "Peki eşlerimiz falan olacak mı yada koreografi falan biz mi oluşturacağız yoksa aklında var mı bir şeyler?" dedi ve kendini müziğin ritmine kaptırmamak için sabitçe yerinde durmaya devam etti.