AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Tek Suçum Seni Sevmekti

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Dimitri V. Raskolnikov

Dimitri V. Raskolnikov

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 730
Gerçek Adı : M.

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Tek Suçum Seni Sevmekti Empty
MesajKonu: Tek Suçum Seni Sevmekti   Tek Suçum Seni Sevmekti EmptyPerş. Ara. 27, 2012 6:22 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Bastet Thomas

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Francisco Auésten
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bastet Thomas



Mesaj Sayısı : 1382
Gerçek Adı : Ekön.
Yaş : 26

Tek Suçum Seni Sevmekti Empty
MesajKonu: Geri: Tek Suçum Seni Sevmekti   Tek Suçum Seni Sevmekti EmptyPerş. Ara. 27, 2012 7:31 pm

Kar yavaş yavaş yağarken üstümdeki siyah deri cekete sıkıca sarındım. Yatakhane üstüme gelmeye başlamıştı. Hava almak bana iyi gelecekti. Derin bir nefes verdim ve dudaklarımın arasından çıkan bembeyaz dumanın sisli havaya karışmasını izledim. Sonrasında hafifçe omuzlarımı kaldırdım ve ellerimi ceplerime soktum. Başımı hafifçe öne eğmiştim. Yeni yağmış karda ayak izlerim belli belirsizdi. Ayağımdaki deri avcı botları ayağımın şeklini almıştı. Yumuşacıktılar. Ama hafifçe yıpranmışlardı. Homurdandım ve birkaç saniyelik bir karar ile köprüye doğru yürümeye başladım. Hafifçe gıcırdayan köprünün altındaki boşluk beni özgür hissettiriyordu. Bu manzarayı izlemek için tırabzanlara yaslandım ve derin bir nefes aldım. Aslında buraya gelmemin sebebi manzara izlemek değildi.

Sağ elimi hafifçe yukarı kaldırdım ve Francisco'nun verdiği yüzüğe baktım. Bir anda boğazıma büyük bir yumru oturdu. Onu düşünmek bile olduğum yere çöküp saatlerce ağlamam sebep olabiliyordu. Beni bırakmıştı, beni. Derin bir nefes aldım gözlerime hücum eden yaşı geri göndermek için gözlerimi kırpıştırdım. Sonrasında bir hareketle yüzüğü çıkardım. Gümüş yüzük elimin içinde çok narin görünüyordu. Onu uzun zamandır çıkarmadığım için sıcaktı. Parmaklarımı yüzüğün üzerine kapattım. Ondan geriye bende hiç bir iz kalmasını istemiyordum. Hafifçe tırabzanlardan sarktım ve yüzüğü fırlatmak için kolumu geriye doğru gerdim. Gözlerimi ağlamamak için sıkıca kapattım. Tam yüzüğü fırlatmak için kolumu savuruyordum ki bir el bileğimi kavradı ve beni kendine çekti. Gözlerimi açtım.

Francisco.

Derin bir nefes aldım ve hızlıca geri çekildim. Onu burada görmek hem beni şaşırtmış, hem de öfkelendirmişti. Ellerimle kendimi sardım. Konuşabilmek için yutkundum. "Burada ne arıyorsun Auésten?"dedim buz gibi bir sesle. Şu an o kadar yabancı geliyordu ki... Duruşumu dikleştirdim ve neredeyse bana yalvararak bakan gözleri görmezden geldim. Sinirli olduğumda yaptığım gibi gözlerimi kıstım. "Ne cür'etle karşıma çıkarsın? Kendini öldürtecek kadar aptal mısın?" dedim. Sesim tıslama gibi çıkıyordu neredeyse. Kafamda bin bir tane düşünce vardı ama beni zayıf görmesine izin vermeyecektim. Tek istediğim ona acı çektirmekti.

Bana acı çektirdiği gibi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dimitri V. Raskolnikov

Dimitri V. Raskolnikov

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 730
Gerçek Adı : M.

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Tek Suçum Seni Sevmekti Empty
MesajKonu: Geri: Tek Suçum Seni Sevmekti   Tek Suçum Seni Sevmekti EmptyCuma Ara. 28, 2012 5:25 pm

Yavaşça olduğu yerden kalktı genç adam. Kime çarptığını kime söylendiğini umursamadan yürüdü. Ellerini ceplerine sokuşturmuş, başı öne eğik ilerliyordu. O sırada yanına gelmiş kulağına fısıldayan cadıya baktı göz ucuyla. "Eğer bir ara ihtiyacın olursa buradayım Francis." Kaşlarını kaldırdı ve kıza baktı. Bu kadar mı acizdi yani genç cadı? Hiçbir şey söylemeden hafifçe ondan uzaklaşırken kızın bağırması ile aniden ona döndü. "Bastet'i köprü de gördüm. Eminim aşkından kaynaklı ölmek istiyor. Ne dersin ha, Francis?" Yüzüne ukalaca gülümseme yerleştirdi, kıza öfkeyle baktı. Fakat uğraşılması gereken kişi şuan da o değildi. Bastet'tı.

Koridor da koşuşturarak bahçeye daha hızlı inmeye çalıştı. Kendini öldürmezdi bunu biliyordu. Bu konu da kesinlikle güçlü biriydi. Fakat her ihtimali göze almalıydı değil mi? Sonuçta tek önemli varlığı O idi, Roxanna'dan sonra. Bahçeye indiğin de etrafına bakındı hızlıca. Havaya karışan nefesine odaklanırken, hızla köprüye koşmaya başladı. Nefes nefese kalmıştı. O kadar hızlı atıyordu ki kalbi, sanki yerinden çıkacak gibiydi. Üzerine yavaşça inen kar taneleri koyu kahverengi saçlarında toplanmıştı. Ayak izleri kar da belli belirsiz yerini alırken hissettiği soğuk hava, kendini daha güçlü hissettiriyordu. Köprünün başında belirdiğinde, Bastet'ı görebiliyordu. Hafifçe tırabzanlardan hafifçe sarkmasını görmüştü. Adımlarını daha da hızlandırdı. Genç cadının hafifçe gerilediğini gördüğünde tam arkasında belirmişti. Sanki bir şeyleri atmaya hazırlanıyor gibiydi. Genç cadıyı sertçe bileğinden tuttu ve kendine çekti hızlıca. Sana dokunmak fazlasıyla.. Sıcak ve iyi hissettiriyor. Genç cadı derin bir nefes almış ve hızla geriye çekilmişti. Çekinmeden göz teması kurdu kızla. Kendine güvenerek ve kalbi acıyarak. Gözlerinden anlayabilirdi öfkeli ve şaşkın olduğunu. Haklıydı nasılsa. Ne bekliyordu ki? Boynuna sarılmasını mı? Belki de evet, neden olmasın. "Burada ne arıyorsun Auésten?" dedi buz gibi bir sesle. Fakat aldırış etmedi Francisco. Şuan da tek hissettiği şey mutluluktu. Ona yakındı ve yaşıyordu. İstediği kadar soğuk davranırsa davransın umurunda değil. Tek istediği şey hayatta olduğunu bilmekti. Genç cadıya yaklaştı yavaşça elini ellerinin arasına aldı. Avucunu açıp gördüğün de kendisinin verdiği yüzüğü gördü. Yüzüne buruk bir tebessüm yerleştirdi. "Ne cür'etle karşıma çıkarsın? Kendini öldürtecek kadar aptal mısın?" dedi öfke ile Bastet. Sakince geriledi olduğu yerden ve konuşmaya başladı. "Sana da merhaba Bastet." Sırtını yavaşça tırabzanlara yasladı ve ekledi. "Peki, sen ne cür'et ile beni simgeleyen o şeyi atma cesaretinde bulunuyorsun?" Bu sözleri sakince fakat bastıra bastıra söylemişti. Ardında da nefesi verdi hızlıca. Seni bırakıp gitmedim seni şapşal. Seni korumak için gittim. Seni sevdiğimden gittim. Ve sen bunu anlamayacak kadar kördün. Evet sevgilim. Kördün. Gözünü bana olan aşkınla o kadar köreltmiştin ki, seni terk ettiğimi düşündün. Yazık.. "Anlaşılan unutmaya karar vermişsin ama pek başarılı olmuş gibi değilsiniz ha, Bayan Thomas."



En son Francisco Auésten tarafından Paz Ocak 20, 2013 10:23 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bastet Thomas



Mesaj Sayısı : 1382
Gerçek Adı : Ekön.
Yaş : 26

Tek Suçum Seni Sevmekti Empty
MesajKonu: Geri: Tek Suçum Seni Sevmekti   Tek Suçum Seni Sevmekti EmptyPaz Ara. 30, 2012 4:13 pm

Bir kaç adımlık mesafeden aldığım kokusu içimde bastırmaya çalıştığım bütün duyguları su yüzüne çıkarıyordu. Endişe, merak, özlem,acı. Ama bunların hiç birini yüzüme yansıtmamaya çalışıyordum. Asla erkekler için ağlayan aptal kızlardan olmayacaktım. Derin bir nefes verdim, sonrasında onun ela gözlerine baktım. Bunu yapmak her zamanki gibi kalp atışlarımı hızlandırmıştı, ama artık bu bana acı veriyordu. Sanki üstündeki ağırlığı taşıyamıyormuş gibi arkasına yaslandı. "Sana da merhaba Bastet." ismimi onun ağzında duymayalı çok olmuştu. Hafifçe başımı eğdim ve bakışlarımı kaçırdım. Onun bakışlarını üzerimde hissediyordum. Derince, titrek bir nefes koyverdi. Sonrasında keskin bir sesle ekledi."Peki, sen ne cür'et ile beni simgeleyen o şeyi atma cesaretinde bulunuyorsun?" öfkeyle ona baktım. Bunu söyleyebilecek kadar yüzsüz müydü gerçekten? Umursamaz? Başımı kaldırdım ve yüzüme dökülen saçları önemsemeden ona baktım. Derin bir nefes verdi. "Anlaşılan unutmaya karar vermişsin ama pek başarılı olmuş gibi değilsiniz ha, Bayan Thomas."


Dudağımı ısırdım ve acıya odaklanmaya çalıştım. Üstüme bir anda yığılan duygular yüzünden dikkatimi toplamakta zorlanıyordum. Ağzım metalik bir tat ile dolunca dudağımı bıraktım ve bir adım daha geri çekildim. Onunla arama ne kadar çok mesafe koyarsam benim için o kadar iyi olacaktı. Ona yakın olmak istemiyordum, aramızda dağlar, denizler ve okyanuslar olsun istiyordum. Yüzüğü onunda görebileceği şekilde havaya kaldırdım ve sesime iğrenme katarak konuştum. "Seni simgelen şey mi? Bu benim için sadece aptal bir yüzük, aptal yalanlarına kandığım bir çocuğun verdiği yüzük." dedim. Konuştukça daha çok öfkeleniyordum. Ceketimi çekiştirdim ve ona daha sıkı sarındım. Kalbimden yayılan buz bütün bedenimi kaplamış gibiydi. "Senin beni unutman bayağı kolay oldu galiba." dedim ve arkamı döndüm. Gözlerim deli gibi acıyordu. Ağlama Bastet. Şimdi değil. Derin bir nefes aldım ve omzumun üstünden ona baktım. Bir şeyler söylemek istiyor gibiydi, aldırmadım. Onun kalbini kırmak istiyordum, onu incitmek, ondan nefret etmek. Bir şeyler söylemek için ağzımı açtım ama hiç bir şey söyleyemedim. Yanağımdan süzülen bir damla yaşı hissettiğimde kendi kendime küfrettim. Bu kadar güçsüz olmak bana yakışmazdı. Hızlıca yüzümü sildim. Sonrasında Tamamen ona doğru döndüm. Tek söyleyebildiğim şey şu oldu. "Senden nefret ediyorum."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dimitri V. Raskolnikov

Dimitri V. Raskolnikov

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 730
Gerçek Adı : M.

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Tek Suçum Seni Sevmekti Empty
MesajKonu: Geri: Tek Suçum Seni Sevmekti   Tek Suçum Seni Sevmekti EmptyPaz Ara. 30, 2012 9:54 pm

Rahat bir pozisyonda durmasına karşın beyni, ruhu ve kalbi o kadar huzursuzdu ki. Sanki, kalbine saplanan bir hançer gittikçe daha da derine iniyordu ama bu asla ona acı vermiyordu. Yüzüğün parlaklığını gördüğün de yükselen sese odaklandı. "Seni simgelen şey mi? Bu benim için sadece aptal bir yüzük, aptal yalanlarına kandığım bir çocuğun verdiği yüzük." Ses tonu ne kadar iğrenme tonunda olsa da beceremiyordu. Kesinlikle rol yapmayı beceremiyordu. Sözleri ise sadece gülümsemesine neden oldu. Aptal yalanlar demek.. Yalanlar, ne kadar basit bir sözcük. Ama o kadar kırıcı ve o kadar ağır ki anlamı.. Derince nefes aldı. Yalan söylememişti ona asla. Hep kendisiydi onun yanında fakat o hep inkar etmişti kendisi olmadığını. Ne diyebilirdi ki.. Ağlamamıştı hiç. Belki asla ağlamam demişti. Ağlamayı öğreten kişi Bastet olmuştu ona. Aynı kendisinin Bastet'a güçlü olmayı öğrettiği gibi.. İçinden geçirdiği şeyi söylemedi. Senin aptallığın mı? "O yüzüğün benim için önemini biliyorsun Bastet." Ardından da olduğu yerde huzursuzca kıpırdandı. Bu kadar kolay mı silmişti? Neden dinlemeden yargılıyordu? Neden gittiğini bilmiyordu bile. Eğer ona yakın olsaydı öleceğini bilmiyordu çünkü. Hayatını Francis'e borçlu olduğunu bilmiyordu. Neler yaşadığını bilmiyordu. Bunun hiçbirini bilmiyordu ve üstüne üstün düşündüğü şey, "Francis beni terk ettin oluyordu." Ne kadar da basitçe bir düşünceydi.

"Senin beni unutman bayağı kolay oldu galiba." Kahkaha attı uzunca. Unutmak mı? Eğer unutsaydı kendi hayatını, onun hayatı için tehlikeye atmazdı. Olduğu yerde hafifçe ileri geri adımlar alırken ekledi. "Eğer seni unutsaydım burada olmazdım." Genç cadı aniden arkasını döndü ve yavaş adımlar ile yürümeye başladı. Kendi kendine mırıldandı ama yüksek sesle söylemeye cesaret edemedi. Genç kız aniden kendisine döndüğünde gözlerinin içine baktı. Ağlacaksın, bunu biliyorum. Gözleri dolmuştu genç cadının fakat aldırış etmedi. Ağzından dökülen son sözcükler ağırına gitmişti sadece. "Senden nefret ediyorum." Hızla geç kızın yanına doğru yürüdü. Kolundan tuttu ve kendine sertçe çekti. Gözlerinin içine baktı. Öfkeliydi, onun yanında bu kadar güçsüz ve savunmasız olduğu için.. "Benden nefret edemezsin Bastet. Edemeyeceksin. " Kolunu daha da sıktı genç cadının. Öfkesini kontrol edebilirdi ama Bastet'ın kendisinden uzaklaşma fikri.. İşte bu onu sakinleştirmiyordu. "Neden gittiğimi bilmeden yargılıyorsun! Bu kadar mı acizsin, ha?" Ona zarar verdiğini hissedince ateşe değmiş gibi geriye çekildi. Derince bir nefes alırken gözlerini ondan kaçırdı ve uzaklaştı. Hızlı adımlar ile tırabzanlara doğu ilerledi. Ellerini tırabzanların üzerinde birleştirdi ve gözlerini gökyüzüne sabitledi. "Verdiğin kolyeyi bir an atmayı bile düşünmedim ama sen, yüzüğü atacak cesarette bulunuyorsun. Tebrik ederim." Gökyüzünü incelerken düşünmeye başladı. Neden bu duruma gelmişlerdi ki? Lanet olası hayatını tehlikeye attığı için terk ediliyordu. Evet, gerçekten de iyi bir teşekkür yöntemi.


En son Francisco Auésten tarafından Paz Ocak 20, 2013 10:23 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bastet Thomas



Mesaj Sayısı : 1382
Gerçek Adı : Ekön.
Yaş : 26

Tek Suçum Seni Sevmekti Empty
MesajKonu: Geri: Tek Suçum Seni Sevmekti   Tek Suçum Seni Sevmekti EmptyPaz Ocak 20, 2013 7:42 pm

Son sözlerimden sonra hızlıca yanıma geldi ve bileğimi sertçe tutup beni kendine çekti. Gözlerindeki öfkeyi görmemek için kör olmak gerekirdi. "Benden nefret edemezsin Bastet. Edemeyeceksin. " dediğinde bileğimi iyice sıktı. Acıyla yüzümü buruşturdum. Öfkeliydi, ama her şey karşılıklıydı. Öfkeden içim alev alevdi. "Neden gittiğimi bilmeden yargılıyorsun! Bu kadar mı acizsin, ha?" dediğinde beni sarsmıştı. Hırsla bağırdım ona. "Bırak beni! Canımı yakıyorsun!" dediğim anda dehşetle geri çekildi. Öfkeden ne yaptığının farkında olmadığını o an anladım. Derin bir nefes aldım o geri çekilirken kan oturmuş bileğimi ovaladım. Trabzanlara yaslandığında yüzündeki acı ve rahatsızlık ifadesinin bana haz verdiğini fark ettim. Evet, hala içim acıyordu. Kızgındım, özlemiştim, korkmuştum. Ama hiç biri öfkemin ve sinirimin önüne geçemiyordu. "Verdiğin kolyeyi bir an atmayı bile düşünmedim ama sen, yüzüğü atacak cesarette bulunuyorsun. Tebrik ederim." dediğinde sesindeki iğneleme canımı yakmıştı. Trabzanlara yaslanmak için eğilmişti. Boynundaki kolyenin parlaklığını görebiliyordum. Çakal başı. Onu çıkarmamıştı.

Bir kaç saniye konuşmadan ona baktım. Sonrasında kontrol etmeye çalıştığım bir sesle konuştum. "Evet neden gittiğini bilmiyorum. Ama sen gittikten sonra yaşadıklarımı biliyorum. Hiç bir şey söylemeden gittin, açıklama yapmadan, arkanda bir not bile bırakmadan. Ne kadar korktum biliyor musun? Öldün sandım, öldürüldün.Sana ulaşmaya çalıştım ama her seferinde elime geçen tek şey koca bir hiç oldu." dedim ve gözyaşlarımı hızlıca sildim. Sonrasında karşıma dikilmiş çocuğu hızlıca sildim. Yüzüğü ona doğru attım. Tutmuştu, zaten istediğim buydu. "O aptal yüzüğü istemiyorum. Kolyede sende kalsın. Hayatımda senle ilgili hiç bir şey istemiyorum Francisco Auésten."dedim ve gözlerine baktım. Ağlamam durmuştu. Belkide düşündüğümden fazla göz yaşı dökmüştüm onun için. Artık ağlayamıyordum bile, bilmiyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dimitri V. Raskolnikov

Dimitri V. Raskolnikov

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 730
Gerçek Adı : M.

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Tek Suçum Seni Sevmekti Empty
MesajKonu: Geri: Tek Suçum Seni Sevmekti   Tek Suçum Seni Sevmekti EmptyPaz Ocak 20, 2013 8:20 pm

Evet neden gittiğini bilmiyorum. Ama sen gittikten sonra yaşadıklarımı biliyorum. Hiç bir şey söylemeden gittin, açıklama yapmadan, arkanda bir not bile bırakmadan. Ne kadar korktum biliyor musun? Öldün sandım, öldürüldün.Sana ulaşmaya çalıştım ama her seferinde elime geçen tek şey koca bir hiç oldu." Sesini kontrol etmekte olduğunu anlayabiliyordu. Her ne kadar güçlü olmaya çalışıyormuş gibi görünse de olamadığını biliyordu. Çünkü, kendisi de öyleydi. Güçlü görünüyordu herkese karşı ama sadece onu çok iyi tanıyanlar bilirdi nasıl bitik olduğunu. Derince bir nefes aldı. Onu dinliyordu ama gözleri gökyüzündeki aya takılı kalmış, rahatlatmaya çalışıyordu kalbini. Yavaşça ona dönerken omuzlarını dikleştirdi genç adam. "Bir cevaba ulaşamadığın için üzgünüm sevgilim. Ama gitmemin nedeninin senin hayatın olduğunu bilmen gerek. Kendim için gitmedim." Ellerini ceplerine sokuşturdu ve gözlerini yere sabitledi kısa bir süre. Ardından de Bastet'ın gözlerinin içine baktı. "Eğer kendim için bir şey yapmak isteseydim yanında olmayı tercih ederdim gitmeyi değil." Saçma düşünüyorsun, her zaman. Asla seni sevmediğimi düşündün, hepsinin rol olduğunu. Ama bilmedin seni görmediğim her saniye için gözlerimden akan yaşları. Asla hissedemedin kanayan kalbimi. Ve asla seni sevdiğim kadar sevemedin kendini...

Yüzüne baktığında gözlerinin parıltısından anlayabiliyordu ağladığını ama bir şey söylemedi. Kendisine atılan yüzüğü hızla avuçlarının içine aldığında, parmaklarının arasında gezdirdi yavaşça. Zaten Bastet'ın beklediği de yüzüğü tutması değil miydi? O zaman neden yapmayaydı ki? "O aptal yüzüğü istemiyorum. Kolyede sende kalsın. Hayatımda senle ilgili hiç bir şey istemiyorum Francisco Auésten." Kolyeyi hızla boynundan çekti. Avuçlarının arasına alırken fısıltıyla konuştu. " Bazı şeyler istemekle olmuyor Bastet. Sana ilklerini yaşatan birini hemen unutabileceğini mi sanıyorsun? O kadar güçlü biri olmadığını ikimizde biliyoruz." Kalbi acıyordu. Ağlayabilir ise hafifler miydi acısı? Peki sonsuza kadar bağırsa diner miydi öfkesi? Peki, Onu kendisi ile lanetlese mutlu olabilir miydi, kendinden ayrılmayacağı için? Hiçbirinin cevabını denemeden bilemezdi. Ama zorluk çıkarmaya niyeti yoktu. Gitmesini istiyorsa giderdi, kendinin acı çekeceğini bilse bile. "Sadece tek bir şey isteyeceğim Bastet. Lütfen sana sarılmama izin ver. Son bir kez." Sesini temizledi, güç almak istercesine. Ağlamayacaktı, özellikle de onun karşısında ağlamayacaktı. Fakat, son istediği şey, son kez de olsa varlığını hissetmekti.



En son Francisco Auésten tarafından Paz Ocak 20, 2013 10:24 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bastet Thomas



Mesaj Sayısı : 1382
Gerçek Adı : Ekön.
Yaş : 26

Tek Suçum Seni Sevmekti Empty
MesajKonu: Geri: Tek Suçum Seni Sevmekti   Tek Suçum Seni Sevmekti EmptyPaz Ocak 20, 2013 9:18 pm

Kolyeyi hızlıca boynundan çektiğinde duyulan kopma sesi kulaklarımda yankılandı. Kolyeyi bana doğru atacağını düşündüm ama atmadı. Ellerimi sıktım ve titremenin geçmesi için sakinleşmeye çalıştım. " Bazı şeyler istemekle olmuyor Bastet. Sana ilklerini yaşatan birini hemen unutabileceğini mi sanıyorsun? O kadar güçlü biri olmadığını ikimizde biliyoruz." dediğinde hıçkırıklarla yere düşmemek için kendimi zorlamam gerekti. Acıdan başka bir şeye odaklanmalıydım. Öfkeye. Her zaman olduğu gibi. Derin bir nefes aldım ve ona baktım. Aklımdan bir sürü şey geçiyordu. Kulenin tepesine çıkıp yıldızları izlediğimiz gece, hastanede yattığımda yanımdan ayrılmayışı... Titrek bir nefes aldım. Benliğimle büyük bir savaş veriyordum. Kalbim her zamanki gibi onu istiyordu. Aramızdaki mesafeyi kapatmak ve sıcak dudaklarını hissetmek. Ama kalbime kanmayacak kadar akıllıydım. Duygular öldürür. Aklımı kullanmalıydım, çünkü bir daha acı çekmek istemiyordum. Hiç bir şey hissetmek istemiyordum.

"Sadece tek bir şey isteyeceğim Bastet. Lütfen sana sarılmama izin ver. Son bir kez." dediğinde sesindeki çaresizlik gözlerimi doldurdu. İkimizde burada, şimdi bittiğini biliyorduk. Gözlerine baktım, ağlamamak için kendini tutuyordum. Onu hiç ağlarken görmemiştim. Ben ağlarken güç olmamı söyleyen çocuk önümde ağlamak üzereydi. Duyguları unut Bastet! Duygular öldürür!" kafamın içinde gezen sözcükler en sonunda anlamlı bir şey oluşturmuştu. Duygular öldürür. İşte bu kadardı. Bir kaç saniye olduğum yerde durdum. Ağlayan ve duyguları olan Bastet'i sonsuza kadar kalbimin gerisine gömmek için kendime bir kaç saniye verdim kendime.

Ona doğru yavaşça bir adım attığımda gözlerindeki ışıltıyı görebiliyordum. Aramızda bir kaç adımlık mesafe varken gözlerinin içine öfkeyle baktım. Bana bunları yaşattığı için öfkeliydim. Benimle aptal bir kız gibi oynadığı için öfkeliydim. Beni zayıf biri yaptığı için öfkeliydim. Gözlerimi kapattım ve konuştum. "Bu bana bütün bunları yaşattığın için Auésten."dedim. Ve ona, o ne olduğunu anlayamadan sert bir tokat attım.

Bunu yaptıktan sonra hızlıca geri çekildim. İçimde olan büyük boşluk hissi daha büyürken ifadesiz gözlerle ona baktım. Yanağındaki ince bir çizgi kanıyordu. "Seni hayatımda istemiyorum." dedim ve arkama bir kere bile bakmadan yürümeye başladım. Tek istediğim ondan uzaklaşmaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dimitri V. Raskolnikov

Dimitri V. Raskolnikov

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 730
Gerçek Adı : M.

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Tek Suçum Seni Sevmekti Empty
MesajKonu: Geri: Tek Suçum Seni Sevmekti   Tek Suçum Seni Sevmekti EmptyPaz Ocak 20, 2013 10:22 pm

"Bu bana bütün bunları yaşattığın için Auésten." Yüzüne inen sert tokatla, kendine geldi. Olduğu yerde hafifçe sallanmasını durduğunda başını kaldırdı hızla. Elinden düşen yüzük ve kolyenin metalik sesi kulaklarında yankılandı genç adamın. "Seni hayatımda istemiyorum." Bu sözler yüzünde tebessüme neden olsa da şaşkınlık hakimdi daha çok. Yediği tokatın etkisindeydi. Yanağında oluşan kanamayı hissedebiliyordu fakat umursamadı. Yutkundu ve gözlerinden akan yaşın durmasını bekledi. Bastet'ın arkasından bakmadı fakat çok uzaklaşmadığını görebiliyordu. Derince bir nefes aldı. Derince nefes alması öfkesini dindirmiyordu. Asasını çıkardı ve havaya yönlendirdi. Öfkeyle bağırdı "Bombarda" Etrafaya yayılan patlama sesi rahatlamasını sağladı. Asasını hızla cebinde sıkıştırırken düşündü. Söyleyeceği şeylerin, tartmasını yaptı. Ama umurunda değildi. Eğer Bastet onu kırıyorsa, o da onu kıracaktı. Ne kadar çok seviyor olsa bile.

"Sana durmanı söylüyorum." Son sesi ile olduğu yerden bağırdı. Daha da hızlanan Bastet'ın peşinden koştu hızla. "Bastet!" Daha da hızlandığında onu belinden tuttu ve kendine çekti. "Beni dinlemeden nereye gidiyorsunuz Bayan Thomas." Yüzüne o ukala gülümsemesini yerleştirdi. Uzun zamandır o gülümsemeyi atmadığını fark etti. Gözlerini kısmış, öfkeyle bakıyordu. Karanlıkta parlayan jahverengi gözleri kesinlikle hayra alamet değildi. Genç kızı kendine çekti. Sıkıca sardı onu. Sonra kızın saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı ve fısıltı ile konuşmaya başladı. "Seni hiçbir zaman sevmedim, sevmeyeceğim. Her zaman kullandığım bir araçtın sen." Beyninin aniden durduğunu hissetti. Kesinlikle söylediklerine inanmasa da beyninin ürettiği şeyleri söylemeyi engelleyemiyordu. "Sana söylediklerimin hepsi yalandı. Kalbim hiçbir zaman seni sevmedi Bastet. Aynı senin beni sevmemiş olduğun gibi." Ellerini saçlarında dolaştırdı yavaşça. Kalbini canlandırmak için sarf ettiği son çabaydı, son dokunuştu ona. "O yüzük, sadece denemek için kullandığım basit bir şeydi. Seni seviyorum sözleri ise, ne anlama geldiğini biliyorsun." Yüzünü buruşturdu. Ona acıyormuş gibi davrandı. Fakat kendisine acımalı idi. Bu kadar mı düşmüştü? Bu kadar mı yorulmuştu güçlü olmaktan? Çok mu öfkeliydi yaşadıklarına, hayatına? Sonra ondan uzaklaştı ve ukala tavırla konuşmaya başladı. "Sana acıyorum biliyor musun? Bu kadar güçsüz ve kullanılmış olduğun için." Kahkaha attı ardından. Sonra yavaşça arkasını döndü. Seni seviyorum, lanet olsun ki seviyorum Dudaklarını kıpırdatarak söylediği sözlerden sonra göz yaşlarını engellememeye kadar verdi. Çünkü her ağladığında aklına gelen şey, yaşama sebebi olacaktı. Tırabzanların üstüne çıktı. Teninde hissettiği rüzgar ile, derince nefes aldı. Ellerini iki yana açtı. "Gitmekte özgürsün. Şimdi git ve asla beni düşünmeyeceğinden emin ol!" Tebessümle gökyüzüne baktı. Yakında, gökyüzünden seni izliyor olacağım. Ve sevdiklerime orada seni anlatacağım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bastet Thomas



Mesaj Sayısı : 1382
Gerçek Adı : Ekön.
Yaş : 26

Tek Suçum Seni Sevmekti Empty
MesajKonu: Geri: Tek Suçum Seni Sevmekti   Tek Suçum Seni Sevmekti EmptySalı Ocak 22, 2013 9:19 pm

Hızlı adımlarla kalp kırıklıklarımın son parçalarından uzağa ilerlerken derin bir nefes aldım ve hıçkırıklarımı tuttum. Artık ağlamak yok, duygu yok. Ne sevgi ne üzüntü. Adımlarımın nereye gittiğini bilmeden yürüyordum, öfkeyle söylenen büyünün sözlerine kadar. "Bombarda" Adımlarımı hızlandırdım. Öfkesini hissedebiliyordum. "Sana durmanı söylüyorum." Sesi kulaklarımda çınlarken adımlarımı iyice hızlandırdım. Durup bu dramaya daha çok katlanamazdım. "Bastet!" Koşmak için hareketlendiğimde beni yakalayıp kendine çekmişti. Kokusu ve teninin sıcaklığı çok tanıdıktı. Yutkundum. . "Beni dinlemeden nereye gidiyorsunuz Bayan Thomas." dediğinde gözlerine baktım. Öfkeden alev almışlardı. İntikam. Gözleri öfkeyle değil intikamla yanıyordu. Beni iyice kendine yasladı, sonrasında eliyle saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Nefesi kulağımı yalayıp geçiyordu. Konuşmaya başladığında donup kaldım. "Seni hiçbir zaman sevmedim, sevmeyeceğim. Her zaman kullandığım bir araçtın sen." Sesi bir cam kadar keskin, soğuk ve pürüzsüzdü. Yere yığılmamak için ayaklarımı daha sıkı bastım yere. "Sana söylediklerimin hepsi yalandı. Kalbim hiçbir zaman seni sevmedi Bastet. Aynı senin beni sevmemiş olduğun gibi." Elini saçlarımda gezdirdiğinde irkildim. Bu yaptığı neydi şimdi, kalbimin kırıklarını daha da ufalarken neden beni yakınında tutuyordu, neden dokunuyordu? Daha çok acı çekmem içindi. Cevabını biliyordum zaten. Acı çekmem için.

Beni tutan elleri gevşemişti, biraz geri çekildim. Yüzündeki acıma ifadesi bana acı veriyordu. "O yüzük, sadece denemek için kullandığım basit bir şeydi. Seni seviyorum sözleri ise, ne anlama geldiğini biliyorsun." Seni seviyorum. Evet, bunu çok söylemişti ve ben ona güvenmiştim. Kimseye güvenmemem öğretilmişti ama ben gözüm kapalı kalbimi ona emanet etmiştim. Benden iğreniyormuşçasına uzaklaştı. "Sana acıyorum biliyor musun? Bu kadar güçsüz ve kullanılmış olduğun için." Kullanılmış. Güçsüz. Acıyorum. Kafamda sözcükler yankılanırken arkasını dönmüştü. Bense gözlerimi uzak bir noktaya dikmiştim. Çakal başı ve yüzüğün parlaklığına. Derin bir nefes aldım ve duyduklarımı sindirmeye vaktim olmadığından onları bastırmaya karar verdim. Zaten bir Slytherin'li bunu yapardı. Benim duygularım olmamalı, kalbim olmamalı. Kendi kendime kafamda bunları tekrar ederken duyduğum sesle ona doğru baktım. "Gitmekte özgürsün. Şimdi git ve asla beni düşünmeyeceğinden emin ol!" Trabzanların üstüne çıkmıştı ve yanaklarında göz yaşı yolları vardı. Derin bir nefes aldım ve dehşetle geri çekilmemek için kendimi tuttum. Canımı yakarsa, canını yakardım bu kadar basitti. O intikam alıyorsa bende alırdım.

Kollarımı göğsüme kavuşturdum ve duruşumu dikleştirdim. "Herkese güvenmememi hatırlattığın için teşekkürler ilk başta."dedim sesimde hiç bir duygu yoktu, çünkü tamamen uyuşmuş durumdaydım. Derin bir nefes aldım ve ona bir adım yaklaştım. Gözlerimi düşmanca kıstım. Çünkü şu an bütün duygularımdan üstün olan öfkeydi. Çaresizliğin ve acının bile üstündeydi. Ona dudak bükerek baktım. "Acınası durumdasın, acizsin." Sonrasında gülümsedim ve kafamı salladım. " Sana kandığım için aptlamışım. Bütün kızlar gibi büyüne kapıldım, ama sorun şu ki Francis, sende benim büyüme kapıldın. Ve artık şu kadarcık umurumda değilsin. Ağlıyorsun aptal. Küçük bir kız gibi ağlıyorsun."dedim ve gülümsemeye devam ettim. Sonrasında trabzanların gerisine, boşluğa baktım. Sonrasında da ona meydan okurcasına. Bunu yaptığıma aklım başıma gelince pişman olacaktım. Ama şu an aklım başımda değildi, o durumdan çok uzaktaydım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dimitri V. Raskolnikov

Dimitri V. Raskolnikov

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 730
Gerçek Adı : M.

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Tek Suçum Seni Sevmekti Empty
MesajKonu: Geri: Tek Suçum Seni Sevmekti   Tek Suçum Seni Sevmekti EmptySalı Ocak 22, 2013 10:11 pm

Rüzgar, kesinlikle kendisini iyi hissettiriyordu. Gözlerini kapamıştı. Hissettiği boşluk duygusunu en iyi anlatan şeydi. Bastet'ın gitmediğini biliyordu. Onu hissedebiliyordu. Her an yere yığılmamak için kendini zorladığını biliyordu. Umursamadı. Yüzündeki o ,rüzgarı hissetmenin verdiği huzur, gülümsemeyle rahattı. "Herkese güvenmememi hatırlattığın için teşekkürler ilk başta." Sesini duyduğunda istifini bozmadı. Tek belirtisi, ellerini dikey tırabzanlardan birinden destek almasıydı. Sessinde ne duygu vardı ne acıma. Buz gibi donuktu. Aynı Francis'in şuan da buzlaşmaya başladığı kalbi gibi. Yavaşça gözlerini açarken gözlerini köprünün altındaki kayalıklara dikti. "Acınası durumdasın, acizsin." Bu sözü karşısında kaşlarını çattı ve ona döndü. Dudaklarını bükmüş, ukala bir hava katmaya mı çalıyordu? Çok başarısızsın. Ya da duygusuz olduğunu mu ifade etmeye çalıyordu? Ne kadar karşısında sert durmaya çalışsa da, görüşmedikleri andan itibaren kendisinin acı içinde kıvranacağını biliyordu. "Hah, ne demek. Her zaman sana hatırlatacağım bir şeyler olması güzel bir şey." Her zamanki sesinden farklı olarak, bir şarkının ezgileri biri mırıldanmıştı. Tek fark, sert ve alaycı tonlamasıydı.

Tırabzanların üstünden inmemeye kararlıydı. Bu yüzden tırabzanın üzerinde yavaş adımlar ile yürümeye başladı. Ne komikti değil mi? İki aşık, bir anda birbirinden nefret edecek dereceye geliyordu. Ve geldikleri nokta, hiçti. Hiçbir konu orta da yoktu ve geldikleri yer de bir hiç noktasıydı. Yanağında kurumuş olan gözyaşlarını sildi elleri ile. " Sana kandığım için aptlamışım. Bütün kızlar gibi büyüne kapıldım, ama sorun şu ki Francis, sende benim büyüme kapıldın. Ve artık şu kadarcık umurumda değilsin. Ağlıyorsun aptal. Küçük bir kız gibi ağlıyorsun." Kahkaha attı. Sert, duygusuz ve alaycı bir kahkaha.. Boşluğu arkasında bırakmıştı ve Bastet oraya bakıyordu. Atlamalı mıyım? "Hala kendini inandırmak için yaptığın kelime oyunları gerçekten de taktir edilecek seviyede Thomas. Ah, evet ağlıyorum. Ama bu beni küçük bir kız yapmaz." Dudaklarını ıslattı ve ekledi. "Aksine, uzun süredir güçlü olmaktan yorulduğumu gösterir. " Tek kaşını kaldırdı ve yüzündeki gülümsemeyi yayarak devam etti. "Güçlü olmanın kelime anlamını biliyor musun? " Tırabzanların üstünden indi ve Bastet'a doğru yürüdü hızla. Yakınına gittiğinde birkaç saniye sessiz kaldı. Ve sağ elini genç kızın kalbine koydu. "Aşkın büyüsüne kapılmış olan sendin, ben değildim. Ve bu kalp, asla benim önemsediğim bir şey haline gelmedi." Elini, genç kızın kalbinden hızla çekerken kendi kalbine koydu. "Ve bu kalp, asla senin için atmadı." Acı, hiç bu kadar yakından yakalamamıştı Francis'i. Başı ağırmaya başlamıştı. Ve istediği tek şey içmek, içmek ve sigaraydı. Aradığı tek şey.. Yakınında olan tek dostları.. Sessizce oturup Francis'i dinleyip, sessizce giderlerdi. Ve bu aslında.. Güçsüzlüğünün bir belirtisiydi. Öfkeli değildi, aşık değildi, duygusuz değildi, acımıyordu vs. Evet, bomboştu. Sadece beyninin ürettiklerine itaat ederek hareket ediyordu o kadar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Tek Suçum Seni Sevmekti

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-