AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Ve Tanrı Kadını Yarattı...

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Phoneix Griotte

Phoneix Griotte

RP Yaşı : 28
Mesaj Sayısı : 314
Gerçek Adı : Hazal
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyPaz Mart 20, 2011 5:05 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Phoneix Griotte Weaf Percusis


En son Phoneix Griotte tarafından Paz Mart 20, 2011 5:27 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Phoneix Griotte

Phoneix Griotte

RP Yaşı : 28
Mesaj Sayısı : 314
Gerçek Adı : Hazal
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Geri: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyPaz Mart 20, 2011 5:26 pm

Saat öğlene geliyordu. Sonbahar kendini hissettirmeye başlamıştı. Ayaklarımı maun çalışma masama uzatmış penceremden dökülen yaprakları izliyordum. Sahi, ne kadar hüzünlü bir görüntüydü.
Garip ama dökülen yapraklar benim için çayı anımsatırdı. Ve ne zaman yaprakların salınışını izlesem canım müthiş derecede çay içmek isterdi. Nitekim yine öyle olmuştu. Usulca yerimden kalkıp pencerenin kenarındaki çekmeceye doğru yürüdüm. Geçen gün bizim evin deposunda bulmuştum o çekmeceyi. Bakıcım Madam Berilda -hani şu tavuğa çevirdiğim kadın- onun çocukluğumdan kalma olduğunu söyledi. Baktım, hala iş görüyordu. Bizimkilerden habersiz çekmeceyi onarmış ve bordoya boyamıştım.
İkinci çekmeceden erguvan rengi bir kese çıkardım. Sağımda duvara asılmış etajerden bir fincan ve kaşık aldım, masama geçtim.
Büyü yapmayı çok severim. O kadar çok severim ki içeceğim çayın suyunu bile büyüyle yaratırım. Asamı kolumdan aşağı kaydırdım -evet asamı gömleğimin kolunun içinde saklamayı seviyorum- ve ' Aqua Erectro' diye mırıldandım. Bu büyüyü ilk yaptığım zaman su fışkırmıştı. Kontrol altına alabilmek için yaptığım onca çalışma boşa gitmemişti.
Erguvan rengi keseyi açtım ve içinden bir avuç nar yaprağı çıkarıp suyun içine attım. Tekrar yerime oturduğumda mayhoş bir tadı olan çayımı yudumluyor ve gülümsüyordum.
Birden açık kapıdan içeri bir zarf süzüldü. Toparlanıp dikkatle baktığımda zarfın Weaf'den geldiğini gördüm. Muzip bir gülümseme oturdu yüzüme, usulca zarfı açtım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Weaf Percusis

Weaf Percusis

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 136
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Geri: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyPaz Mart 20, 2011 6:42 pm

Sabah saatleriydi. Yine Phoneix'i düşünerek uyuyamamıştım. Karanlık odamdaki tek aydınlık şey olan pianonum başında sabahlamıştım yine. Pencere kenarında duran, gül ağacından yapılma, yer yer cilalarının yıprandığı 1957 yapımı bir piano. Pianonun önünde duran bir kadeh içki ve Phoneix eski bir resmi. Ona bakıp tekrar ve tekrar sevdiğimi anlıyordum. Ve o anda onu ziyaret edip, yemeğe çıkarmak geçti içimden. Kapını girişindeki askılıktan eski püskü bir palto kapıp Fransa'daki eski aile evlerinin önüne cisimlendim. Çatısı biraz tamir isteyen kirli beyaz renginde şirin bir evdi. Hemen yakınımdaki yassı ve biraz ıslak taşa oturdum. Cebimden kağıt ve kalem çıkartıp bir mektup yazmaya başladım;

-Sevgilim,

Şimdi seni sevmek daha da zor. Sürekli özlemek zorundayım. Seni sürekli yanımda isterken sürekli uzakta olman dayanılmaz olmaya başladı. Bu yüzden seni bir süreliğine kendime ayırmalıyım. Güneş battığında evinizin önündeki yassı taşta ol.
Sevgilerle, Weaf


O kirli beyaz renkli evin kapısı bordo rengiydi. Kesinlikle bu Phoneix'in işiydi. O vişne takıntısını mutlaka göstermeliydi. O bordu renkli kapının altından içeriye mektupu attım. Evlerinin yanındaki ağaçların birinde beklemeye başladım. Güneşin batmasını bekledim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Phoneix Griotte

Phoneix Griotte

RP Yaşı : 28
Mesaj Sayısı : 314
Gerçek Adı : Hazal
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Geri: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyPaz Mart 20, 2011 7:01 pm

-Sevgilim,

Şimdi seni sevmek daha da zor. Sürekli özlemek
zorundayım. Seni sürekli yanımda isterken sürekli uzakta olman
dayanılmaz olmaya başladı. Bu yüzden seni bir süreliğine kendime
ayırmalıyım. Güneş battığında evinizin önündeki yassı taşta ol.
Sevgilerle, Weaf


Yassı taş? Küçük bir kahkaha patlattım. Kesin bu şapşal bu saatte Hogwarts'da olduğumu unutup eve göndermişti mektubu. Bereket versin, yaptığım büyü etkili olmuştu, aksi takdirde benim o savaş alanına dönmüş evimde bu şirin minik zarfı bulmak çok zor olacaktı. Saate baktım, 12.47. Muhtemelen gülünç ama akşama kadar anca hazırlanırdım. Beceriksizlik ve sakarlık insanın başına sarılabilecek en büyük lanet bence.
Weaf muhtemelen akşama kadar o taşın üzerinde oturup beni bekleyecekti. Bu nedenle odamı toparladım ve direk yatak odama cisimlendim.
Ayaklarım sağlam ahşap zemine basar basmaz odanın ne kadar dağınık olduğunu fark ettim. Suratımı buruşturup asamı çektim. Ukala bir tavırla söylendim. 'Wingardium Leviosa'
Her şeyi toparlamaya vakit yoktu, bu nedenle ortalıkta hazırlanmamı engelleyecek ne varsa köşeye, komidinle duvar arasına yığdım.
Korka korka gardolabınkapısını açtım. Dolabın içi tıka basa pantolon, tişört, gömlek ve çorap doluydu. Ne giyecektim peki? Birden gözümün önünde flaş patlamış gibi oldu. Hızla yatağın yanındaki komidinin en alt çekmecesini açtım. Oradaydı. Anne'in bana zorla aldırdığı pudra rengi elbise. Yakası biraz acık mıydı? Peki ya eteği? Evet biraz iddialı ve dekoltesi bol bir elbiseydi ama başka şansım yoktu. Arkadaşıma binlerce kez teşekkür ederek giyindim. En kötü kısım şimdi başlıyordu: Makyaj!
Saat 17.00 'a geldiğinde Anne'in bana doğumgünümde aldığı makyaj setindeki tüm malzemeleri denemiş, değişik kombinasyonlar yaratmaya uğraşmış fakat becerememiştim. Saati fark ettiğimde okkalı bir küfür savurdum. Yüzümü alelacele bir büyüyle temizleyip sadece bir parlatıcı sürdükten sonra aynaya baktım. Saçlarıma sonsuz minnetlerimi sundum, çünkü bu gün asi tarzları hoşuma gitmişti, sadece salık bıraktım, müdahale etmedim onlara. Kafalarına göre takılsınlardı.
oşar adım kapıya ilerledim ve açtım. Tahmin ettiğim gibi Weaf oradaydı. Acaba beni böyle görünce ne diyecekti?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Weaf Percusis

Weaf Percusis

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 136
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Geri: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyPaz Mart 20, 2011 7:21 pm

Güneşin batmasını beklerken evde bir ses duydum ve evin yanındaki eski bir ağacın arkasından içeriye baktım. İçerde Phoneix'i gördüm. Galiba makyaj yapmaya çalışıyordu. Kendimi gülmekten alamadım. Makyaj yapmaya çalışıyor ama her seferinde vazgeçip baştan başlıyordu. Ama gerek yoktu makyaj yapmasına.O öyle yapmacık ve sahte değildi. En sonunda vazgeçip görebildiğim kadarıyla parlatıcı sürüp kapıya yöneldi. Tam göremiyordum çünkü pencereler kirliyde ve saçma bir perde parçası asılıydı camda. O kapıya yönelince hemen yassı taşa cisimlendim. Kapıyı açtığında karşımda görüp görebileceğim en güzel kız duruyordu. Pudra rengi elbisesi, her zaman taptığım dağınık saçları ve kendisini beğenmemi dileyen iki kocaman göz.Böyle bir güzelliği nasıl beğenmeyebilirdim? Heycanla;

-Phoneix. Sen ço... çok güzel olmuşsun.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Phoneix Griotte

Phoneix Griotte

RP Yaşı : 28
Mesaj Sayısı : 314
Gerçek Adı : Hazal
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Geri: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyPaz Mart 20, 2011 7:48 pm

-Phoneix. Sen ço... çok güzel olmuşsun.

İçtenlikle gülümsedim ona.

- Sen de her zamanki gibi berbat görünüyorsun. Yüzünün asılmaya başladığını fark ettiğimde yanağına bir öpücük kondurdum:
-Açım ya ondan huysuzlandım biraz. Ee nereye götürüyorsun beni Percusis?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Weaf Percusis

Weaf Percusis

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 136
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Geri: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyPaz Mart 20, 2011 9:01 pm

- Sen de her zamanki gibi berbat görünüyorsun.

Phoneix bu benle dalga geçmezse olmaz. Onu götüreceğim yeri çoktan seçmiştim. Fransa'nın dar sokaklarından birinin sonunda küçük bir pastaneye. Küçük hasırdan masaları olan, tavanda küçük gaz lambaları asılı, girişinde kocaman bir akvaryum olan bir pastane. Adı ise "Lé Cerise". Yine ve yine vişne. Bu pastanenin en büyük özelliği ise çok güzel vişneli tart yapmalarıdır. Phoneix tek söyleyeceğim;

-Kolumu tut! dedim ve ikimizide o dar sokağa cisimledim. Ve pastaneyi göstererek;

-İşte burası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Phoneix Griotte

Phoneix Griotte

RP Yaşı : 28
Mesaj Sayısı : 314
Gerçek Adı : Hazal
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Geri: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyPaz Mart 20, 2011 9:13 pm

Ayağım sağlam zeminle buluştuğunda fark ettim Lé Cerise'e geldiğimizi. Çocuk gibi sevindim burayı karşımda görünce. Hogwarts'dayken -tabiki 17 yaşımızı geçmiştik- cisimlenemediğimizden rahatsız süpürgelerimizle buraya geldiğimiz olmuştu. Sırf vişneli... Dur biraz. Bu herif işini iyi biliyordu. Vişneli tart ha... Kendime not: Bur daha vişne aşkımı ifşa etmeyeceğim.

İşte benim gideceğim mekanlar böyle yerlerdir. Her türlü uçukluğa açık, rahat rahat şımarıklık yapabileceğim yerler. O kasıntı lüks mekanlardan nefret ederdim. Küçükken hep bu eziyete katlanmak zorunda kalırdım. Genç kızlığa yeni adım attığım dönemlerde tatillerden nefret ederdim. Hogwarts'da o kadar rahat ve mutluydum ki. Tatil başladığında eve dönmek zorunda kalır, nefes almamı engelleyecek derecede dar elbiseler giyer, bu da yetmezmiş gibi bağırsaklarımı ağzımdan çıkarmak için yaratılmış korseleri giymeye zorlanır ve lüks/ kasıntı restorantlarda yemek yemeye giderdim. Elbisemin ütüsü dahi bozulsa azar işitirdim. Şimdi o günlerin acısını çıkarmalıydım işte.Weaf'i kollarından çekiştirmeye başladım
- E hadi girelim lütfen!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Weaf Percusis

Weaf Percusis

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 136
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Geri: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyPtsi Mart 21, 2011 6:02 pm

Onu buraya getirince mutlu olacağını biliyordum ve öyle olduda. Yanlız bir an beni unutmasına üzülmüştüm. Çünkü benden daha çok bu eski pastaneyle ilgileniyordu. Kolumdan beni çekerek;

- E hadi girelim lütfen! dedi.

O dar sokakta yürümeye başladık. Etraftaki insanlar, evler, sokakta oynayan çocuklar hepsi çok güzel bir tabloyu tamamlıyorlardı. Phoneix daha pastaneye varmadan etkilenmiş görünüyordu. Aslında bende etkilenmiştim. Sokaktaki insanlar o kadar sevimli ve kendilerine özgündüler ki buraya yerleşme isteği doğmuştu içimde. Kadınların kırmızı ve çiçek desenli elbiseleri, erkeklerin şapkaları ve koyu renki takım elbiseleri. Ama yürürken en çok dikkatimi çeken bir banka oturmuş ihtiyar bir çiftti. Adam, yılların verdiği yorgunluk sanki üzerine çökmüş gibi oturuyordu ama o anda yanındaki kadın onun elini tutmuştu ve sanki bütün dünyayı umursamaz bir şekilde mutlu olmuşlardı. İkisi beraber bütün zorluklara göğüs gererken tek ihtiyaçları olan kuvveti bulmuşlardı. Onun adı aşktı. Bir an düşündüm "Acaba bizde Phoneix'le böyle beraber yaşlanabilir miyiz?" ve o an gözüme bir fıskiye takıldı. Eski bir fıskiyeydi. Üstüne yazılar yazılmış, içine binbir dileklerle atılmış paralar ve etrafında oynayan çocuklar. Tek bir hamleyle Phoneix'i kucağıma alıp onu fıskiyeyenin altına kadar taşıdım. Islanmaya başlamıştık. Yüzümdeki su damlalarını silip;

-Elbisenden rahatsız olduğunu farkettim. Biraz ıslanırsa rahatlayabilir. dedim gülerek.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Phoneix Griotte

Phoneix Griotte

RP Yaşı : 28
Mesaj Sayısı : 314
Gerçek Adı : Hazal
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Geri: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyPtsi Mart 21, 2011 6:17 pm

Ne olduğunu bile fark etmeden Weaf'in kucağında bulmuştum kendimi. Beni yan taraftaki eski fıskiyenin altına doğru götürüyordu. O an fark ettim amacını.
Biz Henüz Hogwarts'da öğrenciyken tatil zamanları eğlenmeye bahane arardık. Bir gün Anne, Weaf ve ben sıcacık havadan faydalanmak için bahçeye çıkmış eğlenmek için ne yapabileceğimizi konuşuyorduk. Birden gözüm Hogwarts'ın bahçesinin ortasındaki fıskiyeye takıldı ve fark ettirmeden fıskiyeye doğru ilerledim. Bir yandan da planımın işe yaraması için gerekli uzaklığı hesaplıyordum. Fıskiyeye ulaştığımda tüm hesaplarımı tamamladım ve elimle musluğu kapatıp suyun fışkırmasını sağladım. Bizimkiler ne olduğunu bile anlayamadan sırılsıklam olmuşlardı. Anne 'bunu fena ödeyeceksin' diyordu gülerek. Ona meydan okudum ve sonucunda üçümüz de sırılsıklam olarak bahçenin ortasına uzandık. O zaman kendi kendime söylenmiştim
-Islanmaya bayılıyorum
Şimdi ise Weaf'in kollarında yine bir fıskiye yardımıyla ıslanıyordum. Ona baktım. Saçları sırılsıklam olmuş, alnına yapışmıştı. Hiç adeti değiydir ama kocaman gülümsemişti bana. Birden, sanki vücudum başka biri tarafından yönetiliyormuş gibi kollarımı sevdiğim adamın boynuna doladım ve ıslak dudaklarına bir öpücük kondurdum.
Yaptığım şeyin utancıyla yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Hayatta yapmam dediğim şeylerden birini yapmıştım ama asıl önemli olan Weaf'in tepkisiydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Weaf Percusis

Weaf Percusis

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 136
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Geri: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyPtsi Mart 21, 2011 6:51 pm

-Islanmaya bayılıyorum

Böyle demişti okulun bahçesinde yıllar önce. Galiba hatırlamadığımı zannediyordu ama hatırlamıştım. Ve birden o eski fıskiyede su damlalarının altında hiç tahmin etmediğim bişi olmuştu. Onun ne kadar mutlu olduğuna, gözlerine, ıslanmış saçlarına bakarken birden bana yaklaşıp öpmüştü. Öylesine bakakalmıştım. Galiba kalbim çok hızlı atmaktan yerinden çıkmıştı. Kendime bir tokat attım ve kendime geldim. Bu fıskiyenin altında çocukların top oynadıkları insanların dolaştığı bu yerde hayatımda belkide sonra yapacağım şeyi yaptım. Bende ona yaklaşıp öptüm. Kimse ne etrafımdaki insanlar ne karşıdaki evin camından bizi izleyen kırmızı elbiseli yaşlı teyzeler. Hiçbirşey umrumda değildi. Sadece onun o ıslanmış dudaklarıydı önemli olan.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Phoneix Griotte

Phoneix Griotte

RP Yaşı : 28
Mesaj Sayısı : 314
Gerçek Adı : Hazal
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Geri: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyPtsi Mart 21, 2011 6:58 pm

Ben utanıp başka taraflara bakacağını düşünürken o, kocaman açılmış gözleriyle direk olarak yüzüme bakmış ve ikimizin de hiç tahmin edemeyeceği bir şey yapmıştı. Usulca uzanıp beni öpmüştü. O an ne yaşadıysam, ne hissettiysem, ne istediysem hepsini unutuvermiş ve sadece kadın olmuştum. Belki de hayatımda ilk defa. İstenen, arzulanan, beğeniler bir kadın olmak ne demek yeni yeni öğreniyordum. Beni kcaklayan kollarının kavrayışından, öpüşündeki korkaklık ve zerafetten, bakışlarındaki kıyamamazlıktan anlıyordum beni ne kadar çok sevdiğini, beklediğini, istediğini... Alışkın değildim kadın olmaya, istenmeye, özlenmeye, beğenilmeye, aşık olmaya... Belki de bu yüzden kendimi geri çektim hiç geçmesini istemediğim bir kaç saniye sonra. Onu istemediğimi düşünsün istemiyordum. Çok seviyor ve çok arzuluyor, bu nedenle bir o kadar da korkuyordum. Bağlanmaktan ve kaybetmekten...
Susmak istemiyordum. Bu suskunluk yanlış anlaşılmalara gebeydi, farkındaydım ama dudaklarımda o tatlı öpücüğün sersemliğiyle kalakalmış, sessiz ve nefessizdim. Neden sonra herkesin bize baktığını fark ettim. Etrafımdakilere şükrederek:
-Yaptığını beğendin mi? Herkes bize bakıyor, rezil olduk. diye fısıldadım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Weaf Percusis

Weaf Percusis

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 136
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Geri: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyPtsi Mart 21, 2011 7:18 pm

Onu öptüğümde kendimi tanıyamamıştım.O korkak utangaç adam gitmiş,cesur ve kendine güvenen biri gelmişti.Ama onu öptüğümde irkilerek kendini geri çekmişti.Bu beni üzmüş olsada mutluydum.Çünkü Phoneix'le bunlara yaşamayı hayal bile etmemiştim.

-Yaptığını beğendin mi? Herkes bize bakıyor, rezil olduk.

Gerçektende öyleydi.Etrafımızdaki ufak çocuklar,eski evin camındaki teyzeler ve hatta banktaki ihtiyarlar bile.Ama yüzlerinde bir kınama yada utanma gibi bir ifade yoktu.Hepsinin yüzü gülümsüyordu.Bir an durdum ve düşündüm.Bir fıskiye altında sıska,sarı saçlı,kocaman gözlü,çok mutlu bir erkekle kabarık saçlı,şık kıyafetli,garip bir kız öpüşmüşlerdi.Phoneix'i ordan çıkarıp,elini tutup pastaneye doğru yürümeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Phoneix Griotte

Phoneix Griotte

RP Yaşı : 28
Mesaj Sayısı : 314
Gerçek Adı : Hazal
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Geri: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyPtsi Mart 21, 2011 7:26 pm

Benimle yürümüyor, adeta beni sürüklemek zorunda kalıyordu zavallı. Bilmem farkında mıydı, ama iki saniye önce ilk kez bir adamı öpmüştüm, ne garip...
İkimiz de sırılsıklam bir halde pastahaneye girdik. Mekanı işleten güleryüzlü karı koca hemen hasır masalardan birine uğurladılar bizi. Pastahane o kadar dolu değildi. Solumuzda iki genç çift, arkamızda ise dedikoducu iki genç kız oturuyordu. Bizim aramızda ise garip bir suskunluk vardı. Şaşkındık, sarhoştuk. Açık konuşmak gerekirse peşpeşe içtiğim 6 kadeh kaymak birası bile bu kadar başımı döndürmemişti. Weaf'in durumunu merak ettim. Acaba daha önce birisini öpmüş müydü? Eğer öpmediyse neden bu kadar sakindi? 'Lanet olsun sadece küçük bir öpücük, amma abarttın!' diye kendime kızdım ve bu düşünceleri kafamdan atmak için saçlarımı karıştırdım sertçe. O sırada masamıza doğru yaklaşan birini gördüm. Üzerinde hiç de uzun olmayan bir etek ve yakası bağrı 'havaalanı' kadar açık ve seçik bir bayan, belinde önlük, elinde not defteriyle topuklarını şaklata şaklata yanımıza geldi. Sarışın orta boyluydu fakat bacakları gerçekten güzeldi. Yanımıza geldiğinde yemyeşil gözlerini dire Weaf'e dikti ve
-buyurun ne alırsınız? diye sordu.
İçimde yükselen öfkeyi bastırmak için yutkunup sakin olmaya çalışarak Weaf'e baktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Weaf Percusis

Weaf Percusis

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 136
Yaş : 28

Ve Tanrı Kadını Yarattı... Empty
MesajKonu: Geri: Ve Tanrı Kadını Yarattı...   Ve Tanrı Kadını Yarattı... EmptyCuma Mart 25, 2011 10:55 pm

Phoneix'i zorla kolundan çekip pastaneye sokmuştum. İçeriye girdiğimizde herkesin dikkatını çekmiştik. Kıyafetlerimiz ıslaktı ve gülüyorduk. Arkamızdaki çiftlerden birinin bize özendiklerini hissetmiştim. Bu anda Phoneix'in bakışlarının değiştiğini farketmiştim. Kafamı çevirdiğimde biraz kısa bir etekle, yakası açık bir kareli gömlekle yanıma gelmiş olan garsonu gördüm. O anda dikkatimi çekti boynundaki kolye. Daire üzerinde haç olan bir kolyeydi. Bu kolyenin aynısını babam bana hediye etmişti. Ama çocukluk yıllarından kalma olduğunu için üstünde sarı gümüş lekeleri oluşmuştu .O kolyeye bakınca babamı hatırladım ve onu düşünmeye başladım. "Acaba şimdi nerde" diye. Bu arada garson bana doğru gülümseyerek;

-Buyurun ne alırsınız?

Tabiki Phoneix'in siparişinide ben vermeliydim.

-İki vişneli tart ve bira dedim. Ama gözüm hala o daire ve haçtan oluşan kolyedeydi. Hala aklım babamdaydı..



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Ve Tanrı Kadını Yarattı...

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 1. Sezon-