Sakin bir günün ardından odamda kitap okuyordum. Çok canım sıkılmıştı. Kitabımı bir yere bıraktım ve efsanevi müdürümüz Piotr Radwańska'yı görmeye gitmeye karar verdim. Yavaşça odamdan çıktım kapıyı kapattım ve yürümeye başladım. Açıkçası biraz tedirgindim. Ne de olsa okul müdürünün odasına öyle damdan düşer gibi gitmek olmazdı. İşe alındığımı söylediği gün "Ne zaman istersen odama gelebilirsin, kapım her zaman sizlere açıktır." demişti ama bu beni rahatlatmıyordu.
Mümkün olduğunca yavaş gidiyordum. Aynı binada olmamıza rağmen odasına gelmem yaklaşık beş dakika sürmüştü... En sonunda kapının önündeydim. Kapıya yavaşça vurdum ve içeriye girdim:
- Merhabalar Bay Radwańska, gelebilir miyim? dedim gülümseyerek.