Richard P. Vincent
RP Yaşı : 30 Mesaj Sayısı : 445 Gerçek Adı : #...# Yaş : 27
| Konu: Geri: İki Cadı, Bir Bakan ve Yemek Çarş. Mart 23, 2011 5:14 pm | |
| - Demek öyle hayatım, başka neler yaptın arkamdan? dedi. Bu soruyu beklemiyordum. 4 senedir bu lafı hiç duymamıştım Amie'den. Bu soruyu duyduğum an yemekten başımı kaldırdım ve diğer masadaki insanların yüzene şaşkın şaşkın bakmaya başladım. Daha sonra Pho'ya ve Amié baktım. Pho bu olaydan mutluluk duyuyor gibiydi. Amié ise şarhoştu ve muhtemelen neler söylediğini bilmiyordu. Amié sarhoştu ve nedediğini bilmiyordu. Sorduğu soruyu dikkate almalı mıydım yoksa almamalıydım ? Sonradan dikkate alarak soruyu cevaplamaya karar verdim.Tam cevap verecektim ki Pho'nun sözüyle başlayamadım. - Klasik senaryolar muhtemelen tatlım. İlk önce sekreterine, sonra asistanına, sonra bilmem kime... Belki de şuradaki garson kızla da ilişkisi olmuştur. Bunları öğrenmeden nasıl bir ilişkiye girebilirsin anlamıyorum Anne. Daha önce defalarca yaşamadık mı bunu? Lütfen, aşkına saygı duyuyorum ama... dedi. Ne olduysa lafını tamamlayamamıştı ve ben de hemen konuşmaya başlamıştım. - Arkandan ne işler çevirdim ? Düşüneyim. Bir saniye. Hatırladım. Hayırihiç bir iş çevirmedim dedim. Hayırı biraz yüksek sesle söyle ve ayağa kalkmıştım. Yüksek sesle söylemiş olmalıyım ki herkez bize bakmıştı. Etrafa şöyle bir bakış attım ve yerime oturdum. Dışarda hala yağmur yağıyordu. Biraz daha bu sohbete eşlik edersem kötü şeyler olacaktı. Sinirimin yatışması için dışardaki yağmuru izliyordum. Pho ve Amié duygusal ortama girmişlerdi. Daha fazla bu duygu seline tahammül edemiyordum. Amié ağlamaya başlasa daha da kötü olacaktı. Onun o ıslak gözlerini görünce ben de dayanamayıp ağlayabilirdim bir ihtimal. Masadan kalktım ve : - İzninizle diyip yürümeye başladım. |
|
| Konu: Geri: İki Cadı, Bir Bakan ve Yemek Çarş. Mart 23, 2011 5:26 pm | |
| İçtiğim bilmem kaçıncı kadeh şarap sonrası kafam iyice bulanmıştı. Ne etrafımı tam olarak görebiliyordum ne de olanları idrak edebiliyordum. Az çok anlayabildiğim kadarıyla Pho, duygusal moda giriş yapmıştı. John'sa, John'sa sinirliydi ama niye? Aman tanrım, ben ne demiştim ona? "Demek öyle hayatım, başka neler yaptın arkamdan?" bu laflar benim ağzımdan çıkmıştı. Hayatımda ilk defa bu kadar içmiştim ve bunun yüzünden sevdiğimi kırmıştım. Ben söylediklerimle pişmanlık duyarken Pho bir anda atıldı ve:
Klasik senaryolar muhtemelen tatlım. İlk önce sekreterine, sonra asistanına, sonra bilmem kime... Belki de şuradaki garson kızla da ilişkisi olmuştur. Bunları öğrenmeden nasıl bir ilişkiye girebilirsin anlamıyorum Anne. Daha önce defalarca yaşamadık mı bunu? Lütfen, aşkına saygı duyuyorum ama... dedi. İnanmıyorum. Pho, John'un bir hayli üstüne gitmeye başlamıştı. John, genel olarak sakindir ama damarına basıldığı anda... Bunu düşünmek bile istemiyordum. Onu kızdıran sözler ne Pho'dan çıkmıştı, ne de farklı bir şey olmuştu. Ben yapmıştım. Kendi ellerimle onu kırmıştım.
- Arkandan ne işler çevirdim ? Düşüneyim. Bir saniye. Hatırladım. Hayırihiç bir iş çevirmedim dedi ve düşünceli bir şekilde dışarıya izlemeye koyuldu. Kendimi o kadar berbat, kötü ve küçük hissediyordum ki, sanki dünyadaki en aşağılık kişi ben'dim. Yüzüne baktım, duyguluydu, sinirliydi. Çene kasları gerilmişti ki, bu hiç iyi bir şeye işaret değildi.
- İzninizle dedi ve masadan kalktı. Gitmesine izin veremezdim. Onu bir kez daha kaybetmeyi göze alamazdım. Diğer yarımın elimden alınmasını istemiyordum. O benim için nefes almak kadar gerekliydi.
Masadan kalktından birkaç saniye sonra ben de ayaktaydım. Koşarak yanına gittim kolundan tutup kendime çevirdim ve onu öptüm.
- Gitmene izin veremem. Sen olmadan yapamam John. Lütfen gitme! dedim ve içtiğim onca şarabın etkisiyle kollarına yığıldım kaldım...
|
|
Phoneix Griotte
RP Yaşı : 28 Mesaj Sayısı : 314 Gerçek Adı : Hazal Yaş : 28
| Konu: Geri: İki Cadı, Bir Bakan ve Yemek Perş. Mart 24, 2011 8:00 am | |
| Anne söylediklerime kulak asmamış, hatta yorum bile yapmamıştı. İçimde bir yerlerin acıdığını hissetttim. John bir şeyler söyleyim masadan kalktı ama ne söylediğini anlayamamıştım alkolün etkisiyle. Çok geçmeden Anne ellerini çekti ve koşar adım John'un yanına gitti. Ne dediklerini duyamıyordum, hoş yanımda olsalar da kulağımdaki uğultudan duyamazdım muhtemelen. İki dakika önce Anne beni değil John'u tercih etmişti. İki dakika önce yaşadığım her şeye beraber göğüs gerdiğim arkadaşım, az ilerimizde duran dağınık saçlı adamı bana tercih etmişti. Büyük bir kederle gözlerimi kapattım. Açtığımda ise Anne'i baygın halde şaşkın şaşkın bakan John'un kollarında buldum. Derin bir endişe doldu içime, ama hayır. Anne'in yanına gitmeyecektim. Bu ilişki başladığından beri öğrenmek istediğim şeyi öğrenmiştim işte. Madem tercihini ondan yana kullanmıştı, ben olmayacaktım yanında. Doğrulmaya çalıştım. İlk denemem başarısızdı ama ikincisinde yalpalayarak John'un yanına yürümeyi başardım. -Onu eve götür, iyi olduğuna da emin ol. Aksi takdirde Azkaban bile beni korkutamaz, yakana yapışırım. Kederli gözlerle baygın arkadaşıma baktım ve oradan çıktım. Son |
|