AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Martin Francisca
Ravenclaw Bina Sorumlusu & KSKS Profesörü
Ravenclaw Bina Sorumlusu & KSKS Profesörü
Martin Francisca

RP Yaşı : 33
Mesaj Sayısı : 240
Gerçek Adı : Adrian Mikael Black
Yaş : 34

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders Empty
MesajKonu: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders   Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders EmptyÇarş. Şub. 13, 2013 11:08 pm

    Sınıfa girdim. Yavaşça masaya doğru yaklaştım ve elimdekileri masanın üzerine bıraktım. Asamı hafifçe sallayarak perdeleri açtım. İçeri güneş ışığı girmesini sağladım. Sonrasında masanın üzerine bıraktığım kutuları aldım. Daha önce yerleştirdiğim dolaplara yaklaştım. Dört dolap ve dört kutu vardı. Kutuların içinde böcürt vardı. Böcürtleri yakalamak o kadar kolay değildi. Oldukça uğraştırmışlardı ancak, bu çabaya değmişti.

    Bu gün öğrencilerime çok güzel şeyler öğretecektim. Daha önce böyle bir ders işlediklerinden şüpheliydim açıkçası. Böcürtleri sırayla dolaba kapattığımda, tok küt sesini duymak hafif rahatsız edici olsa da memnuniyet vericiydi. Eğer böcürt orayı beğenmezse ve dolabı parçalayıp dışarı çıkmaya çalışırsa, onu tekrar kontrol etmek zorunda kalacaktım. Bu da ders öncesi istemediğim bir şeydi.

    Ben bunları düşünür ve böcürtleri yerleştirirken zil çaldı. Bende son hazırlıklarımı yaptım ve geçip yerime oturdum. Genellikle dersin başlamasından bir kaç dakika önce gelir ve öğrencilerimi beklerdim. Bunu yapıyordum çünkü yılların verdiği birikimi öğrencilerimle paylaşmayı çok istiyordum.

    Zaman geçti ve öğrencilerim gelmeye başladı. Yavaşça derslik doldu. En son öğrencide gelip yerine oturdupunda asamı çıkardım ve kapıya doğru salladım. Kapı kapandı ve ben ayağa kalktım. Dersliğin ortasına doğru yürüdüm ve;

    "Evet arkadaşlar. Hepiniz hoş geldiniz. İkinci dönemin ilk Karanlık Sanatlara Karşı Savunma derrsinde sizlere çok özel büyüler göstereceğim." Asamı içinde böcürt bulunan doplara doğru salladım ve dolaplar ilk olarak yaptığım büyüyle sallandı. Daha sonra içeriden gelen takırtı tüm sınıfın dikkatini oraya yönlendirmesine sebep oldu."Şimdi arkadaşlar. Herkes kitaplarını kaldırsın. Çünkü bu günden sonra artık sizlere gerekli olanın uygulamalı bir ders olduğuna inanıyorum. Bence kitaplardan bir yere kadar yardım alınabilir. Yani Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'da."

    "Düşünün. Eğer ki dışarıda birisi ile istemediğiniz halde düelloya girmek zorunda kalsanız ne olurdu? Kitaplar sizlere o rakibin hangi büyüyü yapacağını söylüyor mu? Yada Sizlere çeviklik kazandırıyor mu? Hayır. Bu yüzden kitapları ders saatleri dışında okuyacaksınız. Sizlere daha önce işlemediğimiz bölümleri ödev olarak verecek, bir sonra ki derste iste o bölümde yazan karanlık büyüyle ilgili bir çözüm büyüsü sunmanızı isteyeceğim. İşte bu yüzden arkadaşlar. Kitaplarını çanlatalarınıza kaldırın. Asalarını elinize alın ve tahtaya doğru yaklaşın." dedim. Öğrenciler heyecan içinde mırıldanarak dediklerimi yaparken, masaların yere sürtme sesleri doldurdu havayı. Bir kaç dakika içerisinde herkes benim yanımda tahtadaydı. Asamı çevirdim ve hafifçe sıralara doğru salladım. Hepsi duvar kenarına hafif sürtme sesleriyle sırayla ge.tiler. Örğrencilerimin sıraya geçmesini bekledim. Sonra tekrar konuşmaya başladım.

    "Şimdi arkadaşlar herkes beni dinlerse eğer..." Uğuıltu kesildi ve herkes bana baktı.
    "Dolapların içerisinde böcürt var. Kim bana böcürtün açıklamasını yapmak ister?" Bir çok el havaya kalktı ve birisini seçtim.
    "Böcürtler......--------"
    "Çok güzel. Binana on puan. Böcürtleri Etkisiz hale getirmek için yapmamaız gereken büyü hangisidir?"
    Yine bir çok eli havada gördüm. Bir öğprenciyi gösterdim ve yanlış cevap verdi. Bir başka öğrenciye söz hakkı tanıdım ve doğru cevabı duymak beni memnun etti.
    "Çok güzel. Böcürtleri yenmek için yapmamız gereken tek şey odaklanmak arkadaşlar. Şimdi sırayla böcürtlerin karşısına çıkacağız. İlk olarak Siz Mrs......"


    Yarım Saat Sonra


    "Evet. Evet. Çok güzel. Sizleri tebrik ediyorum. Hepinizi kutluyorum. Bir çok kişi bunu başaramaz. Görüntü karşısında korkudan kıpırdayamaz hale gelirdi. Hepinizi tebrik ediyorum.Bravo." Kol saatime baktım ve dersin yaklaşık yarım saati kaldığını gördüm. Tekrar sınıfa odaklandım ve konuşmaya başladım.
    "Şimdi arkadaşlar sizlere basit bir kaç büyü daha. Şimdi bir gönüllü alabilirsem..." Bir sürü gönüllü el havaya kalktı. Bu beni gülümsetti. Eğer bu kadar hevesli ve isteklilerse güzel bir ders geçmişti demek ki. Asamı salladım ve köşede duran sıralardan biri hafifçe sürtünerek önümüze kadar geldi. Cümleme kaldığım yerden devam ettim.
    "Evet.. Gönüllümüz geldiğine göre sıradaki büyü yapmaya başlayabiliriz. Şidmi senden istediğim şey, karşında ki sıraya "Protegresus" demen. Asandan çıkacak olan güç dalgaları seni biraz sarsabilir. Bu yüzden sıkı dur." dedim ve iki adım geri çekildi. Öğrenci büyüy yaptı ve asadan çıkan güç dalgaları masaya çarptı ve karşı duvara kadar sürükledi. İstediğimden daha güçsüz bir büyü olmuştu. Ama bu büyüyü ilk yapan herkesin yaşadığı bir sorundu.
    "Çok güzel. İlk defa yapıldığında biraz sıkıntı olabilir. Evet arkadaşlar şimdi sırayla herkes denesin bakalım çok çabuk bir şekilde." Her öğrenci yeni büyü öğrenme hevesi ile ileri doğru atıldı. Yapan hemen yerine geçiyordu. Bazı öğrenciler ise başarısız oluyordu. Sıra karşı duvara kadar gitmiyordu. Bazıları oldukça iyiydi. Ancak bir tanesi üstün başarı göstermişti.

    Büyüyü yaptığı anda, asasının ucundan çıkan güç dalgaları o kadar güçlüydü ki, sıraya çarpar çarpmaz onu parçaladı ve karşı duvara o şekilde çarptı. Başımı çevirip baktığımda karşımda daha önce bu büyüyü yaptığını bildiğim Adrian Mikael Black vardı. Ona doğru dönüp;
    "Sanırım sıra en sonunda yapılan büyülere ve duvara çarpmaya daha fazla dayanamadı....Bu arada arkadaşlar, bu büyüyü insanlar üzerinde kullanmanın yasak olduğunu tekrar hatırlatmama gerek yoktur umarım. Bu büyüyü sizlere zor durumlarda kaldığınızda kendinizi kurtarabilmeniz için öğrettim. Bir başkasının üzerinde kullanmak en az iki yıllık bir Azkaban tatiline hak kazanmak demektir. Bunu unutmayın!."Adrian'a bakarak konuşuyordum. Ancak tüm sınıfa söylüyordum.

    En son öğrencide büyüyü tamamladığında zil çaldı. Ben hemen öğrencilere ödev vermeye başladım.

    "Gelecek dersimizde sözsüz büyü yapmayı işleyeceğiz. Aslında bu konuya daha önce geçmeliydik. Gecikmiş olduğumuz için işleri hızlandırıyoruz. Bu gün öğrendiğiniz ve yaptığınız her şeyi tekrar edin. Protegresus büyüsünü tanırım çocuklar. Uygulanırsa uygulayanı yakalar ve cezalandırılması için elimden geleni yaparım. Ayrıca bu büyünün en çok hangi koşullarda işinize yarayabileceği konusunda bir ödev istiyorum. Yarım parşomen uzunluğunda... Şimdi çıkabilirsiniz. İyi günler arkadaşlar.." Yavaşça masama yöneldim. Öğrencilerimden bir kaçı giderken bana selam verdi. Bir kaçının kendi arasında dersin ne kadar keyifli olduğunu konuştuğunu duydum. İstemeden de olsa yüzüme bir gülümseme hakim oldu. Eşyalarımı topladım ve bir sonraki dersimden önce dinlenmek için dışarıya çıktım...

    Son...


Not::::
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Antonije Hargrove
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Antonije Hargrove

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 2304
Gerçek Adı : Antonije Austen Hargrove
Yaş : 27

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders   Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders EmptySalı Mayıs 28, 2013 8:59 pm

    Hava soğuktu. Yatakta üstüm açık bir vaziyette yatmışım. Sabah kalktığım da kendimi halsiz hissediyorum. Üstümü örtmek için doğrulduğum da belimin çatırdamasıyla irkildim. Ağrımıştı ama. Bu ağrı kalıcı olmamıştı. Bu iyi bir şeydi. Sakat bir vaziyette ortada dolaşmak istemezdim. Canım artık yatmak istemiyordu. Sonuçta uykum kaçtı. Ayağı kalkıp üniformalarımı giydim. Sessizce dışarı çıktım hava almaya ihtiyacım vardı. Beni düzeltecek ve kendime getirecek havayı bir tek terasta bulabiliyordum. Teras’a çıktığım andan itibariyle yüzüme çarpan yeni doğan güneşin ışıltısı beni etkiliyordu. Biran da kendime gelmiştim. Terasın kenarına doğru yaklaştım. Hava oldukça güzeldi. Bir müddet gökyüzünü ve çevreyi izledikten sonra hafiften gözüm kolumdaki saatte kaydı. Ders saati yaklaşmıştı. Artık bu kadar yeterliydi. İlk dersim Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersiydi. Dersi aslında çok severdim. Dersliğe doğru yürümeye başladım. Derslikten içeri girdiğimde profesör içerdeydi. Geçip boş bir sıraya oturdum. Zaman geçti ve arkadaşlar gelmeye başladı. Yavaşça derslik doldu. En son öğrencide gelip yerine oturduğunda profesör asasını çıkardı ve kapıya doğru salladı. Kapı kapandı ve profesör ayağa kalktı. Profesör dersliğin ortasına doğru yürüdü ve;

    "Evet arkadaşlar. Hepiniz hoş geldiniz. İkinci dönemin ilk Karanlık Sanatlara Karşı Savunma derrsinde sizlere çok özel büyüler göstereceğim." Dedi. Her öğrenci gibi acaba ne olabilir diye ben de merak ediyordum. Profesör asasını içinde canlı bir şey bulunan dolaplara doğru salladı ve dolaplar ilk olarak yaptığı büyüyle sallandı. Daha sonra içeriden bazı takırtılar geldi. Acaba dolabın içinde ne vardı. Çok merak ediyordum. “Şimdi arkadaşlar. Herkes kitaplarını kaldırsın. Çünkü bu günden sonra artık sizlere gerekli olanın uygulamalı bir ders olduğuna inanıyorum. Bence kitaplardan bir yere kadar yardım alınabilir. Yani Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'da."

    "Düşünün. Eğer ki dışarıda birisi ile istemediğiniz halde düelloya girmek zorunda kalsanız ne olurdu? Kitaplar sizlere o rakibin hangi büyüyü yapacağını söylüyor mu? Yada Sizlere çeviklik kazandırıyor mu? Hayır. Bu yüzden kitapları ders saatleri dışında okuyacaksınız. Sizlere daha önce işlemediğimiz bölümleri ödev olarak verecek, bir sonra ki derste iste o bölümde yazan karanlık büyüyle ilgili bir çözüm büyüsü sunmanızı isteyeceğim. İşte bu yüzden arkadaşlar. Kitaplarınızı çantalarınıza kaldırın. Asalarını elinize alın ve tahtaya doğru yaklaşın." dedi. Oldukça şaşırdım kitapsız ders işleyecektik. Bu muhteşemdi. Kitapları koyduktan sonra asamı çıkarıp tahtaya doğru hareket ettim. "Şimdi arkadaşlar herkes beni dinlerse eğer..." Uğultu kesildi ve biran da herkes profesöre baktı.
    "Dolapların içerisinde böcürt var. Kim bana böcürtün açıklamasını yapmak ister?" Birçok el havaya kalktı. Bunların içinde ben de vardım. Profesör beni kaldırıp açıklamamı istedi ben de açıkladım. "Çok güzel. Binana on puan. Böcürtleri Etkisiz hale getirmek için yapmanız gereken büyü hangisidir?"
    Yine birçok eli havada gördüm. Bir öğrenciyi gösterdim ve yanlış cevap verdi. Bir başka öğrenciye söz hakkı tanıdım ve doğru cevabı duymak beni memnun etti.
    "Çok güzel. Böcürtleri yenmek için yapmamız gereken tek şey odaklanmak arkadaşlar. Şimdi sırayla böcürtlerin karşısına çıkacağız. İlk olarak Siz Mrs Hargrove" profesörün beni çağırmasıyla böcürttün karşısına geçtim. Çok heyecanlıydım. Çok da korkuyordum. Profesör dolabın kapağını açtı ve böcürt vampire dönüştü. Hayatım da hiçbir zaman bu kadar gerilmemiştim. Arkadaşlarıma rezil olmamak için kendimi zor tutuyordum. Bir an içimden geçirdim; Hayır sakin ol yapabilirsin, yapabilirsin… Asamı havaya kaldırıp o iğrenç sivri dişli insana doğrultarak “Riddikulus” diye bağırdım o anda sanki etrafı bir sessizlik kapladı sınıfı herkes pür dikkat neye dönüşeceğini merak ediyordu. Ve ben de henüz bir şey olmamıştı yoksa büyü tutmamış mıydı? Ve bir anda yok oldu böcürt. Yere doğru eğildiğim de böcürttün küçük bir örümceğe dönüştüğünü gördüm sınıf hep bir ağızdan güldü. "Evet, evet. Çok güzel. Sizleri tebrik ediyorum. Hepinizi kutluyorum. Birçok kişi bunu başaramaz. Görüntü karşısında korkudan kıpırdayamaz hale gelirdi. Hepinizi tebrik ediyorum. Bravo." Profesör kol saatini baktı ve tekrardan sınıfa dönerek; "Şimdi arkadaşlar sizlere basit bir kaç büyü daha. Şimdi bir gönüllü alabilirsem..." Bir sürü gönüllü el havaya kalktı. Bunların arasında ben de vardım. Profesör asasını salladı ve köşede duran sıralardan biri hafifçe sürtünerek önümüze kadar geldi. Profesör cümlesine kaldığı yerden devam etti."Evet... Gönüllümüz geldiğine göre sıradaki büyü yapmaya başlayabiliriz. Şimdi senden istediğim şey, karşında ki sıraya "Protegresus" demen. Asandan çıkacak olan güç dalgaları seni biraz sarsabilir. Bu yüzden sıkı dur." dedi ve iki adım geri çekildi. Asamı kaldırıp “Protegresus” diye bağırdım. Asamdan çıkan ışık huzmesi ile sıra duvara çarparak yere düştü. O anda profesör; "Çok güzel. İlk defa yapıldığında biraz sıkıntı olabilir. Evet arkadaşlar şimdi sırayla herkes denesin bakalım çok çabuk bir şekilde." Herkes öne atıldı büyüyü yapmak için. "Sanırım sıra en sonunda yapılan büyülere ve duvara çarpmaya daha fazla dayanamadı....Bu arada arkadaşlar, bu büyüyü insanlar üzerinde kullanmanın yasak olduğunu tekrar hatırlatmama gerek yoktur umarım. Bu büyüyü sizlere zor durumlarda kaldığınızda kendinizi kurtarabilmeniz için öğrettim. Bir başkasının üzerinde kullanmak en az iki yıllık bir Azkaban tatiline hak kazanmak demektir. Bunu unutmayın!."Adrian'a bakarak konuşuyordu. Ancak tüm sınıfa söylüyordu.

    En son öğrencide büyüyü tamamladığında zil çaldı. Profesör bizlere ödev vermeye koyuldu."Gelecek dersimizde sözsüz büyü yapmayı işleyeceğiz. Aslında bu konuya daha önce geçmeliydik. Gecikmiş olduğumuz için işleri hızlandırıyoruz. Bu gün öğrendiğiniz ve yaptığınız her şeyi tekrar edin. Protegresus büyüsünü tanırım çocuklar. Uygulanırsa uygulayanı yakalar ve cezalandırılması için elimden geleni yaparım. Ayrıca bu büyünün en çok hangi koşullarda işinize yarayabileceği konusunda bir ödev istiyorum. Yarım parşömen uzunluğunda... Şimdi çıkabilirsiniz. İyi günler arkadaşlar.." Profesör yavaşça masasına yöneldi. Herkes aniden ayaklandı ve derslikten çıkmaya başladık. Çıkarken profesöre selam verdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bastet Thomas



Mesaj Sayısı : 1382
Gerçek Adı : Ekön.
Yaş : 26

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders   Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders EmptySalı Mayıs 28, 2013 9:37 pm

KSKS dersliğine koşuştururken bir yandan da saçlarımı toplamaya uğraşıyordum. Belkide biraz kesmeme gerekiyordu artık saçlarımı, belime gelmiş durumdalardı. Homurdandım ve hızlıca dersliğe daldım. Sadece bir kaç kişi gelmişti. Hufflepuff ve Gryffindor'lara burun kıvırarak yerime oturdum. Hızlıca asker botlarımın bağcıklarını bağladım ve kitabı sıranın üstüne koydum. Uygulamalı olmadığı için bu lanet dersten nefret ediyordum. Büyük ihtimalle az sonra kitabın her tarafını karalamaya başlayacaktım. Ve ya saçımdaki açık-koyu tonları sayacaktım. Ki bu bütün ders boyu sürerdi. Biliyorum, denedim ve çok fazlaydılar. Derin bir nefes aldım ve kapıdan içeri giren Kath'e hafifçe gülümsedim. Yanımdaki sıraya oturdu. Kaşlarımı kaldırdım ve "Bu der yüzünden erken öleceğim."dedim. Dudaklarını hafifçe hareket ettirerek 'Sıkıcı.' dedi. Başımı salladım. Sıralar dolduğunda Profesör kapıyı kapattı. Ve o an başka bir Profesör olduğunu fark ettim. Bu okulda üç yıldan fazla kalan Profesör yok muydu acaba? Gözlerimi devirdim. "Evet arkadaşlar. Hepiniz hoş geldiniz. İkinci dönemin ilk Karanlık Sanatlara Karşı Savunma derrsinde sizlere çok özel büyüler göstereceğim. Şimdi arkadaşlar. Herkes kitaplarını kaldırsın. Çünkü bu günden sonra artık sizlere gerekli olanın uygulamalı bir ders olduğuna inanıyorum. Bence kitaplardan bir yere kadar yardım alınabilir. Yani Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'da." dediğinde şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım ve hafifçe dişlediğim kalemimi ve kitabımı çantama attım ve asamı çıkardım. Bunun devamını biliyordum çünkü. Uygulamalı ders. Asama baktım ve sırıttım. Üzerinde bir tane bile toz yoktu. Ama bir kaç tane çizik ve çok hafif bir diş izi vardı. Sasha!


"Düşünün. Eğer ki dışarıda birisi ile istemediğiniz halde düelloya girmek zorunda kalsanız ne olurdu? Kitaplar sizlere o rakibin hangi büyüyü yapacağını söylüyor mu? Yada Sizlere çeviklik kazandırıyor mu? Hayır. Bu yüzden kitapları ders saatleri dışında okuyacaksınız. Sizlere daha önce işlemediğimiz bölümleri ödev olarak verecek, bir sonra ki derste iste o bölümde yazan karanlık büyüyle ilgili bir çözüm büyüsü sunmanızı isteyeceğim. İşte bu yüzden arkadaşlar. Kitaplarınızı çanlatalarınıza kaldırın. Asalarını elinize alın ve tahtaya doğru yaklaşın." dediğinde işimi az önce halletmiş olduğumdan ayağa kalktım ve kanı bozuklara sürtünmeden sıraların arasından geçtim. O hastalıklı yaratıklara hafifçe dokunmak bile istemiyordum. Asamı sağ elime aldım ve kollarımı kavuşturdum. Konuşmaya fırsat bilen çenesi düşükler uğultu ile doldurmuştu sınıfı. Profesör böcürtlerin kısaca açıklamasını yaparken hafifçe huzursuzlukla kıpırdandım. Böcürtümün ne olduğunu biliyordum.

"Çok güzel. Böcürtleri yenmek için yapmamız gereken tek şey odaklanmak arkadaşlar. Şimdi sırayla böcürtlerin karşısına çıkacağız. İlk olarak Siz Ms Thomas."dediğinde ister istemez yutkundum. Kath hafifçe kolumu sıktı. Rengim solmuş olmalıydı. Çenemi biraz daha yukarı kaldırarak öne çıktım. Dolap şiddetle sarsılıyordu. Profesör kapıyı açtığına bir anlık bir siyah ve üzeri balçıkla kaplı gibi bir siluet göründü. Sonrasında bu yerde yatan Kath'e dönüştü. Bir kaç kız çığlık attı ve herkes geri çekildi. Böcürtüm en sevdiğim insanları ölü görmekti.

Dein bir nefes aldım ve asamı kaldırdım, hafifçe elim titriyordu. Temiz ve titremeyen bir sesle "Riddikulus!"dedim. Böcürt bir anda ölü bir sürüngene dönüştü. Derin bir nefes aldım ve yerime geçerken Kath'e baktım. Benim kadar soluktu. Dudaklarımı oynatarak 'Üzgünüm.' dedim.

Yarım saat sonra hepimizin rengi soluktu. Hepimiz için unutulmayacak bir dersti. Bazılarına bu dersi unutturmamayı düşünüyordum. En büyük korkularımızı biliyorduk sonuçta. Elime geçen her kozu kullanabilirim sonuçta. Biri hakiki Slytherin mi dedi?

"Evet. evet.Çok güzel. Sizleri tebrik ediyorum. Hepinizi kutluyorum. Bir çok kişi bunu başaramaz. Görüntü karşısında korkudan kıpırdayamaz hale gelirdi. Hepinizi tebrik ediyorum.Bravo. Şimdi arkadaşlar sizlere basit bir kaç büyü daha. Şimdi bir gönüllü alabilirsem... Evet.. Gönüllümüz geldiğine göre sıradaki büyü yapmaya başlayabiliriz. Şimdi senden istediğim şey, karşında ki sıraya "Protegresus" demen. Asandan çıkacak olan güç dalgaları seni biraz sarsabilir. Bu yüzden sıkı dur." dediğinde hafifçe dudak büktüm ve doğru düzgün yapılmayan büyüyü izledim. Bu büyü çok işime yaramıştı. Masa sadece sürüklendi ve taş zeminde kulak tırmalayıcı bir ses çıkardı. Homurdanarak kulağımı tıkadım.

"Çok güzel. İlk defa yapıldığında biraz sıkıntı olabilir. Evet arkadaşlar şimdi sırayla herkes denesin bakalım çok çabuk bir şekilde." Yüzümü buruşturdum. Peh! Sıra bana gelene kadar çok fazla acınası büyü demesi vardı. Sıra Kath'e gelince sırtını dürtükledim ve büyüsünün gücü azaldı. Sırttım, ama o beni öldürecek gibi bakıyordu. "Protegresus!" dedim. Sıra devasa bir gürültüyle duvara doğru uçtu. Sırada devasa çatlaklar olmuştu. Gülümsedim ve onaylayan bakışlara alaycı bir gülümseme ile karşılık verdim ve Kath'in yanına geçtim. Tam ağzımı açacakken sıra çok büyük bir gürültüyle parçalandı.

"Sanırım sıra en sonunda yapılan büyülere ve duvara çarpmaya daha fazla dayanamadı....Bu arada arkadaşlar, bu büyüyü insanlar üzerinde kullanmanın yasak olduğunu tekrar hatırlatmama gerek yoktur umarım. Bu büyüyü sizlere zor durumlarda kaldığınızda kendinizi kurtarabilmeniz için öğrettim. Bir başkasının üzerinde kullanmak en az iki yıllık bir Azkaban tatiline hak kazanmak demektir. Bunu unutmayın!." dediğinde Profesörü hafifçe taklit etmekten kendimi alamadım. "Gelecek dersimizde sözsüz büyü yapmayı işleyeceğiz. Aslında bu konuya daha önce geçmeliydik. Gecikmiş olduğumuz için işleri hızlandırıyoruz. Bu gün öğrendiğiniz ve yaptığınız her şeyi tekrar edin. Protegresus büyüsünü tanırım çocuklar. Uygulanırsa uygulayanı yakalar ve cezalandırılması için elimden geleni yaparım. Ayrıca bu büyünün en çok hangi koşullarda işinize yarayabileceği konusunda bir ödev istiyorum. Yarım parşomen uzunluğunda... Şimdi çıkabilirsiniz. İyi günler arkadaşlar.."

Homurdanarak çantamı omzuma attım ve Kath'in koluna girerken Profesöre hafifçe gülümsedim.

Ödevlerden-nefret-ediyorum!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Katheryn S. Boryenka



RP Yaşı : 14
Mesaj Sayısı : 1227
Gerçek Adı : Yuvarlağımsı biçimde kopan, çok küçük miktarda sıvı kütlesi^^
Yaş : 24

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders   Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders EmptyÇarş. Mayıs 29, 2013 3:20 pm

Her yerim sızım sızım sızlayarak uyandığımda her zamanki gibi üzerimdeki yeşil kadife örtü yerdeydi. Artık buna alışmıştım; Bastet hafta içi benden daha erken uyanır, kahvaltıya gider, bahçede, yasak ormanda falan dolaşır ve derse giderdi. Gitmeden önce de uyanayım diye üstümü açıp o rahatsız üşüme hissiyle beni baş başa bırakırdı. Fakat bu sefer yatağımda kıvrılıp ince bacaklarımı kendime çekmiş, kollarımı da başımın altına sıkıştırarak ısınmaya çalışmıştım. Ağır uykumu devam ettirmede bayağı yararı olmuştu. Sabah sabah eğilip o örtüyü yerden almak pek işime gelmiyordu çünkü. Şimdi tekrar uyandığımda yüz üstü bir şekilde, uzun kol ve bacaklarım yatağın iki yanından sarkarken bulmuştum kendimi. Hiç iyi hissetmiyordum, karnımda tuhaf bir şeyler dolanıyor, vücudumda beni tenimin de altına sıkıştırmak isteyen bir şeyler varmış gibiydim. Sonunda üşüttüm. Sarışın çenemi çekmek zorunda kalacak.

İsteksizce doğrulup kısık gözlerle etrafıma baktım. Yatakhanenin diğer ucunda Rox olduğunu bildiğim saç-beden hala uyuyordu. Uzun kahveleri yüzünü ve yastığını tamamen kapatmıştı. Üstünü açıp tıpkı bana yapıldığı gibi onu o sıcak yataktan mahrum etmek istedim ama yatağımın yanındaki Sasha beni durdurdu. Kendini temizlemekle meşguldü ama uyandığımı hissetmiş olmalı ki kulakları bana doğru yatmıştı. Tanrım. Soğuk yatağa nasıl alıştıysam bazı sabahlar bu kurdu da burda görmeye alışmıştım ama Bastet ciddi şekilde tırstığımı bildiği için onu genellikle yanına alıp dışarıda bırakırdı. Onun olmadığı taraftan ayaklarımı sarkıttım ve etrafından yavaşça dolanarak sandığımdan giyeceklerimi çıkarttım.

Geç kaldığımı varsayarak, Büyük Salon'da kimler var kimler yok göz bile atamadan omlet, ve küçük bir parça pastırmadan sonra dışarı attım kendimi. Böylece -sanki her gün görmüyorlarmış gibi- Slytherinler'in "Şuna bak, vejetaryen değilmiş." konuşmalarını dinlemek zorunda kalmadım. Herkes sadece sebzeyle beslendiğimi sanıyordu ve bu hayatımda en son yapacağım şeydi. Ahmakların arasından süzülür gibi ilerleyip KSKS dersliğine çıkarken çok şükür bu sabah başıma bir aksilik gelmedi. Haftanın en az iki günü küçük Hufflepuff'lı arkadaşları olmadık bir şey söylüyor, sinirlerimi ayağa kaldırıyordu. "Onlar daha çocuk Bayan Boryenka, biraz daha alçak gönüllü olmalısınız. mıy mıy mıy...." Ardından iyi bir yağ çekmeyle geçiştirip kalmadığım cezalar...

Sonunda zil çalmadan önce girebildiğim sınıfta gözlerimi gezdirdim. Duvar ya da pencere kenarları Bast için uygundu; onu bulduğumda bana gülümsedi ve yanına ilerledim. Drake daha çok okulda kurulmuş gibi görünen yakışıklılar tayfasıyla orta sıraların en arkasında oturur, arada derse aldırmadan onların sohbetine katılırdı. Bastet'ın yanına yerleşip kitaplarımı masaya bıraktım. "Bu ders yüzünden erken öleceğim." gülmemek için kendimi zor tuttum. Tüm o muggle karmaşalarıyla uğraşmak bana sıkıcı gelirdi. Büyü kesinlikle daha iyiydi. Onu onayladım. Koca ders boyunca yapamama korkusu yüzlerden eksik olmadığı için bana bu kısmı bunaltıcı gelirdi. Uygulamaya bayılırdım. Sınıfın içine bakarken acaba aynı şeyden mi kastediyoruz diye merak ettim.

Herkes gelip kapı kapandığında masada daha önce görmediğim bir başka profesör görmek beni hiç şaşırtmadı. Hatta sınıfı bile şaşırtmadı. Artık Hogwarts'ta üç-beş sene geçirmiş öğrenciler olarak bu dersin böyle farklı farklı profesörlerle işlenmesine alışkındık. "Evet arkadaşlar. Hepiniz hoş geldiniz. İkinci dönemin ilk Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinde sizlere çok özel büyüler göstereceğim." Profesör dersin başından hevesli görünüyordu ve bu bana da yansıdı. Tılsım ve KSKS benim bayıldığım iki dersti. Sıramda arkama yaslandım, kollarımı göğsümde birleştirdim ve biraz kaykılıp dinlemeye başladım. Profesör sandıkların tıkırdamasına neden olduğunda çoğu kişi anlamsız bir heyecanla odaklandı. Kimse Böcürt olduğunu bilmiyor muydu bunun?

Kitaplarımızı getirmemize gerek kalmadığını duyduğumda içime su serpildi. Bu ağır kitabı taşımayı sevmiyordum. Okumayı da sevmiyordum. Bide yararı da yoktu. "Düşünün. Eğer ki dışarıda birisi ile istemediğiniz halde düelloya girmek zorunda kalsanız ne olurdu? Kitaplar sizlere o rakibin hangi büyüyü yapacağını söylüyor mu? Yada Sizlere çeviklik kazandırıyor mu? Hayır. Bu yüzden kitapları ders saatleri dışında okuyacaksınız. Sizlere daha önce işlemediğimiz bölümleri ödev olarak verecek, bir sonra ki derste iste o bölümde yazan karanlık büyüyle ilgili bir çözüm büyüsü sunmanızı isteyeceğim. İşte bu yüzden arkadaşlar. Kitaplarınızı çanlatalarınıza kaldırın. Asalarını elinize alın ve tahtaya doğru yaklaşın." Herkes sıraya geçerken aklıma çok iyi espri konusu olacak bir şey geldi. Bulanıklar'ın böcürtü ne olurdu acaba? Hmm? Safkan, karanlık bir büyücü mü? gülmemek için yanağımın içini ısırmaya başladım ve önümdekiyle arkamdakinin Slytherin olmasına dikkat ederek sıraya geçtim. Böcürtüm için korkmama gerek yoktu. Kendisi en son normal boyutları geçmiş bir böcekti ama şimdi onlardan o kadar korkmuyordum. Köpekler kadar yani... Beni eğlendiren Bulanık meselesi hemencecik bir kenara çekilip yerini vahşi bir köpeğe bıraktı. Titreyip onu aklımdan atmaya çalıştım. Harika, yeni böcürtüm kopek olacaktı herhalde.

"Çok güzel. Böcürtleri yenmek için yapmamız gereken tek şey odaklanmak arkadaşlar. Şimdi sırayla böcürtlerin karşısına çıkacağız. İlk olarak Siz Ms. ......." kafam ismi duyamayacak kadar meşguldü. Kaşlarımı çatmış mat koyu kahve zemine odaklanmıştım. Köpek beni rahatsız ediyordu. Önümdekinin kolunu istemeden sıktım ve gözlerimi kırpıştırdım. Bastet ileri atıldı. Önümde o vardı ve sıradaki oydu! Kafamı toplayıp inceledim. Bastet'in açık teni daha da açılmıştı ve beyazlamaya başladığını düşünüyordum. Rengi solmuştu. Tıkırdayıp turan sandığın önünde durup asasını uzattı. İçinden çıkan yoğun siyahi bulut önce havada dolandı, hemen sonra yerde yatan ölü bir bedenin şeklini aldı. Benim bedenimin şeklini. Arkamda gelen tiz çığlıklarla sıçradım ve büyümüş gözlerle kendime bakmaya devam ettim. Dudaklarıma kadar beyazdım, avuç içlerim havaya bakıyordu ve yüzüm en ifadesiz şeklini almıştı. Bu gerçekten ürkünçtü. Bastet önce gözlerini kırpıştırdı, sonra titreyen elini böcürt-bana doğru uzatıp kaygısız bir sesle "Riddikulus!" dedi. Ölü bir sürüngene dönüşüp ardından kayboldum.

İşte bunu hiç bilmiyordum. Bastet'ın böcürtünün sevdiği insanları ölü görmek olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. O küçükken bir aile kaybetmişti ve bu konuda güçlü olduğunu sanırdım. Yerine oturmadan önce duyamadığım halde "Üzgünüm" diye mırıldandı. Daha şaşkınlığımı atamadan sıra bende olduğu için ortaya gittim ve beni izleyenlere başımı çevirdim. Hepsi endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Kendime bakabilsem ben de endişeli bakardım. Az önce ölü halim yerde uzanıyordu! Sandık önümde titremeye başladı. Daha da şiddetlenince profesör onu açıp siyah bulutu saldı. Bacaklarımı jöle gibi hissetmeden hemen önce böcürt boyu belimi aşan, son derece kızgın ve dişlerini daha fazla gösteremeyeceğinden emin olduğum koca bir kurt köpeği halini aldı. Köpek ağzından salyalar saçarak bana ilerlerken ben de geri adım atmaya başladım. O kadar kızgındı ki her an beni parçalayabilirdi. Böcürtüm değiştiği için ve yeni böcürtümle ilk kez karşılaştığımdan onu nasıl düşüneceğimi bilemedim. Tam önümde duruyordu. Sırtım duvarla birleşince elimi gözümün önüne kapatıp "Riddikulus!" diye çığırdım. Hayatımda daha fazla korkabilir miydim, bilmiyorum. Bu koca köpek nereden geldiği belli olmayan bir iple ayak bileklerinden bağlandı ve tavana asıldı. Sırtı yere doğru bakarken boğazından sızlanma sesleri duyuldu ve çaresizce debelendi.


"Evet, evet. Çok güzel. Sizleri tebrik ediyorum. Hepinizi kutluyorum. Birçok kişi bunu başaramaz. Görüntü karşısında korkudan kıpırdayamaz hale gelirdi. Hepinizi tebrik ediyorum. Bravo. Şimdi bir gönüllü alabilirsem... Evet.. Gönüllümüz geldiğine göre sıradaki büyü yapmaya başlayabiliriz. Şimdi senden istediğim şey, karşında ki sıraya "Protegresus" demen. Asandan çıkacak olan güç dalgaları seni biraz sarsabilir. Bu yüzden sıkı dur." Gönüllü başarılı bir şekilde büyüyü deneyip sınıfı tatsız bir gürültüyle doldurduktan sonra sıranın bana gelmesini beklemeye başladım. "Çok güzel. İlk defa yapıldığında biraz sıkıntı olabilir. Evet arkadaşlar şimdi sırayla herkes denesin bakalım çok çabuk bir şekilde." Başarılı olanlar, olmayanlar derken sonunda sıra bendeydi. Asamı kaldırıp söylendim "Protegresus!" ama bunu yaparken Bast sırtımı sürtükledi. Masanın savruluş şiddetinde bir değişiklik olmasa da kolum büyü yüzünden titredi ve kısa bir ağrıma seansına başladı. Öne onun yüzünden üşüttüm, şimdi de büyümü bozmaya çalışıyor. Sen bi' ara görürsün Thomas...........

"Sanırım sıra en sonunda yapılan büyülere ve duvara çarpmaya daha fazla dayanamadı....Bu arada arkadaşlar, bu büyüyü insanlar üzerinde kullanmanın yasak olduğunu tekrar hatırlatmama gerek yoktur umarım. Bu büyüyü sizlere zor durumlarda kaldığınızda kendinizi kurtarabilmeniz için öğrettim. Bir başkasının üzerinde kullanmak en az iki yıllık bir Azkaban tatiline hak kazanmak demektir. Bunu unutmayın!. Gelecek dersimizde sözsüz büyü yapmayı işleyeceğiz. Aslında bu konuya daha önce geçmeliydik. Gecikmiş olduğumuz için işleri hızlandırıyoruz. Bu gün öğrendiğiniz ve yaptığınız her şeyi tekrar edin. Protegresus büyüsünü tanırım çocuklar. Uygulanırsa uygulayanı yakalar ve cezalandırılması için elimden geleni yaparım. Ayrıca bu büyünün en çok hangi koşullarda işinize yarayabileceği konusunda bir ödev istiyorum. Yarım parşomen uzunluğunda... Şimdi çıkabilirsiniz. İyi günler arkadaşlar.."

Kitaptan işlemediğimiz halde HEMDE YARIM PERŞOMEN UZUNLUĞUNDA ödev alıyorduk. Bu ne kadar adildi!


out:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nicolas Joseph Bowie
VI. Sınıf
VI. Sınıf


RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 521
Gerçek Adı : Ollivander Bey
Yaş : 25

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders   Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders EmptyCuma Mayıs 31, 2013 1:57 pm

    .....Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersine girmeden önce elimi Aria'nın belinden çektim ve elini tuttum. Genelde profesörler bu tür davranışları pek hoş karşılamıyordu. Profesör Martin'e gülümseyerek selam verdim ve orta, en ön sıraya oturdum. Birkaç dakika sonra derslik tamamen dolmuştu. Sınıfın mevcudunu aklında tutmuş olmalıydı ki, bütün herkes sınıfa girdiğinde asası ile kapıyı kapattı, oturduğu yerden kalktı ve sınıfın ortasına geldi. Benim gözüm ise sınıfın köşesinde duran, hatırladığım kadarı ile eskiden sürekli sallanmayan dört dolaptaydı. "Evet arkadaşlar. Hepiniz hoş geldiniz. İkinci dönemin ilk Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinde sizlere çok özel büyüler göstereceğim." Aklımda, belki yüzlerce tahmin geçti. Ama Profesör Martin asasını arkasında duran dolaplara doğru sallamadan ve dolaplar hafifçe sallanıp, içinden tüyler ürperten bir ses gelmede kafamdakileri birleştirememiş, tam karşımdaki dolapların içlerinde bulunanların böcürtler olduğunu fark edememiştim. "Şimdi arkadaşlar. Herkes kitaplarını kaldırsın. Çünkü bu günden sonra artık sizlere gerekli olanın uygulamalı bir ders olduğuna inanıyorum. Bence kitaplardan bir yere kadar yardım alınabilir. Yani Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'da." Bu son sözünden sonra içimden 'Saçma, saçma, saçma...' Diye geçirmeye başladım. Yine de dediğini yapıp kitabı isteksiz isteksiz çantama tıkıştırdım. Bu sırada Aria ile göz göze gelmiştik, içimdeki isteksizliği farkına varmasın diye hafifçe gülümsedim. Korktuğumu düşünmesini istemiyordum, tabii ya. Hiç bir böcürtten korkulur mu? Tanrı aşkına...

    ....."Düşünün. Eğer ki dışarıda birisi ile istemediğiniz halde düelloya girmek zorunda kalsanız ne olurdu? Kitaplar sizlere o rakibin hangi büyüyü yapacağını söylüyor mu? Yada Sizlere çeviklik kazandırıyor mu? Hayır. Bu yüzden kitapları ders saatleri dışında okuyacaksınız. Sizlere daha önce işlemediğimiz bölümleri ödev olarak verecek, bir sonra ki derste iste o bölümde yazan karanlık büyüyle ilgili bir çözüm büyüsü sunmanızı isteyeceğim. İşte bu yüzden arkadaşlar. Kitaplarını çantalarınıza kaldırın. Asalarını elinize alın ve tahtaya doğru yaklaşın." Dediklerini harfiyen uyguluyorduk, bütün öğrenciler o kadar heyecanlıydı ki. İçimden ikinci ve üçüncü soruya 'Evet' yanıtını vermiştim. Aria ile hala yan yanaydık, tahtanın önündeydik. Profesör asasını boş sıralara doğru salladı, sıralar duvarlara yapıştı. Birkaç kişi haricinde kimse konuşmuyordu, Aria'ya baktım ve "Bence konumuz böcürtler." Diye fısıldadım, ben bile duymakta zorlanmıştım. Ona baktığımda, istemesem de yüzümde oluşan gülümsemeye karşılık verdi ve başıyla onayladı. Sıraya girme işimiz bittiğinde "Şimdi arkadaşlar herkes beni dinlerse eğer..." Diye bizi uyardı Profesör Martin. "Dolapların içerisinde böcürt var. Kim bana böcürtün açıklamasını yapmak ister?" Diye sordu sonra. Ben de dahil birçok kişi (gözüme batan çoğunluk Ravenclaw'dı) elini havaya kaldırdı. Tam ben söz almadım diye sinirlenecek, somurtmaya başlayacaktım ki, söz alanın en iyi arkadaşım Antonije olduğunu görünce hafifçe kıkırdamama engel olamadım. "Çok güzel. Binana on puan. Böcürtleri Etkisiz hale getirmek için yapmanız gereken büyü hangisidir?" Bu soruya da, bir öncekine kalktığı kadar el kalktı. Profesörün söz verdiği ilk kişi, alakasız bir büyü ismi söyleyince ben elimi daha çok kaldırdım. Yine kalkamadım. Profesör Martin beni görmüyor muydu? Bu sefer söz alan kişi doğru cevabı vermişti.

    ....."Çok güzel. Böcürtleri yenmek için yapmamız gereken tek şey odaklanmak arkadaşlar. Şimdi sırayla böcürtlerin karşısına çıkacağız." Bir öğrencinin ismini söyledi, ve sırayla herkes kabusları ile karşılaşmaya başladılar. Sonunda sıra-ben ne kadar istemesem de- bana gelmişti. Daha doğrusu Aria ile bana gelmişti çünkü sırada yan yana duruyorduk. Onu kolundan yavaşça arkama ittim ve "Önce ben." Dedim. İki adım ilerleyip dolabın açılmasını bekledim. Asla bir Gryffindor kadar cesur olmamıştım yada asla o kadar cesur davranacak kadar aptal olmamıştım. Ama şimdi, bir Gryffindor olmayı isterdim, böcürtün dönüşecek bir şey bulamamasını. Daha önce hiç, en çok neyden korktuğumu düşünmemiştim. Biraz sonra da düşünmeme gerek kalmayacaktı zaten. Dolap, kapağı açılırken iç gıcırdatan bir ses çıkardı. Asamı öyle sıkı kavramıştım ki, kırılmaması için dua ediyordum. Odaya bir sis bulutu çöktü, dolabın içinden ufak bir hırıltı geldi. Herkesin en az benim kadar meraklandığını tahmin ediyordum. Beş saniyelik bir bekleyişin sonunda dolabın içinden bir yılan çıktı. Ama sıradan bir yılan değildi, aşırı derecede uzundu. Demek en korktuğum şey bir basiliskmiş. Bunu aslında bilmem gerekirdi. Yılanın tamamen ortaya çıkması saniyeleri aldı. Gözlerine bakmıyordum, başımı doğruca yere çevirmiştim. Derin derin nefes alıyordum, yaratığın iğrenç nefesini duyabiliyordum. Titremeye başladım, asam az kalsın elimden düşecekti. Arkamda bir hareketlilik olduğunu duydum.

    .....Sonunda kendime geldiğimde asamı kaldırdım, gözlerimi hafifçe açtım ve basiliskin gövdesine nişan aldım. Asla bağırarak büyü yapan birisi olmamışımdır, bu sefer de bu değişmedi. Boğazıma takılan yumruyu yutkunarak giderdim ve "Riddikulus." Diye fısıldadım. Ne olduğunu anlayamadığım bir saniye içinde, uzunluğu yaklaşık beş metre olan, sınıfa zor sığan yılan, kendi kuyruğunu yakalayıp yemeye başladı. Bir dakikadan kısa sürede kendini yemiş, yemiş ve küçülmüştü. Tabii bu süre boyunca benim asamı indirmeyip konsantre olmam gerekmişti. Sonunda boyutları iyice küçülen yılan, hafif bir pat sesi ile bir balona dönüştü. Uçarak dolaba doğru gitti ve dolap yine kapandı. Hayatım boyunca hep soğukkanlı olmuştum, bu sefer ise titrememek için kendimi zorlasam da başaramamıştım. Duman çekildi, ben de arkamı döndüm. Aria'nın yanından geçerken göz kırptım ve gülümsedim. Arkada, duvara çekilmiş sıralardan birine oturdum, sakinleşmeye çalıştım.

    .....Dersin daha sadece yarısı geçmişti ki herkes böcürtü ile ilgilenmeyi başarmıştı. Aria da benim yanımda oturuyordu. Profesör'ün "Evet. Evet. Çok güzel. Sizleri tebrik ediyorum. Hepinizi kutluyorum. Bir çok kişi bunu başaramaz. Görüntü karşısında korkudan kıpırdayamaz hale gelirdi. Hepinizi tebrik ediyorum. Bravo." Demesi ile dersin devam edeceğini anladık. Kalktık ve sınıfın geri kalanının arasında Profesör Martin'i dinlemeye başladık. "Şimdi arkadaşlar sizlere basit bir kaç büyü daha. Şimdi bir gönüllü alabilirsem..." Dedi. Sınıfın arkasındaki sıralardan birisi sürünerek profesörün yanına geldi. Birçok el havaya kalktı, ben de kaldırmıştım, ama kalkamadım. Bu kadar el havadayken beni görmek imkansızdı. Başka birisi profesörün yanına doğru ilerledi. "Evet.. Gönüllümüz geldiğine göre sıradaki büyü yapmaya başlayabiliriz. Şidmi senden istediğim şey, karşında ki sıraya 'Protegresus' demen. Asandan çıkacak olan güç dalgaları seni biraz sarsabilir. Bu yüzden sıkı dur." Gönüllü kişi biraz hazırlandı, asasını sıraya doğrulttu ve "Protegresus!" Diye bağırdı. Sıra o kadar şiddetli bir şekilde savruldu ki, birkaç kız yerinden sıçradı. Sınıf yeniden sıra oldu ve büyülerini yapmaya başladılar. Sıra yine bana geldiğinde bir adım öne çıktım ve asamı önümdeki yıpranmış sıraya doğrulttum, az önceki gibi, kimsenin duyamayacağı bir fısıltı ile "Protegresus!" Dedim. Sıra önce havalandı sonra da yere çarptı. Bileğimdeki sızı ile arkamı döndüm ve sıranın en arkasına geçtim. Son büyüyü yapan, sırayı duvarda parçaladı. Onunla uğraşmamam gerektiğini aklıma not ettim. Dersin bitmesine çok az kalmıştı, "Sanırım sıra en sonunda yapılan büyülere ve duvara çarpmaya daha fazla dayanamadı....Bu arada arkadaşlar, bu büyüyü insanlar üzerinde kullanmanın yasak olduğunu tekrar hatırlatmama gerek yoktur umarım. Bu büyüyü sizlere zor durumlarda kaldığınızda kendinizi kurtarabilmeniz için öğrettim. Bir başkasının üzerinde kullanmak en az iki yıllık bir Azkaban tatiline hak kazanmak demektir. Bunu unutmayın!. Gelecek dersimizde sözsüz büyü yapmayı işleyeceğiz. Aslında bu konuya daha önce geçmeliydik. Gecikmiş olduğumuz için işleri hızlandırıyoruz. Bu gün öğrendiğiniz ve yaptığınız her şeyi tekrar edin. Protegresus büyüsünü tanırım çocuklar. Uygulanırsa uygulayanı yakalar ve cezalandırılması için elimden geleni yaparım. Ayrıca bu büyünün en çok hangi koşullarda işinize yarayabileceği konusunda bir ödev istiyorum. Yarım parşömen uzunluğunda... Şimdi çıkabilirsiniz. İyi günler arkadaşlar." Yorgunluktan ölmek üzereydim. Önce bir basiliskle karşılaştım, sonra da oldukça güçlü bir büyü ile bir sırayı neredeyse sınıfın tavanına çarpıyordum. Aria ile birlikte derslikten çıkarken, ödevin ne denli basit olduğunu konuşuyorduk...

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clara Carlevaro

Clara Carlevaro

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 1791
Gerçek Adı : Selis
Yaş : 26

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders   Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders EmptyPaz Haz. 09, 2013 5:06 pm

    KSKS dersliğine doğru hızlı adımlarla ilerlerken, bir yandan da göğsüne bastırmış olduğu bir sürü kitabı taşımaya çalışıyordu Aleks. Keşke ona yardım edecek biri olsaydı, kitaplarının taşınması için her şeyini verebilirdi o sırada genç kız. Christen'ın bir anda karşısına çıkıp kitaplarını elinden aldığını ve dersliğe kadar kendisine eşlik ettiğini hayal etti Aleks ve salak salak sırıtmaya başladığında, dersliğe de yaklaşmış olduğunu fark etti. Kendisini toparladı ve içeri adımını atıp arkalardan bir yere geçti. Christen ona yardım etmeyecekti elbette, o kibirli ve yakışıklı bir çapkın olmaya devam edecek ve diğer kızlarla ilgilenecekti. Aleksandra olmayan her diğer kızla. Aleks platonik olmanın verdiği eziklikle ofladı ve yerine oturdu. Böyle salak saçma şeyler neden hep onun başına gelmek zorundaydı ki? Ne olurdu imkansız birine aşık olmadan yaşamına devam etseydi? Sen kim olduğunu unutuyorsun galiba Aleks, salak saçma şeylerin kraliçesi. Aleks içeri girdiğinde zaten kalabalık olan sınıfa birkaç kişi daha doluştu ve profesör dersi başlatmak üzere konuşmaya başladı. "Evet arkadaşlar. Hepiniz hoş geldiniz. İkinci dönemin ilk Karanlık Sanatlara Karşı Savunma derrsinde sizlere çok özel büyüler göstereceğim. Şimdi arkadaşlar. Herkes kitaplarını kaldırsın. Çünkü bu günden sonra artık sizlere gerekli olanın uygulamalı bir ders olduğuna inanıyorum. Bence kitaplardan bir yere kadar yardım alınabilir. Yani Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'da." Aleksandra kitaplarını sırasının altına koydu, asasını çıkardı ve hafifçe gülümseyerek profesörü dinlemeye devam etti, profesör öğrencilerin yakınına gelmesini istediğini söylediğinde herkes denileni yaptı ve bir uğultu bulutu şeklinde profesörün yanına gittiler. Asasını hafifçe sallayan ve bir büyü mırıldanan profesör, sıraların iki yana ayrılmasını sağladıktan sonra konuşmaya devam etti. "Dolapların içerisinde böcürt var. Kim bana böcürtün açıklamasını yapmak ister?" Elbette, bir Ravenclaw soruyu yanıtladı ve binasına on puan kazanmayı başardı. Bu konularda son derece pasif olmayı seçen Aleksandra ise gözlerini devirerek Ravenclaw'a baktı, ardından profesörü dinlemeye devam etti.

    Profesör bir soru daha sordu, önce yanlış bir yanıt aldı, sonra da doğru bir yanıt. Halinden memnun bir şekilde konuşmaya devam etti. "Çok güzel. Böcürtleri yenmek için yapmamız gereken tek şey odaklanmak arkadaşlar. Şimdi sırayla böcürtlerin karşısına çıkacağız. İlk olarak Siz Ms Thomas." Aleksandra gereğinden fazla yüksek sesle oflayarak kollarını göğsünde birleştirdi ve yüzünde alaycı bir ifade ile Bastet'ı izlemeye başladı. Ancak Bastet onun kadar iyi sayılmazdı, yüzü bembeyaz kesilmişti ve dehşet içine yere bakıyordu. Önündeki öğrenci kalabalığından ötürü gördüğü şeyi görememişti Aleks, ancak bunun için pek de çaba sarfettiği söylenemezdi. Bastet Thomas'ın böcürtünden ona neydi ki? Bastet'ın ardından birkaç kişi daha böcürtü ile yüzleşti ve Aleks daha fazla beklememesi gerektiğine karar vererek kendisini sıranın önüne attı. Gerginlikten kaskatı kesilmiş parmaklarını açıp kapadı ve asasını sıkıca kavradı. Profesöre kısa bir bakış attıktan sonra önünde durmakta olan dolabın kapaklarını açtı, ilk birkaç saniye hiçbir şey olmamış olması Aleks'i şaşırtmıştı. Ancak sonra, o kara duman çıkmaya başlamıştı dolaptan. Aleks kaşlarını çattı ve nefesinin kesildiğini hissederek birkaç adım geriledi. Dolaptan çıkan simsiyah duman odanın her tarafını kapladığında ve Aleks etrafındaki hiçbir şeyi görememeye başladığında, küçük bir çığlık attı. "Lütfen, lütfen ışıkları açın!"İstemsizce küçücük bir çocuk gibi çıkmıştı sesi, korkudan titrer halde etrafına bakındı Aleks ama etraf zifiri karanlıkken gözlerinin bir şeyler seçebilmesi zordu. "Büyükanne? Burası çok karanlık..." Aleks gözlerinden yaşların akmaya başladığını hissedebiliyordu. Böcürtü elbette karanlıktı. Karanlıkta yapayalnız kalmak, karanlıkta kaybolmak. Aleks asasını tutan ve titreyen sağ kolunu kaldırdı ve bağırdı. "Riddiculus!" Belki de şimdiye kadar en içten söylediği büyülerden biriydi ve hemen işe yaramıştı. Duman, asasından çıkan mavi ışık sayesinde birkaç saniye içinde tekrar dolabın içine girdi ve etrafındaki birkaç kız ona sırasına kadar eşlik ettiler. Aleks kendisini sırasına bıraktı ve böcürtü ile yüzleşmeye başlamış olan diğer öğrencilere baktı. Pekala, başka böcürt yok.

    Sonraki yarım saat profesörün öğrettiği birkaç büyüyü yapmakla geçti ve böcürtlerle yüzleşmeye nazaran, bu büyüleri öğrenip yapmak çok daha kolay bir işti. Aleks öğrendiklerini olabildiğince kafasına yazmaya çalıştı ve derin bir nefes alıp bir sıranın tepesine oturarak, profesörün dersi bitiriş konuşmasını dinledi. "...Ayrıca bu büyünün en çok hangi koşullarda işinize yarayabileceği konusunda bir ödev istiyorum. Yarım parşomen uzunluğunda... Şimdi çıkabilirsiniz. İyi günler arkadaşlar.." Aleks yüzünde somurtkan bir ifade ile sıradan indi ve kitaplarını kollarına alarak belki de bininci kez ona yardımcı olabilecek bir arkadaşı olmasını diledi. Kütüphaneye giden koridorları hızla geçerken ödevini yapmak konusunda ne kadar hevessiz olduğunu düşünüyordu. KSKS en sevdiği ders olabilirdi, ancak konu ödevler olduğunda hiçbir ders çekici gelmiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anastacia Bouviér
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Anastacia Bouviér

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 2885
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.
Yaş : 26

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders   Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders EmptySalı Haz. 11, 2013 10:28 am

    Pekala, Anastacia fena halde geç kaldığını kabul ediyordu. Daha yeni zil çalmıştı ve o çantasına KSKS kitabını sıkıştırmakla meşguldü. Sonunda cübbesini alıp elinden geldiğince hızlı adımlarla III. kata doğru koşturdu. Neyseki sınıfın kapısı kapanmadan orada olabilmişti. Ciğerleri deli gibi yanıyor, nefeslerini düzene sokmak imkansız gibi görünüyordu. Sonunda kendini arka taraftaki sıralardan birine attı ve dersin giriş kısmında kafasını sıraya dayamayı tercih etti. "Evet arkadaşlar. Hepiniz hoş geldiniz. İkinci dönemin ilk Karanlık Sanatlara Karşı Savunma derrsinde sizlere çok özel büyüler göstereceğim. Şimdi arkadaşlar. Herkes kitaplarını kaldırsın. Çünkü bu günden sonra artık sizlere gerekli olanın uygulamalı bir ders olduğuna inanıyorum. Bence kitaplardan bir yere kadar yardım alınabilir. Yani Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'da..." Profesörün konuşması bittiğinde Anastacia'nın eski haline dönmüş gibiydi. Yine de bacakları biraz sızlıyordu. Cübbesinin içinden asasını çıkardı ve sıranın itlenip itlenmemesini umursamayarak öne yürüyüp sıraya geçti. "Dolapların içerisinde böcürt var. Kim bana böcürtün açıklamasını yapmak ister?" Anastacia elini kaldırmaya bile üşenerek ağırlığını tek ayak üzerine verip etrafına bakındı. Cevaplama faslı geçtikten sonra profesör bir soru daha sormuştu. Anastacia ise tekrar pasif kalmayı tercih etti. "Çok güzel. Böcürtleri yenmek için yapmamız gereken tek şey odaklanmak arkadaşlar. Şimdi sırayla böcürtlerin karşısına çıkacağız. İlk olarak siz Mrs......" Sırada ön taraflarda değildi Anastacia, bu yüzden böcürtlerle baş edenleri izleyerek en çok korktuğu şeyin ne olabileceğini düşüp kendini hazırlamaya çalıştı. Karanlık? Evet, karanlıktan korkardı ama en çok korktuğu şey olduğunu sanmıyordu. Ölmek olabilirdi belki... Evet evet, büyük ihtimalle. Zaten tek yapacağı bir Riddiculus büyüsüydü. Ne kadar zor olabilirdi ki?

    Sıra ona gelince her Gryffindor'un yapacağı gibi hızla öne atılıp asasını çekti. O sırada böcürt karanlık bir kütle halinde havada dönüyor, hangi şekli alacağını bilememiş gibi belli belirsiz somutlaşıyor ama sonra tekrar kaybolup dönmeye devam ediyordu. Anastacia öne çıktığında bir süre durakladı ve birden önünde bir grup insan belirdi. İçlerinde Phomel, Aleks, Chloe ve Charlie ile beraber Slytherin'den Bast ve Rox'u da seçebiliyordu. Hepsi başbaşa vermiş fısır fısır bir şeyler konuşuyorlar, arada Anastacia'ya dönüp iğrenen gözlerle onu baştan aşağı süzüyorlardı. Bir süre neler olduğunu çıkarmaya çalışıp öylece onları izledi Ann. Sonunda Phomel'in ona aynı bakışı atmasıyla içine kocaman bir yalnızlık saplandı. Sonunda asasını sıkıca tutup "Riddiculus!" diye haykırdı. Şimdi topluğun hepsi birer kurbağa olmuşlardı. Sınıfta beraber içten olmayan bir şekilde güldü ve arkaya geçti. Zor olmamıştı tabii. Ayrıca bir Gryffindor'un, hele onun gibi bir Gryffindor'un, her zamanki bilindik şeylerden korkması anlamsızdı. Ejderhalar, kurtadamlar ya da vampirler gibi bilindik şeylerden. Onları korkutan şeyler daha soyut ve sinsiydi. Bir ejderhayı herkes haklayabilirdi.

    Herkes böcürtleriyle uğraştıktan sonra sıra ikinci bir büyüye gelmişti. Anastacia gözlerini kısıp tekrar tekrar duvara çarpan sıraya baktı. Bu büyüyü öğrenmelerindeki nedeni anlayamasa da sorgulamamaya karar verdi. Sıra ona geldiğinde öne geçti ve bir kez daha asasını ileri doğrulttu. Gerekti büyüyü haykırdığında sıra orta bir kuvvetle duvara çarpmış, bir küt sesiyle yere inmişti. Anastacia durumundan memnun bir şekilde omzunu silkti ve tekrar sınıfın arkasında yöneldi. Kalan kişileri izledikten ve profesörün diğer bir öğüdünü dinledikten sonra gelen ödevle gözlerini devirdi. KSKS'dan asıl ödev verilmeyeceğini umduğunu bile bilmiyordu açıkçası. Sonunda çantasını omzuna attı ve gözkapakları düşmüş bir vaziyette ayaklarını sürerek yatakhaneye yollandı. Bir sonraki dersten önce biraz kestirse hiç fena olmazdı hani.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Enid Baglin
V. Sınıf
V. Sınıf
Enid Baglin

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 22
Gerçek Adı : Enid

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders   Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders EmptyCuma Tem. 19, 2013 7:58 pm

Ders zili çaldığında sınıfın kapısından girmek üzereydim. Profesör çoktan gelmiş, dolaplarında bir şeylerle uğraşıyordu ve ben kendime bir yer beğenip oturduktan kısa süre sonra o da sallanıp duran dolaplarla işini bitirmiş, yerine oturup öğrencilerin dersliğe gelmesini beklemeye başlamıştı.

Herkesin gelmesini sabırla bekleyip, sınıfa giren son kişinin ardından kapıyı asasının zarif bir hareketiyle kapattı ve sınıfın ortasına yürüyüp konuşmaya başladı: "Evet arkadaşlar. Hepiniz hoş geldiniz. İkinci dönemin ilk Karanlık Sanatlara Karşı Savunma derrsinde sizlere çok özel büyüler göstereceğim." Asasını dolaplara doğru salladı ve tüm öğrencilerin dikkatini o yöne çekti. "Şimdi arkadaşlar. Herkes kitaplarını kaldırsın. Çünkü bu günden sonra artık sizlere gerekli olanın uygulamalı bir ders olduğuna inanıyorum. Bence kitaplardan bir yere kadar yardım alınabilir. Yani Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'da." Sonunda biri akıl etti...

"Düşünün. Eğer ki dışarıda birisi ile istemediğiniz halde düelloya girmek zorunda kalsanız ne olurdu? Kitaplar sizlere o rakibin hangi büyüyü yapacağını söylüyor mu? Yada Sizlere çeviklik kazandırıyor mu? Hayır. Bu yüzden kitapları ders saatleri dışında okuyacaksınız. Sizlere daha önce işlemediğimiz bölümleri ödev olarak verecek, bir sonra ki derste iste o bölümde yazan karanlık büyüyle ilgili bir çözüm büyüsü sunmanızı isteyeceğim. İşte bu yüzden arkadaşlar. Kitaplarını çanlatalarınıza kaldırın. Asalarını elinize alın ve tahtaya doğru yaklaşın." Acele etmeden yerimden kalkıp tahtanın önüne doğru ilerledim. Derslerle çok ilgiliymiş gibi birden canlanan birkaç öğrenciden de bir güzel omuz yedim... Dönüp özür bile dilemediler tabi. Cüppelerinde yeşil görmek beni hiç şaşırtmadı.

Bu kadar meraklandıkları bir durumda bile sessiz durmayı beceremeyen yaşıtlarımı hoşnutsuzlukla süzüp gözlerimi devirdim. Biraz büyüselerdi ya... Profesör fazla kibar bulduğum bir şekilde uğultuları kesti: "Şimdi arkadaşlar herkes beni dinlerse eğer..." Herkesin ona bakmasını bekledi ve devam etti: "Dolapların içerisinde böcürt var. Kim bana böcürtün açıklamasını yapmak ister?" Heyecanla elimi kaldırdım, cevabı biliyordum. En büyük korkumuzu bize karşı kullanıp onun görüntüsüne bürünen, yalnızca komik bir halini düşünerek Riddikulus büyüsünü yaptığımız takdirde yenebildiğimiz fantastik yaratık. Ama çoğu durumda olduğu gibi yine görünmez gibiydim ve profesör beni fark etmemişti bile. Bir başka Ravenclaw öğrencisini seçtiği için içim biraz olsun rahatlamıştı ama, kendi cümlelerimle cevap vermeyi gerçekten çok istemiştim. 

Neyse ki doğru cevap vermişti. "Çok güzel. Binana on puan. Böcürtleri Etkisiz hale getirmek için yapmamaız gereken büyü hangisidir?"  Yine elimi kaldırdım, ama artık az önceki kadar hevesli değildim, yine başkasına söz verecekti nasılsa... Seçtiği ilk öğrenci yanlış cevap verince ellerimiz tekrar havaya kalktı. Soru benim için o kadar kolaydı ki cevaplamak düşüncesi beni heyecanlandırmıyordu bile. Aksiymiş gibi beni seçti profesör. İlk soruda seçseydi nasıl da heyecanla cevap verirdim... Bunaysa kuru bir sesle "Riddikulus." dedim yalnızca. "Çok güzel. Böcürtleri yenmek için yapmamız gereken tek şey odaklanmak arkadaşlar. Şimdi sırayla böcürtlerin karşısına çıkacağız. İlk olarak Siz Ms Thomas."

Her Slytherinli kadar kibirli olan Bastet biraz duraklayıp öne çıktı. Hiçbir şeyden korkmaz gözüken bu kızın karşısında böcürtün neye dönüşeceğini merak ettim. Açılan dolaptan önce kara bir duman, ardından Bastet'in belli ki yakın arkadaşı olan Katheryn bir ceset olarak yere düştü.
Kimileri çığlık atmış, istisnasız herkes gerilemişti. Bense çok şaşkındım. Kendi korkularını ve duygularını bu kadar koca bir kibirle gizleyen birinin sevebildiğini ve sevdiklerini kaybetmekten bu kadar korktuğunu görmek beni şaşırtmış ve etkilemişti. Ama önceki tecrübelerimden biliyordum ki bu olaydan sonra herkese yine aynı tavırla davranacaktı, bu yönünü hafızalardan silecek her şeyi yapacaktı. Kendi kendime homurdandım. İnsanlar...

Sıranın bana gelmesinden korkuyordum. Öyle ki, becerebilse, sıranın bana gelmesine dönüşürdü böcürt. Neyden korktuğumu bilmiyordum. Karanlıktan korkuyordum, ama yeterince değil. Sevdiklerimin ölümünden ben de herkes gibi korkuyordum, ama böcürtü karşımda cesede dönüştürecek kadar büyük bir korku olmadığını umdum yutkunarak. Böcek, örümcek? Bunlarla karşılaşırsam nasıl komik bir şekilde düşüneceğimi bilmiyordum ki! Devasa bir örümceği gözlükle düşünmek bana komik gelmiyordu.

Ben bunları düşündükçe zaman ilerliyor, sınıfta çeşit çeşit yaratıklar bir belirip bir kayboluyordu. Basiliskten karanlığa görmediğimiz şey kalmadı. Böcürtlerinin karşısında ter döken insanları gözlerken düşünüyordum, "Bir yaratıktan bu kadar korktuğum hiç olmadı... Beni korkutan hep duygular. Aşağılanma, küçük düşürülme, sevilmeme, dışlanma. Çocukluğum boyunca içine itildiğim kuyuda koyun koyuna yaşadığım yalnızlık." Korkumun bununla ilgili olacağına neredeyse emindim, ama böcürtün buna nasıl bir yolla dönüşeceğini kestiremiyordum. Düşünerek işin içinden çıkamayınca artık o anı yaşayıp atlatmanın zamanı geldiğine karar verdim ve son birkaç öğrencinin arasından sıyrılıp öne atıldım. Gryffindorlu bir kız, onu dışlamakta olan sosyal grubunun karşısında elinde asasıyla dikiliyordu. Benim karşımda da böyle bir sahne belirecekti demek... Büyüyü haykırarak hepsini birer kurbağaya dönüştürüşünü izledim, ve onun uzaklaşarak boş bıraktığı yeri ben doldurdum.
Gergindim. Midem kasılıyordu. Asamı terli elimde kayar korkusuyla sıkıca tutuyordum. Bana uzun gelen bir süre boyunca anlamlandıramadığım şekillerde süzüldü duman havada. İçinden hayal meyal annemin sert bakışlarını seçebildim... Midem kasılmayı bırakmış, bulanma evresine geçmişti bile. Stres midemi bu kadar etkilemeseydi keşke... Asamı, beni bu yaşıma kadar her türlü kötü duyguyla doldurmuş, her davranışıyla, her sözüyle beni dünyanın en gereksiz insanı olduğuma -bir daha asla aksini düşünemeyeceğim şekilde- ikna etmiş olan -ve karşımda giderek belirginleşen- kadının nefret ve aşağılama dolu gözlerine doğrulttum ve kafasını bir karıncanın bedeninde ve bir kedi tarafından yeniyorken hayal ederek, kendimce yüksek bir sesle bağırdım: "Riddikulus!"

Sersem gibi olmuştum, ama başarmıştım. Annemin gözleri kadar başaramamak korkusu da öyle ezmişti ki midemi... Ama bitmişti. Korkunç bir kabustan uyanmış ve gerçek olmadığını fark edip rahatlamışçasına huzur bulmuştum. Böcürtünü alt edenlerin arasında yerimi aldım, nefesimin düzelmesini bekledim sabırla. Bana bakan var mı diye de geriliyordum, sıcak basıyordu yüzüme. "Kim annesinden korkar ki" diye dalga geçeceklerini düşünüyordum, asıl korkumu anlamayıp. Neden sonra fark ettim ki, hiçbiri o yüzün anneme ait olduğunu bilmiyordu. Rahatlayarak derin bir nefes verdim. 

Herkes kendi mücadelesini verdikten sonra profesör konuşmaya başladı: "Evet. Evet. Çok güzel. Sizleri tebrik ediyorum. Hepinizi kutluyorum. Bir çok kişi bunu başaramaz. Görüntü karşısında korkudan kıpırdayamaz hale gelirdi. Hepinizi tebrik ediyorum.Bravo." Kolundaki saate baktı. Hepimiz için fazlasıyla yoğun bir ders olmuştu, ama belli ki daha ders işleyecektik.
"Şimdi arkadaşlar sizlere basit bir kaç büyü daha. Şimdi bir gönüllü alabilirsem..." Bu sefer gönüllü olmaya niyetim yoktu. Zihnen çok yorulmuştum ve ders bitsin diye dört gözle bekler olmuştum. Profesör, sıralardan birini asasıyla önümüze kadar getirdikten sonra gönüllüyü de seçip konuşmaya devam etti: "Evet.. Gönüllümüz geldiğine göre sıradaki büyü yapmaya başlayabiliriz. Şidmi senden istediğim şey, karşında ki sıraya "Protegresus" demen. Asandan çıkacak olan güç dalgaları seni biraz sarsabilir. Bu yüzden sıkı dur." Öğrenci sırayı duvara gıcırtılarla sürükleyen büyüyü yaptı ve profesör pek tatmin olmamış olacak ki, ekledi: "Çok güzel. İlk defa yapıldığında biraz sıkıntı olabilir. Evet arkadaşlar şimdi sırayla herkes denesin bakalım çok çabuk bir şekilde." 

Sıra Adrian Mikael Black'in güçlü büyüsüyle parçalara ayrılıp duvara çarpmadan hemen önce büyüyü ikna edici düzeyde başarmıştım. Profesör Adrian'a pek de mutlu bakmıyor gibiydi. "Sanırım sıra en sonunda yapılan büyülere ve duvara çarpmaya daha fazla dayanamadı....Bu arada arkadaşlar, bu büyüyü insanlar üzerinde kullanmanın yasak olduğunu tekrar hatırlatmama gerek yoktur umarım. Bu büyüyü sizlere zor durumlarda kaldığınızda kendinizi kurtarabilmeniz için öğrettim. Bir başkasının üzerinde kullanmak en az iki yıllık bir Azkaban tatiline hak kazanmak demektir. Bunu unutmayın!."

Kalan son kişi de büyüyü yaptığı anda zil çaldı. "Gelecek dersimizde sözsüz büyü yapmayı işleyeceğiz. Aslında bu konuya daha önce geçmeliydik. Gecikmiş olduğumuz için işleri hızlandırıyoruz.  Bu gün öğrendiğiniz ve yaptığınız her şeyi tekrar edin. Protegresus büyüsünü tanırım çocuklar. Uygulanırsa uygulayanı yakalar ve cezalandırılması için elimden geleni yaparım. Ayrıca bu büyünün en çok hangi koşullarda işinize yarayabileceği konusunda bir ödev istiyorum. Yarım parşomen uzunluğunda... Şimdi çıkabilirsiniz. İyi günler arkadaşlar.."

Hiç kimse ödevden hoşnut kalmışa benzemiyordu, ama herkesin ödevi yapmaya gerçekten çaba göstereceğini düşündüm. Ne de olsa hepimizin bir şeyler öğrendiği, verimli -ve her ne kadar korkularımızla yüzleşmemiz gerekmiş olsa da- eğlenceli bir ders geçirmiştik ve herkes yarım parşomen ödev yapmayı profesöre borçlu hissedecekti. Sınıfın bir köşesine itilmiş sıralardan çantamı bulup kapıya doğru ilerlerken masasında toparlanmakta olan profesöre hafifçe gülümseyerek başımla selam verdim ve tüm yorgunluğumu sınıfta bırakmayı umarak koridora bir adım attım.


En son Enid Baglin tarafından Paz Tem. 21, 2013 4:40 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi (Sebep : imla)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi II. Dönem I. Ders

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Birinci Dönem İlk Ders
» Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi Başvuruları
» Karanlık Sanatlara Karşı İkinci Dönem İkinci Ders
» Karanlık Sanatlara Karşı Savunma
» I.Dönem I.Mitoloji Dersi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-