AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Celia Marlow
Hogwarts Müdiresi
Hogwarts Müdiresi
Celia Marlow

RP Yaşı : 49
Mesaj Sayısı : 1287
Gerçek Adı : Celia Monique Marlow
Yaş : 30

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptyPtsi Haz. 25, 2012 2:21 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

15.30 | Müdürün Odası


    Celia için bir aydır son gibi yaşanan günler, yeni bir başlangıç sayesinde az çok hareketlenmişti. Yaşadığı büyük kayıp onun günlerini Londra'nın kırlık bir bölgesindeki, ailesine ait eve kapanmış halde geçirmesine neden olmuştu. Onun yaşına gelmiş, onun yaşadıklarını yaşamış biri için muhtemelen bu çocukca görünüyordu. Kimseyi aramamış, kimseyle konuşmamıştı. Onun kendi ailesindenmişçesine, hatta daha çok sevdiği bir insan hariç.Piotr'u sandalyesinde, o halde gördüğünde göğsündeki sıkışma, nefes alamama hissi daha önce bir kez deneyimlediği bir şeydi. Henüz 13 yaşındayken, büyükannesinin yanına zamanında yetişemediği için gözleri önünde yere yığılan bedenini gördüğünde aynen böyle hissetmişti. Babası gibi gördüğü bu adam o kaç yaşına gelirse gelsin kafası karıştığında danıştığı, ne yapacağını bilemeyecek kadar üzgünken omzuna başını yaslayıp rahatça ağladığı insandı. Ama biliyorduki Piotr onu asla böyle görmek istemezdi. Güçlü olmalıydı; Piotr'ın kendisine verdiği türden bir desteği, o berbat günlerinde görmek istediği tek kişiye vermeliydi. Celia şimdi nasıl böyle güçlü bir cadı haline Piotr sayesinde geldiyse, o da Celia sayesinde bu hale gelmeliydi."Hoş geldin."Gülümsedi ve Piotr'un ölü bulunduğu sandalyeden kalktı. Üzerinde siyah, upuzun bir elbise vardı. Sırtına koyu kırmızı bir pelerin geçirmişti. Yas günleri boyunca başının sağ tarafında örülü duran saçları Açılış Şöleninin şerefine bugün salık ve dalga dalgaydı. Piotr şölenlere bayılırdı. Onun anısına gülümsedi."Bunu daha önce konuşmalıydık, biliyorum, fakat sana itiraz edecek ya da düşünecek zaman bırakmak istemedim."Masanın etrafından dolaştı ve masanın hemen önünde, ayakta duran genç kadına yaklaşıp kadının yüzüne düşen bir bukleyi sevgiyle geriye itti. Yüzünde gördüğü bu gülümsemeyi bir kez daha görmek adına bir çok şeyi yapardı Celia. Hayatını emanet edebileceğini biliyordu. Hogwarts'ı neden emanet edemesindi ki?"Piotr aramızdan ayrıldığı ve ben onun yardımcısı olduğum için, kurallara göre benim yeni yönetici olmam gerektiğini biliyorsun. Ama ben yerimden oldukça memnundum. Biliyorum, hala yeterince yaşlanmadığımı söyleyeceksin, ama bu üzüntü ile Hogwarts'a ne denli yararlı olurum bilmiyorum. Piotr işi bırakacak ya da benzer bir şey olacak olursa, işte böyle, yardımcımın sen olmasını istediğimi zaten söylemiştim. Ama bu kez isteğim farklı."Celia derin bir nefes almak için sustu. O gün Piotr'ın masasında bulunan kadehin aynısından bir kadeh, balkabağı suyuyla dolu halde masada duruyordu. Dönüp ondan bir yudum aldı. Bazen gücünün kalmadığını hissediyordu, bu da o anlardan biriydi. Masadan destek alarak ayakta durmaya devam etti, yoksa yığılıp kalacaktı. Ona doğru hamle yapan cadıya eliyle durmasını işaret etti."Hayır, canım, önemli değil. Sözümü bitirene kadar bekle. Biraz kaba bir ricam olacak, çünkü rica değil, bunu bir emir olarak görmeni istiyorum. Canımı sana emanet edebileceğimi nasıl biliyorsam, bu kocaman okulu edebileceğimi de öyle biliyorum."Cadının dudaklarının aralandığını görünce gülümsedi ve hızla devam etti."Korkuyorsan, ki bu normal, korkman gereken hiçbir şey yok. Sen bize o kadar yardımcı oldunki... Harika bir profesör, muhteşem bir bina sorumlusu olmandan bahsetmiyorum bile. Piotr ve benim ne zaman desteğe ihtiyacımız olsa yanımızdaydın. Büyürken böyle bir kadına dönüşeceğini tahmin ediyordum. Bu kararımı Piotr duysa eminim çok memnun olurdu. Gençlere böylesine sorumluluklar vermek onu heyecanlandırır. Yaşlıların gençliği hafife alması, aptallık ve unutkanlıktır, Albus Dumbledore."Celia gülümsedi. Piotr sık sık örnek aldığı eski müdürlerden alıntılar yapardı. Bu Celia'ya ondan kalmış bir alışkanlıktı. Başını kaldırıp dolan gözleriyle portresinde uyuklayan Piotr'a baktı. Masaya iyice yaslanmıştı şimdi, bacakları titriyordu."Hadi bakalım, açılışa bir kaç saat kaldı. Seni ben takdim edeceğim fakat bu seneki açılış konuşması sana kaldı."Derin bir nefes alıp dikleşti ve masadan uzaklaştı. Kızın omuzlarını tutup yüzüne bir kaç saniye baktı, sonra sıkıca sarıldı."Sana güveniyorum. Başaracaksın."


20.30 | Büyük Salon


    Tavan aynı dışarıdaki gökyüzü gibi berrak bir gece manzarası sergiliyordu. Tek bir bulut bile yoktu görünürde. Bu kez, geçen yıllara kıyasla daha sıcak bir açılış dönemi olmuştu. Ara sıra yağmurlar yağsa bile havalar hala ılıktı. Bunun keyfi öğrencilerin yüzünden okunuyordu zaten. Celia salona yeni girmişti, yerlerine yerleşmiş profesörlerin aksine. Normalde birinci sınıfların seçim töreninden önce burada olurdu ama dinlenmeden ayağa kalkacak hali yoktu. Zaten baş şifacıdan bir tüp iksir almıştı gücünü toplamak için. Herkese başıyla selam verdi ve doğrudan Ricimar'a profesör masalarının önüne yerleştirmesini tembihlediği altın rengi kürsüye ilerledi. Asasını şöyle bir sallayınca gökyüzünün altında, aynı hizada süzülen mumlar belirdi. Bu öğrencilerin dikkatini çekmeye yetmişti. Herkes sessizlik içinde dönünce gülümsedi. "Hepinize büyülü akşamlar dilerim. Hogwarts'a hoş geldiniz!"Bir alkış tufanı koparken durdu. Yine nefesi daralıyordu ama kısa keseceği için bunu halledebileceğine inanıyordu."Herkesin bildiği gibi, bu yaz acı bir olayla sarsıldık. Sevgili Piotr Radwanska aramızdan ayrıldı."Daha önce gazete ve dergilerin sorduğu yüzlerce soruya asla cevap vermemiş, diğer profesörlere de olaydan bahsetmemelerini salık vermişti. Ama şimdi söyleyecekti."Piotr Radwanska, ne yazık ki ölümün kollarına doğal yollarla kavuşmadı. Gazete ve dergilerde bu ölümle ilgili bir çok teori okuduğunuzdan eminim fakat bu ailenin bir parçası olarak, işin aslını bilmeye hakkınızın olduğunu düşünüyorum. Piotr Radwanska, bu yaz, bildiğiniz tarihte, odasında ölü bulundu."Sustu. Zaten öğrencilerin arasında ani bir uğultu başlamıştı. Fakat Celia'nın kulaklarında yer eden uğultu tamamen farklıydı. Kürsüye iki eliyle tutunarak devam etti."Şu an buna kimin ya da neyin sebep olduğuna dair elimizde bir iz yok. Ama bu talihsiz olaya rağmen, eminim ki sizlerin bu yılı da en az diğer yıllar kadar maceralar ve eğlenceyle dolu geçecek. Konuşmamı uzatmak istemiyorum çünkü konuşmayı müdürün yapması gerekirken benim bu yaptığım kabalık, bağışlayın."Gülümsedi. Öğrencilerin şaşırması bir yana, arkada, masada oturan profesörin de şaşkınlık nidalarını duymuştu. Bunu bekliyordu çünkü kimseye bahsetmemişti."Açılış konuşmasını yapmak üzere, yeni müdireniz, Raven Montgomery'i davet etmeden önce son bir şey söylemek istiyorum. Şunu asla unutmayın; Hogwarts'ta ihtiyacı olana her zaman yardım edilir. "Derin bir nefes aldı ve müdüre ait olan altın sandalyeyi boş bırakarak, sağındaki sandalyeye yerleşti.


Dikkat, Raven Montgomery açılış konuşmasını yaptıktan sonra öğrenciler Rp'lere başlayabilir.
Bilgi:


En son Celia Marlow tarafından Ptsi Ara. 23, 2019 8:51 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hogwartsexpress.yetkin-forum.com
Raven Montgomery

Raven Montgomery

RP Yaşı : 28
Mesaj Sayısı : 219

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptyPtsi Haz. 25, 2012 4:30 pm

    Genç cadı hala olanları idrak edememişti. Tüm bu olanlar hayatının gidişatını değiştirmişti. Hüzünlü bir haberin ardından böyle onur verici bir göreve nail olduğu için sevinmek onun için çok zordu. Profesör Marlow onu müdürün odasına çağırdığında kalbi hızla çarpmaya başlamıştı. Belki de müdürün nasıl öldüğü nihayet gün ışığına çıkmıştı. 'Kim, neden böyle bir şey yapar?' sorusu herkesin beynini kurcalıyordu. Tıpkı Raven'ın beynini kurcaladığı gibi. Müdür Radwańska sevilen, sayılan ve işini eksiksiz yapan birisiydi. Kimine baba, kimine ağabey, kimine de çok iyi bir dost olmuştu. Böylesine kusursuz birinin düşmanları olması elbette beklenecek bir şeydi ancak ondan öldürmek isteyecek kadar nefret eden birisini hayal etmek çok zordu Raven için. Profesör Marlow ile müdürün odasında yaptığı konuşma onu şoka sokmuştu. Kadının böyle yıkılmış bir vaziyette olması da genç cadıyı üzmüştü. Müdür Radwańska ile Celia arasında bir baba kız ilişkisi olduğunu biliyordu tabii ki ama Celia'nın bu kadar harap olacağını tahmin etmemişti. Ağzı açık bir biçimde Celia'nın söylediklerini dinlemişti. İtiraz bile edememişti kadının söylediklerine. Gözyaşlarına zor hakim olmuş ve sonrasında sessizce odadan dışarıya çıkmıştı.

    Şimdi de büyük salonda, profesörler için ayrılan masada oturuyordu. Öğrenciler birbirleri ile konuşup, şakalaşıyorlardı. Yaz tatilinde neler yaptıklarından bahsediyorlardı anlaşılan. Raven ise yanında kimin oturduğunu bile fark edememişti. Çünkü zihni tüm bu olanların ötesinde olan şeylerle meşguldü. Tüm okulun sorumluluğu artık üzerine geçmişti. Celia'nın ona yardım edeceğini biliyordu ancak yine de çok yorgundu ve ondan bir şeyler istemeye, ona Piotr'u hatırlatacak şeyler söylemeye çekiniyordu. O bunları düşünürken Celia'nın içeriye girdiğini gördü. Kulaklarındaki uğultu yüzünden kadının ne söylediğini anlayamamıştı. Ta ki kendi adını duyana kadar. "Açılış konuşmasını yapmak üzere, yeni müdireniz, Raven Montgomery'i davet etmeden önce son bir şey söylemek istiyorum. Şunu asla unutmayın; Hogwarts'ta ihtiyacı olana her zaman yardım edilir. " Herkesin şaşkın olduğunu görebiliyordu Raven. Sarsak adımlarla yerinden kalkarken ortama ölüm sessizliği çökmüştü sanki. Yine de heyecanını ve tedirginliğini kimseye belli etmiyordu. Ne yaşıyorsa içinde yaşıyordu. Duygularını hiçbir zaman belli etmemişti ve etmeyi de sevmezdi.

    Kürsüye doğru ilerlerken herkesin gözü onun üzerindeydi. Celia'ya baktığında kendini desteklercesine gülümsediğini gördü. Öğrencileri tarafından sevilen birisiydi Raven. Ona hem saygı duyarlardı, hem de severlerdi. Ne çok katı olmuştu bu zamana kadar ne de otoritesini elden bırakacak şekilde davranmıştı. Asil ve güzel görünümü ile birçok kişinin rol modeli olmuştu ve bununla gurur duyuyordu. Kürsüye vardığında herkes pür dikkat onu dinliyordu. "Öncelikle bana bu görevi layık gördüğü için Profesör Marlow'a sonsuz teşekkürleri bir borç bilirim." Derin bir nefes alıp, söyleyeceği şeyleri kafasında toparlamaya çalıştı. Buraya çıkıp konuşmak sandığından daha zordu. "Böylesine acı bir haberin ardından sevinmek ne yazık ki mümkün değil. Müdür Radwańska'nın yerini doldurmanın mümkün olmadığını biliyorum ancak yine de çoğunluğun iyiliği için elimden geleni yapacağım." Sözlerinin herkes tarafından işitildiğinden emin olduktan sonra konuşmasını sürdürdü. "Yeni dönemde herkese başarılar dilerim. Eminim hak eden ve iyi olan bina kazanacaktır." Raven için iyi olan bina artık sadece Ravenclaw olmamalıydı. Okul müdiresi olarak tüm binalar onun için eşitti. Yine de gönlünden Ravenclaw'ın kazanması geçiyordu.

    Büyük bir alkış tufanının ardından ellerini açtı ve "Ziyafet başlasın!" dedi. Piotr'suz geçecek ilk seneleriydi ve bu herkesi üzüyordu. Onun yokluğu elle tutulur cinstendi ve bu dönem oldukça zor geçecekti. Yine de Raven görevini layıkıyla yerine getirecekti ve Celia'yı bu kararı aldığı için pişman etmeyecekti. Yeni dönem hüzünlü başlasa bile harika bir şekilde geçecek ve bitecekti.



    Dikkat, Öğrenciler ve profesörler yazmaya başlayabilirler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Roxanne Delacroix
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Roxanne Delacroix

RP Yaşı : 17.5
Mesaj Sayısı : 1678
Gerçek Adı : roxy foxy :)

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptyPtsi Haz. 25, 2012 11:15 pm

    Sevgili Roxanne,
    Bu yıl görüşemediğimiz için üzgünüm. Şu sıralar İngiltere'ye gelebilmek gibi bir ihtimalim yok, biliyorsun. Sen Paris'e kadar gelmişken zaman ayırmamış olsam büyük kabalık. Daha doğrusu, ayıramamış olmam. İşim başımdan aşkın. Bu aralar ortalık ne kadar karmaşıki farkındasındır. Muhtemelen bu Şölende size de yansıyacak. Herkes çok gergin. Ben de öyleyim. Annene tüm bunları sana söylemesini istemiştim ama bir de ben söyleyeyim istedim. Seni çok özledim. Umarım beni bağışlayabilirsin.

    ..............................................................................................................................................Baban

Roxanne derin bir iç çekişle kağıdı düzgünce katladı ve cebine koydu. Sürekli rüküş olarak tanımladığı cübbesini giydiğine sadece okul yılının ilk gününde sevinebiliyordu. Neyse ki şu an ki heyecanı babasına duyduğu öfkeyi bastırabilecek seviyedeydi. "Açılın mankafalar." diye homurdandi bir kaç tırnak yiyen birinci sınıfı sertçe ittirerek. Testraller tarafından çekilen arabalar, ne yazık ki testralleri görebilmesine neden olan bir anısı vardı, biraz geç inmiş olmalıydı. Normalde geldiklerinde bu kadar öğrenci Giriş Salonu'na toplanmış olmazdı çünkü. Önüne çıkan minikler onun gömleğindeki Slytherin armasını görürse, Roxanne'in haraket ederek çekilmelerini söylemesine gerek bile kalmıyordu. Sonunda salona girdi ve gözleri Ravenclaw masasını taradı. Ve bir anda midesine bir ağırlık oturdu. Birini kaybettiğinizde -ya da bir nesneyi, her neyse- onun hala yerinde olduğunu sanıp aslında tamamen kaybettiğinizi anladığınızda hissettiğiniz ağırlıktı bu. Geçen seneki şölen, hatta daha öncesi gözlerinin önünde canlandı. Antonio için İtalya'ya gitmiş, aptal Clary ile burun buruna gelince çıldırmış ve şölende Antonio'nun yanına bile uğramamıştı. Şimdi burda olsa, diye düşündü. Değil ve olmayacak. Hogwarts'ın görkemli siluetini gördüğü anda böyle bir hisle dolacağını tahmin etmeliydi. Salonun devasa kapısını ortalayarak dikilmiş, Ravenclaw masasını izlediğini farkedince hızla masasına yöneldi. İnsanları başıyla şöyle bir selamladı ve her zaman ki yerine geçti. Bastet, Francisco ya da Cress'i görememişti henüz. Fakat Elliot biraz ileride, çaprazında oturuyordu. Elliot'un bakışlarının kendisine döndüğünü görünce irkilerek bakışlarını kaçırdı. Ne duygu yüklü bir akşamdı! Tam ne kadar itiraf etmek istemesede Radwanska'nın özlü sözlerinin içini ısıtacağını, ona Hogwarts'daki ilk günündeki gibi hissettireceğini düşünüyordu ki bu sene bunun olmayacağını hatırladı. Gözleri Profesörlerin masasına kayınca müdür koltuğunun boş olduğunu farketti. Normalde bu görev Celia Marlow'undu, gerçi Gelecek Postası'nda onun eve kapandığı ve içeri girmeye çalışanlara Tarantallegra büyüsü yaparak uzaklaştırdığına dair söylentiler olduğunu okumuştu. İster istemez gülümsedi. En son kendisini Clary Bernstein'i bir kertenkeleye çevirdiği için cezalandıran yaşlı cadıyı bile özlemişti.

"Hepinize büyülü akşamlar dilerim. Hogwarts'a hoş geldiniz!" Ve işte, oradaydı. Masanın önüne yerleştirilmiş, tam tepesinde bir baykuş figürü olan bu kürsüyü onlarca resimde görmüştü. Yıllardır Hogwarts müdürleri tarafından yapılan konuşmalarda kullanılıyordu. Yukarıya doğru açılmış iki kanadının üstünde uzun beyaz mumlar vardı. "Herkesin bildiği gibi, bu yaz acı bir olayla sarsıldık. Sevgili Piotr Radwanska aramızdan ayrıldı. Piotr Radwanska, ne yazık ki ölümün kollarına doğal yollarla kavuşmadı. Gazete ve dergilerde bu ölümle ilgili bir çok teori okuduğunuzdan eminim fakat bu ailenin bir parçası olarak, işin aslını bilmeye hakkınızın olduğunu düşünüyorum. Piotr Radwanska, bu yaz, bildiğiniz tarihte, odasında ölü bulundu." İki eliyle kürsüden destek aldığı Roxanne'in gözünden kaçmadı. Bir an için kendisini ona çok yakın hissetti; o da çok önemli birini kaybetmişti. Öyle ki midesindeki boşluk her geçen gün büyüyor gibiydi. Celia Marlow, onu az da olsa bir birinci sınıf gibi hissettiren konuşmasının sonunda yeni müdirenin Raven Montgomery olduğunu söyledi. "Yok artık! Ben de müdür yardımcı olayım öyleyse." dedi Roxanne sağında oturan uzun sarı saçlı bir kıza. Raven Montgomery'i sevmiyor değildi ama henüz 20'lerindeki, çöp gibi duran bu kız ne Radwanska ne Marlow kadar heybetli, güçlü, her şeye hakim görünüyordu. Onun konuşmasına kulak asmadı, "çoğunluğun iyiliği için" kısmına kadar. Başını yana eğip genç kadını şöyle bir süzdü ve "Yok canım" diye mırıldandı. Önünde beliren tabaktan bir kurabiye kapıp ağzına attı ve üzerine balkabağı suyunu içti. "Yine başlıyoruz. Fakat bu kez Jesus benim tarafımda." Kötü esprisine kendi kendine güldü ve yemeye devam etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://vioreluna.deviantart.com/
Melanie Phoenix
VI. Sınıf
VI. Sınıf
Melanie Phoenix

RP Yaşı : on beş.
Mesaj Sayısı : 4455
Gerçek Adı : dilara.
Yaş : 25

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptySalı Haz. 26, 2012 12:42 am

    Hafif ve ılık esen rüzgar, öğrencilerin saçlarını hafif hafif dalgalandırıyordu. 'Açılış Şöleni' için herkes bir hayli heyecanlı gözüküyordu. Herkesi hızlıca itip kakalayarak, Gryffindor masasının bulunduğu alana gidiyordu Mel. Yaz kampında görmediği çok arkadaşı yoktu aslında, ama bugün büyük gündü. Henüz tanıdığı kişiler yoktu, etrafta ne var, ne yok diye düşünerek bakınmaya başladı. İlk dikkatini çeken Slytherin masasıydı. Fran'ı henüz görememişti, genelde ilk dikkatini çeken o olmasına rağmen. Ve nasıl bir yıl olacağını kestiremiyordu. Roxanne'yi farketti, yüzünün tüm kaslarının gerildiğini hissediyordu. Anlaşılan onun da yaptığı şey, Mel gibi ortalığı süzmekti. Onun baktığı yöne doğru kaydırdı gözlerini yavaşça. Profesörlerin hepsi neşeli gözüküyordu, müdüre kolduğu boştu. Celia Marlow genelde gecikmezdi, ne olduğu hakkında bir fikri olduğu da söylenemezdi. İçeriye girdiğinde bitkin görünen Marlow, her zamanki gibi gülümseyerek döndü yüzüne Hogwarts'a. Asasını şöyle bir salladı ve gökyüzünün altında, aynı hizada süzülen mumlar beliriverdi. Herkesin dikkatini çeken mumlar, Mel'i nedense her yıl farklı bir şekilde mutlu ediyordu. Tüm öğrencilerin bakışları, Marlow'un üzerinde yoğunlaşmıştı. "Hepinize büyülü akşamlar dilerim. Hogwarts'a hoş geldiniz! Herkesin bildiği gibi, bu yaz acı bir olayla sarsıldık. Sevgili Piotr Radwanska aramızdan ayrıldı. Piotr Radwanska, ne yazık ki ölümün kollarına doğal yollarla kavuşmadı. Gazete ve dergilerde bu ölümle ilgili bir çok teori okuduğunuzdan eminim fakat bu ailenin bir parçası olarak, işin aslını bilmeye hakkınızın olduğunu düşünüyorum. Piotr Radwanska, bu yaz, bildiğiniz tarihte, odasında ölü bulundu." Zorla konuşan Marlow' un aksine, herkes arasında fısıldaşmaya başlamıştı. Mel diğer öğrencilerin aksine yüzünü buruşturdu ve gözlerini sağa sola çevirerek, buna inanamadığını dile getirdi. Marlow konuşmasına devam etmek zorunda olduğu hissetmiş olmalıydı ki zorlanarak, kürsüye iki eliyle tutundu ve sözlerine devam etti. "Şu an buna kimin ya da neyin sebep olduğuna dair elimizde bir iz yok. Ama bu talihsiz olaya rağmen, eminim ki sizlerin bu yılı da en az diğer yıllar kadar maceralar ve eğlenceyle dolu geçecek. Konuşmamı uzatmak istemiyorum çünkü konuşmayı müdürün yapması gerekirken benim bu yaptığım kabalık, bağışlayın." Gülümseyerek bitirmişti konuşmasını, başladığı gibi. Şaşkınlıklarını gizleyemeyen öğrenciler ve profesörler tekrar uğultuyu başlatmışlardı. Çok geçmeden, Bayan Marlow yeni müdürü açıkladı. "Açılış konuşmasını yapmak üzere, yeni müdireniz, Raven Montgomery'i davet etmeden önce son bir şey söylemek istiyorum. Şunu asla unutmayın; Hogwarts'ta ihtiyacı olana her zaman yardım edilir. " Raven Montgomery, Ravenclaw Bina Sorumlusu ve KSKS Profesörü. Melanié ellerini zorla havaya kaldırdı ve yeni müdüreyi alkışladı. Bu yılın gerçekten çok farklı geçeceğini hissetmekle kalmamış, şu andan itibaren kesin bir sonuç olarak kabullenmişti. Bayan Montgomery kürsüye doğru ilerlerken herkesin gözü onun üzerindeydi. Mel bir an kendini, Bayan Raven'in yeni görevinin, kendisine çok da yakıştığını düşünmekten alamadı. Kesinlikle asil ve güzel görünümü ile birçok kişinin rol modeli olmuştu. Kürsüye vardığında herkes onun gözlerinin içine bakıyor ve onu gayet dikkatli bir şekilde dinliyordu. "Öncelikle bana bu görevi layık gördüğü için Profesör Marlow'a sonsuz teşekkürleri bir borç bilirim. Böylesine acı bir haberin ardından sevinmek ne yazık ki mümkün değil. Müdür Radwańska'nın yerini doldurmanın mümkün olmadığını biliyorum ancak yine de çoğunluğun iyiliği için elimden geleni yapacağım. Yeni dönemde herkese başarılar dilerim. Eminim hak eden ve iyi olan bina kazanacaktır." Ardından aynı sevecenlikle ellerini tüm Hogwarts' a açtı ve yüksek sesle bağırdı. "Ziyafet başlasın!"


En son Melanié Phoénix tarafından Paz Tem. 01, 2012 8:14 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://melaniephoenix.tumblr.com/
Clary Bernstein

Clary Bernstein

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 1650
Gerçek Adı : Derya
Yaş : 28

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptySalı Haz. 26, 2012 12:30 pm

    Testrallerin çektiği arabalarda ilerlerken aklımda bir sürü soru vardı. Öncelikle kimsenin ölümünü görmeme rağmen testralleri nasıl görüyordum? Aslında çok da zor bir soru değildi. Bunun ölüler ile konuşabilme yeteneğimle(!) bir ilgisi olmalıydı. Çok fazla kafama takmamaya çalıştım. Çünkü daha önemli meseleler vardı. Müdürün ölmesi aklımda birçok sorunun oluşmasına neden oluyordu. Yeni müdür kim olacak? Onun yokluğunda yeteri kadar güvende olacak mıyız? Bunlar gibi bir sürü soru daha. Müdür Radwańska gerçekten harika bir adamdı ve onun ölümü beni çok üzmüştü. Herkesin içinde ağlamayı sevmediğim için gözyaşlarımı geriye ittim ve başka şeyler düşünmeye çalıştım. Tabii bu pek mümkün değildi. Çünkü herkes bundan söz ediyordu. Yanımda oturan kızlar da buna dahildi. 'Kapayın çenenizi,' dememek için kendimi çok zor tutuyordum. Zaten son zamanlarda sürekli bir sinir halindeydim ve bu son olaylar işleri hiç kolaylaştırmıyordu. Her şey karman çorman olmuştu.

    Büyük Salon'a girdiğimde gözlerim Adrian'ı aradı ancak onu göremedim. İçimde hayal kırıklığı büyürken Roxanne'i görmek pek iyi olmamıştı benim için. Kızın yüzünü bile görmek sinirden titrememe yol açıyordu. Hızla kafamı çevirdim ve Gryffindor masasına doğru yürüdüm. Oturduğumda herkes bir şeyler konuşuyordu ve çoğu yeni müdürün kim olacağı hakkındaydı. Profesör Marlow yaz boyunca inzivaya çekildiği için kimse ondan bilgi alamamıştı. Kadına hak veriyordum açıkçası. Müdür Radwańska ile aralarında kimsenin anlayamayacağı türden bir ilişki vardı. Bu sanki Antonio'nun ölmesi gibiydi. Bu düşünce ile gözlerim Ravenclaw masasına kaydı. Onu orada görememek beni bir kez daha üzdü. Ne vardı yani Durmstrang'a gidecek. Onunla yaz tatilinde mektuplaşmıştım ve arkadaşımı çok özlüyordum. Bugün fazlasıyla duygusaldım nedense. Gözlerimi tekrardan Gryffindor masasına çevirdim ve Cecelia'nın nerede olduğunu düşünmeye başladım. Hiç geç kalmazdı halbuki.

    O sırada Profesör Marlow kürsüye çıktı ve konuşmaya başladı. Tüm salon dikkatle onu dinlemeye başladı. Yere iğne düşse duyulacak cinsten bir sessizlik olmuştu. Müdür Radwańska'nın ölümünden söz ederken onun ne kadar duygulandığını görebiliyordum ama bizim için güçlü durmaya çalışıyordu. Bu benim için bardağı taşıran son damla olmuştu. Bir damla gözyaşı yanağımdan süzülmeye başladı. Birileri görmeden elimle sildim onu. Güçlü olmak zorundaydım. Özellikle bir bina başkanı olarak arkadaşlarıma örnek olmam gerekiyordu. Ne örnek ama! Profesör Marlow konuşmasını sürdürürken ağlamamaya çalıştım. "Açılış konuşmasını yapmak üzere, yeni müdireniz, Raven Montgomery'i davet etmeden önce son bir şey söylemek istiyorum. Şunu asla unutmayın; Hogwarts'ta ihtiyacı olana her zaman yardım edilir. " Bu sözler salona bomba düşmüş gibi bir etki yaratmıştı. Profesör Montgomery'i severdim ancak onu hiç müdür olarak düşünmemiştim. Asil, güzel ve otoriter birisiydi ancak yine de müdür olarak düşünemiyordum onu. Herkes bu haberi sessizlikle karşılamıştı. Bu sırada Profesör Montgomery'de kürsüye çıkıyordu.

    "Öncelikle bana bu görevi layık gördüğü için Profesör Marlow'a sonsuz teşekkürleri bir borç bilirim. Böylesine acı bir haberin ardından sevinmek ne yazık ki mümkün değil. Müdür Radwańska'nın yerini doldurmanın mümkün olmadığını biliyorum ancak yine de çoğunluğun iyiliği için elimden geleni yapacağım." Bu sözlerle tenimin ürperdiğini hissettim. Beni huzursuz eden bir şeyler vardı. Profesör'ü her zaman işini iyi yapan biri olarak görmüştüm ancak hiçbir zaman ona yeteri kadar sevgi beslememiştim. Ondan nefret ediyor değildim ama itici gelen bir şeyler vardı onda. Belki de hiç gülmüyor oluşuydu sebep ya da ben görmemiştim onu gülerken. Yeni dönem için başarılar dileyip, ziyafeti başlattı ve salonda bunun üzerine onu alkışladı. Bense şaşkın gözlerle hala ona bakıyordum. Kafamı çevirip Slytherin masasına bakınca Roxanne'in kendi kendine güldüğünü gördüm. "İşte bu hiç hayra alamet değil," dedim kendi kendime. Yeni dönem gerçekten nasıl geçecek bilmiyordum ama ben tetikte olacaktım. Bir daha kertenkele olmak gibi bir niyetim yoktu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eleanore Rheanna
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Eleanore Rheanna

RP Yaşı : 30
Mesaj Sayısı : 484
Gerçek Adı : Melisa

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptySalı Haz. 26, 2012 11:53 pm

Okul açılıyordu. Eleanore, tam vaktinde gelmiş ve kutlamaya yetişmişti. Tabi yeni iksirler denemişti ve kendisini bu yüzden yorgun hissediyordu. Fakat onun dışında bir yan etki henüz görmemişti. Eğer zor durumda kalacağına inansaydı kesinlikle şölene katılmazdı. Herkes yerini aldığında gözleri gurur duyduğu Slytherin masasına kaydı. Öğrencileri her zamanki gibi mükemmeldi. Diğer masalarda aynı ruhu göremiyordu. İyilerdi hatta bazı öğrenciler mükemmeldi. Ama bazı şeyler eksik geliyordu Eleanore'a. Özellikle bazılarının kanları kaynamıyordu. Kendisinin de fazla kaynadığını düşünürken müdür yardımcısının konuşma yaptığını farketti. "Piotr Radwanska, ne yazık ki ölümün kollarına doğal yollarla kavuşmadı. Gazete ve dergilerde bu ölümle ilgili bir çok teori okuduğunuzdan eminim fakat bu ailenin bir parçası olarak, işin aslını bilmeye hakkınızın olduğunu düşünüyorum. Piotr Radwanska, bu yaz, bildiğiniz tarihte, odasında ölü bulundu. Şu an buna kimin ya da neyin sebep olduğuna dair elimizde bir iz yok. Ama bu talihsiz olaya rağmen, eminim ki sizlerin bu yılı da en az diğer yıllar kadar maceralar ve eğlenceyle dolu geçecek. Konuşmamı uzatmak istemiyorum çünkü konuşmayı müdürün yapması gerekirken benim bu yaptığım kabalık, bağışlayın." Bir yandan konuşmayı dinlerken bir yandan eski müdürleri Piotr'u düşünüyordu Eleanore. İyi bir adamdı elbette ki. Harika da bir büyücüydü. Olayı bildiği için pek birşey hissetmemişti ki aynı anda yeni müdürle ilgili birşeyler çalındı kulağına. Mavi gözlerini çevirdi kürsüye doğru. "Açılış konuşmasını yapmak üzere, yeni müdireniz, Raven Montgomery'i davet etmeden önce son bir şey söylemek istiyorum. Şunu asla unutmayın; Hogwarts'ta ihtiyacı olana her zaman yardım edilir. " Raven yerini alırken Eleanore konuşmaya zaman bulamadığı karanlık sanatlara karşı savunma profesörüne baktı. Okuldaki çoğu profesörle konuşamıyordu zaten. Odasından çıkmayan birine göre hatta gayette samimiydi diğerleriyle. Yine de onun verdiği ders değil sorumlusu olduğu bina ilgisini çekmişti. "Bu sene Ravenclaw öğrencilerinde bir rahatlık görebilirim sanırım." diye düşünüyordu. Bakışları yine kendi binasına çevrildi. İstemsiz yayılan gülümsemesine engel olmak için konuşmasını çoktan bitirmiş meslektaşına döndü. Kısa konuşmuştu anlaşılan çünkü dediklerini duymamıştı. "Onu bir ara tebrik etmeliyim." diye geçiriyordu ki aklından yemekler önlerinde belirdi. Gülümsedi ve yemek için ağzına bir lokma attı. Atmasıyla beraber midesinin bulanması ve hapşurma hissiyatının oluşması bir oldu. "Yan etkisini buldum sonunda." diye düşündü ve lokmayı yuttuğu gibi arkasına dönmeye çalıştı fakat başaramadı.

İlk hapşurma ve saçları pembeye döndü. İkincisi ve kıvırcık. Hapşu! Kızıl. Hapşu! Mavi. Hapşu! Erkek oldu birden. Hapşu! Eski haline döndü. Hapşu biçim değiştirme profesörüne dönüştü. Hapşu! Celia'ya dönüştü. Ağzını kapalı tutmaya çalışıyordu. Öğrencilere arkasını dönmesiyle beraber birden on yaşlarında bir çocuğa dönüştü. Hapşu! Yeniden Eleanore. Eski haline dönmesiyle beraber bardağındaki tüm suyu içti. Arkasına yaslandı ve derin nefesler aldı. Yanında biri kendisine birşey söylemişti ama duymuyordu kulaklarınn uğuldamasından. Yeteneğini kontrol edemediği tek zaman hapşurma esnasındakiydi. Deneyleri sağolsun şimdi tüm okul öğrenmiş ve daha kötüsü kendini kontrol edemeyeceğini düşünmüştü. Kahkül yaptı saçlarına ve etrafına cevap vermeden başını önüne eğdi. Yemeklere dokunmada sadece birkaç bardak su içti. Yıl iksir profesörü için ne de harika başlamıştı. En azından herkesin görmemiş olduğunu umdu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bellissa M.C. Evangelisti

Bellissa M.C. Evangelisti

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 5
Gerçek Adı : Ecem Nazlıcan Aydın
Yaş : 30

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptyÇarş. Haz. 27, 2012 11:48 am

Hogwarts Expressi’nde yolculuk ederken tek düşündüğü geride bıraktığı zamandı. Bu yaz oldukça dolu dolu geçmişti Bellissa için. Yazın ilk başı muggle bir grup ile arkeolojik bir kazıya katılmıştı. Nil Nehri’nin yataklarında yaptığı kazı Antik Mısır’ı anlayabilmesi için çok yardımcı olmuştu. Kazı sırasında meydana gelen çökmede grupta babasıyla birlikte gelen çocuk muggle ölmüş bu yüzden de kazı durdurulmuştu. Bellissa ailesinin yanına , İtalya’ya dönmüş , kısa bir süre orada kalmıştı. Ne yazık ki anne-babası hastalanan dayısının yanına gitmek zorunda kalınca Bellissa’da evde yalnız kalmış ve kendini yarım kalan araştırmasına adamıştı. Yaz sonuna doğru da gittiği adada serin suların tadını çıkarmıştı.

O , tatilini düşünürken tren durmuş ve Hogwarts’a varmışlardı. Herkes büyük bir gürültüyle trenden inerken birinci sınıfların ürkek tavırları Bellissa’nın dikkatini çekmişti. Her yıl , yeni başlayanları korkutmayı severdi ama şimdi içinden gelmiyordu. Birinci sınıflar gölden gidecekleri için kayıklara yerleştiriliyordu. Bellissa , onlara aldırış etmeden arabaların bulunduğu yere yavaş adımlarla yürüyordu.

Sol ayağına bir ağrı saplanmış ve yere düşmüştü. Bellissa olduğu yerden ayakkabılarını çıkararak neler olduğunu anlamaya çalışmıştı. Kendini bilmez bir böcek – nasıl başardıysa – ayakkabısından içeri girmiş , Bellissa’nın ayağını ısırmıştı. Bellissa dehşetle böceği atarken “ Lanet olası yaratık ! “ diye inliyordu. Ayağındaki kızarıklığın daha da büyüyeceğinden eminken son arabayı da kaçırmamak için olanca hızıyla ayağa kalktı. Birkaç Gryffindor ve Hufflepufflı öğrenciler arasında kalmıştı. Kendine odaklanan gözlerin farkındaydı ancak aldırış etmiyordu. Araba hareket ederken kitapta okuduğu bir şey gelmişti. Arabaların kendi kendine gitmediği , onları testrallerin çektiği yazıyordu. Bellissa arabanın önüne baktı. Boşluk. Sadece boşluk gördü.

--

Bavullarını gereken yere bırakıp şölen için Büyük Salon’a koşuyordu. Yeterince geç kalmıştı. Son arabaya binmesi onu epeyce oyalamıştı. Bellissa hızlı adımlarla masasına yönelmiş , ilk gördüğü boşluğa çökmüştü. Aklında sadece yemek yemek vardı. Epeyce acıkmıştı çünkü. Slytherin masası’nda herkes tavanın görüntüsünden konuşuyordu. Bellissa’da kafasını kaldırmış , berrak bir gece manzarasıyla karşılaşmıştı. Masasındaki arkadaşlarının tartışmalarını sonlandırmak için “ Kısacası söylemek istedikleri; Her karanlığın içinde bir aydınlık vardır. “ Bellissa yine son sözü söylemiş ve noktayı koymuştu. Slytherin masasındaki sessizlik sürerken Profesör Celia konuşmasını yapmak için kürsüye ilerliyordu. Bellissa’ya her yıl biraz daha sıkıcı gelen bu konuşmalar bu yıl daha da sıkıcı olacak gibiydi. Masaya ellerini bağdaştırarak uzanmış , konuşmayı dinliyordu istemsizce.

‘... Konuşmamı uzatmak istemiyorum çünkü konuşmayı müdürün yapması gerekirken benim bu yaptığım kabalık, bağışlayın.' Uğultularla inleyen salonda şimdi şaşkınlık nidaları yükseliyordu. Bellissa kafasını koyduğu yerden kalkmış ve yeni müdürün kim olduğunu öğrenmek için sabırsızlanıyordu. Merak herkesin içini kemirirken Profesör Celia kürsüden ayrılmıştı.

Profesör Raven … Bellissa sevinmişti. Karanlık Sanatlar konusunda uzman bir profesörün müdür olması onu neşelendirmişti. Gelecekte de kendisinin KSKS profesörü olduğunu hayal ederdi Bellissa’da. O yüzden bu değişiklik onu oldukça sevindirirken ziyafet çoktan başlamıştı. Masalarda beliren yiyecekler Bellissa’ya ne kadar aç olduğunu hatırlattı. En yakınındaki tabaktan başlamış , kendi tabağına doldururken birinci sınıflarda ürkekçe etrafı süzüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://poketmonster.forums-free.com/
Anastacia Bouviér
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Anastacia Bouviér

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 2885
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.
Yaş : 26

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptyC.tesi Haz. 30, 2012 2:32 pm

Anastacia, başını masaya dayamıştı ve etrafında olup bitenleri yarı uyur yarı uyanık bir biçimde takip ediyordu. Tek gözünü açtı ve yanında oturan, onu onaylamaz bakışlarla süzen bir II. sınıf çocuğunu gördü. Sinirle homurdandıktan sonra Profesör Marlow'un her yılki gibi konuşma yapılması için kürsüye çıktığını fark etti. Fakat bunu Müdür'ün yapması gerekmiyor muydu?
Anastacia gereğinden fazla uykulu olmasına karşın, orta yaşlı profesörün yüzündeki gülümsemenin olabildiğince buruk olduğunu fark etti. Başını masaya dayar ama gözlerini kürsüden ayırmazken, havada beliren mumlar gözünü kamaştırdı. Hızlıca kirpiklerini kırpıştırdı ve Profesör Marlow'u dinlemeye karar verdi.
"Hepinize büyülü akşamlar dilerim. Hogwarts'a hoş geldiniz! Herkesin bildiği gibi, bu yaz acı bir olayla sarsıldık. Sevgili Piotr Radwanska aramızdan ayrıldı. Piotr Radwanska, ne yazık ki ölümün kollarına doğal yollarla kavuşmadı. Gazete ve dergilerde bu ölümle ilgili bir çok teori okuduğunuzdan eminim fakat bu ailenin bir parçası olarak, işin aslını bilmeye hakkınızın olduğunu düşünüyorum. Piotr Radwanska, bu yaz, bildiğiniz tarihte, odasında ölü bulundu" Ann'in gözleri olabildiğince büyük açılırken etrafta uğultular duyulmaya başlamıştı bile. Herkesin farklı bir fikri vardı Müdür'ün nasıl öldürüldüğüne dair. Anastacia ise sadece bilmediğini düşünüyordu. Herkese hüzün getirerek ölmüş bir adamın davasını sürmek ona düşmezdi sonuçta.
Profesör Marlow açık bir şekilde elleriyle kürsünün iki tarafını kavradı ve belli ki ona gereğinden fazla ağır gelen konuşmasına devam etti. Sadece ona değil, bütün Hogwarts'a ağır gelen bir şeydi bu. Herkes hüzünlüydü. Yani Anastacia böyle düşünüyordu. Hızlıca Slythor'ların masasına pis bir bakış attı ve konuşmasına devam eden profesöre döndü. Profesörün üzgün ama güçlü siması, bütün Büyük Salon'u etkisi altına almıştı.
"Şu an buna kimin ya da neyin sebep olduğuna dair elimizde bir iz yok. Ama bu talihsiz olaya rağmen, eminim ki sizlerin bu yılı da en az diğer yıllar kadar maceralar ve eğlenceyle dolu geçecek. Konuşmamı uzatmak istemiyorum çünkü konuşmayı müdürün yapması gerekirken benim bu yaptığım kabalık, bağışlayın. Açılış konuşmasını yapmak üzere, yeni müdireniz, Raven Montgomery'i davet etmeden önce son bir şey söylemek istiyorum. Şunu asla unutmayın; Hogwarts'ta ihtiyacı olana her zaman yardım edilir. "
Profesör Marlow'un son sözlerinden sonra Büyük Salon'da çok daha büyük bir uğultu koptu Anastacia'yla birlikte. İster istemez dudaklarının arasından "Yok artık, ciddi misiniz?" benzeri bir şaşkınlık cümlesi koptu. Hayır, Profesör Montgomery'yi sevmiyor falan değildi. Fakat bu kadar genç birinin Hogwarts Müdiresi ünvanını alması delilikti. Tabii ki Anastacia bu değerlendirmenin ona düşmediğini de biliyordu ama, düşüncelerine söz geçiremezdi değil mi? Eğer ona sorsalardı, kesinlikle Profesör Marlow'un müdireliğe uygun olduğunu söylerdi. Şimdiyse Hogwarts'ın yeni müdiresi ünvanıyla Raven Montgomery kürsüdeydi. Bir kez daha şaşkınlıkla, uykulu gözlerini ovuşturdu Ann.
"Öncelikle bana bu görevi layık gördüğü için Profesör Marlow'a sonsuz teşekkürleri bir borç bilirim. Böylesine acı bir haberin ardından sevinmek ne yazık ki mümkün değil. Müdür Radwańska'nın yerini doldurmanın mümkün olmadığını biliyorum ancak yine de çoğunluğun iyiliği için elimden geleni yapacağım. Yeni dönemde herkese başarılar dilerim. Eminim hak eden ve iyi olan bina kazanacaktır. Ziyafet başlasın!"
Anastacia gözleriyle Müdire'nin yerine oturmasını izledi ve boş gözlerle etrafına baktı. Sanırsa şimdi Phomel'in yanına gitse iyi olurdu. Salona geldiği itibaren kendini uykuya bıraktığı için Phomel'in yanına gidememişti.
Masalarda yemekler belirirken ayağa kalktı ve gözleriyle ruh öküzünü aradı. Bir süre sonra sarı bir kafa gördü ve onun Phomel olduğuna emin olduktan sonra oraya doğru koşturdu. Ne yazık ki yanında boş yer görünmüyordu. "Çekil bakalım ufaklık, zaten minicik bir şeysin, " diye mırıldanarak bir I. sınıf çocuğunu ittirip arkadaşının yanına geçti Anastacia.
"Yeni bir yıla merhaba ruh öküzüm, "

Renk kodu:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clara Carlevaro

Clara Carlevaro

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 1791
Gerçek Adı : Selis
Yaş : 26

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptyC.tesi Haz. 30, 2012 3:22 pm

Başını masaya dayamış sıkıntılı bir şekilde etrafı süzmekte olan Ann'e baktım ve iç geçirdim. Yeni bir yıla başlıyorduk ancak içimde bu konuda en ufak heyecan yoktu. Tamam, yaz harika geçmişti ve bir sürü güzel şey yaşamıştım. Steve ile tanışmıştım ve bu belki de hayatımda yaşadığım en güzel şeydi. Onunla çıkıyor olmak ve onun elini tutmak bana mutluluk veriyor ve yaşadığım onca zorluğun üstesinden gelmemi sağlıyordu. Hatta büyükanneme uzun bir sürenin ardından bir mektup bile göndermiştim. Kısacası mutluydum, ancak okulun başlıyor olması beni biraz geriyordu. Başarılı olmaya devam etmeli ve iyi bir büyücü olmalıydım. Düşüncelere dalmış bir şekilde otururken, Profesör Marlow'un her yılki açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkmış olduğunu fark ettim. Derin bir nefes aldım ve dikkatimi profesörün söyleyeceklerine odakladım. Profesör her yılki gibi mutlu, pozitif ve kendine güvenen dimdik duruşuyla değil de, morali bozuk, buruk bir gülümsemeyle bakıyordu bizlere. Derin bir nefes aldı ve, "Hepinize büyülü akşamlar dilerim. Hogwarts'a hoş geldiniz!" diyerek konuşmasına başladı. Dikkatimi tamamen Profesör Marlow'a vermeden önce, bakışlarım Revenclaw masasından bana bakmakta olan Steve'e kaydı. Hafifçe gülümsedim ve neler olduğunu anlamadığımı söylemeye çalışarak başımı iki yana salladım. Steve omuz silkti ve gülümsedi. Ben de ona gülümsedim ve profesörün söyleyeceklerini dinlemeye başladım. "Herkesin bildiği gibi, bu yaz acı bir olayla sarsıldık. Sevgili Piotr Radwanska aramızdan ayrıldı. Piotr Radwanska, ne yazık ki ölümün kollarına doğal yollarla kavuşmadı. Gazete ve dergilerde bu ölümle ilgili bir çok teori okuduğunuzdan eminim fakat bu ailenin bir parçası olarak, işin aslını bilmeye hakkınızın olduğunu düşünüyorum. Piotr Radwanska, bu yaz, bildiğiniz tarihte, odasında ölü bulundu." Gözlerim faltaşı gibi açıldı ve Mel ile Ann!e şaşkınlıkla baktım. Tanrım, bu gerçekten başımıza gelen en kötü şeylerden biriydi. Karnıma bir ağrı saplandığını ve üzüntüyle sırtımın kamburlaştığını hissettim. Müdür Radwanska'yı severdim, onun ölümünü duyduğumda gerçekten çok üzülmüştüm. Bunun doğal yollarla olduğunu ve yapabileceğimiz bir şey olmadığını bildiğimden, üzüntüm yerini yasa bırakmıştı. Ancak şimdi, canına kastedildiğini öğrendiğimde, gerçekten çok öfkelenmiştim. Kim böyle bir şey yapmaya cesaret edebilirdi?
Profesör Marlow konuşmasına devam etmeden önce birkaç dakika salonu kasıp kavuran dehşet dalgasının geçmesini bekledi. Bu süreç içerisinde, Ravenclaw masasında oturmakta olan ve en az benim kadar şaşkın bir şekilde öylece önüne bakan Steve ile göz göze geldik. Kaşlarımı çattım ve bakışlarımı tekrar konuşmak üzere olan Celia Marlow'a çevirdim. "Şu an buna kimin ya da neyin sebep olduğuna dair elimizde bir iz yok. Ama bu talihsiz olaya rağmen, eminim ki sizlerin bu yılı da en az diğer yıllar kadar maceralar ve eğlenceyle dolu geçecek. Konuşmamı uzatmak istemiyorum çünkü konuşmayı müdürün yapması gerekirken benim bu yaptığım kabalık, bağışlayın. Açılış konuşmasını yapmak üzere, yeni müdireniz, Raven Montgomery'i davet etmeden önce son bir şey söylemek istiyorum. Şunu asla unutmayın; Hogwarts'ta ihtiyacı olana her zaman yardım edilir." Sözlerinin ardından, ikinci bir şok dalgasıyla tüm salon tekrar sarsıldı. Profesör Montgomery'nin yeni müdiremiz olduğunu öğrenmek beni mutlu etmişti ancak adını duyduğumda yaşadığım şaşkınlığı inkar edemezdim. Gerçekten çok iyi bir profesördü bayan Montgomery, ancak çok da gençti. Düşündüklerimin saçma olduğu kanaatine vararak, Raven Montgomery'nin kürsüye geçişini seyrettim. Zorlukların üstesinden gelmek için yaşının büyük ya da küçük olması önemli değildi, önemli olan ruhunun büyüklüğüydü. Ben de oldukça küçük bir yaşta, oldukça zor şeyler yaşamıştım ve daha yeni yeni üstesinden gelmeyi başarabiliyordum. Ama başarabiliyordum işte. Raven Montgomery'nin, her ne kadar kendisini çok seviyor olsak ve unutmayacak olsak da, Müdür Radwanska'yı aratmayacağından emindim. Profesör Montgomery konuşmasına başlamak üzere derin bir nefes aldı, bu sırada tüm büyücüler bakışlarını ona kenetlemişti. "Öncelikle bana bu görevi layık gördüğü için Profesör Marlow'a sonsuz teşekkürleri bir borç bilirim. Böylesine acı bir haberin ardından sevinmek ne yazık ki mümkün değil. Müdür Radwańska'nın yerini doldurmanın mümkün olmadığını biliyorum ancak yine de çoğunluğun iyiliği için elimden geleni yapacağım. Yeni dönemde herkese başarılar dilerim. Eminim hak eden ve iyi olan bina kazanacaktır. Ziyafet başlasın!"
Masalar bir anda yiyeceklerle donatılmaya ve öğrenciler mutlulukla iç geçirmeye başladılar. Ah, şu Hogwarts'ın eşsiz ziyafetleri... Hiçbir sofra buradaki sıcak, dost canlısı ve leziz sofranın yerini tutamazdı. Gülümsedim ve tabağıma yarım bir mısır koçanı aldım. Bu sırada da yanımda ve karşımda oturmakta olan Mel ve Ann'e, "Yeni yılımız umarım iyi olur, bayanlar çünkü gidişata bakılırsa pek şanslı başlamadık. Demek istediğim, Müdür Radwanska'nın ölümü, Hogwarts için büyük bir kayıp. O adamı severdim," dedim ve mısırımı ısırdım. Ardından ağzımdaki lokmayı bitirince, "Ama Radwanska'nın ardından, Profefsör Montgomery'nin seçilmesi harika bir şey olmuş, okulun biraz terbiye ve disipline ihtiyacı var bana kalırsa. Tabii biz yine bir şekilde eğlenmenin yolunu buluruz ya neyse," dedim ve üçümüz de bir kahkaha attık. Ann bana ve Mel'e hitaben, "Yeni bir yıla merhaba ruh öküzlerim," dedi ve üç kız, tekrar güldük. Bu sırada bakışlarımı Ravenclaw masasında arkadaşlarıyla muhabbet edip gülen Steve'e çevirdim. Çok geçmeden göz göze geldik ve bana içten bir şekilde gülümsedikten sonra, dudak işaretleriyle "Seni seviyorum," dedi. Gülümsedim ve ben de aynı şekilde onu sevdiğimi söyledim ve ziyafetin tadını çıkardım.


En son Aleksandra Targaryen tarafından C.tesi Haz. 30, 2012 7:36 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melanie Phoenix
VI. Sınıf
VI. Sınıf
Melanie Phoenix

RP Yaşı : on beş.
Mesaj Sayısı : 4455
Gerçek Adı : dilara.
Yaş : 25

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptyC.tesi Haz. 30, 2012 3:58 pm

    Boş gözlerle etrafına bakan Mel, herkesin bir şeyler atıştırmakta olduğunu gördü. Derin bir nefes alır almaz yanında dikilen kişiyi gördü. Ann, onun için gerçekten değerliydi. Yanında hiç boş sandalye olmadığını farketti ve gözlerini yanındaki I. sınıf olan Gryffindor'luya çevirdi. Kendisi ağzını açmadan ruh öküzü olan Ann, "Çekil bakalım ufaklık, zaten minicik bir şeysin," diyerek çocuğu başka bir yere oturttu. Mel, yüzündeki gülümsemenin yayılmasına engel olamıyordu. "Yeni bir yıla merhaba ruh öküzüm," diyerek gülümsüyordu aynı şekilde Ann. Mel yerinden doğrulup ruh öküzüne sarıldı ve sarılırken sırtındaki bir eti iki parmağıyla sıkıştırdı. "Yaptığın çok ayıp bir davranış, Anastacia Bouveir." Sesini ciddi bir tona ayarlamaya çalışsa da ayarlayamamıştı. "Seni seviyorum ruh öküzüm, her zaman yanındayım," diyerek sarılmasına son verdi. Öbür yanındaki Aleksandra'yı farketti ve kısa süreli bir çığlık attı. "Burada mıydın?" diyerek Alex'e gülümsedi. "Yeni yılımız umarım iyi olur, bayanlar çünkü gidişata bakılırsa pek şanslı başlamadık. Demek istediğim, Müdür Radwanska'nın ölümü, Hogwarts için büyük bir kayıp. O adamı severdim," dedi Alex Melanié'nin bakışları üzerindeyken. Daha sonra bir şeyler yemeğe başladı, ağzındaki lokma biter bitmez devam etti konuşmasına. "Ama Radwanska'nın ardından, Profefsör Montgomery'nin seçilmesi harika bir şey olmuş, okulun biraz terbiye ve disipline ihtiyacı var bana kalırsa. Tabii biz yine bir şekilde eğlenmenin yolunu buluruz ya neyse."Melanié, Alex'i dinledikten hemen sonra, yemekleri hapur hupur yemekte olan Ann'a döndü. "Sana anlatacağım o kadar çok şey var ki! Bu sene sandığımızdan daha eğlenceli olacak," dedi kısık bir ses tonuyla ve Alex'in duyabileceği bir şekilde. Bu sırada heyecanına hakim olamıyordu, nedenini kendisi de bilmiyordu. Gözlerini bir oraya bir buraya delice döndürürken dudağını ısırıyordu. Refleks ve mimiklerine hakim olamıyordu.


Öküzüm. Razz:


En son Melanié Phoénix tarafından Paz Tem. 01, 2012 8:14 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://melaniephoenix.tumblr.com/
Dean Bloom



Mesaj Sayısı : 772
Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Ivan A. Arshlander ve Sophie A. Hunter'ım.

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptyC.tesi Haz. 30, 2012 5:28 pm

Tozlu rafların arasında, gıcırdayan tahtaların eşliğinde bu karanlık odada ne bulmak istediğini bilmeden sağa sola bakınan Dean, içinden geçen öfkeyle karışık korkuyu bastırmaya çalışıyordu. Kulaklarına çok uzaklardan geçmişin unutulmuş köşelerinden gelen bir şarkı çalınıyordu. Melodik ve ipek sesli bir kadının ağzından dökülen bu şarkı eşliğinde içindeki hisleri bastırmaya çalışıyordu. Eline aldığı her parşomen parçasıyla içinden geçen duygu seli çoğalıyor nefes almasını engelliyordu. Fotoğraflar vardı. İçerisinde tanımadığı insanlar olan. Hepsi mutlu mutlu el sallıyordu. Gözleri doluyordu genç büyücünün bu köhne evde ne aradığını hem çok iyi bilip hemde böyle bir bilinmezlik canını acıtıyordu. Bulduğu bütün parşomenleri fotoğrafları ve eline geçen işine yarayabilecek bütün eşyaları büyülü çantasının içine doldurdu. Gözünden damlayan bir yaşı hırsla yüzünden sildi ve son kez evi dolaştı bir şeyler bulma umuduyla, bir anı bir teselli belki ama hiçlik onu tüm benliğiyle sarıyordu. Arkasına son bir bakış attıktan sonra evin eski kapısını aralayarak Hogwarts'ın yolunu tuttu. Her şey yeniden başlıyordu.


Sakin bir tren yolculuğunun ardından rahat koltuktan arkadaşlarının yaptığı şakalar eşliğinde kalktı. Yol boyunca hiç susmamış sürekli konuşmuşlardı. Kafasını onlara verdikçe yaşamaya biraz daha odaklanabiliyordu. O da onlara katılarak trenden hoplaya zıplaya indi. Alışverişini daha önce yapmıştı o yüzden her şeyi tamdı. Sandiğının şimdi ortak salonlarındaki yatakhanesine yerleştirildiğinden emindi. Burayı seviyordu, yaşanmışlıkları hissedebiliyordu. Duvarlarına dokunmak havasını solumak her şeyden iyi geliyordu ona. İçindeki insanlar ailesiydi işte. Gülümseyerek sırt çantasındaki anıların ağırlığına aldırmayarak büyülü arabalara atladı. Mutluydu, son zamanlarda uzak olduğu bir duygu olsa da hala unutmamıştı. Görkemli şato önünde boylu boyunca uzanıyordu. Onu bekleyen sürprizleri içinde saklıyordu ürkütücü de olsa heyecanlanmasını sağlıyordu. Hazırdı her şeye. En azından öyle düşünüyordu.


Büyük salona adımını attığında etrafındaki insan kalabalığı önce nefes almasını zorlaştırsa da sonrasında uyum sağlayarak etrafına bakındı. Aradığı kişi belliydi. Gizemler içindeki kız. Onu fark etmesi pek uzun sürmedi. Sapsarı saçları ipek gibi parlıyordu daha burdan bile kokusunun mest ediciliğini hissedebiliyordu. Slytherin forması içinde, en fazla on yada on beş adım uzağında duruyordu. Duygularını bir yerde toplamaya çalışırken meleksi yüzüyle ona doğru dönen kızı takip etti. Aradığı kişi de onu bulmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://aether-rpg.turkproforum.com/
Steve Chase

Steve Chase

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 31

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptyC.tesi Haz. 30, 2012 7:35 pm

Ravenclaw masası, Açılış Şöleni günü oldukça hareketliydi ve Steve çok heyecanlıydı. Birçok yeni büyücünün gelmiş olduğunu görebiliyordu. Ancak bugünle ilgili onu asıl heyecanlandıran şey, akşam gizlice ormanda Alex ile buluşacaklarıydı. Aslında Steve ormanda buluşma konusunda pek emin değildi, özellikle de en son gittiğinde orada duyduğu seslerden sonra. Ayrıca tam da o günlerde okul müdürü Piotr Radwanska odasında ölü bulunmuştu ve Steve onlara söylenenlerin aksine, müdürün doğal yollarla ölmediği konusunda yüzde yüz emindi. Yani, hadi ama! O kadar güçlü bir büyücü, odasında öylece kendi isteği olmadan, eceliyle ölebilir miydi? Elbette hayır. Her neyse, Steve ormana gitmenin iyi bir fikir olmadığı konusunda kesin bir görüşe sahipti. Korkuyor muydu? Hayır. Steve yalnızca Alex için endişeleniyordu. Sevdiği bir insanı daha kaybedemezdi Steve. Buna izin veremezdi. Kürsüye doğru yürümekte olan Gryffindor Bina Sorumlusu Celia Marlow'a bakışlarını çevirdi ve bu yılki açılış konuşmasında neler söyleyeceğini merak ederek profesöre baktı. "Hepinize büyülü akşamlar dilerim. Hogwarts'a hoş geldiniz!" dedi profesör, bu sırada Steve'in bakışları bir anda Alex ile buluştu. Kız arkadaşı ile birbirlerine gülümsediler ve Steve belki milyonuncu kez, Alex'in gülümseyince ne kadar da güzel göründüğünü düşündü. Bunu düşününce kendi kendine sırıttı ve bakışlarını masaya kenetledi. Sonra bir anda etrafındaki arkadaşlarının onun bu hallerini görüp görmediklerini kontrol etti ve ciddileşti. Tabi ki Alex'le beraber olmaktan ve onun, kendisine sıradışı şeyler hissettirebilen tek insan olmasından utanmıyordu Steve. Yalnızca, en son kendi kendine sırıtırken yakalandığında, Alexander ve Jordoan'ı susturmak gerçekten çok zor olmuştu. Onlarla uğraşmak istemediği için, ciddileşmeye çalıştı, tek dikkat dağınıklığı sebebi olan Alex'i o anlık aklından çıkardı ve tekrar profesörü dinlemeye koyuldu."Herkesin bildiği gibi, bu yaz acı bir olayla sarsıldık. Sevgili Piotr Radwanska aramızdan ayrıldı. Piotr Radwanska, ne yazık ki ölümün kollarına doğal yollarla kavuşmadı. Gazete ve dergilerde bu ölümle ilgili bir çok teori okuduğunuzdan eminim fakat bu ailenin bir parçası olarak, işin aslını bilmeye hakkınızın olduğunu düşünüyorum. Piotr Radwanska, bu yaz, bildiğiniz tarihte, odasında ölü bulundu." dedi profesör ve bu söylediklerinin ardından, bütün salonu panik, dehşet ve şaşkınlık duyguları sarmaladı. Steve dışında bütün salonu. Steve de şaşkındı ancak onun şaşkınlığı, müdür Piotr'ın ölümü hakkında ettiği tahminin doğru çıkmasıyla ilgiliydi. Aynı zamanda, bunu tahmin edebilmiş olmak onu mutlu etmişti. Artık müdürün ölümüyle ilgili bu sır perdesinin yarısının aralanmış olduğunu fark ederek, perdenin diğer yarısını da açması gerektiğini düşündü Steve. Yani müdüre bunu yapmaya cesaret eden kişiyi bulacaktı ki, büyük bir ihtimalle bunu yalnız ve gizli bir şekilde yapmak zorunda kalacaktı. Belki Alex'e bu planından bahsederdi ve bu işin üstesinden beraber gelirlerdi. Yapacakları şey her ne kadar tehlikeli olursa olsun, Alex'i koruyabileceğini düşünüyordu. Bir anda Steve bu kadar odun ve bu kadar aptal olmaması gerektiğini fark etti. Alex kendini koruyabilecek kadar yetenekli ve güçlü bir büyücüydü. Kendi başının çaresine, Steve olmadan da bakabilirdi.
Profesör Marlow bir süre bekledikten sonra, konuşmasına devam etti. "Şu an buna kimin ya da neyin sebep olduğuna dair elimizde bir iz yok. Ama bu talihsiz olaya rağmen, eminim ki sizlerin bu yılı da en az diğer yıllar kadar maceralar ve eğlenceyle dolu geçecek. Konuşmamı uzatmak istemiyorum çünkü konuşmayı müdürün yapması gerekirken benim bu yaptığım kabalık, bağışlayın. Açılış konuşmasını yapmak üzere, yeni müdireniz, Raven Montgomery'i davet etmeden önce son bir şey söylemek istiyorum. Şunu asla unutmayın; Hogwarts'ta ihtiyacı olana her zaman yardım edilir." Profesör konuşmasını bitirdikten ve büyücüleri yeni bir şok dalgasıyla baş başa bırakırken, yeni müdireleri Raven Montgomery kürsüye çıktı. Profesör Montgomery konuşmaya başlamadan önce Steve gülümsedi ve yeni müdirelerinin o olduğuna sevindi. Steve bu okulda henüz yepyeni bir öğrenciyken, Profesör Montgomery ona çok yardımcı olmuştu ve Steve ona minnettardı. Ayrıca kendisi Ravenclaw bina sorumlusuydu ve bu da Steve'in ona sevgi ve saygı beslemesi için ayrı bir nedendi. Bunlar aklında geldiğinde, Steve annesini düşünmeye başladı. Zaten yüreğindeki yoğun suçluluk duygusu nedeniyle her küçük detayda annesini anımsıyordu. Bu da ona ister istemez acı veriyordu. Steve annesinin emin ellerde ve güvende olduğunu kendine hatırlattı. Bu, onun kendini teselli etme biçimiydi. Annesini öylece terk edip Hogwarts'a gelmiş olmak, bazen kendisinin iyi bir insan olup olmadığını sorgulamasına neden oluyordu Steve'in. Sonra bunu neden yaptığını aklına getiriyor ve vicdanı biraz da olsa rahatlıyordu. Hem ilk geldiği zamanlardaki kadar kötü de hissetmiyordu kendini. Vicdan azabı ve o önüne geçilemez suçluluk duygusunu üzerinden atmada zaman geçtikçe daha da başarılı oluyordu. Raven Montgomery, tıpkı Celia Marlow gibi öğrencilerin şaşkınlıklarının bitmesini ve sessizlik olmasını bekledi. Ardından konuştu. "Öncelikle bana bu görevi layık gördüğü için Profesör Marlow'a sonsuz teşekkürleri bir borç bilirim. Böylesine acı bir haberin ardından sevinmek ne yazık ki mümkün değil. Müdür Radwańska'nın yerini doldurmanın mümkün olmadığını biliyorum ancak yine de çoğunluğun iyiliği için elimden geleni yapacağım. Yeni dönemde herkese başarılar dilerim. Eminim hak eden ve iyi olan bina kazanacaktır. Ziyafet başlasın!"
Tüm büyücüler, heyecanla önlerindeki yemeklerden tabaklarına almaya başladılar. Steve de tabağını tepeleme doldurdu ve bu kadar aksiyonun üstüne, karnını doyurması ve Alex ile olan akşam ki randevuları için vücuduna bolca enerji yükledi. Yemek yemeye bir süreliğine ara verdiğinde Alex'e tekrar baktı. Çok beklemesine gerek kalmadan, sevgilisi de ona baktı ve birbirlerine gülümsedikten sonra Steve dudak hareketleriyle, "Seni seviyorum," dedi. Alex de onun yaptığını yaptı ve arkadaşlarına dönüp muhabbete devam etti. Steve'in aklına o an, Alex'e ilk onu sevdiğini söylediği zaman geldi. Aslında kafasında, hislerini oldukça basit bir yerde, oldukça basit ancak romantik bir şekilde söylemek vardı. Ancak işler planladığı gibi gitmemişti. Tam Alex'i almaya yatakhanelere doğru giderken, kızlar tuvaletinin hayaleti onu yakalamış ve muhabbeti bir türlü sonlandırmamıştı. Sonunda Steve yatakhanelere vardığında, Alex'i orada bulamamış ve çok geç kalmış olduğunu fark etmişti. Oysa o gün, her şeyi söylemek üzere kendini hazırlamıştı bile. Bu işi o gün başaracaktı, kararlıydı. Başarmıştı da. Yatakhanenin üst katına büyü kullanarak çıkmak, gerçekten çok kolay olmuştu. Ancak zor olan bir şey vardı. O da, pencereyi tıklattığında Alex ile beraber tüm oda arkadaşlarının da uyanması ve onların önünde hislerini söylemek zorunda oluşuydu. Ancak Steve boşuna o kadar yol aşmamıştı, orada, hepsinin önünde Alex'e onu sevdiğini söylemişti ve yanıt olarak aynı sözleri aldığında artık dünyanın en mutlu büyücüsünün o olduğunu fark etmişti. Steve hatırlamış olduğu bu güzel anının etkisiyle bir süre daha gülümseyerek Alex'i seyretti, tıpkı onu ilk gördüğü gün olduğu gibi, yaşadığı onca şeye rağmen hayat dolu, neşeli ve güzeldi. Derin bir nefes alıp, bakışlarını tüm büyük salonda gezdirdi. Herkes çok heyecanlı, olumlu ve mutlu görünüyordu. Steve'in içinde ise bolca heyecan vardı. Zira bu sene heyecanlanmasına yol açacak pek çok şey yaşamayı planlıyordu. Gülümsedi ve masadaki arkadaşlarına bakarken bu okula gelmiş olduğu için bir kez daha sevindi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anastacia Bouviér
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Anastacia Bouviér

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 2885
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.
Yaş : 26

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptyC.tesi Haz. 30, 2012 7:50 pm

Anastacia yüzünde kocaman bir gülümsemeyle Alex ve Phomel'e bakarken ruh öküzü yerinde doğruldu ve ona sıkı sıkı sarıldı. Çok özlemişlerdi birbirlerini. Eh, az değildi, kocaman bir yaz geçmişti aradan. Phomel yine yapacağını yapıp sırtını çimdikledi Anastacia'nın. Bir yandan da kendini kıkırtılara boğulmaktan alıkoyuyormuş gibi konuşmaya başladı. "Yaptığın çok ayıp bir davranış, Anastacia Bouveir." En sonunda Ann onun dayanamadığını fark etti ve ikisi de güldüler. "Seni seviyorum ruh öküzüm, her zaman yanındayım, " dedi Phomel en sonunda ruh öküzünü bırakarak. Anastacia Melanié'nin ölüm kapanından kurtulduğu anda masadaki yemeklere şöyle bir göz attı. Onun dayanamadığı birkaç şey varsa, yemek ve uyku bunlardan ikisiydi. Tabağını doldurmaya gerek bile duymadan çatalıyla önündeki patates püresine daldı. Açık konuşmak gerekiyorduysa balkabağı suyu her zamankinden daha lezzetliydi. Ah, tavuk kanadı mıydı o?
"Sana anlatacağım o kadar çok şey var ki! Bu sene sandığımızdan daha eğlenceli olacak, " dedi Phomel, Anastacia'nın yiyeceklere olan konsantrasyonunu bozarak. Ann, kendisini bir an olsun yemeklerinden ayırdığı için ona sinirle baktı ve kaşıkla giriştiği patates püresinin tadına bir daha bakıp balkabağı suyundan bir yudum alıp boğazını temizledi. "Öhö öhöm. Phomel'cim. Senin güzel canın hatrına yemeğe biraz ara veriyorum. Öncelikle şunu demek istiyorum, bence artık bu yıl kafayı takacak başka biri bul, " dedi Anastacia ve dayanamayıp önündeki patates püresinden biraz daha sıkıştırdı ağzına. Balkabağı suyunu yudumlayıp 4-5 insan yanlarında oturan VI. sınıf Gryffindor'luyu gösterdi. "Şunu görüyor musun? Evet, ben de daha yeni gördüm o olabilir, " Tekrar yemeğine gömüldü ve parmağıyla herhangi bir yeri gösterdi. "Ya da şu. Umarım bir erkeği gösteriyorumdur. Tam da emin değilim, "
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aurélien Rhodanthe

Aurélien Rhodanthe

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 301
Gerçek Adı : Auré.
Yaş : 30

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptyC.tesi Haz. 30, 2012 8:12 pm

Gözlerinin arasından süzülen yaşlar, sıcak bir esinti gibi sardı her yerini. Engel olamıyor, gözlerini kapatmak istese de sadece daha fazla şey görüyordu. Daha derinler ve soluk siluetler… Karanlık, her yer karanlıktı. Siyahi bir gecede yolunu kaybetmiş bir çocuk, ruhunu kaybetmiş bir ölü… Gözlerinin karanlığa çabuk alışması için dua ederken, sanki bir ruhani bağı hissediyordunuz. Aslında bunu açıklamak çok zordu. Bağlı olduğu biriydi sadece, ruhunu hissedebiliyordu. Ölü olsun ya da olmasın. Adımlarını yumuşakça yerde sürerken sadece kötü olmayan şeylere odaklandı. Huzur ve toprağın güzel kokusunu, bacaklarını okşayan yağmurun serin sularını… Yeniden bir hayat gibiydi. Ölümlülerin ruhları ve ölülerin diğer boyutta kalan sessiz arayışları gibi net hissediyordu her şeyi. Ama ne olursa olsun hiçbir şey yapmayacaktı, istemiyordu. Ayağına takılan sertlikle dengesini kaybederken parmaklarını hızla yüzüne kenetledi ve yoğun bir sıvının üstüne düştü. Karanlık sanki daha da üstüne çöküyor gibi ne yapacağını bilemeden hızla döndü ve elinin takıldığı bir yaşam belirtisine tutundu. Bir el… Dirseği bile olmayan kopmuş bir el. İçindeki çığlığı bastırmak ister gibi hızla kendini geriye, karanlığın içinde kaybolmuş ölümün soğuk pençesine attı. Parmakları kanın lanetiyle sıvanırken, gözleri etraftaki tek bir ışık belirtisine odaklandı. Gitmemesi gerektiğini haykırıyor olsa da iç sesini dinlemeyi bırakarak hızla ilerledi. Kollarını iki yana açtı ve tüm ruhları emiyor gibi dudaklarını araladı soğuk bir esinti içinde. Etekleri üstüne yapışıyor, kan bir işaret gibi üzerinde yayılıyordu daha da. Düzenli soluklar almaya çalıştı imkansızın içinde. Bu neden onu bu kadar korkutmuştu ki? Daha kötülerini görmemiş miydi? Başını usulca salladı ve saçları ıslanan yüzüne yapıştı. Normal bir şeyler bile rahatlatıyordu onu. Hayatta olduğuna dair, ölümle gerçeği ayıran çizgiye ulaşıyordu bir şekilde. Arkası dönük siluet bir heykel gibi dururken, onun yeni mi orada belirdiğini anlayamamıştı. Dudaklarının arasından lanetler dökülürken daha da yaklaştı. Cübbesinin arasından kaçan saçları gecede sarı parıltılar gibi yayılmış, bir yıldız gibi etrafı etkisi altına almıştı. Usulca koluna dokunduğunda içini saran his sadece kaçmasını söylüyordu ama yapmadı, yapamadı. ‘’Burada ne arıyorsunuz?’’ Sesi soluk soluğa ve korkuyla doldurmuştu Neredeyse gülecekti. Burada ne arıyordu? Kolundan usulca çekti ve üzerine doğru hızla düşmeden kıvrıldı siyah bir yılan gibi. Burada ondan daha zehirli yaratıklar olduğuna emindi. Kadının düşmüş bedenine eğilirken yüzü tanınmayacak kadar… Ah. Kusmamak için kendini tutamıyordu. Midesi altüst olmuş bir şekilde inledi ve başındaki sert darbe onu gerçeğe çekti.

Etrafındaki sesler neredeyse neşeli ve cıvıltılıydı. Evet işte şimdi kusabilirdi gerçekten. Gözlerini aralamadan üzerinde odaklanmış bakışı hissedebiliyordu. Sadece rüyamıydı yani? Parmaklarını gerdirdiğinde elleri arasındaki sertlik daha da derine batarken dudaklarındaki inlemeye mani olamadı. ‘’Aurélien, uyan, iyi misin?’’ Bedenini sarsan kollar hızlıca kendini ölüme götürmesi için adeta yalvarıyor gibiydiler. Huzursuzca kıpırdandı ve gözlerini usulca araladı. Işıklar dört bir yandan baskı uyguluyor gibi bir eliyle gözlerini örttü ve elindeki acıya odaklandı. Bir yüzük, basit bir yüzüktü sadece. Olanların şokunu üstünden atamamıştı hala ve etrafındaki saçma şeyler daha can sıkıcıydı. Uyumasa belki herkes için daha iyiydi değil mi? Yumuşak yüzeyden usulca kalkarken renkler usulca döndü ev ay bulutların arasından usulca göz kırptı. Tam düşecekken iki kol ince belini sararken sıcaklıkta artmıştı. Başını tanıdık simaya çevirirken soran gözlerle ona baktı. Hep orada mı olmalıydı? Bir hayalet gibi çevresindeydi. Kibarca gülümsedi ve kollarından çıktı. ‘’İyiyim endişelenme James. Burada ne işin olduğunu anlayamıyorum aslında. Ya da bu iş beni takip etmekse bunu bıraksan iyi edersin. Senin için söylüyorum. Biliyorsun yanlış anlaşılmak hep çok korktuğum şeydir. ‘’ Gülümsemesi daha da genişlerken adımlarını usulca geriye çekti. Tehditkar ve tehlikeli, yüzünü bile görmeye tahammülü yoktu. Bacaklarındaki kasılmayı yok sayarak merdivenlerden indi. Kalabalık bir kaos gibi üstüne geliyor ve mutlu insanlar onu sadece boğuyordu. Sahte cennet… Evet, kesinlikle bu olmalıydı. Kürsüdeki konuşma yapan sese aldırmadan kalabalığın içinde hareket etti usulca. Birkaç kişiyi ittirmeden ya da bir daha ayaklarının üzerine basamayacak hale getirmeden önce hemen önünden çekilmezlerse şöleni kanlı şölene döndürecekti. Böylesi daha iyiydi hem. Karşısında duran erkeğin yüzüne tehditkar bir bakış göndermeye hazırlanırken, tanıdık sima onu olduğu yerde çivilemişti. ‘’Dean?’’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.mortemsymphony-rpg.com/
Dean Bloom



Mesaj Sayısı : 772
Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Ivan A. Arshlander ve Sophie A. Hunter'ım.

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni   2006-2007 Yılı Açılış Şöleni EmptyPaz Tem. 01, 2012 11:52 am

Sarı ışıltılar bırakıyordu arkasında, kendisiyle birlikte getirdiklerinin içinde yarattığı kaosu anlayamıyordu, bundan zevk almıyor değildi lakin bir kıza karşı nasıl böyle olduğunu anlamakta zorluk çekiyordu. Onu hayatının her köşesinde istediğini biliyordu. Gözlerinin o efsunlu ışığına dalıp gitmek istediğinden emindi fakat o öyle kırılgan ve ulaşılmaz geliyordu ki ona dokunduğu an sanki buharlaşıp ondan uzaklaşacak ve büyük bir yokluğa karışacaktı sanki. Yüzünde aşina olduğu o tehditkar bakışları görüyordu, millete korku saçıyor, önüne çıkanları da bir kaşık su da boğmaya hazırlanıyordu.

Kız, Dean 'ı fark ettiğinde yerine çivilendi bir an. Gözleri birbirlerini tamamlayan iki puzzle parçası gibi birbirini buldu. Birbirlerine bir kaç saniye öyle baktılar ve ne yapacaklarını bilemeden öylece dikildiler." Aurélien." kelime ağzından bir fısıltı eşliğinde dökülmüştü. Kızın onu duyduğuna emindi. Yavaş adımlarla Dean'e doğru yaklaşan kıza bir kaç büyük adımda ulaşan Dean kızın gözlerinin içine bakmaktan kendini alamıyor onu son gördüğü geceyi hatırlıyordu. Ani bir hareketle kendini tutamayarak kıza sarılan Dean bile ne yaptığının farkında değildi. Onun kokusunu içine çekmek bile rahatlamasını sağlıyordu. Bu kadar özlediğinin farkında değildi, görmek bastırılmış duyguları dışarı çıkarıyordu. Gizemler içindeki kız, Aurélien..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://aether-rpg.turkproforum.com/
 

2006-2007 Yılı Açılış Şöleni

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

 Similar topics

-
» 2007-2008 Yılı Açılış Şöleni
» 2006-2007 Yılı Ödülleri
» 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu
» 2005 Yılı Açılı Şöleni
» 2007 Yılı Noel Balosu

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: hogwarts cadılık ve büyücülük okulu :: Büyük Salon-