AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Hiç Bir Şey Unutulmaz

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Hiç Bir Şey Unutulmaz Empty
MesajKonu: Hiç Bir Şey Unutulmaz   Hiç Bir Şey Unutulmaz EmptyÇarş. Ocak 23, 2013 9:56 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] - [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Adrian Mikael Black - Lulu Hellenna Bones
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Hiç Bir Şey Unutulmaz Empty
MesajKonu: Geri: Hiç Bir Şey Unutulmaz   Hiç Bir Şey Unutulmaz EmptyÇarş. Ocak 23, 2013 10:31 pm

Yarıyıl tatilinde okulda kalmıştım. Neden mi? Eve gitmeme sebebim ise.. Her zamanki gibi Clary.. Eğer eve gitseydim, annem ne olduğunu soracaktı. Beni bu halde gördüğü için çok üzülecekti. Buna gerek yoktu. O yüzden burada, kalıp toparlanmaya çalışıyordum. Müzik sınıfında üstü örtülmüş bir ayna vardı. Üstünde ki örtüyü kaldırıp kenara koydum. Üstünden uzun zamandır dokunulmadığın belli eden bir toz tabakası kalktı. Aynanın karşısında durdum. Kendimle mücadele ettim. Acba yansıyan görüntüyü görmeye gücüm var mıydı? Yavaş yavaş başımı kaldırdım. Ama bir türlü gözlerimi açamıyordum. Açamıyordum... Bir yandan Clarissa'nın görüntüsü zihnimde, diğer yanda ise karşıma çıkacak kabus gibi manzara. Cesaret edemiyordum.
Sonunda yavaşça gözlerimi açtım ve aylardan beri ilk defa kendime, dikkatle, çok ama çok dikkatle baktım..

Ben... Bir damla göz yaşı yanağımdan aşağıya aktı.. Çökmüştüm. Yaşayan bir ölü gibiydim... Acınası bir halde. Çok zayıftım. Elmacık kemiklerim iyice belirginleşmişti. Göz altlarımda derin çukurlar vardı. Ayrıca rengim solmuştu. Ellerimi kaldırdım ve yüzüme dokundum. Bakışlarım ellerime kaydı. Ellerim!. Bir damla daha yaş diğerinin peşine gitti. Ellerimde hiç insani bir şey yoktu. Görmeye bile tahammül edemeyeceğim kadar kemiksi vee... Hayır!. Bir başka yaş kendine bir yol buldu... Sanki.. Sanki.. Kendimi kendime anlatamıyordum. Kelimeleri bıraktım, duygularım, hayal gücüm, buna yetmiyordu. Elimi yüzümde gezdirdim. Bir an için gözlerim saçlarıma takıldı. Saçlarımın da mahvolduğunu gördüm. Kızların dokunmak için birbiriyle yarıştığı saçlarım. Benim bile kendimde en çok hayran olduğum özelliğimdi. Şimdi ise uçları kırılmış, darmadağınık ve solgundu. Kendimi incelemeye devam ettim. Omuzlarıma takıldı gözlerim. Eskiden kalma bir genişliğe sahipti ve cami yıkılsada mihrap yerinde duruyordu. Fakat eskisi kadar hoş görünmedi bana.

En sonunda daha fazla kendimi izlemeye devam edemedim. Döndüm ve orada ki piyanonun başına gittim. Elimi üzerine koydum ve kendimi toparlamaya çalıştım. Bir kaç dakika sessizce hiç kıpırdamadan bekledim. Clary ile ilgili her bir düşünceyi anıyı zihnimden boşaltmaya çalıştım. Ama sanki daha fazla içine gömülüyordm. Başımı salladım sanki daha öncesinde yaşadığım bir şey vardı ve hatırlayamıyordum. Bunun ne olduğunu bulmalıydım. Sanki kendi zihnim içinde katlı duran bir bir.. Ah!.. Gene kaçırdım..

Derin bir nefes aldım ve yerimde doğruldum. Bakışlarm piyanonun üzerinde dolaştı. Kuyruklu bir piyanoydu bu. Piyanonun başında Clary ile baya vakit geçirmiştim. Onun için bazı parçalar çalmıştım ve ondan ayrıldığımızdan beri de elimi sürmemiştim. O yüzden piyanonun etrafında dolaştım ve piyanonun klavyesi üzerinde ki kapağı kaldırdım. Sonra ellerimi bir bir tuşların üzerinde gezdirdim. Yavaşça inceden kalına doğru bütün notaları çaldım. İçimde ani bir kıpırtı oldu. Elimde olmadan koltuğa oturdum ve parmaklarımı klavye üzerinde gezdirmeye başladım. Önce yavaça. Bir çok yerde hata yaptı. Ancak tekrar tekrar denedim ve bazı şeyleri hala unutmadığımı fark ettim. Yavaşça aklımda kalan bir parçayı çalmaya başladım. Piyanonun sesi ruhumda bir yerlere dokunuyordu sanki. Kendimi tuhaf bir şekilde huzurlu hissediyordum. Neden buraya bunca zaman hiç gelmediğimi merak ettim. Sonrada kendime kızdım.

Parçada daha akıcı olan bir yere geldiğimde, piyanoyu artık ellerimle değil, kalbimle çalıyordum....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lulu Hellenna Bones
V. Sınıf
V. Sınıf
Lulu Hellenna Bones

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 124
Gerçek Adı : Gökçe

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Hiç Bir Şey Unutulmaz Empty
MesajKonu: Geri: Hiç Bir Şey Unutulmaz   Hiç Bir Şey Unutulmaz EmptyPaz Ocak 27, 2013 3:50 pm

    Lulu üzerindeki hırkaya iyice sarılarak hızla yürümeye devam etti. Karı gerçekten sevmesine rağmen soğuğu hiç hazmetmiyordu; soğuk onun için dayanılmazdı. Dışarıda geçirdiği birkaç kar savaşlı, sulu ve soğuk günden sonra o gün içeride kalmayı tercih etmişti. Arkadaşları onu dışarı çağırınca da onları terslemesinin sebebi bundan dolayıydı. Onlarla birlikte gitmek yerine kitap okuyup şatoyu turlamayı tercih etmesinin belki de şimdi aptallık olduğunu düşünüyordu, biraz daha soğuk çekip eğlenmeliydi belki de. Yine de olan olmuştu ve şimdi arkadaşları kim bilir nerelerde neler yapıyordur; onların peşinden gitmek istemiyordu şuan. Bu yüzden hızla bulunduğu alanda yürümeye devam etti. Hogwarts'ta geçirdiği beşinci yılın ortasında olan kız halen şatoyu tamamen öğrenememişti, o kadar büyüktü ki! Hafızası iyi olmasına rağmen bir türlü öğrenemiyordu; hangi tablo neredeydi, hangi heykel nerede bulunurdu, en iyi nerede gizlice konuşulurdu. O da kitabını bitirince şatoyu turlamaya karar vermişti ve bacakları bunun için ona teşekkür etti, birkaç saat oturduktan sonra yürüyüş onlara çok iyi gelmişti. Lulu fiziksel aktiviteyi çok severdi; onun için vazgeçilmezlerdendi. Her türlü sporu deneyebilirdi, tabii çok tehlikeli bulmadığı ve fazla yüksek bir yerden yapılmadığı sürece. Yükseklik korkusunun nasıl olduğunu bilmiyordu ama babasından ortaya çıktığını düşünüyordu, kaya tırmanışına bayılan annesinden bu özelliği alması biraz zordu. Hatta annesiyle kaya tırmanışına gittiği ilk zamanı hatırlayıp irkildi. İlk başta bunu yapabileceğini kalpten inanmış bir şekilde tırmanmaya başlamış ama kendine güvenen tarafı daha on beş metre yükseklikteyken rüzgarla yozlaşan toprak gibi yok olmuştu. O anki paniği ve korkuyu hatırlıyordu ama annesinin olması onu rahatlatmıştı, bu sayede de rahatça yere ayak basabilmişti. Hatta az kalsın yere yatıp ana karayı öpecekti ama kendini tuttu. Bu düşünce üzerine yüzüne hafif bir gülümseme yayıldı, bu eski anıyı hatırlamak nedense onu nostaljik yapmış ve evini özlemesine neden olmuştu. Yine de tatilde Hogwarts'ta kalma kararından pişmanlık duymuyordu, hem seneye eve gidebilirdi. Gerçi bu seneyi daha tamamlamalarına çok vardı, aklı derslerine kayarken hüzünlü bir piyano sesi takıldı kulağına. Çalınan parça güçlüydü ve kalp parçalayıcı derecede üzücüydü, Lulu'nun gülümsemesi anında silinmişti. Yine de parça çok güzeldi ve bunu çalan insanın merakıyla müzik odasına yavaş adımlarla yaklaştı. Kapıyı dikkatle araladı, çalan kişiyi rahatsız etmemeye özen gösteriyordu. Karşısına ise Adrian çıkınca bir an şaşırdı. Onu burada bu hüzünlü şarkıyı çalarken görmeyi beklemiyordu ama yine de mantıklıydı. Herkesten belki de daha iyi biliyordu kız çocuğun Clary'e olan özlemini. Yüzüne samimi ve sıcaklık yayan bir gülümseme yerleştirip odaya girdi ve çocuğun yanına oturup omzuna dokundu hafifçe. "Hava bu kadar güzel ama sen kendini buraya kilitleyip hüzünlenmeyi tercih ediyorsun! Kar topu savaşında gözlerimiz seni arıyor." dedi sıcak bir tavırla. Bu sözler aslında insanları gücendirebilecek sözlerdi ama Lulu'nun ses tonu bunun aksini ifade ediyordu, gücendirmek amacından çok kendi hüznün o derin kuyusuna bırakmış arkadaşına el uzatıyor ve onu oradan çekip kurtarmak istiyordu. Bu yüzden de arkadaşına bunu gülümsedi ve kızın çocuğa olan bakışları 'ben buradayım' diyordu resmen. 'Bana ihtiyacın olduğun sürece buradayım.'


    Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Mikael Black
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Adrian Mikael Black

RP Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 436
Gerçek Adı : Adrian
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Hiç Bir Şey Unutulmaz Empty
MesajKonu: Geri: Hiç Bir Şey Unutulmaz   Hiç Bir Şey Unutulmaz EmptyPaz Şub. 10, 2013 8:37 pm

Şarkı çalmayı bitirdiğimde gözümden akan son damla yaşı sildim ve doğruldum başımı yukarı doğru kaldırdım. O sırada kapı hafifçe gıcırdadı. Başımı hızla çevirip gelen kişiye baktım. Lul! Gerçio yabancı sayılmazdı. Ama yinede biraz sıkılmıştım. Kimsenin görmesini istemediğim bir durumdu bu. Elimle yüzümü ovuşturdum ve ağladığımı anlamamasını umdum.

Yanıma doğru yürüdü ve;
"Hava bu kadar güzel ama sen kendini buraya kilitleyip hüzünlenmeyi tercih ediyorsun! Kar topu savaşında gözlerimiz seni arıyor."dedi. Sonra yavaşça yanıma oturdu. Elini kaldırıp omuzuma koydu. Hafifçe sıktı ve yüzünde çok içten bir gülümseme ile bana baktı. Gözleri sıcacıktı ve yardım etmek istediğini belli ediyordu.

Onun bu bakışı karşısında istemsizce tepki verdim. Elimi kaldırdım ve elinin üstüne koydum. Hafifçe sıkarak fısıltıyla konuıştum.
"Herşey için minnettarım, Lul." Gerçi adı Lulu idi ama kısaca Lul diyordum. Ona Lul demesini seviyordum. "Bunca zaman yanımda olduğun, ve bana destek verdiğin için minnettarım.. Teşekkürler" dedim fısıltı düzeyinde bir ses tonu ile. Ona bakmaya devam ettim. Bir dakika kadar sonra elimi onun elinin üzerinden çektim ve Piyanoda bir kaç tuşa bastım. Sonra normal bir ses tonu ile konuştum.
"Ee. Senin için birşey çalmamı ister misin?"
dedim. Sonrada ona gülümseyerek baktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Hiç Bir Şey Unutulmaz

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-