AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Hero.

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jeremy N. Targaryen

Jeremy N. Targaryen

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 54
Gerçek Adı : Esin, yov.
Yaş : 27

Hero. Empty
MesajKonu: Hero.   Hero. EmptyPerş. Ocak 31, 2013 3:52 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.].
Jeremy N. Targaryenxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx Paige Wexler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeremy N. Targaryen

Jeremy N. Targaryen

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 54
Gerçek Adı : Esin, yov.
Yaş : 27

Hero. Empty
MesajKonu: Geri: Hero.   Hero. EmptyPerş. Ocak 31, 2013 8:04 pm

    Güneş bulutların arkasına gizlenip ortalığın kararmasına sebep olurken Jeremy, Yasak Orman'ın sadece kendisinin bildiğini düşündüğü girişlerinden birinin önünde duruyordu. Çoğu öğrenci yedi yıldan sonra okula bir daha dönmeyi düşünmezken Jeremy düzenli olarak Hogwarts'a girer ve genelde tanıdığı insanlarla takılırdı. Artık reşit olsa da ön kapıdan girmekten kesinlikle anlamıyordu, Yasak Orman'ın dehşeti çoğu zaman daha çekici bir yol olarak görünürdü ona. Attığı her adımda ayağının altında ezilen kuru toprak ve çürümüş otlar eşliğinde yine ormana girmişti o akşam. Gwin yanı başında gölge gibi ilerlerken aynı zamanda kendisinin adımlarını takip ediyor, çok uzaklaşmamaya çalışıyordu. Bir uluma sesi duyunca korkup omzuna çıktı. Jeremy ise dikkatli bir şekilde çevresini inceliyor, sağ elinde asası hazır bir şekilde ama tam tersi bir sakinlikle hareket ediyordu. Her zamanki görüntü ona hiç yabancı gelmemişti, ne olduğu belirsiz hayvanların sesleri ve büyük, karanlık bir orman. Havanın bulutlu olması nedeniyle erkenden akşam olmuştu. Tek sorunun bu olduğunu düşünüyordu o sırada, akşam yemekleri sırasında birkaç canavar rahatsız etmek pek iyi olmayabilirdi tabi. En azından Yasak Orman'da yaşayan canavarları rahatsız etmeden gidebileceği yolu biliyordu. Hogwarts'ın her tarafı gizli büyülerle kaplı olsa da Yasak Orman, içindeki ev sahipleri nedeniyle daha farklı büyülerle korunmuştu. Böylece genç büyücü bir yol bildiği sürece istediği gibi girip çıkabiliyordu, ne kolay. Bu akşam Hogwarts'a neden geri geldiğini bilmiyordu aslında, biraz fazla boş zamanı vardı sanırım. Akşamını Alex'i bulup rahatsız ederek veya mutfağa dalıp Gwin'e ve kendisine yiyecek bir şeyler alarak geçirebilirdi. Bir ses duyması ile aniden durdu. Bir dakika etrafına bakınıp sesleri dinledi ama birkaç baykuşun dışında hiç ses yoktu. Bir adım daha atıp yavaşça ilerlemeye başladı. Hogwarts bekçisi Yasak Orman'da olabilirdi aslında, onun hantallığından ve cüssesinden faydalanıp kendisini göremeden saklanabilirdi Jeremy. Ama daha farklı bir ses duymuştu sanki, biraz daha uzaktan. Düşünmeden güvenli yoldan çıkıp sesi duyduğu yöne doğru ilerledi, Gwin'de arkasından kendisine kızdığını gösteren sesler çıkartıp onu takip etti. Biraz merak ile başınıza iş açmamanız kesinlikle mümkün olamazdı. Ağaçların arasından Hogwarts'ın kulelerinden birini görene kadar ilerlemeye devam etti. Bir kız ve birkaç çocuk -görünüşe göre çocuklar fazlasıyla eğleniyordu, duyduğu seslerin onların gülmeleri olduğunu fark etti- büyük bir ağacın gövdesine dayanmış, konuşuyorlardı. Birkaç dakikalık izlemeyle tam olarak neler döndüğünü fark etti. Aslında oldukça basitti, Yasak Orman'a bu saatte dalmış birkaç çocuk ya sadece hava atmaya çalışıyordu ya da herhangi boş bir oda yerine Yasak Orman'ın daha yerinde olacağını düşünmüşlerdi. Arkasında durduğu ağacı yaslanmak için kullanıp kollarını birbirine kavuşturdu. Onu fark etmeleri kaç dakika alırdı acaba? Bir? İki?

    En sonunda kızı rahatsız etmelerine daha fazla dayanamayıp doğruldu ve onlara doğru ilerlemeye başladı. Bir yandan asasını görünür bir vaziyette elinde tutuyorken bir yandan da onu anca fark etmelerine şaşırıyordu. Bütün gözlerin kendisine dönmesiyle gördüğü ilgiden keyif alıp durakladı. "Üzgünüm ama, kızın sizinle pek ilgilendiğini sanmıyorum çocuklar." dedi basit bir gülümseme takınarak. Çocukların yüzündeki şaşkınlıktan Yasak Orman'dan birinin çıkmasını beklemediklerini anlayabiliyordu, birbirlerine attıkları bakışla fazla büyü bilmediklerini de görebilmişti. Göz ucuyla kıza baktı, tanıyor muydu onu? Alex'in arkadaşlarını ve bütün Gryffindor kızlarını ezberlemesi bir yana, onu daha önce gördüğünü pek sanmıyordu. Pelerinindeki parlak üniformadan renginin sarı olabileceğini fark etti sadece, Hufflepuff. Yanında duran sarışın çocuk konuşma çabalarına girince tekrar ona odaklandı. "Sen kendi işine bak." Bir parça cesaret sesinin tonunun değişmesine engel olamamıştı. Okuldan olmadığı için mi bu kadar ödlek olmuşlardı merak etmişti aslında. Sadece yedi ay önce mezun olması bir yana, karanlıkta onu tanıyamamışlardı belki de. Aralarında birkaç adım kalana kadar ilerleyip tekrar durdu, bu sefer hepsini net seçebiliyordu. "Peki o halde." dedi omuzlarını silkip asasını kaldırarak.



*:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Paige Wexler

Paige Wexler

Mesaj Sayısı : 323
Gerçek Adı : selis
Yaş : 26

Hero. Empty
MesajKonu: Geri: Hero.   Hero. EmptyC.tesi Şub. 09, 2013 11:47 pm

    Yalnız başına geç saatte yasak ormanda gezilmeyeceğini bilecek kadar büyümüştü artık Paige, ama nedense bazen bu bildiklerini bilmiyormuş davranmak son derece işine geliyordu. Yasak orman bu gece harikaydı, genç kız biraz temiz hava alabildiği ve doğayla iç içe olabildiği için mutluydu. Uzun zamandır dışarı çıkmıyordu, ikinci dönem son derece yoğun başlamıştı ve bu yoğunluk azalacak gibi değildi. Sınavlara çalışmak ve iyi notlar almak konusunda gayret gösterip durmak, son derece canını sıkıyordu. Paige kendini tıpkı bir stres topu gibi hissediyordu, omuzlarında fazla yük vardı. Ailesi her zaman dersler konusunda katı olmuştu, üstelik genç kızın Hufflepuff'a seçilmiş olduğunu da biliyorlardı! Hadi ama, Hufflepuff'a seçilmesinin bir nedeni vardı yani, boşu boşuna gitmemişti o binaya. Paige ders çalışması ve her konuda mükemmel olması gereken bir kız değildi. Hiçbir zaman olmamıştı, bunun için fazla saf, iyi ve tembeldi. Hem zaten o kadar mükemmel bir ders çalışma kapasitesi olsa Ravenclaw'a giderdi değil mi? Paige'in yapmaktan hoşlandığı şeyler listesinde dersler sonuncu sıradaydı. Genç kız şarkı söylemekten, dans etmekten, erkeklerle flört etmekten ve dostları ile-Annié, Juli, Drake ve Aaron- takılmaktan hoşlanırdı. Böyle şeyler yapmak ona yardımcı oluyordu, böyle şeyler yapınca kendini mutlu hissediyordu. Paige yürümeye devam etti, birkaç kuşun öttüğünü duyunca başını sesin geldiği yöne çevirdi ve gözlerini kısarak çalılara baktı. Ancak, dikkat etmesi gereken ses, kuşların sesi değildi. "Paige, güzelim. Ne yapıyorsun burada, bu saatte? Senin binanda oturup şarkı söylemen ve dünyanın ne kadar da güzel bir yer olduğunu zırvalaman gerekmiyor mu? Ah, anladım. Beni eğlendirmek için buradasın."

    Paige kendini beğenmiş ukalaya bakarak yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. Böyle şeyler duymaya alışkındı, son derece pozitif ve saf kişiliği okuldaki çoğu züppenin alay konusuydu. Her ne kadar bu sözleri duymak kalbini kırsa da, ilk zamanlardaki kadar kafasına takmıyordu artık. Kendisi ile ilk böyle konuşmaya başladıklarında, Paige hüngür hüngür ağlamıştı, henüz on üç yaşındaydı. Ancak zamanla ve arkadaşlarının yardımıyla bunu atlatmıştı ve onlara katlanmayı öğrenmişti. Şimdi ortadaki tek sorun, oradan nasıl kurtulacağıydı. Yalnızca karşısındaki salak olsa, oradan kolaylıkla giderdi ancak yanında birkaç arkadaşı daha vardı ve gitmesine izin vermeyecekler gibiydi. "Benimle uğraşmaktan başka yapacak bir işin olmaması çok üzücü, Benner. Ama sen de biliyorsun ki, bu benim suçum değil. Kafası samanla dolu bir gerizekalı olarak doğmuş olan sensin, belki de annenle babana kızmalısın bu konuda." Paige öne doğru bir adım attı, aralarındaki tartışma daha da büyümeden oradan gitmek istiyordu. Ancak güçlü bir elin kolunu kavramasıyla bir çığlık atması bir oldu. "Bırak beni, seni moron!" Kolunu tutan çocuğa bir tekme attı ve birkaç adım geriledi. En azından şimdi hepsinden uzaktaydı, ancak binasına gitmekte biraz zorlanacağı kesindi. Kalbi deli gibi atarken derin bir nefes aldı genç kız. Tam Benner ona doğru yürüdüğünde, çalıların arasından bir çocuk daha çıktı. Paige gözlerini devirdi, daha ne kadar kişi onlara katılacaktı acaba? Benner ve tayfasına küçümser bakışlarla bakan yeni gelen çocuğun, onlardan biri olmadığını anlaması çok sürmemişti Paige'in. "Üzgünüm ama, kızın sizinle pek ilgilendiğini sanmıyorum çocuklar." Paige rahatlamış bir şekilde derin bir nefes aldı ve Benner'ın yüzüne baktı. Aptal, züppe Slyhterinli. Şaşkınlıkla çocuğa bakan Benner ve arkadaşlarına gülmemek için zor tuttu kendini Paige, ortalığı daha da karıştırmamak adına bunu yapması lazımdı. "Sen kendi işine bak." Benner'ın cevabı son derece sertti, ancak ses tonu bu sert yanıtla büyük bir tezat oluşturuyordu. "Peki o halde." Asasını çıkaran çocuk, Benner ve grubunun daha da korkmasını sağladı. Benner titreyen kollarını cübbesinin içine soktu ve kendi asasını çıkardı. Paige faltaşı gibi açılmış gözlerle çocuklara bakıyordu. İçinden küfürler savurdu. Lanet olsun ama, sadece temiz hava almak istemişti! "Durun!" Kendini daha fazla tutamamıştı genç kız. Benner ile adını bilmediği çocuğun arasına geçti ve yüzünü Benner'a döndü. "Gitsen iyi olur, Benner. Kendini yeterince küçük düşürdün zaten. Bayan Marlow'a olanları anlatmamı istemezsin öyle değil mi? Kimin suçlu olacağını ve kimin ceza alacağını ikimiz de biliyoruz. Hadi, naş naş! Önce Paige'e, sonra asasına, sonra da Paige'in arkasındaki çocuğa bakan Benner yüzünde tehditkar bir ifade ile "Bu iş burada bitmedi, Paige Wexler. Bana ettiğin hakaretlerin bedelini ödeyeceksin." Paige yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. "Ancak sen de kendi ettiğin hakaretlerin bedelini ödersen, Benner." Benner hışımla arkasını döndükten sonra, yandaşlarına "Gidelim!" diye böğürdü. Ardından yalnızca ay ışığının aydınlattığı karanlık ormanda, çalıların arasında kayboldular.

    Paige arkasını döndü ve kendisine hafifçe gülümsemekte olan çocuğa baktı. O gece başını beladan kurtarmıştı, genç kız teşekkür etmesi gerektiğini biliyordu. Ancak ağzını açtığı anda başının döndüğünü hissetti ve bir elini çocuğun omzuna koyarak ondan destek aldı. Diğer elini de başına götürdü ve kendine gelmeye çalıştı. Anlaşılan bu hakaretleri duymak sandığından fazla sarsıyordu onu. İki derin nefes aldı ve yüzünde mahcup bir ifadeyle çocuğa baktı tekrar. "Teşekkür ederim, başımı beladan kurtardın. Benner adlı beladan." Paige yüzünü ekşitti ve gözleri hala çocuğun omzunda durmakta olan eline kaydı. Panikle elini geri çekti ve kollarını göğsünde birleştirdi. "Ben Paige, duyduğun üzere. Senin adın nedir? Ayrıca, seni okulda görmedim hiç. Hogwarts'dan değilsin, burada ne yapıyorsun?" Hogwarts'dan olmayan ve yasak ormanda gezinen yabancılar genellikle güvenilir kişiler olmazlardı. Ancak, bu geceki yardımseverliğinden sonra çocuk hakkında hemen kötü düşüncelerine kapılmaması gerektiğine karar verdi Paige. Hem, çocuk iyi olduğu kadar yakışıklıydı da.


:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeremy N. Targaryen

Jeremy N. Targaryen

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 54
Gerçek Adı : Esin, yov.
Yaş : 27

Hero. Empty
MesajKonu: Geri: Hero.   Hero. EmptyCuma Şub. 22, 2013 9:38 pm

    Tam da akşamının çok sıkıcı olmayacağını düşünmeye başlamıştı ki Hufflepuff'lı kızın sarışın çocukla arasına girmesiyle umudunu yitirdi. Kız sırtı ona dönük bir şekilde önünde dururken ellerini beline koymuş, daha konuşmadan kendisini ifade ediyordu. Genç büyücü şimdi biraz daha yakınında olan kızın kahverengi saçlarının omuzlarına döküldüğü bile net olarak görebiliyordu. Dik duruşu kendisine ve karşısındaki velete karşı olan cesaretinden mi yoksa gizlenmeye çalışılmış korkudan mıydı? Büyük ihtimalle hiçbiri. Sonunda o ince sesinin bastırılmış bir kızgınlıkla duyulmasını sağladı, kesinlikle yanılmıştı. "Gitsen iyi olur, Benner. Kendini yeterince küçük düşürdün zaten. Bayan Marlow'a olanları anlatmamı istemezsin öyle değil mi? Kimin suçlu olacağını ve kimin ceza alacağını ikimiz de biliyoruz." Sarışın çocuğun yüz ifadesi kesinlikle görülmeye değerdi. Belki oradaki kimse fark etmiyordu ama, kendisi sanki birkaç yıl önce kendisi de aynı şeyleri yapmamış gibi bilmiş bir ifade ile sırıtıyordu. İkiye karşı bir avuç aptal, bu kadar düşünmene gerek yok Benner. Büyük ihtimal o kafasının içinde bir şeyler yavaş çalışıyor olacak ki, birkaç dakika sonra yüzüne sert görünen bir ifade oturtup arkadaşlarını yanına topladı. "Bu iş burada bitmedi, Paige Wexler. Bana ettiğin hakaretlerin bedelini ödeyeceksin." Paige Wexler. Diğerleri uzaklaşırken Jeremy kızın ismine takılmıştı, hoş. Aleks olsaydı büyük ihtimal biraz melodik sıfatını takardı, kendisine göre bir isme yakıştırılabilecek tuhaf bir kelime. Dikkatini tekrar Paige'nin sesine verdi. "Ancak sen de kendi ettiğin hakaretlerin bedelini ödersen, Benner." Jeremy sessizce olanlara gülmeye başlarken Benner ve arkadaşları geriye doğru kaçmaya başlamışlardı bile. Hazır cevap bir Hufflepufflı ile mi karşı karşıyaydı? Asasını cebine koydu, ihtiyacı olmayacaktı.

    Paige kendisine doğru bir bakış attığında Jeremy bir şeyler söylemeye hazırlanıyordu, muhtemelen 'İyi işti!' veya 'Selam, ben Jeremy.' tarzında, basit cümleler. Ona doğru bir adım attığında işlerin bu cümleler yönünde gitmeyeceğini fark etmişti. Paige'yi düşmeden belinden yakalayıp dik durması için yardım etti, kızın elinin nazikçe omzunda durduğunu hissediyordu. Kendisi gelmeden önce bir şeyler mi olmuştu? Belki de Yasak Orman'da olmak veya aptal insanlara yakın olmaya alerjisi falan vardı. Paige'e bakıp Hogwarts'a gidilecek mesafeyi ölçmeye çalışıyorken Paige derin bir nefes alıp iyi olduğunu belli edecek şekilde ellerini salladı. Jeremy elini istemeden de olsa belinden çekti, her ihtimale karşı hala dibinde duruyordu gerçi. Ay ışığının zayıf parlaklığında cadının mahcup bir ifade ile kendisine baktığını fark etti. "Teşekkür ederim, başımı beladan kurtardın. Benner adlı beladan." Yüzünü ekşitti. Jeremy istemsizce güldü, sadece kenarda durarak Paige'i o çocuklardan kurtarmış sayılabilir miydi cidden? Eh, görünüşe göre Paige öyle düşünüyordu. Bozma bunu Jeremy. Omzunda bir hareket hissedince başını çevirdi, Paige'nin sıcak elinin hala orada durduğunu yeni fark etmişti. Kız hızla elini çekip kollarını kavuşturdu. Jeremy kısa bir süre etrafına bakıp patikanın yerini tespit ederken Gwin yanlarına geldi. Ağzındakinin büyük ihtimalle fare olduğu gerçeğini Paige'den saklamak amacıyla Gwin'in önünde durup gülümsedi, kız çığlığı büyük ihtimal Yasak Orman'daki her şeyi bulundukları yere çekerdi. Beraber patika boyunca ilerlerken Paige, bütün dikkatini yola ve Jeremy'e vermiş bir şekilde konuşmaya başladı. "Ben Paige, duyduğun üzere. Senin adın nedir? Ayrıca, seni okulda görmedim hiç. Hogwarts'dan değilsin, burada ne yapıyorsun?" Çok fazla soru, başlangıç için hepsini birden açıklamak zor. Sadece son sorusu bile buradan Londra'ya dönüşüne yetecek kadar cevap içeriyordu; hiç. Hogwarts'ta neden olduğuna dair bir fikri başından beri yoktu zaten, bir de aniden Yasak Orman'da belirme kısmını açıklaması için bir şey bulması gerekecekti. 'Yılın belli günlerinde Yasak Orman'a gelir ve birkaç insan korkuturum, benim işim bu.' Cevabını düşünürken aynı zamanda cevaplamamak için başka neler söyleyebileceğine karar vermeye çalışıyordu. "Yasak Orman'dan çıkmış birine karşı çok fazla soru soruyorsun, Paige Wexler." dedi bir gülümseme takınarak. Kızın bakışlarını görünce biraz daha güldü. Hemen bir şeyler söylemezse ormanın derinliklerinde yaşayan psikopat düşüncesi yerleştirecekti kafasında. Kibar ol. "Ben Jeremy, Jeremy Targaryen. Eski Gryffindor öğrencisi." Eski! Eski. Tanrım. "Yeni mezun, geçen yıl. Arada okula dönmeyi severim." dedi kaşlarını kaldırıp Paige'e bakarken. Paige? Wexler? Yeni tanıştığın birine nasıl seslenirsin ki? Soyadıyla seslenmek biraz kaba olurdu sanırım. Tanrım, kızlarla konuşmak hatırladığından daha zordu! Aleks ile konuşması kolaydı çünkü kibar olması falan gerekmiyordu, veya ona sadece gıcık akraba gözüyle bakmış olduğundan da olabilirdi. Son sevgilisi Sarah'tı, Londra'dan. Bir buçuk yıl kadar çıktıktan sonra Jeremy onu gerçekten sevdiğine inanmaya başlamıştı, olaylı bir ayrılıktan sonra fikirleri çabuk değişmişti tabii. Şimdiye kadar çıktığı kızlarla sürekli kötü sonlara denk geliyordu, aşk hayatı konusundan kesinlikle umutsuz vaka bölümüne geçmişti. Sarah tekrar aklına geldiğinde kendini kötü hissetti, cidden, bunu şimdi mi hatırlaması gerekiyordu? Genelde birkaç bardak içki almadığı günler onu hatırlamamayı tercih ederdi tabi. Derin bir nefes alıp yosun ve toprak kokusu arasında düşüncelerini değiştirmeye çalıştı. Fark ettirmeden Paige'e baktı, kendisi hakkında ne düşünüyordu acaba?

    Manzara biraz değişmeye başlamışken ağaçlar sıklığını koruyordu, pek umursamamıştı ama etraflarında bu noktadan sonra herhangi bir canavar olamayacağını düşünerek rahatladı. Paige'nin sessizce yanında ilerlediğini fark edince tekrar konuşmaya başladı, şimdilik manyağın teki olarak bir şekil çizmemek için bir şeyler söylese yeterdi sanırım. "İkinci soruna gelirsek, burada ne aradığım konusunda henüz bir fikrim yok. Biraz fazla boş zamanım ve gizli geçitler konusunda fazla bilgim vardı, bende belki Hogwarts'a gelip bir kızı tuhaf tiplerden kurtarırım diye umuyordum." Paige'nin gülümsemesi gözünden kaçmamıştı. Durdukları noktada ağaçların üstünden bir bakış attığında uzun zaman sonra tekrar Hogwarts'ın ihtişamına bakarken buldu kendini. Burada kalmayı ne kadar çok istediğini hatırlıyordu, taş duvarların arasında bütün hayatını geçirebilecek gibi hissetmişti son senesinde. Profesör olmak bile aklından geçmişti kısa bir süre, ama bu hayatın kendisine göre olmadığını yaz tatilinde fark etmişti. Hogwarts'ta keşfedecek şeyleri hala tekrar gelip kurcalayabilirdi, profesör olup hayattan bezmiş öğrencilerle hayatından bezmiş bir adam olarak kalmak istemiyordu. Sihir Tarihi profesörü gibi mesela. Tekrar Hogwarts'a baktı, bakışlarını yukarı doğru çevirdiğinde kulelerin ucu neredeyse bulutların arasında kaybolduğunu fark etmişti. Okulun içinde yanan mumlar ve gaz lambaları dışarıdaki gecede sıcak ve rahat bir yer olduğu etkisini bırakıyordu. İstemsizce büyük bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Belki profesör düzeyinde buraya asla geri gelmeyecekti, ama Hogwarts'ı ilk gördüğünde neler düşündüğünü asla unutmayacaktı. Derin bir nefes alıp elini saçlarında gezdirdi. Bir şey söyle, hemen. "Daha iyi hissediyor musun? Yasak Orman ve birkaç tuhaf insan insanın sinirlerini oldukça bozabiliyor." En sonunda tanışma merasimini aşıp onu bulduğu noktaya geri dönmeyi başarmıştı. "Ayrıca bir sorum daha var, adın dışında hiçbir şey bilmiyorum. Bir de Hufflepuff kıyafetleri var tabii. Kaçıncı sınıfsın ve neden seni sadece koridorlarda birkaç kez denk gelmiş biri olarak hatırlıyorum?" Çok mu soru olmuştu? İşleri batırma Jeremy, bu sefer de olmaz.



:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Paige Wexler

Paige Wexler

Mesaj Sayısı : 323
Gerçek Adı : selis
Yaş : 26

Hero. Empty
MesajKonu: Geri: Hero.   Hero. EmptyCuma Mayıs 24, 2013 2:12 pm

    "Ayrıca bir sorum daha var, adın dışında hiçbir şey bilmiyorum. Bir de Hufflepuff kıyafetleri var tabii. Kaçıncı sınıfsın ve neden seni sadece koridorlarda birkaç kez denk gelmiş biri olarak hatırlıyorum?" Paige Jeremy'nin söylemiş olduğu sözlere gülerek yanıt verdi, ancak son sorduğu soruya yanıt vermek için birkaç saniye düşünmesi gerekiyordu. Hafifçe kaşlarını çatarak Jeremy'i okulda görüp görmediğini hatırlamaya çalıştı, ancak bir türlü tanıdık biri olarak yer edinemiyordu çocuk zihninde, bir yabancıydı ancak Paige onun böyle kalmasını istemiyordu elbette. Darren ile de böyle tanıştığını hatırladı Paige bir anda ve yüzünün anında solduğunundan emin bir şekilde başını öne eğdi. Gece vakti olmasına rağmen, Jeremy'nin yüzündeki solgunluğu farkedeceği gibi aptal bir düşünceye kapılmıştı. Darren Paige'in ilk aşkıydı ve Paige nedensiz terk edilişinden bu yana, Darren'a olan sevgisini bir türlü sonlandıramamıştı, evet, çocuğu düşünmek artık daha az acı veriyordu ve Paige artık Darren için ağlamamayı öğrenmişti, ancak hala kalbinde ona duyduğu sevginin biraz bile değişmemiş olduğunu reddedemezdi. Bir mektup bırakmıştı Darren yalnızca, Paige'in mektupta yazanları anlaması çok uzun sürmüştü, ilk birkaç gün bunun bir şaka olduğunu düşünmüştü ancak sonra arkadaşları gerçekle yüzleşmesine yardımcı olmuşlardı. Bu bir şaka değildi ve Darren gitmişti. 'Onu unutman gerek yoksa beni de katil edeceksin,' demişti Annie, son derece ciddi bir ifade ile. Chris komiklikler yapmış, Aaron Paige'in onunla çıkabileceğini ve böylece Darren'ı unutabileceğiyle ilgili zırva şakalar yapmıştı-ve Paige güldüğü zaman, şaka yapmadığını ve son derece ciddi olduğu konusunda son derece ısrar etmişti genç adam-, Julius ve Drake de, Chris gibi Paige'i sürekli mutlu edecek ve zihnini Darren'dan uzaklaştıracak şeylere odaklanmışlardı. En nihayetinde, Paige Darren yüzünden acı çekmemeyi ve yeniden gülümsemeyi öğrenmişti. Paige'i Paige yapan, parlaması ve ışık saçmasını sağlayan o gülümsemesi.

    Yıllar sonra Darren ile Londra'da karşılaştıklarında ise, Paige Darren'ın ilk gittiği günlerdeki gibi hissetmişti kendisini. Küçücük, savunmasız, Darren olmadan yaşamak istemeyen aptal bir kız gibi ve sonra, arkadaşları gelmişti aklına. Sabahlara kadar onunla oturup, kollarını Paige'e dolayan ve ağlamamasını mırıldanan Annie, Paige'i güldürmek için adeta birer maymuna dönen Juli, Chris, Ron ve Drake... Paige dostlarının bu emeklerini, uğraşlarını hiçe sayarak eskiye dönemezdi, bundan emindi. Darren ile eski bir dostu ile karşılaşmış gibi konuşmuştu ve sarılıp ayrıldıklarında, yine ve yeniden, hayatta çektiği tüm acıların on katı kadar acı çekmişti. Ama artık iyiydi. Artık, acı çekmiyordu. "Şey... Belki de yeteri kadar dikkatli bakmamışsındır ve bu yüzden ikimiz de birer yabancıyızdır şimdi. Ama önemi yok, bundan sonra yabancı olmamaya gayret edelim, ne dersin?" Paige güldü ve yavaş adımlarla yürümeye devam etti, Jeremy de onunla yürüyordu. Jeremy'nin soyadı geldi bir an Paige'in aklına, yere düşmüş yaprakların üzerine basarken çıkardıkları hışırtılı sesler arasında. Targaryen. Bu soyad nedense son derece tanıdık geliyordu genç kıza, okulda kimin soyadı Targaryen'dı? Ah! Merlin! Paige şaşkınlıkla Jeremy'e döndü ve aklına o saniyede gelmiş olan tüm sorular cevap buldu. Aleksandra Targaryen'ın bir akrabası olmalıydı bu çocuk, yüzlerinin ne kadar benzer olduğunu şimdi daha iyi görebiliyordu. Chris yüzünden son zamanlarda Aleksandra'yı çok incelemiş olduğundan, kızı rüyasında bile görse şaşırmazdı ve şimdi, Aleksandra'nın biraz daha değişik ve erkek versiyonu duruyordu karşısında.

    "Ah, sanırım... Sanırım seni tanımasam da bir akrabanı tanıyorum," dedi Paige ve gülümsedi. "Aleksandra Targaryen ile bir bağlantın olabilir mi?" Gökyüzünün daha açık olduğu bir yere çıktılar, okul arazisine daha da yaklaşmışlardı şimdi. Paige gecenin bu saatinde yatakhanede olması gerekirken burada olduğu için, binasının puan kaybetmesine neden olabilirdi, üstelik puan kaybetmek dışında, sorumsuzluğundan dolayı alacağı bireysel cezayı düşünmüyordu bile. Ancak nedense Jeremy ile yürümek için, bu risklerin hepsini göze alabilirmiş gibi geliyordu.


:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Hero.

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Not my hero.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-