Mete'nin hayatı, son aylarda 3 insan üzerine kurulmuştu. Bunlardan biri, Seekmet Nil Woodwille idi. Nil'e sürekli baykuş gönderiyor. Onunla temasını kesmiyordu. Sürekli olarak ona, neler yaptığından bahsediyordu. Nil'i bir kardeş gibi görüyordu. Ona değer veriyor, bir abi gibi sahip çıkıyordu. Günün birinde Nil'in onu davet etmesi üzerine, Rheanna'ya bir arkadaşını ziyaret edeceğini söyledi. Bakanlığa gidip Uç Uç Şebekesi'ni kullanarak Godric's Hollow'a geldi. Nil'in mektuplarında tarif ettiği adresi bulması biraz zaman aldı. Oraya vardığında Nil'i, evlerinin bahçesinde, zambakların yanına yayılmış halde buldu. Bir süre durup oturduğu yerde onu izledi. Nil pozisyon değiştirdikten bir dakika sonra ona doğru yaklaştı. Nil ayak seslerini duymuş olmalı ki başını çevirip baktı. Mete'yi görünce gözlerinin içi aydınladı ve:
“Metehan buraya gelsene.” diyerek seslendi. Mete yavaş adımlarla, Nil'in önüne geçti. Ona yukarıdan aşağı dikkatle baktı. Yüzüne sıcacık bir gülümseme yayılmıştı Mete'nin. Kızın karşısına çömelip bağdaş kurdu. Bu sırada kız konuşmaya başladı. Bir yandan omzuna konmuş olan baykuşunu seviyordu.
“Eeee… Neler yapıyorsun bu aralar Mete?” diye sordu. Sonrada gözlerini Mete'nin gözlerine dikti. Mete kısa bir süre cevap vermedi. Ona içten bir şekilde bakmaya devam etti. Mete derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı.
"Bir süredir hiç bir şey yapmıyordum aslında. Geçen haftaya kadar. Şu aralar paslanmış dil bilgimi geliştirmeye çalışıyorum. Ayrıca bir çok spor aktivitesine katılıyorum. Yani anlayacağın bu son hafta biraz meşguldüm." Mete, dakikalarca anlattı. Bol bol konuştu. Okul kapandıktan sonra, yaşadığı alışma sürecini anlattı. Tek başına etrafta nasıl dolaştığını, Lonra sokaklarında neler yaptığını anlattı. Kendi ülkesinin insanı ile ingiliz insanı arasında ki, gözlemlemiş olduğu farkları anlattı. Spor faaliyetlerinde neler yaptığını anlattı. Hangi dilleri neden öğrendiğini, hangisini diğerine göre daha çok tercih edeceğini ve hangi dilleri daha çok sevdiğini anlattı. Dakikalarca konuştu. Ta ki kendini sadece boş bir kabuk gibi hissedene kadar. En sonunda sözlerini bitince, boğazının konuşmaktan kurumuş olduğunu fark etti. Yutkunup yarım bir nefes aldı.
"Peki sen neler yapıyorsun bu aralar? Ayrıca çok susadım." dedi.