''Demek adın Luke güzel bir ismin varmış dostum, ben Cody... Cody Biller sen bana kısaca Co diyebilirsin. Ehm bu arada az önce sana uyguladığım sersemlet büyüsü için gerçekten özür dilerim ben seni ölüm yiyenlerden birisi sanmıştım. Normal şartlarda inan bana bir Gryffindor öğrencisini gerçekten sersemletmem.'' Ortam sonunda yatışabilmişti bu yeni tanışan iki Gryffindor'lu iyi bir arkadaşlık kurmuştu. Kısa süre sonra Luke Cody'i evine davet etti ve nezaketini gösterdi ancak Cody bu daveti kabul edemedi çünkü bu kadar kısa sürede tanıştığı biriyle çok fazla samimi olamazdı, ancak oldukça güzel muhabbet ediyorlardı, uzun süre Hogwarts'tan konuştular. Cody yeni dostuna ısınmaya başladığını hissetti ve yeni dostunun da ona ısındığını ummuştu. Konuşma gerçekten ilerlemişti ve iki yakın dost ilk başlarda olduğundan daha samimi olmaya başlamıştı konuşmayı biraz daha ilerleterek ebeveynlerinden konuşmaya karar verdiler Luke ailesini anlattıktan sonra sıra Cody'e gelmişti. Ve anlatmaya başladı ; Anlatayım dostum, babam gerçekten iyi birisidir. Annem ise ben çok küçükken yaptığı deneylerden birisinin sonucunda öldü, yapabilecek hiçbir şeyim yoktu. Ben mezarın başında ne yapıyordum biliyor musun ? Dostum ben ölülerle konuşabiliyorum ama ne yazık ki her istediğim zaman değil, beni buluyorlar ve benimle konuşuyorlar ama ben bir deli değilim merak etme neyse dostum sana iyi geceler ben Çatlak Kazan'a dönüyorum. Cody bu sözlerinden sonra dostuyla vedalaşmak için ayağa kalktı ve elini ona uzatarak el sıkıştı ufak vedanın ardından Cody yoğun sise doğru yürüdü ve sislerin arasında kayboldu..