AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Kavga Gibi Bir Şey

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Felix Felicis

Felix Felicis

Mesaj Sayısı : 349
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.

Kavga Gibi Bir Şey Empty
MesajKonu: Kavga Gibi Bir Şey   Kavga Gibi Bir Şey EmptyPerş. Eyl. 13, 2012 1:04 am

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Aquamarine SparrowMars A. Brant
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Felix Felicis

Felix Felicis

Mesaj Sayısı : 349
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.

Kavga Gibi Bir Şey Empty
MesajKonu: Geri: Kavga Gibi Bir Şey   Kavga Gibi Bir Şey EmptyPerş. Eyl. 13, 2012 1:28 pm

Elimdeki rom şişesine bakarken yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı. Son 1 ay inatçı damarım tutmuş ve Aqua'ya dünyada onların romları dışında mükemmel romları olduğunu kanıtlamaya çalışmıştım. Maalesef şimdiye kadar onun ince zevkine uygun bir rom bulamamıştım, fakat bu elimdekiyle kararını değiştireceğine emindim. Kendimden emin gülümserken romu tezgahın üzerine bıraktım ve müşterilerden birinin hesabını almak üzere tezgahın arkasından çıktım. Tam müşterinin yanına ulaşıyordum ki kapının açılmasını haber veren zille beraber kulağıma dolan kahkahalar başımı o tarafa çevirmeme neden oldu. Gözlerimin önündeki görüntüyle beraber görüşüme kırmızı bir perde indi. Aqua o adamın kollarında keyifle gülüyordu. Derin bir nefes alıp yüzüme bir gülümseme yerleştirdim. Görmemişsin gibi yap, Mars. "Siparişinizi alabilir miyim?" dedim müşteriye doğru eğilmeden önce. Genç bir bayan bana gülümsedi ve siparişleri yazmaya başladım. "Hemen getiriyorum, bayan." Tam o sırada yanıma gelen Aqua'yı görmezden gelip dişlerimi sıkarak mutfağa girdim. Fena halde başım zonkluyordu. Derin bir nefes alıp alnımı soğuk, taş duvara yasladım. Daha ne kadar dayanabilirdim ki? Vhegar'ın kendini bildi bileli Aqua'nın yanında olmuş olması iyi bir şeydi belki, onu değerli bir arkadaş yapardı ama ben katlanamıyordum işte. Ve Aqua'yı onun kolları arasında görmek... Yumruğumu hızla duvara geçirdim ve acının beni kendime getirmesine izin verdim. Kolumun tersiyle yüzümü sildikten sonra asamı içeriye sallayıp vişneli keklerin masaya ulaşmasını sağladım. Ellerim hala hafifçe titriyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Sparrow

Maria Sparrow

RP Yaşı : 498
Mesaj Sayısı : 424
Yaş : 26

Kavga Gibi Bir Şey Empty
MesajKonu: Geri: Kavga Gibi Bir Şey   Kavga Gibi Bir Şey EmptyPerş. Eyl. 13, 2012 2:17 pm

Barın önüne geldiğimizde Vhegar'ın beni aniden kucağına almasıyla kahkahalara boğulmam bir olmuştu. Yaklaşık bir aydır Mars bana dünyada benim şeçtiğim romlardan daha güzel romlar olabileceğini kanıtlamaya çalışıyordu ve açıkçası bu konuda hiç de başarılı olduğunu düşünmüyordum. Benim romlarım, en iyileriydi! Bunu herkes kabul etmeliydi. Bardan içeri Vhegar'ın kucağında kahkaha atarak girdiğimizde, Mars da bir bayandan sipariş alıyordu. Yüzünde gergin bir gülümseme vardı. Siparişi aldıktan sonra hızla mutfağa doğru yürüdü, geldiğimi görmüştü ancak bir selam bile vermemişti. Bu da kırılmama ve öfkelenmeme neden olmuştu. Vhegar'ın kollarından sıyrıldıktan sonra "Ben şimdi dönerim," diye mırıldandım. Ardından hızla mutfağa doğru yürüdüm. Mars'ın bir derdi olduğu belliydi çünkü şimdiye siparişlerle mutfaktan çıkmış olması gerekiyordu. İçeride kendisini sakinleştiriyor olmalıydı. Ancak, sorun neydi? Bir türlü anlayamıyordum. Derin bir nefes aldıktan sonra mutfağın kapısını ittirdim ve içeride ellerini yumruk haline getirmiş, sinirli bir ifadeyle öylece düşüncelere dalmış olan Mars duruyordu. Kaşlarımı çattım ve sorunun ne olduğunu anlamak üzere yanına gittim. O üzgün olduğunda ben de üzgün oluyordum ve her ne sinirini bozduysa o şeyi yok etmeye hazırdım. Kollarımı ona doladığımda ve tam sorunun ne olduğunu soracağım sırada, Mars geri çekildi ve ona sarılmamı engelledi. Bu hareketi hiç de hoş değildi ve şimdi gerçekten kalbim kırılmıştı. Havada kalan kollarımı göğsümde birleştirdikten sonra "Sorun ne?" dedim. "Kötü bir şey mi oldu?" Bana böyle davranmasını gerektirecek ne olduğunu gerçekten çok merak ediyordum ve bu bilmediğim sorunun bir an önce çözülmesini. Ona dokunmadığım her an cehennemde gibiydim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Felix Felicis

Felix Felicis

Mesaj Sayısı : 349
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.

Kavga Gibi Bir Şey Empty
MesajKonu: Geri: Kavga Gibi Bir Şey   Kavga Gibi Bir Şey EmptyPaz Eyl. 16, 2012 1:29 pm

Mutfak kapısının açılıp kapandığını duydum fakat başımı kaldırmadım. İçeri giren Aquamarine olmalıydı. Garsonların mutfağa girmesi yasaktı çünkü. Aqua kollarını bana doğru uzattı. Tiksintiyle geri çekildim ve bana sarılmasını engelledim. Yüzündeki kırıklığı okuyabiliyordum fakat benden kötü durumda olamazdı. "Sorun ne?" dedi hafif bir ses tonuyla. "Kötü bir şey mi oldu?" Başımı kaldırıp masmavi gözlerine baktım. Gereksizdi belki, yaptığım saçmaydı ama bu denizkızını gerçekten seviyordum ve onu başkasının yanında, kollarında görmeye tahammül edemiyordum. Düşündüğümden daha fazla saplanmıştım Aqua'ya ve bu beni korkutuyordu. Derin bir nefes aldım. "Ne demek kötü bir şey mi oldu?" diye çıkıştım birden. "Ben seni görmek için heyecanla bekliyorum ve sen kafeden içeri o korsan bozuntusunun kolları arasında, kahkaha atarak giriyorsun," Ellerimle yüzümü ovuşturdum rahatsızca. Söylediğim kelimeler kalbimi acıtıyordu. Belki sonra çok pişman olacaktım ama umrumda değildi. Bu kadar acı çektiğimi hatırlamıyordum. Sanki... Sanki beni aldatmış gibi. Tam öyle de değildi ama. İçimde tarif edilemez bir duygu vardı. "Ben bu değildim, Aqua. Deli gibi kıskanan, yokluğunda bomboş hisseden birisi değildim. Körkütük aşık bir adam değildim. O zaman her şey daha kolaydı. Şimdi beni suçlayamazsın." dedim narin omuzlarından hafifçe tutarak. Beni anlamasını diliyordum. Aynı anda o kadar çok yoğun his vardı ki içimde, patlayacak gibiydim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Sparrow

Maria Sparrow

RP Yaşı : 498
Mesaj Sayısı : 424
Yaş : 26

Kavga Gibi Bir Şey Empty
MesajKonu: Geri: Kavga Gibi Bir Şey   Kavga Gibi Bir Şey EmptyPaz Eyl. 16, 2012 2:50 pm

"Ne demek kötü bir şey mi oldu?" Mars'ın bir anda öfkeyle çıkışması kaşlarımı çatmama neden olmuştu. Neden böyle davrandığını hala anlayamamıştım. "Ben seni görmek için heyecanla bekliyorum ve sen kafeden içeri o korsan bozuntusunun kolları arasında, kahkaha atarak giriyorsun," dedi ve elleriyle yüzünü ovuşturdu. Kollarımı göğsümde birleştirdim, çenemin sinirden mi, yoksa öfkeden mi titrediğini bilemiyordum. Gözlerim de dolmuştu. Demek sorun buydu. Dostum, yalnızca dostum olan Vhegar'ın kucağında bara girmem. Gözlerimi sıkıca yumdum ve tekrar açtım. Vhegar'ın benim için bir baba gibi olduğunu neden anlayamıyordu? Sık sık bu yüzden tartışmaktan bıkmıştım, her seferinde kalbim daha da kırılıyordu. "Ben bu değildim, Aqua. Deli gibi kıskanan, yokluğunda bomboş hisseden birisi değildim. Körkütük aşık bir adam değildim. O zaman her şey daha kolaydı. Şimdi beni suçlayamazsın." Omuzlarımı hafifçe tutmuş, onu anlamamı istercesine bana bakıyordu. Dolmuş olan gözlerim görüşümü bulanıklaştırıyordu. Ancak bu konuşmamı engellemeyecekti. Yüzümde acı dolu bir ifadeyle Mars'tan birkaç adım geri çekildim. Bana hiçbir şekilde dokunmasını istemiyordum artık. "Bir kere olsun," dedim titreyen bir sesle. Boğazımdan bir hıçkırık koptu ve elimin tersiyle gözlerimi sildim. "Bir kere olsun bana güven, Mars. Neden bu kadar haksızlık ediyorsun?" Birkaç saniye yüzüne öylece baktım. Ardından derin bir nefes aldım ve biraz daha sakinleştikten sonra "Ne istiyorsun?" diye sordum. "Seni eskiden olmadığın birine çevirdiğim için gitmemi mi? Bunu istiyorsun? Çekip gitmemi mi?" Bu söylediklerimi asla yapamayacağımı biliyordum, bu yüzden başımı öne eğdim ve ağlamamak için kendimi zor tutarak birkaç saniye bekledim. "Vhegar benim babam gibi," dedim ona öfkeli gözlerle bakarak. "Beni ondan kıskanarak, bana hakaret etmiş oluyorsun. Tanrım, neden böylesin? Neden, neden?! Benden seni anlamamı istiyorsun, ama sen beni anlamaya çalışmıyorsun bile." Arkamı döndüm ve tam kapıya gidecekken durdum. Gidemezdim, eğer şimdi gidersem, aramızdaki her şey biterdi. "Çok bencilsin." Yine titreyen bir ses... Mars beni hiç olmadığım kadar güçsüz kılıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Felix Felicis

Felix Felicis

Mesaj Sayısı : 349
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.

Kavga Gibi Bir Şey Empty
MesajKonu: Geri: Kavga Gibi Bir Şey   Kavga Gibi Bir Şey EmptyPaz Eyl. 16, 2012 3:49 pm

Yüzünde tiksinir gibi bir ifadeyle kendini benden çekti. Derin, titrek bir nefes aldım. "Bir kere olsun," dedi ve elinin tersiyle gözyaşlarını sildi. Onu bu halde görmek azaptı benim için. Ve onu bu hale ben getirmiştim. Düşündüğüm şey neydi ki? "Bir kere olsun bana güven, Mars. Neden bu kadar haksızlık ediyorsun?" Yüzüme baktı öylece ve sonra "Ne istiyorsun?" dedi sinirle. "Seni eskiden olmadığın birine çevirdiğim için gitmemi mi? Bunu istiyorsun? Çekip gitmemi mi?" Kelimeler binlerce ok gibi beynime ve kalbime saplanırken acıdan kasıldım. Söyledikleri aptalcaydı. Beni terk edemezdi. Denizkızım beni terk edemezdi. "Vhegar benim babam gibi," dedi gözlerinde daha önce hiç görmediğim bir öfkeyle. "Beni ondan kıskanarak, bana hakaret etmiş oluyorsun. Tanrım, neden böylesin? Neden, neden?! Benden seni anlamamı istiyorsun, ama sen beni anlamaya çalışmıyorsun bile." Bana öylece sırtını dönüp kapıya doğru yönelen bedenini izledim. Bu kadar kolaydı yani. Bu kapıdan çıkıp gitmekle benden de geçeceğini mi düşünüyordu? Ben onu izlerken kapının önünde durdu. Uzun zamandır tuttuğumu fark etmediğim bir nefesi bıraktım. "Çok bencilsin." dedi fısıldar gibi. Yine aynı his. İki-üç uzun adımda yanına gittim ve kolunu kavrayıp onu kendime çevirdim. Sırtı kapıya dayanmıştı. Kavrayışım sert değildi. Zaten ona acı verecek bir şey yapmak aklımdan bile geçmezdi. Yüzümü onunkine yaklaştırdım. "Aqua... Güzel denizkızım. Benim bencil olduğumu söylüyorsun ama benim yerimde olsam aynı şeyleri hissederdin," dedim. Kendimi sakin tutmaya çalışıyordum ama yararı yoktu. "Bu kapıdan sarışın bir kızı kucaklayarak çekip getirsem, gelirken de kahkahalar atsam ve sana sonra 'O benim kardeşim gibidir, kıskanarak bana hakaret ediyorsun' desem çok mu farklı olurdu?" Gerçi çekildim ve başımı kaldırıp boşluktan üzerimize dökülen karlara baktım. Ortamın hissedilebilir biçimde soğuduğunu ikimiz de fark edebiliyorduk. Alaycı, hastalıklı bir kahkaha attım. "Bana yaptırdıklarına bir bak! Ve hala aynı şeyleri söyleyerek beni deli ediyorsun!" diye kükredim sonunda. Soğuk rüzgar yüzümü yalarken içimde biriken öfkenin dışarıya büyü olarak çıkmasına izin verdim. Beni rahatlatıyor gibiydi. "Ne yapmamız gerektiğini bilmiyorum." dedim sinirle.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Sparrow

Maria Sparrow

RP Yaşı : 498
Mesaj Sayısı : 424
Yaş : 26

Kavga Gibi Bir Şey Empty
MesajKonu: Geri: Kavga Gibi Bir Şey   Kavga Gibi Bir Şey EmptyPaz Eyl. 16, 2012 4:14 pm

Uzun adımlarla bana doğru yürüdü Mars, ardından beni kolumdan tutup kendine çekti. Sırtım kapıya değiyordu ve ona bu kadar yakın olmak, o anda çektiğim acıyı ikiye katlıyordu. Nefesini yüzümde hissetmek ve ona dokunamamak... Hayatım boyunca bu kadar çok acı çekmiş miydim? "Aqua... Güzel denizkızım. Benim bencil olduğumu söylüyorsun ama benim yerimde olsam aynı şeyleri hissederdin," dedi. Gözlerim yine dolmuştu. Ona "Hayır!" diye bağırmak istiyordum. Ona güvendiğimi, onun beni asla aldatmayacağını bildiğimi söylemek istiyordum. Ancak bir yanım da onu mutlaka kıskanacağımı söylüyordu. Ne olursa olsun, kim olursa olsun. "Bu kapıdan sarışın bir kızı kucaklayarak çekip getirsem, gelirken de kahkahalar atsam ve sana sonra 'O benim kardeşim gibidir, kıskanarak bana hakaret ediyorsun' desem çok mu farklı olurdu?" Ona kaşlarımı çatarak baktım. O ise geri çekildi ve başını havaya kaldırdı. Hava oldukça serindi, ancak bunun pek de umurumda olduğu söylenemezdi. O sırada söylediklerine kafa yormaya çalışıyordum. Sarışın bir kız demişti. Neden özellikle sarışındı? Demek ki gerçekten biri vardı hayatında, benim kıskanmamı sağlayacak biri. Bunu fark etmek, o sırada daha da sinirlenmeme ve daha da acı çekmeme neden olmuştu. Mars sinirli bir kahkaha attı. "Bana yaptırdıklarına bir bak! Ve hala aynı şeyleri söyleyerek beni deli ediyorsun!" Bana bu kadar öfkeli olması ağır bir ızdırap çekmeme neden oluyordu. Kollarımı göğsümde birleştirdim ve başımı öne eğdim. İlk defa birine, bir erkeğe cevap veremeyecek kadar yorgun ve güçsüz hissediyordum kendimi. Aşktan ve bana yaşattıklarından nefret ediyordum. "Ne yapmamız gerektiğini bilmiyorum." Mars'ın ağzından çıkan bu sözler acı acı gülümsememe neden olmuştu. Yutkundum ve boğazımdaki ağlama hissini yutkunarak gidermeye çalıştım. Gözlerim yine dolmuştu. "Ben biliyorum," dedim ve derin bir nefes aldım. "Buradan gideceğim ve sen de eski mutlu hayatına devam edeceksin. Bensiz daha iyi olacaksın, Mars. Bunu şu an daha iyi anladım. Bir ailen olacak, çocukların ve seni seven bir karın. Mutlu olacaksın, bensiz. Bunu hak ediyorsun." Arkamı döndüm ve kapı kolunu tuttum. Ancak demir kapı bir türlü açılmıyordu. Daha önce bu kapıyı açıp kapatmak konusunda hiçbir sıkıntı yaşamamıştım, ancak şimdi dışarı çıkamıyordum. Söylediğim sözler üzerine bu kadar çaresiz bir şekilde kapıyı açamamak oldukça can sıkıcıydı doğrusu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Felix Felicis

Felix Felicis

Mesaj Sayısı : 349
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.

Kavga Gibi Bir Şey Empty
MesajKonu: Geri: Kavga Gibi Bir Şey   Kavga Gibi Bir Şey EmptyPaz Eyl. 16, 2012 4:30 pm

"Ben biliyorum," dedi yüzünde acı bir gülümsemeyle. Gülümseme denmezdi buna. Daha güzellerini görmüştüm çünkü yüzünde. "Buradan gideceğim ve sen de eski mutlu hayatına devam edeceksin. Bensiz daha iyi olacaksın, Mars. Bunu şu an daha iyi anladım. Bir ailen olacak, çocukların ve seni seven bir karın. Mutlu olacaksın, bensiz. Bunu hak ediyorsun." Şu anda erkekler ağlamaz diyen herkimse onu bir güzel benzetmek istiyordum. Gözlerim yanıyordu. Kendimi sıktım. Nasıl bu kadar çabuk vazgeçebilirdi ki? Anlayamadığım tek nokta buydu. O bana arkasını dönüp elini kapı koluna uzattığında asasız ve kelimesiz bir büyüyle kapıyı kilitledim. Birkaç kere daha deneyip sinirle ofladı. "Kilitli," dedim buz gibi bir sesle. Hala benden bu kadar çabuk vazgeçebilecek olması beynimi yiyordu. Şaşkın ve sinirli gözlerle bana döndü. Ona dikilmiş olan bakışlarım hiç bu kadar duygusuz ve soğuk olmamıştı, emindim. Yüzümdeki her ifadeyi sildim. Sadece ona bakan gözlerim vardı. Onlar da buz gibiydi. Üzerine yürüdüm. "Söylesene," dedim bakışlarımı yansıtan bir ses tonuyla. "Nasıl bu kadar çabuk vazgeçebiliyorsun? Kalp kırmak için özel bir yöntemin var mı yoksa her kurbanının ruhunu emdikten sonra böyle mi yapıyorsun?" Başımı iki yana salladım. "Belki de bana hiç aşık olmadın," dedim gözlerimi gözlerine dikip. Göreceklerimden korkmuyordum. Yeterince acı çekmiştim çünkü. Yeterince incitmişti. Bir erkeği incitebileceği kadar incitmişti. "Ama ben aşıktım," diye devam ettim. "Hala da öyleyim. Ve beni bırakıp gitmene asla izin vermem. Benim, sensiz bir hayatım olmayacak." Cümlelerimin onun üzerinde olan etkisini bilmiyordum. Tek bildiğim şey, onun da bana aşık olduğuydu. Sadece üzerine gitmek istemiştim. Çiviyi çiviyle sökmek...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Sparrow

Maria Sparrow

RP Yaşı : 498
Mesaj Sayısı : 424
Yaş : 26

Kavga Gibi Bir Şey Empty
MesajKonu: Geri: Kavga Gibi Bir Şey   Kavga Gibi Bir Şey EmptyPaz Eyl. 16, 2012 5:07 pm

"Kilitli," dedi Mars, buz gibi bir sesle. Onun bu sesini duyduğumda gözlerimin daha da dolduğunu hissettim. Benimle böyle konuşması beni daha da üzmüştü, hemen oracıkta üzüntüden ölsem, arkamdan ağlar mıydı? Derin bir nefes aldım ve şaşkın ve üzüntülü bakışlarımı bana donuk ve ifadesiz bakışlarla bakmakta olan Mars'ın yüzüne kenetledim. Onu seviyordum, ancak belki de o bunun farkında bile değildi. Üzerime doğru yürürken "Söylesene," dedi. "Nasıl bu kadar çabuk vazgeçebiliyorsun? Kalp kırmak için özel bir yöntemin var mı yoksa her kurbanının ruhunu emdikten sonra böyle mi yapıyorsun?" Gözlerimden akmakta olan yaşları silmeye bile tenezzül etmeden, yüzümde bir dehşet ifadesiyle yüzüne baktım. Nasıl böyle konuşabiliyordu? Nasıl bana bunları söyleyebiliyordu? Başını iki yana salladı ve "Belki de bana hiç aşık olmadın," dedi gözlerimin içine bakarak. Dişlerimi sıktım. Aptal! Ona hiç aşık olmadığımı nasıl düşünebilirdi? Tüm ruhumu, tüm kalbimi verebilecek kadar çok seviyordum onu. Zamanda kaybolmuş olan ilk ve son olacağını sandığım aşkım Philip'ten bile daha çok sevmiştim onu. O benimdi, ben de onun. Ancak öylesine aptal, öylesine kördü ki bunu göremiyordu. Ölmek istiyordum, babamın yanına gitmek ve ebediyen huzur içinde kalmak. "Ama ben aşıktım," diye devam etti. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Söylediklerine sevinsem mi, yoksa üzülsem mi bilememiştim. "Hala da öyleyim. Ve beni bırakıp gitmene asla izin vermem. Benim, sensiz bir hayatım olmayacak." Bu sözler üzerine hıçkıra hıçkıra ağlayarak başımı öne eğmiştim. Sevinçten ağlıyordum sanırım... Yoksa üzüntüden miydi? Bilmiyordum. Hiçbir şey bilmiyordum. Tek bildiğim, Mars'ı deli gibi sevdiğimdi. Onsuz yaşayamayacağım, nefes bile alamayacağımdı. Başımı kaldırdım ve yüzüne baktım. Hala ifadesiz, soğuk ve duygusuz bir yüze bakıyordum. Ancak umurumda değildi. Yeterince acı çekmiştim, artık bu ifadesi beni daha fazla kahredemezdi. Uyuşmuştum... "Beni öldürüyorsun. Acı çekiyorum ve sen bunu görmüyorsun bile," dedim ve elini alıp göğsüme, deli gibi atmakta olan kalbimin olduğu yere koydum. "Kalbim senin için atıyor, ancak sen bana seni sevmediğimi söylüyorsun." Yüzüne daha da yaklaştım ve "Sensiz geçen her dakikam acı veriyor, ancak seninle geçen her dakikam da öyle. Söylesene, bu acının bir tedavisi yok mu? Ölüyorum, Mars..." Elini göğsümde tutmaya devam ederek yüzüne bakmaya devam ettim. Belki de gerçekten ölüyordum, emin değildim. Bu yüzden eğer öleceksem, son gördüğüm yüzün onun yüzü olmasını istiyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Felix Felicis

Felix Felicis

Mesaj Sayısı : 349
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.

Kavga Gibi Bir Şey Empty
MesajKonu: Geri: Kavga Gibi Bir Şey   Kavga Gibi Bir Şey EmptyPaz Eyl. 16, 2012 6:01 pm

"Beni öldürüyorsun. Acı çekiyorum ve sen bunu görmüyorsun bile," dedi ve elimi kavrayıp göğsüne koydu. Avucumun altında deli gibi atan kalbi yüzüme buruk bir gülümseme yaymıştı. "Kalbim senin için atıyor, ancak sen bana seni sevmediğimi söylüyorsun. Sensiz geçen her dakikam acı veriyor, ancak seninle geçen her dakikam da öyle. Söylesene, bu acının bir tedavisi yok mu? Ölüyorum, Mars..." Ona yaklaştım ve kollarımı etrafına sarıp başımı boynuna gömdüm. Bedenini bedenime bastırırken onunla dolu bir nefes aldım. Onu ne kadar sevdiğim hakkında hiçbir fikri yoktu. Ona nasıl bağlandığım ve nasıl taptığım hakkında hiçbir fikri yoktu. "Var," diye fısıldadım. "Kendini bende kaybet," Geri çekildim ve yanaklarındaki gözyaşlarının yarattığı izleri öptüm. "Özür dilerim," Dudaklarına doğru fısıldadım. Aslında hala haksız olduğumu düşünmüyordum. Ama yine de konuyu kapatmak için söylemiştim. Üstelik neye, kime ve ne konuda özür dilediğim belli değildi.
Yüzümü ona yaklaştırdım ve durdum. Kirpiklerinin yanaklarında oluşturduğu gölgeyi görebiliyordum. Dudakları hafifçe bana uzandığında hafifçe güldüm ve gözlerini açmasına neden oldum. "Seni seviyorum. Sana aşığım." diye fısıldadım dudaklarına doğru. Öteki saniye dudakları dudaklarımı örtüyordu. İçime yayılan tanıdık sıcaklıkla bir iç çekmek istedim. Ellerim sıkıca belini sararken geri çekilip alnını alnıma dayayıp gülümsedim.



Rp Sonu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Kavga Gibi Bir Şey

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Kavga
» KAVGA
» Yeni Yenilmezler | 3.Bölüm & Puanlar ve Kavga |
» Rom Gibi Bir Şey
» Kıskançlık Gibi Bir Şey

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-